Şimdi Ara

Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
43
Cevap
17
Favori
12.139
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ecz_mel E kullanıcısına yanıt
    TEŞEKKÜRLER CEVABINI GEÇ GÖRDÜM ÇÜNKÜ DAHA ÇOK BU GRUPTAYIM SENİ DE BEKLERİM...

    https://www.facebook.com/groups/1883414851873906/
  • Hybrid ve Turbo kullanım örnekleri;
    Görüldüğü gibi adam gibi kulalnıldığında bizim arabaların Turbo olanalrıyla da Hybvanist bir kullanım mümkün!!!
    Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)
  • büyük bir sabırla okudum..
    lakin bizim trafikte siz bu kullanım ritüelini yaparken kendinizi sağ şeritte bile kendi halinizde bırakmazlar..
    melez olan bu sistemde bir f1 pilotu gibi habire boşalan dolan bir üniteyi takip edip kasmak
    araca binip rahatlama gazlama kafa dağıtma hissi nerede kaldı..
    bana uymaz açıkcası.
    çıktığınız yolda size başarılar dilerim.
  • TEPEE PREMİUM PACK kullanıcısına yanıt
    Aslında yazının sonunda da okuduğunuz gibi hızlı bir sürüş te mümkün mesela ben aşağıdai videoda gördüğünüz üzere 2nci köprüden avrupa -anadolu eçişi yaptım ve hep yokuş yukarıdır yol da açıktı 160 km. hıza kadar bastığım yerler oldu sonuçta özellikle sport modda araba çok değişiyor ve diğer araçlarda görmeye alışkın olmadığımız üst devirlerde hızlanma iştahı olan bir araç görüyorsunuz bu durumda bile tüketim değerim 4.8 lt/100 km.olarak gözledim.Hep sağda gidenler Hybrid aracını yeni alıp merak edenler bizim gibi ustalar artık çok farklı araç kullanıyor.Yine de ben 110 km. hızı istanbul içinde geçmemeye çalışıyorum bu videodaki gibi hızı her zaman yapamıyorsunuz zaten yol kalmadı!
  • Başlığı baştan sona okudum. Bu güzel paylaşım için teşekkürler.

    Söylediklerinizin bir çoğunu, araç içindeki multimedya sistemini takip ederseniz ve işi biraz da oyuna çevirirseniz, sizi otomatik olarak söylediklerinizi yapmaya yönlendiriyor. Tabi işin ayrı incelikleri var epsini yazmışsınız. Söylediklerinizi yaparsanız;

    15-20 Km'lik şehiriçi seyahat sonunda:

    1-Daha ekonomik seyahat
    2-Daha huzurlu bir kullanış
    3-Gereksiz yarış, acele ve bunun yarattığı saçma tartışmalardan uzaklaşma

    gibi kazanımlarınız oluyor. Ben bir noktayı daha denedim, bu sakin kullanımda kaybım ne oluyor diye. 17 Km'lik kısmen dur-kalk trafiğin olduğu bir yolculukta yaklaşık 3 Dakikalık bir kayıp yaşadım. Eski bir basketbolcu olarak şunu söyleyebilirim: 3 dakikada 16 sayı farkı kapatıp galip geldiğimiz oldu, ama gittiğim hiçbir yerde 3 dakikanın bir faydasını görmedim.

    Selamlar Saygılar.
  • Trafikte yavaş gittigimizden ötürü geçenler (ıstanbul için söylüyorum) sadece boş veya açık olan bölümü hızlı geçiyorlar. Bi kazançları yok. Çok defa olmuştur beni gecip de aynı noktaya geldiğim. Sakin yaşamak güzel bir şey...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hybrid araçta Modlar arasında çok fark yok sportta da en düşük tüketebilir eco modda da en yüksek rakamları görebilirsiniz. Hybrid.sürüşe azami dikkat ederseniz 3.5 lt/100 km. normal kullanırsanız 4.5 lt/100 km özensiz ve savruk kullanmaya devam ederseniz 5.5lt/100 km. arabanın limitlerini test etmeye uğraşıp.ille de 200km basacak mı, şu 300 metrede.dip gazla.sprint atayım filan derseniz 6.5 lt/100 km.üzerinde yakıt harcarsınız buna kışın 1 litre motor ısınma ve kabin iç ısıtma farkı ve yazın soğutma farkı için 0.5 lt ekleyin .
    Yani yazın klima açık ve savruk kullanan biriyseniz 6.0 lt normal bir rakamdır. Kışın ısıtma kullanmadan gezen dikkatli bir sürücüyseniz 4.5 normal değerdir.Ben kısa sürede bunu öğrenip yapabiliyorum, Çok zorlasanız da Toyota CHR arabayla uzun süreli kullanım ortalamalarınız 6.5 lt’yi geçmez.
    [simage][/simage]Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muzaffer demir

