Şimdi Ara

Kimya tarihinin en trajik hatası!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
1
Favori
191
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • : Kimya tarihinin en trajik hatası

    İnsan organizması açısından tüm zamanların en yıkıcı kimyasal
    bileşimlerinden biri sayılan eroinin, ilk kez bilim adamları eliyle
    ve
    gerçekte son derece iyi niyetli bir amaca hizmet etmek üzere
    üretildiğini
    biliyor muydunuz? 1897'de Almanya'daki Bayer laboratuarlarında
    kanser ve
    tüberküloz hastaları için "ağrı kesici" olarak hazırlanan "eroin
    hidroklor",
    dehşet verici yan etkileri farkedilince onu ilaç olarak reçetelere
    yazan
    hekimler tarafından derhal terkedildi. Ancak iş işten geçmiş
    ve "şeytanın
    tozu" hapsedildiği şişeden kaçıp halkın arasına karışmayı başarmıştı
    bir kez
    ..


    ***

    Kimya tarihinin ünlü efsanelerinden birine göre, "eroin" maddesi,
    adını, bu
    maddeyi deneme amacıyla kolundan enjekte eden bir Bayer mühendisinin
    o anda
    yaşadıklarını tanımlamak için kullandığı şu mânidar cümleden almıştı:

    "Kendimi bir kahraman gibi hissediyorum!" ("I feel like a hero")

    İşte, o günden bu yana eroin, dünyanın dört bir köşesinde, din, dil,
    ırk ve
    sosyal sınıf gözetmeksizin yüzmilyonlarca "kahraman" (!) üretmeye
    devam
    ediyor. Yalnız, küçük bir sorun var ki, bu sentetik kahramanların
    büyük bir
    bölümü kahramanlıklarını pekiştirecek herhangi bir dünyevî icraat
    yapmaya
    vakit bulamadan, hayli zamansız bir biçimde toprağın altını
    boylamaktalar!

    Elbette ki, eroin şakası yapılamayacak kadar hassas bir konu. Zaten
    bizim
    derdimiz de şaka falan değil, yalnızca bir durum tesbiti yapmak.
    Ancak,
    aşağıda aktaracağımız tarihsel gerçekleri okuduktan sonra, şakayı
    biz mi
    yoksa şu anlı şanlı bilim dünyası mı yapıyor, ona siz karar
    vereceksiniz.

    İnsan organizması açısından tüm zamanların en yıkıcı kimyasal
    bileşimlerinden biri sayılan eroin, gerçekte son derece iyi niyetli
    bir
    amaca hizmet etmek üzere üretilmişti.

    Saf morfinin asit anhidritle işlenmesi sonucu ortaya çıkan bu
    ölümcül toz,
    ilk kez 21 Ağustos 1897 günü, Bayer'in Almanya'nın Elberfeld
    kentindeki
    laboratuarında sentezlendi. Sentezleme işlemi, bu tarihten yalnızca
    bi kaç
    gün önce aynı laboratuarda "Asprin"i keşfetmiş olan saygın Alman
    kimyageri
    Dr. Felix Hoffman tarafından gerçekleştirilecekti. Bayer kayıtları,
    bizlere
    bu deneyin hedefinin kuru öksürük, tüberküloz ve kanser gibi önemli
    hastalıklarda hem şiddetli acıları dindirebilen, hem de tedavi edici
    yönü
    bulunan etkili bir ilaç keşfetmek olduğunu bildiriyor. 1868'de
    Ludwigsburg
    da doğan Hoffman, Münih Üniversitesi Farmakoloji Bölümü'nden son
    derece
    yüksek derecelerle mezun olmuş, geleceği parlak bir kimyagerdi.
    Nitekim,
    Alman ilaç sanayiinin duayenlerinden Adolf von Bayer de onu
    keşfetmekte
    gecikmedi. Genç kimyageri şirketinin Ar-Ge bölümüne alan Bayer, onun
    sayesinde farmakoloji tarihinin en büyük buluşlarından biri olan
    asetil
    salisilik asiti günümüzde "Aspirin" adıyla bütün dünyada tanınan
    ticarî bir
    markaya dönüştürecekti.

    İşte, eroin tam da o günlerde, şirket çalışanlarının "Aspirin"in
    keşfinin
    coşkusunu yaşadığı sırada doğdu. Dr. Hoffman büyük buluşunu kayıtlara
    geçirmesinden yalnızca 11 gün sonra yine aynı laboratuarda,
    fokurdayan
    tüplerinin başındaydı. Bunaltıcı Ağustos sıcağına aldırmaksızın gün
    boyunca
    aralıksız çalışan ünlü kimyager en sonunda hedefine ulaştı. Deney
    kabının
    dibine çökelen beyaz toz, bir süredir kafayı taktığı o yepyeni
    formülün işe
    yaradığının da en somut kanıtıydı.

    Aspirin ve eroinin ortak mucidi: Dr. Felix Hoffman
    baz morfinden sekiz kat daha güçlü bir uyuşturucu elde eden Dr.
    Hoffman,
    bunun kontrollü şekilde kullanımıyla yukarıda anılan hastalıkların
    tedavisinde çok önemli bir ilerleme kaydedebileceğini düşünüyordu.
    Kobaylar
    üzerindeki deneme çalışmaları bir yıl kadar sürdü ve toz
    eroin, "heroin
    hydrochlor" ticarî markasıyla şişelenmiş olarak 20. yüzyılın hemen
    arefesinde Bayer şirketi tarafından piyasaya sürüldü. Bugün için
    inanılması
    bir hayli güç olmakla birlikte, eroin o dönemde başta Almanya olmak
    üzere
    birçok Avrupa ülkesinde eczanelerde rahatça satılıyordu. Hekimler,
    birçok
    ağır vak'ada hastalarını "mutluluktan uçuran" bu toza önceleri büyük
    ilgi
    gösterdiler. Eroin yalnız tedavi umudu olanlar için değil, tedavisi
    imkânsız
    görülen ve ölüm döşeğinde birazcık huzur isteyen hastalar için de
    gerçek bir
    umut gibi görülmekteydi.

    Ancak, madalyonun öteki yüzü kısa sürede ortaya çıktı. Yalnızca bir
    iki
    kullanımın ardından "şeytanın tozu"na müptela olanlar şuursuzca ecza
    depolarına, laboratuarlara saldırıyor ve kendilerine daha fazla ilaç
    temin
    etmeye çabalıyorlardı.

    Eroin yasal olarak son kez 1. Dünya Savaşı yıllarında ağır yaralı
    askerlerin
    tedavisinde kullanıldı, ardından da tıp dünyasındaki güçlü bir
    konsensus
    sonucu tedavi prosedürlerinden tümüyle kaldırıldı.

    İnsanları çok seven ve mesleğine aşık bir kimyager olan Dr. Hoffman,
    8 Şubat
    1946'da son nefesini verirken, ilk kez onun laboratuar kaplarında
    dünyaya
    gözlerini açan "diasetilmorfin" artık çoktan bir ilaç olmaktan
    çıkmış,
    alım-satımı ya da kullanımı bir çok ülkede en ağır şekilde
    cezalandırılan
    lanetli bir maddeye dönüşmüştü. Bir daha da hiç bir güç önünü kesmeyi
    başaramayacaktı...







  • Daha önce açılmıştı bu konu. Ama olsun, hatırlamakta fayda var.
  • Ve ben de o topikte LSD nin bulunuşundan da bahsetmiştim
  • eroin
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.