Şimdi Ara

Gelecek, Evren(ler) ve Anti-Madde konusundaki araştırmalarımı paylaşmak istiyorum (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
485
Cevap
156
Favori
103.123
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • her zaman ilgimi çeken bir konu olmuştur , teşekkürler.
  • ben bu yüzyıl içinde evrenler arası geçisin yapılabileceğini sanmıyorum yapılsa bile biz göremeyiz o kesin daha milyonlarca galaksiden bahsedilirken 10 tanesinin bile isimlerini bilmiyoruz kaldı ki zamanda yolculuk, evrenler falan çok ileri düzeyde şimdilik dizilerle filmlerle yetinmeye devam
  • Bana göre zamanda yolculuğu zorlaştıracak en büyük sorun varılacak noktanın koordinatlarının hesaplanması olacaktır. Zamanda 500 yıl geriye veya ileriye gideceğiz diyelim. Cihaza gideceğimiz noktanın koordinatlarını girmek zorundayız. Peki, bu koordinat hesaplamasını nasıl yapacağız, neye göre yapacağız. Uzayda her şey ama her şey hareket halindedir. Durağan hiç bir şey yoktur. 500 yıl sonra dünya içinde bulunulan zamandaki konumunda olmayacaktır. Yanlış bir koordinat hesap hatasında kendinizi magma tabakasının içinde veya uzay boşluğunun içinde bir yerde bulma olasılınız çok yüksek olacaktır.
    Hal böyle iken zamanda yolculuk hayalden öte değildir.

    Zamanda yolculuğu konu alan filmlerin de atladığı bir noktadır koordinat olayı. Cihaza tarih girilir, başlat tuşuna basılır o zaman gidilir. Cihaz da hopp diye yer yüzünde bir noktada beliriverir. Bence bu kadar kolay olmaması lazım.
  • Bi dakika ya! Daha uçan arabar çıkmadı...
  • ilgi alanım ; mesajım bulunsun
  • GPS uyduları dünyanın etrafında dönerek dünyaya sinyaller gönderiyorlar ve bugün cebimize kadar giren GPS alıcılarıyla dünya üzerinde hangi noktada durduğumuzu görebiliyoruz. Gelişmiş gps cihazları o kadar hassaski milimetrik titreşimleri bile algılayabiliyorlar. Bu kadar hassas olabilen bu cihazlar dünya çevresinde dönen uydulardan en az 4 tanesine bağlanmak ve bu cihazlara olan uzaklığını ölçmek zorunda. Uzaklık ise uydudan gönderilen sinyalin cihaza ulaşmasının ne kadar zaman aldığıyla ölçülüyor. Uydular saatte 20 bin km hızla hareket ettikleri için gözle görülmeyecek kadarda olsa zaman onlar için yavaşlıyor. GPS alıcılarının bahsettiğim kadar hassas çalışabilmesi için uydular için geçerli zaman ile dünya için geçerli olan zaman farkı hesaplanıyor. Bu zamanın büküldüğünün veya hızlı giden cisimler zamana her ne yapıyorsa onun bir kanıtı...




  • Takipteyim yararlı konu
  • bazı yanlışlıkları düzeltmekte fayda görüyorum. karadelik bizim güneşimiz ve dünyamız tarafından oluşturulamaz. güneşin bile karadelik oluşturmaya yetecek kütlesi yoktur. güneşten en az 4 kat büyük kütleli yıldız çökerse ancak karadelik oluşturabilir. karadeliklerin birer geçit olduğunu düşündüğünü ve stephen hawking inde senin gibi düşündüğünü söylemişsin. stephen hawking bundan bir süre önce karadeliklerin ışıma yaptığını keşfetmiş ve bilginin bir şekilde evrene dağıldığını, hatta birgün bu şifreler çözülürse bütün maddelerin tekrar eski formuna döndürülebileceğini söylemişti. (mesela yanan bir kağıt, gerekli teknoloji elde edilirse ,tekrar eski formuna döndürebilir çünkü evrende hiçbirşey yok olmuyor) bundan dolayı ile senin o teori çöpe gitmiş oldu. stephen hawking hatta bunun için, başka evrenlere inanan insanlara üzgün olduğunu belirtmişti.

