Şimdi Ara

[Fenerbahçe 2018/2019 Sezonu] Genel Tartışma ve Transfer Konusu #KorayŞener (4286. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
126.467
Cevap
158
Favori
2.078.306
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
65 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 42844285428642874288
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İzole Bant

    Affedin artık Turkish Pogba'mı.Naptı bu çocuk adam mı vurdu ?

    Asıl affedilmesi gereken Volkan ve bu ama affedilenler Dirar ve Aatıf Dalga geçiyorlar resmen. Volkan Demirel çok büyük Fenerbahçeli, Harun’dan da iyi kaleci. Performansı kötü de olsa ruhu var en azından . Orta sahada sıkıntımız var. Elinde 23 yaşında,7 milyon para bayıldığın adam var gidip Atıf’ı Dirar’ı affediyorsun. Gerçekten komik. Ozan Tufan iyi demiyorum çok şans verildi hiçbirini değerlendiremedi salak bir çocuk zaten ama madem bi af çıktı onu da katacaksın oraya yoksa saçma oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: All Nightmare

    Asıl affedilmesi gereken Volkan ve bu ama affedilenler Dirar ve Aatıf Dalga geçiyorlar resmen. Volkan Demirel çok büyük Fenerbahçeli, Harun’dan da iyi kaleci. Performansı kötü de olsa ruhu var en azından . Orta sahada sıkıntımız var. Elinde 23 yaşında,7 milyon para bayıldığın adam var gidip Atıf’ı Dirar’ı affediyorsun. Gerçekten komik. Ozan Tufan iyi demiyorum çok şans verildi hiçbirini değerlendiremedi salak bir çocuk zaten ama madem bi af çıktı onu da katacaksın oraya yoksa saçma oluyor.

    Alıntıları Göster
    Aatıf ve Dirar taraftara atılan 2 yem.İzle şimdi 2.yarı işler kötü giderse her maç 11'e konulur,yenildiğimiz maçta oyuna alınırlar.Taraftar da paso ıslık çalar küfür eder.Aynısını Emenike ve Van der Wiel'de de gördük




  • Aatıf ve dirar’ın kadroya dönmesi hatalı bir karar. Ersun hoca’nın vardır bir bildiği diyerek paspas altı edilemez. Ha ersun hoca verim alırsa , varmış bir bildiği deriz. Ama ersum hoca’nın tarif ettiği oyunu aatıf ve dirar ile oynamak pek mümkün gözükmüyor. Aatıf geniş alanda yavaş ve tek top oynamıyor. Belki takım kurgusu düzelirse çevresinde dönmeyi bırakıp hızlı oynar.

    Dirar’ı herkes bek olarak düşünüyor. Ama yarım sezonu boş geçirmiş bir oyuncunun hemen maç temposuna ulaşması çok zor. Hele bek olarak gitsin-gelsin otoban yapsın kanadı çok mümkün değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • All Nightmare kullanıcısına yanıt
    Rakibe gore tabi ki elif oynar ama şu kadro ligdeki kapanan kilitleri açmak için derbilerde avrupada oynayamazsın zaten bu kadroyla.Elif topal oynadı rize bile 3 attı bize bu arada bütün alt sıra takımlardan 3 yedik elif topal ile

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Caner-Medley

    Islam Slimani has asked to terminate his contract with Fenerbahce, and wants to leave Turkey. Major clubs in Saudi Arabia are interested in the Algerian forward.



    Bak şuradan Slimani bb.
    Top toplayıcı avcısı

    [Fenerbahçe 2018/2019 Sezonu] Genel Tartışma ve Transfer Konusu #KorayŞener

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nasıl olsa ceza falan yok, kulüpte sürekli dediğini yalanlıyor ben bu takımda bi oyuncu olsam gram sallamam kulübü paramı alır, sezon sonu da giderim kendimce güzel bi kulüpte keyfime bakarım.
  • Aykut kocaman maksimumu aliyordu bu topçulardan ama ergenlerin baskisiyla gönderildi...