    Yok öyle birşey ben 6-7 km düz yolda gidiyorum ama hıznız 50 km geçmemek kaydıyla ,üstelik otobanda 120 km ile bile gidebilirsin ama araç zaten elektrikli araç değil benzinli motoru elektrik motoruyla destekleyerek ekonomik sürüş yaptıran hybrid yani melez araç

    6-7 km gidince piller bitiyor mu? Bu ne saçma sistem. Veya ben mi anlayamıyorum?
  • Hybrid araç neden/ne zaman çok yakar?Birçok faktör var ve çoğu normal benzinli araçlarla aynısıdır.Yokuşta hızı korumaya çalışmak veya yokuşta hızlanarak çıkmaya çalışmak gibi herkesin bildiklerini tek tek yazmayacağım sadece aslında az yakan bir araç olan hybrid biraz daha fazla harcamaya başladıysa düşünmeniz gerekenleri yazayım. Sizler de eklemelerde bulunabilirisiniz.Bunlar Fine-Tune yani ince ayar işleridir.

    1)Motor ısınana kadar çok yakıt harcar bu nedenle evden çıkıp hemen sıkışık trafiğe giriyorsanız piliniz bir gece önceden biraz dolu bırakılmalıdır,bu nasıl olur,son düzlükte eve giderken sıcak motor da varken pille gidip ekonomi yapmaya çalışmamak gibi olabilir.Eğer evden çıkar çıkmaz çevre yolu gibi bir yola girebiliyorsanız,hem yol yapıp hem ısıtmak için iyi bir fırsatınız var,tabii bu arada ısıtıcı ve klimayı motor ısınana kadar kullanmayın.

    2)Her zaman gidip geldiğiniz yolları öğrenip nerede pille gidileceğini nerede benzine seyredileceğini öğrenin.Mesela akşam dönüşte sıkışık trafiğe girecekseniz bu noktada daha dolu bir pille girmek dur - kalklarda çok fayda sağlar. Trafiğin saatleri,yoğunluk durumu günlük hayatın akışında biraz dikkat etmeniz gereken şeylerdir.

