Şimdi Ara

Ülkemizde eğitim (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
0
Favori
576
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Ülkemizin eğitim sistemini başarılı olduğu bir nokta var esasında.
    Gençlerin içindeki bilim, ilim, araştırma aşkını, sevgisini öldürmekte üstümüze yok.
    Öldürmekle bırakmıyoruz, bir noktadan sonra nefret eder hale getiriyoruz.

    Düşünün ki hangi insan evladı bir dersin adını duyunca midesi bulanacak kadar o dersten nefret edebilir?

    Eğitim sistemindeki aksaklıkların üniversite hayatınızla sona ereceğini düşünüyorsunuz...
    Ah ne büyük yanılgı!
    Ne yazık ki üniversiteye girdiğinizde tam bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.
    Özgür olan sadece üstünüz , başınız. ( O da herkese değil gerçi ya )

    Sistemi , düzeni , çemberi kırmış öyle nadir hocalarınız oluyor ki eğitim hayatınızda nazar boncuğu gibi kalıyorlar.
    Bu topraklarda doğduğu için yitip giden ne yetenekler, ne gençler, ne cevherler olduğunu düşünüyorum.
    Çok acı ama gerçek olan bu.



    Üniversitelerin özerkliğinden bahsediyoruz ama bence dersler özerk olmalı. Üniversiteler yine yeni oluşturulacak bir kurul ile denetlenmeli. Azönceki mesajımda belirttiğim "torpil" ihtimali için.

    Üniversitenin kelime anlamına bakarsak birden fazla kişinin bir araya gelerek bilim tartıştığı mekanlar olarak tanımlanır. Fakat bizdeki eğitimin açıkçası liseden farkı yok(pek çok okulun). Bir çok mühendislik öğrencisi tanıyorum ikinci üçüncü sınıfında daha bilimsel hesap makinesi kullanmayı bilmeyen. Ama burada şuç kimde?




  • Üniversitede dil eğitimi ne olsun ayrı bir konuda tartışılabilinir belki ama diğer taraftan Türkçe eğitim yapılan üniversitelerde eğitim kalitesinin yüksek olabilmesi için elinizde malzemelerinde iyi olması lazım.

    Kabaca nelerdir bunlar; öğrenci (emin olun gerçekten çok büyük bir seleksiyonla geliyoruz, hele ki birde bunu toplumun geneline bir yayabilsek çok daha zeki adamlar çok daha iyi bölümleri dolduracaklar) , öğretmen , derslikler, lablar ve kitaplar(Eğitim dili Türkçeyse geçmiş olsun.).

    Şunu söylemeden edemeyeceğim yani Allah'tan İTÜ ve Birsen yayınevleri varmış. Onlarda olmasa Türkçe mühendislik kitabı olmayacakmış herhalde.
    Eh onlarıda batı normlarındaki kitaplarla karşılaştırınca aralarında dağlar kadar fark var.




  • Herşeyden biraz bilen ama hiç birşeyi gerektiği kadar bilemeyen, değişimden kaçan, kendini taklit ve takip etmeye adamış insanlar yetişiyor. Herkes ortalama olmalı bu sistemde(yada bizler için), birinin matematiği iyi ise onun sosyal bilimleride iyi olmalı. O insan bütün enerjisini sevdiği dahası başarılı olduğu bir alanda kullanmak yerine verimli olmayan alanlarda kullanması için zorluyor bu sistem, insanlar bilgiye ulaşmak yerine diploma almak için okuyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi harina -- 6 Aralık 2007; 23:44:07 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Üniversitede dil eğitimi ne olsun ayrı bir konuda tartışılabilinir belki ama diğer taraftan Türkçe eğitim yapılan üniversitelerde eğitim kalitesinin yüksek olabilmesi için elinizde malzemelerinde iyi olması lazım.

