Şimdi Ara

Fragman (8. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
450
Cevap
10
Favori
17.376
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • The Invisible Guest (Contratiempo-2016)




    Fragman




    İsmini forumda duyduğum bir İspanyol "Gizem" filmi. 4 Milyon euro luk bütçesiyle 30,5 Milyon dolar ciro yapmış.İşin ilginç tarafı bu cironun neredeyse 26 Milyon dolarlık kısmını Çin de yapmış. Konusu ; Ünlü ve zengin bir iş adamı , sevgilisini bir otel odasında öldürmek le suçlanmaktadır. Adamın iddiası ise , odada başka birinin olduğu , kendisini bayıltıp sevgilisini öldürdüğüdür. Bunu ispat edip adamı kurtarma ta , hiçbir davasını kaybetmemiş , emeklilik arifesindeki tecrübeli kadın avukata düşmektedir. Ancak bunu için adamın olayları baştan anlatması gerekmektedir.

    İlk olarak şunu söyleyeyim , bunun gibi aynı olayın defalarca yeniden anlatıldığı filmler bir noktadan sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Ama bu film için bu geçerli değil. Aynı olay defalarca anlatılmasına rağmen sıkmamayı başarıyor. Film belli tempoda giderken sonlara doğru Twist ler sağlı sollu gelmeye başlıyor. Sonuç ; İyi hikaye , iyi senaryo , iyi oyunculuklar , iyi film. Ben beğendim.
  • Onlar (Ils - Them-2006)


    Fragman



    Fransız-Romanya ortak yapımı (herhalde) bir film. Filmin başında ki yazıdan olayın gerçek olduğunu anlıyoruz. (insanın aklına ister istemez "Olay gerçekse ve herkes öldüyse , o zaman olanları kim anlattı ?" sorusu geliyor ya neyse) Fransız bir çiftin Romanya da başından geçen , kovalamacalı öldürmeceli olaylar. Bazı sahneler gerilimi arttırmak için olsa gerek , uzun tutulmuş. Ama öyle uzun tutulmuş ki , freddy'nin kabusu gibi bitmek bilmiyor. Bu da gerilimi arttırmak şöyle dursun fena halde sıkıyor. Beğenmedim , otur , sıfır.
  • Whiplash - 2014



    Fragman



    Gelmiş geçmiş en iyi caz bateristlerinden biri olmayı kafasına takmış bir öğrenci ve aşırı mükemmeliyetçi orkestra şefinin arasında geçen çekişme mi diyeyim , ne diyeyim ben de bilmiyorum. 3.3 Milyon dolar bütçeyle 49 Milyon dolar gibi iyi bir gişe yapmış. Eleştirmenlerden ve seyirciden iyi yorumlar almış bir film. Beğenmediğimi söylemek haksızlık olur ama orkestra şefine gıcık olduğum için filme o kadar konsantre olamadım. Ben olsam varya onun .... Öğrencilerini intihar edecek kadar taciz edip aşağılamanın adı "Mükemmeliyetçilik" değil başka birşey de burada yazmak istemiyorum. İşin acı tarafı olayın Princeton Lisesinin stüdyo grubundaki anılardan yola çıkılarak yazılması. Yani olay kısmen de olsa gerçek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 1 Ekim 2018; 14:46:22 >
  • Katil Çizimler ((Killer Toon - Deo web-toon: Ye-go sal-in-2013)



    Fragman



    Kore yapımı bir korku filmi. Güney Kore yani , zaten kuzey korenin korku filmi çekmeye ihtiyacı yok. Gündelik hayatları korku filmi gibi. Neyse , filmin konusu ; popüler web-çizgiromancı kadının yayınlanmak üzere gönderdiği çizimlerle beraber esrarengiz ölümler başlar. İnsanlar çizgi romandaki gibi ölmektedir. Polis bunların başta intihar olduğunu düşünür ancak çok geçmeden olayların ardında gizemli birşeyler olduğu ortaya çıkar.

