Şimdi Ara

-----YA SİZİ TERK EDERSE---- (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
58
Cevap
0
Favori
791
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Alın size özel mesaj : İşleriniz hayırlı olsun , iyi bir gün geçirin
  • bu cok ozel oldu guıde bu kadar ozele gırme lutfen
  • bu mesaj bir işaret olmalı ...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: guide

    Alın size özel mesaj : İşleriniz hayırlı olsun , iyi bir gün geçirin



    teşekkürler.samimiyetin için
  • quote:

    Orjinalden alıntı: CaVaLLioN

    guide genede sevdıgın bır ınsanı bence degıstırmeye calısman lazımdı..ama hersey kader kısmet hayırlısı olsun ne dıyelım..

    bu arada ben sevdıgım ınsan ıcın herseyı yaparım ve ınanıyorumkı oda yapar..ben ılerısı ıcın cok ıyı seyler dusunuorum.ınsallah hıc bı aksılık olmassa gerceklestırcem..SEVIYORUM ULEYNN


    Canım arkadaşım doğru diyorsun , bu dediğini yaptım tabiki ... Onun için yaptığım şeyleri sayamam sana inan .ben ona farklı bir insan , onun yanından ayrıldığımda ise tamamen farklı insan oluyordum . Ama beni bazı konularda pek sallamadı , beni dinlemedi , sonuç olarak benim beklediğim şeyler çıktı . Herkesin bir sabır sınırı vardır




  • ozaman guıde kızın kafada bısıler varmıs..senın gosterdıgın sevgıyı haketmıomus.sımdı sana hak verdım kusura bakma pesın yargım ıcın
  • quote:

    Orjinalden alıntı: CaVaLLioN

    ozaman guıde kızın kafada bısıler varmıs..senın gosterdıgın sevgıyı haketmıomus.sımdı sana hak verdım kusura bakma pesın yargım ıcın


    Açıkçası artık beni pek ilgilendirmiyor , ilk'im ve sonum olacaktı o kaybetti Bana bayan arkadaşmı yok dimi ama İşin şakası şöyle 1 sene filan kafa dinlemek istiyorum yoruldum vallaha . Bu arada estapitipiti ne kusuru arkadaşız




  • valla ne desem yalan olur
  • valla bende ole ılk kız arkadasım ıcın cok sey dusunmustum ama salaklık ıste..kendısıne cok uyduk .1-2 ay sonra bıtırdım.kız ya cok salaktı yada benle kafa buluodu..
  • Sen profesyonel çapkınlardansın anlaşılan
  • ne alakesı var hocam..daha kız tavlamaktan anlamıorum capkınlık neyıme..benım ıkı tane kız arkadasım oldu..ama ıkıncısı bır omre bedel..asıgım ona asık.
  • insan sevdiğinin kıymetini ayrılınca daha fazla onlar yaklaşık 2 hafta önce bir arkadaş buraya bir yazı eklemişti bende tekrardan buraya koyuyorum okuyup okuyup ağlarız
    AKLIMDASIN
    Yüksel ŞAHİN