    Kim gelirse gelsin daha rezil bir durum olamaz bu kulup için....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ali koç ve yönetim çuvalladı ve işin daha kötüsü Fenerbahçe kendi içerisinde artık saygınlığını kaybetmeye başladı.
  • Arsenal defansı bizimkinden daha kötü, Neu gitse ilk 11'de oynar.
  • Frank W. kullanıcısına yanıt
    7.lik yine iyimser. Başına 1 ekle bence. Şaka yapmıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lübnanlı gazeteci Mootaz Chehade'ın resmi Twitter hesabından duyurduğu habere göre Slimani, Fenerbahçeli yöneticilerle görüşerek sözleşmesinin feshedilmesini talep etti.

    Chehade, yıldız isimle Suudi Arabistan'ın büyük kulüplerinin ilgilendiğini kaydetti. İngiliz basını ise daha önce yayımladığı haberlerde Leicester'ın sözleşmesi bitmeden Slimani'yi geri almak istemediğini yazmıştı.
  • Maksadım asla ama asla Aziz Yıldırım seviciliği yapmak değildir. Lütfen bu cümleyi ''ilk olarak'' iyi idrak edip yazacaklarımı öyle okuyunuz. Biraz uzun bir yazı olabilir.

    Aziz Yıldırım’ın 2004-2011 arası ‘’yönetimine’’ imrenerek ve gururla bakan birisi olarak 2011’den itibaren birkaç yıl daha iyi giden bir yönetim şeklinden sonra, 2015-2016 yıllarına gelindiğinde ‘’berbat’’ bir yönetim biçimine sahip olduğunu söyleyebilirim.

    3 Temmuz sözde şike olayına gelinene kadar, sadece Türkiye’de değil, tüm Avrupa kıtasında ‘’ekonomik’’ olarak sözü geçmeye başlamış, özellikle İngiltere’den kulüp yöneticilerinin sık ziyaret ettiği ve ticari ortaklık için konuştukları bir kulüp haline gelmiştik.

    Dünyanın en prestijli spor gazetelerinden olan Four-Four-Two’nun ve aynı dönemde meşhur İngiliz ‘’Economist’’ gazetesinin haberlerine konu olan bir kulüp haline gelmiştik. Şöyle ki bu gazeteler benzer haberler yapmış, Fenerbahçe’yi dünyanın en zengin 20 kulübünden biri olarak göstermişti. Özellikle Four-Four-Two’nun haberinde Avrupa’nın 8 numaralı spor kulübü olarak gösteriliyorduk. Aynı yükselişin devam etmesi halinde ilk 5’e demir atacak bir kulüp gözüyle bakılıyorduk. Malumunuz sözde şike olayı kulübü darmadağın etti.
    Devam edelim.
    Küme düşen İngiltere Premier ligi takımının, Türkiye Süper Lig şampiyonundan daha fazla prim aldığı bir ortamda, sadece İngiltere değil birçok ülkenin orta sıralarındaki takımların bile Türkiye Ligi şampiyonundan kat be kat fazla prim aldığı bir ortamda, Fenerbahçe’nin böylesine ‘’korkunç’’ bir ekonomik bir güce sahip olması bizatihi Aziz Yıldırım’ın eseridir. Yiğit öldürülür ancak hakkı teslim edilir.

    Kısa bir nüans vereyim. Mali tablolardan anlarım. Yazıyı tablolar ile desteklemek isterdim ancak çok uğraştıracağı için affınıza sığınarak yine yazıyla devam edeceğim.

    2013 yılına kadar olan mali tablolar göz önüne alındığında asıl çöküşün aynı yıl başladığı ortaya çıkıyor. Banka kredileri artıyor, kulüp giderlerini borçla karşılamaya başlıyor. Ancak bu yıllarda borç/özsermaye oranı çok da yüksek değil. Bu oranın 1 civarı olması beklenir. Ayrıca bu oran işletmelerin/şirketlerin faaliyetlerini ne oranda borçla ne oranda varlıklarıyla finanse ettiğini ortaya koyar. 2013 yılı itibariyle durum hala stabil ve Fenerbahçe ekonomik açıdan kuvvetli.

    2015 yılına gelindiğinde Fenerbahçe A.Ş’nin bilançosunun bir hayli kabarık olduğu ve hala ekonomik olarak güçlü bir kulüp olduğu göze çarpıyor. Ancak borç yükü artmış, özellikle uzun vadeli kredilerde çok büyük bir artış olmuş. Kulüp 2024-2025-2027 yıllarına kadar süren ve toplam tutarı 270 milyon Euro'yu bulan krediler çekmiş.

