Şimdi Ara

Çocuk yapmanın teolojik kötülüğü

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
51
Cevap
2
Favori
1.828
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Konu dışında cevap veren olmadı, ayrıca kaldırıldı buraya açayım dedim.

    4 şartım var. Soruyu bu şartların hepsini kabul edenlere soruyorum.
    1- Herhangi bir yaratıcıya inanıyor musunuz? (Allah-Zeus-Uçan Spagetti vs.)
    2- Ahirete inanıyor musunuz? (İnsanların dirilip hesap sorulması)
    3- Cennet ve cehenneme inanıyor musunuz?
    4- Eğer çocuğunuz olacaksa, onu sevecek/menfaatlerini düşünecek misiniz?

    Bu 4 şarta "evet" diyorsanız sorduğum soruya mantıklı bir izah isterim.
    Şuan çocuk yapmadıysanız, çocuğunuz hiçlikte. Yani hiç var olmadı. Eğer hiç çocuk yapmazsanız, kıyamet koptuğunda ahirette sorgu suale çekilmeyecek, haliyle cennet ve cehenneme gitmeyecek, çünkü var olmadı.
    Fakat eğer bir canlı getirirseniz Dünya'ya, inançlarınız kıyamet koptuğunda çok sevdiğiniz çocuğunuzun ahirette sorgu suale çekileceğini ve cennet veya cehenneme gideceğini söylüyor.
    Şimdi bir adam öldürmek bile bize vicdanen kötü geliyorsa kendi çocuğunuzu bu cennet-cehennem kumarına nasıl alet edebiliyoruz? Onu hiç var etmemek, iyiliklerin en büyüğü değil midir?
    Genelde "Çocuğum belki cennete gidecek nereden biliyorsun?" diye cevap alırım. Biraz gerçekçi olun. Birincisi bu zamanda inandığınız dinin emrettiklerini yerine getirmek çok zor. İkincisi getirseniz bile 4 4'lük bir dini inancını yaşayamayacak. Üçüncüsü sadece bir tane din yok, ya yanlış dine inanıyorsan? Çocuk yaparak onu birden iradesi dışında kendini sınav yapılan ve hem kaybettiği halde hemde günahlarından dolayı Dünya'ya göre daha ağır binbir azap göreceği cehennemin ortasına atmış olacaksınız. Bu büyük bir risktir.
    Diğer cevaplardan biriside "Çocuğumu iyi eğitip neden en iyisi olmasın? Neden güzel bir iş, ahlak ve inancı olmasın?"dır. Eminim bizim anne ve babalarımızda kendilerine bunları söyleyerek kendilerini avutmuşlardır.

    Bu sorum sadece teolojik olarak geçerli, Dünya'daki geçim sıkıntılarını, üzüntüleri saymıyorum bile. Çocuk yapmak, bu konuda o insana yapılan en büyük kötülüktür.
    Nasıl olabiliyor da çok sevdiğiniz çocuğunuzu tanrının cennet cehennem sınavına alet edebiliyorsunuz?







  • Çocuk yapmadım bu yaştan sonra da olacağını sanmıyorum ancak olaya teolojik açıdan bakmamıştım , bebeklerin çocukların çok şeker yaratıklar olmasından dolayı sahip olma isteğimi tatmin etmek veya yaşlanınca bana baksın diye (gene kendi isteğim) bir canlıyı dünyaya getirmeyi doğru bulmadım hiç, bencilce buldum özellikle içinde bulunduğumuz ortamda
    4 soruya cevap vermeme gerek yok. Beni herkes biliyo zaten. 2 tane kız çocuğum var. Geçen gün büyük kızımı aldım, kırtasiyeye gittik. Sınıf öğretmenine söz vermiş. Haftada 900 soru çözecekmiş. Kocaman kalın, yeşil bir soru bankası aldık. Tıpkı benim fen lisesi sınavlarına hazırlanırken çalıştığım kalın, yeşil kitaba benziyor. Kızımın bugün 300 soru çözdüğünü öğrendiğimde gurur duydum. Arada oturup matematik soruları çözüyoruz.



    Daha şimdiye kadar, okuldan en ufak bir şikayet duymadık. Ki okulda ne manyaklar var. Senin ağzını burnunu kırarım diye sınıf arkadaşlarını tehdit eden kız çocuğu bile var. Öğretmenler babasına şikayet ediyor, annesine şikayet ediyor. Ama kızımın insanlarla ilişkisi mükemmel. Onunla gurur duyuyorum. Şu pislik dünyaya, ışık saçacak bir melek yetiştiriyorum.



    Küçük kızım okul birincisi. Veli toplantısında öğretmenin ağzından dökülen sözler şunlar: Böyle mükemmel bir çocuk yetiştirdiğiniz için teşekkürler. Geçen gün değerler eğitiminde Hz. Yusuf'yn hayat hikayesini öğrenmiş. Geldi bana anlattı. Sonuna kadar dinledim. Onun ağzından dinlemek, dünyada benzeri tarif edilemiyecek bir duygu.



    Bizim babamız gündüz çalışıp, akşamları kahvede kağıt oynardı. Ama ben çocuklarımla oturup ders çalışıyorum. Benim çocuklarım, benim gibi ilgisiz büyümüyor.



    Niye mi bu dünyaya çocuk yetiştiriyoruz? Bu köhnemiş, karanlık dünyaya ışık olsun diye yetiştiriyoruz. Ben çocuklarımın babasıyım. Allah ömür verdikçe de onları koruyup, her türlü kötülükten uzak tutacağım. Ama kalbim rahat. Çünkü onların benden daha güçlü, daha iyi koruyacak biri var. O da kainatın Yaratıcısı Allah cc. Kızlarım Allah'ı kendilerine koruyucu olarak seçerlerse, kimse onların kılına zarar veremez. Yaratan Allah, hakedeni korur.



    Ben de zaman zaman düşünmüşümdür. Bu pislik dünyaya çocuk getirilir mi diye. Ama ben biliyorum ki onları koruyacak Allah var. Hem onlar, Allah'ın aydınlık yolunun savaşçıları olacaklar. Bilimle, imanla bu dünyaya ışık saçacaklar.
    Çok güzel bir bakış açısı olmuş fakat bugün anne ve babaların çocuklarını "karşılıksız" sevmesinin sebebi kendinden bir parça olması aynı genetiği paylaşıyor olmasıdır fikrimce. Bir insan acı çeken bir çocuğu alıp gerçekten kendi evladı gibi sevmesi çok büyük bir erdem ister. Toplumumuzun yapısı belli iken de o erdemde insanları bulmak ütopya olurdu. Bu yüzden dediğinizi yapmak yerine acı çeken çocukların sayısını en aza indirmek için maksimum 2 çocuk yapma izni ya da çocuklarına bakmayana ağır yaptırımlar tarzı yöntemler daha makul olurdu.
  • Yukarıdaki 4 soruya cevabım evet ancak bu evet her evet diyen gibi değil.



    Cennet cehennem ahiret çocuk sevgisi tamam da anlatıldığı ya da herkesin duşunduğu gibi değil.