    Başımdan geçen ilginç bir aşk öyküsünü anlatmak istiyorum.
    Üniversite 2.sınıfa gidiyordum. Gençlik bu ya, başımda kavak
    yelleri esiyor.
    Zaman ise benim geleceğin en büyük gazetecilerinden biri olmam
    için geçiyor gibime geliyordu. Geliyordu ama ben derslerden çok,
    arkadaşlarla üniversite binamızın içerisindeki sahalarda ve ağaçların
    arasında top oynamayı, gezmeyi ve arkadaşlarla sohbet etmeyi tercih
    ediyordum.
    Ama itiraf edeyim, özellikle bahar aylarında etraftaki değişimleri,
    yeşillikleri geleceğin büyük gazetecisi gözüyle de izliyordum. Eh, gözleme
    yeteneğin olacak ve tabiattaki güzellikleri –bayanları- göreceksin de
    şairlik taslamayacaksın, aşık olmayacaksın olur mu?
    “Öğrenci dediğin fotokopisinden belli olur”, “Fotokopisiz öğrenci
    meyvasız ağaca benzer” öğrenci atasözleri uyarınca vize dönemlerinden bir ay
    önce gördüğümüz derslerin notlarının fotokopilerini bulup almak için Azim
    Fotokopi’ye gittim. Azim Fotokopi hemen hemen bizde ki bütün derslerin dönem
    içindeki notlarının fotokopilerini çoğaltır ve satardı. Orada fotokopileri
    alırken yanımda bizim birinci sınıfta gördüğümüz bir dersin fotokopisinin
    olup olmadığını soran bir kız vardı. Fotokopiciden o dersin notlarının
    olmadığını öğrenince oldukça üzüldüğünü gördüm. İçimdeki yardımseverlik
    duyguları kabardı. Belirtmeliyim ki genellikle güzel bayanlara karşı her
    zaman yardımseverimdir. Kıza dönerek:
    - “Her halde İletişim Fakültesinde okuyorsunuz” dedim.
    - “Evet” dedi.
    - “Bizim geçen yıl gördüğümüz Gazete Yazı Türleri dersinin
    fotokopileri
    bende hala duruyor. İsterseniz onları size ben temin ederim”dedim.
    - “Ah, size zahmet olmasın?” dedi.
    - “Yok canım ne zahmeti” dedim.
    Sonra oradan beraberce konuşarak çıktık. Yolda adını söyledi: Figen’miş.
    Neyse biz böylece tanışmış olduk.
    Ertesi gün ders notlarını ona verdim. Kız beni çok etkilemişti. Bir içim su
    derler ya öyleydi. Tabii, beni çok etkilediği içinde bana öyle gelmiş
    olabilir. Neyse... Bu yardım severliğimin karşılığında kız beni ne zaman
    görse hemen yanıma gelmeye başladı. Diğer arkadaşlarımla da tanıştırdım onu.
    Artık çok samimi olmuştuk. Olmuştuk olmasına ama kıza da tutulmuştum.
    Ne yapmalıydım... Düşünüyordum ama bir türlü de karar veremiyordum. Şimdi
    kıza arkadaşlık teklif etsem, yardım etmemin karşılığında ondan faydalanmak
    istediğimi düşünebilirdi. Ayrıca arkadaşlık teklif etmemin diğer
    arkadaşlarımın hele hele Osman’ın kulağına gitmesi... Aman aman ölsem daha
    iyi. Çünkü bizim arkadaş gurubumuzun arasında şöyle bir beddua vardı: “Allah
    seni Osman’ın medyatik diline düşürsün de, manşetlerden inme emi !”
    Çok düşündüm bir karar veremedim. En sonunda ona aşkımı mektupla ilan etmeye
    karar verdim. Bu amaçla oturdum ve usturuplu bir aşk mektubu yazdım.
    “Bu mektubu kaldığım yerin soğuk duvarlarını ısıtmaya çalışan yüreğimin her
    atışında ismini hatırlatan sıcaklığında yazıyorum. Bir melankoni içerisinde
    yazmaya çalıştığım bu satırlar daha çok seven yüreğimin sevilme mutluluğunu
    yakalaması için çabalaması ve belki de karşılıksız bir sevda bataklığına
    nasıl gömüldüğünün ifadesi.
    Acaba Figen; senin o melekler kadar güzel olarak tasavvur ettiğim hayalini
    gönlümden silip atsam mı diyorum. Yazık olmaz mı sorusu aklıma geliyor.
    Yazık olmaz mı aşkıma? Acaba unutsam sana karşı hissettiklerimi, hiçbir şey
    yaşanmamış gibi acaba bir anda geçen onca zamanın ötesine gidebilir miyim?
    Yakalanan bir kuşun esaretten kurtulmak için çırpınması gibi seni görünce
    çırpınan kalbimin atışlarını, yüzümün her kızarışını, benim sana olan
    tutkumu tavır ve yüz ifademden, heyecanımdan, titrememden anlamandan
    duyduğum korkuları... unutsam mı?
    Böyle bir şey mümkün olsa bile herhalde yaşadığım onca duyguyu bir anda
    jiletle kazıyıp, söker gibi atamam, atmam.
    Çevremde çok pişkin, yüzsüz, her şeyi çok rahat ifade edebilen biri olarak
    görülmeme rağmen aslında sevdiğine karşı aşkını ve duygularını ifadeden bile
    çekinen utangaç yapıda biri olarak sevgimi yazı ile belirtme ihtiyacı duydum