    Kısa bir nüans daha. Bu süre zarfında Fenerbahçe, Avrupa kupalarının GELİRLERDİNDEN yıllarca mahrum kalıyor. Ek bir bilgi, CL ayakbastı parası 16 Milyon Euro’ya çıkmış durumda. Yanlış hatırlamıyorsam yıllarca da 12 Milyon Euro olarak devam etti. Fenerbahçe ise 10 yıldır bu gelirden mahrum.

    2011 yılına kadar Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin toplam ekonomik gücü Fenerbahçe’nin yüzde 70 küsürüne tekabül ediyor. 2016 yılı sonuna kadar Fenerbahçe hala ekonomik olarak en güçlü Türk kulübü. Ancak kulüp, 2016 sonunda çok büyük değer kaybına uğruyor ve özellikle borsada işlem gören hisseleri bir önceki döneme göre ‘’toplamda’’ %80 kadar değer kaybı yaşıyor.

    2017 ve 2018 yıllarına gelindiğinde ise kur dalgalanmaları ve kulübün artık hiçbir giderini, yine kulübün kazancıyla ödeyememesi dolayısıyla yeni krediler çekilip, yapılandırılmada bulunuluyor. 2016 sonu ve 2017 başı itibariyle kulübün varlık durumu eritiliyor. TL olarak kredi çekilip Euro’ya çevriliyor. Son çekilen kredi tutarı 300 Milyon TL. Seçimden yaklaşık 3 ay önce.
    Yani kısacası borcu borç ile ödeme dönemi ‘’tamamen’’ başlamış oluyor. Gelir tablosuna bakıldığında ise kulübün futbolcu maaşlarını 6 dönem üst üste kısa vadeli yabancı kaynak (borç) ile ödediği görülüyor. Buradan da kulübün Uefa ile yaptığı anlaşmalara istinaden borç ile çalıştığı görülüyor.

    Kulübü muhteşem bir ekonomik güç (Türkiye şartlarında) haline getiren Aziz Yıldırım, yine aynı kulübün ekonomik çöküşünün mimarı oluyor.

    Bu süreçte en kötü durum ise kulübün daha doğrusu şirketin tüm gelirlerinin temlik edilmesi oluyor. Somut örnek verecek olursak, 5 yıl vadeyle Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi’nin tüm gelirleri -yanlış hatırlamıyorsam bankayı- Ziraat Bankasına devrediliyor. Topuk yaylası başka bir bankaya, Ülker Arena başka bir bankaya, İncek tesisleri ve diğer tüm menkul kıymetler türlü bankalara teminat ve temlik olarak veriliyor. Ayrıca kulübe ait arsa ve araziler de buna dahil. Kulüp istediği hiçbir şeyi satamıyor şu an.
    Aziz Yıldırım döneminde olan ekonomik süreç bu şekilde ilerliyor. Kulübü çok iyi bir noktaya getiriyor ancak 3 Temmuz sonrası ne yaparsa yapsın kulübe hep zarar veriyor.

    Ali Koç ise böyle bir ortama gelirken ‘’çok bariz şekilde’’ görülüyor ki araştırma yapmadan gelmiş. Kulübün tüm mali raporları açık, isteyen herkes bakabiliyor. Koç’un şımarık oğlu tanımı yapılırdı kendisine ancak ihtimal vermezdim. Şunu açıkça söyleyebilirim ki Ali Koç tek başına mali tablo yorumu yapamıyor.

    Biz durumun bu kadar kötü olduğunu bilmiyorduk demişti. Ancak gelmeden önce yaptığı bir konuşmada mali analizi bir denetim şirkete yaptırdığını belirtmişti. Ortada bir tutarsızlık var. Her neyse. Biz bu adamı pamuklara sarıp getirdik kulübün başına, bir müddet daha sabredeceğiz lakin bu kötü yönetim devam ederse tahammül de edemeyiz.

    Koca Koç Holding’i yöneten bir adamın Holding’e nazaran küçücük bir şirket olan Fenerbahçe’yi yönetememesine ihtimal dahi vermezdim ancak şu an durum açık. Kulüp doğru yönetilmiyor. Yanlış kararlar alınıyor. Acemi bir yöneticilik tarzı hakim. Umuyorum ki sayın Ali Koç bu durumu düzeltir ve Fenerbahçe’yi deyim yerindeyse birkaç dönem içerisinde şaha kaldırır.
    Ayrıca kaprisli bir adam olduğunu da anladım. Aziz Yıldırım’a duyulan saygı –kulüp içerisinde- Ali Koç’a gram duyulmuyor bu belli. Volkan Demirel’in küfürler savurup hala özür dilememesi bunun en basit örneği.
    Zira Ozan Tufan’ın da aynı şekilde ettiği laflardan ötürü bu durumda olduğu biliniyor.

