Bildirim
LOL Champion Tanimlamalari
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Simdi sirada Renekton var.
Aslinda hakkinda fazla bir bilgi yok ama yinede anlatilmali cunku bana gore gercekten ilginc bir gorevi var :S
Mitolojideki adi Ammit olan bu yaratik 3 cesit hayvanin karsimindan olusur. Basi timsah, on ayaklari Aslan ve arka ayaklari Suaygiridir. Bu hayvanlar o donemler Misirdaki en tehlikeli canlilar olarak bilinir. Ne kadar korkunc oldugunu siz dusunun artik.
Ayrica bu Ammit. Mitolojide Kalp Yiyici olarakda bilinir.
Bu yaratigin gorevi. Olulerin yargilanmasini saglayan Anubis e yardim etmekde denebilirdi. Anubis in olulerin kalbini tartmasindan sonra eger kalp dogruluk tuyunden hafif gelirse yemesi icin Ammit e verilirdi. Eger kalp agir gelirsede Ammit olulere dokunamazdi.
-
-
Bu sefer daha klasik bir hero; Galio
Galio diye bildigimiz bu tanky hero aslinda Gargoyle bir gargoyle dur ve tastan olusan bir yaratikdir. Efsaneye gore geceleri canlanip dehset sacar ama gunduzleri tasa donusur.
Asil yapilis amaclari catilardaki oluklarda biriken sularin bosaltilmasi olan ve genelde Gothic yapilarda kullanilan mitolojik bir simgedir. Kilise manastir veya katedrallerde bolca gorunurler. Inanisa gore bulunduklari yaip tehlike altindaysa canlanir ve yapiyi korurlar.
Zamanin behrinde bir liman kentinde katillerden kacan bir Ulutin Rahibinin can havli ile kacarken kendisini korumasi amaci ile rastladigi bir heykele hayat vermesi sonucu ilk gargoyle ortaya cikmistir. Bu Gargole Ulutin Rahibini kovalayan katilleri oldurur ve rahibin yaninda yasmaya baslar. Lakin bu gargoyle seytani bir ruha sahip olur ama bunu rahipden saklamayi basarir bir sureligine. Bunun sebebi ise ulutin rahipleri bir nesneye can verdiklerinde o anki ruh halininden parcalar o nesnenin ruhuna isler.
E katillerden kacan bir adamin ruh halinide siz dusunun :) Rahip bunu yillar sonra farkeder ama yok etmeyi basaramaz. Daha dogrusu gonlu onu koruyan yaratigi yok etmeye elvermez. 2nci bir yaratik yapip bu ilk goz agrisinin yanlislarini duzeltmesini planlar. Bir tas ustasi (o zamanlar heykeltras yok heralde) ile konusur ve cok gorkemli,meleklere benzeyen ikinci bir gargoyle yaptirir.
Bu olayi ogrenen ilk gargoyle isinin bitecegini anlayinca sehri terkeder. uzun zaman icinde rahibden canlandirma buyusunu ogrenmis oldugu icin bir plan yapar. Bir vampir lordu ile anlasir ve heykellerden olusan bir ordu yaptirir ona. Sonra bu orduyu canlandirarak geldigi sehre saldirmaya baslar. Herseyi yakip yikarlar.
Ikinci gargoyle olayin farkindadir cunku yapilis gayesi ilkinin hatalarini duzeltmek oldugu icin ilkinin yaptigi hersey onun gozunde canlanir. Iyi olan kahramanimiz rahiplerin yanina gider ve olanlari anlatir. En buyuk rahip bu belayi savusturmasi icin cok guclu bir buyu hazirlar ve buyuk capta olmasi icin gunes uzerine buyuyu yapar.
Gunes dogdugunda butun gargoyle lar piserek tasa donusur ama rahiplerin hesaba katmadiklar birsey vardir... Gunes battiginda tum gargoyle lar yeniden canlanir :) Neyseki sonradan jetonlari dusen rahipler ve bolge halki bir soykirim ile ertesi gun tum gargoyle larin isini bitirir. Fakat bazi insanlar birkac tanesini kendilerini korumak icin saklamistir ve ilk yapilis gayeleri olan catilardaki su oluklarini bosaltmak icin onlari yapilarina eklemislerdir.