    Ben Güney Kore de çizgi romanların bukadar popüler olduğunu bilmiyordum. O da gerçekten popülerse. Çizimlerle değişik bir hava katılmış film , bol Jump-Scare li bir başlangıcın ardından yavaş yavaş havasını kaybediyor. Ve bir noktadan sonra senaryodaki tutarsızlıklar seyircinin (O ben oluyorum) dikkatini dağıtacak kadar çoğalıyor. Şık çizimler , ortalama oyunculuklar ve gittikçe çuvallayan hikayeyi kurtarmaya yetmiyor. Ortalama bir film.
  • The Office (Opiseu-2015)



    Fragman



    Güney Kore yapımı bir korku filmi daha. Bu hafta özellikle uzakdoğu sinemasını seçtim. Değişik ülkelerden tarz(lar)ıma uygun filmler seyretmek istiyorum. Hep Amerikan hep Avrupa filmleri nereye kadar. Filmin konusu ; Annesini , karısını ve oğlunu vahşice öldürüp ortadan kaybolan satış müdürünü araştırmak üzere çalıştığı ofise gelen polis iş arkadaşlarıyla konuşur. Görünüşe bakılırsa böyle birşey yapacak bir kişi değildir. Adamın bulunamaması biryana ofiste ölümler devam etmektedir.

    Biraz yavaş tempoda ilerleyen bir film. İlgiyi ayakta tutmayı başarıyor ve başta seyirciye sordurduğu "Neden ?" sorusunun cevabını sona kadar saklıyor. Peki sonunda bu sorunun cevabını veriyor mu ? Hayır. Belki filmi seyreden bir Koreli veya Japon için olay gayet anlaşılabilir ama en azından benim gibi uzakdoğu kültürüne uzak olanlar için "Neden ve nasıl ?" sorularının cevabı havada kalıyor. Elbette olayları açıklayan bir teorim var ama burada yazmayacağım.
  • Karanlık Sırlar (A Tale of Two Sisters - Janghwa, Hongryeon-2003)




    Fragman



    Güney Kore korku filmleri deyince birçok listenin zirvesinde olan bir film. Neyazık ki 3.7 Milyon dolar bütçesine karşılık gişede 1 Milyon dolar kazanarak batmış. Nedenini anlamak zor değil. Nedene geleceğiz ama önce konu ;...lan konu ne ki ? Şimdi düşününce konunun ne olduğunu veya nasıl anlatılacağını çözemedim. İki kız kardeş evlerine dönerler ama dönmezler. Anlaşamadıkları bir üvey anneleri vardır ama yoktur. Bir takım olaylar olur ama olmaz aslında. Böyle birşey.

    Filmin ilk bir saatinde pek birşey olmuyor. Daha çok bir dram filmi izliyoruz. Sonrasını ise "Şarşırtmacalı , asortik bir film yapacağız" diye öyle bir karıştırmışlar ki film çorbaya dönmüş. Finalde ki açıklama kısmı ise üzerine tüy dikmiş. Olayları açıklamak yerine filmin tamamını mantık hatalarıyla dolu saçma bir gösteriye dönüştürmüş. Bu da bana kalırsa gişeye yansımış. Tabi ki bunlar benim düşüncem. Ben beğenmedim.
  • Yeni Dünya (New World - Sinsegye-2013)




    Fragman




    Güney kore işi suç filmi. Konu ; Klasik suç örgütü içinde ki köstebek hikayesi. Suç örgütünün lideri trafik kazası geçirip ölünce , üç varisi arasında çekişme başlar. Polis üst düzeye yerleştirdiği köstebek vasıtasıyla kontrolünü elinde tutabileceği varisin yeni lider olmasını sağlamaya çalışır.