    Ali Koç buraya geldiğinde Türkiye’nin en zengin ve bilinir adamlarından biri olarak geldi ve saygıya değer olduğunu düşündü. Yalnız şunu unuttu; saygı, başka bir ortamdaki geçmiş ile değil, bulunduğun ortamda geleceğe yapacağın yatırımlarla kazanılır. Burada hak ettiğini düşündüğü saygıyı göremeyince de bir nevi ‘’delirdi’’. Deli dana gibi ne yaptığını bilmez hareketlerde bulundu ve kulüp şu an futbol şubede ‘’iflası’’ yaşıyor. Sıralamada 17.’yiz.

    İşin kötü tarafı bu ateş para ile sönmez. Kötü gidişatın sorumlusu bizzat Ali Koç’tur, sorunu Comolli'de, Cocu'da, Veli'de, Mehmet'te aramaya gerek yok. Ali Koç bizim bilmediğimiz her şeyi biliyor dolayısıyla duruma el atıp düzeltecek olan da yine kendisidir. Allah yardımcısı olsun.
    Umuyorum ve diliyorum ki buraya pamuklara sarıp getirdiğimiz Ali Koç’u yıllar, yıllar sonra buradan uğurlarken de aynı şekilde uğurlarız. Omuzlardayken ‘’büyük başkan’’ tezahüratlarını duyarak göndeririz onu.
    Aksi taktirde 1 yıl daha o koltukta oturamaz. Evet Aziz Yıldırım önemli, Ali Koç ‘’çok önemli’’ ancak bu kulüp kişilerden oluşmuyor. Onlar olmasa da var olacak burası. Yarın Ayşe gelir, Ahmet gelir buraya sahip çıkar. Biz sadece doğru olanın yanındayız. Bugün Ali Koç’un doğru olduğuna inanıyor -kötü gidişe rağmen- destekliyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi, bu yanlışlar silsilesi devam ederse de başkan Ali Koç hiç kimseden destek beklemesin.

    Saygılar.




  • Yazı size mi ait ? Tebrik ederim.Bence çok iyi bir özet olmuş, Sayın Ali Koç tükenen umutlarımızı yeşertmişti. Şu an çok üzgünüm, yazdığınız gibi umarım yine omuzlarda '' Büyük Başkan'' olarak uğurlanır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MemphisMafia

    Yazı size mi ait ? Tebrik ederim.Bence çok iyi bir özet olmuş, Sayın Ali Koç tükenen umutlarımızı yeşertmişti. Şu an çok üzgünüm, yazdığınız gibi umarım yine omuzlarda '' Büyük Başkan'' olarak uğurlanır.
    Evet hocam bana ait. Teşekkür ediyorum. Dediğim gibi tablolarla destekleyerek daha uzun yazardım ancak çok uzun olurdu. Hem okuyana eziyet hem bana :)
  • artık Türk liginde de büyük takımlar da düşme hattına gidebiliyor. Bence bu önce Fenerbahçe camiasına iyi bi ders oldu, sonra diğer iki kulübe de. Allah tez zamanda kurtarır inşallah.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şu allison bizde olsa 10 numara, Van dijk ise forvet oynar bu çok net

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • MR. Vizyon 1 sene oyuncu izleyip, hazırlanmış ama transfer planı yok. yine Son gün Benzia gibi adam alır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Efsanemiz Aykut Kocaman, 2018 yılına damgasını vurdu!







    - Maç başı en iyi gol ortalaması



    - Maç başı en iyi puan ortalaması



    - Maç başı en az gol yeme ortalaması







    Tebrikler KOCAMAN Adam.



    MR. VİZYON 3 TEKNİK DİREKTÖR DEĞİŞSİN, TARİHİN EN KÖTÜ TRANSFERLERİNİ YAPSIN, TARİHİN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞATSIN BİR DE ÜSTÜNE SEZON BAŞI SENLE YOLLARI AYIRSIN...





