Şimdi Ara

Felsefi akımlar ve felsefi tartışma alanı… (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
102
Cevap
2
Favori
16.767
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sayın narada,
    Sayın korver,

    Teşekkür ederim.
    Sayın narada;
    Varoluşçuluk ikinci sayfada bahsettiğiniz gibi özetlenmiş.
    Kategorilendirmede hatalar ve eksiklikler olabilir.Belli başlı görüşleri almaya çalıştım.Paylaşımcıların bu konuda -gerekirse ayrıntılı katkıda bulunmaları konuyu daha iyi şekillendirebilir.
    Aslında şöyle olsa daha iyi olurdu.Çağın felsefe akımları üst başlığında,felsefeciler-önemli özellikleri-hangi kavramları tartıştıkları-gelen eleştiriler şeklinde de olabilirdi.Daha sonra felsefe tarihi, disiplinleri ve sorunları gelebilirdi.
  • Eline sağlık @kimnenasıl, güzel olmuş.

    Yönetimden bu konunun ÜST KONU yapılmasını talep ediyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kimnenasıl


    quote:

    Orjinalden alıntı: firari5

    neden uğraştın ki bu kadar ? verirdin linkini bakardık oradan. hem de üzerinde hiç uğraşmamışsın. önemli yerleri bold karakterde yazardın. şimdi kim okuyacak o kadar sayfayı.

    Servisimin iyi olmadığı öteden beri bilinir.Beğenmezseniz bahşiş atmazsınız.Bir daha da gelmezsiniz.


    eleştiriye de tahammülünüz yok. illa pofpoflamamız mı gerekir. usulünce bir konu nasıl sunulur, nasıl anlatır açıkladık. milletin gözüne uzun gelecek, okuyamayacaklar. onun yerine önemli gördüğünüz yerleri farklı renk ve karakterde yazsaydınız dedik. hay demez olaydık.

    yok bahşişmiş, yok bir daha gelmezsiniz sözleri. daha forumda yenisin. biraz usul öğren. biraz da tahammüllü ol. ne tahammülsüzlük.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    önemseme...

    bugüne kadar YENİ ve belli bir kümeye ÖZGÜ laf ettiğini sananların aksinin kanıtları bunlar.

    tepkileri doğaldır.


    doğal hayatında da avatarındaki gibimisin?
  • Sayın…6580 mesaja yaklaşmış eski üye firari5 ,

    Hataların ve eksikliklerin olduğunu zaten baştan söyledik. Millet dediğiniz paylaşımcılar, daha çok felsefeye meraklı olanlardır. Makul uzunlukta olmasının sakıncası yoktur.Sizin ve diğer katılımcıların yoğun biçimde katkıları olmasıyla, buraya hareket geleceği inancındayım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: firari5

    quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    önemseme...

    bugüne kadar YENİ ve belli bir kümeye ÖZGÜ laf ettiğini sananların aksinin kanıtları bunlar.

    tepkileri doğaldır.


    doğal hayatında da avatarındaki gibimisin?


    Okumaya niyeti olan adam bunları kendisi belirli bir düzene sokar ve bilgisayarına kaydeder.

    Kimenasıl ne yapsın düzenmeden atmış ve zaten belirtmiş eksik olabilir diye. Daha iyisini yapabilecek kapasiteye sahipsen yapabilirsin forum herkeze açık.




  • kimnenasıl belliki çok zahmet etmişiniz, hepsini okumadım ama özellikle sindire sindire okumak için sık sık bu sayfayı ziyaret edeceğim. Bilmem farkındamısınız, son zamanlarda kültür-bilim gerçektende bir başka güzel..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kimnenasıl

    Sayın�6580 mesaja yaklaşmış eski üye firari5 ,

    Hataların ve eksikliklerin olduğunu zaten baştan söyledik. Millet dediğiniz paylaşımcılar, daha çok felsefeye meraklı olanlardır. Makul uzunlukta olmasının sakıncası yoktur.Sizin ve diğer katılımcıların yoğun biçimde katkıları olmasıyla, buraya hareket geleceği inancındayım.


    Gözlük kullanmıyorsanız gözlük kullanınız. Belki bazı rakamları daha doğru görmenizi sağlayabilir. Önerdiğim şekilde yapmış olsaydınız tabi daha güzel olurdu. Ancak bu şeklide iyi sayılır. Yinede güzel bir topic olacağını düşünüyorum.
  • Benim merak ettiğim kap içinde beyinler hipotezi ve matrix olayı. Acaba yaşadığımız dünya gerçek midir?
  • @Kimvenasıl, paylaşım için çok sağol zahmet etmişsinAcaba hangi kaynaktan faydalandın? Bilgilendirirsen sevinirim
  • Sayın kaan_66,

    Çok sağlıklı olmamakla birlikte internette çeşitli kaynaklardan yararlandım.İnşallah daha ayrıntılı ve uygulanabilir görüşleri tartıştıkça edineceğiz.
  • güzel bir konu olmuş. ben de katkıda bulunayım.