    Bu girişle konuya başlarsak evlat denen şeye bakışım onun icazetini almadan yapılan her turlu tavrı içermekte ve doğum da bu minval uzre yanlış değer olarak haneye yazılmakta.



    Sonradan doğrulanabilir bir yanlışın mutlak olarak doğru değeri alacağını iddia etmek mantıklı olmaz.



    Çocuğa bir hayat bahşediyoruz tamam. Ancak sayın multimilyoner..... Şahsının bahşettiği hayatı bahşetme vaadiyle mi? Hayır.



    Sen kimsin nesin ki hayatın zorluklarını çabayla da aşsan yerin belli iken bir çocuktan bunun da ötesinde bir çaba bekliyorsun diyen yok.



    Zengin olacaksın öyle böyle değil. Hatta çocuk bu zenginliği hara harmana savursa bitiremeyecek kadar zengin olmalısın. Öyle 3 dairem 1 yazlığım var şu kadar gelirm var demekle olmaz. O anca sana yeter.



    Ciddi bir zenginlik olacak. Bu yeter mi yetmez. Saygın bir kimse olacaksın. Toplumda yerin olacak. Gerektiğinde bu saygınlık nakde tahvil olabilecek şekilde kazanılmış olmalı.



    Çağdaş akılcı ve günün koşullarına adapte bir bünye olacak. Eline ps4 kolunu alacak veya yamaç paraşütü yapacak zekaya ozguvene zamana sahip olacaksın.



    ..................



    Bunlara benzer onlarca şey soylenebilir. Önemli olan çocuk denen şeyin insanın kendisini haşri veya evlat edinmesi olduğu gerçeğidir. Sen varsın zaten yani neden bir tane daha sen gelesin ki.



    Ozelliğin seni bu kadar değerli yapan ne?



    Kişinin egosuna evladı diyebilirsiniz çoğu zaman.



    Bana kalırsa dünya çok küçük bir yer ve bu yeri mantıksızca daraltan zihniyete sahip olanlar arındırılmalıdır.



    Okumuş belli bir yer edinmiş kimseler zengin aklı başında kimselerce elinden tutulup bir yerlere getirilmeli bu yapılmıyorsa hizmet sektorunde yer alacak şekilde istihdam edilmelidir.



    Nufusu zengin saygın ileri görüşlü aileler arttırmalıdır. Bu şekilde dışarıdaki çopu de onlar toplayacak ve gerçekten saygın kimseler olduklarını da gostereceklerdir.



    Din kısmına sonra değiniriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yaratıcı A kişisinin olmasını diledi ve A kişisinin ebeveynleri,dünyaya gelmesi için sadece bir vesile oldu diyebilir miyiz ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dostum bunu bilemeyiz ve bu fazlasıyla mistik bir düşünce. Bu cevaptan farklı bir sürü cevap verebiliriz ama bunlarda başka soruları doğurur. Ayrıca bu görüş irademiz dışında çocuk yaptığımızın da bir göstergesi anlamına gelir.
    @eşom21
  • ilahi kudretin çocuk yapımına karıştığını düşünmüyorum. inanç ve insan denen olaya eğer ki ilahi kudreti tenzih ederek yaklaşacaksınız bir kere aklen insanı ilahi kudretten uzak tutarsınız.

    diyn bir sözleşmedir. din ise insanın dnasal suretinin yazdığı hakikatleridir.

    birbiri ile örtüştüğü yerler vardır ancak bu durum diyni değil dini açıklar.

    insanların ay in(ayrı yazılır bitişik yazılması için mudahale lazım) denen bir dine mensup olduğunu düşünüyordum ancak artık biliyorum.


    ...........................

    anne nedir baba kimdir evlat ne olabilir? bunların cevapları yok şu anda.
    tartıştığımız konu bakımından evlat denen şey aslında oluşması imkansız bir şey. kopya bir suret. ortak ata prensibine göre gensel olarak bir havuzun ürünü.

    ......................

    anne değerli bir varlık baba da muhterem bir kimse evlat da bunların hurmet edilesi sonucu diye bir tabir gereği anne baba evlat denen şeyi tanımlıyoruz.

    her anne her baba her evlat bu tanıma uymadığından bu kanı anne baba evlat denen şeye denk düşmüş.

    ............................

    gerçekte ise anne baba evlat denen şeyi tanımlarken bu derece makul olamayız. ortak dnasal kültte tecavüz savaş açlık kıtlık ve menfaat denen şeyler anne baba evlat derken ki anti klozlarımız.

    anneyi nasıl tanımlarız mevcut şartlarda. bir kadın var mutlu mesutken bir adam tanımış sevişmişler ve çocukları olmuş mutlu mesut hayatları devam etmiş bu anne bu baba bu da evlat değil maalessef.

    ..................

    bunlar ortak ata denen bir yapıdan ayrışırken aslında ortak dnasal kültten ayrılmayarak eşeyli üreme ile anne veya baba da dese bı ortak yapı ile cinsi temayul kuran bir varlıkımsıdır. diyn klozunu ayrı tutuyorum.

    bu ayrıksı tutuş gereği anne denen bireyle münasebetin uygunluğu ve buna dayalı ahlaki yapı afakidir. hem anne denen bireyle munasebet kuracaksın hem de ortak bir ahlak ortaya koyacaksın. 2. dünya savaşında 150 bin bosna da 50 bin kıza karıya tecavüz edildi. kimsenin kılı kıpırdamadı.

    ...........................

    cimasal ilişkinin sonucu tecavüz denen fiilin başıdır. cima yapmayı bilmeyen adam tecavüzü nerden öğrensin. zoofili pedofili ensest oral anal sex denen porno veya tercihler cimasal ilişkinin sonucudur. İlahi kudretin sonucu bu olacağı dikkat edin görülmüş, bilinmiş ve neden sonuç ilişkisi ile anlam kazanmış şeye müsaade ettiğini düşünmek saf dillilik ötesidir. insan kendi başına dert açmış bir varlıktır.

    ......................

    bir kadına tecavüz ediliyorsa bu önceden öğrenilmiş cimanın sonuçlarındandır. bu esemede mesela biz anneyi tanımlayacak isek; bir kadın tecavüze uğradığında öyle bir itiraz eder ki sanki bu fiili babası erkek kardeşi ya da evladı ona yapmış gibidir. neden böyle anne denen değeri tanımladık. zira anne diye bir şey yoktu ve biz bu yok olanı varlığa getirmek için ona verilmek istenen olası değeri bularak tanım yaptık.

    ..................................

    o kadına bu işi ancak evladı babası veya erkek kardeşi yapmış olabilir. zira ortak ata denen halde başka bir çözüm de yoktu.

    ...............................