    [Fenerbahçe 2018/2019 Sezonu] Genel Tartışma ve Transfer Konusu #KorayŞener

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Beşiktaş, Burak Yılmaz transferinde sona yaklaştı... Siyah-beyazlılar, Burak Yılmaz’la 6 ay için 1.2 milyon Euro, gelecek sene için ise 2.2 milyon Euro’ya anlaşmaya vardı.
    Burak Yılmaz, Trabzonspor’dan alacağı 3 milyon Euro’dan vazgeçmeyi kabul etti. Bordo-mavili ekip bu teklifi kabul ederse Burak, siyah-beyazlı formayı giyecek.

    Kaçırdık yarım sezonda en az 10 gol atacak adamı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: proct

    Maksadım asla ama asla Aziz Yıldırım seviciliği yapmak değildir. Lütfen bu cümleyi ''ilk olarak'' iyi idrak edip yazacaklarımı öyle okuyunuz. Biraz uzun bir yazı olabilir.

    Aziz Yıldırım’ın 2004-2011 arası ‘’yönetimine’’ imrenerek ve gururla bakan birisi olarak 2011’den itibaren birkaç yıl daha iyi giden bir yönetim şeklinden sonra, 2015-2016 yıllarına gelindiğinde ‘’berbat’’ bir yönetim biçimine sahip olduğunu söyleyebilirim.

    3 Temmuz sözde şike olayına gelinene kadar, sadece Türkiye’de değil, tüm Avrupa kıtasında ‘’ekonomik’’ olarak sözü geçmeye başlamış, özellikle İngiltere’den kulüp yöneticilerinin sık ziyaret ettiği ve ticari ortaklık için konuştukları bir kulüp haline gelmiştik.

    Dünyanın en prestijli spor gazetelerinden olan Four-Four-Two’nun ve aynı dönemde meşhur İngiliz ‘’Economist’’ gazetesinin haberlerine konu olan bir kulüp haline gelmiştik. Şöyle ki bu gazeteler benzer haberler yapmış, Fenerbahçe’yi dünyanın en zengin 20 kulübünden biri olarak göstermişti. Özellikle Four-Four-Two’nun haberinde Avrupa’nın 8 numaralı spor kulübü olarak gösteriliyorduk. Aynı yükselişin devam etmesi halinde ilk 5’e demir atacak bir kulüp gözüyle bakılıyorduk. Malumunuz sözde şike olayı kulübü darmadağın etti.
    Devam edelim.
    Küme düşen İngiltere Premier ligi takımının, Türkiye Süper Lig şampiyonundan daha fazla prim aldığı bir ortamda, sadece İngiltere değil birçok ülkenin orta sıralarındaki takımların bile Türkiye Ligi şampiyonundan kat be kat fazla prim aldığı bir ortamda, Fenerbahçe’nin böylesine ‘’korkunç’’ bir ekonomik bir güce sahip olması bizatihi Aziz Yıldırım’ın eseridir. Yiğit öldürülür ancak hakkı teslim edilir.

    Kısa bir nüans vereyim. Mali tablolardan anlarım. Yazıyı tablolar ile desteklemek isterdim ancak çok uğraştıracağı için affınıza sığınarak yine yazıyla devam edeceğim.

    2013 yılına kadar olan mali tablolar göz önüne alındığında asıl çöküşün aynı yıl başladığı ortaya çıkıyor. Banka kredileri artıyor, kulüp giderlerini borçla karşılamaya başlıyor. Ancak bu yıllarda borç/özsermaye oranı çok da yüksek değil. Bu oranın 1 civarı olması beklenir. Ayrıca bu oran işletmelerin/şirketlerin faaliyetlerini ne oranda borçla ne oranda varlıklarıyla finanse ettiğini ortaya koyar. 2013 yılı itibariyle durum hala stabil ve Fenerbahçe ekonomik açıdan kuvvetli.

    2015 yılına gelindiğinde Fenerbahçe A.Ş’nin bilançosunun bir hayli kabarık olduğu ve hala ekonomik olarak güçlü bir kulüp olduğu göze çarpıyor. Ancak borç yükü artmış, özellikle uzun vadeli kredilerde çok büyük bir artış olmuş. Kulüp 2024-2025-2027 yıllarına kadar süren ve toplam tutarı 270 milyon Euro'yu bulan krediler çekmiş.