    hızla seyahat eden trenin içindeki insanların yavaş yaşlandığını ama neden kaynaklandığını bilmiyorum demişsin. zamanın göreceli olduğunu einstein öne sürmüştür. evrende hız arttıkça zaman yavaşlar. atom saatleri deneyleri ile bu kanıtlanmıştır. yaşadğımız evrendeki şartlarda kendi vardığımız hızlar ışık hızına kıyasla çok çok küçük olduğundan biz farkına varamayız. devamlı uçakta seyahat edecek insan karadaki bir insandan daha az yaşlanır. ama bunu ömür boyu ölçsek bile 1 saniye bile olmayan bir fark buluruz. büyük farklar büyük hızlarda oluşur. cisim hızlandıkça zamanı bükmeye başlar. ancak burda enteresan olan o cisimle beraber hızlanan canlı için bizim bildiğimiz 1 dakika yine aynı 1 dakika 1 gün de 1 gündür. aslında kendisi yavaş yaşlandığının farkına bile varmaz. çünkü kendi içindeki atomlarda yavaşlar.

    Yani bu işleri kavramak her babayiğidinde harcı değil, ben senelerdir kafa yoruyorum, hala aklımın almadığı detaylar var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hands0meJack -- 30 Ekim 2011; 13:21:59 >




  • Takip

    Bana ghöre zaman madedenin 3 boyutu haricinde bulunması gereken bir boyut.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Disturbed -- 31 Ekim 2011; 12:23:58 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    zamanda ileriye de gidilebilir,geriye de gidilebilir.
    bizim şu an ki bilimsel anlayışımıza göre zamanda sadece ileri gidilebilir, çünkü şu anki bilimsel anlayışa göre zamanda yolculuğun anahtarı hızdır.
    gerçekte ise zamanda yolculuğun anahtarı hız değildir,uzay nasıl eğilip bükülünebiliniyorsa zamanda benzer biçimde esnetilir ve bükülünür,
    peki niye kimse gelmiyor?yani ne bekliyorsunuz ki gelecekten 2011'e gelip, naber millet zaman makinasınï bulduk mu demelerini bekliyorsunuz.gelecekten gelip burda bunu açıklamak tarihi değiştirebilir.


    Yaşanmamış birzamanı nasıl görebiliriz. Sınır ışık hızı ise ve bu kabullenilmişlikse ve ışık hızının üstüne çıktığımızda sadece görüntünün önüde geçeriz olaylara müdahil olamayız ki önüne geçtiğimiz görüntülerde geçmiş zamana ait olacaktır diye düşünüyorum...




  • Ayrıca zamanın bize etkimeyeceği durumu sadece bir teoridir. Gerçekleşmemiştir. Daha önce bu konularla ilgili yorumlar yapıldı. Speedy_ nin bu durumla ilgili açtığı konular var onları buraya koyarım.

    Ayrıca ışık hızına çıkmak çeşitli paradokslarıda ortaya çıkarakcaktır. Bunun yanında teoride olsa zamanın dışına çıkacak olan bizleriz. Dolayısı ile Sizin seneler sonraki durumunuzdan etkilenecek olan yine bizleriz. Zaman olağan akışında ilerliyor olacak. Ama dediğim gibi durum bundan ibaret gibi geliyor...
  • herkes ısrarla karadelikler üzerinde yoğunlaşmış, fakat kara delikler neden -- akdelikler sonuç gibidir. karadeliğin yuttuğunu akdelik kusar. nereye? ya evrenin başka bir yerine -ki çok ama çok farklı yerleredir bu , yada farklı nitelik ve niceliklerle dolu farklı bir evrene. tabı bu durumda karadelık yuttuğu varlığı içinde enerjı-madde arasında bır nötrleme yoluna gıderken akdelık ise bu yutulan varlığı yenı yasa ve kanunlarla dolu, nitelık ve nıcelığın tamamen değiştiği farklı evrene kusarken bu duruma musaıt bır sekılde kusmaktadır.
  • Bu konuda pek bir bilgim yok fakat bana saçma gelen birşey var.Işık hızında giden trendede olsak dışardada olsak zaman aynı işler.Aksi taktirde hızlı metrolara bindiğimizde zaman çok azda olsa hızlanırdı.Işık hızını geçersek zamanın hızlancağından nasıl emin olabiliyoruz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ~Sareth