    şimdi ilahi olanın bu kadına teklifi cimaya devam et değil derhal kesin demesi olmalı. zira ilahı da biz mükemmel ve kutsal olarak tanımlıyoruz. halbuki tecavüz fiiline karşı bir taş atma eylemi de görülmedi şimdiye kadar.

    ancak bir şey var. zannımca ilahi kudretin cimaya karşı durun teklifine rağmen gerekirse tecavüz açlık kıtlık savaş vs. hallerini de içerecek şekilde kabul etmiş olduğunu düşündüğümüz bir durum ortaya çıktı. bana göre ilahın bunlar gerçeği kabul etmez dediği son kale, son tayfa bunlardı.

    gerçekten kafirler bunlar olmalıdır. kendisini kessen biçsen cimadan vazgeçmeyip ilahın varsayılan yaratma gücüne veya şekline şirk koşanlar. kafir tanımı böyle bir şey olmalı. yani kadına varsayılan oğlu hem tecavüz edecek hem gaspedecek hem de öldürecek ancak bu fiilden bu ikisi de vazgeçmeyecek.

    akıl almaz bir durum ilahiyattaki kafiri tanımlayabilir. acziyetin dibi nefsin altında ezilmişliğin en iğrenç hali. zaten düşününüz; ilah varsa kafir nasıl bir şey olabilir ki...

    .............................................

    bu açılardan onlar görseler de iman etmezler denen taifenin nefsi altında bu kadar ezildiği görülür.

    ........................................
    bir kimsenin mevcut tanımlamalar gereği evlat yaptığında aslında eşine anne dediğini biliyoruz. tanımlama dışında ortak ata klozuyla zaten anne denen kavramla mecbuıri ilişkisi olduğunu biliyoruz. peki neden?

    bu durumun tespiti ve anlamı 40 yıl sürdü. dikkatle dinleyin. bazısı daha akıllıdır daha olgundur erken çözer bilemem ben 40 yıl bekledim.

    anne denen bireye gösterilebilecek şiddetin ötesi yoktur. yani en kutsal varlığa karşı yapılabilecek şiddetin aynı zamanda cinsel içerik taşıması halinde bundan ötesi yoktur. ve bu dünyaya şamil bir şeyse bu durumda yaratılışın adem isa musaya değil başka bir şeye hasredildiği anlaşılır.

    .............................................

    ALLAHU teala bir şeye belki izin verdi ve ona gösterebildiğin bütün şiddeti göster dedi benim katıma şiddetten ari gel . ya bu bir hak alıştı ki bana göre böyle olmalı ya da ilahi kudret katımda laga luga istemem kim olduğunu öğren de gel dedi ki bu görüşe de yakınım.

    .......................

    ilahi kudret kafadan 10-0 la başlayıp zamanı tekil kılıp artık geçirmeyen ve galibiyeti üstünde nişan gibi taşıyandır veya öyle deyip tartışmak akıl dışıcadır.

    ......................................

    kısaca iki unsur bakımından ilahi kudretin bir şeyin hususle gelmesinde insanımsı denen şeyi kullanmadığını netçe biliyoruz. yahu tecavüzün olduğu yerde ilahi kudret nasıl olur? zira bir çocuk zorla bir kadına anne demek istiyordur. bu çocuğu dünyaya getirip de zorla ona evladım demekle evlat olmazı anlatmak gerekiyor.

    kısırız, üreyemeyiz, türeme gösteririz, oluşan şey kopyadır yani ya haşirdir ya kendini evlat edinmedir. boşa bir çabadır hevadan hevesten yaratılmaktır. şimdi ısrarla bu ilişkiyi ilah kurdu demek yerine anne baba denen şey kurdu dersen son 100 yıldaki yaşanmamış!!!! 2 dünya savaşını ve yaşanmamış onca!!!!!! zulumu nereye koyacan.

    ilahi kudret hiç mi görmüyor ya da hesap etmiyor. burada yaratılan şey tek kişidir adı sanı biliniyor aslında. ilahiyat buna firavun diyor. üstü bulut altı deniz olan iki su arasında boğulan bir yapı. insanlık ise buna stenislava ve onun sebebi olan din algısı diyecek.

    ..................................

    merak eden olursa hiç bir inanana tecavüz falan edilemez, zulm edilemez merak edilmesin. zaten inansın inanmasın eğer ki bir ilahın varlığını mümkün gören birisi varsa bunun böyle olamayacağını zaten biliyor.

    ..........................




  • 4 soruya cevap vermeme gerek yok. Beni herkes biliyo zaten. 2 tane kız çocuğum var. Geçen gün büyük kızımı aldım, kırtasiyeye gittik. Sınıf öğretmenine söz vermiş. Haftada 900 soru çözecekmiş. Kocaman kalın, yeşil bir soru bankası aldık. Tıpkı benim fen lisesi sınavlarına hazırlanırken çalıştığım kalın, yeşil kitaba benziyor. Kızımın bugün 300 soru çözdüğünü öğrendiğimde gurur duydum. Arada oturup matematik soruları çözüyoruz.



    Daha şimdiye kadar, okuldan en ufak bir şikayet duymadık. Ki okulda ne manyaklar var. Senin ağzını burnunu kırarım diye sınıf arkadaşlarını tehdit eden kız çocuğu bile var. Öğretmenler babasına şikayet ediyor, annesine şikayet ediyor. Ama kızımın insanlarla ilişkisi mükemmel. Onunla gurur duyuyorum. Şu pislik dünyaya, ışık saçacak bir melek yetiştiriyorum.



    Küçük kızım okul birincisi. Veli toplantısında öğretmenin ağzından dökülen sözler şunlar: Böyle mükemmel bir çocuk yetiştirdiğiniz için teşekkürler. Geçen gün değerler eğitiminde Hz. Yusuf'yn hayat hikayesini öğrenmiş. Geldi bana anlattı. Sonuna kadar dinledim. Onun ağzından dinlemek, dünyada benzeri tarif edilemiyecek bir duygu.



    Bizim babamız gündüz çalışıp, akşamları kahvede kağıt oynardı. Ama ben çocuklarımla oturup ders çalışıyorum. Benim çocuklarım, benim gibi ilgisiz büyümüyor.



    Niye mi bu dünyaya çocuk yetiştiriyoruz? Bu köhnemiş, karanlık dünyaya ışık olsun diye yetiştiriyoruz. Ben çocuklarımın babasıyım. Allah ömür verdikçe de onları koruyup, her türlü kötülükten uzak tutacağım. Ama kalbim rahat. Çünkü onların benden daha güçlü, daha iyi koruyacak biri var. O da kainatın Yaratıcısı Allah cc. Kızlarım Allah'ı kendilerine koruyucu olarak seçerlerse, kimse onların kılına zarar veremez. Yaratan Allah, hakedeni korur.



