Şimdi Ara

Aracı ilk aldığınız da yaşadığınız maceralar (acemilik anıları)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
1
Favori
2.091
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 2016 yılında ilk aracımı aldım, eve geliyoruz yan koltuk da babam var..
    Not: Ehkiyet sinavina yeni sistem olarak girdim ve park etme dahil ilk sefer de geçtim bütün sistemleri..

    Aracı aldik teslim ve otoparktan ciktik, evin yolunu tuttuk. Yol boyunca
    -Sagina bak, soluna bak, arkana bak..
    Arkana bak lafini duyduğum da arka ne alaka baba dedim, " arkasını kollayan şoför daima iyi sofordur" dedi. Cidden de öyle, yoldayken sürekli arkama bakıyorum dikizden alışkanlık oldu..
    Her neyse, kaza bela yaşamadan geldik ve evin önüne park edicez. Babam klasik ben sana tarif edicem sen park ediceksin havasiyla aractan indi. Arabanın arkasına geçti.. (Bende de heyecan başladı tabi, yol boyunca sen nasil tek seferde verdin sınavı sözleri ile güveni kırınca insanin doğal olarak stress yaşıyorsunuz..)

    Başladı tarif etmeye, elleriyle gel gel diyor, git git diyor.. Anlamadım bu işten birşey, sağa cevirir gibi yapiyor eliyle direksiyonu, bende direksiyonu saga çeviriyorum ama koordine bozukluğu oluştu aramızda, bir türlü yansamadik.
    En son zamana baktım tam tamına 10dk da iki arabanin arasına girdik.. Şükür!
    Araçtan " ilk arabamı, ilk kez kendim park ettim " düşüncesi ve havasıyla tam kapiyi kapatigim anda " Arkaya park öne de park sensörü takdiralim yarın ilk iş" sesiyle kendime geldim....

    Tabi düşünüyorum da 3 yılda baya yol kat etmisim, şimdi sorunsuzca park etmeler vs. Zamanla herşey tecrübe ediliyormus. Buda böyle anim, sizinde varsa dinleyebiliriz..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Sene 2007 falan olması lazım ehliyeti aldığım ilk haftası babamdan arabayı alıp Karşıyaka Çarşı tarafına arkadaşlarımın yanına gittim. 2-3 saat oturdum sohbet muhabbet derken herkes evlere dağıldı bende dolmuşa bindim eve geri geldim. Eve girdim diyalog şu şekilde gelişti ;

    Babam : - Arabayı nereye park ettin göremedim otoparkta ?

    Ben : - Ne arabası ?

    Babam : Sen arabayla gelmedin mi ? Araba nerede ?

    Ben : - Yoo dolmuşla geld...

    Sonrası malum dolmuşla geri arabayı almaya gitmeler eve dönünce dalga geçilmeler vs....

    Yıllarca toplu taşımayı kullanmışız nolmuş yani arabayı unuttuysak
    2002 yılında boğaziçi köprüsünde biri yanımdan geçerken işaret etti lastik patlamış, köprüyü geçip durdum şirketteki şoförü aradım kriko nerde diye sordum ne yapacağımı bilmediğim halde. Adam "oradadır" dedi kapattı, tekrar açmıyor telefonu. Araç da kangoo gittim stepneye baktım stepne arabanın altında anasını satayım nasıl çıkacak oradan? Soruyorum gelen gidenin de aklı ermiyor. Bir kangoo durdu yolcu indirdi sarıldım adama abi şuna bi bak diye. Adam geldi kaputu açtı oradan bir mil çıkardı, mili bagajı açıp oradaki vidaya taktı, çevirdi stepne aşağı indi içinden kriko çıktı, elindeki mili krikoya kol yaptı aracı kaldırdı. Bir karış demir parçasıyla adam şiir yazdı ben okudum.
  • Ehliyet almadan önce boş arazide araba sürüyordum sürekli. Babam sağolsun hevesimi alayım diye kırmayıp veriyordu aracı. Yine böyle alıştırma yaparken arabada sıkıntı olduğunu hissettim. Gitmiyor gibiydi. Uzun süre tur attım arazide. En son park edip el freni çekecektim ki baktım el freni çekiliymiş zaten.
  • ilk arabayı aldığımda bu forumdan adamın birini dinleyip dizel arabaya şu aşağıda resmi olan markanın ayçiçek yağından koymuştum.