    Kabaca nelerdir bunlar; öğrenci (emin olun gerçekten çok büyük bir seleksiyonla geliyoruz, hele ki birde bunu toplumun geneline bir yayabilsek çok daha zeki adamlar çok daha iyi bölümleri dolduracaklar) , öğretmen , derslikler, lablar ve kitaplar(Eğitim dili Türkçeyse geçmiş olsun.).

    Şunu söylemeden edemeyeceğim yani Allah'tan İTÜ ve Birsen yayınevleri varmış. Onlarda olmasa Türkçe mühendislik kitabı olmayacakmış herhalde.
    Eh onlarıda batı normlarındaki kitaplarla karşılaştırınca aralarında dağlar kadar fark var.



    Eğitim dili bence kesinlikle Türkiye'de Türkçe olmalı. Bu benim için değişmez bir öncelik. Fakat yanında birden fazla dil de verilebilir. Hatta verilmeli. Kitap hususunda ise haklısınız. Esasında bir çok Türkçe kitap olacak fakat profesörleri yazmaya yöneltmiyorlar. Yani ben ortaya bir şey vereceksem bunun karşılığını almalıyım, alamıyorsam neden uğraşayım ki?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: .C.O.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Ülkemizin eğitim sistemini başarılı olduğu bir nokta var esasında.
    Gençlerin içindeki bilim, ilim, araştırma aşkını, sevgisini öldürmekte üstümüze yok.
    Öldürmekle bırakmıyoruz, bir noktadan sonra nefret eder hale getiriyoruz.

    Düşünün ki hangi insan evladı bir dersin adını duyunca midesi bulanacak kadar o dersten nefret edebilir?

    Eğitim sistemindeki aksaklıkların üniversite hayatınızla sona ereceğini düşünüyorsunuz...
    Ah ne büyük yanılgı!
    Ne yazık ki üniversiteye girdiğinizde tam bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.
    Özgür olan sadece üstünüz , başınız. ( O da herkese değil gerçi ya )

    Sistemi , düzeni , çemberi kırmış öyle nadir hocalarınız oluyor ki eğitim hayatınızda nazar boncuğu gibi kalıyorlar.
    Bu topraklarda doğduğu için yitip giden ne yetenekler, ne gençler, ne cevherler olduğunu düşünüyorum.
    Çok acı ama gerçek olan bu.



    Üniversitelerin özerkliğinden bahsediyoruz ama bence dersler özerk olmalı. Üniversiteler yine yeni oluşturulacak bir kurul ile denetlenmeli. Azönceki mesajımda belirttiğim "torpil" ihtimali için.

    Üniversitenin kelime anlamına bakarsak birden fazla kişinin bir araya gelerek bilim tartıştığı mekanlar olarak tanımlanır. Fakat bizdeki eğitimin açıkçası liseden farkı yok(pek çok okulun). Bir çok mühendislik öğrencisi tanıyorum ikinci üçüncü sınıfında daha bilimsel hesap makinesi kullanmayı bilmeyen. Ama burada şuç kimde?


    Oluşturulacak bir kurul bence bugünkü YÖK belasından hiçbir şekilde farklı olmayacaktır. Torpili engellemek için başka yöntemler geliştirilebilir.
    Üniversitelerde Batıdakine benzer bir rekabet ortamı tesis edilebilmeli. İş dünyasıyla iç içe olan, projelerde ve makale sayısında birbiriyle kıyasıya yarışan üniversiteler hiçte fena olmazdı. Belli bir sayının altında makale üreten, makalelerine uluslararası platformda atıfta bulunulmayan, yeni projelere imza atamayanlara çeki düzen vermekle işe başlanabilir. İntihalle suçlanmış adamlar rektörlüğe yükseldikçe pırlanta gibi hocalar arada kaynayıp gidecektir.




