Şimdi Ara

Başımdan geçen ve tecrübe ettiğim uzun yolculuk maceraları (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
99
Cevap
14
Favori
14.325
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
84 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • nacker kullanıcısına yanıt
    Yarasa boyutunda değildi. Aşağı yukarı ön camın yarısını kaplıyordu. Ben dünya ötesi bir varlık olduğuna inandım. Belki uyuyacaktım kaza yapacaktım, beni uyutmadı.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Father Torque

    İzmir-Aydın otobanından İzmir'e dönüyoruz. Hanım devamlı kızıyor fazla basma diye, bana 100km'yi geçme diye kendince bir sınır da koydu. Bir kamyonu sollarken hızımı artırdım mecburen yine söylenmeye başladı, işte "illa o kamyonları geçmek zorunda mısın, bak onlar da yeterince hızlı gidiyor" vs vs. Ben de konuyu kapatayım diye "kamyonların arkasında durulmaz, tekerinden taş atar, bişi düşer, her türlü şey olur" gibisinden eveledim bişeyler. 10dk geçmedi ki sollamak için yaklaştığım bir kamyonun arkasından kocaman bir karpuz tam önümüze düştü ve deyim yerindeyse o hızda sağlam bi şekilde patladı. O günden beridir hanım bir daha sollamalarıma karışmaz oldu. Artık sadece düz yoldaki hızlarımdan nem kapıyor.

    Hocam sizin için en guvenli sürüş bu olsa gerek.

    Başımdan geçen ve tecrübe ettiğim uzun yolculuk maceraları

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yolda tır lastiği olabiliyor süratli giderken çok tehlikeli.
  • Öner kullanıcısına yanıt
    İşin güzel yanı arabada arka koltukta ailenin trafik polisi oturunca ceza yeme ihtimalim de baya düşüyor. E aracın göstergeleri de tam ortada ve hız göstergesi dijital, oturduğu her yerden kaçla gittiğimizi görebiliyor, hiçbir kaçarım yok
  • alın size bomba gibi bir macera;

    geçen sene nisan ayında ilk ve son defa kendi başıma izmir'e arabayla gittim. hız olarak tam bir hypermiler olarak 70'i hiç geçmedim. 70 km hız ve altıncı vites sürekli. çok nadir 90'a çıktığım olmuştur. artık tırcılar solluyordu beni. ve 47 litre benzinle istanbul - izmir gidiş dönüş mucizesini yaşadım. gidiş dönüş yanlış okumadınız. gerçi araba izmir'de yattı ama olsun

    şimdi böyle bir yola gidersem yeni arabamla giderim ama bu kadar yavaş olacağımı sanmıyorum. yol bitmiyor çünkü. 70'le gitmem ama 90'la giderim. öyle 140-150 sanmayın hayatta basmam gaza.




  • Uzun yıllar önce, ilk arabam Bis 126 minik yeşil araba, arabamı çok seviyorum,

    arabamı alalı 8-9 ay olmuş , yaz sıcak, hafta sonu bir tanıdığın yanına göle gittik,

    bırakmadılar 1 gece yanlarında kaldık, sabah ekmek almak için bakkala giderken,

    o zamanlar 4 yaşında olan kızım da beraber geldi, yanıma oturdum, müziği de açtım,

    minikle gidiyoruz, yol üzerinde bir hemzemin geçit var, yol kenarları ağaçlık,

    uzaktan geçit görülmüyor, yavaşladım hemzemin üzerinden geçiyorum bariyer filan yok ,

    bir ses duydum,sol tarafa baktığıma trenin üzerimize geldiğini ve çok yakın olduğunu

    gördüm, o heyecanla arabayı stop ettirdim, tren arabamız üzerine son sürat geliyor,

    tekrar arabayı çalıştırmayı düşündüm kızıma baktım, ama çalıştırmazsam , arabadan çıkış

    vaktimizin kalmayacağı aklıma geldi, bir anda bunları nasıl düşündüm bilmiyorum, kızımı

    kucakladığım gibi arabadan çıkıp biraz ileriye kaçtım, tam tren arabaya vurdu vuracak

    diye beklerken, kızımın arabaya doğru koştuğunu gördüm, arkasından koşup kucaklayıp geri

