Şimdi Ara

Tesla Kimdir? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
1.821
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • tesla manyak bı adamdı... acaba onun gıbı olamazmıyız...
  • elektrik fakültesinde okutulan her disipline yani elektrikle alakalı her alana adını altın harflerle yazdırmış bir dahi yada dahi ötesi
  • red alert taki elektrik çarptıran kuleler :)
    şaka bi yana gayet züper ulvi bir şahsiyetttir. saygıyla anıyoruz
  • Arkadaşlar yğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim




  • ) Radyoyu kim icat etti? (Marconi)
    2) X ışınlarını kim keşfetti? (Röntgen)
    3) Vakum tüp amplifikatörünü kim icat etti? (de Forest)
    Aslında, hazır eliniz değmişken florasan lambayı, neon ışıklarını, hızölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını kimin keşfettiğine de bir bakın.
    Geçen yüzyıl dönümündeki en ünlü bilim adamı olan Nikola Tesla'nın isminden bahsedildiğini görme şansınız çok az.
    Esasında, çok az insanın bu adamdan haberi var. Bir kısmı sadece Red Alert oyunundaki bir savunma binasının ismi olarak (Tesla coil), diğer bir kısmı da vizyondaki Prestige filmindeki bir karakterin ismi olarak duymuş durumda. Öyle ki bu filmden çıktıktan sonra filme beraber gittiğim arkadaşım Tesla'nın gerçekten yaşamış bir insan olduğunu benden öğrendi.

    Bugün bunun böyle olmasını muhterem Tommy Edison amcamıza borçluyuz.
    Bütün bu yukarıda saydığım keşiflerin yanında, 250 mil mesafeden 10 bin uçağı yok edebilecek ölüm ışınlarından bahseden, dünyayı ortadan ikiye bölebileceğini iddia eden, hem sesin, hem de görüntünün (1800'lerin sonlarındayken daha) havadan aktarılabileceğine inanan, ve esasen, Edison'a DC elektrik sisteminin hiç bir işe yaramaz bir sistem olduğunu anlatan aykırı bir kişilik olarak görüldü Tesla.
    Başka bir deyişle, Tesla'yı duyan herhangi biri, onu muhtemelen aykırı bir çılgın olarak düşünmüştür.
    Fakat zaman değişiyor.

    Sorun şu ki, Tesla, bu mümkün olduğunu iddia ettiği şeylerin hepsini de muhtemelen yapabilirdi. Aslında, Tesla en yukarıda listelenenlerin hepsini ve de daha fazlasını icat etmişti fakat kendisine bu icatlarının hiçbiri için övgüde bulunulmadı. Etrafınıza bakın, Tesla, modern hayatı bu kadar modern yapan şeylerin çoğunun bir şekilde sorumlusu.
    Şüphe yok ki, Nikola Tesla da Vinci'den beri dünyaya gelen en muhteşem akıl.
    Küçük Nicky Tesla 1856'da Hırvatistan'daki Smijlan'da doğar. Sıradışı bir hafızası vardır ve 6 dil öğrenir, Gratz'da ki Politeknik Enstitüsünde matematik, fizik ve mekanik çalışarak 4 yıl geçirir.

    Ancak Tesla'yı esas harika yapan, muhteşem elektrik anlayışıdır. Bu zamanın elektriğin henüz bebeklik evresindeki bir zaman olduğunu hatırlatayım. Ampül bile henüz icat edilmemiştir.

    Tesla, 1884'te Birleşik devletlere ilk defa geldiğinde, Thomas Edison için çalışır. Edison henüz yenice ampülün patentini almıştır, ve tabi böylece elektriğin dağıtımı için bir sisteme ihtiyaç duymaktadır.

    Edison, DC elektrik sistemiyle her türden problemi yaşamaktadır. Tesla'ya sistemdeki hataları gidermesi karşılığında büyük paralar söz verir. Tesla bu işin altından kalkar ve Edison'ı 100 bin dolardan fazla masraftan kurtarır, fakat Edison sözünde durmaz.

    Tesla istifa eder, ve Edison hayatının kalan kısmını Tesla'nın dehasını ezmek için harcar. (Tesla'nın bugün hala bilinmemesinin ana sebebi işte budur.)
    Tesla elektrik iletimi için daha iyi bir sistem geliştirmişti; bugün evlerimizde kullandığımız AC (alternating current - alternatif akım) sistemini. AC, DC'ye göre büyük avantajlara sahiptir. Tesla'nın o zamanlar yeni geliştirdiği transformatörleri kullanarak, AC voltaj yükseltilebilir ve ince kablolarla uzun mesafelerde iletilebilir. DC ise iletilemez. (Çünkü çok kalın kablolarla iletilirken her bir milkarede bir büyük bir güç istasyonu ihtiyaç duyar.)

    Tabi bir iletim sistemi, elektrikle çalışacak araçlar olmadan eksik olacaktır. Böylece Tesla evlerimizde her tür sistemde kullanılan elektrik motorunu icat eder. Bu basit bir başarı değildi. 1800'lerin sonlarındaki bilim adamları, alternatif akım sistemi için bir motorun geliştirilemeyeceğine ikna olmuşlardı, ki bu da AC kullanımını zaman kaybı yapar. Sorun şuydu ki, eğer akım saniyede 60 defa yön değiştirirse, motor bir ileri ve bir geri hareket edecek ve asla bir yere varamayacaktı. Tesla bu problemi kolayca çözdü ve herkesin yanlış olduğunu ispatladı.