  • Bugün üniversitelerimiz ilim, irfan yuvası değil tamamen politik bir arenaya dönmüş durumda. Neredeyse bütün profesörlerin en büyük derdi mevki ve para sahibi olmak. Tıp fakültelerinde dönen olayları aklınız hayaliniz almaz. Ayrıca bence üniversitelerimizdeki en büyük ve önemli sorun üniversitelerin kuruluş amaçlarının unutulmuş olmasıdır. Üniversiteler öğrenciler için vardır. Bir üniversite öğrencisi ile vardır. Ancak bugün bütün üniversitelerimiz öğrenciye değil aksine yönetime odaklı işlemekteler. Mesela bizim üniversitenin rektörü sırf rant elde etmek için okul içindeki bütün yemek satış yerlerini tek bir noktaya topladı. Düşünün yemek yemek için yaklaşık 1-2 km yol yürümeniz gerekiyor. Ama bu adam 2 dönem üst üste rektör seçilebiliyor. Çünkü lobisi kuvvetli. Yoksa okul için hayırlı işler yapmış yapmamış kimsenin umrunda değil. Birde hala içimde kalmıştır. Bir üniversite rektörünün 250-300.000 avroluk makam arabası olur mu? Malesef Türkiyede oluyor.




  • Birde YÖK konusunda beni bilgilendirebilir misiniz ?
    YÖK üniversitelerin özgürlüğünü savunur hep ancak üniversitelere o özgürlüğü ne kdar verir..
    YÖK başkanı neden hükümetlerle papaz olur..
    YÖK ün devlet politikasına karışma hakkı var mıdır ?
    Bu tür kurumların yönetimlerden tamamen bağımsız olması yada denetim yapılmaması beraberinde sorunları getirmez mi ?
    Aynı zamanda Hükümetlerin YÖK üyelerini seçmesi mantıklı mıdır ? Yada söylenildiği gibi böyle birşey var mı ?
    Amacım siyasi bir yaklaşım göstermek değildir..
    Aksine bilgime bilgi eklemektir..
  • Son zamanlarda hükümete muhalefet olduğu için her kesimden insan YÖK nedir ne işe yarar bilmeden YÖK'ü eleştirmeyi huy edindi. Açıkçası bende YÖK'ün tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum. Bildiğim bir görevi üniversitelerde profların istekleri üzerine yeni açılacak ve kapatılacak dersleri onayladığı, birde öğretim üyelerini kontrol ettiği. Mesela son zamanlarda YÖK'ü eleştirmek için hep ilk 500 üniversite arasında ki Türk üniversitelerinin azlığı kullanılıyor ancak YÖK'ün bu konuda imkanları kısıtlı. Çünkü YÖK araştırmalara ve eğitime destek verme yetkisine sahip değil. Türkiyede bu işi üstlenen kurum TÜBİTAK. Üniversitelerin başarısının en önemli kaynağı paradır. Hükümet yeterince para verirse üniversiteler başarılı olur. Başarıdaki bir başka etken ise öğrenci kalitesi bu konuda ki sorumlu ise liselerden ve öğrenci seçiminden sorumlu olan kurumlar.

    YÖK'ün bence tek kötü yanı politik oyunlar için bir arena oluşturması. Rektör, dekan, bölüm başkanı ve kurul başkanları gibi atamaları bildiğim kadarı ile bir noktaya kadar YÖK kontrolü altında. Bu durumda insanları belli bir yerlere gelebilmek için politik oyunlar oynamaya itiyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Son zamanlarda hükümete muhalefet olduğu için her kesimden insan YÖK nedir ne işe yarar bilmeden YÖK'ü eleştirmeyi huy edindi. Açıkçası bende YÖK'ün tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum. Bildiğim bir görevi üniversitelerde profların istekleri üzerine yeni açılacak ve kapatılacak dersleri onayladığı, birde öğretim üyelerini kontrol ettiği. Mesela son zamanlarda YÖK'ü eleştirmek için hep ilk 500 üniversite arasında ki Türk üniversitelerinin azlığı kullanılıyor ancak YÖK'ün bu konuda imkanları kısıtlı. Çünkü YÖK araştırmalara ve eğitime destek verme yetkisine sahip değil. Türkiyede bu işi üstlenen kurum TÜBİTAK. Üniversitelerin başarısının en önemli kaynağı paradır. Hükümet yeterince para verirse üniversiteler başarılı olur. Başarıdaki bir başka etken ise öğrenci kalitesi bu konuda ki sorumlu ise liselerden ve öğrenci seçiminden sorumlu olan kurumlar.