    Bu konuda pek bir bilgim yok fakat bana saçma gelen birşey var.Işık hızında giden trendede olsak dışardada olsak zaman aynı işler.Aksi taktirde hızlı metrolara bindiğimizde zaman çok azda olsa hızlanırdı.Işık hızını geçersek zamanın hızlancağından nasıl emin olabiliyoruz?

    evrendeki bildiğimiz tek sabit şey ışık hızıdır, sen ışık hızına yaklaştıkça ışık da senden o kadar hızlı kaçar, yani sen 300,000km/sn hıza ulaşırsan ışıkla aynı hıza gelmiş olmazsın, ışık senden yine 300,000km/sn hızla kaçar.

    bu çeşitli deneylerle kanıtlanmıştır. mesela atıyorum 500km/sn le ile giden bir trende adam ışığın hızını ölçüyor ve sonuç 299,500km/sn çıkmıyor yine ışığın evrensel sabit hızı olan 300,000km/sn çıkıyor.

    işte bu sebepten dolayı ışığın hızını koruması için zamanın yavaşlaması şarttır.

    gökyüzündeki dünya etrafında dönen bir uydu vericiye atom saati yerleştiriyorlar bir de dünyada sabit bir yere yerleştiriyorlar. ve evet uydu vericisindeki saat bir süre sonra geride kalıyor. defalarca deneniyor yine aynı.

    aynı zamanda bir takım insanlar uçakla uzun süre uçuruluyor. yere indiklerinde önceden karada kilerle saatleri aynı olmasına rağmen uçuştan sonra herbirininki geri kalıyor.

    bunlar tuhaf geldiyse daha tuhafları da var mesela ışık hızına yaklaşan cisim fiziki(hayali değil) olarak küçülür ve aynı zamanda kütlesi ağırlaşır. :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hands0meJack -- 2 Kasım 2011; 20:19:52 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Just In Time

    quote:

    Orijinalden alıntı: ~Sareth

    Bu konuda pek bir bilgim yok fakat bana saçma gelen birşey var.Işık hızında giden trendede olsak dışardada olsak zaman aynı işler.Aksi taktirde hızlı metrolara bindiğimizde zaman çok azda olsa hızlanırdı.Işık hızını geçersek zamanın hızlancağından nasıl emin olabiliyoruz?

    evrendeki bildiğimiz tek sabit şey ışık hızıdır, sen ışık hızına yaklaştıkça ışık da senden o kadar hızlı kaçar, yani sen 300,000km/sn hıza ulaşırsan ışıkla aynı hıza gelmiş olmazsın, ışık senden yine 300,000km/sn hızla kaçar.

    bu çeşitli deneylerle kanıtlanmıştır. mesela atıyorum 500km/sn le ile giden bir trende adam ışığın hızını ölçüyor ve sonuç 299,500km/sn çıkmıyor yine ışığın evrensel sabit hızı olan 300,000km/sn çıkıyor.

    işte bu sebepten dolayı ışığın hızını koruması için zamanın yavaşlaması şarttır.

    gökyüzündeki dünya etrafında dönen bir uydu vericiye atom saati yerleştiriyorlar bir de dünyada sabit bir yere yerleştiriyorlar. ve evet uydu vericisindeki saat bir süre sonra geride kalıyor. defalarca deneniyor yine aynı.

    aynı zamanda bir takım insanlar uçakla uzun süre uçuruluyor. yere indiklerinde önceden karada kilerle saatleri aynı olmasına rağmen uçuştan sonra herbirininki geri kalıyor.