    Aracı ilk aldığınız da yaşadığınız maceralar (acemilik anıları)


    sonuç? 0 km'deki arabanın motoru değişti, sandık motor taktılar.

    hala daha bulamadım o konuyu açanı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jeremy Klakson

    ilk arabayı aldığımda bu forumdan adamın birini dinleyip dizel arabaya şu aşağıda resmi olan markanın ayçiçek yağından koymuştum.



    sonuç? 0 km'deki arabanın motoru değişti, sandık motor taktılar.

    hala daha bulamadım o konuyu açanı
    O olayda ilk hafta açtığım konuydu, ve ciddiydim çocuk adam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 2013 yılıydı ehliyetimi aldığımda. Sınavda palio verdiler. 1,90 boy 120 kilo olan ben ve benden hallice görevliler beş kişi arabanın içindeyiz. Dışardan bakıldığında nasıl göründüğümüzü hayal etmişimdir hep. :D
  • İlk aracım fiesta idi, akrabalara gittik, eve döneceğiz direksiyon taş, kımıldamıyor. Anlayan kimse de yok o anda. Ne yapsak, arabayı bırakıp tamirci v.s. mi çağırsak derken, yoldan geçen bir genç "abi kontakla aynı anda direksiyonu çevirmeye çalış" dedi. Öyle yapınca düzeldi. Ama o korku ve heyecanı anlatamam, yaşamak lazım.
  • ben yaşamadım ama çevremde 2 arkadaşa araba sürmeyi öğrettim birisi ehliyeti aldı bizi gezdirecek bindik arabaya vitesi 1 e aldı gaz veriyor el frenini indir araba geri kaçıyor sağına soluna bakıyor ayağına bakıyor allah allah niye gitmiyor bu diyo bizde gülmemek için kendimizi zor tutuyoruz kendi farketsin diye bekledik sonra anladı ki arabayı çalıştırmamış
  • Ehliyeti almadan önce arabayı hazır ettim. 2000 model bir Polo. Satan arkadaş da "Frenler biraz zayıf" demişti. Boş arazide denedim biraz, frene basınca duruyor, e frenler iyi herhalde diye fren mevzusunu rafa kaldırdım. Gün geldi ehliyeti aldım. Ee ehliyet alınmış, boncuk gibi arabanın anahtarı cebimde, izin günümdeyim. Arabayla bir tur atmamak için hiç bir sebep yok. Kadıköy'den sahil yoluyla Maltepe'ye kadar geldim, Maltepe'den E5'e çıktım Kadıköy'e döneceğim. E5'te orta şeritte 80-90 km/sa arası bir hızla gidiyorum. Daha doğrusu, trafik nasıl giderse ben de ona uyum sağlamaya çalışıyorum. E5'in huyunu bilirsiniz trafik birden bire duruverir o hızla. Tabii acemi olan ben bilmiyorum bu durumu, rahat rahat takılıyorum. Ee özgüven de gelmiş bir yandan. Ama işte birden bire trafik durdu. Ben frene basıyorum ama zayıf frenin ne olduğunu orada anladım. Önümde bordo bir Albea vardı attı kendini sağa, önünde ne varmış dersiniz? Simsiyah bir Panamera. Ben acemiyim tabi atamıyorum kendimi sağa sola, frene sonuna kadar bastım ama durmuyor alet. Panamera gözümde büyüyor resmen (Her iki anlamda da ) Aklımdan o anda kaza yapacağım, yaralanacağım şu bu değil sadece ne kadar masraf çıkacağı gibi sorular geçiyor. Neyse ki çarpmadan durduk ama zannedersem hayatımdaki bütün şans puanlarımı orada harcadım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: MÜŞAVİR

    İlk aracım fiesta idi, akrabalara gittik, eve döneceğiz direksiyon taş, kımıldamıyor. Anlayan kimse de yok o anda. Ne yapsak, arabayı bırakıp tamirci v.s. mi çağırsak derken, yoldan geçen bir genç "abi kontakla aynı anda direksiyonu çevirmeye çalış" dedi. Öyle yapınca düzeldi. Ama o korku ve heyecanı anlatamam, yaşamak lazım.
    Sene 95-98 arası ben daha ufacık çocuğum hayal meyal hatırlıyorum; araba Doğan SLX petrol yeşili ondan eminim. Dayımla annem hastaneye mi bir yere geldiler tam hatırlamıyorum oraları ama bir ara beni arabada yalnız bıraktılar. Hemen direksiyonun oraya geçtim oynamaya. Direksiyonu çeviricem aklımca dayım gibi ama ilk çevirme denememde çat diye bir ses geliyor, direksiyon kaskatı kesiliyor. Nasıl korkuyorum ama bozdum bana çok kızacaklar diye. Arka koltuğa geçip hiç kıpırdamadan bekliyorum. Dayımla annem geliyor, bana çok kızacaklar diye korkuyorum, dayım kontağı takıyor direksiyon yine çat diye açılıyor ve hiç "Kurcalanmış" ya da "Bozulmuş" diye bir şey geçmiyor. Her şey olağan şekilde devam ediyor. Hayal meyal aklımda böyle bir hatıra kalmış.

    Hayır işin garibi, ondan sonra 19 yaşıma kadar arabaya hiç hevesim dahi olmadı.