    3) hava sıcaklığının dğişimi gerçekten günlük her zaman gittiğiniz yollarda bile değişik tüketim değerlerine neden olur.Mart ayı martlığını gösteerdiğindne beri ufak tüketim artışları oldu.Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)
  • İstanbul-Bolu uzun yol deneyimim!
    2 günlük gidiş geliş Bolu uzun yolu tamamladım 560 km yolda yol bilgisayari 4,4 lt/100 km. verdi.
    Genel olarak 110-120 km bandinda gittim giderken bolu dagina çıkıp dönerken tunelden geldim donuş yolunda motor açılsın diye 180 km hız yaptığım da oldu. Ama giderken en cok tuketimi dağa tırmanırken gosterdi tüm yolun ortalamasini 4.5 den 5.4 e kadar cikardi ama inişte telafi etti.Dediğim gibi araç uzun yolda da şehiriçi kadar yakıyor . Düz yollarda sahillerde bu tüketim.4.0 lt bile olabilir .Ben cruise kontrole de aldım ama bence ekonomik değil çünkü sürekli benzinle gitmeye çalışıyor inişlerde bile 2.8 lt yakıt tukettiriyor ben kendim ayarlamayı tercih ettim. K&N Filtre ise performans ve ses acısından çok başarılı uzun yolda tüketime de katkısı olduğunu düşünüyorum 110 km hızda düz ve eğimsiz ise genelde elektrik motorunu da açarken şimdi elektrik motorunu bile açmadan sadece benzin destekli gidip şarj da ediyor .Aynı yolu eski arabam Freelander ile yapmıştım o %50 daha fazla tüketmişti yani dönerken köfte paralarını CHR ödedi.Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muzaffer demir -- 18 Nisan 2018; 16:26:46 >
  • Araç plug in hybrid değil sadece hybrid bu nedenle daha düşük olan pil kapasitesini dur kalk trafikte ve benzinli motorun güç istediği yerde vererek yakıt tüketimini minimize ediyor.Sadece elektrikle gideceğim derseniz 6-7 km. menzil ve 50 km. hızı aşmamak gerekli.Ancak aracın amacı bu değil zaten.Otobanda 120 km. hıza kadar sadece elektrikle de gitmek mümkün..
  • Selamlar muzaffer bey Öncelikle Harika yazılarınız var okumaktan çokça keyif alıyorum.bende yaklaşık 13 aydır chr hybrid diamond kulla nmaktayim.Oncelikle genel bir yazı yazmak istiyorum bilgilendirmek amaclı.daha sonra sehir disi elde ettigim harika veriyi sizinle paylaşacağım.Bu 13 aylık sürede 11.5 aylık sürede elektriği harika kullandım tam randımanlı idi.Son 1.5 aylık sürede kullanilmamaya basladi.Ev modu devreye nadir girer oldu ayağımi gazdan çekince elektrik devreye girmez oldu.Bir anda araba yakmaya başladı adeta.Halbuki arabayi aldığımdan beri ayni yollar aynı sehir ici..Alj toyotasan servis randevusu aldim.Once aracı bağladılar bilgisayara sorun yok dediler böyle şikayet daha önce almadık dediler.Biz birde fana bakalim dediler.Batartanin fani dolmuştu.. Onu temizlediler sonra istediğim zaman ev modunu devreye aldim ayağımi gazdan çekince elektrik devreye girdi yakıt tüketimi oldukça düştü.Artik eskisi gibi güçlü ev moduyla kalkışlar yapabilmeye başladım.Goz ardı edilebiliyor fan olayı belki.Tum hybrid kullanıcıları mutlaka fanıda bakımlarda baktirmalilar sanırım.Gercekten cok sey değişiyor.Bir diğer olay ise Gecenlerde de sport modunda 10 dk sürdüm ve bataryada normalde 2 dışın altına inmezken 1 dış kaldığını gordum Gaza basıyorum gitmiyor olduğu yerde kaldı resmen daha sonra 2 dk da sarj etti tekrar 2 dış oldu kendine geldi araba.Bu da başka bir durum.Sanirim normal bir durum peşine düşmedim açıkçası.Simdi elde ettigim değeri size yazacağım.Karabukten Gonen arası yolculuğa çıktık ailece 3 kişiydik ve klima yolun yarısından çoğunda açıktı sürekli açık değildi.Yol yaklasik 550 km bu arada.Yolun ilk 3 saati boluya kadar tam tırmanış.Boluya kadar daha doğrusu dağına kadar 3.9 ile inişte ise 3.5e kadar tuketim düştü.Boludan da Gönene kadar kah iniş kah çıkış fakat düz yolların genelde hakim olduğu yollar vardı.Hiz bandım.ise genelde 100 arada 90 bazen 110 civarı idi ama genelde 100 ile gittim denebilir.Yokus çıkarken hızım dustu bazen power bolumune geçirmemek icin uğraştım.Gonene vardığımda ortalamam 3.4 idi..550 km sonunda ortalama 3.4 .350 km de sehir ici yaptim genelde klima açık ve 1.5 2 kimlik yollar şeklinde bazen 15 20 şeklinde.Ortalamam 3.6ya cıktı.Ve depoyu fullerken ayni sizde olduğu gibi 34 litre aldı ve 34 litre ile 900 km yol yaptim.Tabi yedek depoyu hiç kullanmadan.2 sene önce corolla 1.4 d4d ile ayni yolu 3.6 ile gelmiştim onda da hızım 100 110 bandı idi.Klima full açıktı.Hybrid ayrıcalıktır sabır emek ister Saygılarımla

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yeni yazım bu belki hybrid arabalardan daha çok elektirkli arabaları da merak edersiniz diye derleme yaptım.