    Endüstrinin florasa lambayı "icat etmesi"nden 40 yıl kadar önce kendi laboratuvarında florasan lamba kullanıyordu. Fuarlarda ve sergilerde cam tüplere ünlü bilim adamlarının isimlerinin şeklini veriyordu; bugün her yerde gördüğümüz neon ışıkların ilk örnekleri. Unutmadan, Tesla dünyanın ilk hidroelektrik santralini Niagara şelalerinde gerçekleştirmiştir. Ayrıca ilk arabalar için hızölçerin de patenti ona aittir.
    AC sisteminin ünü yayılmaya başlar ve George Westinghouse'un kulaklarına kadar gider.
    Tesla, Westinghouse ile bir anlaşma imzalar ve satılan her bir kilowatt AC elektrik için 2.50 dolar alacaktır.
    Bir anda, Tesla hayal ettiği tüm deneylere başlamak için gereken paraya kavuşur.

    Fakat Edison DC sistemine çok fazla para yatırmıştır, böylece Tommy, Tesla'yı her seferinde gözden düşürmek için elinden gelenin en iyisini yapar. Edison devamlı olarak AC akımın DC akımdan çok daha tehlikeli olduğunu göstermeye çalışır.
    Tesla kendi pazarlama kampanyasını sahneye koyarak buna karşılık verir. 1893'te Chicago'daki fuarda (21 milyon insan katılmıştır), yüksek frekansta AC elektriği kendi vücudundan geçirip lamba yakarak AC'nin ne kadar güvenli olduğunu göstermiştir. Sonrasında Tesla bobinlerinden kalabalığın üzerine büyük şimşek okları fırlatabilmiştir hiç bir zarar vermeden.

    Tesla'ya borçlanılan işletme payı bir milyon doları geçmeye başladığında, Westinghouse finansal olarak zora girer. Tesla anlaşmasının devam etmesi durumunda, Westinghouse bu işten çıkabileceğini anlar ve kendisinin de kredilerle anlaşma yapmak için hiç bir arzusu yoktu. Onun rüyası tüm insanların erişebildiği ucuz AC elektrik idi. Tesla anlaşmasını alıp yırtar. Dünya'nın ilk dolar milyarderi olmak yerine, patentleri için 216 bin dolarlık ödemeyi kabul eder.

    1898'de, Madison Square Garden'da dünyaya ilk uzaktan kumandalı model botunu gösterir. Yani Tesla'ya uzaktan kumandalı uçaklar, arabalar, ve botlar (ve hatta televizyonlar) için de teşekkür edebiliriz.

    Tesla'nın rüyası dünya'ya bedava enerji sağlamak idi. 1900 yılında, yatırımcı J.P. Morgan'ın sağladığı 150 bin dolarla, Tesla "Telsiz Yayın Sistemi" adındaki kulenin yapımına Long Island, New York'ta başladı. Bu yayın kulesi dünya'nın telefon ve telgraf servislerini bağlayacaktı, aynı zamanda resimleri, borsa verilerini, ve hava durumu bilgisini dünya çapında aktaracaktı. Maalesef, Morgan bunun dünyaya bedava enerji anlamına geldiğini farkettiğinde bu işe para yatırmayı kesti.
    Dünya, henüz duyulmamış olan sesin ve resmin iletiminden sonra onun bir kaçık olduğunu düşündü.

    Dünyanın bilmediğiyse Tesla'nın, Marconi'nin kabul edilen icadından 10 yıl önce radyonun gerisindeki ilkeleri zaten gösterdiğiydi. Aslında, (Tesla'nın öldüğü yıl olan) 1943'te yüksek mahkeme Tesla'nın daha önceki açıklamalarından dolayı Marconi'nin patentlerinin geçersiz olduğuna hükmetmişti. Hala, pek çok referans kaynak radio'nun icadıyla ilgili olarak Tesla'nın ismini zikretmiyor. (Ayrıca: Marconi'nin radyosu sesi iletmiyordu, sadece sinyal iletiyordu, halbuki Tesla yıllar öncesinde ses iletimini göstermişti.)
    Bu noktada medya Tesla'nın iddialarını abartmaya başladı.
    Tesla Mars'dan ve Venus'ten radio sinyalleri aldığını belirtmişti. Bugün onun aslında sinyalleri uzaklardaki yıldızlardan aldığını biliyoruz, fakat o zamanlar evren hakkında çok az şey biliniyordu. Basın ise onun "rezil" iddialarıyla eğlendi.

    Manhattan'daki laboratuvarında, Tesla dünyayı bir elektrik diyapazonuna çevirdi. Altındaki yer ile aynı frekansta titreyen buharlı bir osilatör elde etmeyi başardı.

    Sonuç? Etrafındaki tüm yapılarda yer sarsıntısı. Binalar zangırdadı, camlar kırıldı, sıvalar duvarlardan döküldü.
    Tesla, teoride, aynı ilkenin Empire State binasının yok edilmesi ve hatta Dünya'nın ikiye bölünebilmesi için kullanılabileceğini iddia etti. Tesla bilimin onun sonuçlarını onaylamasından neredeyse 60 sene öncesinde Dünya'nın rezonans frekansını doğru bir şekilde belirledi.
    Dünya'yı yarmaya benzer bir şeyi denemediğini sanmayın. (En azından buna yakın bir şeyi...)

    1899'da Colorado Springs laboratuvarında, kaynağa dönmelerini sağlayacak şekilde, dünya'nın her tarafına enerji dalgaları gönderir. (Bugünün deprem sismik istasyonlarının teorisini de sağlar böylece). Dalgalar geri geldiğinde daha çok yükleme ekler.

    Sonuç? Bugüne kadar kayıtlara geçen insan eliyle yapılmış en büyük şimşek oku; 40 metre. Hala kırılmamış bir dünya rekoru.