-
Rammus
Aslinda Armadillo yani ozunde Glyptodont
Gercekten var olan ve hala yasayan bir canli turudur Armadillo. Butun vucudu bir tur zirh ile kaplidir ve bu onlari bircok vahsi hayvandan korur. Ayni zamanda ortamdaki havadanda en az sekilde etkilenirler. Yiyecek bulmak icin topragi kazarlar, bazi bitki ve boceklerle beslenirler. Burunlari cok iyi koku aldigi icin bocekleri rahatlikla bulabilirler.
Armadillolar cok hizli bir sekilde topragi kazabilme yetenegine sahiptirler ve kazi esnasinda yapilari geregi burunlari surekli topraga temas ettiginden nefeslerini tutarak kazi yaparlar.
Armadillolarin nesli dinozorlar devrine dayanir. Glyptodon adi verilen canlilarin devami oldugu soylenir.
Armadillonun aslinin Glyptodont oldugunu soylemistik zaten. Bu canli yaklasik 10.000 yil oncesinde yasamis ve bilinen en komik gorunumlu dinozorlardan birtanesidir. Yaklasik 3.5m boyunda ve 1 tona yakin agirligi oldugu tahmin ediliyor. Vucudunda zirh olarak 2.5cm lik kemikden olusan 10.000 kadar parca oldugu ve bitkilerle beslendigi belirtilmis.
-
Vladimir
Asil adi Vlad Tepes, III. Vlad, Kont Dracula yada Kazikli Voyvoda da olarak bilinir.
Transilvanyada dogmustur. Babasinin ismi II. Vlad Dracul dur. Dracula ismini Babasindan almistir. Drac slavca Ejder anlamina gelir ve ul takisida hem "Ogul" hemde kelimeyi tamamlayici bit takidir. Voyvoda ise Voin;asker, Vodac;yonetici) anlamina gelir. Osmanli doneminde daha cocukken babasi II. Vlad in isyan cikartmamasi amaci ile Osmanliya surgun ve teminat olarak gonderilir. Fatih Sultan Mehmet ile ayni kisiler tarafindan ayni sekilde egitlir ve Fatih Sultan Mehmet ile iyi dost olurlar.
Babasinin olumunden sonra Osmanli tarafindan kendisine bir ordu tahsis edilir ve ulkesine gonderilir. Ulkesinde cok degisik bir sekilde duzeni saglamistir. Tam bir dikdator ve piskopattir. Ickiye duskunlugunden dolayi zamanla kafayi yedigi ve piskopatligi bundan geldigi soylenir. Cesitli iskence yontemleri ile duzeni saglar ve dusmanlara korku salar. Iskence taktiklerini Osmanlidan ogrendigi bircok yerde gecer. Savas taktiklerini ise Osmanlida kaldigi donemlerde Fatih Sultan Mehmet ile ayni egitimi almasindan dolayi iyi bilir.
Ulkesindeki fakirligi onlemek icin butun fakirleri ve dilencileri toplatir ve bir ziyafet verir. Daha sonra butun fakirleri yakarak oldurtur. Dusmanlarini yada kendine bas kaldiranlari cesit iskencelerle oldurur. Ama bunlarin en meshuru kaziga gecirmekdir. Kaziga gecirirkende hemen oldurmek kurbanin birkac gun aci cekerek olmesi icin turlu teknikleri vardir. Karsisinda kavuk yada sarigini cikarmayanlarin kavuklarini baslarina civilemesiyle bilinir. Bircok Osmanli elcisine bu sekilde iskence yapar ve onlari oldurur.
Aslinda Vampir degilde piskopattir fakat kurbanlarinin kanini icmesi bazende bir kaseye konup ekmek banarak yemesinden ve insanlari damarlarindan isirmasi yada kesmesinden dolayi Vampirlik sifatini elde etmisdir.
Osmanliya kininden dolayi Papanin ve Macaristanin destegini almak icin onlarin tarafina gecer. Bu yuzden Ortodoks kilisesinden de afaroz edilmis. Fatih Sultan Mehmet in 5000 kisilik ordusuna karsi 1000 kisilik orduyla zafer kazanmisdir. Bunun sebebi Fatih Sultan Mehmet le ayni egitimi aldigindan onun taktiklerini iyi bilmesidir. Ayrica zindanlarindaki hastalikli adamlara osmnali kiyafeti giydirip onlara gondermeside Osmanli ordusuna cok zarar vermisdir.