    Ben de zaman zaman düşünmüşümdür. Bu pislik dünyaya çocuk getirilir mi diye. Ama ben biliyorum ki onları koruyacak Allah var. Hem onlar, Allah'ın aydınlık yolunun savaşçıları olacaklar. Bilimle, imanla bu dünyaya ışık saçacaklar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • kingman29 K kullanıcısına yanıt
    Okudugum en guzel mesajin kesinlikle bu. Cocuklarina ve sana uzun, saglikli, basarili ve mutlu bir hayat diliyorum.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Soruda soyle bir problem var, Cocuklarin neye inanacagini ve hayatlarinin teolojik olarak nasil bir noktada olacaklarini onceden kestirmek zor. Bizim inanclarimiza gore onlari dunyaya getirmekten bile vazgecersek, dunyanin en kotu firsat esitsizligine yol acmis olmaz miyiz?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • kingman29 K kullanıcısına yanıt
    quote:

    Kızlarım Allah'ı kendilerine koruyucu olarak seçerlerse, kimse onların kılına zarar veremez. Yaratan Allah, hakedeni korur.


    sadece şu cümleden sayfalar dolusu tartışma çıkar. bu düşünce yapısı çok sakat dostum bence ilahi adalet düşüncesini enine boyuna bir sorgula.
  • Dostum senin adına çok mutlu oldum, böyle evlatlar yetiştirmen çok güzel.
    Fakat ben daha çok teolojik olarak üstünde duruyorum konunun. Ayrıca çocuğu olan bir insan ile hele ki bu konular hakkında tartışmaktan korkuyorum, farkında olmadan kötü etki bırakmaktan çekiniyorum. Bir yanlışım varsa affola.

    Yani şöyle diyeyim, teolojik olarak çocuk yapmak, karşılaşan risklere değmez. Sen ve çocukların İslam'a inanıyorsunuz, ve çocuğunuza İslam'ı öğretiyor musunuz yoksa yetişkin olduklarında mı dinleri anlatacaksın bilmiyorum. Şöyle başlayayım, büyük ihtimalle senin İslam'a inanmanın en büyük nedenlerinden birisi İslam coğrafyasında doğman, veyahutta annenin ve babanın da İslam'a inanıp seni o şekilde yetiştirmesidir. Eğer böyle ise, ve sende aynısını çocukların için yapıyorsan, ki böyle birinin İslam'ın doğru olduğunu düşünüp çocuklarına öğretmesi kadar doğal bir şey yoktur, çocuklarında aynı senin gibi, sana empoze edilen şekilde İslam'ı benimseyecekler.
    Burada sorun, benimsenen dinin doğmatik şekilde elde ediliyor olmasıdır. Şimdi Dünya'da "iman etmezsen, istediğin kadar iyi biri ol, cehenneme gidersin" diyen 2 din tanıyorum, Hristiyanlık ve İslam. Varsa bunun gibi bir şart koşan dinler bilmek isterim.
    Şöyle bir risk var, ya İslam değil de, Hristiyanlık doğru din ise? Ya İslam değil de farklı bir din doğru ise? Eğer sen Hristiyan coğrafyasında, ailesinde büyüseydin büyük ihtimalle Hristiyan olurdun ve değişmeyen tek şey düşüncelerin olurdu, yine aynı düşünürdün, İslam için ne düşünüyorsan, Hristiyanlık için de onu düşünürdün.
    Bu risk, insanı ya sonsuz cehenneme yollar yada en iyi ihtimal ile bir süre cehenneme yollayıp sonradan cennete yollar. Bu büyük bir risktir.
    Veya hangi dinin doğru olup olmadığını, veya cennete gidip gidemeyeceğimizi bilmediğimiz için, ve bu bilinmezlik de bir risk olduğu için, bu Dünya'ya bir canlı getirmek, bu riske ve risklere değer bir şey değildir.
    Veya bir de şöyle düşünelim, tamam İslam doğru bir din olsun. Bana da böyle öğrettiler. Anlattığına göre çocuklarını iyi yetiştiriyorsun ve "Bilimle" dediğine göre çocuklarına bilimi de öğreteceksin. Ya ileride bilimi, felsefeyi öğrendiklerinde inançsız biri olurlarsa? Bunu garantileyemezsin, ben bile sabah namazlarına kalkıp camiye giden tek çocuk-genç olmama rağmen şuan inançsız isem, senin çocuklarının inançsız biri olmayacağını kim garanti edebilir? E haliyle İslam'da doğru ise, öldükten sonra sonuç büyük ihtimal kaçınılmaz(Allah göstermesin)
    Benim anlatmak istediğimin ana temeli çocuk yapmak bu cennet-cehenmmem kumarına oturtmaya ve bu riskle değmez. Eğer varsa, cennet ve cehenneme gideceğimizi tanrıdan başka kim bilebilir?

    @kingman29



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Prof.Celal Şengör -- 23 Ekim 2017; 19:49:11 >




  • konu hakkında bireysel tutumlar mevcut olabilir ve bu tutumlar bir yere kadar iyi sonuçlar verdiği düşünülebilir. ancak global bir bakış açısı aranıyorsa ki sorudan da bu anlaşılıyor bu açıdan insanın evlat prensibi bakımından bazı ayrıksı halleri de göz önüne almak gerekir.

    sonuçta 2 milyar insan temiz suya ihtiyaç duyuyor. savaşlar açlıklar kıtlıkla var ve bu sorunları çözecek bir evlat yapma mantığımız yok ise bu durum bireysel olarak taktir edilebilir hallerdir. dünyanın bu evlatla bir ilişkisi olamaz.

    bana göre insanın her şekilde anne(msi) denen bireye yönelimi önemli bir durum. bu değer kutsal iken bir şekilde bu kutsala dahi bir yaklaşım mevcuda getirilmişe benziyor. tanımlamaları ben yapmadım. ben gelmeden önce ve varken ve gittiğimde halen anne baba evlat var olacak. bu yüzden tanım sorunu var diyoruz zaten. ancak mevcut tanımda gidersek kişinin anne denen bireye yaklaşımı görülen bir şey olmakta.

    buna haşr de denebilir. veya kendini evlat edinmede denebilir. ancak halen evlat denirse işte o zaman sorun çıkıyor.

    bana göre en kutsala yaklaşımdaki bu tavır bundan sonraki şiddetvari tutumu baba denen nesneye yöneltir.

    anne denen kavrama hürmetsiz davranan baba denen kavrama da hürmetsiz davranmak üzere bir yol tutar.

    toplamda ilahiyattaki anlayış bakımından anne baba evlat denen şey yaptığı şeyle yüzleşir demek en makulu. zaten hayat bunlardan kurulu ve inanç bunlara cenneti cehennemi arasatı vs yi vaad ediyor.

    mesela hurileri düşünün. bir teville erkek oldukları da kabul ediliyor. bu açıdan dünyada anne denen bireye gösterilen şiddetin cennet denen yerde eril hususiyeti mevcut bir şeye de gösterilmek istendiği variddir.

    yani bu anlatılan durumlar havada afaki şeyler değil. bu nedenle bence anne baba evlat tanımında can alan ve veren sebeb olduğuna yönelen olacaktır. ilahi kudretin bacak kadar çocuğun canını almadığını anlamak zor olmasa gerektir. veya tecavüz savaş açlık kıtlık gibi hallerin hakeden veya haketmeyen tarafını kabul de bu dünyanın insani varyasyonuna neden olanlarca kabul edilmelidir.

    ...........................

    neden bana atanan ilah tecavüze savaşa açlığa kıtlığa neden olsun ki? benim ilahımda öyle bir sorun mevcut değil ki olamaz da. ha yoktur deniyordur ayrı mevzuu ancak bana atanan ilah böyledir denirse itiraz gelir.