    bunlar tuhaf geldiyse daha tuhafları da var mesela ışık hızına yaklaşan cisim fiziki(hayali değil) olarak küçülür ve aynı zamanda kütlesi ağırlaşır. :)

    aslında amaç ışığın hızının korunması değil tabi, bir cisim hızlı gitmeye başladığında kütlesi artar, kütlesi artarsa uzay-zamanı daha çok büker. bükülmüş uzay zaman da zaman daha yavaş akar. zaten büyük kütleli cisimlerin yanında zamanın yavaş akmasının nedeni budur, onlar uzay-zamanı daha çok bükerler. esnek uzayda zamanın akış hızı değişir. peki kütlenin artmasının nedeni nedir? enerjinin artmasıdır. e=mc2 den enerji arttığında eşitliğin diğer tarafındaki kütleye de etki eder. bir birim kütle artışı için ne kadar fazla enerji gerektiğini söylememe gerek yok heralde.
    ışık hızına gelirsek. hızımız arttığında neden ışığa yetişemeyiz. çünkü zaman yavaşlar ve yavaşlamış zamanda yaptığımız hesaplar ışık hızını aynı ölçmemizi sağlar. aslında ışık hızına yaklaşırız ancak zaman yavaşk akmaya başladığından bunu ölçemeyiz farkedemeyiz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    quote:

    Orijinalden alıntı: Just In Time

    quote:

    Orijinalden alıntı: ~Sareth

    Bu konuda pek bir bilgim yok fakat bana saçma gelen birşey var.Işık hızında giden trendede olsak dışardada olsak zaman aynı işler.Aksi taktirde hızlı metrolara bindiğimizde zaman çok azda olsa hızlanırdı.Işık hızını geçersek zamanın hızlancağından nasıl emin olabiliyoruz?

    evrendeki bildiğimiz tek sabit şey ışık hızıdır, sen ışık hızına yaklaştıkça ışık da senden o kadar hızlı kaçar, yani sen 300,000km/sn hıza ulaşırsan ışıkla aynı hıza gelmiş olmazsın, ışık senden yine 300,000km/sn hızla kaçar.

    bu çeşitli deneylerle kanıtlanmıştır. mesela atıyorum 500km/sn le ile giden bir trende adam ışığın hızını ölçüyor ve sonuç 299,500km/sn çıkmıyor yine ışığın evrensel sabit hızı olan 300,000km/sn çıkıyor.

    işte bu sebepten dolayı ışığın hızını koruması için zamanın yavaşlaması şarttır.

    gökyüzündeki dünya etrafında dönen bir uydu vericiye atom saati yerleştiriyorlar bir de dünyada sabit bir yere yerleştiriyorlar. ve evet uydu vericisindeki saat bir süre sonra geride kalıyor. defalarca deneniyor yine aynı.

    aynı zamanda bir takım insanlar uçakla uzun süre uçuruluyor. yere indiklerinde önceden karada kilerle saatleri aynı olmasına rağmen uçuştan sonra herbirininki geri kalıyor.

    bunlar tuhaf geldiyse daha tuhafları da var mesela ışık hızına yaklaşan cisim fiziki(hayali değil) olarak küçülür ve aynı zamanda kütlesi ağırlaşır. :)

    aslında amaç ışığın hızının korunması değil tabi, bir cisim hızlı gitmeye başladığında kütlesi artar, kütlesi artarsa uzay-zamanı daha çok büker. bükülmüş uzay zaman da zaman daha yavaş akar. zaten büyük kütleli cisimlerin yanında zamanın yavaş akmasının nedeni budur, onlar uzay-zamanı daha çok bükerler. esnek uzayda zamanın akış hızı değişir. peki kütlenin artmasının nedeni nedir? enerjinin artmasıdır. e=mc2 den enerji arttığında eşitliğin diğer tarafındaki kütleye de etki eder. bir birim kütle artışı için ne kadar fazla enerji gerektiğini söylememe gerek yok heralde.
    ışık hızına gelirsek. hızımız arttığında neden ışığa yetişemeyiz. çünkü zaman yavaşlar ve yavaşlamış zamanda yaptığımız hesaplar ışık hızını aynı ölçmemizi sağlar. aslında ışık hızına yaklaşırız ancak zaman yavaşk akmaya başladığından bunu ölçemeyiz farkedemeyiz.