Tabi o donemin super gucune karsi en fazla 4 yil dayanabilmis ve 4 yilin sonunda boynu vurdurularak oldurulmusdur. Ibret icin basi Istanbula kafasi getirilmis ve kaziga gecirilerek sergilenmisdir. Bedeni ise ulkesinde bir manastira gomulmus fakat Almanlarin istilasindan sonra bu manastir yagmalanmisdir. Daha sonra mezari acildiginda mezarinin bos oldugu gorulunce adi esfanelesmisdir.
-
Anivia
Yani aslina Phoenix hatta turkecede Zumrud-u Anka, arapcada Anka, Iranlilarda Simurg, yunanlarda Phoenix olarak gecer.
Bu kusun insan yuzune veya aslana benzeyen bir yuzu oldugu, aslan pencelerine ve kartal kanatlarina sahip oldugu soylenir. Turk, Yunan, Hint, Cin ve Iran mitolojisinde yer alir. Hepsinde farkli isimler alsada betimlemesi asagi yukari aynidir.
Bu kusun bir erkek oldugundan bashedilir ve oyundaki gibi buzlu bir karakter yerine alevler ile hasir nesir olan bir kustur. Efsaneye gore Bilge agacinda yuvasi olan bu kus o kadar uzun yasarki dunyanin yikilisina 3 kez sahitlik etmistir. Ozunde iyilik bulunan bu hayvan Bilge agacindan her kalktiginda agacin yapraklari titrer ve yere dokulen tohumlar dunyanin her bir kosesine yayilirdi. Bu polenlerin her tur hastaligi iyilestirebildigine inanilirmis.
Bir baska anlatilisa gore bu kus dunyadaki tum kuslara onderlik eder ve surekli onlarin yanindadir fakat bir sure ortalikda gorunmeyen ankayi merak eden tum kuslar onu yasadigi yer olan kaf daginin zirvesinde biryerlerde amaya baslarlar. Yol 7 vadiden gecer ve 7 vadiyi gecebilen sadece 30 tane kus olur. gerisi ya vazgecmis yada yolda olmustur.
Bu 30 kus yuvaya ulasir ve orada anlarlarki Simurg Anka otuz kus anlamina gelmektedir. 30 kusun tamami Simurg mus ve ankaya donusebilmkek icin kendilerini yaklamalari gerektigini dusunup calmislar kibriti :)
Zumrud-u anka olumunun yaklasmasi uzere yuvasini atese verir ve alevler icinde kalarak can verir fakat 3 gun sonra kendi kullerinden yeniden bir Anka dogar. Bu kusun en bilindik ozelligide zaten oldukden sonra yeniden dogmasi. Bu yuzden olumusuzlugun simgesi olarak da Anka bircok yerde gerek simge gerekse mit olarak kullanilir. Bazi kaynaklarda kus gagasini kayalara vurarak kivilcim cikartir ve kanatlarin ruzgari ilede bu kivilcimlari aleve donusturdugu soylenir.
-
Annie
Yonlerinden cok tipini benzettigim Annie, aslinda mehsur FPS lerden olan F.E.A.R oyununun bas karakterlerinden birisi. Silent Hill ve Ring adli filmdeki karakterlerede benzesede Annie bence en cok F.E.A.R. daki Alma Wade e benziyor.
Alma Wade aslinda daha 7-8 yaslarinda kucuk bir kiz cocugundan ote degildir ama onu digerlerinden farkli kilan gordugu kabuslar ve bundan oturu insanlara olan ofke ve korkusudur. Alma bununlada kalmaz biraz psisik oldugundan cok dikkat ceker ve kaynakda babasi tarafindan bir arastirma merkezine goturulur. Burasi oyle basit bir arastirma merkezi degil gizli bir proje olan Project Origin (Oyunun adida buradan geliyor) e dahil edilir.
Amac Alma nin psisik guclerinden faydalanarak zihin kontrolu yontemiyle bir klon ordu yada beyinsiz asker ordusunu yonetmekdir. Almanin akilalmaz psisik gucleri surekli artmaktadir ve Merkezdeki adamlar dahil bu guclerin ortaya saliverilmesinden tedirginlerdir. 7 yasindayken beyin fonksiyonlari calisir vaziyette Alma uyutulur ama uzerinde uzun yillar suren deney ve arastirmalar devam eder.
