Şimdi Ara

Kendi kendine... (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
0
Favori
4.280
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    cevap vermiyorsunuz ki soruma ...

    başka bir mecraya geçiyorsunuz ...

    her bir organ onlarca kritik vazifeden sorumludur.

    bütün bu bilgileri nerden elde etmiştir ?

    işte bu soruya verilecek cevaplardan birisidir "kendi kendine" ...

    dolayısı ile "kendi kendine" cevabı mantıksız bir cevaptır.

    yani akciğer sorumlu olduğu görevleri kendi kendine öğrenmemiştir.

    benim ifade ettiğim "kendi kendine" tabiri bu anlamda kullandım.


    şimdi;

    "akciğer bu görevleri nerden öğrendi ?" sorusuna verilecek başka ne tür cevaplar olabilir ?

    E tamam işte sen örnekler veriyorsun ben de ona mümasil veriyorum. Top diyorum nerde öürendi zıplamayı? Aynı şey alveoller havacık saklmayı nerden öğrendi ise oradan öğrenmiştir. TV de kablolar akımı iletmeyi nerden öğrenmiştir. Ekran parlak ışık salmayı nerden öğrenmiştir? Aynı şeyler. Çünkü maddenin öyle oluşundan sumasyon yaparak farklı fenomenleri gözlediğimiz şeyleri akciğer nerden öğrendi diyorsunuz ben de alveol nerden öğrendi bronş nerden öğrendi haca zerreleri nerde öğrendi ise oaradan diyorum...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama
    E tamam işte sen örnekler veriyorsun ben de ona mümasil veriyorum. Top diyorum nerde öürendi zıplamayı? Aynı şey alveoller havacık saklmayı nerden öğrendi ise oradan öğrenmiştir. TV de kablolar akımı iletmeyi nerden öğrenmiştir. Ekran parlak ışık salmayı nerden öğrenmiştir? Aynı şeyler. Çünkü maddenin öyle oluşundan sumasyon yaparak farklı fenomenleri gözlediğimiz şeyleri akciğer nerden öğrendi diyorsunuz ben de alveol nerden öğrendi bronş nerden öğrendi haca zerreleri nerde öğrendi ise oaradan diyorum...


    tamam ...

    işte bu sorulara verilecek cevaplardan bir tanesi " kendi kendine" öğrendidir ...

    takdir edersiniz ki bu cevap mantıksız bir cevaptır ...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    cevap vermiyorsunuz ki soruma ...

    başka bir mecraya geçiyorsunuz ...

    her bir organ onlarca kritik vazifeden sorumludur.

    bütün bu bilgileri nerden elde etmiştir ?

    işte bu soruya verilecek cevaplardan birisidir "kendi kendine" ...

    dolayısı ile "kendi kendine" cevabı mantıksız bir cevaptır.

    yani akciğer sorumlu olduğu görevleri kendi kendine öğrenmemiştir.

    benim ifade ettiğim "kendi kendine" tabiri bu anlamda kullandım.


    şimdi;

    "akciğer bu görevleri nerden öğrendi ?" sorusuna verilecek başka ne tür cevaplar olabilir ?

    E tamam işte sen örnekler veriyorsun ben de ona mümasil veriyorum. Top diyorum nerde öürendi zıplamayı? Aynı şey alveoller havacık saklmayı nerden öğrendi ise oradan öğrenmiştir. TV de kablolar akımı iletmeyi nerden öğrenmiştir. Ekran parlak ışık salmayı nerden öğrenmiştir? Aynı şeyler. Çünkü maddenin öyle oluşundan sumasyon yaparak farklı fenomenleri gözlediğimiz şeyleri akciğer nerden öğrendi diyorsunuz ben de alveol nerden öğrendi bronş nerden öğrendi haca zerreleri nerde öğrendi ise oaradan diyorum...


    Her şeyin ne yapacağını nerden öğrendiği belli de sizin bu soruya cevabınız nedir onu merak ediyorum.
  • Madde kendi kendine "var" olamaz. Kendi kendine "hiçbir şey" yapamaz. Düzenli düzensiz her ne varsa bunu maddenin yaptığını söylemek için ya maddeye ilim kudret idare vb. yüklemeli ya da madde dışında bir etkinin olduğunu kabul etmeliyiz.

