Şimdi Ara

ara vermeden en fazla oynadığınız oyun ne (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
184
Cevap
0
Favori
4.391
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • war3,dota,battlefield2,halflife2....
  • Prince Of Persia Warrior Within
  • KİNG KONGKİNG KONG
    Fantastik romanların en önemlilerinden biri olarak gösterilen Yüzüklerin Efendisi serisini sinema perdesine taşıyarak çok büyük bir başarı yakalayan Oscar ödüllü yönetmen Peter Jackson, King Kong’u önümüzdeki ay içinde beyazperde’ye bir kez daha uyarlıyor. Jackson, çocukluk dönemlerinde izlediği ve yönetmenliğe başlamasının nedeni olarak gösterdiği dev goril King Kong’u hazırlarken bir de oyunun yapılmasına karar vermiş.

    Tıpkı Yüzüklerin Efendisi serisinde olduğu gibi filmin gösterime girmesine kısa süre kala hem filme olan ilgiyi biraz daha arttırmak, hem de meraktan tırnaklarını kemirme noktasına gelmiş King Kong hayranlarına film hakkında önemli ipuçları vermek için PC ve tüm oyun konsollarına filmin resmi oyunu hazırlanmış. Daha evvel film oyunları için Electronic Arts ile çalışan ve bilgisayar oyunları ile yakından ilgili olduğunu söyleyen Peter Jackson, Beyond Good & Evil oyunu ile büyük ilgi duyduğu Ubisoft ile çalışmayı özellikle istemiş. Ubisoft da bu isteği elbette reddetmeyerek biz oyun severlere sadece basit bir film oyunundan çok daha fazlasını sunmak için elinden geleni yapmış.

    Lanetli adada film çekmek

    King Kong hakkında bilgisi olmayanlar için hikayeyi kısaca anlatmak gerekirse; iflasın eşiğine gelmiş film yapımcısı ve yönetmen Carl Denham, hayatının filmini çekerek kendini düştüğü çıkmazdan kurtarmak istemektedir. Can dostu senaryo yazarı Jack Driscoll (oyunda yöneteceğimiz karakter) ile birlikte hayatlarının filmini çekmek için kaybedecek hiçbir şeyi olmayan oyunculardan oluşan bir film kadrosu oluşturarak, içinde ne olduğunu bilmedikleri bir adaya film çekmeye giderler.

    Ulaştıkları ada devasa boyutlarda duvarlarla çevrilidir ve bu korkunç olduğu kadar garip olan durum, çılgın yönetmen Carl Denham için müthiş bir çekim alanıdır ve gördüğü her ilginç cismi filme çekmeye başlar. Aslında adanın lanetli pek çok yaratık ile dolu olduğunu anladıklarında artık çok geçtir. Hayatlarını kurtarmak için mücadeleye girişen grubun aksine yönetmen Carl Denham gördüğü her şeyi filme çekmektedir ve olanları bir türlü ciddiye almamaktadır. Karşılaştıkları tüm yaratıkların bir şekilde alt etmeyi başaran grup, sonunda hikayenin baş kahramanı olan devasa goril King Kong ile karşılaşırlar. Kong, filmin başrolündeki bayan Ann Darrow’u kaçırır. Grup artık hem Ann’i kurtarmaya, hem de hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Carl Denham ise hayatının filmini çekmeye…

    İki farklı tür bir arada

    Peter Jackson’ın yeniden sinema perdesine taşıdığı filmin hikayesine birebir paralel ilerleyen oyunumuz temelde iki farklı türü içinde barındırıyor. Korkusuz senarist Jack Driscoll’u kontrol ettiğimiz bölümler First Person Shooter, King Kong’u yöneteceğimiz bölümler ise Third Person Action olarak tasarlanmış. Oyunun genel yapısı oldukça atmosferik ve tıpkı sinema filmi tadında ilerleyen sahnelerden oluşmakta. FPS olarak oynadığımız bölümler, türün diğer örnekleri gibi elinde silahı olan bir ölüm makinesi olmaktan ziyade, hayatta kalmaya çalışan ve kullandığı her kurşunun hesabını yapmak zorunda olan aciz bir insan olmaktan öteye gitmiyor. Oyunu daha atmosferik kılan da bu. Öte yandan King Kong’u yönettiğimiz bölümler ise kimi zaman Prince of Persia gibi platformdan platforma atlamak ve duvarlara tırmanmak aynı zamanda dev yaratıklara karşı da kas gücümüzü kullanmak üzerine kurulu. Kullandığımız iki karakterin en büyük farkı; biri hayatta kalmaya çalışırken, diğeri aşırı gücü sayesinde her şeye hükmetme noktasında.