Gelzaman gitzaman arastirmacilar Alma nin guclerinin DNA sindan geldigine karar verip onun hamile kalmasina karar verilir. 15 Yasinda olan Alma 1 cocuk dunyaya getirir ama arastirmacilarin bu cocugu kendisinden aldiklarini hisseden Alma uyanir ve dehset sacmaya baslar.
Bu sirada bu cocukda istediklerini bulamayan arastirmacilar 2nci bir cocuk icin kollari sivarlar.
2nci cocuk tam aradiklari nitelikdedir ama Almanin artik kontrol edilemeyen gucleri tesisi ve tesisde calisalari bir bir aci icinde yok eder. Oyleki etlerini yakip aci icinde olmelerine sebep olur. Basindan gecen onca olaydan sonra zavalli kiz 25 yaslarindayken olur yada yada tesisle beraber onunda fisi cekilir, fakat 2.nci cocuguna psisik olarak ulasir ve seytani emirlerini ona yaptirir. Buda bir katliama sebep olur.
F.E.A.R. oynunu oynarken karsilasacaginiz bu karakter gercekten size korku verecektir cunku onu her gordugunuzde bilinki orada cokkotu seyler olacaktir. Tam hikaye cok daha ayrintili ama o kadar ayrintiya inmek gerekmiyor. En azindan simdilik.
-
Güzel bir konu. Çorbada bizimde tuzumuz olsun..
Alistar the Minotaur
Minotor: Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık.
Özgün sözcük Minotor'dur ve Yunanca "Minos’un Boğası" anlamına gelir.
Girit’te hüküm süren güçlü kral Minos, gücünü kanıtlamak için denizler tanrısı Poseidon’dan ona kurban etmek üzere bir boğa vermesini ister. Posedion boğayı Minos’a verir. Fakat hayvan, Minos’un hoşuna gider ve Minos, boğayı kurban etmez. Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder. Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısını boğaya âşık eder. Minos’un karısı Pasiphae, boğayla çiftleşir ve boğa başlı, kuyruklu ama insan bedenli Minotor doğar. Minotor herkese zarar veren bir yaratıktır ve bunun üzerine mimar Daidalos’un yaptığı Labyrinthos adlı, içinden kimsenin çıkamayacağı yapıya kapatılır.
Girit kralı Minos’a yenilen Atinalılar, haraç olarak dokuz yılda bir (bazı kaynaklarda yedi ya da her yıl), yedi genç erkek ve yedi genç kızı Minotor’a kurban olarak gönderirler. Kurbanları götüren gemi, siyah yelkenlidir. Theseus, Minotor’u yenip, bu kurban işine bir son vermek istemektedir. Babası vazgeçirmeye çalışsa da, sonunda bir şartla buna izin verir. Eğer Minotor’u öldürebilirse, Atina’ya dönerken, gemiye siyah yelkenler yerine beyaz yelkenler takacaktır.
Kurbanlar ve Theseus, Girit’e geldiklerinde, onları labirente götürürler. Minos’un kızı Ariadne, kurbanlar halka gösterilirken Theseus’a âşık olur ve Theseus’a labirentten çıkabilmesi için basit bir strateji önerir. Buna göre Theseus, kızın verdiği ipliği labirentin girişine bağlayacaktır ve dönerken ipi takip ederek çıkışı bulabilecektir. Theseus labirente girdiğinde Minotor’u uyurken yakalar ve onu öldürür. Theseus, Atinalı kurbanlar ile ipi takip ederek çıkışa ulaşır ve Ariadne’yi de yanına alıp Atina’ya doğru yola koyulur. Ancak beyaz renkli yelkenleri açmayı unutmuştur. Kıyıdan siyah renkli yelkenleri gören babası Egeus, oğlunun öldüğünü düşünerek Ege Denizi’ne atlayarak intihar eder. Theseus, Atina kralı olur.
Minatorlar fantastik oyunlar ve hikayelerde genelde kötü tarafta yer alırlar. Güçlü fakat pek zeki olmazlar. Kaba kuvvetten anlar ve iyi savaşçılardır. Genelde ortalığı yakıp yıkan tek derdi öldürmek olan barbar tarzında anlatılır. Yine bazı hikayelerde onura ve şerefe çok önem verdikleri görülmektedir.