    Sana olan sevgimi hoş karşılaman dileğiyle...”
    “Yakın çevrenden biri”
    Mektubu daktilo ile yazdıktan sonra bir zarfa yerleştirdim.
    Figen’in de aralarında bulunduğu arkadaşlarla okulun önünde sohbet ederken
    lavaboya gitme bahanesiyle gidip sınıfta Figen’in ders notlarını tuttuğu
    ajandanın içine koydum ve sonucu beklemeye başladım.
    Ertesi gün üniversitenin ana binasında bulunan yemekhaneye giderken Figen
    bir ara yanıma yaklaştı ve:
    - “Yükselciğim san bir şey söyleyeceğim ama aramızda kalsın. Aramızdaki
    samimiyetten bir tek sana söylüyorum” dedi ve devam etti “Yahu dangalağın
    bir bana bir mektup göndermiş” dedi.
    - “Şaka mı yapmış mektupta?” diye sordum.
    - “Şaka mı bilmiyorum ama mektupta bana tutulduğunu, aşık olduğunu...

    falan filan yazmış işte. Yani oldukça duygulu bir dille bana ilan-ı aşk
    ediyor herif” dedi. Ben de:
    - “Peki kim bu herif”dedim.
    - “Ne bileyim, ismini yazmamış ki! Ama yazdıklarından
    bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Bir iki tahminim de var” deyince
    heyecanlanarak;
    - “Peki kim olabilir” diye sordum.
    - “Tahminime göre bizim gruptakilerden biri ve... Neyse
    ismini de sonra öğrenirsin Yüksel” dediği sırada diğer arkadaşların da
    yanımıza gelmesiyle sözünü keserek onlarla konuşmaya başladı.
    Beni bir merak sarmaya başlamıştı. Acaba tahmini ben miydim de
    tavırlarımdan öğrenmek için konuyu bana açmıştı. Anlamış mıydı acaba...
    İçim içimi kemiriyordu; mektup yazmasa mıydım. Eğer gerçekten benim
    yazdığımı anlamışsa ve benimle bir daha konuşmazsa ne yapardım. Belki hem
    bir arkadaşı yitirecektim, hem de sevdiğim kızı.
    Bu arada şeytan da dürtüyordu beni bir mektup daha yaz diye. Bu
    sefer duygularımı daha açık belirtecektim. Bu düşüncelerle tekrar daktilonun
    başına geçerek yazmaya başladım:
    “Figen; şu an sana söylemek istediğim ama söyleyemediğim
    duygular var ya, o duyguları sana bir sahilde hafif bir yağmur çisiltisi
    altında ıslanırken ve deniz dalgalarının, martı sesleriyle birleşerek
    oluşturduğu o nefis fon müziği eşliğinde dans ederken söylemek isterdim.
    Bilmem sen hiç birşeyi, pek çok şeyi kaybetme pahasına daha doğrusu
    yüreğin pahasına satın almak ister misin? Bil ki ben yüreğimi sana, senin
    için satmaya hazırım.
    Keşke sana olan aşkımı, seni görünce hissettiğim duyguları gözlerinin
    derinliklerinde köşe kapmaca oynarken anlatsaydım. Acaba anlatabilir miydim?

    İnsanlar madde ve mana arasında, denizde salınan tekneler misali
    gelip giderken; ben kendimi sevdama kucak açmış, senin gönül limanında
    demirlemiş olarak bulmak isterdim. Sana bağlanmak sarılmak ve ...
    Hayali bile yaşadığım hayatın sahte yaşantısından daha gerçek ve daha güzel.

    Mektubuma çok sevdiğim, güzel bir söz ile son vermek istiyorum:
    “Sevsen, sevilsen ve sevilebilir olsan”
    Beni sevilebilir biri olarak görmen dileğimle...
    “Yakın Çevrenden Biri”
    Mektubuma ek olarak da “Figen’e” diye ithaf ederek yazdığım:
    AKLIMDASIN
    Papatya açmış kırlardan
    Peygamber çiçeklerinin sarısından
    Kekik otlarının kokusundan
    Doyasıya içime çektiğim sen!

    Belki değilsin, belki farkındasın
    Sen benim hep aklımdasın

    Turnalarla gönderdim sana
    Gönlümde yetiştirdiğim gülleri
    Yalancı gönüllerde
    Karanlık tünellerde
    Aşkı aramaya çalışırken sen
    Senin aşkını hayat gibi yaşardım ben

    Belki aşkıma uzaksın, belki yakındasın
    Sen bilmesen de hep benim aklımdasın !