    çekilirken, trenin beni yalayarak tanımdan geçip arabaya vurduğunu gördüm, tren yalaması

    ile 1- 2 metre kızım kucağımda geriye fırladık, kızım neden arabaya koştun dediğimde

    baba terliğimin teki arabada kaldı dedi :-), ayağa kalktığımda ilk göz ağrım minik

    arabamı trenin, önüne katıp götürdüğünü gördüm, öylece arkasından baka kaldım,




  • BayBaba kullanıcısına yanıt
    Aman hocam hemzemin geçit işi sakat, "dur bak dinle geç" deriz. Bariyer olmasa da, gözünüzle iki tarafın da boş olduğunu görmeden geçmeyin. İkinizin de sağ salim atlattığınıza sevindim.
  • Bende ekleme yapayım konu zevkli



    Yedek subay olarak görev yaptığım Kars'tan , haftasonu Erzurum'a gezmeye gelmiştim yine aynı yerde görev yaptığım arkadaşımla. Neyse cumartesi gecesi orduevinde kaldık ve pazar dönüş yoluna koyulduk. Tabi hava karardıktan sonra dönüyoruz. Neyse yaklaşık 110-120km/h hızla sol şeritte ilerliyorken , böyle çift gidiş ve dönüş olan yolda , orta refüjde bir karartı var ama yarısıda benim ilerlediğim sol şeritte gözüküyor , tam anlam veremiyorum , gerçekten bir şey var mı yokmu diye. Göbek dönüşü değil yani bildiğiniz düz refüj , benim yanım dönüş yolunun sol şeridi öyle düşünün. Ben yaklaşırken bir şey olup olmadığını anlamayarak çünkü zifiri karanlık , bunun bir tofaş kartal olduğunu farketmemle kornaya abanmam ve diğer şeride kaçmam bir oldu ancak kartalda ne stoplar yanıyor ne de farlar. Arabasında ışığın esamesi yok zaten yolda da aydınlatma yok , muhtemelen köyde kullanıyor ve umursamıyor. Farketmemiş olsam veya bir başkası aynı duruma düşse o arabaya sol şeritte çarpması kaçınılmazdı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ne oluyor laa herkes hikaye anlatmaya gelmiş. :)
  • Hayatımın ilk uzun yol tecrübesi... yaş 18 araba broadway, Tokat antalya arası gidiyorum arabada tek şöforum :D neyime güvendiysem


    sabit 80 100 le giderken sivas sarkışlada tepeye kadar asfalt ama tam yokuşun tepeyle buluştuğu noktayı mıcırlamışlar hiç bir uyarı tabela yok ... ve asfalt gibi devam eden yol mıcıra dönüşüyor siz göremiyorsunuz tepenin uç noktası olduğu için saat 12 sıraları

    o hızla direk mıcıra dalmam.. o saniyede demek uzun yol maceram bu kadarmış diye düşünmem ve üstüne ulan naptım ki araba yoldan çıktı deyişim :D

    freni koklemek yerıne tetik ezer gibi ezerek yavaşlatıp oradan çıkmam ..

    40 derece öğlen sıcağında konyadan basıp klimasız arabada kafamı yıkaya yıkaya yola vurup konya ovasını geçmem tabi rüzgar sesi felan derken sarhoşa döndüm :D


    çok macera yaşadımda yazsam sayfa dolar ayağımı hissetmiyordum antalyaya vardığımda gaza basmaktan taş olmuştu




  • Bende başımdan geçen 2 olayı anlatayım.

    2011 yazı Bodrum'a gittik arkadaşla. Cumartesi akşamı ve geri döneceğiz Pazar sabaha karşı 3-4 gibi çıkarız dedik. Akşam yemeği sonrası sohbet muhabbet derken baktık saat 12 olmuş. Dedik 3 saat uyumaya değmez sola çıkalım yolda uyuruz bir yere çeker.

    Manisa gibi falan cidden çektik bir yere uyuduk 3 saat falan. Sonra tekrar çıktık yola. Tabi arkadaş yol boyunca uyudu ben sürmeye devam. Yalova'ya geldik ve feribota doğru gidiyoruz. Bir ara içim geçmiş gitmişim anlık. Çuff çuff çuff diye bir ses duymamla beraber bir anda ayıldım. Benim camım yarı açıktı. Bu feribota kadar giden yolda ortada beton vardır ve üzerinde kedi gözleri vardır. Betona o kadar yaklaşmışız ki o kedi gözleri ile ayna arasında oluşan havadan geliyormuş o ses. 2 sn daha uyanmasam betona sürtük takla atmıştık kesin.

    O yüzden kesinlikle uykunuzu iyice almadan uzun yola çıkmayın.

    2. vaka 2017 Eylül gibi eşimle Eskişehir'e gidiyoruz. Selimiye tarafları falan sanırım yolda sağda bir Çadır vardı ve önünde koca bir tabelada SEX yazıyordu. Eşimle bir birimize bakıp nasıl yaaa diye dumur olmuştuk.