-
Amumu hepimizin bildigi aglayan mumyamiz :)
Aslinda bir cocukmu yoksa yordle mi oldugu kesin belli olmayan ama mumya olusu ve aglamasindan oturu tanidigimiz amumu hakkinda pek net seyler buldugum soylenemez. Cocuk olarak Rosalina Lombardo isimli 1918 dogumlu olan ve 1920 yilinca yasamini yitiren kucuk bir kiz cocugu.
Kizimizin hikayesi soyle; Zamaninda Avrupa da 25 milyon kisinin olumune sebep olan Ispanyol Gribine yakalanan bu kucuk kiz henuz daha 2 yasinda iken oluyor. Bir general olan babasi bu aciya dayanamadigi icin Dr. Alfredo isminde Sicilya da yasan birinin sayesinde kizini mumyalatiyor.
Ama bu mumyalama teknigi bugune kadar rastlanilan degil halen cozumlenemeyen bir yontem ile mumyalaniyor ve yaklasik 90 yili askin suredir tek bir curume belirtisi bile olmadan cesedin korunmasi saglaniyor. Bazi kaynaklarda babanin amacinin kizinin sanki yasiyormuscasina usulca ve huzur icinde uyudugu gostermesi icin hafif bir gulumseme ile mumyalattigi yaziyor. Aslinda wikide mumyalama tekniginin cozuldugune dair bilgiler var fakat bu bilgilerin kesin ve dogru oldugu yonunde aciklama yok.
Bu mumya Italya nin Palermo kentindeki bir muzede sergileniyor.
Kimbilir belki amumu nun yasadigi aci uzuntu ve keder bu mumyanin kaderinden gelmektedir :(
-
Rengar yani aslinda bilinen adi ile Predator,
Hepimiz bu oyunda bu championun kime benzedigini cok iyi biliyoruz. Iste kisaca Predator lar; Predator karakteri ilk olarak Avatar in yapimcisi olan James Cameron tarafindan cizilmistir ve 1987 yilinda ilkkez sinemaya aktarilmistir.
Bu yaratiklar guclu avcilar olarak tasarlanmistir. Isimleri de bundan gelmektedir. Kendi gezenenlerinde iyi birer avci olduklarini ispatlamak amaci ile bircok gezegeni dolasarak yaratiklari avlayip kafataslarini koleksiyonlarina eklerler.
Guclu, onurlu ve avcilik yetenekleri en belirgin ozellikleridir. Kendileri hakkinda cekilen film ve yapilan oyunlarda temel vurgu budur. Savasirlar, oldururler ve iz birakmazlar. Rakiplerine karsi cok acimasiz olarak bilinirler fakat silahsiz olanlara yada hamile kadinlara bazi filmlerde zarar vermediklerinden oturu sadece guclu ve karsi koyabilecek rakipleri avladiklarini soyleyebiliriz.
Predator lerin ezeli rakipleri ise Alien lardir. Bu turu bir sonraki makale de inceleyecegiz ama cok vahsi ve guclu olduklari icin Predator larin ezeli rakipleri oldugunu mutlaka bilmesiniz.
-
Çorbada bizimde tuzumuz olsun
Kha'zix;
Bu arkadaşlar Predatorların ezeli rakibi olan ve eminim ki bir çoğumuzu ilk izlediğimizde korkutan xenomorph dur
Gelişme evreleri Yumurta-> facehugger -> (embryo)> chestburster -> adult şeklinde olur ve sadece kraliçenin üreme yetileri vardır bir nevi arılar gibidirler erkekler sadece etrafta yemek ve taşıyıcı arar.Kanları çok güçlü bir asittir demiri bile eritir derileri ise çok serttir,xenomorphlar çok çevik ve güçlüdürler normal türleri geri zekalıdır fakat insan kırması olanlar strateji bile yapabilecek kadar zekilerdir
Yumurta hali;
Facehugger;
Facehuggerlar filmde yumurtalardan fırlayıp direk yüze yapışarak taşıyıcının içine embriyolarını bırakır embriyo bıraktıktan 15-20dk sonra ölür ayrıca taşıyıcıya embriyolarını bırakırken yüze yapıştığı için taşıyıcının havasızlıktan ölmemesini sağlamak amacı ile taşıyıcıya oksijen verir
chestburster ;
Bu filmi izlemiş herkesin hatırlayacağını düşündüğüm xenomorph formu.Bu facehugger embriyo bıraktıktan sonra taşıyıcının göğüsünü parçalayarak çıkar ve diğer yaratıklarla telepatik iletişimde olduğundan etrafta kraliçe yoksa kraliçeye,kraliçe varsa savaşçıya dönüşür ve savaşçı 2 saatken kraliçenin doğuşu 24 saate kadar uzayabilir
Sevimli değil mi?