    Takip eden şimşek sesi 22 mil mesafeden duyulmuştur. Laboratuvarın etrafındaki çayırlar garip bir mavilikle ışımıştır.
    Aslında bu onun esas deneyi için sadece bir ısınmaydı. Maalesef, o bölgedeki güç istasyonunun donanımına zarar vermiş ve deneyi bir daha asla tekrarlayamamıştır.
    Birinci dünya savaşının başlarında, amerikan hükümeti umutsuzca Alman denizaltılarının tespiti için bir yol aramaktaydı. Hükümet Thomas Edison'u iyi bir yöntemin araştırılması işinin başına getirdi. Tesla gemilerin tespiti için enerji dalgalarının kullanımını (bugün radar dediğimiz şey) önerdi, Edison Tesla'nın fikrini komik bularak redetti ve böylece dünya radarın bulunması için bir 25 yıl daha beklemek zorunda kaldı.

    Ömür boyu üretkenliğinin ödülü? Edison madalyası! Edison'un onca fiili hakaretinden sonra gerçek bir surata şamar Tesla için.

    Ve hikaye böyle devam ediyor.

    Sanayi'nin (görülüyor ki oldukça başarılı olan) bilim literatüründen silme girişimleri onu 20 yıllık bir sürgüne sürdü. Sermaye yokluğundan, test edemediği teorilerini sayısız deftere not etti.

    Modern dünyayı icat eden insan neredeyse meteliksiz bir şekilde 86 yaşında 7 Ocak 1943'te öldü. İki binden fazla insan cenaze törenine katıldı.

    Hayatı boyunca, Tesla 800'den fazla patent aldı. Muhtemelen Edison'ın rekor sayısını geçebilirdi eğer devamlı engellenmeseydi. Hayatının son 30 senesinde çok az patent başvurusu yapabildi.

    Edison'dan farklı şekilde, Tesla fikirleri bilimde daha önce emsali olmayan özgün bir düşünürdü. Maalesef, dünya Tesla kadar özgün kişileri finansal olarak ödüllendirmiyor. Sadece bu fikirleri alıp daha kullanışlı ürünler haline getirenleri ödüllendiriyor.

    Bilim adamları bugün onun notlarını satır satır taramaya devam ediyor. Uçuk teorilerinin çoğu bugünün ünlü bilim adamları tarafından ispatlanıyor. Örneğin, Tesla pervanesiz disk türbin motoru, bugünün modern malzemeleriyle birleştirildiğinde, tasarlanmış en verimli motorlardan biri oluyor. 1901'de patentini aldığı kriyojenik (mutlak sıfıra yakın sıcaklıklarda) sıvılarla ve elektrikle olan deneyleri süper iletkenlerin kaynağını sağlıyor. Electron altı yükleri olan parçacıkların varlığını ortaya koyan deneylerden bahsetmişti, 1977'de bilim adamları nihayet keşfetti, kuarklar.
    Belki tarih bir gün gerçek bir dahiyi gördüğü an tanıyabilecek.

    Son olarak:1930'larda birleşik devletler gemilerin radarda görünmez olması için bir çalışma başlatır, Tesla'nın başında bulunduğu ekip olayı abartıp elektromanyetik alanlar yardımıyla gemilerin radarda değil tamamen görünmez olmasını sağlayacak bir yöntem geliştirir!

    diğer konuhttp://forum.donanimhaber.com/m_5285779/mpage_1/key_tesla//tm.htm#17934966




  • Philadelphia deneyi



    Gökkuşaği projesi(project rainbow)1930'lu yıllarda Amerikan hükümeti,bilim adamlarından gemilerin radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem geliştirmelerini ister.Başkanlığını Nikola Tesla'nin yaptığı bir grup bilim adamı bu isteği gerçekleştirmek üzere işe koyulurlar.Yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın sonunda proje deneme aşamasına gelir.Deneyde Amerikan Donanmasinda görevli küçük bir destroyer olan Eldridge adlı gemi kullanılacaktır.Gemi, jeneratörler,vericiler,güç yükselticiler,modülasyon devreleri ve elektromanyetik alan oluşturmaya yarayacak araç gereci içeren tonlarca ekipmanla donanır.22 temmuz 1943'te saatler 09:00'i gösterirken,elektromanyetik alan jeneratörleri çalıştırılır.

    Eldridge'in etrafını önce yeşil bir duman kaplar.Gemiyi bu dumanin ardında görmek imkânsızlaşır.Alıcılar geminin kuvvetli bir elektormanyetik alanla çevrelendiğini göstermektedir.Duman çekildiğinde ise deneyin istenenden daha başarılı olduğu anlaşılır.Çünkü Eldridge sadece radarlardan değil,mürettebatıyla beraber "gözden de" kaybolmuştur!

    İşte Philadelphia Deneyi'nin bir kaç kelime ile özeti bu.Amerikan hükümeti ve deniz kuvvetleri elbette ki böyle bir deneyin ya da projenin varliğını asla kabul etmiyor.Tüm bunların asılsız, hayal ürünü iddialar olduğunu savunuyor.Ancak diğer taraftan da görgü tanıklarının ifadeleri var.Zaten deney hakkında bilinenlerin çoğu da bu tanıkların ifadelerinden sağlanmış.