    Kurulumun ardından filmin fragmanı eşliğinde genel konuyu takip ediyor ve büyük bir fırtınanın ardından lanetli adaya giriş yapıyoruz. Oyunun başında uzun bir süre sadece Jack’i yönetiyoruz. Adanın derinliklerine inip King Kong ile karşılaşana kadar FPS türünde ilerleyeceğiz. Oyuna başladığımızda bilindik FPS oyunlarından çok farklı olgularla karşılaşıyoruz. Ekranımızda ne bir güç göstergesi, ne kurşun miktarı ne de silah var! Sadece Jack’in gözünden gördükleri ile ilerlemeye başlıyoruz. Biraz ilerledikten sonra ise yavaş yavaş yaratıklarla karşılaşmaya başladığımızda arkadaşımız bize bir silah uzatıyor. 6 adet kurşunu olan bu silahı boş yere kullanmak ise kızgın çölde bir matara suyu döke saça içmeye benziyor. Kurşunların her biri altın niteliğinde ve mümkün olduğunca az harcamaya gayret gösteriyorsunuz.

    Alternatif silahlar

    FPS olarak ilerleyen bölümlerde her kurşun altın niteliğinde olunca alternatif silahlar bulmamız gerekiyor. Eğer çevreye dikkatli bakarsak sürekli kemik parçaları ya da yere saplanmış mızraklar görüyoruz. Bu mızrakları kullanarak genelde orta sınıf bir yaratığı tek seferde öldürmemiz mümkün ve genelde sadece silah olarak bu mızrakları kullanıyoruz diyebilirim. Her mızrak atıldıktan sonra kısa bir süre bulunduğu yerde kalıyor ve tekrar alıp kullanabiliyoruz. Ancak mızrağı atmak yerine düşmana vurmayı tercih edersek birkaç vuruştan sonra kırılıyorlar. Mızrakların bir yanı ise eğer bir ateş kaynağı bulabilirsek uçlarını yakarak hem düşmana fazla zarar verebiliyoruz hem de çevrede bulunan çalı çırpıyı yakabiliyoruz. Eğer çalılar arasında yaratıklar varsa tek seferde birkaçını kızartmış oluyoruz. Bazen ise ulaşmamız gereken bir cisim bu çalıların ardında oluyor ve ulaşmak için mutlaka yakmamız gerekiyor.

    King Kong oyununun FPS modundaki savaş sistemi ise normal FPS’lerden daha farklı. Elimizdeki silahı kullanmak için öncelikle boşluk tuşuna basarak kullanılabilir hale getiriyoruz ve ardından mouse’un sol tuşuna basarak silahı ateşliyoruz. Baştan garip gelen bu kontrol sistemine alışmak biraz zaman alıyor. Kurşunun oldukça değerli olduğu söylediğim oyunda en çok kullanacağımız silah olan mızrağı ise küçük yaratıklara salladığımızda onları oldukları yere sabitleyebiliyoruz. Mesela ilk bölümlerde sık sık karşılaşacağımız dev kırkayaklar genelde iki vuruşta ölüyorlar ve bunları önce bir mızrak atıp yere saplarsak ikinci atışımızı yerinde sabit duran kaçamayan bir hedefe attığımız için iş kolaylaşıyor.