    Filmin Amerikalı muadillerinden pek farkı yok. En büyük fark , Koreli çete üyeleri birbirlerine silah yerine döner bıçaklarıyla ve sopalarla dalarak hesaplaşması. Film fena değil , yalnız bir noktadan sonra film Baba ya doğru gidiyor. Yani efsanevi "Baba" filminin sonuna doğru. Bunu anladığınızda ise filmin keyfi biraz kaçıyor. Aksi gibi bu kısım kısa tutulacağına uzatılmış da uzatılmış. Ve o son sahnenin neden konulduğunu anlamış değilim. Onun haricinde oyunculuklar iyi , özellikle "Oldboy" dan tanıdığım ve oyunculuğunu beğendiğim Min-sik Choi (Adını değiştir arkadaşım bu nebiçim isimdir) nin oyunculuğu gayet iyi. Genel olarak beğendim.
  • Hocam küçük bir tavsiye, konu bu şekilde çok dağınık ve epey bir okunaksız. Yani böyle sürekli yeni mesaj atıp da izlediğin filmleri eklersen kimse girip de tek tek sayfalar dolusu senin mesajlarına bakmaz. İzlediğin filmleri 1. mesaja liste halinde ekleyip yorumları da oraya koyarsan daha iyi olur. Yine mesaj atıp konuyu güncel tutabilirsin ama 1. mesajda da liste ve yorumların olmazsa bir anlamı kalmıyor. Hangi filmi izleyip izlemediğini bulmak işkence bu şekilde.
  • Fulton F kullanıcısına yanıt
    Yorumlar olmaz (resimler, gişe bilgileri, konular , yorumlar çok yer tutar) ama liste benim de aklımda. Hatta bugün yapmayı düşünüyordum üşendim. Ben de ipin ucunu kaçırdım. İzlediğim filmlerin Hangisine yorum yazdım hangisine yazmadım hatırlamak gittikçe zorlaşıyor. Bir filme iki inceleme yazmaktan korkuyorum. Ben sonraki mesajda liste yapmayı düşünüyordum , ilk mesajı düzenleyeyim o zaman. Artı şunu yapabilirim listeye sayfa numarası koyabilirim (şu şu şu filmler 1. Sayfa , şu şu şu filmler 5. Sayfa , gibi) isteyen merak ettiği filmi sayfa numarasına göre bulabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şeytanı Gördüm (I Saw the Devil - Ang-ma-reul bo-at-da-2010)



    Fragman




    Hemen başlangıçta uyarıyı yapalım , Film bol kanlı , cinsellik , tecavüz , yamyamlık içeriyor. Aile ile izlenecek bir film değil. Konusu ; Nişanlısı bir seri katil tarafından parçalanarak öldürülen gizli ajan , intikam almaya yemin eder. Ve katille arasında bir kedi-fare oyunu başlar. Bu bedelleri ağır olan bir oyundur.

    Konu iyi , klasik gibi gözükse de bazı orijinal yanları var. Oyunculuklar iyi , özellikle bir önce ki filmdeki adı sakıncalı abimiz Min-sik Choi ve "Red 2" den hatırladığım Byung-Hun Lee nin oyunculukları. Birkaç aksilik olmasa "İşte intikam böyle alınır" denilecek bir film. Ben beğendim.


    Not : Bir önceki filmi ve bunu yütüp üzerinden seyretmişim güya. Hem de bu filmi dublajlı seyretmişim. Yok artık daha neler :s
  • Güney Kore sinemasından şimdilik bukadar. Radarıma giren birkaç film daha var ancak onlara ulaşamadım. Ulaşabileceğimden de pek emin değilim. Listesi aşağıda. Seyredenler veya ulaşıp da seyredecek olanlar konuları ve kaliteleri hakkında bilgi verirlerse iyi olur.


    Hansel and Gretel
    R-Point
    GP 506
    Antarctic Journal
  • Kapan (Get Out-2017)

    Fragman

    Güzeldi. Son zamanlarda izlediğimiz (en azından benim izlediğim) korku-gerilim filmlerinden değişik bir konusu var. Hiç işlenmemiş bir konu değil ama. Olayların aydınlanması biraz fazla tesadüfi gerçekleşiyor. Dedikleri gibi filmler de tesadüfler ana karakterin alehine gelişirse inandırıcı oluyor. Aksi taktirde "Onca adam varken senin mahallenden kaçırılan adama mı denk geliyorsun ?" oluyor.



    Not . İlk mesaj değiştirildiği için buraya taşınmıştır.
  • İlk mesaj tekrar düzenlenmiş , Liste eklenmiştir. Vay be 122 film olmuş (Şimdilik)

    Hergün olmasa da birkaç günde bir listeyi güncelleyip , inceleme yazdığım filmleri ekleyeceğim. (İnşallah)
  • Mad Max - 1979


    Fragman


    İsmi gören anlamıştır herhalde. Bu hafta Avustralya-Yeni Zelanda filmlerine geçtik. Ve Avustralya sineması deyince ilk akla gelen Mad Max serisi oluyor. Avustralya yapımlarının bende yeri ayrı. Nedenini bilmiyorum ama seviyorum , hatta öyle ki ömründe 2 dizi (The X-Files , Heroes) seyretmiş olan benim , baştan sona seyrettiğim üçüncü dizi bir Avustralya dizisiydi. Yat yarışını anlatan bu diziyi , denizcilikle ve denizle alakası olmayan bir kişi olarak neden sevdiğimi ve seyrettiğimi hala kendime açıklayamam.