    Felsefe Nedir?

    Yunanca "seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum" anlamına gelen phileo ve "bilgi, bilgelik" anlamına gelen sophia sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin.

    Buna göre, felsefe Yunanlılar için, "bilgelik sevgisi" ya da "hikmet arayışı" anlamına gelmiştir.
    Başlangıçtaki bu özgün anlama göre, her türden bilimsel araştırmacıya filozof adı verilmiştir.

    Başlangıçtaki söz konusu anlamına rağmen, felsefenin bir tanımını vermek oldukça zordur. Bunun en önemli nedeni, hemen bütün felsefe tanımlarının tartışmalı olmasıdır. Bu ise büyük ölçüde felsefe denen faaliyet ya da disiplini anlamının, veya felsefe anlayışlarının tarihin akışı içinde çağdan çağa, hatta filozoftan filozofa kökten bir biçimde değişmesidir. Örneğin, Platon ve Platoncular için felsefe, empirik gerçekliği değil de, idealar alemini, soyut kendilikler dünyasını betimleyen ve bütün doğruları nihai ilkelerden çıkarsamak suretiyle temellendiren a priori bir disiplindir. Oysa Aristoteles'te felsefe, gerçekliğin daha genel yönlerini betimlediği için, bilimlerin bir devamı olmak durumundadır. Felsefe bilimlerin ya kraliçesi, ya da onların önündeki engelleri ortadan kaldırdığı için, ağır işçisidir.

    Ortaçağda dini inançları temellendirmek için, teolojinin hizmetkarı olma görevini üstlenen, başta ilahi gerçeklik ve onun dünya ile olan ilişkisi olmak üzere, yine gerçekliği betimleyen felsefe, empiristlerin, ama özellikle de J. S. Mill ve W. O. Quine gibi radikal empiristlerin gözünde de, diğer bütün disiplinler gibi, gerçekliği betimleyen bir etkinlik olmak durumundadır.

    Felsefenin anlamı ve göreviyle ilgili bu mutabakatı bozan filozof, ünlü Kopernik devrimiyle Kant olmuştur. Zira ona göre, felsefenin nesnelerden ziyade, nesneleri bilme tarzımızla meşgul olması gerekir. Başka bir deyişle, Kant, bilimin gerçekliği betimlediği yerde, felsefenin şu ya da bu türden nesnelerle, Platon 'un varoluşunu öne sürdüğü cinsten kendiliklerle uğraşmadığını savunmuştur. Felsefe, bunun yerine dış dünyadaki nesneleri deneyimleyebilmemizin veya bilebilmemizin zorunlu önkoşullarını araştırır.Bir de bunları bir şekilde tamamlayan, bilimin kendine özgü bir teknolojik, kültürel mana kazandığı 19. yüzyılın felsefe konsepsiyonlarından, bilime, bilimlere dayanan bilimsel felsefeyle dünyayı ve insanın dünyadaki yerine ilişkin genel bir görüş, bir dünya görüşü olarak felsefe anlayışından söz edildiğinde, herhalde felsefenin özü itibariyle rasyonel bir eleştirel düşünce, dünyanın genel doğasıyla (metafizik ya da varlık teorisi), dünya ile ilgili inançların mahiyeti ve haklılandırılması (epistemoloji) ve dünyamızdaki eylem tarzımız üzerine sorgulayıcı ve de refleksif bir düşünce etkinliği olduğu söylenebilir.

    Buna göre, felsefenin konusu 'nihai ve en yüksek şeyler', genel olarak varlık, bir bütün olarak evrenin kendisini ya da insanın eylemlerini, yaşamını ve yazgısını en temelli bir biçimde etkileyen şeylerdir. Varlığı bir yönüyle ya da belli bir bakımdan ele alan bilimlerden farklı olarak, felsefe, varlığı bir bütün olarak ele aldığı, varlığı varlık olmak bakımından incelediği, olanı betimleyen bilimlerden farklı olarak olması gerekene yöneldiği için, konularına uygun düşen yöntem ya da yöntemleri kullanır.