    Şimdi başa dönelim ve hikayemizin ayrintilarina bakalim.1933 yılında Roosevelt ABD'nin başkanı oldu ve hemen ardından eski dostu ve dünyanın sayılı bilim adamlarından Nikola Tesla'yı Washington'a davet ederek ondan devlet adına bazı projeleri yürütüp yürütemeyeceğini sordu.Yanit olumluydu.Başkan ona gökkuşağı projesi şeklinde bilinen projeden söz etti.Tesla bu proje üzerinde çalışmaya basladi.1936'ya gelindiğinde Tesla önemli gelişmeler kaydetmiş hatta insansız bir gemiyi gözden kaybedip sonra da geri getirmeyi başarmıştı.Ancak yetkililerin deneyin insanlı olarak yapılmasında ısrar etmeleri ve Tesla'nın da insanlara zarar gelmeden bu deneyin yapılmasının olanaksız olduğu noktasında başlayan görüş ayrılıkları sonunda Tesla'nın son aşamada projeden ayrılmasıyla sonuçlandı.Bundan sonra projenin idaresini Dr.John von Neumann devraldı.

    Donanma, özellikle Almanlara karşı bir an önce ezici üstünlük sağlamak kaygısını taşıyordu.Bu üstünlügü sağlamanin ise görünmezlikten geçtiği düşünülüyordu.Arzu edilen;gemilerin "radarlara" görünmemesini sağlamaktı.Fakat sonuç beklenenden çok farklı oldu.Biraz sabirli olun,daha ikinci deneyi anlatmış değiliz.Amerikan hükumeti için çalışan bilim adamları arasında dünyanın en büyük dahilerinden biri olarak gösterilen ve nazi Almanya'sindan kaçıp ABD'ye sığınan "Albert Einstein" da vardı.Philadelphia Deneyi'nde en büyük katkılardan birinin Einstein tarafından sağlandıgı düşünülmekte.Özellik Einstein'in "Birleşik Alan Teorisi"nin deneyi başarıya ulaştıran faktör olduğu sanılıyor.Einstein bu teorisini 1925-27 tarihleri arasında Prusya'da yayımlanan bir bilim dergisine göndermiş ancak tamamlayamadiğinı düşünerek geri çekmiş.Einstein'in ileriki yıllarda teorisini tamamladiğı,ancak bunun savaş sırası ve sonrası hükümetlerce gizlenmiş olabileceği tahmin ediliyor.

    Biz şimdi gelelim ilk deneyin ayrıntilarına.Haziran 1943'te deney için seçilen Uss Eldridge'e elektormanyetik alan oluşturucu donanım yüklendi ve gemi Philadelphia deniz üssü açıklarında deneye tabii tutuldu.Deney sırasında yeni mürettebat da gemide bulunuyordu.Deneye ticari bir gemi olan Andrew Furuseth'in mürettebatı da tanıklık etti.Andrew Furuseth'in özel bir yeri var,çünkü deney hakkında bugün bilinenlerin çoğunu bu gemide görev yapmış olan Carlos Allende'nin anlattıklarından biliyoruz.(Allende, 50'li yıllarda ufo arastırmacısı Morris Jessup'a yazdiği mektuplarda yaşadıklarini anlatmasaydı,belki de bu olaydan hiç haberimiz olmayacakti.Ve küçük bir not daha:Jessup 1959'da intihar etti.Ne ilginç degil mi?).

    22 temmuz 1943'te şalterler kaldirıldı.Geminin gözden kayboluşuna kadar olanları biliyorsunuz.Ondan sonra olanlar da oldukça ilginç.15 dakika sonra şalterlerin indirilmesi emredildi.Yeşil duman yeniden belirdi ve duman çekilirken Eldridge yavaş yavaş yeniden materyalize oldu.Ancak bir şeylerin ters gittiği hemen anlaşılmıştı.Gemiye iletilen telsiz mesajlarına yanıt gelmiyordu.Gemiye çıkıldiğinda mürettebatın hiç de iyi durumda olmadiğı görüldü.Bir çoğu sinir krizleri içinde çırpınıyordu.En iyi durumdakiler hafıza kaybına uğramışti!Donanma bu personeli topyekun emekliye sevk ederek gemiye yeni personel atadı.Bilim adamlarına da sadece radar görünmezliği istediklerini,optik görünmezliğe gerek olmadığinı bildirdi.

    28 ekim 1943'te ise Eldridge üzerinde ikinci deney gerçekleştirildi.Saatler 17:15'i gösterirken elektromanyetik jeneratörler yeniden çalıştirıldı.Gemi bir kez daha hemen hemen tamamen görünmez oldu. sadece gövdesinin ana hatlari seçilebiliyordu. bir kaç saniye süresince isler yolunda gider gibiydi ki ansizin gözleri kör edebilecek kadar güçlü mavi bir isik patlamasi meydana geldi ve gemi gözlerden tümüyle kayboldu.Şimdi duyduklarınıza inanmayacaksınız belki ama Eldridge,bir kaç saniye sonra,600 kilometre ötede,Norfolk açıklarında yeniden maddeleşti.Norfolk'ta bir kaç dakika boyunca görülür durumda kaldıktan sonra tekrar görünmez oldu ve saniyeler içinde Philadelphia deniz üssü açıklarında yeniden belirdi.Mürettebatın tamamı çok şiddetli bir biçimde rahatsızlanmıştı.Bir kismi da kaybolmuştu.Hiç bir zaman bulunamadilar.Baziları aklını kaçırdı ama en ilginci 5 asker geminin metal gövdesi ile kaynaşmıştı!İkisinin elleri çelik gövdenin içine geçmisti.Ellerini keserek adamları kurtardılar ve yerine protez eller taktılar.Sağ kalan adamlar asla tam anlamıyla düzelemediler.Akıl sağliklarını kaybettikleri gerekçesiyle de ordudan uzaklaştirıldılar.Elektronik kamuflajı gerçekleştirmeye çalişan bilim adamları koca bir gemiyi,mürettebatı ile birlikte işinlamış ve sonra da geri getirmişlerdi.

