Şimdi Ara

Fikra Kampanyasi devam ediyo...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
31
Cevap
0
Favori
535
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Istanbulun gobeginde feci bir yangin;
    gazeteciler fotograflarini cekmek uzere meraklilarla birlikte 200-300'e yakin insan olusturmuslar.

    Itfaiyeciler cayir cayir yanan apartmandan tum kazazedeleri kurtardik sanirlarken, bir de ne gorsunler: Bir kadin yanindaki bebegi ile 4. kattan:

    Imdaat, imdaaaat diye avazi ciktigi kadar bagiriyor.

    Itfaiyecilerin yapacaklari hic bir sey yok, zira ates binayi oylesine sarmis ki, birak 4. kata cikmayi, artik binaya bile yaklasilmiyor.

    O esnada insan toplulugunun arasindan bizim Temel siyrilir ve yukardaki kadina cocugunu asagiya attigi takdirde tutarak hayatini kurtaracagini soyler. Hic 4. kattan cocuk asagiya atilir mi, diye dusunen kadin cocugunu atmamakta israr eder. Bunun uzerine Temel:

    " Ablacugum, ha cen ataysun cocugu asaguya, pen oni iyi tutayrum, zira pen Rizespor'un kalecisuyum " der.

    Kadin artik ne yapsin, hic olmazsa cocugum kurtulsun maksadiyla sallar bebegi asagiya. Asagida cit yok; cocuk asagiya agir cekimde duserken fotografcilar gunun ve hatta yilin olayini goruntulemek uzere yerlerini almislar.

    Temel yine agir cekimde halen daha havada olan bebege dogru kosar, bir sicrayisda bebegi tam 90'da avuclarinin icine alir, ve yumusak bir inisle gazetecilerin flaslari arasinda yere yuvarlanir.

    Artik seyircileri yerinde tutmak imkansiz; alkislar, tezahuratlar ardi ardina kesilmezken, Temel millete doner, elini kaldirarak onlari selamlar ve bebegi 2 kere yere vurduktan sonra DEGAJINI yapar... :)

    İstek uzerine daha rahat okunabilir hale getirildi:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eMaNeT -- 29 Mayıs 2005, 20:32:02 >



  • -2-------------------------------------------------------------------
    Mustafa abi

    Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyorlarmis bir
    yandan da pispirik çeviriyorarmis. Içlerinden biri (Mustafa Abi)
    televizyonda Ecevit'i görmüs ve demis ki :

    "Basbakan oldu yüzümüze bakmiyo. Eskiden böylemiydi be ! Etrafimda
    dolanirdi ! Hey bee, zaman ne çabuk geçiyor..."

    Tabii kahvedekiler merakla sormuslar :

    "Mustafa Abi ?? Sen nereden taniyosun Basbakani yahu ?"

    Mustafa Abi istifini bozmadan cevap vermis :

    "Üniversite yillarinda abilik ettim ona ! Az ekmegimi yemedi !! Gel gör ki
    simdi bizi unutmus baksana !"

    Kahvedeki ahali inanmamislar tabii ki.

    Mustafa Abi'de inandirmak için demis ki :

    "Gelin ulan ! Meclisin önüne gidiyoruz. Çikista yakalayacagiz Ecevit'i. O
    zaman anlarsiniz yalan mi degil mi ??"

    Hepbirlikte T.B.M.M.'nin önüne giderler ve çikista Ecevit'i yakalarlar.
    Ecevit hemen Mustafa Abi 'nin elini öpmeye kalkisir ve der ki

    "Abim, Mustafa abim ; kusura bakma basbakanlik bir dakika bos birakilmiyor
    ki ! Kusuruma bakma abi."

    Mustafa abi kahve ahalisine söyle bir bakar ve ahalinin acayip sekilde
    etkilendigini görür. Baska bi gün gene kahvede ahali ile TV
    seyreden Mustafa Abi TV' de Süleyman Demirel'i görür ve der ki :

    "Bu da öyle.Cumhurbaskani olunca kendini birsey zannetti. Hayirsiz çikti
    bu da !!

    Ahali : "Hadi canim.Ecevit'i belki sans eseri taniyosun ama buna
    inanmiyoruz !!" der.

    Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya gider. Mustafa Abi'yi gören
    Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarilir ve öpmeye
    kalkisir.Mustafa Abi
    buna izin vermez tabi.

    Demirel ekler: -Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yillardir
    göremiyodum seni. Tamda seni ziyarete gelecektim der.

    Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakis atar ki artik ahalinin
    gözünde
    peygamber kadar yükselmistir. Tekrar bi gün kahvede tv izlerken bu sefer
    tv
    ye Clinton çikar.

    Mustafa Abi söze baslar ve der ki :

    "Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri ? Tabi zengin oldun ,
    Amarika'ninda basina geçince unuttun bizi.. Hayirsiz herif!! Ahali bu
    kadarinin da fazla oldugunu
    söyler ve digerlerinin belki bir sans eseri olabilecegine ama Clinton'u
    tanimasinin
    imkansiz olduguna imece usülü karar verirler.