    Buna göre, felsefenin konuları arasında yer alan şeyler, duyuların ya da duyusal kavrayışın çok ötesinde kaldığı için, felsefe duyuları kullanmaktan özenle kaçınır. Felsefe saf düşünceye, refleksiyona dayanır ve a priori bir araştırmadır. Buna göre, felsefe bir kavram analizinden oluşur ya da kavramsal analiz temeli üzerinde yükselir. Öte yandan, felsefe ulaştığı sonuçları kanıtlamak için, belirli ve kesin birtakım işlem ya da yöntemler kullanmaz.

    Felsefe bilimle kıyaslandığında, bilimin dünyada yer alan şeyleri betimlerken, felsefenin onları sınıfladığını söylemek gerekir. Bilim bilgi verirken, felsefe bilginin ne olduğunu, neyi ve nasıl bilebileceğimizi araştırır. Öyleyse, felsefe varolan şeylerle ilgili olarak akla dayalı bir açıklama sağlar; bilimlerin ayrı ayrı ele aldığı olgu sınıflarının tümünü birden açıklayacak en genel ilkelere ulaşmaya çalışır. Bu anlamda felsefe, varlığın ilk ilkelerinin bilimidir. Özel bilimlerden kazanılan tüm bilgilerin eleştirisini ve sistematizasyonunu gerçekleştiren en genel bilim, bilimlerin bilimidir. Ve nihayet, felsefe insanın yaşamını, değerlerini ve amaçlarını sorgulayan, bu alanda insan yaşamının ve eylemlerinin kendilerine dayanacağı genel ilkelerin bilgisidir.

    Felsefe bir faaliyet, bir düşünce faaliyetidir. İnsanın soru sorabilme yeteneğine dayanır ve bu bağlamda, o belirli türden sorular hakkında belirli bir türden düşünme faaliyetidir. Felsefeyi tüm diğer disiplinlerden ayıran en önemli özelliği, felsefenin bu türden sorular üzerinde düşünürken, mantıksal argüman ya da akıl yürütmeye dayanmasıdır. Buna göre, filozoflar, bu mantıksal akıl yürütmeleri ya kendileri yaratırlar ya da başkalarının akıl yürütmelerini eleştirirler. Filozoflar, aynı zamanda bu akıl yürütmelerin temelinde bulunan kavramları analiz eder ve açıklığa kavuştururlar.

    Filozoflar, insan yaşamını ilgilendiren her şey hakkında akıl yürütebilir, her şeyi felsefi bir problem konusu yapabilirler. Filozoflar, örneğin bizim apaçık ve doğru olduklarına inandığımız inançlarımızı sorguya çekerler. Yaşamın anlamını meydana getirdiğini söylediğimiz temel sorular üzerinde dururlar. Dinle, Tanrı'nın varoluşuyla, doğru ve yanlışla, dış dünyanın varoluşuyla, bilginin kaynağı ve sınırlarıyla, bilimle, sanatla ve daha birçok konuyla ilgili sorular üzerinde akıl yürütüp, bu sorulara genel geçer ve nesnel yanıtlar getirmeye çalışırlar.
    alıntı




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Pretender

    Benim merak ettiğim kap içinde beyinler hipotezi ve matrix olayı. Acaba yaşadığımız dünya gerçek midir?


    Sayın pretender,

    İlk tartışma konusunu sizin önerinizle başlatalım.

    Beyinler hipotezi ve matrix olayı(Sadece matrix değil tabii.Gerçeğe çağrı-vanıly sky-vb) çoğunlukla idealist felsefenin çeşitli biçimlerini ifade ediyor diye düşünüyorum.Eğer öyleyse konunun taraflarının söyleyeceği çok şeyler vardır.Bu hipotez ve matrix gerçeği nedir?
    Burada özellikle bölüm kurallarını da hatırlatarak,görüşleri kimseyi ikna etmeye ,suçlamaya ve aşağılamaya yönelik olarak değil de,nesnel biçimde sunulursa tartışmalarımız daha verimli olabilir.Kendi düşündüklerimi ilerleyen aşamalarda belirteceğim.

    Not: Sayın DeepImpact katkılarınız teşekkür ederim.Devamını bekliyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kimnenasıl -- 5 Ocak 2008; 16:57:06 >




  • Aslında felsefe konusunda düşünmeye başlamıştım. konuyu açmanız da bu konuda bilgilenmem adına güzel oldu sanırım.

    merak ettiğim konuları, eleştirilerimi sıralayayım. siz de yardımcı olun.

