Şimdi Ara

Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur. (17. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
530
Cevap
4
Favori
175.344
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ne sular o kadar yükselir ne de gemi oralara çıkar... yerbilimlerinden nasibini almış hiçbir bilimadamı da art niyetli değilse oralarda gemi memi aramaz. Aşağı dicle ve fırat havzalarında meydana gelen taşkınların bu tufan hikayesinin çıkış noktası olması bence daha olası gerisi toplama çıkarma.
  • Bazı paylaşımlar çok yararlı oldu.Ben de bilmiyordum öğrenmiş oldum.Teşekkürler.
  • Bazen (çoğu kez) Nuh'un gemisinden bahsedilirken dünyanın hertarafını su aldı veya her hayvandan bir eş alınıp gemiye bindirildi gibi söylemleri duyarsınız. Tanrı isterse herşey olur mantığı bunları kabul etmeye yetmez ama yettirenler var. Yetmez çünkü; Tanrı kurallara uymayacak tanrı ise o zaman yağmura ve istediği kişileri kurtarmak içinde gemiye ihtiyaç duymaz ve hayvanları gemiye almaya hiç mi hiç ihtiyaç duymaz, çünkü nasıl olsa onları istediği zaman tekrar yaratır. Bu böyleyken böcükler kelebekler her ne varsa gemiye doldurmanın alemi yok. Neyse demem o ki Nuh'un gemisi hikayesi nasıl anlatılırsa anlatılsın sorgulamadan Tanrı istediyse olmuştur diye bu abartılı anlatımlara ses çıkarmayanlar var. Varsın olsun ama benim komiğime giden bu insanların, evrim konusuna gelince, akıl-mantık yürütme işinde 10 kaplan gücüne erişmeleri

    Haksız mıyım?
    Çokta küçümseyemiyorum zira biraz küçükken bunların doğruluğuna itiraz etme ihtiyacı duymadığım veya itiraz edemediğim bir dönemi ben de geçirdim.

    Edit: Son cümlede "küçükte olsam" yerine "küçükken" yazdım. Yanıltıcı olmasın şu an pek küçük sayılmam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fairEnough -- 10 Eylül 2009; 21:20:57 >
  • Din konusunda cehaletime verin ama ben de Hz. Nuh'un gemisi kavramını mantıksız buluyorum. Her canlıdan bir çift (erkek/dişi) alındığı söyleniyor. Ama bu canlıların içine mikroorganizmaların da gireceği gerçeği durumu bozuyor.

    Çünkü,

    • Bakterilerin neredeyse hiçbirinde erkek/dişi ayrımı yoktur. Kendi kendine çoğalırlar.
    • Bazı bakteriler (archaea) yaşamak için aşırı ortamlara (yüksek sıcaklık, basınç, pH) ihtiyaç duyar. Bu ortamları tek bir gemide toplamak mümkün değil.
    • Her bakteri türünü "teker teker" gemiye taşıma işi teknik olarak imkansız. Hele o zamanda...

  • @Beyaz Rus
    Zaten bakterilere inmene gerek yok. Bir çok canlı da üreme dişi ve erkek şeklinde ayrılmıyor. Bitkilerde de aynı şeye rastlamak mümkün (bu arada bitkilere yazık değil mi, onları söküp gemiye koyalım). Kaldıki milyonlarca çeşit canlıdan bahsediyoruz. Alakasız alakasız hesaplarla imkansızlıktan 10 üzeri 51den bahsedenler böyle konularda sus pus oluyor. (Tanrının gücü var bunu da yapar diyenlere sözüm: "Gemiyle kurtarmakla uğraşan tanrı bunu yapmaz")
    Ben bu hikayede direk dini suçlamıyorum. Dinin asli kaynağı denilen kaynaktaki yeri nedir diyede bakmadım. Ben insanların tavrına bakıyorum. Gözlerine nasıl perde indiğine dikkat çekmek istiyorum. Yoksa tabi ki, tüm müslümanlar bu hikayeyi bu şekilde yorumlamıyor. Daha yerel bir olay olarak yorumluyor. (Burada bir rahatsız edici nokta aklı yönden daha özgür insanlara hikayenin daha mantıklaştırılarak anlatılıyor olması. Yoksa öteki türlü yesen, kimse hikayeyi değiştirmeyecek gibi. Gözlemim böyle ve sadece bu koun için geçerli değil)
  • Farzedelimli NUH AS.x kıtasında yaşıyordu halkı imana gelmeyince bir gemi yaptı alabildiği canlıları yanında götürdü alamadıkları geride kaldı öldü.
    Burada gözden kaçırdığınız nokta NUH AS.bir kara parçasına geldi burada yaşam olmadığından hiç bir yerde bahsedilmiyor.
    Belkide bu günkü canlıların çoğu NUH AS.ayak bastığı kıtada zaten yaşayan canlılardı.
    Burada anlatılan olay Peygambere inanmayan bir kavmin helak olmasıdır bütün dünyanın değil.Bilenler bilir tarihte örnekleri vardır sodom ve gomore gibi.
  • Yıllar önce okumuştum bu sayfaları ama aklımda kalmadı ilk sorumu sorayım sonra devam ederim bu tufan küresel boyuttamı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Beyaz Rus