    Şiirimi de zarfa koyarak bu sefer postaladım.
    Ertesi günde dedemin vefat ettiği haberi geldi. Alel acele
    Gümüşhane’ye gitmek zorunda kaldım. Bir hafta sonra döndüm ve okula gittim.
    Figen beni görünce hemen gülerek yanıma geldi ve:
    - “Yüksel hani bana biri aşk mektubu yazıyor demiştim ya işte ondan
    ikinci bir mektup daha geldi. Bir de bana ithaf ederek yazdığı şiirini
    koymuş. Çok etkilendim.”
    - “Peki kim olduğunu bulabildin mi?” diye sordum. O da:
    - “Sana bir iki tahminim var diyordum ya... Artık emin oldum.”
    - “Emin mi oldun, peki kim?” diye heyecanla sordum
    - “Hiç tahmin edemezsin... Osman!” dedi.
    - “Osman mı?” dedim şaşırarak
    - “Tabii... Yakın çevremden biri, çok pişkin, yüzsüz,
    her şeyi çok rahat ifade edebilen biri olarak görünen başka kim
    olabilir?” deyince şaşkın, yıkılmış bir ifade ile:
    - “Çok şaşırdım” dedim.
    - “Şaşır, şaşır ... Dahası var. Emin olunca ben gittim
    ona ondan hoşlandığımı belirttim. Yazdıkları beni çok etkilemişti.
    Ayrıca çok utangaç, ona kalırsa bana hiç açılamayacak ve beni sevdiğini
    söyleyemeyecek... Bu sebeple ona ben açıldım. O da benden hoşlandığını fakat
    benim seninle olan diyalogumuzdan ve samimiyetimizden dolayı ikimizin
    arasında bir şey olduğunu sandığından bana açılamadığını söyledi.
    Düşünebiliyor musun ayrıca ikimizin arasında bir şey var sanıyormuş” dedi.

    Çok şaşırmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Sonunda;
    - “Senin adına sevindim. Nihayetinde sana mektupları yazanı da
    bulmuş oldun böylece” dedim ve yanından ayrıldım.
    Bir yanda sevdiğim kız Figen diğer yanda en yakın arkadaşlarımdan Osman
    vardı. Ve ikisi de benim aşk mektuplarım sonucu... Tam bir çöküntü
    içerisindeydim, ne yapacağımı bilemiyordum. Bu hal içinde iki hafta okula
    gitmedim, hatta gidemedim.
    İki hafta kadar sonra okula gidince bu sefer Figen ve Osman bir ara
    yanıma geldiler. Osman bana:
    - “Yüksel seni yemeğe götürüyoruz. Orada sana bir de süprizimiz var”
    dedi. Ben de:
    - “Osmancığım bugün olmasa” deyince, Figen:
    - “İtiraz etme hakkın yok. Çünkü seni son zamanlarda hiç
    göremiyoruz. Okula uğramıyorsun bile” dedi ve kolumdan çekerek dışarı doğru
    sürükledi.
    Benim isteğim üzerine Karadeniz Pidecisine gittik. Yemek siparişini
    verdik. Bu arada ben sohbet esnasında elimden geldiğince espiri yapmaya,
    güleç olmaya çalışıyordum.
    Konuşma esnasında Figen bir ara bana dönerek:
    - “Sana bir srprizimiz var demişti ya Osman; şimdi onu söyleyeceğim
    sana. Biz Osman’la nişanlandık. Osman’ın romantik, duygusal mektuplarına
    dayanamadım. Ben de ona duygusal olarak karşılık verdim ve...” derken Osman
    söze girerek:
    - “Ne saçmalıyorsun, ne romantik, duygusal mektupları...” diye
    Figen’in sözünü kesince ben de Osman’ın sözünün devamını getirmesine fırsat
    vermeden hemen sözünü kesmek ihtiyacını hissettim:
    - “Demek ki Figen sendeki romantik, duygusal yönleri
    keşfetmiş ve sana tutulmuş. Çok şanslısın Osman; Figen’in kıymetini bil”
    dedim.
    Yemekten sonra Osman’ın ellerini yıkamak için lavaboya gittiği
    sırada masadaki peçeteyi aldım ve Figen’e dönerek sessizce:
    - “Bu günün anısına bu peçeteye duygularımı yazıyorum.
    Çıktıktan
    sonra yazdıklarımı oku ve sonra da yırt tamam mı?” dedim. Figen meraklı
    bakışlarla başını evet manasına salladı.
    Ben peçeteye O’na ithaf ederek yazdığım şiirin nakarat bölümü olan:
    Belki aşkıma uzaksın, belki yakındasın
    Bilmesen de, sen benim hep aklımdasın
    Ve altına da: “Allah’tan Osman’a ve sana mutlu bir yuva ve mutlu yarınlar
    diliyorum.”