    o zaman ışığın kütlesinden dolayı uzay zamanı en az büken bir enerji çeşidi olduğunu söyleyebiliriz demek ki.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Just In Time

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    quote:

    Orijinalden alıntı: Just In Time

    quote:

    Orijinalden alıntı: ~Sareth

    Bu konuda pek bir bilgim yok fakat bana saçma gelen birşey var.Işık hızında giden trendede olsak dışardada olsak zaman aynı işler.Aksi taktirde hızlı metrolara bindiğimizde zaman çok azda olsa hızlanırdı.Işık hızını geçersek zamanın hızlancağından nasıl emin olabiliyoruz?

    evrendeki bildiğimiz tek sabit şey ışık hızıdır, sen ışık hızına yaklaştıkça ışık da senden o kadar hızlı kaçar, yani sen 300,000km/sn hıza ulaşırsan ışıkla aynı hıza gelmiş olmazsın, ışık senden yine 300,000km/sn hızla kaçar.

    bu çeşitli deneylerle kanıtlanmıştır. mesela atıyorum 500km/sn le ile giden bir trende adam ışığın hızını ölçüyor ve sonuç 299,500km/sn çıkmıyor yine ışığın evrensel sabit hızı olan 300,000km/sn çıkıyor.

    işte bu sebepten dolayı ışığın hızını koruması için zamanın yavaşlaması şarttır.

    gökyüzündeki dünya etrafında dönen bir uydu vericiye atom saati yerleştiriyorlar bir de dünyada sabit bir yere yerleştiriyorlar. ve evet uydu vericisindeki saat bir süre sonra geride kalıyor. defalarca deneniyor yine aynı.

    aynı zamanda bir takım insanlar uçakla uzun süre uçuruluyor. yere indiklerinde önceden karada kilerle saatleri aynı olmasına rağmen uçuştan sonra herbirininki geri kalıyor.

    bunlar tuhaf geldiyse daha tuhafları da var mesela ışık hızına yaklaşan cisim fiziki(hayali değil) olarak küçülür ve aynı zamanda kütlesi ağırlaşır. :)

    aslında amaç ışığın hızının korunması değil tabi, bir cisim hızlı gitmeye başladığında kütlesi artar, kütlesi artarsa uzay-zamanı daha çok büker. bükülmüş uzay zaman da zaman daha yavaş akar. zaten büyük kütleli cisimlerin yanında zamanın yavaş akmasının nedeni budur, onlar uzay-zamanı daha çok bükerler. esnek uzayda zamanın akış hızı değişir. peki kütlenin artmasının nedeni nedir? enerjinin artmasıdır. e=mc2 den enerji arttığında eşitliğin diğer tarafındaki kütleye de etki eder. bir birim kütle artışı için ne kadar fazla enerji gerektiğini söylememe gerek yok heralde.
    ışık hızına gelirsek. hızımız arttığında neden ışığa yetişemeyiz. çünkü zaman yavaşlar ve yavaşlamış zamanda yaptığımız hesaplar ışık hızını aynı ölçmemizi sağlar. aslında ışık hızına yaklaşırız ancak zaman yavaşk akmaya başladığından bunu ölçemeyiz farkedemeyiz.

    o zaman ışığın kütlesinden dolayı uzay zamanı en az büken bir enerji çeşidi olduğunu söyleyebiliriz demek ki.

    uzayı bükebildiğini sanmıyorum, bbükülmüş uzaydan etkileniyo demek daha doğru




  • bnm düşüncem ise bir makine yapılacak ve hücrelerimizi bölerek geçmiş zamanda başka bir makineden birleşecek bütün hücrelerimiz. ve aynı hayatı yeniden yaşayabileceğiz. hiç bir değişiklik olmayacak. bir nevi dejavu.
  • Bir nefeste okudum, çok sürükleyici. Devam devam.
  • uplayacam güzel konu
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.