Ayrıca taşıyıcının türüne göre daha değişik halleri de vardır mesela;
Predalien;
Alien'in içine bırakılan embriyo ile doğar taşıyıcısının türü dolayısıyla daha güçlü ve daha zekidir
Newborn;
Bunu doğuran kraliçe doğduğu insan yüzünden mutasyon geçimiştir ve sonucunda bu şey doğmuştur adının sebebi normalde diğerleri taşıyıcı karnından doğarken bu kraliçeden memelilerdeki gibi doğmuştur(normal doğum).İnsan-Xenomorph kırmasıdır ve davranışları diğer türlerine kıyasla çok farklıdır
Kraliçe;
Xenomorphlar arılar gibidir sadece kraliçeleri ürer normal savaşçılardan daha güçlü ve büyüktürler fakat zora düşmedikçe savaşmazlar ayrıca newborn'u doğuran kraliçe türündendir fakat mutasyon geçirmiştir
Kha'zix'in evrimleri de xenomothlardan esinlenme
Edit;
Drone,warrior,Praetorian,Runner(köpek),Jockey-Xenomorph(farklı bir uzaylı kırması) diye değişik türleride varmış
Edit2;
Xenomorphların ezeli rakibinin predatorlar olduğu söylense de predatorlar sadece keyfi olarak xenomothları avlıyor yani xenomothlarla oynuyorlar demek daha doğru olur diğer türlü predatorlar xenomothlardan daha zeki ve teknoloji olarak çok ileride
-
Hazır işsizken 1-2 champ daha yazayım
Birçoğunuzun bildiğine eminim fakat yinede yazalım
Nami;
Nami bildiğimiz gibi denizkızından esinlenmiştir
Efsanenin nerede-nasıl başladığı bilinmemektedir.Asurlular,yunanlar ve birçok ırkın mitolojisinde kendine yer bulmuştur.Bu zamana kadar birçok kitap,film ve benzeri edebi eserlere de konu olmuşlardır genelde güzel,taş gibi hatunlar olarak tanımlanmışlardır.Kristof Kolomb 1-2 kez gördüğünü fakat çok çirkin olduklarını söylemiştir,birçok kişi denizcilerin uzaktan gördükleri deniz ineklerini,denizkızı sanmış olabileceği söylemiştir.
Deniz kızları hakkında 2 tane söylenti var;
1.Söylenti deniz kızlarının yardım sever olduğu ve denizde boğulmak üzere olan insanları kurtardığı,yaralarını sarıp bazen kendi ülkelerine davet ettiği yönünde ayrıca bazılarının insanların su altında nefes alamadığını bilmeyip veya unutup yanlışlıkla insanları öldürdüğü de söylenir
2.Söylenti ise denizkızlarının felaketin habercisi olduğu ve kötü varlıklar olduğu yönünde.Genellikle kayalıklarda şarkı söyleyip denizcileri kayalıklara çekerek gemilerinin batmasını sağladığı veya denizde iken diğer insanları yanına çekip öldürdüğü söylenir.
Deniz kızları dışında bazıları deniz erkekleride gördüğünü fakat bunların çok çirkin ve saldırgan olduğu söylenmiştir.
-
Cthulhu- Kassadin benzerliği
h. p. lovecraft romanlarinda adi gecen varlik. cthulhu yüzmilyonlarca yil önce yeryüzüne gelen cok güclü bir varliktir. august derleth'in anlatimina göre kendisi bir lanet üzerine pasifik okyanusunda sular altina gömülen r'lyeh sehrinde sonsuz bir uykuya hapsolmustur. mistik kaynaklara göre yildizlar dogru acilara geldiginde kendisi ebedi uykusundan uyanacak ve yeryüzünde, kötülük üzerine kurulu, hakimiyetini sürdürmeye devam edecektir. bu da yeryüzündeki yasamin sonu demek oluyor...
vücudunun insan vucüduyla alakasi yoktur. kafasi mürekkep baligini andirirken yüzünde ahtapot kollarini andiran bircok kol/uzanti (bkz: tentacle) bulunur. sirtinda ise uzun ve ince kanatlar bulunur.