    Din konusunda cehaletime verin ama ben de Hz. Nuh'un gemisi kavramını mantıksız buluyorum. Her canlıdan bir çift (erkek/dişi) alındığı söyleniyor. Ama bu canlıların içine mikroorganizmaların da gireceği gerçeği durumu bozuyor.

    Çünkü,

    • Bakterilerin neredeyse hiçbirinde erkek/dişi ayrımı yoktur. Kendi kendine çoğalırlar.
    • Bazı bakteriler (archaea) yaşamak için aşırı ortamlara (yüksek sıcaklık, basınç, pH) ihtiyaç duyar. Bu ortamları tek bir gemide toplamak mümkün değil.
    • Her bakteri türünü "teker teker" gemiye taşıma işi teknik olarak imkansız. Hele o zamanda...



    bu bana afetin tüm dünyada değil yerel olduğunu düşündürüyor ayrıca bakteri suda zaten telef olmaz gerekli canlılar olduğu söylenebilir.


    bu arada internette ararken rastladığım bi şeyi paylaşarım dedim


    quote:

    Nuh'un Gemisi:
    Ağrı dağının güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet)dir. Kalıntı, Türkiye- İran Transit yoluna 3.5 km. mesafededir.

    Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi dağıdır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. Başta James İrwin olmak üzeri Amerikalı araştırmacılar burayı çok yönlü incelemişlerdir. Türk bilim adamları ( Atatürk Üniversitesi ve MTA Enstitüsü elemanları) da bu oluşumu bilimsel yönden incelemişlerdir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklar Yüksek Kurulu 17 Eylül 1987 tarih ve 3657 sayılı kararı ile gemi kütlesinin � korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı�

     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.
  • bahsi gecen tufan tüm dünyayı kaplayacak şekilde degildir."tüm canlılar nasıl gemiye sıgdı bakteriler nerede nasıl beslendiler " gibi sorular yanlış
    cezayı hak eden kavmin oldugu bölgede etkili olmuştur (yani yeryüzünde yaşayan diger toplumlar zarar görmemiştir.)

    bu tufanın arkeolojik izleride var
    10-12 yıl olmuştu.ismini hatırlamıyorum ama bir dergide okumustum tufanın oldugu bölgede 2-25mt kalınlıgında çamur tabakası bulunmuş
    bu kalınlıktaki bir tabakanın o yükseklikte devasa bir sel dışında oluşması imkansız
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kazuya58

    bahsi gecen tufan tüm dünyayı kaplayacak şekilde degildir."tüm canlılar nasıl gemiye sıgdı bakteriler nerede nasıl beslendiler " gibi sorular yanlış
    cezayı hak eden kavmin oldugu bölgede etkili olmuştur (yani yeryüzünde yaşayan diger toplumlar zarar görmemiştir.)

    bu tufanın arkeolojik izleride var
    10-12 yıl olmuştu.ismini hatırlamıyorum ama bir dergide okumustum tufanın oldugu bölgede 2-25mt kalınlıgında çamur tabakası bulunmuş
    bu kalınlıktaki bir tabakanın o yükseklikte devasa bir sel dışında oluşması imkansız

    +1. Sadece Hz.Nuh'un kavminin inanmayanları helak olmuştur. Hâlâ tüm dünya da olduğunu sananlar var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Beyaz Rus
    Din konusunda cehaletime verin ama ben de Hz. Nuh'un gemisi kavramını mantıksız buluyorum. Her canlıdan bir çift (erkek/dişi) alındığı söyleniyor. Ama bu canlıların içine mikroorganizmaların da gireceği gerçeği durumu bozuyor.
    ...........