    Türkiye’de elektrikli araç sahibi olmak yada olamamak!
    ‘’Sabah asansörle garajımıza indim, arabam yine önceden programlandığı gibi fişe takılıyken içini soğutup beni beklemekteydi. Araç üzerindeki elektrik kablosunu çıkarıp duvardaki hızlı şarj yerine taktım. Anahtarsız giriş ve çalıştırma özelliği nedeniyle kapı kolunu açıp yerime oturdum. Ohh garajın sıcak basık havasından sonra cennet gibi geldi. Start tuşuna basıp motoru çalıştırdım, pardon tekerlekli bilgisayarımın güç düğmesine bastım. Böyle dedim ama aslında o, beni işime kadar taşıyacak, adeta bir kızakla buzda kayar gibi sessiz ve sakin ilerleyecek, ama dinamik sürüş özellikleri sergileyecek, yaklaşık 16 km. yolda bana arkadaş olacak bir elektrikli araba.
    Yol bilgisayarına baktığımda bu şarjla 160 km. kadar gidebileceğimi gösteriyor, sanırım git gel toplam 32 km.lik günlük seyahatimde bana dört gün yetecek şarjı var. Yazın cümbür cemaat doluşup yazlığa gideceğiz, ama onun için zaten tüm bavulalrın raht rahat sığacağı kadar geniş bagajı olan menzil sıkıntısı bulunmayan dizel motorlu SUV tipi uzun yol arabam var. ‘
    Hikaye güzel gidiyor kafanızda canlandırdığınız kadar hoş ve rafine, ama maalesef bu durum ülkemizde yaygın olarak karşılaşacağınız bir durum değil. Burası Türkiye bile değil.
    Evet konumuz Türkiye’de elektrikli araba sahibi olmak veya olamamak bütün mesele bu. Yazıyı bir ekonomist, bir mühendis gözünden değil de kullanıcı gözünden değerlendirmenizi rica ederim. Herkesin rahat anlayabileceği ve kavram, teknik terim ve rakamlara boğmadan yazı sonunda tamam anladım buymuş diyeceğiniz, dönüp tekrar tekrar okumak zorunda olmayacağınız bir yazı hazırlamaya çalıştım.
    Elektrikli araçlar özellikle son 10 yılda müthiş gelişme gösterdiler ve dünya üzerinde hızla yayılmaya başladılar. Buna sebep olarak araçların kullanışlılığı, performansı, sessizliği, ekonomik tüketim rakamlarına sahip olmasının yanısıra pil ve elektrikli motor teknolojisinde büyük gelişmeler yaşanmaya başlamış olmasını da gösterebiliriz.
    O halde neden biz de bir elektrikli araç sahibi olmayalım, neden gerekirse kredi çekip bir araç peşinde koşmuyoruz hemen? Öncelikle toplumda full elektrikli araçlar hakkında bir önyargı var. Henüz daha gelişmediklerini, son teknolojinin henüz çıkmadığını-son teknoloji nasıl oluyorsa?- fiyatlarının çok pahalı olduğu, şarj noktalarının bulunmadığını düşünmekteyiz. Haksız değiller ama gerçekler aslında bundan ibaret değil , hani derler ya Hayaller Paris ama gerçekler Angara.
    Bizim ülkemiz için de durum gelişmiş ülkelerdekinden çok daha farklı. Elektrikli otomobillerin ülkemizde yaygınlaşmasını düşünürken öncelikle ülke şartlarını ön planda değerlendirmemiz gerekir.
    Bir defa önce şu konuda anlaşalım,ülkemizden petrol, doğalgaz yeterince çıkmadığı için asıl ulaşım alternatifi elektrikli araba değil toplu taşımadır.Öncelikle bu gerçeği kabul etmeli ve ülke olarak aslında buna yatırım yapmalıyız. İkincisi zaten senede 10000 km.den fazla araç kullanan çok fazla kişi olmadığından, asıl araba kullanma giderinin benzin fiyatları değil, bakım masrafları, muayene, yıllık MTV gibi diğer yan giderlerin olduğunu gözardı etmemeliyiz.