    Bu çadırı başka bilen yada gören var mı cidden çok merak ediyoruz :D




  • Güzel konu teşekkürler.

    Bende şunu paylaşayım. Uzun yolculuğumda İstanbul'dan çıkış, Çanakkale Biga arasını hayırlamıyorum. Muhtemelen uyuyordum. Daha sonra karar verdim uykum geldimi çekip 15-20 dakika kestiriyorum. Siz siz olun uyumam ben demeyin.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • millette ne hikayeler varmış yahu

    Konu on numara

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sene 1996-97 falan, işyerinden çıktım, eve gidiyorum. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinden Bornova'ya. Bostanlı sahilden gidiyorum. Bostanlı camisinin oraya geldim. Ben sağ şeritteyim. İleride de bir kamyon var. Sağda duruyor. Sonra birden U dönüşü yapmaya başladı. Tüm yolu kapadı. Sol şeritte BMW vardı, durdu. Orta şeritte Vectra vardı, durdu. Ben sağ şeritte Spring ile kaya kaya gidiyorum, en sonunda duramayacağımı anladım, burnumu kaldırıma verdim, ama kaldırıma çıkmadan, kaldırım taşında durdum.

    Herkes arabalarından indi, şöföre söyleniyor, bağırıyor. Kamyon şöförü camdan kafasını çıkardı ve hiç aklımdan çıkmayacak o cümleyi söyledi;

    "Koskoca kamyonu görmediniz mi?"

    Bu sözden sonra hepimiz sustuk, arabalarımıza bindik ve yola devam ettik.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bal974 -- 18 Ocak 2019; 9:21:22 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konu güzel.
    Ben de bir anımı anlatayım.

    Bu yaz Sakarya'dan Muğla'ya yola çıktım.
    Fethiye, Ölüdeniz'e gidecektim.
    Oteli ayarladım, saat 14:00 gibi girişler oluyor.
    700 km olarak hesapladım ve sabah 05:00 de yola çıktım.
    Ben, eşim ve iki çocuğum ile gidiyoruz.
    Yolda mola vereceğimi falan hesaplayarak sabah 5 uygun dedim.
    2 gün önce de bakıma soktum aracı. Yani yola hazırım.

    Bozüyük , Eskişehir, Kütahya, Afyon, Burdur , Muğla güzergahını takip edeceğim.
    Afyon'a kadar sorunsuz geldim. Aslında Kütahya civarlarında ufak bir şeyden şüphelenmiştim.
    Hız sabitleyici ile gidiyorum, hızımı artırmak için Set+ ya bastığımda ivmelenmeyi hissederdim, birkaç defa ivmelenme olmadı ve araç sanki hızlanmıyor gibi oldu.
    Bunu 2-3 kez yaptı sadece ve çok kısa sürdüğü için bir sorun olduğu ya da olacağı aklıma gelmedi.

    Afyon Özdilek'de mola verdik, birşeyler atıştırdık, öğle namazını kıldık, dinlendik ve yola çıkacağız.
    Araç marş almadı. Tık yok, sanki akü bitti..
    Birkaç kez denedim almadı. Hafif rampada bırakmıştım, saldım ve ileri akarken ikinci viteste vurdurdum çalıştı.
    bi 5 dk çalıştı, stop ettim, çalıştırdım sorun yok.

    Yola çıktım.

    bir süre daha yol gittim, ara ara turbonun devreye girmediğini hissetmeye başladım. Araç çekişten düştü.
    İlk başta turbo kesti diye düşündüm. Ama sonra düzeldi.

    Muğla'ya kadar geldim, Bazı mevkilerde yol yapım vardı, tek yola düşüyor ve gidiş geliş veriyordu.
    Böyle bir yolda araçlar konvoy halinde duruyordu, trafiği bir sağ tarafa bir sol tarafa dönüşümlü veriyorlardı.
    araçta 5 dk bekledik 1 mt ilerleme olmayınca boşuna yakıt tüketmeyeyim diye stop ettim aracı.
    Bir 5 dk sonra hareket sırasını bize verdiler , benim şerit akmaya başladı ben de marşa bastım tık yok.
    birkaç kez bastım ama marş yok.
    Allahtan rampa da yine 2 ile vurdudum çalıştı.
    100 mt gittik şerit yine durunca ben de durdum, denemek için tekrar stop ettim ve marş bastım ama marş yok.
    Anladım ki akü artık bitti.
    Yine vurdurup çalıştırdım ve ilk bulduğum sanayiye girmek kararıyla yolda hiç stop etmeden bekledim.
    İlk bulduğum sanayi Seydikemer sanayi sitesiydi. (bulmaz olaydım)
    Girdim ve Ford marka araçlara bakan bir tamirhaneye aracı çektim, durumu anlattım.
    Bu arada saat 13:00 oldu.