  • Önü açık uzun bi yokuş aşağı baya gaza basmıştım deli gibi :D sonradan frene basınca abs devreye girer tekrar çekmen gerekir ya pedaldan bunu bilmiyordum korkudan frenden ayağımı çekmeyep birde el freni çektim durabilmek için :D
  • Sene 2007 falan olması lazım ehliyeti aldığım ilk haftası babamdan arabayı alıp Karşıyaka Çarşı tarafına arkadaşlarımın yanına gittim. 2-3 saat oturdum sohbet muhabbet derken herkes evlere dağıldı bende dolmuşa bindim eve geri geldim. Eve girdim diyalog şu şekilde gelişti ;

    Babam : - Arabayı nereye park ettin göremedim otoparkta ?

    Ben : - Ne arabası ?

    Babam : Sen arabayla gelmedin mi ? Araba nerede ?

    Ben : - Yoo dolmuşla geld...

    Sonrası malum dolmuşla geri arabayı almaya gitmeler eve dönünce dalga geçilmeler vs....

    Yıllarca toplu taşımayı kullanmışız nolmuş yani arabayı unuttuysak


  • Hocam sabah sabah iyi güldüm, Allah ta seni güldürsün

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İlk arabamız olan Tempra'yı almıştık yazlıkta bir tanıdıktan, tabi araç sürmeyi hiç bilmiyorum ve ehliyetim de yok. Ama söz konusu yer yazlık olunca sitelerin çevresindeki toprak yollarda birkaç tur atayım ve sürmeyi öğreneyim hevesi var. Babamdan anahtarı zor bela aldığım gibi atladım arabaya ve site etrafında birkaç tur attım, yine sapağa geldiğimde biraz fazla ileri gitmişim, biraz geri geri gelip öyle devam edeyim dedim ve gaza hafif basmamla birlikte araba arkaya doğru kayıverdi, yolun hemen kenarındaki sazlığa kaymışım geri geri. Tabi beni arabayla yollayan babam ben yürüyerek dönünce anladı bişilerin ters gittiğini ama önemli bişey olmadığını anlatınca rahatladı. Birkaç saat sonra bir tanıdık pikabıyla aracımızı çekmişti.
  • ilk aldığım araç Broadway idi 95 model orta kasa. Daha önce araç sürmüşlüğüm yoktu. Aracı bir tanıdık getirdi evin önüne bıraktı, birkaç da hareket gösterdi şöyle şuna bas ayağını hafifçe debriyajdan çekerken gaza bas filan.. Neyse sabah oldu, işe gideyim dedim. Arkadaşa telefon açtım. Abi dedim gel bi işe gidelim birlikte. Sen sür yada benim yanımda ol dedim. O da başından savdı, en iyi tek gidersin bas devam et dedi. Ya bismillah deyip çıktık yola, ite kaka gidiyoruz 2. viteste. Bir kavşağa geldik ışıkta durduk. Yeşil yanınca sola sinyal verip dönmeye niyetlendim. Ama broadwayda 1. vites ile geri vites aynı doğrultudaymış, haberim yok tabi. Yukarı çekince geri oluyor, yukarı çekmeden vitesi normal ittirince 1. vites. Bunu beceremedim, araç ileri yerine geri gitmeye başladı. Arkada da baya kuyruk vardı. Herkes kornaya basıp küfür etmeye başladı bana. Fena stres yaptım, yaklaşık 10 dakika geri geri gittim. Kaç ışık yandı söndü, kaç küfür yedim sayamadım O anı hatırlayınca halen panik yaşıyorum, fena utanmıştım. Sonunda 2. viteste kalkış yapıp gitmeyi akıl ettim. yaklaşık 1-2 ay direkt 2. viteste kalkarak sürdüm arabayı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaand12@



    Hocam sabah sabah iyi güldüm, Allah ta seni güldürsün
    Amin hocam yıllarca benimle çok dalga geçildi bu konudan var birazda sen gül
  • YuRYTR kullanıcısına yanıt
    ABS'li araçta fren asla bırakılmaz. Dibine kadar basarsınız.
  • Sene 90lar yaş 12 13. Bizde o zaman Anadol kamyonet var. Tütün işi yapiyoruz. Tarlada çardak var yanından yol geçiyor. Babam da Anadolu yola bırakıp gitmiş geçen olmaz diye. O sırada birisi geldi aracıyla yolu açın dedi. Ben de anahtar var arabayı ben çekerim diye atladım. Yapmam gereken arabayı yaklaşık 2 metre geri götürüp yolu açmak. Diyeksiyona geçtim babam ne yapıyorsa aynısını yaptım geri vitese takip gazı kokledim. AraBa o gazla yaklaşık 8 10 metre geri gidip yeni sürülmüş tarlaya girdi. Olay da burada başlıyor. Ben en iyisi biraz ileri alayim da babam kızmasın diye 1 e alıp gazı geriyor ama araba gitmiyor. Tekerin biri sabit dururken diğeri dönüyor. O an ne yapacağımı şaşırdım kesin tekerine biri koptu diye altıma ettim. Neyse sonra babam geldi ite kaka çıkardık da tekerleklerde böyle bir özellik olduğunu öğrendim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.