"dış hatları bakımından uzaktan uzağa insanı andıran bir canavarı temsil ediyordu, ancak yüzü dokunaçlarla kaplı, ahtapot kafası gibi bir kafası, pullarla kaplı, lastik görünüşlü bir gövdesi, ön ve arka ayaklarında kocaman pençeleri, uzun, dar kanatları vardı. korku verici ve doğa dışı bir kötülükle dolu gibi görünen bu şey, biraz tombulcaydı ve üzeri bilinmeyen karakterlerle kaplı kare yüzeyli bir blok ya da kaidenin üzerinde kötülük düşünürcesine çömelmişti''
Arabistanda yaşayan bir kabile mi ne varmış. Deli bir yazarın yazığı Necronomicon (oyundada Morellonomicon böyle bir item var) adlı kitabı baz alırlarmış. Çeşitli tuhaf büyüler varmış kitapta. Kabilenin üyeleri devamlı aşağıdaki sözleri söylüyormuş. Ve ölümsüz olduklarına inanılıyormuş.
ph'nglui mglw'nafh cthulhu r'yleh wgah'nagl ftgagn
r'lyehdeki evinde ölü cthulhu düs görerek bekliyor.
Açıkçası bu mesajı yazarken, Kassadinin Karayip korsanalarında ki o ahtapot suratlı adama daha çok benzediğini farkettim. Bu karaktere de benziyor kanatları olmaması dışında :p
-
Uzun bir aradan sonra yinebilindik bir Champion ile devam ediyoruz;
Hecarim yani Sentor (Centaur)lar:
Resmedildigi gibi yari insan yari at seklinde varliklardir. Hem yunan hemde asya mitolojisinde yer alirlar. Yunan mitolojisinde cok guclu ve saldirgan yaratiklar olarak bilinirler, asya mitolojisinde ise bu ozelliklerinden dolayi Sentorlarin Turkler oldugu iddia edilir, cunku Mitolojikdonem olarak adlanirilan donemlerde Turklerin atlari evcillestirip, cok iyi at bindikleri ve savaslarda bu ozelliklerinden dolayi dusmanlarina karsi cok ustun olmalarindan dolayi bazi kaynaklarda Sentorlarin aslinda Orta Asya Turkleri olduklari da soylenir.
Sentorlar aslinda dogu kokenli yaratiklardir, fakat yunan mitolojisi de sentorlari benimsemistir. Bazi yunan adalarinda ve Turkiye de Van civarlarinda bazi taslarda veya fildisi tabletlerde resmedilmistir. Turk mitolojisinde yer bulamayan bu yaratik aslinda Turklerin nufus ettigi bircok yerde gorulmustur veya resmedilmis olarak efsanelesmislerdir.
Resme bakip aldanmayin, cunku centaurlarin disisi hakkinda pek bir bilgi yoktur. Hatta bu yonde benzetmeler sadece yunan mitolojisinde bulunur cunku diger mitolojilere gore sadece yunanlar centaurlari tanrilar veya tanrilarin gucune esit gormuslerdir ve yunanlara gore tanrisal bir guc asla yalniz olamaz, yani bir disisi mutlaka vardir.
Centaurlar yunan mitolojisinde cok onemli yere sahiptirler. Cunku tanrilarin gucune esit bir guze sahip olduklarina inanilir, Cok hizlidirlar, cok iyi ok-yay kullanirlar ve cok guclulerdir ,kilic ve mizrak kullandiklarinda. Bazi sehirlere veya koylere saldirirken goklerden indikleri veya gok gurlemesi seklinde sesler cikardiklari soylenir.
Tanrilarin gucune esit olduklarinin ispati olarak baslarinda tanrilik taclari oldugundan bahsedilir, Bu da diger yonden Eski Turklerin savaslarda cesitli gorev ve rutbeleri belli etmede kullandiklari sarik-kavuk veya tuylu sapkalara benzer. Dolayisi ile cok tanrili inanclara sahip olan ve korku kulturu ile egitilen yoplumlarda bu sekilde benzetmelere yol actigi dusunulebilir.
-
Umarım devamı gelir
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
güzel bilgiler -
Çok güzel bir çalışma, devamını beklerim. Acaba darius unda hikayesi varmıdır?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Wukong filan araya kaynamis ama onlari oturup yazarim bir ara :) Yoruldum ya ben mola vermeye gidiyorum :P -
Darius ve draveni merakla bekliyorum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X