    “Yakın Çevrenden

    “Yüksel”
    notunu yazdım. Notu yazdığım peçeteyi katlayarak Figen’in eline tutuşturdum.

    Osman da yanımıza gelince;
    - “Sizin bu mutlu haberinize çok sevindim İnşallah Allah tamamına
    erdirir” dedim ve devamla “Bu gün de aslında çok işim vardı. Sizinle buraya
    gelince unuttum hepsini. Şimdi gitmem lazım; anlayışla karşılayacağınızı
    umuyorum” dedim.
    Birlikte dışarı çıktık ve tokalaşarak yanlarından ayrıldım. Bir
    süre sonra dönerek arkama baktım Figen peçeteyi yırtıyordu ve gözleri yaş
    doluydu. Benim onlara baktığımı görünce gözlerini silerek bana el sallamaya
    başladı.
    Bir daha arkama bakmaya cesaret edemeden gözlerimde beliren yaşlarla oradan
    uzaklaştım.




  • quote:

    ne kadar kendinize güveniyor ve kesin konuşuyosunuz
    Valla ben kesin konuşuyorum çünki fizik kurallarına ve psikolojime aykırı bi durum anlaan anladı şimdiye ah yıl başı ah
  • quote:

    Orjinalden alıntı: guide


    quote:

    Orjinalden alıntı: CaVaLLioN

    ben guıde da sunu soruorum.sevmısmıydın?eger sevdıysen o kadar cabuk nasıl sılebıldın?? bana cok mantıklı bı acıklama lutfen..ben suan o kadar cok sevıorumkı ayrı bıle duramıorum..



    Güzel kardeşim 3 sene bu 3 Sene ne işim var sevmediğim bir insanla , ne mutlu sana 1 dk bile ayrı duramıyormuşsunuz ... İnşallah kız arkadaşın sana uygun birisidir , sonunuz güzel olur Evlilik , hayat arkadaşlığı çok ince bir hadise diye düşünüyorum , ben bazı şeyleri onda eksik görür gibi oldum , haa bunlar değişmezmi ? değişir elbet ama ya değişmezse ... Ben ayağımı sağlam basarım , benim yaptığım işlerde hata olmaz , bugün yaptğım bir işten yarın pişman olmadım ... bir bu gönül işlerinde yumuşak davranıyordum , ama bu konuda taviz vermeyeceğim artık


    sevgi bazı olumsuzlukları gördürmez insana. mantık fazla işlemez. eğer bu kadar katı düşünebiliyorsan zaten sevmiyorsundur. Aşık olduğun zaman dünyada sadece karşındaki insan varmış gibi gürürsün. başka hiçbir şey önemli değildir. maddiyat, kariyer hiç önemli değildir bu safhada. sadece sevdiğin aşık olduğun insanı düşünürsün. diğerleri bir araçtır sadece. tabiki onlarda olmadan olmaz. bence eğer çok sevmiyorsan vede seni seven birisi yoksa bu dünyada diğer herşey boş. neden mi böyle konuşuyorum. çünkü 1,5 yıl öncesine kadar sayamadığım kadar ilişkim oldu. hiçbirisine önem vermemiştim. hepsinde yeterince katıydım. olmasalarda bir önemi yoktu benim için. nasılsa yerine birisi gelirdi. ama şimdi 1,5 yıldır süren bir ilişkim var. ve gerçekten çok seviyorum. şuan nişanlıyız. ve gözüm kimseyi görmüyor ondan başka. kimse mükemmel değildir dünyada ama o mükemmel benim için.

    tabi ben kendi fikirlerimi yazdım. yaşadıklarım doğrultusunda.




  • İlginç soru, terk edilmeden cevap vermek zor...
  • terk edıorum ozaman senı shadow.sımdı cevabını ver nasıl bı duygu
  • echkelem
  • quote:

    Orjinalden alıntı: CaVaLLioN

    terk edıorum ozaman senı shadow.sımdı cevabını ver nasıl bı duygu


    Ohhh be bi ferahlama ve rahatlama hissettim sanki karanlık dünyama güneş doğdu boyum uZADI
  • baksana avatara ısık vurmaya basladı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: S h à D Ø w ®


    quote:

    Orjinalden alıntı: CaVaLLioN

    terk edıorum ozaman senı shadow.sımdı cevabını ver nasıl bı duygu


    Ohhh be bi ferahlama ve rahatlama hissettim sanki karanlık dünyama güneş doğdu boyum uZADI
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.