    .
    Tüm hayvanlar gemiye bindirilmemiştir, bindirilemez, böyle bir şey olamaz.
    Geçmiş yazılarımızda belirttiğimiz üzere gemiye,
    Tufandan sonra topluma gerekli olan inek, keçi, koyun, köpek, horoz, tavuk gibi hayvanlardan birer çift alınmıştır.

    O önde yürüyen bir çift zürafa, bir çift, arslan, bir çift gergedan, bir çift zebra modeli, Tevrat ve yahudi kaynaklıdır ve olanaksızdır.
    .
    .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: was

    Tüm hayvanlar gemiye bindirilmemiştir, bindirilemez, böyle bir şey olamaz.
    Geçmiş yazılarımızda belirttiğimiz üzere gemiye,
    Tufandan sonra topluma gerekli olan inek, keçi, koyun, köpek, horoz, tavuk gibi hayvanlardan birer çift alınmıştır.

    O önde yürüyen bir çift zürafa, bir çift, arslan, bir çift gergedan, bir çift zebra modeli, Tevrat ve yahudi kaynaklıdır ve olanaksızdır.
    .
    .



    Necati


     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.


    alınan hayvanlar sadece keci,koyun,deve, ve sığır cinsidir yani bir anlamda kurbanlık hayvanlardır

    artı gemide toplamda altı kişi vardır Hz nuh kardeşi Hz lut

    lut hun iki kızı ve nuh un iki oğlu dur

    kaldıki KURAN'da gemi diye bir ayet yoktur fulki (FLK) veya sefîneti (SFN) DİYE gecer
    halk dilinde gemi diye algılanır veya söylenir

     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.


    her tomruk ağacın bir baş kısmına bir civi yani (bir dil) iki kert yani (iki dudak) ve iki delik yani (iki göz) acarak.
    70 ağac civi ve 70 tane kasnak deri ile bağlanmış 9 taban yedişerden 28 yanlara toplamda otuzyedi tomruk ağacın başlarını bir birleriyle kenetleyip kesmiş oldukları hayvanların kanlarını kazanda sıcak tutup bez pacavralarını kana batırıp ara dolgularını yaptıktan sonra gemi yapımı bitmişdi


    Saygı selamlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi necati.29@hotmail.co -- 24 Eylül 2009; 17:23:20 >
  • quote:

    Geçmiş yazılarımızda belirttiğimiz üzere gemiye, Tufandan sonra topluma gerekli olan inek, keçi, koyun, köpek, horoz, tavuk gibi hayvanlardan birer çift alınmıştır.


    Eğer bu doğru ise, genel olarak yanlış bilgilendirilmişiz. Sadece inek, keçi, koyun, köpek, horoz, tavuk gibi hayvanlardan birer çift alındığı nerede yazıyor peki?
  • Necati



     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.


    İKİ tepenin görünümü

    süleyman'ın mescidi

    asabı kehf mağarası

    Hz NUH'un gemisinin kaldığı doğu tepesi ve geminin saklandığı mağara

    mağaranın bakış yönü kuzeye doğrudur

    selam saygılar

     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi necati.29@hotmail.co -- 25 Eylül 2009; 13:37:33 >
  • Necati



     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.


    güneş doğarken mağaranın sağ tarafından doğuşu

    selam saygılar

     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi necati.29@hotmail.co -- 25 Eylül 2009; 13:44:50 >
  • Necati



     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.


    güneş batarken gölgenin mağaranın üzerinden makaslama kapanışı




    Nuh gemisi ne ağrıda (ararat) nede cudi (cudiyi) dedir

    ki cudiyi ikitepe veya güzel yer anlamındadır

    dolaisiyle Geminin kaldığı yer ARAF dağında asabı KEHF mağarasında sökülüp saklanmıştır

    NOT: KURAN bizelere her şeyden bir kez bahseder bir ikincisi yoktur

    yani birinci mus veya ikinci musa diye bir ayet yoktur


    selam saygılar

     Nuh'un gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi necati.29@hotmail.co -- 2 Ekim 2009; 20:08:08 >
  • Bu gemi belki hiç bulunamayacak. Belki çoktan çürüdü gitti.

