Şimdi Ara

Dünyada çocuk sayısı giderek düşüyor, İsrail'de ise artıyor!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
0
Favori
4.075
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gelişmiş Batılı ülkeler çok çocukluluğu teşvik ediyor. Ancak nüfus bir kez düşmeye başlayınca teşvikler de işe yaramıyor. Yıllık artışın yüzde 2,1'in altına düşmemesi gerekiyor. Türkiye tam sınır noktasında bulunurken, İsrail'de her aileye 4-5 çocuk düşüyor.

    Amerika'nın en hızlı büyüyen ailesi, Ankansas eyaletinde yaşıyor. 41 yaşındaki Michelle Duggar, geçtiğimiz günlerde 18'inci çocuğa hamile kaldığını öğrendi. En yaşlısı 20 yaşında, en genci 9 aylık olan 10 erkek ve 7 kızdan oluşan aile, yeni üyesini bekliyor. Duggar, iki kez ikiz doğurmuş. ABD'de doğum oranı, 1970 yılındaki yıllık yüzde 2,55'ten, 2,1 seviyesine geriledi. Bütün çabalara ve teşviklere rağmen de bu oran düşmeye devam ediyor. Bugün her altı kişiden biri 65 yaşın üzerinde.

    Ülke nüfusunun ne azaldığı ne de arttığı denge durumundaki hâle "nüfus istikrarı" deniyor. Sadece nüfusun aynen devamı için bile ortalama her kadının, hayatı boyunca 2,1 çocuk yapması gerekiyor. Bazı çocukların yetişkinliğe ulaşmadan ölmesi sebebiyle 2 çocuk yerine 2,1 çocuk ortalaması nüfus istikrarının temel rakamı. 2,1'den fazla doğum oranında nüfus artıyor.

    Doğum oranı Avrupa'da düşüyor

    Doğum oranı en az olan 10 ülkeden 9'u Avrupa'da bulunuyor. Avrupa'da doğum oranı istikrar eşiği olan 2,1'den çok daha az, 1,3 seviyesinde. Bu eşiğin üstünde olan hiçbir Avrupa ülkesi yok. Avrupa'da, fabrikaları kimin çalıştıracağı, tarımı kimin yapacağı en büyük sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Doğum oranı düşüşü gelişmekte olan ülkelerde de sorun olmaya başladı. Çin'in doğum oranı 1970 yılındaki 5,8'den günümüzde 1,6'ya, Hindistan'ınki 5,8'den 2,9'a, Endonezya'nınki 5,6'dan 2,4'e geriledi.

    Time dergisinin haberine göre, Washington yönetimi yeni doğan her çocuk başına yükseköğrenimi için 5 bin dolar para ayırmayı içeren bir plan üzerinde çalışıyor. Yılda 4,5 milyon çocuğun doğduğu ABD'de bunun devlete yılda 20 milyar dolarlık maliyeti olacak. Nüfus artışı ve çocukların geleceği, siyasetin de en önemli gündem maddelerinden biri. Demokrat Parti'nin başkan adaylarından New York Senatörü Hillary Clinton da doğan her yeni çocuk başına ailelere 5 bin dolar yardım yapılacağını vaat etti. Clinton'ın önerisinde, yeni doğan her çocuğa, 18 yaşında kendisinin tercihine göre üniversite parası ya da ev almak için olmak üzere doğduğunda adına bankaya 5 bin dolar yatırılması öngörülüyor. Ancak, nüfus artışı bir kere düştüğünde, artırmak için ekonomik teşvik yapmak tek başına işe yaramıyor. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkede nüfusu artırabilmek için çeşitli teşvik yolları deneniyor. Avustralya'da çocuk başına 3 bin dolar ikramiye veriliyor. Birçok Avrupa ülkesinde bu uygulama var. Rusya Federasyonu, birinci çocuktan sonraki her çocuk için 250 bin ruble teşvik ikramiyesi ödüyor. Aylık ortalama gelirin 330 dolar olduğu ülkede bu bile nüfusu artırmıyor. Çünkü bütün tecrübeler gösteriyor ki, çiftler, kişisel, kültürel ya da dinî sebeplerle çocuk yapıyor, para için değil. Türkiye'de durum ne?

    Yıllarca Türkiye'de çok çocuk yapmak neredeyse ayıplanacak bir olay gibi gösterildi. Başbakan Erdoğan'ın aileler için yaptığı "en az 3 çocuk yapın" çağrısı yine bazı kesimler tarafından hakarete varan eleştirilerle karşılandı. Oysa Türkiye'de ailelerin ortalama çocuk sayısı bugün 2,1. Yani tehlike sınırında.