    Herhangi bir atomun herhangi bir yerden herhangi bir yere gitmesi bile yukarıdaki iki şarttan birisini gerektirir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama
    E tamam işte sen örnekler veriyorsun ben de ona mümasil veriyorum. Top diyorum nerde öürendi zıplamayı? Aynı şey alveoller havacık saklmayı nerden öğrendi ise oradan öğrenmiştir. TV de kablolar akımı iletmeyi nerden öğrenmiştir. Ekran parlak ışık salmayı nerden öğrenmiştir? Aynı şeyler. Çünkü maddenin öyle oluşundan sumasyon yaparak farklı fenomenleri gözlediğimiz şeyleri akciğer nerden öğrendi diyorsunuz ben de alveol nerden öğrendi bronş nerden öğrendi haca zerreleri nerde öğrendi ise oaradan diyorum...


    tamam ...

    işte bu sorulara verilecek cevaplardan bir tanesi " kendi kendine" öğrendidir ...

    takdir edersiniz ki bu cevap mantıksız bir cevaptır ...

    kendi yok ki kendi kendine olsun Deep, bakın B olan bi A yoktur. 4 kenarlı bir 3gen yoktur. Sarı renk niye sarıdır sence? Sarı olmayı nerde öğrendi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama

    kendi yok ki kendi kendine olsun Deep, bakın B olan bi A yoktur. 4 kenarlı bir 3gen yoktur. Sarı renk niye sarıdır sence? Sarı olmayı nerde öğrendi?


    Bu mantığın sonu, tüm kainatı inkar etmekten bir adım ileri gitmez. Zaten tek çıkış noktası budur. Yani maddeyi var kabul edip sahip olduğu özelliklerin nereden geldiğini maddiyyun bir fikir ile izah edemeyiz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama

    kendi yok ki kendi kendine olsun Deep, bakın B olan bi A yoktur. 4 kenarlı bir 3gen yoktur. Sarı renk niye sarıdır sence? Sarı olmayı nerde öğrendi?


    kendi kendinedeki kasıt;

    mesela araba kullanmayı kendi kendine öğrendi deriz.

    ve kullanılan "kendi kendinenin" kendi içinde mantığı vardır zira araba kullanma kaabiliyeti insanda vardır ve de öğrenebilir.

    ama akciğer nefes almayı kendi kendine öğrendi diyemeyiz zira onda bu kaabiliyet yoktur.

    dolayısı ile kendi kendine ifadesi iradesiz, akılsız, şuursuz canlı ve cansızlarda kullanılamaz.


    amaç bu ... sanırım anlatabildim ...

    siz devam edin kaldığınız yerden ...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama
    kendi yok ki kendi kendine olsun Deep, bakın B olan bi A yoktur. 4 kenarlı bir 3gen yoktur. Sarı renk niye sarıdır sence? Sarı olmayı nerde öğrendi?


    Basit kavramları kompleks sistemlere irca etmek çok büyük bir hata. Maddenin bir biri ile uyumundan bahsediyoruz. Bütün ihtimaller arasından her zaman en uygununun seçilmiş olması düzen değil de nedir? Düzeni koyanı inkar etmek için düzeni yok saymayın lütfen.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi musvir -- 24 Ekim 2008; 0:07:09 >
  • maddeye ilim ve kudret yüklemek işte meteryalistlerin yaptığı budur..

    maddenin kanunları deriz maddeciler için her madde kendi kanunu kendi koymuşdur ve diğer maddeler ile adeta işbirliği yaparak yaşamı oluşturmuşlardır işin ilginç yanı aralarında hiç itilaf olmamaktadır... ve kurdukları düzenin bozulmaması için ellerinden gelini yapmaktadırlar
  • quote:

    Orjinalden alıntı: musvir

    quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama
    kendi yok ki kendi kendine olsun Deep, bakın B olan bi A yoktur. 4 kenarlı bir 3gen yoktur. Sarı renk niye sarıdır sence? Sarı olmayı nerde öğrendi?


    Basit kavramları kompleks sistemlere irca etmek çok büyük bir hata. Maddenin bir biri ile uyumundan bahsediyoruz. Bütün ihtimaller arasından her zaman en uygununun seçilmiş olması düzen değil de nedir? Düzeni koyanı inkar etmek için düzeni yok saymayın lütfen.


    Herşey düzen içindedir dememden niye şey ettiniz ki bu size uygun da birşeydir. Her yer her şey Allah'ındır. O halde her yerde her şeyde düzen olması kadar doğal ne olabilir ki? Allah Allah şimdi Allah var desek tersini mi söyleyeceksiniz anlamadım...
  • Yeri ve göğü bir düzen içinde halk eden Allah'dır ve dönüş ancak ve ancak onadır..
  • Hare rama, sizin İlah inancınız var mı? Varsa nedir?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa_ogr

    Hare rama, sizin İlah inancınız var mı? Varsa nedir?