    Ama tartışması sürer. İsrael Kenaan'ı nereye uzatmak isterse oraya konar bu gemi. Ha Ararat ha Cudi. Ama en iyi kürt yahudileri bilir bunu ve dediklerine kulak kesilmek lazımdır.
  • Bu tufan küresel değildir.Yani belirli bir coğrafyada olmuştur.Bu yüzden her ccanlıdan 2 tane almaya gerek yoktur.Burdaki yok olduysa oradaki sağ kalacaktır.Fakan gerek uzun süren tufan sırasında olsun, gerek tufan sonrası yerleşimlerinde olsun hayvansal besinlere ihtiyaç duyacaklarından her hayvandan ikişer tane alınmıştır.
    E konserve yemekler yok ya yesinler.
  • amma topik olmuş arkadaşlar
  • alperen_69 Akşamki Nuh'un Gemisi filmini izledin herhalde Fox Tv'de

    Bakın, olay Tevrat'ta nasıl anlatılmış:

    Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum." Ama Nuh Rab'bin gözünde lütuf buldu. Yaradılış 6:5-8

    Ancak Nuh Peygamber, O'na inanmış biridir ve Tanrı'nın ona bir şans vermesine sebep olur. Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yaşayan bütün hayvanlardan birer (ve bazılarından yedişer) çift almasını emreder.

    Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola." Yaradılış 6:14-21

    Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. Yaradılış 7:2

    Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. Bu da Tanrının Nuh'a bir lütfudur. Yaradılış 7:11-12


    Anlaşılan, yerel bir olay değilmiş, bütün dünya su altında kalmış. Nuh'un 3 oğlu varmış, ve onlardan şu soylar türemiş:

    * Sam, Sami ırkının atası.
    Oğulları:Elam, Asşur, Arfakşad, Lud, ve Aram.
    * Ham, Hami ırkının atası.
    Oğulları: Cush, Mizraim, Fut, ve Kenan.
    * Yafes, Yafesi ırkın atası.
    Oğulları:Gomer, Mecüc, Maday, Yavan, Tubal, Meşeç, ve Tiras

    Gelgelelim, bu tufan öyküsünün tarihine. Bu öyküden Tevrat, İncil ve Kuran'da bahsedilir, ancak aslında çok daha eski zamanlarda, üç aşağı beş yukarı aynı öykü pek çok medeniyette anlatılmıştır; büyük bir tufan olması, her yerin suyla kaplanacak olması, seçilmiş bir kişiye bu olayın önceden haber verilmesi, bu kişinin gemi yapması ve her türden hayvandan birer çift bu gemiye doldurması.

    Sümer Mitolojisi'ne göre, Tufanın geleceğini bilen tanrılar insan ırkının yok olması için seslerini hiç çıkarmazlar. Çünkü tanrıların başındaki tanrı Enlil, insan ırkından hoşlanmaz. İnsanların inançsızlıkları, hakaretleri, tanrılara değer vermeyişleri onu çileden çıkarmıştır ve bütün tanrılara da "İnsanlara yardım etmeyeceksiniz, Tufanı hiçbiri öğrenmeyecek" diyerek hepsine yemin ettirir. Yalnız aralarından kurnaz su tanrısı Enki(Ea) insan ırkını çok sevdiği için bir şekilde yardım etmek ister. Hemen dünyaya gider, Ziusudra'yı bulur. Kendisi, insanların girip tanrılara dertlerini, günahlarını anlatarak rahatladığı odaya girer ve Ziusudra'nın kapıda beklemesini ister. İçerde Enki bağıra çağıra tüm olayı anlatır, insanlara yardım edemeyeceği için çok üzüldüğünü belirtir. Ardından Tufandan kurtulmak için gereken her şeyi anlatır. Tabii ki de kapıda bekleyen Ziusudra her şeyi duyar ve hemen işe koyulur. Tanrısının verdiği talimatlara göre gemisini inşa eder, her canlıdan bir çift alır, kendisine inananlarla (ki ailesi, hizmetçileri ve bir-iki arkadaşından başka kimse inanmaz) gemiye doluşurlar. Sular her yeri doldurur, bütün şehirler kaplanır, insanlar boğularak can verir. Olanları dünyanın çevresinde dönen bir gemiden izleyen tanrılar ağlarlar, yarattıkları medeniyetin yok oluşunu izlemek onlara büyük acı verir, "Ne yaptık biz?!" diye dövünürler. Ziusudra ve yandaşları, sular çekilmeye başlayınca ortaya çıkan ilk kara parçasına çıkarlar (Bu kara parçası, Eski Ahit'te Ağrı Dağı (Ararat) olarak, Kur'an'da Cudi Dağı olarak bahsedilir). Hâlâ yaşayan insanların olduğunu gören tanrı Enlil hemen yanlarına gider, tabii ardından da diğer tanrılar onu takip eder. İlk başta sinirlenen Enlil'i diğer tanrılar sakinleştirirler ve bir anlaşma yapılır. Artık insanlar tanrılarına hürmet göstereceklerdir, karşılığında da tanrıların koruması olacaktır. Bir daha da insanlık böyle bir felaket yaşamayacaktır, bu son felakettir. Çünkü böyle bir felaketi gören tanrılar, aslında insanları sevdiklerini anlarlar.