    İsrail'de aile başına 4-5 çocuk düşüyor

    Yahudilerin aile başına çocuk sayısı Amerika ortalamasının çok üzerinde. İsrail'de de ailelerin çocuk yapması teşvik ediliyor. Aile başına düşen çocuk sayısı bu ülkede 3 ila 4 arasında değişiyor. İsrail içinde en yüksek doğum oranı "Ultra Ortodoks" ailelere ait; gruptaki her bir Yahudi aile başına yaklaşık 8 çocuk düşüyor. 2003 yılı istatistiklerine göre İsrail'deki Yahudi aile başına ortalama 4,8 çocuk düşüyor. İsrail, aile başına düşen çocuk sayısında dünyada birinci.

    Ayten Gökçer, Brooklyn'i görse ne derdi?

    New York Brooklyn'de bir cumartesi günü dolaşmaya çıkın. En çok dikkatinizi çekecek olan hususlardan biri, dinî kıyafetleriyle Yahudi aileler olacaktır. Hem de bunlar tek kişilik, iki kişilik değil, en az 4, 5 ve 6 çocuklu aileler. Başbakan Tayyib Erdoğan'ın üç çocuk yapın çağrısından sonra sanatçı Ayten Gökçer, katıldığı bir sohbet programında; "Tekamül etmiş insan 1 veya 2 çocuk yapar. Cahiller çok çocuk yapar." demişti...

    ----

    Birilerinin yaptığı gaf beni pek ilgilendirmiyor da ''İsrail'in ve Yahudilerin Nüfus Artışı'' beni tedirgin ediyor...







  • Dünya nüfusunun azalmasını bir sorun olarak görmüyorum. Aksine bu kadar çok kaynak sıkıntısı yaşanırken olumlu buluyorum. Nüfusu düşürmeyip arttırsanız bile bir yerden sonra o nüfusu besleyemeyecek hale geleceksiniz. Beslenemeyen bir nüfusun kime ne faydası olur? Ayrıca bu nüfusu arttırmalıyız söylemlerini ben kapitalist sistemin gayesi olarak görüyorum. Sonuçta nüfus demek tüketim demek, tüketim demek kapitalistler için para demek.
  • Avrupa ve Amerika'da NÜFUS PLANLAMASI (!)

    Almanya:
    Hükümet, doğan çocuk başına aylık 100 Euro ödüyor. Kadınların çocuk sahibi olup, çalışabilmesi için yuvaların çoğu ücretsiz...
    İtalya: Çocuk doğuran her kadına 1000 Euro, 2 ve daha fazla çocuk sahibi olan ailelere ise 5 yıl içerisinde 10 bin Euro 'bonus' veriliyor.
    İspanya: Çocuk sahibi olan aileler, yılda çocuk başına 1000 Euro daha az vergi ödüyor. Hükümet, 'Bir kendiniz, bir eşiniz, bir de ülkenizin geleceği için 3 çocuk yapın' sloganıyla çiftlere çocuk başına yılda 3 bin dolar ödemeyi taahhüt ediyor.
    Fransa: Çocuk sahibi kadınlar 4 ay 'tam maaşlı bebek izni' alabiliyor. Çocuklu ailelere ulaşım, kent ve eğitimde büyük fırsatlar sunuluyor. Hükümet ,'3 çocuk sahibi olun, otomobiliniz bedavaya gelsin' çağrısı yapıyor.
    İsveç: İsveç hükümeti, çocuk sahibi olan annelere 15 ay maaşlı izin imkânı tanıyor.
    İsrail: Çocuk yapılması için o kadar çok teşvik var ki bi madalya vermedikleri kaldı.
    Türkiye: Doğan çocuğa bir kereye mahsus 50 YTL. 6 ay boyunca asgarî ücretin 3'te biri kadar ödeme yapılmasına ilişkin kanun onay alamadı.
    Elin oğlu; 'Bir kendiniz, bir eşiniz, bir de ülkenizin geleceği için 3 çocuk yapın' diyerek, '3 çocuk sahibi olun, otomobiliniz bedavaya gelsin' diyerek; nüfusunu 'artırmak', daha doğrusu 'gençleştirmek' için adeta yırtınıyor!..