    Usta baktı (bakmaz olaydı) , akü bitmiş dedi.
    kendi aküsünü bağladı, sorunsuz çalışıyor araç.
    Dedim ki acaba akü sağlamdır da şarj dinamosu bozuk olabilir mi?
    Çünkü akü daha 1 yıllık, yeni aldım.
    Böyle deyince şarj dinamosunu ölçtü, ve "bu bozuk" dedi.
    tamiri de olur yenisi de olur dedi.
    yenisine 900 tl fiyat çekti, tamirini de 250-300 tl ye yaparım dedi.

    Zaten tatile gideceğimiz için paranın ne kadar azını harcarsam o kadar iyi diye tamir etmesini söyledim.

    Bir parça lazım dedi, biyerleri aradı, beklemeye başladık, parçanın gelmesi 1 saat sürdü, aldı, taktı, çalışmadı.
    başka parça söyledi, onu bekledik, 1.5 saat sonra o geldi, taktı olmadı,
    Çok fazla uzatmayayım, bizi sürekli o parça değil bu parça arızalı diye oyaladı ve akşam saat 19:30 oldu biz hala sanayideyiz.
    Çocuklar perişan oldu , açlık bi tarafa yorgunluk bir tarafa, sinirlerimiz iyice gerildi.
    Bi ara, birader uğraşma al yenisini tak gideyim yoluma dediysem de adam ısrarla ben bunu yaparım bekleyin yapıcam dedi.
    Bu arada benim akü sağlammış, akü değişmedik.

    İşlem tamam dedi , 300 tl ücret ödedim ve akşam 19:30 gibi sanayiden çıktık.
    Yolda 2 km gittim ki aracın direksiyonu sertleşti ve elektrik destekli direksiyon arızası verdi.
    kamyon direksiyonundan sert oldu.
    ışıklar gitti, sinyaller çalışmamaya başladı.
    Akşam karanlığında bilmedik yolda kör gibi kaldık.
    Boşa alıp ara gaz falan verdim, devir yükselttim bir ara düzeldi. Direksiyon yumuşadı, ışıklar geldi, devam ettim.
    Adamı arıyorum telefonuma cevap vermiyor. kapatmış gitmiş eve muhtemelen.
    Otele 35 km falan yol kaldı (navigasyon öyle diyor)
    35 km yolu nasıl gittiğimi siz bana sorun. Virajlarda direksiyonu iki elle asıla asıla döndürüyorum. 30-35 km hızı geçmeden kalan mesafeyi gitmeye çalıştım.
    Otele vardığımızda akşam 21:00 falan oldu.

    Ertesi gün Fethiye sanayisinde şarj dinamosunu değiştim, 800 tl para da oraya verdim.
    Tabii tatil berbat oldu, 1 gün ziyan, gezi için ayırdığım para çöp oldu, perişan bir yolculuk geçirdim.
    bir daha seydikemer'de sanayiye gider miyim? aracı yakarım ama yine girmem oraya..




  • Öner kullanıcısına yanıt
    Hocam arabanin marka modeli neydi? Bir solukta okudum :) Bu arada bakimdan cikan aracin akusunde problem olmasi hakikaten rezil bi durum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pyp

    Hocam arabanin marka modeli neydi? Bir solukta okudum :) Bu arada bakimdan cikan aracin akusunde problem olmasi hakikaten rezil bi durum.



    2007 focus ghia.
    4 yildir kullabiyorum, bir sorun yoktu. Bakimlarini yaptiriyordum.
    Yola cikmadan once de periyodik bakimini yaptirmistim, yağı, filtreleri falan degisti, 2 gun boyunca da kullandim. Bir sorun olmamisti.

    Aracta giderken klima acik, radyo da acik haliyle. Akude guc bitti, tekrar sarj olmayinca da elektrik ile calisan tum fonksiyonlar durdu.
    Cocuklara dönüp kemerinizi takin dedim. Virajlari donecek kadar bile ceviremiyordum direksiyonu.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Material-Engineer