    Ancak,daha önce de belirttiğimiz gibi ABD hükümeti asla böyle bir deneyin yapildiğını ya da projenin yürütüldüğünü kabul etmedi.Donanmaya göre Eldridge,sözü edilen tarihlerde Philadelphia'da bile değildi.
    Deneyin yapildiğı günlere yakın bir tarihte,yine enteresan bir yerde,bermuda şeytan üçgeni'nde eğitim amaçlı olarak bulunduğu açiklandi.Eldridge daha sonra Yunanistan'a satıldı ve 90'li yıllara kadar da 'Leon' adıyla hizmette kaldı.

    ABD hükümetinin, konusunu deneyden alan "The Philadelphia Experiment" (1983) adlı İngiliz yapımı filmin ABD sınırları içinde gösterilmesini yasaklaması da işin bir başka boyutunu teşkil etmekte.Yetkililer Emi firmasına bir mektup göndererek söz konusu filmin ABD'de gösterime sokulmasını istemediklerini bildirdiler.Emi ise bunun için hükümetin bir mahkeme kararı almaları gerektiğini iletti ABD'lı yetkililere.Kararı çıkarmak zor olmadı.Daha sonra Emi karşı bir karar çikartarak filmi "video klüplerde kiralanabilir" kategorisine sokmayı başardı.

    Bazı iddialara göre de ABD hükümeti 'görünmez gemi' hikayesini düşmanı korkutmak için kendi uydurmuştu.

    Ortada yanıt bekleyen bir çok soru var:
    Donanma neden Eldridge'i Yunanistan'a sattı?
    -Satilan gemi gerçekten Eldridge miydi?
    -Öyle ise, şu an gerçek Eldridge gözlerden uzak bir yerlerde saklanıyor mu?
    -Deneyde kullanılan gemi gerçekten Eldrigde miydi yoksa adı değistirilmiş bir başka gemi mi kullanılmiştı? -ABD hükümeti mi doğruyu söylüyor yoksa tanıklar mi?

    Bu sorularin yanıtı henüz bilinmiyor.Ama bir yerlerde bir ateş var ki bu denli dumana bogulmuş ortalık...

    diğer konuhttp://forum.donanimhaber.com/m_1555127/mpage_1/key_//tm.htm#17935093



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-6F17B5B5B -- 26 Eylül 2007; 23:08:04 >




  • TESLA SİLAHLARI

    1910'ların başında bir gün cebinde ufak bir cihaz olan orta yaşlı bir adam New York'un Wall Street'inde, tamamlanmamış, çelik konstrüksiyon halinde bulunan bir inşaata girdi. Cihazını çelik kirişlerden birine bağladı. Bir süre bir takım ayarlar yaptı. Cihaz çalıştıktan az sonra çelik yapı gıcırdamaya ve sallanmaya başladı. Sallantı öyle bir hal almıştı ki, inşaat işçileri panik içinde en alt kata koşuşturdular. Az sonra polis de gelince, adam cihazı cebine koydu ve binadan ayrıldı. Görgü tanıkları, sallantının on dakika daha sürmüş olması halinde binanın çökeceğini söylüyorlardı.

    Aynı adamın 15 yıl önce yanlışlıkla New York'taki bir çok bloğu içine alan bir mahalleyi de salladığı da rivayet edilir. Hatta o zaman polisin, laboratuarına baskın yaptığında bir nevi osilatör olarak adlandırılabilecek cihazın bu kişi tarafından balyozla kırıldığı ve polise teslim edilmediği iddia edilirdi.

    İnsanlığı ilgilendiren çok önemli buluşlara imza attığı halde ismi bilim dünyası tarafından adeta aforoz edilerek hakkı yenilecek olan bu kişinin adı Nikola Tesla'dır. Bilimsel literatürde, Manyetik Rezonanslı "MR" cihazlarının manyetik alan gücünü gösteren güç terimi Tesla olarak ifade edilirken ismi anılan bu bilim adamının imzasını attığı buluşların sayısının 800 adet patent altında olduğunu söylersek Tesla'nın bilim dünyasındaki gösterilmeyen, bir anlamda yok sayılan yerini vurgulamış oluruz.

    1856'da Avusturya-Macaristan vatandaşı olarak Hırvatistan'da doğan Tesla, Graz'daki Bilim Akademisi'nde fizik, mekanik ve matematik okudu. 1884 yılında ABD'ye göç etti ve Thomas Edison'un yanında çalışmaya başladı. Edison, o sıralar doğru akım üzerinde çalışıyordu. Ancak doğru akımın pratikte elektrik enerjisi olarak evlerde ve sanayide kullanılmasının teknik olarak uygun olmaması, Tesla'yı alternatif akım gibi başka bir elektrik gücünü araştırmaya itti. Geliştirdiği transformatörler ve jeneratörler ile bunu üretim iletişim hatlarıyla sevk etmeyi başardı. Bu enerjinin kullanımı için de elektrik motorları icat etti. Bundan sonra Nikola Tesla'ın birbirinden ilginç buluş ve araştırmaları ard arda sürdü.