    Özel araç İstanbul gibi kalabalık bir şehirde ancak uzun mesafelerde kullanan ve sık duraklar halinde gitmek zorunda olan mesela şirket satış elemanlar, taksiler, dolmuşlar gibi amaçlar için uygundur. Sen yılda 3000 km. bile yapmayacaksın ama araba alacak kapıya koyacak ve kullanmayacaksan öyle hiç elektrikli araba hayalleri de kurmayacaksın. Ayağını yorganına göre uzat, çevreci düşün, toplu taşıma kullan, tasarruf et, o parayla seyahatlere çık ,çocuğuna daha iyi eğitim aldır vs vs. Ama biz halk olarak maalesef araba düşkünüyüz ,Recaizade Mahmut Ekrem’in unutulmaz eseri ‘’Araba Sevdası’’ diye kitabımız bile var. Üstelik araba sahibi olmayı hem de markalı modelli irisi güzel boyalı lüks olanından olursa statü sembolü olarak bile kullanıyoruz. Oysa Avrupalının çoğu bunu ihtiyaç olarak görür ve arabaya ihtiyacı olup olmadığını da çok iyi tesbit eder. İstanbul gibi kalabalık bir metropolde henüz yetersiz toplu taşıma olması çoğumuzu araç sahibi olmaya mecbur bırakıyor bu da kaçınılmaz bir gerçek.
    Ben devletin yerine olsam kullan-bırak gibi kısa süre kiralama şirketlerinde kullanılmak üzere araba satışlarındaki KDV+ÖTV’yi kaldırır ve onların kiralanmalarını ucuzlatır, gereksiz bu araç için yurtdışına giden dövizlerden de tasarruf sağlardım .Tabii ki bunun suiistimal edilmesinin önlenmesi de çok kolay araç takip sistemi koyar hastanelerde olduğu gibi parmak izi veya damar izi tesbiti gibi biyometrik verileri kullanan her kimsenin TC numarasını girerek günde kaç kişinin kullandığını teyit ederdim. Aksi halde engelli araçlarına uygulanan kolaylık gibi bunu da istismar ederiz.
    Elektrikli araçlar fosil yakıtlılara göre gerçekten verimli mi sorusu da sorulmalı? Benzinli ve dizel motorlarda verimlilik yüzde 25-30 iken elektrikli motorlarda bu oran yüzde 90’ın üzerinde yani enerji kaybı olmuyor. Ancak o elektrik üretilirken oluşan kayıp en verimli doğalgaz santrallarında bile yüzde 40 -50 . Yüzde 5 civarında da enerji iletiminde tellerde trafolarda kayıp oluyor diyelim ve elektrikli otomobilde de yüzde 10 kayıp olduğuna göre hesap hemen hemen aynı oluyor. Bu nedenle eğer termik santrallerde fosil yakıtlardan elektrik elde ediyorsanız pratik olarak bu çevreci bir yöntem değil. Belki tek faydası elektriğin termik santrallerde büyük şehirlerden uzakta üretilmesi ve şehirlerin havasının daha solunabilir kalması olabilir. Üstelik bu araçlardaki batarya ömrünü tamamlayınca onun bertarafı da büyük bir çevre kirliliğine neden olmayacak mı?. Geri dönüşüm her markada, her ülkede aynı mı? Kafamızda bu sorular daha uçup duracak.
    Ama herşeye rağmen elektrikli arabada sorunların en önemlisi arabanın, pili, motoru teknolojisi menzili vs. değildir. Bu araçların yaygın kullanılacağı bir ülkenin artan talebe yetişebilecek enerji arzı ve bunu dağıtıp kullandıracak, nakil hatları , trafo ve şarj istasyonları gibi altyapının mevcudiyetidir. . Bunlar tamam olduğunda dahi üretilen elektrik nereden gelmektedir, nükleer santral, termik santral gibi riskli ve çevreyi tehdit eden kaynaklardan mı yoksa rüzgar, güneş, dalga, hidrolelektrik vb. yenilenebilir çevreci sistemlere mi sahip sorusu sorulmalıdır.