    Peder kamyon şöförü annem işçi yıl 2001 yada 2002 tam hatırlamıyorum. Yaz aylarının ortası evde yalnız kalamıyorum malum yaş küçük daha 6-7 yaşlarındayım. Pederle Çorlu'ya gidiyoruz Manisa'dan çıktık yola yükümüz 16 ton iplik kamyonumuz emektar 83 model 180lik Volvo Yavuz. Çıktık yola güllük gülistanlık hava ne sıcak ne soğuk yollar boş alttan hafif müziğimiz açık camı yarıya kadar indirmişim rüzgar hafif hafid yüzümü okşuyor. Kaz dağını tırmanıyoruz son molayı 4 saat evvel verdik hafif bir yorgunlukta başlamadı değil. Kaz dağının zirvede mola verip kahvaltı vs yapacağız bir 45dk dinlenmeyi planlıyoruz ve mola yerine yaklaşık 500 metre kaldı. Babamla sohbet ederken derinden bir tıslama sesi geliyor babamın tedirginliğini anlatamam ama sağa çekip aşağı in diye bağırdı. İndim aşağı bütün lastiklere takoz koymuş şöför mahalini kaldırırken banada oğlum büyük taş bul diye bağırdığını hatırlıyorum ben taş ararken o patlayan fren hortumunu tamir etme çabasında derken bir baktım kamyondan hafif çatırdama sesleri gelmeye başladı ve bizim emektarın yavaş yavaş geriye kaydığını gördüm. Koştum çamurluğa yapıştım çocukluk aklı işte sanki kamyonu tutabilecekmiş gibi. Babam gelip beni aldım tabiri caizse yolun kenarına doğru fırlattı çünkü kamyon takozların üzerinden atlayıp hafif üzerimize doğru devrilme açısı almıştı ki bir anda lastikler sola doğru dönüp kamyon kendini yolun ortasına attı ve geri geri gitmeye başladı. Karşı şeritten yanlış hatırlamıyorum kaz dağını inen varan turun otobüsü bizim olduğumuz şerittede 2 adet tır vardı. Babanın yolun ortasına koşup ellerini kaldırıp dur şöför yok demeye çalıştığını hatırlıyorum. Otobüse tırlara odaklanmışken çok yüksek bir ses duydum bizim emektar ormanın içine dalmış 3 4 ağaç devirmiş şasi bir yere kabini bir yere kasası bir yere gitmiş. Dönüp babama baktım asfalta diz çökmüş ağlıyordu. Gittim yanına oturdum sarıldı gitti oğlum gitti dedi. Sonra otobüsteki yolcular koşup beni alıp otobüse alıp su falan içirdiler ama aklım babamda göremiyorum ne yaptı ne etti diye kamyonun yanına gitmiş manzarayı görünce daha bir kötü olmuş. Neyse tabi tırlar ve otobüs yollarına gitti. Biz kaldık başbaşa Trakya bölgesinde ne kadar çekici kurtarıcı varsa hepsinin işi var ne hikmetse. Olayın akşamına Manisa'dan babamın arkadaşları geldi beni götürmek istediler gitmedim gidemedim.Otele gittik almadılar. Üstümüz başımıza perişan halde tabi. Döndük olay yerine ve Manisa'dan kurtarıcı ve tır gelene kadar 3 gün boyunca o enkazın içinde uyuduk.

    Buda böyle bir anı daha anlatsam neler neler var.
    gözlerim yaşardı yeminle,babaların çaresiz kaldığı durumlar evlatlar da hep iz bırakırmış demek ki.rahmetli babamın da trafik te değil ama memurken 3 ay maaş alamayıp başkasından borç isterken ki çaresizliğini ve ağlamasını hiç unutamam...




  • Material-Engineer kullanıcısına yanıt
    O zamanlar agir vasitalar havali fren degilmiydi?
    Havali frenlerde fren borusu patladiginda butun lastikleri kilitler.
  • hey gidi gunler hey

    Hic unutmam Honda CBR 1100XX i yeni almisim gece sehir icinde turluyorum.
    Baktim bi tane Honda Type R bana sekil yapiyor ara gaz falan.

    Icinde iki kisi yanima yanastilar kapisalimmi diyorlar. Peki dedim
    Lambalardan sonra kopruye kadar 1-1.5km duzluk olan bir yer var kopruye ilk varan kazanir dedim.

    Kirmizi-sari yandi elemanlar kalkti ben yesil yandiktan sonra biraz da bekledim, 100 metre avans verdim

    Arabayi kullanan yanindakina lan bu bizimle dalga gecti galiba baksana gelmiyor demis.
    Yanindaki arkasina bakmis, baaaas geliyor demis. Bu da aynadan arkaya bakiyormus hani nerde lan falan diyormus.

    kopruye 100metre kala artik kazandim diye sevinirken o an yanimdan bir isigin gecip kayboldugunu gordum ne oldugunu bile anlamadim dedi bana, hizim 250km/s falandi




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.