    Macera boyunca, oyunun geçtiği yıllara ait olan ve Birinci Dünya Savaşı oyunlarından tanıyacağımız silahları kullanıyoruz. Haritalar içinde bu silahların bulunması saçma olacağından yapımcılar bunları, bize yardım etmek için uçaktan atılan sandıklar halinde sunuyorlar. Paraşüte bağlı sandıklar kimi zaman önümüze çıkarken kimi zaman ise ağaç dalına takılı halde bulunuyorlar. Mutlaka o noktaya mızrak atıp ya da bir şekilde uzanıp sandığı aşağı düşürmemiz gerek. Aynı anda sadece bir ateşli silah bir de mızrak taşıyabildiğimiz için, tabanca, tüfek ve dürbünlü tüfek gibi silahlardan hangisini seçeceğimizi karşımıza çıkacak düşmanın türüne göre belirlememiz gerekiyor.

    Alternatif stratejiler

    Düşman sayısı arttığı zaman bu sefer besin zinciri imdadımıza yetişiyor. Nasıl mı? Oyunumuzun geçtiği evrende tüm yaratıklar mutlaka birbirlerini yiyorlar. Eğer önünüzde 3 adet dinozor var ise ve elinizde sadece bir mızrak varsa; hemen gökte uçan kuşu mızrağınızla vurabilir ve yere düştüğünde o üç dinozorun kuşu yediğini görebilirsiniz. Bu durumda ise bize sadece çıkış yoluna kaçmak kalıyor. Çünkü oyunumuz kesinlikle diğer FPS’ler gibi düşmanları öldürmek üzerine kurlu değil sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz.




    Yol boyunca yapacaklarımız ise genelde aynı. Ulaşmak istediğimiz noktaya doğru açılan kapılar hep iki adet kol ile idare ediliyor. Yan yana duran iki direğin ucundaki kolları aynı anda iki kişinin 360 derece döndürmesi gerekiyor ve oyunda defalarca karşılaşacağımız bulmaca olan; eksik kolu etrafta ara ile hep dönüp dolaşıyoruz. Mutlaka yakılması gereken bir çalının ardında ya da yaratıklarla dolu bir mekanda bulunan bu “kapı kolları” en büyük bulmacamız oluyor. Genelde birden fazla düşmanı öldürmek için çalıları yakıyor ya da uzak bir noktaya küçük bir hayvanı atıp düşmanlarımız o hayvanı yerlerken biz de kendimize lazım olan kolu alıp bir an evvel ortadan kayboluyoruz.

    Yaratıklara karşı iki şans

    Karşımıza çıkacak olan ve öldürmek için çok ama çok uğraşmamız gereken dev yaratıklar ise FPS bölümlerinin en heyecanlı anları oluyor. Mesela oyunun demosunda da bulunan T-Rex’den kaçma bölümü, gerçek oyunda biraz daha uzun sürüyor ve gerçekten inanılmaz derece heyecanlı anlar yaşıyorsunuz. Elinizdeki hiçbir silah bu büyük yaratıklara işlemiyor, sadece onların ilgisini başka yöne çekmeye ve kaçmaya çalışıyorsunuz.

    Macera boyunca karşılaşacağımız yaratıklar bizi iki hamlede öldürüyorlar. İlk darbeyi aldığımızda ekran kızıl bir renge bürünüyor, sesler yok oluyor ve uzaklardan bir müzik duymaya başlıyoruz. Tamamıyla kendimiz kaybettiğimiz bu anlarda eğer bir şekilde tehlikeden uzaklaşabilir ve biraz sakin durabilirsek tekrar eski halimize geliyoruz. Yaralı halde iken bir sinek tarafından bile ısırılsak maceraya veda ediyoruz.

    Konsollarla birlikte PC’ye hazırlanan oyun basit bir kayıt sistemi kullanıyor. Sürekli checkpoint'lerde kendini kaydeden oyun, genellikle büyük çatışmaların hemen öncesinde bilgileri hafızaya alıyor ve öldükten sonra tekrar başladığımız yer fazla uzak olmuyor.

    Prince of Kong

    Maceranın büyük kısmını FPS olarak oynayacağımızdan ayrıntıları o tarafa vermiş olsam da oyunun Kong olarak oynadığımız bölümler ise çok daha zevkli. Diğer tarafta hayatta kalmaya çalışırken Kong ile oynarken adeta dünyaya meydan okuyorsunuz. Kong ile oynadığımız bölümler nedense bana yine bir Ubisoft oyunu olan Prince of Persia’yı anımsattı. Duvarlarda yürümek, ağaç dallarından sallanıp platformlara atlamak ve düşmanlarla yakın dövüş yaparken kombolar uygulamak gibi pek çok aksiyon öğesi var Kong bölümlerinde. Kong ile oynarken bulmaca çözmekten ve kaçmaktan çok sürekli düşman pataklıyoruz.