    ....................................

    ben ilahi kudreti anlamak adına yaratılan tek bir şey vardı ve bu ilahiyatta firavundu veya yaşamsal alanda net şekilde görüldü ki slobodan gibi bir adamdı ve bu dünyada tecavüz açlık kıtlık savaş makuldu zira ilahi kudret bir şey yaptığında hakkaten yine vardı diyebilirim.

    neden adem ya da havva gibi hem anne ve baba olarak atanan şeyde kusur günah arayım ki?

    ...................................

    bu açıdan bana göre anne baba evlat tanımındaki ısrar ya da ısrar olmasa da reel gerçekler diye sunulan hakka karşı itirazlar anlatıyor ki havva adem isa musa meselesi yok. bir inananın kendisini kopyalayıp tekrar dünyaya getirme hadisesine haşir budur dememesi de makul değil. sen evlat yapmıyor kendini haşrediyorsun. hesap mı bitti cennet mi oldu diye soran yok.

    inançsız kimse de ben kendimi evlat ediniyorum derse bu da mucize olmaz. e o zaman da ben hep ben diyen bir kişi olarak nasıl bir ilah var derim mevzuu ortaya çıkar. ayrıca seni gerçek manada bu kadar değerli ve farklı kılan ne gibi insani sorular ortaya çıkar.

    ............................

    doğal aklın gereği şeyleri sormadan hayali bir kısım şeyleri mevcuttaymış gibi göstermeye gerek yok aslında. bir ilah varsa ki ben inanıyorum sen ya da ben var ya da yok demeyle bu durum değişmez. değişen şey o ilah varken ben kimim neyim sorusu ve cavabı olur. bu cevabı vermeden sorunları ilaha veya kainata(evrime) atamak makul değildir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 24 Ekim 2017; 17:12:45 >




  • artı olarak bir kimse eşeyle üreyip ruhlar dünyasında değil(meleğe feleğe arşa kürsüye karışmadan) bildiğimiz dünyada yaşayıp bu kavramlar hakkında objektif bir tutum sergilemesi nasıl mümkün olacak?

    bu konu çok önemli israiliyattan gelen insanın üstün olduğu durum tezi mevcut. böyle bir ayet yok.

    katımızda emin güvenilir denen bir melek var. rasullere resmen, şunu yapmazsan boyun damarlarını keseriz bize karşı da bir yardımcı bulamazsın denmiş. bırakın meleği rasulden aleyhisselam nasıl üstün olacaksın. atmasyonun en üst derecesi.

    bu açılardan insan dünyevi aile kurduğunda bunun ilahiyata yakınsak hallerini yapabilir ya da yapmaya çalışır. ancak bu durum ilahın emriymiş gibi düşünmek büyük hatadır. bu nedenle aile kurumu insani olarka değerli ve dokunulmazdır ancak kutsallığı tartışma mevzuudur.

    ................................




  • Benim farklı açıdan düşündüğüm bir konu.

    Hani derler ya petshoptan hayvan almayın, dışarıdan sahiplenin diye.

    Peki bu kadar sorun yaşayan çocuk varken neden hala çocuk yapma peşindeyiz.

    10 tane sorun yaşayan çocuk var, sen çocuk yapıyorsun ve hala o 10 çocuk acı çekmeye devam ediyor. Belkide sen kötü yetiştiriyorsun 11 oluyor sayıları.

    Hayvanlara karşı bu kadar duyarlı olan insanlar neden o çocukları sahiplenmiyor.

    Herkes 2-3 çocuk yapacağına 2-3 çocuk sahiplense belkide bu kadar acı çeken çocuk olmazdı sokakta acı çeken hayvanlar gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Prof.Celal Şengör

    Dostum senin adına çok mutlu oldum, böyle evlatlar yetiştirmen çok güzel.
    Fakat ben daha çok teolojik olarak üstünde duruyorum konunun. Ayrıca çocuğu olan bir insan ile hele ki bu konular hakkında tartışmaktan korkuyorum, farkında olmadan kötü etki bırakmaktan çekiniyorum. Bir yanlışım varsa affola.

    Yani şöyle diyeyim, teolojik olarak çocuk yapmak, karşılaşan risklere değmez. Sen ve çocukların İslam'a inanıyorsunuz, ve çocuğunuza İslam'ı öğretiyor musunuz yoksa yetişkin olduklarında mı dinleri anlatacaksın bilmiyorum. Şöyle başlayayım, büyük ihtimalle senin İslam'a inanmanın en büyük nedenlerinden birisi İslam coğrafyasında doğman, veyahutta annenin ve babanın da İslam'a inanıp seni o şekilde yetiştirmesidir. Eğer böyle ise, ve sende aynısını çocukların için yapıyorsan, ki böyle birinin İslam'ın doğru olduğunu düşünüp çocuklarına öğretmesi kadar doğal bir şey yoktur, çocuklarında aynı senin gibi, sana empoze edilen şekilde İslam'ı benimseyecekler.
    Burada sorun, benimsenen dinin doğmatik şekilde elde ediliyor olmasıdır. Şimdi Dünya'da "iman etmezsen, istediğin kadar iyi biri ol, cehenneme gidersin" diyen 2 din tanıyorum, Hristiyanlık ve İslam. Varsa bunun gibi bir şart koşan dinler bilmek isterim.
    Şöyle bir risk var, ya İslam değil de, Hristiyanlık doğru din ise? Ya İslam değil de farklı bir din doğru ise? Eğer sen Hristiyan coğrafyasında, ailesinde büyüseydin büyük ihtimalle Hristiyan olurdun ve değişmeyen tek şey düşüncelerin olurdu, yine aynı düşünürdün, İslam için ne düşünüyorsan, Hristiyanlık için de onu düşünürdün.
    Bu risk, insanı ya sonsuz cehenneme yollar yada en iyi ihtimal ile bir süre cehenneme yollayıp sonradan cennete yollar. Bu büyük bir risktir.
    Veya hangi dinin doğru olup olmadığını, veya cennete gidip gidemeyeceğimizi bilmediğimiz için, ve bu bilinmezlik de bir risk olduğu için, bu Dünya'ya bir canlı getirmek, bu riske ve risklere değer bir şey değildir.
    Veya bir de şöyle düşünelim, tamam İslam doğru bir din olsun. Bana da böyle öğrettiler. Anlattığına göre çocuklarını iyi yetiştiriyorsun ve "Bilimle" dediğine göre çocuklarına bilimi de öğreteceksin. Ya ileride bilimi, felsefeyi öğrendiklerinde inançsız biri olurlarsa? Bunu garantileyemezsin, ben bile sabah namazlarına kalkıp camiye giden tek çocuk-genç olmama rağmen şuan inançsız isem, senin çocuklarının inançsız biri olmayacağını kim garanti edebilir? E haliyle İslam'da doğru ise, öldükten sonra sonuç büyük ihtimal kaçınılmaz(Allah göstermesin)
    Benim anlatmak istediğimin ana temeli çocuk yapmak bu cennet-cehenmmem kumarına oturtmaya ve bu riskle değmez. Eğer varsa, cennet ve cehenneme gideceğimizi tanrıdan başka kim bilebilir?