    Kısa bir nüans daha. Bu süre zarfında Fenerbahçe, Avrupa kupalarının GELİRLERDİNDEN yıllarca mahrum kalıyor. Ek bir bilgi, CL ayakbastı parası 16 Milyon Euro’ya çıkmış durumda. Yanlış hatırlamıyorsam yıllarca da 12 Milyon Euro olarak devam etti. Fenerbahçe ise 10 yıldır bu gelirden mahrum.

    2011 yılına kadar Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin toplam ekonomik gücü Fenerbahçe’nin yüzde 70 küsürüne tekabül ediyor. 2016 yılı sonuna kadar Fenerbahçe hala ekonomik olarak en güçlü Türk kulübü. Ancak kulüp, 2016 sonunda çok büyük değer kaybına uğruyor ve özellikle borsada işlem gören hisseleri bir önceki döneme göre ‘’toplamda’’ %80 kadar değer kaybı yaşıyor.

    2017 ve 2018 yıllarına gelindiğinde ise kur dalgalanmaları ve kulübün artık hiçbir giderini, yine kulübün kazancıyla ödeyememesi dolayısıyla yeni krediler çekilip, yapılandırılmada bulunuluyor. 2016 sonu ve 2017 başı itibariyle kulübün varlık durumu eritiliyor. TL olarak kredi çekilip Euro’ya çevriliyor. Son çekilen kredi tutarı 300 Milyon TL. Seçimden yaklaşık 3 ay önce.
    Yani kısacası borcu borç ile ödeme dönemi ‘’tamamen’’ başlamış oluyor. Gelir tablosuna bakıldığında ise kulübün futbolcu maaşlarını 6 dönem üst üste kısa vadeli yabancı kaynak (borç) ile ödediği görülüyor. Buradan da kulübün Uefa ile yaptığı anlaşmalara istinaden borç ile çalıştığı görülüyor.

    Kulübü muhteşem bir ekonomik güç (Türkiye şartlarında) haline getiren Aziz Yıldırım, yine aynı kulübün ekonomik çöküşünün mimarı oluyor.

    Bu süreçte en kötü durum ise kulübün daha doğrusu şirketin tüm gelirlerinin temlik edilmesi oluyor. Somut örnek verecek olursak, 5 yıl vadeyle Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi’nin tüm gelirleri -yanlış hatırlamıyorsam bankayı- Ziraat Bankasına devrediliyor. Topuk yaylası başka bir bankaya, Ülker Arena başka bir bankaya, İncek tesisleri ve diğer tüm menkul kıymetler türlü bankalara teminat ve temlik olarak veriliyor. Ayrıca kulübe ait arsa ve araziler de buna dahil. Kulüp istediği hiçbir şeyi satamıyor şu an.
    Aziz Yıldırım döneminde olan ekonomik süreç bu şekilde ilerliyor. Kulübü çok iyi bir noktaya getiriyor ancak 3 Temmuz sonrası ne yaparsa yapsın kulübe hep zarar veriyor.

    Ali Koç ise böyle bir ortama gelirken ‘’çok bariz şekilde’’ görülüyor ki araştırma yapmadan gelmiş. Kulübün tüm mali raporları açık, isteyen herkes bakabiliyor. Koç’un şımarık oğlu tanımı yapılırdı kendisine ancak ihtimal vermezdim. Şunu açıkça söyleyebilirim ki Ali Koç tek başına mali tablo yorumu yapamıyor.

    Biz durumun bu kadar kötü olduğunu bilmiyorduk demişti. Ancak gelmeden önce yaptığı bir konuşmada mali analizi bir denetim şirkete yaptırdığını belirtmişti. Ortada bir tutarsızlık var. Her neyse. Biz bu adamı pamuklara sarıp getirdik kulübün başına, bir müddet daha sabredeceğiz lakin bu kötü yönetim devam ederse tahammül de edemeyiz.

    Koca Koç Holding’i yöneten bir adamın Holding’e nazaran küçücük bir şirket olan Fenerbahçe’yi yönetememesine ihtimal dahi vermezdim ancak şu an durum açık. Kulüp doğru yönetilmiyor. Yanlış kararlar alınıyor. Acemi bir yöneticilik tarzı hakim. Umuyorum ki sayın Ali Koç bu durumu düzeltir ve Fenerbahçe’yi deyim yerindeyse birkaç dönem içerisinde şaha kaldırır.
    Ayrıca kaprisli bir adam olduğunu da anladım. Aziz Yıldırım’a duyulan saygı –kulüp içerisinde- Ali Koç’a gram duyulmuyor bu belli. Volkan Demirel’in küfürler savurup hala özür dilememesi bunun en basit örneği.
    Zira Ozan Tufan’ın da aynı şekilde ettiği laflardan ötürü bu durumda olduğu biliniyor.