    Hocam para ile imanın kimde olduğu bilinmezmiş galiba doğru?
  • Periyodik tablo A. E. Beguyer de Chancourtois tarafından hazırlanmıştır. Yani büyülü ve sihirli bir güç tarafından hazırlandığı felan da yoktur. Bilimadamı, kimyasal elemetleri proton sayılarını temel alarak sıralamıştır. Elementlerin belli proton sayılarının olması hiç bir şekilde kutsal kitaplarda anlatılan "yaratıcı" ya kanıt olamaz. Kutsal kitaplardaki diğer bir deyişle "teizm" deki yaratıcı dünyayı yaratmış ve canlılara can vermiştir. Bu gün dünyanın nasıl oluştuğu ana hatları ile biliniyor. Canlılara gelince, canlıların kompleks bir yapıya sahip olması dolayısı ile "Allah yarattı" denmesi ancak "varsayım" olur. yaratılış anını gören yoktur. yaratılış anına dair bir kayıt, ya da görüntü de yoktur. Analoji kuracak başka örnek de yoktur. Allahın başka birşey yarattığının kayıdı ya da görüntüsü de yoktur ki analoji kurularak "bunu da allah yaratmıştır" denilebilsin.

    "Canlılar çok kompleks, canlıları olsa olsa Allah yaratmıştır" demek ancak bir varsayım olur. "Canlıların bir yaratıcı olmadan oluşması ve evrim geçirmesi imkansızdır" demek de bir varsayımdır. "İmkansız" ı ispatlamak kolay değildir. kaldı ki bilimde hiç kolay değildir. Biyolojide canlıların yaratıcı olmadan ortaya çıkmalarının imkansızlığının ispatlanırlığı felan da yoktur. Tüm biyolojik mekanizmaların çözülmesi gerekir. Bu da yetmez tüm kimyasal mekanizmaların da çözülmesi gerekir. Bu da yetmez, akla gelmeyen başka mekanizmaların da olmayacağının da ispatlanması gerekir. Moleküler evrimden biyolojk evrime geçişin mekanizmaları ve onun da başka mekanizmalarının olmayacağının ispatlanması gerekir. kaldı ki ilk canlının neye benzediğini bilmiyoruz. Bilmediğimiz gibi alt sınır da koyamıyoruz. Günümüzün en basit organizmasına bakıp olasılık hesabı yapmak ile "imkansızlık" ispatlanmaz. İlk canlı, günümüzün en basit organizmasından kat kat basit olabilir. hatta moleküler evrim, biyolojik evrime yön vermiş olabilir.

    "Bu mekanizmaları kim yarattı" diye sormak, kutsal kitaplarda anlatılan teist tanrı inancını ispatlama çabası olamaz. Olsa olsa "tanrı evreni yarattı, başka birşeye karışmıyor" diyen "deist" inancı ispatlama çabası olabilir. Biyolojide mekanizmalar var. Bu mekanizmaların altında kimyasal mekanizmalar var, onun da altında fiziksel mekanizmalar var. her alt mekanizma başka üst mekanizmayı oluşturuyor. Üç milyar yıl önce biyoloji mekanizmaları diye birşey yoktu. Evrenimizin oluşumunun ilk saniyelerinde fizik mekanizmaları da yoktu. Evrenden önce kuantum mekanizmaları vardı.

    Nasıl olup da kuantum mekanizmalarından, fizik mekanizmaları sonra kimya mekanizmalarına geçişin mümkün olduğu bir evren, bizim evrenimize denk geldi ya da eski dilde "bizim evrenimize nasib oldu" sorusunun cevabını "insancıl ilke" verebilir. Pratikte sonsuz seçenek arasında sadece bu şekilde oluşan bir evrende canlılar oluşup gelişebilir ve evrene baktıklarında "nasıl olup da bizim evrenimize nasib oldu" sorusunu sorabilir.

    Bu aslında bir bakıma "nasıl olup da hayat bizim dünyamıza nasib oldu" sorusunun cevabıdır. Evrendeki katrilyar kere katrilyar gezegen arasından sadece bu şartlara sahip gezegenlerde bu şekilde bir hayat oluşup gelişebilir. Ve çevresinde baktığında canlıları görür, biktileri görür, kuşları görür ve ilk etapta "olsa olsa bunun bir yaratıcısı olur" der. yeryüzündeki sıcaklık ortalama 25 derecedir. Atmosfer vardır, nefes alabilir. Oysa sadece on kilometre yukarıda nefes bile alamaz. Canlılık koşullarına uygun dünya evrende minicik bir nokta gibidir. Evrenin diğer yerlerinde canlılar oluşup gelişemeyeceği için böyle bir dünya göremeyeceklerdir. Dolayısı ile bu soruları soramayacaklardır.