    @kingman29

    İyi dilekleriniz için teşekkürler. Umarım sizler de birgün çocuk sahibi olursunuz da o muhteşem duyguyu tadarsınız. Bu köhnemiş dünyaya, ahlaklı, temiz çocuklar yetiştirirsiniz.



    Çocuklarımın dini eğitimi benim için en başta gelen konulardan biri. Küçük yaşta Allah'ın varlığınının farkında olmalarını sağladım. Ancak bunu bunaltarak yapmadım. Ufak dozlarda yaptım. Çünkü çocuğun akıl kapasitesi, düşğnce biçimi çok farklıdır. Allah'ı sevdirmeye çalıştım. Eğer dozunu ayarlayamasaydım, çocuğun kafasını gereksiz karıştıracaktım. Çevremizde gördüğümüz ağaçları, çiçekleri, tüm dünyayı ve insanları Allah'ın yarattığını anlattım. Allah'ın ne tip insanları seveceğini, iyilik yapan, güzel kalpli insanları seveceğini anlattım. Kötü kalpli insanları sevmeyeceğini anlattım. Korkutmadan, sevdirerek anlattım. Çok şükür pırlanta gibi kalpleri var. Kuran kursuna da yolladım ama bunaltmadım. Çocuğum namazını öğrendi, dinini, bir çocuğun öğrenmesi gerektiği kadar öğrendi. Kitaplara, dualara boğmadık, bunaltmadık. Zamanı geldiğinde dini kitap da okuyacak inşallah.



    İslam doğru din midir, değil midir meselesine gelirsek. İslamın nesi yanlış ki, yanlış din olsun? Dünyada bu kadar din var ama ortak olan iyilik ve kötülüğün bir arada olması. Çin felsefesine bakarsan yin ve yang var. İyilik ve kötülüğün dengesi var. Bu durum bütün dünyada geçerli. Siz tabloya geniş açıdan bakmadan kestirip atıyosunuz. Ama ben tabloya çok geniş açıdan bakıyorum.



    Bu dünyada sadece insanın bireysel olarak aınavı yok, toplumsal bir sınav da söz konusu. Hatta tüm insanlığın sınavı söz konusu. Şeytan Allah'a ne demişti. Bana müsade et, insanları yoldan çıkarayım, haklı olduğumu ispatlıyayım. Şeytanın iddiası neydi? İnsan kötüdür. İşte insanoğlunun sınavı budur. Sonunda tüm dünyayı huzura kavuşturacak bir düzen kurabilecek mi? Yoksa bunu asla başaramayıp kötülüğe yenik düşerek, dünyanın sonunu mu getirecek. İşte şimdi tam da bulunduğumuz zaman diliminde, bu keskin yoö ayrımına girmiş bulunuyoruz. Dünyayı biraz daha mahvetmeye devam esersek, küresel ısınma gibi birçok faktörle sonumuzu getireceğiz. Ekonomik çöküş, sosyolojik çöküş, nükleer tehdit, vb... bir sürü problem kapımızı çalmak üzere. İnsanlığın bencilliği, düşüncesizliği, kötülüğü, yine kendi sonunu getirmek üzere. Eğer bu olursa şeytan haklı çıkacak. Ama eğer bir mucize olursa, kapımızda bekleyen bu kadar ciddi sorunun üstesinden gelmenin bir yolunu bulup, dünyayı huzura kavuşturabiliriz. Nasıl ki Hz. İsa ve 12 tane havarisinin ortaya koyduğu din, kölelik düzeni üzerine kurulu, asla batmaz denilen zalim Roma İmparatorluğuna hakim olduysa. Nasıl ki Hz. Musa'nın peşindeki bir avuç köle, dünyanın em büyük medeniyetlerinden birinin sahibi Firavun'a kafa tutup, ellerinden kurtulup, binlerce yıl sürecek medeniyetlerini kurdularsa. Nasıl ki Hz. Muhammed ve ona inanan bir avuç müslüman, yıllarca zalimlerin elinden işkence çekerken, dünyanın yarısına hükmeden İslam medeniyetini kurdularsa. Ben inanıyorum ki, sonunda bu dünyaya öyle bir ışık doğacak ki, tüm insanlığın kurtuluşu olacak.



    Yamyam kabilesinin bile ahlakı var. Onlar da bile iyilik kötülük kavramı var. Bir belgeselde izlediğim yamyam diyor ki, eğer ki biri birini öldürürse onu yakalarız ve öldürürüz. Öldürmekle kalmayıp etini yeriz. Çünkü o insanın içine şeytan kaçmıştır. Bşz de etini yiiyerek kötü ruhu uzaklaştırırız. Şimdi bu yamyam hikayesi her ne kadar dehşet verici gibi görünse de altında yatan bir kötülükle mücadele durumu var. Biz yamyamları insan eti yiyen insanlar olarak tanıdık. Ama belki de onları keşfeden batılı kaşifler kimbilir ne işkenceler yaptı. Afrikalı milyonlarca zenciyi zincire vurup köle pazarlarında satanlardan herşey beklenir. Belki de kaşındılar da o yüzden yamyanlar onları yahni yapıp yedi.



    Belki yamyamlık örneği, hurafeye kaymanın en uç örneği olabilir, ancak onların cezalandırma biçimleri olan yamyamlıkta bile kötülükle mücadeleyi görüyoruz. Dünyadaki tüm topluluklarda kötülükle mücadele var. Benim düşünceme göre de tüm insanlıkta görülen din çeşitleri, geçmişte onlara iletilmiş olan hak dinin hurafeye kaymış uzantıları. Yamyamlık da buna dahil. Konfiçyus bile benim gözümde bir din temsilcisi. Belki eski dinin kaynağını, yeni nesile aktarmış bir insan. Belki Buda peygamber olabilir, ya da eski dinin aktarıcısı olabilir. Çünkü Buda inanç arayışına çıktığında bir sürü keşişle irtibat kurdu. Kendisinden önce yoga yapanlar vardı. Belki eski din, Buda ike Budizm olarak ortaya çıktı.



    Dünyadaki bütün dinlerin kökeni İslamdır. Ancak bozulmuşlardır. İlerde belki de Budistlerin tamamının islamı seçeceğini görebiliriz. Belki de ne kadar hristiyan varsa islama geçecekler. Her dini toplum, kendi mücadelesini veriyor. Hristiyanlık ateizmle boğuşuyor. Yahudilik desen aynı. Hindistan, yeni çağın getirdiği kötülüklerle, budizme sarılarak savaşıyor.



    İşte ben diyorum ki, bu kadar dine sahip dünyada, her dini toplumun içinde iyiler ve kötüler arası mücadele var. Birgün gelecek, dğntadaki tüm dini toplumların içindeki iyilik savaşçıları, tek bir din, yani İslam etrafında toplanacak. Böylece şeytan haksız çıkacak.