    öncelikle

    felsefecinin bilgi kaynağı nedir ? felsefeci nereden beslenir ?
    (tabi bu sorulara benim de cevabım var. hatta araştırırsam bulurum ancak sohbet şeklinde olursa güzel olur )

    filozof bilimsel öğeler ile beslenir kendi sezgi ve düşünceleri ile değerlendirir. değerlendirmelerini topluma sunar.

    bu ifadelere neler ekleyebilirsiniz ?

    not: felsefe alanında pek iddialı değilimdir...
  • @Kimnenasıl devamını bekliyoruz.

    Yalnız benim merak ettiğm bir konu var.Felsefe bilim midir?Yoksa bilme yardımcı bir alan mıdır?
    Eğer bilimse 18 yy'de ayrışmanın temel sebebi nedir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bozkırın_Tezenesi -- 6 Ocak 2008; 22:05:32 >
  • Sayın DeepImpact,


    Felsefenin nereden çıktığı konusunda tam bir görüş birliği olmadığı görülüyor. Genel olarak eski Yunan olarak ortak bir görüş belirse de ,bazı araştırmacılar Hindistan ı,Çin i,Mısır ı ve İran ı göstermekte, ancak buralardaki filozoflarında birbirlerinden etkilendiğini (Tales in Mısır a gitmesi gibi) ileri sürmektedirler.
    Hangi bölgeden çıkarsa çıksın , felsefenin cevap vermeye çalıştığı sorular kaynağını inançlardan, efsanelerden ve dinlerden alır. Filozoflar, inançların ve dinlerin, varlık, evren yaşam gibi sorulara verdikleri cevaplarla hiç yetinmemişler, bu sorulara çeşitli cevaplar bulmaya çalışmışlardır.

    Felsefe yapmak ne demektir? Derin ve anlaşılması güç sözler söylemek midir? Ya da alaycı, küçük düşürücü, boş sözler söylemek midir?
    Feylesof (Sayın feylesof tan özür dileyerek) dünyayı ve toplum değerlerini umursamaz, dinsizin teki midir? Ya da genel değerleri eleştiren, kendi ilgi alanına özgü sorular soran bilge midir?

    Konuya devam etmekle birlikte sayın pretender in sorusunu da göz ardı etmeyelim.




  • Sayın kaan_66

    Bilimlerin kendi başlarına bağımsızlaşıp ortaya çıkmasına kadar felsefe bütün bilimleri kapsıyordu.
    Bilimler daha çok olaylar arasındaki ilişkileri inceler. Felsefe ise olayların ne olduğunun temelini araştırır. Geometri ve mekanik bilimi M.Ö.3.yüzyılda-fizik 17 ve 18 yüzyıllardaki atılımı ile,kimya 17 yüzyılda,-biyoloji 19.yüzyılda bağımsız bilim oldular.
    Şimdilerde ise felsefe, kendine özgü bir yer tutma çabasındadır.
  • quote:

    @kimnenasıl

    Hangi bölgeden çıkarsa çıksın , felsefenin cevap vermeye çalıştığı sorular kaynağını inançlardan, efsanelerden ve dinlerden alır. Filozoflar, inançların ve dinlerin, varlık, evren yaşam gibi sorulara verdikleri cevaplarla hiç yetinmemişler, bu sorulara çeşitli cevaplar bulmaya çalışmışlardır.


    felsefe bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilir mi ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    @kimnenasıl

    Hangi bölgeden çıkarsa çıksın , felsefenin cevap vermeye çalıştığı sorular kaynağını inançlardan, efsanelerden ve dinlerden alır. Filozoflar, inançların ve dinlerin, varlık, evren yaşam gibi sorulara verdikleri cevaplarla hiç yetinmemişler, bu sorulara çeşitli cevaplar bulmaya çalışmışlardır.


    felsefe bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilir mi ?


    Bilginin kaynağı olarak Felsefe değerlendiriliyor.
    Eleştirel bakış açısı vesilesiyle Bilim’in kökeninde yer aldığı savunuluyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kimnenasıl

    Bilimlerin kendi başlarına bağımsızlaşıp ortaya çıkmasına kadar felsefe bütün bilimleri kapsıyordu.
    Bilimler daha çok olaylar arasındaki ilişkileri inceler. Felsefe ise olayların ne olduğunun temelini araştırır. Geometri ve mekanik bilimi M.Ö.3.yüzyılda-fizik 17 ve 18 yüzyıllardaki atılımı ile,kimya 17 yüzyılda,-biyoloji 19.yüzyılda bağımsız bilim oldular.
    Şimdilerde ise felsefe, kendine özgü bir yer tutma çabasındadır.


    Felsefe yapacak mıyız? yoksa sadece felsefenin ne olduğunu anlamaya mı çalışıyoruz bu başlık altında?

    Selam...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemil-mustafa -- 8 Ocak 2008; 17:30:11 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.