    DüNYAYA KAMPANYA, ABD'YE ŞAMPANYA
    Hemen ifade edelim: Avrupa'yı, bir 'ihtiyarlar kıtası' haline getiren olay, bir 'Amerikan tuzağıdır
    Avrupa'nın, ileride kendisine 'rakip' olacağını düşünen Amerika, bir 'Nüfus Planlaması' kampanyası başlattı ve bu kampanyanın başını da, Henry Kissinger gibi 'Özellikli siyasetçiler' çekti!..
    Amaç, 'Avrupa'nın nüfus artış hızını düşürmek'ti!.. İsteniyordu ki; Avrupalı kadınlar, 'kucaklarında bebeklerle' değil, 'kucaklarında başka şeylerle' dolaşsınlar!..
    Uzatmayalım... Bu kampanyalar meyvesini verdi... Avrupa, 'ABD tuzağı'na düştü!.. Batılı kadın, evinde 'bebek' değil, 'köpek' beslemeye başladı!..
    Peki, 'ABD kıskacındaki Avrupa'da bunlar olurken, Amerika'da durum neydi?..
    Prof. Dr. Toktamış Ateş; geçenlerde kaleme aldığı bir yazıda, bu soruya şu cevabı veriyordu:
    'Nüfus planlamasının en hararetli savunucusu olduğum ve kimi ABD fonlarının da bunu desteklediği 1960'lı yıllarda; ABD nüfus idaresi, ABD'nin nüfusunun 200 milyona ulaştığını bilgisayarda saptayınca derhal şampanyalar açılmış ve bu 'mutlu olay' kutlanmıştı. Doğrusu çok şaşırmıştım. Acaba 'bize verir talkını, kendi yutar salkımı' durumuyla karşı karşıya mıyız demiştim.'

    alıntı




  • İlginç.
  • dünyadaki kaynakların bu kadar hızla tükenmesi zaten nufus planlamasını getirir bence her kişiye 1 çocuk hakkı verilmesi gelecek dünyanın daha yararına olur ne kadar çok insan o kadar kirlenme
  • düşmesi daha iyi ne kadar az insan o kadar az sorun, daha temiz bir dünya
  • Bir de niçin düştü, düşüş yaşanmasaydı ne olurdu düşünmek gerekiyor.
  • Nüfüs artıkca kaynaklar daha hızlı tükenmeye başlıyor.Dünyanın kaynakları sonlu ama ihtiyaçlarımız sonsuz.
    Nüfüs planlaması yaparken ilerde yaratcagınız istihdam ve eldeki kaynakları düşünerek yapmak mantıklı
    70 milyon nüfus var ama işsiz sayısı bilmem kaç milyon ayrıca toplam çalışabilir insan sayısı bu 70 milyon ıcınde oldukça fazla.
  • dünya açısından düşününce az nüfüs iyidir ama ülke menfaatları söz konusu olunca çocuk ortalaması 2,1 olmalı aksi takdirde toplumda üretim dinamizmi ve ekonomi bozuluyor sürdürülemez hale geliyor

    herşey gibi nüfüsun nedenide kurtlar sofrasında ayakta kalabilme mücadelesi

    ama böyle nüfus artışını dünya artık kaldıramıyor

    savaşma seviş değil
    daha az savaş daha az seviş

    ikiside lazım
  • Başbakanımız haklı imkanı olan aileler çok çocuk yapmalı. Ama bizim ülkemize bu tam tersi malesef...
  • Türkiye'de bu kadar genç işsizlikten kahve köşelerinde sürtüp serserilik yaparken "genç ve dinamik nüfus" ihtiyacından bahsedenlere sadece gülüyorum. Daha fazla çocuk yapın, daha fazla işsizimiz olsun!

    Tayyip insanların duymak istediklerini söylemiş olmak için "çocuk yapın" diyor (çünkü bizim millet dünden razı 5 çocuk yapmaya), şakşakçılar da kendileri haklı bulmasa bile Tayyip'in dediğini bilimsel bir temele dayandırmaya çalışıyor. Peki bu 'pek bilimsel' veriler değerlendirilirken neden aile başına ortalama çocuk sayısı değil de nüfusun ortalama yaşı üzerinden yorum yapılmıyor? (Ayrıca aile başına ortalama çocuk sayısının 2.1 olması da bana hiç mi hiç inandırıcı gelmedi, orası ayrı konu.) Sanırım bu şekilde bir karşılaştırma yapılırsa bizdeki tablonun Avrupa ve Amerika'dan çok daha farklı olduğunun biraz bariz şekilde ortaya çıkmasından korkuyorlar.

    Bir de işlerine gelen yerde (örneğin nüfus planlaması, özgürlükler, vs.) Avrupa'yı örnek alıp işlerine gelmediği yerde yan çiziyorlar ya, asıl bu hallerine çok gülüyorum. Eskiden kızardım, artık kızmaktan yoruldum...




  • Bu gelişimin gereğidir.Medeniyet, daha az çocuk yapmayı gerektirir.
  • arkadaşlar dünya ülkeleri bir yarış içerisinde olmasa
    savaşlar olmasa
    ekonomik ve siyasal olarak birbirlerini çökertmeye çalışıyor olmasa
    az çocuk yapmak mantıklı

    ama bu dediklerimiz dünyada yok
    eğer oran 2.1 in altına düşerse
    ülkede 1 çalışana 3 çalışmayan (yaşlı veya sakat yada çocuk) düşmesi gibi ekonomiyi zora sokacak bir durum ortaya çıkıyor

    bugünün rekabet ortamında türkiye bunu kaldıramaz

    hasbi 81 ;
    arkadaşım bugünün nüfus politikaları 25 yıl sonrasından etkisini göstermeye başlıyor
    ben bu işsizlik oranının 25 yıl daha böyle gideceğini düşünmüyorum
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hasbi 81

    Türkiye'de bu kadar genç işsizlikten kahve köşelerinde sürtüp serserilik yaparken "genç ve dinamik nüfus" ihtiyacından bahsedenlere sadece gülüyorum. Daha fazla çocuk yapın, daha fazla işsizimiz olsun!