    Sen bir ateist olabilirsin. Çocuğunu ateist olarak da yetiştirebilirsin. Ancak siz ateistler arasında da iyilik ve kötülük mücadelesi var. Sen iyi ateist yetiştirirsin. Senin çocuğun da iyi ateist yetiştirir. Bir gün gelir, iyiler kötülere galip geldiğinde senin torununun torunu müslüman olur. İyiliğin galip gelmesini, kötülüğün yenilmesini sağlayacak olan tek din İslamdır. Zamanı geldiğinde bütün dünya İslamı seçecektir. İşte insanlığın sınavı budur. Ben şahsen Allah'ın, iyiliğin tarafında yer alacak insanı cezalandıracağını sanmıyorum. Ancak asıl zor zamanda iyi tarafı seçmek önemlidir. Tam kötülüğün galip geldiği düşünüldüğü zamanda, zayıf da olsa doğru olanın yanında yer almak önemlidir.



    Sizin dilinizden söylemem gerekirse, insanlığın İslama evrileceği gerçeği kaçınılmazdır. Ancak asıl önemli olan, zor zamanda doğru tarafta yer almaktır. Ben Allah'ın, İslamı tanıma şansı olmamış, zavallı gariban bir afrikalıyı cehenneme aracağını sanmıyorum. Çünkü onun dininde de iyi ve kötü ayrımı var. Her ne kadar dini yanlış olsa da, ona kötülükle savaşma azmi verecek bir dini var. O dinin kökeni de Hz. Adem'e gönderilmiş olan islam dinidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kingman29 -- 27 Ekim 2017; 2:4:58 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Çocuk yapmadım bu yaştan sonra da olacağını sanmıyorum ancak olaya teolojik açıdan bakmamıştım , bebeklerin çocukların çok şeker yaratıklar olmasından dolayı sahip olma isteğimi tatmin etmek veya yaşlanınca bana baksın diye (gene kendi isteğim) bir canlıyı dünyaya getirmeyi doğru bulmadım hiç, bencilce buldum özellikle içinde bulunduğumuz ortamda
  • İnsanların yaptıkları şeylerden dolayı dokunulmaz ya da ozgurlukçu duşuncede serbest olduklarına dair inançlar var.



    Ancak hukuk denen bir oluşumun ya farkında değiller ya da inanmıyorlar.



    Herkesin çocuk sahibi olması cezaevlerinin var olduğu bir mekanda yasaktır. Savaşın olduğu yerde yasaktır. Başaramamışsın daha nasıl anlatılabilir bilmiyorum.



    İnsanların aile hayatı kurmaları denen süreçte ilahın ve meleklerin eş aile edinmeyen haline iman ettim demek de makul düşünce içinde mumkun değildir.



    Vardırlar bittiden ote bir şehadet yoktur ki var olduklarını da ispat edemez.



    Bu açıdan insanın aile hayatı teolojik anlam taşımaz diyebiliriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 4. şartın hiçbirini de karşılamayan biri olarak çocuk yapmanın ağır bir bencillik olduğunu dile getirmek istiyorum. Tamam, evet hayatın kendisi bencillikler üzerine kurulu ama çocuk yapmanın da bencillik olduğunun farkına varmak bunu kabul etmek gerek. Bu canlı, bu bilinç, bu kişilik daha ortada yokken sırf yalnız kalmamak için, sırf hayatına renk katsın diye ya da sırf çocuk yaşlanınca bana bakar zihniyetiyle onu oluşturup bu sorunlarla dolu dünyaya göndermek bencilliğin zirvesidir. Hele hele çocuğum bana bakar diyerek çocuk yapan birinin gözümdeki değeri düşüktür. Forumda da bu tiplerden mevcut. Adama diyorum çocuğu sana baksın diye mi yapıyorsun, evet, diyor. İnsan başkalarına zarar vermediği sürece kendi bencilliğini yaşayabilir ama kendi bencilliğinin ceremesini başkaları çekiyorsa orada bir sorun vardır. Uzunca bir benzetme yapacaktım da yazıyı yarısında sildim. Abuk sabuk tartışmalara girmemek için. Çünkü illa ki birileri anlamamazlıktan gelecek ya da işine gelmediği için gerilim yaratacaktı, bencillik deyip kesiyorum.

    Bu arada çocuk yapıp onu yetiştirecek, büyütecek durumda ve erişkinlikte olmayanların çocuk yaptıktan sonra onları terk edenler en aşağılık insanlardır. Hem bu boku yiyeceksin hem de sonuçlarına katlanmayacak ve sorumluluk almayacaksın! Yok öyle. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgilenmeleri bir lütuf değil zaten yapmak zorunda oldukları şeydir, olması gereken şeydir. Yapmak zorundasın, bitti. Bir bencillik yapıyorsan ceremesini de çekeceksin, sorumluluk altında da ezileceksin. Kaçma hakkın yok. Çocuğunun her zaman "Doğururken bana mı sordunuz!" deme hakkı vardır. Zira evet sormadınız, kendi çıkarlarınızı düşündünüz ve bencillik yaptınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 27 Ekim 2017; 17:14:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: eşom21

    Yaratıcı A kişisinin olmasını diledi ve A kişisinin ebeveynleri,dünyaya gelmesi için sadece bir vesile oldu diyebilir miyiz ?

    O zaman da bu kadercilik oluyor. Where is the "İrade"?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    4. şartın hiçbirini de karşılamayan biri olarak çocuk yapmanın ağır bir bencillik olduğunu dile getirmek istiyorum. Tamam, evet hayatın kendisi bencillikler üzerine kurulu ama çocuk yapmanın da bencillik olduğunun farkına varmak bunu kabul etmek gerek. Bu canlı, bu bilinç, bu kişilik daha ortada yokken sırf yalnız kalmamak için, sırf hayatına renk katsın diye ya da sırf çocuk yaşlanınca bana bakar zihniyetiyle onu oluşturup bu sorunlarla dolu dünyaya göndermek bencilliğin zirvesidir. Hele hele çocuğum bana bakar diyerek çocuk yapan birinin gözümdeki değeri düşüktür. Forumda da bu tiplerden mevcut. Adama diyorum çocuğu sana baksın diye mi yapıyorsun, evet, diyor. İnsan başkalarına zarar vermediği sürece kendi bencilliğini yaşayabilir ama kendi bencilliğinin ceremesini başkaları çekiyorsa orada bir sorun vardır. Uzunca bir benzetme yapacaktım da yazıyı yarısında sildim. Abuk sabuk tartışmalara girmemek için. Çünkü illa ki birileri anlamamazlıktan gelecek ya da işine gelmediği için gerilim yaratacaktı, bencillik deyip kesiyorum.

    Bu arada çocuk yapıp onu yetiştirecek, büyütecek durumda ve erişkinlikte olmayanların çocuk yaptıktan sonra onları terk edenler en aşağılık insanlardır. Hem bu boku yiyeceksin hem de sonuçlarına katlanmayacak ve sorumluluk almayacaksın! Yok öyle. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgilenmeleri bir lütuf değil zaten yapmak zorunda oldukları şeydir, olması gereken şeydir. Yapmak zorundasın, bitti. Bir bencillik yapıyorsan ceremesini de çekeceksin, sorumluluk altında da ezileceksin. Kaçma hakkın yok. Çocuğunun her zaman "Doğururken bana mı sordunuz!" deme hakkı vardır. Zira evet sormadınız, kendi çıkarlarınızı düşündünüz ve bencillik yaptınız.