    Enerji üretimiyle başlayalım.
    Şu an için 2023 yılında olmasını planladığımız elektrik üretimimiz kişi başı 5500-6000 kwh. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) üyelerinin ise 2016 yılı kişi başı ortalaması 9 bin 900 kWh ki bu da Türkiye'nin en yakın 2040- 2050 yılında ulaşması öngörülen bir rakam. Daha çok İran’dan ve Rusya’dan gelen doğalgazla elektrik üretmekteyiz. Ne var bunda parasını verir alırız diyebilirsiniz, ama yarın bu arz durursa ne yapacaksınız? Hidroelektrik santrallerimiz iyi hoş ama onların da yıllar içinde dolup fonksiyon kaybettiğini ve üretiminin yağışa bağlı olduğunu unutmamamız gerek. Bizim hızla rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi kaynaklardan enerji üretmeye çalışmamız lazım. Mesela Fransa sahip olduğu 50’den fazla nükleer santral var ve oluşan büyük bir enerji arzını elektrikli arabaya geçerek kullanmayı arzu eden bir siyasi eğilimi var. Oysa Estonya’da termik santralden başka enerji kaynakları yok ve bunun artan kullanımı hava kirliliğini artırıp ülkenin karbondioksit emisyonunu yükseltmektedir. Norveçte elektrik üretiminin %94’ü yenilenebilir kaynaklardan geliyor bu da 1kWh elektrik üretmek için 27 gr. Sera gazının atmosfere bırakıldığını gösteriyor. Oysa bizde bu rakam tam 30 (otuz) katı yani 520g/kWh. Almanya ise birbirini ardına nükleer santrallerini kapatıp güneş enerjisiyle elektrik üretiminde zirveye yerleşmişken bizde bu konuda daha alacak çok ama çok yolumuz var. Yani bizim ne elektrik üretecek gücümüz yeterli ne de bu elektriği yenilenebilir kaynaklardan elde ediyoruz.
    Elektrikli araçların yaygınlaşmasında ülkemiz için birçok açmazımız var. Bunlardan biri de altyapı durumu.100 bin elektrikli araç aynı anda şarja hele de daha hızlı şarj yapan sistemle çalışırsa enerji sistemimiz birkaç saatte iflas eder. Kışın ısınmak yazın serinlemek için elektrik kullandığımızda meydana gelen kesintiler bunun yanında hiç kalacaktır. Yeterli altyapımız zaten yok, onun değişim maliyeti, yap işlet devret gibi popüler yöntemlerle bile çok zor. Belki devlet güneş enerjisi rüzgar enerjisi gibi alanlarda elektrik üretimini destekler vergi avantajı,ucuz kredi vb sağlar ise çatılarımıza bile kurabileceğimiz basit sistemlerle temiz elektrik üretir ve hatta bunu devlete geri satarsak bunu başarabiliriz. Normalde bir ülkedeki enerji ihtiyacının en yüksek olduğu sabah erken saatler, insanlar işe giderken elektrik kullanmaya başlar ya, işte o sırada bu şarja takılı araçlardaki elektrikler geçici depolama ünitesi gibi kullanılarak o ihtiyacımızı karşılayabilir. Elektriğin çok üretildiği ama az tüketildiği zamanlarda bu saatlerde elektriği araba pillerinde depolayıp tüm elektrikli arabaları ülke çapında pile dönüştürebiliriz. Bunun için devletin sadece satıcı değil satın alan müşteri konumunda da durması gereklidir.
    Nükleer enerji safsatasına girmeye bile gerek duymuyorum, Akkuyu’da yapılan santral de dahil bize yetecek daha onlarcası lazım ve direkt enerji hattına bağlanamayan, ürettiği atık maddeler 500 bin yıl yok olmayan, bir çevre felaketinde tahmini zor büyük kayıplara neden olabilecek bu enerjiye çevreci biri olarak baştan karşıyım. Biz Almanlardan daha mı iyi düşünüyoruz bu konuyu bir sormak lazım . Dört mevsim güneşin olduğu ve bu konuda topraklarının güneşi alma derecesinde Avrupa’da ilk sırada olan ülkemizde güneş enerjisi dışında bir çıkış göremiyorum. Üstelik 10 yıl içinde daha nükleer santralimiz tamamlanana kadar Çin’de de ucuz güneş panelleri çoktan üretilmiş olacaktır. O zaman Nükleer enerji ve neden Rusya demekten kendimi alamıyorum. Düşürülen uçağın diyeti mi bu? En masraflı en riskli bu santrallerden daha 10 tane yapmamız lazım bu nasıl mümkün olacak?
    Ülke olarak kişi başına yeterli enerji üretimine ancak 2040 yılları civarında ulaşabileceğimiz düşünüldüğünde elektrikli araba hayalinin çoğumuz için ya hiç gerçekleşemeyeceğini ya da çok geç gerçekleşeceği tahmininde bulunmak yanlış olmaz.
    Sonuç olarak sadece bir kullanıcı olarak kafamdan geçenler bunlardan ibaret . O zaman artan petrol fiyatlarına ve azalan petrol arzına ülkemiz nasıl direnebilir? Öncelikle devletin temiz enerji kaynaklarına teşvik vermesi, herkesin kendi evinin çatısında kendi ürettiği elektriği devlete satabilmesi/ kullanabilmesi gerekli. Teşvikten kastım bunu açık alanlarda kuracak tesislere de kolaylık sağlanması, bunları şehirlere getirip çatılara kuracak şirketlere ve ev sahiplerine kolaylıklar sağlanması Düşük faizli kredi, vergi indirimi vs vs.