    Günümüzdeki neon ampullerinin benzeri floresan ampullerini buldu ve Niagara Şelalesi üzerinde kurulan dünyanın ilk hidroelektrik santralinin üzerindeki imza yine "Tesla" idi. Otomobillerde kullanılan ilk takometreyi icat etti. Westinghouse firması ile anlaşıp elektrik üretimine başladı. Sanayici J.P. Morgan'ın desteği ile, bir anlamda bedava enerji sayılabilecek ve yeryüzü çevresindeki iyonosfer ve ether tabakalarından elde edilebilecek enerji ile bütün dünyaya, kablosuz yayın ile telefon ve telgraf hizmeti verecek olan sistemi kurdu. Ancak sonradan enerjinin bedava alınacağı ve kendisinin diğer enerji kaynaklarının para etmeyeceğini düşünen Morgan, Tesla'dan desteğini çekti ve Tesla hem mali sıkıntıya girdi, hem de bütün dünyada "çatlak" olarak kabul edilmeye başlandı. Halbuki Marconi tarafından icat edildiği söylenen radyoyu da Tesla, Marconi'den on yıl önce tescil etmiş ve patentini almıştı. Nitekim bu buluşu öldüğü 1943 yılında ABD Yüksek Mahkemesi tarafından kabul edildi.

    Tesla, manyetik dalga üzerindeki çalışmalarını öyle boyutlara getirdi ki, 1899'da Colorado Springs'deki laboratuarında elde ettiği elektrik enerjisini havadan dünyanın öbür ucuna gönderdi, dalgalar geri gelince bunlara bir miktar daha enerji yükleyerek tekrar gönderdi ve sonuçta 40 metrelik dev bir şimşek elde edildi. Bu şimşeğin gürültüsü 35 kilometre öteden işitilmişti. Yine Tesla, Birinci Dünya Savaşı esnasında Alman Denizaltıları'nın yerini saptamak için radar dalgalarını bulmuşsa da zamanın Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne bu öneri saçma geldiği için, radar cihazı 25 yıl gecikmeli olarak bulundu. Tesla'nın 1930'da icat ettiği söylenen ve 200 kilometre ötedeki bir uçağı düşürebilecek elektromanyetik şua gönderen top konusu ve bununla ilgili çalışmalar, acaba 1943'de Tesla ölünce evini basan FBI'ın Tesla'nın bütün evraklarına el koyması sonucu bugüne kadar hangi aşamada değerlendirildi, bütün bunlar da birer muamma. Yine, halen ABD mercilerince "çok gizli doküman" olarak saklandığı ileri sürülen belgelerin çok azının sonradan ailesine teslim edilmesi de bu muammaları derinleştiriyor.

    ÖLDÜRÜCÜOLMAYANSİLAHLAR

    "Körfez Savaşı sürerken CNN Televizyonu'nun canlı yayını esnasında oluşan bir sorun, konuyla ilgilenen uzmanları uzun bir süre meşgul etmişti. Bir CNN muhabiri Irak'ta beton bir sığınağın önünde çekim yaparken, atom bombasına bile dayanabilecek bir yapıda olan sığınağın üzerinde 30 saniye kadar, kenarlarında garip cihazlar olan bir Amerikan helikopteri asılı kaldı. Yayında helikopterin motor gürültüsünden başka hiçbir şey duyulmuyordu. Aniden hava, ses ve titreşim geçirmeyen Alman malı sığınağın kapısı açıldı ve ellerini havaya kaldırmış olan Iraklı askerler suratlarında gülümseme ifadesiyle gözüktü." Daha sonra yine birtakım uzmanlarca yapılan yorum, bu helikopterin ELF-maximum miktarda düşük frekanslı, mobil HAARP Teknolojisi teçhizli olduğuydu.

    Yıllardır, "Pax Americana"yı (ABD'nin günümüzde dünya etrafında uyguladığı, içine askeri güç gösterisinin de dahil olduğu sisteme verilen ad) dünyaya yerleştirmeye çalışan ABD'nin bu iş için nükleer silahların da ötesinde daha güçlü sistemler araştırdığı söyleniyor. Bunlardan en önemlisi olarak nitelendirilen HAARP Projesi'nin (High Frequency Active Auroral Resarch Project-Aktif Yüksek Frekanslı Aurora Araştırma Projesi) ABD Deniz ve Hava Kuvvetleri'nin Kuzey Alaska'da Fairbanks Üniversitesi'nin katkılarıyla sürdürüldüğü iddia ediliyor. Öldürücü Olmayan Silahlar serisinin en iddialı ve etkin sistemlerinden olabilecek bu projeyle, ELF (Yüksek frekans) ışınları, iddia edildiği üzere 100 Gigawat (100 milyar Watt) civarında toplam bir gücü geniş alanlı anten ve vericilerle gönderilebilmektedir. Alaska'daki Anchorage'in kuzey doğusunda bulunan bu gizli tesis, Kuzey Kutbu'na yakın olması nedeniyle dünyanın cekim alanının en yoğun olduğu yerlerden biri ve iyonosfer tabakasına elektrik yükünü yüksek yoğunlukta yayabilme özelliğine sahiptir. Ayrıca burada HAARP jeneratörlerinin gereksinimini karşılayacak doğalgaz da petrol kuyularının yan ürünü olarak bol miktarda elde edilebilmektedir. İnsanlık tarafından yapılmış en güçlü "Yüksek Frekans Vericisi" olan HAARP'ın 200 kilometre yüksekliğe, İyonosferin "F" tabakasına gönderdiği elektrik yükü İyonosferde absorbe edildikten sonra ELF (çok düşük frekanslı) dalgalar olarak geriye döndüğünde bu elektromanyetik dalgaların oluşturduğu alanların, canlı sistemler üzerindeki etkilerinin son yıllarda özellikle askeri ve bilimsel çevrelerce değerlendirildiği de söylenmektedir. Alaska'daki bu tesisin benzerinin bazı eski Sovyet OTH-Radar üslerinde, Norveç'deki Trömse (Alman Max-Planc Enstitüsü'nce işletilmekte) ve Porto Rico'da da olduğu iddia edilmektedir. Dünyada 640 kadar HAARP anteni bulunduğu da tahmin edilmektedir.