    Filme geçelim. Savaştan sonra devlet düzeninin neredeyse kalktığı , suçlularla başetmenin bir avuç polise kaldığı bir gelecekte , karısı ve çocuğu bir motorsiklet çetesi tarafından öldürülen polis Max in intikam hikayesi. Aslında güzel film olmanın yanında , biraz tesadüfen de olsa Mel Gibson ı Sinema dünyasına kazandırması açısından da önemli bir film. O tesadüf te şu ; Yönetmen George Miller kavga sahnelerinin gerçekci olmasını istiyordu , arkadaşını seçmelere götüren Mel Gibson ı görünce aradığı kişinin o olduğuna karar verdi zira bir gece önce bar kavgasında Gibson ın ağzı yüzü dağalmış ve morluklar içerisindeydi.



    Mad Max 2: The Road Warrior - 1981


    Fragman


    Serinin ikinci filminde daha apokaliptik bir dünya bizi bekliyor. Nükleer savaş sonrası en değerli şey benzin olmuştur. Ve bir petrol pompası etrafında kurdukları köyde yaşayanların hiç şansı yoktur. Yaşadığı kaza sonrası bu insanlar tarafından kurtarılan Max , onları ve değerli yüklerini azılı katil çetesinden kurtarmaya çalışır. Devam filmleri ilk filmden daha iyi olan nadir serilerden biridir Mad Max serisi.



    Mad Max 3 Beyond Thunderdome - 1985



    Fragman


    Geldiği şehirde , şehri yöneten iki güç arasındaki enerji savaşına müdahil olan Max bu savaşın kaybedeni olur. Birde üzerine uçak kazasından kurtulanların soyundan gelen kayıp çocuklar eklenince olaylar iyice sarpasarar. Yaşlanmayan Büyükanne Tina Turner ın oyunculuğu filmin en büyük sürprizi.
  • Mad Max: Fury Road - 2015



    Fragman



    Bu son filmi ilk üçlemeden ayrı tuttum. Bunun birkaç sebebi var. İlk olarak bu film daha yeni ve o yüzden ilgi çekici. İkinci olarak ilk filmlerdeki o hormonsuz yapı gitmiş ve bol bilgisayar efektli bir film gelmiş. Üçüncüsü başrol oyuncusu değişmiş. Bunun benim için mahsuru yok. Aksine The Revenant tan ve Inception dan tanıdığım ve oyunculuğunu beğendiğim Tom Hardy bu zor işin altından gayet ustalıkla kalkmış. Neredeyse 30 yıllık bir efsane ile başa çıkmak kolay iş değildir. Asıl mesele Tom Hardy nin kendine güvenmesi değil , seriyi yaratan George Miller ın Tom Hardy e güvenmemesi. Seyircinin bu rol değişikliğini istemeyeceğine , kabullenmeyeceğine inanmış olmalı ki filmin neredeyse yarısında (bu biraz abartı olabilir) Max i maskeli görüyoruz. Ve baş karakter (Max yani) özgürlüğe kaçan kadınların arka planına düşüyor. Yani Max in hikayesini değil Furiosa nın hikayesini seyrediyoruz.

    Filmin konusunu yazmayı unutmuşum. Yazmışım aslında ; özgürlüğe kaçan kadınlar. İlk seriden farkı petrol ün yerini su almış bu sefer. Suya hükmeden bir Tiran var ve bu kadınlar onun elinden kaçıyorlar. Bütün yukarıda yazdıklarıma rağmen ben beğendim. İzlemeyen varsa izlemeli. Ha birde sürpriz haber vereyim "Mad Max: The Wasteland" isimli devam projesi var ve başrolünde yine Tom Hardy olacak gibi görünüyor.
  • Ölüm sessizligi (Dead Calm-1989)



    Fragman




    Yaşadıkları trajedinin ardından yatlarıyla denize açılan çiftin hayatları , okyanusun ortasında kaza geçirmiş bir yelkenliden kurtardıkları adamı yanlarına almalarıyla kabusa döner. Avustralya yapımı bir gerilim filmi. Benim sevdiğim bir filmdir. Hele "Yanıyorsun fuat abi" özlü sözüyle tanımlayabileceğimiz sonunu ayrıca severim.
  • Sevimli Hayaletler (The Frighteners-1996)