    Yeri gelmişken canlılar hakkında bir açıklama yapmak istiyorum. Biyolojide "Bir organ görevlerini nereden öğrendi" diye bir soru olmaz. Çünkü öğrenme olayı beyin ile ilgilidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 24 Ekim 2008; 0:52:57 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Yeri gelmişken canlılar hakkında bir açıklama yapmak istiyorum. Biyolojide "Bir organ görevlerini nereden öğrendi" diye bir soru olmaz. Çünkü öğrenme olayı beyin ile ilgilidir.


    bizde burda bunu anlatmaya çalışıyoruz, organlar görevlerini öğrenemez çünkü organlar bir yaratıcı tarafından görevi belirlenmiştir..

    ayrıca biraz düşününce inanılmaz "öğretiler" geliyor insanın aklına..mesela yemek borusu mide ile bağlanıyor, böbreğe yada akciğere falan bağlanmıyor..midenin görevleri zaten ayrı bir güzellik bu bir, yemek borusunun mideye bağlanıyor olması ikinci bir güzellik..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi soho -- 24 Ekim 2008; 10:26:57 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: soho

    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Yeri gelmişken canlılar hakkında bir açıklama yapmak istiyorum. Biyolojide "Bir organ görevlerini nereden öğrendi" diye bir soru olmaz. Çünkü öğrenme olayı beyin ile ilgilidir.


    bizde burda bunu anlatmaya çalışıyoruz, organlar görevlerini öğrenemez çünkü organlar bir yaratıcı tarafından görevi belirlenmiştir..

    ayrıca biraz düşününce inanılmaz "öğretiler" geliyor insanın aklına..mesela yemek borusu mide ile bağlanıyor, böbreğe yada akciğere falan bağlanmıyor..midenin görevleri zaten ayrı bir güzellik bu bir, yemek borusunun mideye bağlanıyor olması ikinci bir güzellik..


    Neden organlar öğrenemiyor muş. Mİdenin görevini beyin düzenleyebilir mi ? İnsan vücudu hakkında herşey çözülmüş gizli bilinmeyen hiçbirşey kalmamış ve hepsini de öğrenmiş gibi konuşuyorsunuz. Sonra da bilimden bahsediyorsunuz. Bu mantıkla bilim ilerlemez.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Hare Rama

    Herşey düzen içindedir dememden niye şey ettiniz ki bu size uygun da birşeydir. Her yer her şey Allah'ındır. O halde her yerde her şeyde düzen olması kadar doğal ne olabilir ki? Allah Allah şimdi Allah var desek tersini mi söyleyeceksiniz anlamadım...


    Yazılarınızdan; maddede düzensizliğin olmayışından dolayı düzenin de izafi bir şey olduğunu; bunun üzerinden de "düzenin kendi kendine olamaması" iddiasını çürütmeye çalıştığınızı sanmıştım. Sanırım yanlış anlamışım. Düzenin varlığını Allah'a bağlamanız sevindirici.
    İyi günler dilerim.
  • kainatın var oluşunu izah etmek için bir kaç tane seçeneğimiz var.

    bunlar;

    1- kendi kendine oluşum ...

    yukarıda irdelendi, mantıksız olduğu görüldü ...

    2- tesadüfen oldu ...

    3- tabiat yaptı

    bu 3 seçenek kainatın var olmasını ve kainatın esrarını izah etmekten oldukça uzaktırlar.

    geriye bir seçenek kalıyor ...

    4- o da Yaratıcının yaratmış ve düzeni kurmuş olması ...

    tabii dördüncü seçeneğe ilk üç seçeneği kabul etmeyenler bile itiraz edebilir.

    onların da düşünceleri;

    ilk 3 seçeneğin olmaması illa dördüncüsünün kabul edilmesini gerektirmez, ileride "belki" kainatı izah edecek başka düşünceler olabilir şeklindedir.

    ama;

    sanırım yeryüzünde en yaygın olan görüş bir Yaratıcının kainatı yarattığı şeklinde olsa gerek ...
  • 2- tesadüfen oldu,

    bu düşünce kainatta var olan düzeni açıklamaktan oldukça uzaktır. günlük hayatta bile 3 - 5 şartın bir araya gelmesinde hemen kasıt ararken yeryüzünde ve kainatta milyonlarca şartın bir araya gelmesi ile oluşabilen durumlar için tesadüf kelimesi oldukça zayıf kalmaktadır.
  • 3- tabiat yaptı

    tabiatın fiil sahibi fail olabilmesi için iradesi, aklı, düşüncesi gibi soyut kavramı sahip olabilmesi gereklidir. tabiatı meydana getiren toprak, hava, su ve güneş bu kaabiliyetlerden oldukça uzak olduğu için bu düşünce de muhaldir.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.