    Elektrikli araba hayalinden vazgeçmek ne kadar doğru? Şimdilik çok doğru çünkü topluca bir değişim hemen bugün olmayacağından peyderpey geçiş ve devletin buna teşviği takip edilmeli. İlaveten bu araçlarda daha uzun menzile sahip olanların topluca ve uygun fiyatlı üretmesi için dev otomotiv firmalarının hazırlıklarını tamamlaması gerekir. Bu arada biz de TASARRUFU öğrenerek ve uygulayarak buna yardımcı olabiliriz.
    TASARRUF derken evdeki ampullerin patladıkça LED olanlarla değiştirmesinden tutun da kullanmadığınız ışığı söndürmeye kadar genel tasarruf tedbirlerinin yanısıra ulaşım alanındaki alışkanlıklarınız da gözden geçirip tasarruf etmeye başlamanız gerek. Bir yere gidecekseniz sağlıklı olması açısından yürüyüş yapıp yapamayacağınızı, toplu taşımadan nasıl yararlanacağınızı düşünmeye başlamanız gerekir. Ayranı yok içmeye atla gider helaya lafı boşa söylenmemiştir. Araba kullanmak sadece yakıt değil birçok kalemde masraf hanenize artılar ekleyecektir, kısa süreli kiralamalarda teşvik olması ve gerçekten ihtiyacınız olduğunda bunları kullanmanız daha uygun olacaktır. Arada sırada bir bardak süt içeceğim diye evde inek beslemek de gereksizdir. Zaten yarın otonom sürüşe sahip şoförsüz arabalar yaygınlaştığında ehliyetinize de gerek olmayacaktır, bunlardan birini yanınıza çağırmanız yeterli olacaktır. Keşke mümkün olsa keşke nüfusumuz ve kentlrimiz bu kadar kalabalık olmasa ve bisiklet yollarımız olsa,herşey daha kolay olurdu.Hatta elektrikli bisikletler İstanbul gibi yokuşu çok olan yerlerde büyük avantaj sağlardı.
    O zaman hemen şimdi nasıl yapmamızı düşünmemiz gerek. Öncelikle araca ihtiyacımız olup olmadığını oturup düşünmeniz lazım,eğer araç almayı gerçekten gerekli görüyorsanız araç bazında tasarrufu ele almamız gerekir.Bu sefer de az tüketime sahip araçlara yönelmemiz gereklidir. Dizellerde kısıtlama veya üretimin azalamsı,vergilerin artması gibi tedbirler masada ve bence de çok yerinde kararlar.2000cc. ve üzeri SUV/kamyonet/ticari araçlarda dizel motorun kullanmaya devam edilmesiş taraftarıyım.1300 cc. dizel motor 2000 kg. yük taşıyabilecekken neden bir kişiyi taşısın?
    Şu an için Hybrid motorlu yani hem elektrikli hem benzinli motora ve kısıtlı kapasiteye sahip bir bataryaya sahip bu araçlar benzer özelliklerde bir araca göre %50 az benzin tüketmektedir. Şehiriçinde dizelden az şehirlerarası sürüşlerde de en fazla dizel kadar harcayan bu araçlar bir geçiş vasıtalarıdır. Tamamen elektrikli araçlar gibi yüksek maliyetlere sahip olmayıp, sahip oldukları gerek aksa monte edilen veya gerekse bağımsız çalışan benzin motorları sayesinde pillerini şarj etmektedir, bir duvar soketine fiş takarak şarj etmek gerekmediği için son derece kullanışlı arabalardır. Üstelik menzil sorunu diye bir sorunları yoktur. Elektrikli bir araç için baştan vereceğiniz adeta tüm kullanım ömrü boyunca harcayacağınız benzin parası yerine bu kullandıkça ve kullandığın kadarını öde mantığıyla çalışma hybrid araçlar bu konuda eşsiz özelliktedir. Bunlardan birine sahip olmam nedeniyle kendisine bir elektrikli araç almayı düşünen herkesin bu tasarruflu araçlarla bir ilgilenmesini tavsiye ederim. Pil fiyatları düştükçe hybrid araçlarda da Plug-İn hybrid dediğimiz araçlara dönüşüm başlayacaktır. Hem fişe takılıp şarj edilebilen hem de kendi benzinli motoruyla şarj yapma imkanına sahip olan ama elektrikli menzilleri sadece 60-80 km. kadar olan Plug-in modelleri de yaygınlaşacaktır. Hem şehir içinde tam elektrikli bir aracın konforu hem de uzun menzilleriyle şehirlerarası yollarda rahatça kullanabileceğiniz tüketim değerleri 1 litre/100 km gibi dudak uçuklatan bu araçları görünce elektrikli araba da neymiş diyeceğiniz hybridlerin değişik modelleri de piyasaya çıkmak için gün saymaktadır.
    Bu nedenle siz hayallerinizden vazgeçmeyin ama hayallerinizi gerçekleştirene kadar şehirlerimiz ülkelerimiz ve hatta yaşam tarzlarımız da çok büyük değişimler geçirebilir. Yukarıdaki ilk örnekteki gibi elektrikli otomobil sahibi olmaktansa toplu taşımayla seyahat eden, şehirlerarası hızlı trenler kullanan, şehiriçinde ihtiyacınız olduğunda cep telefonunuzdan hemen yanınıza çağırabileceğiniz 1-2 kişilik küçük otonom sürüş vasıtaları kullandığınız bir gelecek hayal edin.
    Ee bizim araba sürme keyfimiz ne olacak derseniz işte o zamanda kiralarsınız birkaç saatliğine bir V8 çift turbo benzinli cabrio araba şöyle bir turlarsınız, ne ironi ama değil mi? Dedelerimizin keyfini bizden esirgiyorlar, ne yapalım siz de bu kadar nüfusu kalabalık ve alım gücü düşük, ekonomik düzeyi zayıf bir devlette yaşamasaydınız. Herşeyin düğümlendiği yer burası tüm dünyada artan nüfus ve onların haketmedikleri talepleri !
  • Aracı geçen hafta aldım taktikleri dün okudum bugün denedim gerçekten işe yarıyor. Alışkanlık haline getirebilirsem gerçekten ekonomik olacak benim için teşekkürler. İşte sonuç 2.2 lt kısa mesafe ama bi başlangıç 😀

    Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)


    Bu da İstanbul içi daha uzun mesafe tüketimim iyi ki bu sayfayı okumuşum 😀

    Hybrid araç sürüş tekniği (Hbyrid Nirvana'sı yani HYBVANA)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kburak2004 -- 18 Ocak 2019; 16:53:53 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kburak2004 K kullanıcısına yanıt
    Merak etmeyin çok kolay alışır ve de çok rahat edersiniz 3 dk erken gitmek hiçbirşeyi çzömüyor,üstelik eskiden ne kadar savruk tahlikeli ve stressli araba kullandığınızı da anlayacaksınız..Bu açıdan da hybrdi iyidir.Ben hybrid araç sürücülerinin dah az kaza yaptığına da şahit oluyorum.
  • HYBRİDLERDE MTV İNDİRİMİ OLMAMASI;
    Düşündüğümüz gibi diğer otomotiv firmalarının baskısıyla iptal edilmiş arkadaşlar.
    DEVLET olumlu yaklaşmış ama Otomotiv Sanayicileri derneği ( başını Ford Otosan grubunun çektiği ) ve Otomobil Distribütörleri Derneği (başını Doğuş grubunun çektiği) itiraz etmiş.Yıllarca insanımızı KUŞ serisine mahkum eden bu zihniyetin ve Avrupa'nın demode dizel arabalarını ülkemize pazarlayan distribütörlerin neden insanımızın modern ve tertemiz kaliteki araçlara binmesine engel olduğunu şimdi anladınız mı ?
    Çıkar herşeyden önce gelir, halk safsa anlamıyorsa bas gitsin düşüncesi değişmeli arkadaşlar.
    Eğer hybridde MTV düzenlemesi yapılsaydı kaç tane Tofaş kaç tane volkswagen satabileceklerdi ? Bunu herkesle paylaşın,OSD ve ODD gibi derneklerin kime hizmet ettiğini görün onların arabalarının satılmaması için siz de elinizden geleni yapın.Güneş balçıkla sıvanmaz eninde sonunda attıkları yalanlar ve pislikler kuruyup düşecektir.

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/emre-ozpeynirci/dernekler-de-artik-vizyon-degistirmeli-40783892
  • Hybrid araçta son zamanlarda bir şey daha farkettim,aracımı artık kapalı garajda değil dışarıda tutuyorum bu nedenle motor daha soğuk oluyor ve startla beraber benzin motoru da hemen hemen her zaman ataşlemeye başldı.Bu da bana yakıt tüketiminde ortlama 0.5- 1/100 km kadar litre kadar kış aylarında artış getirdi.
  • muzaffer demir M kullanıcısına yanıt
    Bu durum bende de oluyor. Bazen sanki kısa aralıklarla kapatıp açma olursa sanki ısıtmak için her seferinde benzin motoru devreye giriyor.
    Bir de ısıtma için benzin motorunun çalışması esnasında gaza basmadan kendi halinde giderken tüketim çok artıyor. Gaza bastığında tüketim daha az gibi..
  • Warm-up süreci, motor soğutma suyu sıcaklığı 62C sıcaklığa gelinceye kadar devam eder, ardından S1 (Stage), S1a, S1b, S2, S3, S4 ve Idle süreçleri gelir. Bunlara sistemi kondisyonlama süreçleri diyebiliriz.

    Kısa kullanımlarda S4'e kadar bile gelemediği olur. Elbette soğuk hava bu süreçlerin tamamlanmasını geciktiriyor. Fakat, sürüşler ard arda ve kısa kısa olsa bile S4'e bir kez geldiğinde yine o süreçten devam eder.

    @mitbaer. Warm-up sürecinde gaz ve fren pedalına basmadığınızda benzin motorunun normalden daha devirli, homurtulu çalıştığını duyarsınız. Araç, benzin motorunu bir an önce ısıtmak için devri yükseltir ve MG1 (jeneratör) üzerinden yüke biner, bu esnada batarya da doldurulmuş olur. Yani, hem benzin motoru ısıtılır, hem de bu mekanik hareket boşa gitmez ve elektrik enerjisi olarak depolanır. İyi düşünülmüş bir olay.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.