    Ali Koç buraya geldiğinde Türkiye’nin en zengin ve bilinir adamlarından biri olarak geldi ve saygıya değer olduğunu düşündü. Yalnız şunu unuttu; saygı, başka bir ortamdaki geçmiş ile değil, bulunduğun ortamda geleceğe yapacağın yatırımlarla kazanılır. Burada hak ettiğini düşündüğü saygıyı göremeyince de bir nevi ‘’delirdi’’. Deli dana gibi ne yaptığını bilmez hareketlerde bulundu ve kulüp şu an futbol şubede ‘’iflası’’ yaşıyor. Sıralamada 17.’yiz.

    İşin kötü tarafı bu ateş para ile sönmez. Kötü gidişatın sorumlusu bizzat Ali Koç’tur, sorunu Comolli'de, Cocu'da, Veli'de, Mehmet'te aramaya gerek yok. Ali Koç bizim bilmediğimiz her şeyi biliyor dolayısıyla duruma el atıp düzeltecek olan da yine kendisidir. Allah yardımcısı olsun.
    Umuyorum ve diliyorum ki buraya pamuklara sarıp getirdiğimiz Ali Koç’u yıllar, yıllar sonra buradan uğurlarken de aynı şekilde uğurlarız. Omuzlardayken ‘’büyük başkan’’ tezahüratlarını duyarak göndeririz onu.
    Aksi taktirde 1 yıl daha o koltukta oturamaz. Evet Aziz Yıldırım önemli, Ali Koç ‘’çok önemli’’ ancak bu kulüp kişilerden oluşmuyor. Onlar olmasa da var olacak burası. Yarın Ayşe gelir, Ahmet gelir buraya sahip çıkar. Biz sadece doğru olanın yanındayız. Bugün Ali Koç’un doğru olduğuna inanıyor -kötü gidişe rağmen- destekliyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi, bu yanlışlar silsilesi devam ederse de başkan Ali Koç hiç kimseden destek beklemesin.

    Saygılar.
    FFP ve UEFA kriterleri konusuna da el at hocam. Aziz geçmiş gitmiş biz artık önümüze bakalım. Ali Koç bu konuyu yanlış anlatıyor. 60 milyon euro kar etmemiz gerekiyor diyor ama öyle bir durum yok. Anlaşmanın söylediğine göre biz kafa kafaya bütçe verdiğimiz anda yaptırımların bitmesi gerekiyor.





    quote:

    7. Consequence of Coming into Compliance with the Break-even Requirement

    • If the Club fulfils the primary purpose of the Settlement Agreement and becomes

    Break-even compliant, then the Club shall exit the Settlement Regime and all of

    the operational, financial and sporting measures shall cease to apply as from the

    start of the following sporting season.







    https://www.uefa.com/MultimediaFiles/Download/OfficialDocument/uefaorg/ClubFinancialControl/02/36/75/02/2367502_DOWNLOAD.pdf



    https://www.uefa.com/insideuefa/protecting-the-game/club-licensing-and-financial-fair-play/news/newsid=2563057.html







    Eğer kastettiği "bu sene 70 milyon euro zarar ediyoruz" ise (çünkü bu sene 10 milyon euro zarar etme hakkımız var), geçen senelerde nasıl tutturduk 20 milyon euro ve 30 milyon euro zarar kriterlerini? Şimdiye 50 defa ceza yememiz lazımdı. Bu UEFA kriterleri konusunda başkanın da dahil olduğu büyük bir kafa karışıklığı var. Zararlar kümülatif hesaplanmıyor, her sezon bakılıyor. Yani geçen sene fazla zarar ettik, bu sene kapatalım gibi bir durum yok Ali Koç'un dediği gibi.

    En azından ben bunu anladım okuduğumdan. Bir de sen bak.

    @proct



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Elan Morin Tedronai -- 29 Aralık 2018; 22:17:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 42844285428642874288
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.