    Tayyip insanların duymak istediklerini söylemiş olmak için "çocuk yapın" diyor (çünkü bizim millet dünden razı 5 çocuk yapmaya), şakşakçılar da kendileri haklı bulmasa bile Tayyip'in dediğini bilimsel bir temele dayandırmaya çalışıyor. Peki bu 'pek bilimsel' veriler değerlendirilirken neden aile başına ortalama çocuk sayısı değil de nüfusun ortalama yaşı üzerinden yorum yapılmıyor? (Ayrıca aile başına ortalama çocuk sayısının 2.1 olması da bana hiç mi hiç inandırıcı gelmedi, orası ayrı konu.) Sanırım bu şekilde bir karşılaştırma yapılırsa bizdeki tablonun Avrupa ve Amerika'dan çok daha farklı olduğunun biraz bariz şekilde ortaya çıkmasından korkuyorlar.

    Bir de işlerine gelen yerde (örneğin nüfus planlaması, özgürlükler, vs.) Avrupa'yı örnek alıp işlerine gelmediği yerde yan çiziyorlar ya, asıl bu hallerine çok gülüyorum. Eskiden kızardım, artık kızmaktan yoruldum...



    Sonuna kadar haklısın.




  • Nüfus bile yönetiliyor.Ne biçim bir dünyada yaşıyoruz yav...
    Acaba tüm Rezervler bitince ne olacak, merak konusu doğrusu.
  • Asıl üzücü olan cehaletin devletin başına egemen olması. Avrupa nüfusu küçülüyor. 150 yıl sonra bazı ulusların yok olacağı hesaplanıyor. Yok olmamak için teşvik ediyor vatandaşını. Bizim nüfus artış hızımız ise korkunç. 1927 de 13 milyon iken 80 yılda 5 kattan fazla arttık. Çocuklara öğretmen bulamadığımız için baytarları hemşireleri öğretmen yapmak zorunda kaldık 15 yıl önce. Bugünkü eğitim kalitemizin düşüklüğünde oldukça önemli bir yere sahiptir bu durum. Çoğalabildiğiniz kadar çoğalın demek intihardır.

    OECD rakamları;
    http://stats.oecd.org/wbos/Index.aspx?DatasetCode=RPOP




  • Birde bazıları bazılarına kızmıştı;

    ''Cahil misiniz ki 3 çocuk yapıyorsunuz'' diye.

    Yazık...
  • quote:



    Orjinalden Alıntı :Deep Impact
    Elin oğlu; 'Bir kendiniz, bir eşiniz, bir de ülkenizin geleceği için 3 çocuk yapın' diyerek, '3 çocuk sahibi olun, otomobiliniz bedavaya gelsin' diyerek; nüfusunu 'artırmak', daha doğrusu 'gençleştirmek' için adeta yırtınıyor!..


    Elin oğlu dediğin ülkelerin nüfusuna,kişi başına düsen gelire eflasyonuna iş olanaklarına,eğitim olanaklarına bak ondan sonra bir kez daha düşün.Biz fakir bir ülkeyiz iş ve iş olanağı yok,eğitim olanakları çok kötü. Toplum 1. sınıf ülkelere gore kültürel ve mondernlik bakımından çok geri. Kalabalalık nufus demek daha fazla aç insan daha fazla hırsızlık yolsuzluk demek bizim için.
  • Nedendir bilmem, kitlesel olarak düşündüğümden değil kişisel olarak düşündüğümdendir belki, az çocuk yapmayı ben de doğru buluyorum. Ne kadar az insan olursa o kadar iyi. Bakmak zor olur bir kere. Şahsen hiç düşünmüyorum, ille de gerekirse bir çocuğu evlat edinmek daha iyi, çocuğumuzun kendi kanımızdan olmamasının çok bir sakıncası yok bence. Tek zorluğu, ilik nakli gibi şeyler gerekirse yenisinin bulunmasının zor oluşu. O da büyük olasılıkla önümüzdeki yıllarda kök hücre teknolojisiyle giderilecektir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    ....
    Birilerinin yaptığı gaf beni pek ilgilendirmiyor da ''İsrail'in ve Yahudilerin Nüfus Artışı'' beni tedirgin ediyor...



    Son cümle ilginç yani @C.C.C.P. Abi?
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.