    Fragman



    Kahramanımız karısını kaybettiği , kendisinin ise yaralı kurtulduğu trafik kazasının ardından hayaletleri görmeye ve onlarla iletişime geçmeye başlar. Ve bu yeni yeteneğini üçkağıtçılık için kullanmakta gecikmez. Fakat birsüre sonra işler ciddiye biner çünkü ölüm meleği(?) kurbanlarının alınlarında sadece kahramanımızın görebildiği sayılar bırakarak seri bir şekilde can almaya başlamıştır. Türkçe ismine aldanmayın , gayet iyi bir Korku/Komedi filmidir. Hernekadar 30 Milyon dolar bütçeyle , 29.3 Milyon dolar getirse de yönetmeni Peter Jackson bu filmden sonra yapımcılar tarafından "Yüzüklerin Efendisi" serisine terfi ettirildi.

    Not : Amerikan filmi olarak bilinse , İMDb de Yeni Zelanda/Amerika ortak yapımı yazsa da , Yeni Zelanda yapımları arasında yazdım incelemesini.
  • Ev Hapsi (Housebound-2014)



    Fragman



    İşlediği suçun cezası olarak , yıllar önce terkettiği aile evinde , Annesi ve üvey babasının yanında ev hapsine mahkum edilen asi kızın başından geçen olaylar. Kaybolan eşyalar , duvarlardan gelen sesler , hareket eden oyuncaklar. Ürkütücü bir hayalet hikayesi olarak başlayan film ilginç yerlere varıyor. Korku filmi , yarısından sonra yavaştan kahkaha attıran komediye dönüşüyor.

    Yeni Zelanda yapımı Korku/Komedi filmi. Normalde Güney Kore filmlerinden sonra sıra Japon filmlerine gelmesi gerekiyordu. (Aslında sıra ; Avustralya-Yeni Zelanda , Japonya , G.Kore v.s diye gitmeliydi ama birkere G.Kore ile başlamış olduk neyapalım) Ama bu filmi seyrettikten sonra sıralamayı değiştirdim. Çok korkutucu olmasa da heyecan uyandıran bir başlangıcın ardından gelen gizem çözme macerası ve komediye geçiş. Heyecanlandırdığını , meraklandırdığını ve güldürdüğünü söyleyebilirim (özellikle yüz rendeleme sahnesinde ve birkaç sahnede daha kahkahayla güldüm). 350 Bin Yeni Zelanda doları bütçesiyle 236 Bin dolar gişe yapmış. Ben beğendim.


    Not : Dedikoduların arkası kesilmiyor. Bu filmi de yütüp üzerinden Türkçe dublajlı seyretmişim. Yalan :s
  • Liste güncellenmiştir. Avustralya-Yeni Zelanda filmlerinden bukadar. İlla ki başka filmler de vardır. Ama seyrettiğim ve adını hatırlayabildiğim şimdilik bukadar. Sıra geldi Japon filmlerine. Daha önce inceleme yazdığım "Yürüyen Şato (Hauru no ugoku shiro-2004)" , "Ruhların Kaçışı (Sen to Chihiro no kamikakushi-2001)" ve "Battle Royale (Batoru rowaiaru-2000)" filmlerine ek bir seri olacak.
  • Akira Kurosawa


    Fragman


    Japon sineması denince ilk akla gelen yönetmen. 1910 doğumlu Kurosawa , 1936 da girdiği sinema sektöründe , 50 Yılda 30 filme yönetmen olarak imza atmış. Bunların arasında , Ran , Dersu Uzala , Yedi Samuray , Düşler , Ağustos'ta Rapsodi , Rashomon ilk başta sayabileceklerim. Ağustos'ta Rapsodi yi uzun zaman önce seyretmiştim. İyi film olmasının yanında inceleme yazacak kadar detaylı hatırlamıyorum. Sonu hariç. Onu hiç unutmadım. Zaten seyredip te unutabilecek birinin olduğunu sanmıyorum. Fazla bilgilendirici bir mesaj olmasa da Japon filmlerine başlarken ustayı anmadan olmazdı.
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.