    YÖK'ün bence tek kötü yanı politik oyunlar için bir arena oluşturması. Rektör, dekan, bölüm başkanı ve kurul başkanları gibi atamaları bildiğim kadarı ile bir noktaya kadar YÖK kontrolü altında. Bu durumda insanları belli bir yerlere gelebilmek için politik oyunlar oynamaya itiyor.


    Bence sorun burada. İnsanlar yaşamak için para kazanması gerek. Sen adam bu parayı ve mevkiyi hakkıyla vermezsen o da bunu farklı yollardan alır. Almak zorundadır. Bu gün bir çok prof. özellikle mühendisklik hocaları geçimlerini tam anlamıyla sağlamak için piyasaya çalışıyorlar. Eğer siz bu hocalara şu anki maaşın 5 karını verirseniz ve hertürlü imkanı sağlarsanız bu insan ne dışarı gider ne de başka işlerle uğraşır. Tek hedefi bilim olur. Ayrıca günümüzde ülkemizde bazı prof.ların ders vermekten vakti kalmıyor bilimsel araştırmaya. Bence bir hoca bu kadar ders vermemeli.

    Yani suç öncelikle sistemde. Sistemin parçası olmuş insanlarda değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Son zamanlarda hükümete muhalefet olduğu için her kesimden insan YÖK nedir ne işe yarar bilmeden YÖK'ü eleştirmeyi huy edindi. Açıkçası bende YÖK'ün tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum. Bildiğim bir görevi üniversitelerde profların istekleri üzerine yeni açılacak ve kapatılacak dersleri onayladığı, birde öğretim üyelerini kontrol ettiği. Mesela son zamanlarda YÖK'ü eleştirmek için hep ilk 500 üniversite arasında ki Türk üniversitelerinin azlığı kullanılıyor ancak YÖK'ün bu konuda imkanları kısıtlı. Çünkü YÖK araştırmalara ve eğitime destek verme yetkisine sahip değil. Türkiyede bu işi üstlenen kurum TÜBİTAK. Üniversitelerin başarısının en önemli kaynağı paradır. Hükümet yeterince para verirse üniversiteler başarılı olur. Başarıdaki bir başka etken ise öğrenci kalitesi bu konuda ki sorumlu ise liselerden ve öğrenci seçiminden sorumlu olan kurumlar.

    YÖK'ün bence tek kötü yanı politik oyunlar için bir arena oluşturması. Rektör, dekan, bölüm başkanı ve kurul başkanları gibi atamaları bildiğim kadarı ile bir noktaya kadar YÖK kontrolü altında. Bu durumda insanları belli bir yerlere gelebilmek için politik oyunlar oynamaya itiyor.


    Sayın vasago YÖK hangi noktaya kadar atamalarda etkin?Eğer etkinse sorumludur, etkin değilse yine sorumludur.Çünki YÖK bir kurumdur ve sorumluluğu vardır hemde her bir adımda.Diğer yandan kabul edilebilir sınırlar içinde politize olmak demokrasi nin gereğidir.İnsan hayatı boyunca bir oyun oynamıyor mu?yazdıklarım her ne kadar demagoji gibi görünse de;eğer amaç iyi ve doğruyu bulmaksa , herkes kendince iyi ve doğru peşinde koşar...Ama ne yazık ki sizin doğrularınız dünyanın geçmişten geleceğe tek doğrusu değildir,siz öyle olduğunu sansanız da!


    İsteyen, istediğini, istediği gibi eleştirsin, verecek olduğunuz cevap makul ve mantıklı ise eleştiriden korkmaz!!!(sizin belirttiğinizin aksine) ondan güç alır...

    Saygılarımla,




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.