    Yunan Mitolojisi'ne göre, Tanrılar Kralı Zeus'un öfkesi, Pelasgianların kibrinden ötürü alevlendi. Zeus, Büyük Tufan ile Bronze çağı bitirmeye karar verdi. Arcadia kralı, bir çocuğu Zeus için kurban etti, onu sakinleştirmek adına. Ancak Zeus, bu barbarca olayla dehşete düştü, ve böylece ırmakların taşacağı, ve denizlerin toprağın ırzına geçeceği, dağları dalgalarıyla yutacağı, ve herşeyi temizce yıkayacağı yere, müthiş bir tufan gönderdi. Deucalion, Prometheus'un oğlu, babasının uyarısıyla bir gemi yaptı, güzelce hazırladı, 9 gün sonra sular çekildiğinde o ve karısı Pyrrha, tufandan kurtuldu. Ancak bu hikayede, gemiye hayvan çiftleri alınmasından bahsedilmez.

    Çin Mitolojisi'ne göre: Birçok mitolojide kendisine yer edinen tufan fenomeni, Çin mitolojisinde de kendisine yer edinir.

    Büyük bir tufanı konu alan bir mitte Nü Wa ve hem erkek kardeşi hem de eşi olduğuna inanılan Fu Xi bir çiftçinin çocukları olarak yer alırlar. Çiftçi bir gün Gök Gürültüsünü yakalar ve hapseder. Pazara inmesi gerektiğinde, çocuklarına ne olursa olsun Gök Gürültüsü'ne su vermemeleri gerektiğini tembih eder fakat o gittikten sonra kızı Gök Gürültüsü'ne su verir. Bunun üzerine hapsedildiği yerden bir anda taşarak çıkan Gök Gürültüsü iki kardeşe ağzından bir diş verir; onlara dişi ekmeleri söyler. Eve döndüğünde çiftçi olanları anlar ve büyük bir fırtınanın vuku bulacağını sezerek demirden bir gemi inşa etmeye başlar. Çocuklar ise dişi ekerler. Ekilen yerden bir asma türer ve asmada büyük bir su kabağı büyür. Su kabağının içini açan kardeşler, içinde de ektikleri dişe benzer birçok dişin olduğunu görürler. Fırtına yaklaşırken su kabağının içindekileri çıkarırlar ve tam zamanında su kabağına binerler. Çiftçi ise bitirdiği gemisine biner. Uzun bir süre fırtına devam eder ve sular cennete kadar yükselir. Bu gerçekleşince cennetin kapısına vuran çiftçi cennetekileri kızdırır ve cennetekiler suyun bir anda çekilmesini sağlarlar. Altlarındaki suyun bir anda çekilmesi sonucu iki gemi de bir anda yere düşer. Çiftçinin demir gemisi yere çarpar ve parçalanır, çiftçi de bu esnada ölür. Çocukların yumuşak olan su kabağı ise hafifçe yere iner. Dünya'da yaşayan tek kişiler artık kardeşlerdir. Bunlara bu olaydan sonra; Fu Xi Kardeşler; ismi verilir; Fu Xi Çince su kabağı anlamına gelmektedir. Kardeşler evlenir ve kız kardeş hamile kalır, bir et parçası doğurur. Bunun üzerine et parçasını küçük parçalara böler ve bir kâğıda sararlar. Fakat esen rüzgâr sonucu et parçaları etrafa dağılır. Bu et parçalarından da insanlar oluşur.