    Nikola Tesla'nın 100 yıl önce bulduğu prensiplerle çalışan bu silah sistemleri bir çok ilginç alana uyarlanabiliyor. Bundan yüz yıl kadar önce koca bir mahalleyi sallayabilen, uzaktan kumandalı taşıt aracı geliştirmiş olan veya atmosferden elde ettiği enerjiyle bedava cihaz çalıştırabilen Tesla'nın buluşları, bugün eğer tek bir gücün elinde olursa ve daha da geliştirilip yaygınlaştırıldıklarında, bir kölelik devrini başlatabilecektir.

    SİLAHLARVEETKİLERİ

    Tesla prensipleri doğrultusunda geliştirilen araçların şu özellikleri olabileceği ve bunlarla şu olanaklar sağlanabileceği söyleniyor;

    Ultra Kısa Dalga ve ELF dalgalı cihazların 2.000 kilometre öteden insanları etkileyebileceği, mide bulantısı ve kusmaya yol açacağı ve yön tayini duygularını etkileyeceği söyleniyor.

    Bunların yaydıkları elektromanyetik dalgaların KİS (Kitle İmha Silahları) kullanmadan düşman elektronik sistemlerini felç edebileceği iddia ediliyor.

    Yine, Tesla'nın prensibiyle, Amerikalı Albay T.E. Bearden, Fizikçi Sidney Hurwitz ve G. Obelensky buldukları bir cihazla 300 metre yarıçapındaki bir alanda bulunan metallerin yoğunluklarını ciddi ölçülerde arttırabilmişlerdir. Böylelikle düşman mühimmatının yoğunluğu değiştirilip birkaç misli ağırlaştırmak ve mühimmat hedefe gelmeden patlatmak olası olabilmektedir. Bu konu füze savar sistemleri için son derece önemli olacaktır.

    İyonosfer tabakası, kendi haberleşme sistemi bozulmadan, karşısındakinin haberleşmesini, hatta küresel haberleşmeyi bozacak şekilde etkilenebilmektedir.

    MR cihazı kullanır gibi yerkürenin kilometrelerce altının röntgenini çekmek ve yer altı askeri tesisler ile doğal kaynakları saptamak olasıdır.

    İnsanların bilinçlerinin etkilenmesi mümkün olabilecektir.

    Küresel meteorolojik değişiklikler yaratmak mümkün olabilecektir.

    Haberleşme ve casus uyduların imhası mümkün olabilecektir

    Dünyanın çok uzak köşelerindeki TV, radyo ve haberleşme sistemlerini etkilemek mümkün olabilecektir.

    bilgisayar sistemleri, disketler ve donanımların uzaktan tahribi olası olabilecektir.

    Biyolojik olarak, hayvanların iletişim, üreme ve oryantasyon mekanizmalarının etkilenmesi, canlıların temel DNA kopyalanmasının etkilenmesi mümkün olabilecektir.

    EISCAT denilen birbiriyle bağlantılı hale getirilebilen bu çeşit HAARP istasyonlarının birbirleriye bağlantılı ve bağımsız çalışabilmeleri ve bütün bunların kontrolü olasıdır. Bu birlikte çalışabilir olmanın insanlık için sonuç ve boyutları da düşündürücüdür. Bu düşündürücülük, söz konusu elektromanyetik dalgaların spesifik amaçlara yönelik olarak yalnız anten vasıtasıyla değil, uydular ve kablo ağıyla da gönderilmesiyle önem kazanmaktadır. Ama bireyler üzerinde olası olan ve yukarıda değindiğimiz fiziki ve ruhsal etkilerini sağlamada günümüzde çok önemli bir enstrüman daha vardır ki tehlikenin boyutları bu noktada akıl almaz ölçülere ulaşmaktadır. O da hemen hepimizin taşıdığı cep telefonlarıdır. Tesla'nın buluşlarının kötü niyetliler tarafından bireylere intikalinin söz konusu olması, insanlığı gelecekte başka boyutlarda tehdit edecektir. Bu yolda en önemli araç yine bütün dünyada kurulan sayısı yüz binleri geçen cep telefonu anten vericileridir.

    TESLA DEPREMLERİMİ?

    Nikola Tesla'nın, insanlığın yararına olduğunu savunduğu en önemli iddiası, önceden deprem yaratarak, kontrollü olarak daha büyük olası depremlerin enerjisini boşaltmaktı. Bu noktada, dünyada olmaması gereken yerlerde meydana gelmiş olan bazı depremlerin bu konuda yapılan çalışmalarla bir ilişkisi olup olmadığı sorusu akla gelmektedir. Bu bağlamda,

    Deprem kuşağında olmayan Almanya, Hollanda, Belçika üçgeninde 13 Nisan'da meydana gelen deprem bir HAARP denemesini akla getirmektedir.

    2001 Haziran'ında G-8 toplantısı yapılan İtalya'da toplantıyla aynı anda Etna Yanardağı faaliyete geçti.

    Çin'in Tangşan bölgesinde, ABD'nin bağımsızlık ilanından tam 200 yıl sonra aynı ayda, meydana gelen depremde 250.000 kişi öldü.

    1995'de Tokyo metrosundaki Sarin gazı terörünü yaratan Aum Şinrikyo Tarikatı'nın, geleceğe dönük ve kainatın sonunu getirecek felaket silahları üzerinde çalıştığı ve Tesla silahlarıyla da ilgilendikleri iddia edilmektedir. Aum'un lideri Şoko Aşahara'nın, 17 Ocak 1995'de meydana gelen Kobe depremini dokuz gün evvel tahmin etmiş olduğu iddia edilmektedir. Yine bu depremde şehrin bir kobay gibi kullanılıp, dünyanın içindeki enerjinin Tesla'nın elektromanyetik dalgalarıyla açığa çıkarıldığı da bu tarikat üyelerince söylenmişti.