    Kontroller tipik bir aksiyon oyunundan farklı olmadığı gibi oldukça da rahat. Kong’u yönetirken, sol tuş ile düşmana vuruyor, boşluk tuşu ile sağa sola kayıyor, sağ tuş ile de düşmanı yakalıyoruz. Genelde düşmanlar birkaç tokat yedikten sonra yakalanıp, bitirici vuruş alarak ölüyorlar. Kong ile oynarken tıpkı diğer bölümde de olduğu gibi güç göstergesi yok ve gorilin üzerindeki çiziklerden ne kadar hasar aldığını anlıyoruz. Son olarak Kong’un en güzel özelliği ise düşmana daha güçlü vuruş yapmak için göğsüne vurarak konsantre olması ve çok daha sinirlenip düşmanını korkutuyor olması. Bunun için ise dövüşmüyorken mouse’un tekerleğini çeviriyoruz ve Kong bağırarak göğsünü yumrukluyor.


    Görsellik bir başka güzel

    King Kong’un görsel yönü oldukça kuvvetli. Özellikle oyunun atmosferini oluşturan sis, sürekli yağışlı olan hava ve puslu olan gökyüzü insanı havaya sokuyor. Ana karakterler ve King Kong oldukça güzel modellenmiş. Kong’un dövüş sahnelerini yaşarken adeta film izliyormuşuz gibi kaliteli görüntülerle karşılaşıyoruz. Ancak aynı şeyi düşman yaratıklar için söylemek mümkün değil. Kimi düşmanlar yeterince detaylı yapılmadıklarından ana karakterlerin yanında sırıtıyorlar.

    Bir oyunun atmosferini oluşturan en önemli öğe hiç şüphe yok ki sesler ve müzikler. King Kong oyununda filmden alındığına inandığım ve hepsi orkestral olan müziklerin her biri, bir diğerinden daha güzel. Dahası ise ses efektleri adeta insanı o adada olduğuna inandırıyor. Karakterimiz fazla koştuğunda nefes nefese kalması, darbe aldığında tüm seslerin buğulaşması ve derinden çalan huzur veren müziğin etkisi tarif edilemeyecek kadar güzel.

    King Kong’un grafiklerinin temelde çok başarılı olmasına ve DirectX9.0’ın tüm nimetlerinden yararlanıyor olmasına rağmen tam bir sistem canavarı olduğunu söylemek zorundayım. AMD 2500+, 1GB RAM ve Nvidia FX 5600 ile test ettiğim sistemde oyunun takılmaması için en düşük ayarlarda oynamak zorunda kaldım. Kısacası oyunu doğru dürüst oynamak için kesinlikle, 2.5 GB işlemciye, 512 MB RAM’e ve DirectX9.0 destekleyen orta sınıfın üzerinde bir ekran kartına ihtiyaç var. Evet, oyun daha düşük sistemlerde çalışıp açılıyor ancak düşük ekran yenileme hızı ile ne kadar oynanabilir orası ayrı konu.

    Sonuç olarak sinema filminden birebir uyarlanmış olan King Kong, diğer tüm resmi film oyunlarının ötesine geçiyor. Çünkü diğer tüm film oyunları belli bir oyun türüne uyarlanmış olurlar. Oysa ki King Kong adeta yeni bir tür yaratırcasına hem iki farklı oyunu içinde barındırıyor hem de gerek FPS bölümleri olsun gerekse Kong’un bölümleri olsun benzer oyunlardan daha farklı öğeler içeriyor. Oyunun tek kötü yanı kendini fazla tekrar ediyor olması. Eğer aksiyon türünde farklılık arıyorsanız, sizin için öldürmekten çok sağ kalma çabası daha ağır basıyorsa, üstüne üstlük bir de King Kong konseptine ilginiz varsa kesinlikle bu heyecanı kaçırmayın.


    Çok emek harcadım.King Kong Favorim
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.