    Bir başka büyük tufan miti ise İmparator Yu ile ilişkilidir. Bu mite göre Yu'nun babası Gun Yao tarafından Sarı Nehrin taşması sonucu oluşan selin kontrol altında tutulması ile görevlendirilir fakat sorunu 9 yıl boyunca çözemez. Bu sebeple Shun tarafından öldürülür ve Yu babasının yerine getirilir. Yu birçok kanal ve set inşa ettirir ve zorluk içinde geçen 13 yıl sonra sel sorunu çözülmüş olur. Shun, Yu'ya tımar vererek onu ödüllendirir ve ölürken egemenliğini Yu'ya bırakır. Bütük Tufanı kontrol altına alması sebebiyle genellikle Büyük Yu olarak anılır. Ayrıca, kendisinden önceki imparatorlar gibi, İmparator Yu olarak da anıldığı olur. Yu'ya dair bu anlatılar klasik Shu jing ve Shi jing en eski kısımlarında kendilerine yer bulmuşturlar.

    Mayalar ve tufan: Efsaneye göre, yeryüzü büyük bir felaketle karsilasip, birçok ülke sular altinda kaldiktan sonra, Maya ülkesine "dogudaki deniz"den, bilge bir tanri gelmisti, küreksiz bir gemiyle. Yildizlarla, dünyayla, bina ve tapinak yapimiyla ilgili bilgileri hep bu bilgeden ögrenmisti Mayalarin atalari. Onu getiren gemi de, biçiminden ötürü, uzun boynunu ufka çevirmis büyük bir tüylü yilanla sembolize edilmisti.

    Hinduizm'de Tufan: Hindu inançlarına göre Manu ismi, insanlığın atasına verilmiş bir lakaptır, ve ayrıca insanlığı büyük selden kurtaran kraldır. Vişnu'nun Avatar Matsya'sı, Dravidadesa Kralı Manu'ya, o ellerini bir ırmakta yıkarken, küçük bir sazan balığı kılığında göründü. Bu ırmağın, onun ülkesi Dravida'nın Malaya Dağları'ndan aşağıya dökülmesi gerekiyordu. Matsya Purana (Hindu yazıtlarının en eskisi)'na göre, kralın gemisinin, Malaya Dağlarının zirvesindeki tufandan sonra, demir atması gerkiyordu. Küçük balık, kraldan onu korumasını istedi. Merhametsizce, onu su kavanozuna koydu. Balık giderek büyümeye başladı. Manu onu önce daha büyük bir sürahiye, ardında da bir çeşmeye koydu. Çeşmenin de giderek büyüyen balık için yetersiz olduğunu görünce, onu bir gölcüğe koydu. Büyümeye devam edince, onu bir ırmağa koydu. Irmağın da yetersiz olduğunu görünce, onu okyanusa koydu. Sonunda, büyük okyanusun engin sularını neredeyse doldurdu ve kralı yakında büyük bir selin olacağına dair uyardı. Kral büyük bir gemi yaptı, ailesini, selden sonra sular çekildiğinde tekrar dünyaya yaymak üzere 9 çeşit tohumu ve hayvanları gemiye getirdi. Tufan sırasında, Vişnu (tanrı) bir boynuzlu balık şeklinde ortaya çıktı, Manu gemiyi boynuza bağladı, ve gemi hız kazandı. Matsya Purana'ye göre tufandan sonra gemi, Malaya dağlarının tepesine kondu.

    Kızılderili Efsanelerinde de tufan ve su baskınları çok yaygındır. Elimdeki Kızılderili Efsaneleri ve Masalları kitabında da, çok eskilere dayanan, ve yaratıcının kah bir öfkeyle dünyayı su ile kaplamasından, kah heryerin önce su ile kaplanıp ardından toprakların oluşmasından bahseden öyküler var.
    __________________________________________________________________________________________

    İşin ilginç yanı tüm bu kavim ve medeniyetlerinin, coğrafik olarak birbirinden uzakta oluşu, kuzey Amerikadan çin'e, mezopotamyadan hindistana uzanan, temel olarak birbirlerine çok benzer hikayeler. Hangisinin daha eskiye dayandığı, hangisinin diğerlerinden etkilendiği, veya gerçeklikleri tartışılır. Mesela 3 kardeş ve onların eşlerinden nasıl çoğalır insanlar, ondan da önce sadece Adem ve Havva'dan nasıl çoğalır insanoğlu, bunun genetik olarak ne derece gerçekçi olduğu ayrı birer konu.
  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.