    28 Mayıs 1943'de Batı Avustralya'nın o güne kadar hiç deprem olmayan Leonora-Laverton bölgesinde 3.7 Richter ölçeğinde bir deprem oldu. Önce bunun bir meteorit çarpması sonucu oluştuğu düşünüldüyse de sonra böyle bir bulgu kanıtlanmadı. Görgü tanıkları depremden biraz sonra gökte iki saat kadar süren portakal ve gümüş rengi bir aydınlanmanın oluştuğunu söylediler. Sonradan, aniden bir elektrik düğmesine basılmış gibi bu ışık kayboldu. Depremin merkez üssünün hemen yakınında, bir süre evvel, bir kısım Aum tarikatı mensubunun bir çiftlik satın almaları ve bazı nükleer fizikçileri de buraya getirmiş olmaları acaba bir rastlantı mıydı sorusu bugün hala cevaplanabilmiş değil.

    Yine Batı Avustralya'nın hiç deprem olmayan Güney Doğu Kum Çölü'nde, 1970'de 3 Richter ölçeğinde 173 civarında deprem oldu. Bu depremlerin hepsinin merkez üsleri birbirinden tam olarak 10'ar kilometre uzaklıkta ve her sekiz deprem hattı da 50-70 kilometre uzunluğundaydı. Bu durum 1995'e kadar 246 defa sürdü. Bunların Avustralya'nın denediği Elektromanyetik Dalga silahlarıyla oluştuğu iddia edilmektedir. Bütün bu ve benzeri depremlerin, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikita Kruşçev'in bundan 40 yıl önce belirttiği, "Dünyamızın çok daha korkunç ve tahrip edici nitelikte silahlarla yüz yüze geleceği" söylemi ile ilgili midir diye sormadan edemiyoruz.

    Yine 1943'de Nikola Tesla'nın ölümünden hemen sonra FBI tarafından el konulan ve "çok gizli" olarak nitelendirilip kilit altına alınan belgeler nedir, bunlardan kim yararlanıyor soruları da akılları meşgul etmeye devam ediyor.
    Ali KÜLEBİ - TUSAM - BAŞKANVEKİLİ

    diğer konuhttp://forum.donanimhaber.com/m_8419915/mpage_1/key_tesla//tm.htm#8421082




  • soulcuube yazıyı tamamen okudum. çok bilgilendirici olmuş sağol
  • Tesla kimmi kısaca diyeceğim ama pek kısaca olmasada şöyle özetleyiyim edisonun kan davalısıydı şuanda daha yeni yeni teknolojisi geliştirilen kablosuz enerji iletimi yani havadan bir noktadan başka bir noktaya elektrik iletimini gerçeğe dönüştüren ama ortadan kaybolmadan önce bu teknolojiyi kendiyle beraber yok eden insandı tesla aynı zamanda ışınlamayı ezoterik bilimi ve tabiki her büyük bilim adamının ki zaten sadece onlar kabul edilirdi İLLUMİNATİ tarikatının yöneticilerinden biriydi edison dc yani doğrultulmuş akımı new york caddelerine dağıtırken tesla bu adam ne yapıyor bu kadar büyük bütçeyle buna para yatıracağınıza benim ac alternetif akımı kullanın diyince işler karıştı ve edison ajanları ile teslayı yok etmeye kalkıştı tabi başaramadı. tesla aynı zamanda anti gravity ve özellikle anti çekim ile ses dalgaları ile ve manyetik bilim ile çok fazla haşır neşir olmuştu kendisi gerçekten bu bilim dallarını yerinden oynatacak projelere imza atmış hatta ve hatta ALBERT EİNSTEİN in bir kuramındaki hatayı bile düzeltecek kadar zekiydi ki buda ispatlanmış ve doğruluğu kanıtlanmıştır. tesla kimilerine göre tüm teknolojisini illuminate ye bağışlamış yada halen hayatta diye etrafta hurafeler dedikodular gezmektedir rivayete göre illuminate bu değer karşısında kendisine özel hormon tedavileri uygulamış ve kendisini hayatta tutmuştur ki yine söylenen rivayetlere göre illuminate gerçekten bu güce sahip bir derin tarikatdır. kısaca dediğim buydu anlıycanız tesla denince akla gelebilecek ve yapılabilecek en kısa anlatım sanırım benim bu amatörce anlatımım olabilirdi ki zaten bir bilim adamı yada şöyle diyim AYDINLANMIŞ bir şahsiyete sorsaydınız emin olun en kısa anlatımı 5 sayfa olurdu Saygılar...




  • Hort gerecidir
  • harbi red alertte fena kızartıyo bu tesla tower, bide ben yanına tesla trooper koyuyodum o zaman sarı atıyodu manyak

    Şaka bi yana hakkatten çok zeki bi adammış, diğer ünlü fizikçiler kadar tanınmasada çok büyük adam
  • David bowie iyi canlandirmisti bu adami
  • quote:

    Orijinalden alıntı: @node

    NİKOLAİ TESLA ASLINDA DON KİŞOT'TU...
    YELDEĞİRMENLERİNE KARŞI TEK BAŞINA SAVAŞ AÇTI...
    İNSANLIK İÇİN ÇOK İYİ NİYETLE ÇALIŞTI...
    YEL DEĞİRMENLERİ İSE BUĞDAYIN DERDİNDEYDİ...!!!!!!!!!!!

    Güzel benzetme olmuş hoşuma gitti
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.