    Ağaç diktiğinizde bile meyve verdiğini gördüğünüz zaman mutlu olursunuz. Evliliğin meyvesi de bana göre çocuktur. Altın topudur. Eğer çocuğu bir beklentiye girerek yapıyorsanız evet bu bencilliktir. Çocuk yapıyorsanız dediğiniz gibi bakacaksınız, elinizden geldiğinin fazlasını maddi ve daha çok manevi olarak vereceksiniz. Vermiyorsanız bir zahmet çocuk yapmayın. Hem yapıp hem de süründürüyorsanız, fiziksel ve manevi şiddet uyguluyorsanız sizin çocuk yapmanızın engellenmesi lazım. Bakın ben şuna inanırım, bir çocuk toplumunu hatta ve hatta dünyayı değiştirebilir. Bu demek değil ki yapabildiğin kadar yap. Maddi ve manevi bakabildiğin, her şeyini verebildiğin kadar yap.Dediğim gibi çocuk evliliğin meyvesidir, ailenin mutluluğudur. Bilmiyorum bana göre de imkanı olup kendi zevklerinden vazgeçemeyen bir çift çocuk yapmıyorsa bencillik yapıyordur.
    Çocuk umuttur, gelecektir. Hayata bakış açının, fikirlerinin çoğalarak geleceğe taşınmasıdır. Saygılar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 112600


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    4. şartın hiçbirini de karşılamayan biri olarak çocuk yapmanın ağır bir bencillik olduğunu dile getirmek istiyorum. Tamam, evet hayatın kendisi bencillikler üzerine kurulu ama çocuk yapmanın da bencillik olduğunun farkına varmak bunu kabul etmek gerek. Bu canlı, bu bilinç, bu kişilik daha ortada yokken sırf yalnız kalmamak için, sırf hayatına renk katsın diye ya da sırf çocuk yaşlanınca bana bakar zihniyetiyle onu oluşturup bu sorunlarla dolu dünyaya göndermek bencilliğin zirvesidir. Hele hele çocuğum bana bakar diyerek çocuk yapan birinin gözümdeki değeri düşüktür. Forumda da bu tiplerden mevcut. Adama diyorum çocuğu sana baksın diye mi yapıyorsun, evet, diyor. İnsan başkalarına zarar vermediği sürece kendi bencilliğini yaşayabilir ama kendi bencilliğinin ceremesini başkaları çekiyorsa orada bir sorun vardır. Uzunca bir benzetme yapacaktım da yazıyı yarısında sildim. Abuk sabuk tartışmalara girmemek için. Çünkü illa ki birileri anlamamazlıktan gelecek ya da işine gelmediği için gerilim yaratacaktı, bencillik deyip kesiyorum.

    Bu arada çocuk yapıp onu yetiştirecek, büyütecek durumda ve erişkinlikte olmayanların çocuk yaptıktan sonra onları terk edenler en aşağılık insanlardır. Hem bu boku yiyeceksin hem de sonuçlarına katlanmayacak ve sorumluluk almayacaksın! Yok öyle. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgilenmeleri bir lütuf değil zaten yapmak zorunda oldukları şeydir, olması gereken şeydir. Yapmak zorundasın, bitti. Bir bencillik yapıyorsan ceremesini de çekeceksin, sorumluluk altında da ezileceksin. Kaçma hakkın yok. Çocuğunun her zaman "Doğururken bana mı sordunuz!" deme hakkı vardır. Zira evet sormadınız, kendi çıkarlarınızı düşündünüz ve bencillik yaptınız.

    Ağaç diktiğinizde bile meyve verdiğini gördüğünüz zaman mutlu olursunuz. Evliliğin meyvesi de bana göre çocuktur. Altın topudur. Eğer çocuğu bir beklentiye girerek yapıyorsanız evet bu bencilliktir. Çocuk yapıyorsanız dediğiniz gibi bakacaksınız, elinizden geldiğinin fazlasını maddi ve daha çok manevi olarak vereceksiniz. Vermiyorsanız bir zahmet çocuk yapmayın. Hem yapıp hem de süründürüyorsanız, fiziksel ve manevi şiddet uyguluyorsanız sizin çocuk yapmanızın engellenmesi lazım. Bakın ben şuna inanırım, bir çocuk toplumunu hatta ve hatta dünyayı değiştirebilir. Bu demek değil ki yapabildiğin kadar yap. Maddi ve manevi bakabildiğin, her şeyini verebildiğin kadar yap.Dediğim gibi çocuk evliliğin meyvesidir, ailenin mutluluğudur. Bilmiyorum bana göre de imkanı olup kendi zevklerinden vazgeçemeyen bir çift çocuk yapmıyorsa bencillik yapıyordur.
    Çocuk umuttur, gelecektir. Hayata bakış açının, fikirlerinin çoğalarak geleceğe taşınmasıdır. Saygılar.

    Böyle bir klasik savunma geleceğini bekliyordum.

    Ben çocuğun ebeveynlere mutluluk vereceğine karşı çıkmadım ki? Çocuğu hangi amaçla yapıyorsan yap bu işin temelinde bencillik vardır diyorum. Sen mutlu olacaksın diye bir birey daha meydana getirip sorunların içine atıyorsun. O çocuğu yetiştirip büyütmek, onunla ilgilenmek ise tabiri caizse günah çıkarmaktır. Günahlarınla-kabahatlerinle-suçlarınla yüzleşmektir. Ağaç örneğine şöyle karşı çıkmak istiyorum. Ağacın bir bilinci yoktur, sorunlarla boğuşmaz, sorun çözmekle uğraşmaz, dur tohum dökeyim de üreyeyim demez, tohumlarım bana baksın demez, acı çekmez, hissiyatı yoktur. Bilinç yoktur, bırak insanı diğer hayvanlarla bile kıyaslanamaz. Nereden bakarsan bak argümanını destekleyecek bir örnek olamaz o ağaç.

    Çocuk yapan kişiler bunun bir bencillik olduğunu kabul etmelidir. Gerçi etseler de etmeseler de gerçek budur. 2+2'nin 4 etmesi kadar sabit ve açıktır sadece insanlar itiraf etmek istemezler, çünkü buna kendileri sebep olmuştur. Umuttur kesinlikle ama kime umut? Kimin çıkarına? Kimin bencilliğine? Tabi ki onu yapanların çıkarına, eski nesle. Çünkü yaşamaya devam edebilmek için başka birilerini ateşe atmak, başkalarının omzuna basmak zorundalar. Aslında ebeveynlerin, çocuklarının kendilerine ihtiyacı olduğundan daha çok ihtiyacı vardır, fakat hep tersini dikte ederler çocuklara.

    Yaşam hep kısır döngüde. Sanırım bu döngü dinlerin "Kıyamet" adını verdikleri aslında astronomik kitlesel yok oluşlarıyla kırılacak gibi. Yaşam yoksa sorun da yoktur. Saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 27 Ekim 2017; 18:47:39 >




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.