    Mustafa Abi'nin tabii ki kafasi atar ve bazi köylüleri alarak Beyaz
    Saray'a giderler. Kapidaki görevliye Clinton ile görüsmek istediklerini
    söylerler.. Görevli de sadece
    bir kisinin girebilecegini söyler. Köylüler düsünürler ve sadece Mustafa
    Abi'nin Clinton'u tanidigini söyleyerek Mustafa Abi'nin gitmesini
    isterler. Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler
    geçer ama kapidan kimse çikmaz .Köylüler sikilir. Penceredende bakma
    olanaklari olamadigi için ordan geçen uzun boylu birine sorma karari
    alirlar. Sans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir.
    Ingilizce bilen bir köylü Michael Jordan'a döner ve der ki :

    "Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakip neler oluyo, kaç kisi
    var bi baksana..

    Jordan camdan bakar ve cevap verir :

    "Vallahi ne oldugunu bilmiyorum. Içerde 6 kisi var. Biri Mustafa Abi,
    digerlerini tanimiyorum."
  • bunlar fıkra değil, roman yav, kim okuyacak bu kadar yazıyı
  • 2. si güzel
  • Diğerlerini tanımıyorum,ha! 2.si güzelmiş gerçekten...Belki 1. de güzldir ama bir sürü 4 rakamı olduğu için okuyasım gelmedi.
  • Bunu okuyupta gülmeyen olusa yuh derim artık

     Fikra Kampanyasi devam ediyo...
  • ------------------------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eMaNeT -- 27 Mayıs 2005, 1:47:52 >
  • -3--------------------------------------------------------------------------------------
    BILGISAYAR
    Bir Makine Muhendisi, Bir Elektrik Muhendisi ve bir Bilgisayar Muhendisi bir gun eski bir araba ile yola cikmislar.

    Issiz bir otobandan gecerken, araba aniden durmus, baktilar calismiyor, Makine Muhendisi:

    "Ben simdi hallederim!" diyerek atilmis, once arabanin altina yatmis, kaputu acmis, bir kac girisi sikistirip, bir kac yere cekicle filan vurmus ama tik yok!Basi egik arabaya geri donmus.

    Bunun uzerine Elektrik Muhendisi atilmis hemen, o da elektrik girislerini, sigortalari kontrol etmis, kablolarla oynamis ama hareket yok!

    Bunun uzerine ikisi birden donup, Bilgisayar Muhendisine bakmislar. Siranin kendisine geldigini anlayan Bilgisayarci:

    "Eeee sey, arabadan bir cikip tekrar girsek?"
  • uleeyn burda bize laf mı atılıyo

    dağıtırım burayıı
  • --------------------------------------------------------------------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eMaNeT -- 27 Mayıs 2005, 1:48:11 >
  • -4-----------------------------------------------------------------------------------------------
    mühendis farkı

    Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasinin bosalmasini
    beklemektedirler.
    Mühendis:" Bu adamlar ne yapiyor böyle, 15 dakikadir bitirmelerini
    bekliyoruz."
    Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalik görmedim."
    Rahip: "Iste görevli geliyor, onunla konusalim."
    Rahip: " Merhaba, Su anda sahada olan grup ne zaman çikacak, neden bu
    kadar yavaslar?"
    Görevli: "Evet onlar kör itfayeciler. Kulübümüzde geçen sene çikan
    yanginda gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman burada
    ücretsiz oynamalarina izin verildi.
    Rahip: "ne kadar üzücü, bu aksam onlar için dua edecegim."
    Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaslarla
    konusup onlar için bir seyler yapabilir miyiz diye bakacagim."
    Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamiyorlar?"
  • ehu
  • -5---------------------------------------------------------------------------------------------------
    Koyboy colorado colunde atiyla yorgun argin giderken birden bire nereden geldigi belli olmayan bir sesle irkilir.
    - '' DUUR''
    Sasiran kovboy etrafina baksada kimseyi goremez. Gaipten gelen bir sestir bu. Az sonra tekrar ayni ses;
    - '' ATINDAN IN VE KUREGINI AL'' der. Sasiran kovboy korku icinde emre itaat edip atindan iner ve kuregini atinin arka tarafinda cekip alir. bu arada etrafina bakmayi ihmalde etmez ama koca colde kimseler yoktur. Az sonra o ugultu seklindeki gurleyen ses tekrar duyulur.
    -'' SOLA DOGRU YIRMI ADIM AT'' kovboy aynen denileni yapar. Yapar ama korkudan ne yapacagini bilememektedirde. Adimlari sayar ve durur. Birazdan, o ses...
    -'' ORAYI KAZ HEMEN''der, kovboy kazmaya baslar. Az sonra kuregine bir sey takilir. biraz daha kazar ve bir sandik gorur...
    -'' SANDIGI CIKART ORADAN'' denileni yapar hemen
    -'' AC ONU'' diye gurler o ses yine kovboy sandigin kilidini kirar ve icini acar. Oda ne ici, cil cil altin dolu. Ne yapacagini sasiran kovboy etrafina bakar bakar ama kimseyi goremez. Saskinligini uzerinden atamadan o ses yine
    gurler,
    -'' HEMEN ATINA BIN VE DOGRU LAS VEGASA GIT'' der. Bir robot gibi emre itaat eder ve hemen sandigi atinin arkasina baglar ve saskinlik icinde atini Las Vegas'a surer. Las Vegas'a geldiginde o ses ...
    -'' DUUUR VE SAGDAKI KUMARHANEYE GIR'' der. Kovboy denileni yapar iceri girer ve yine o ses
    -'' RULET MASASINA GIT VE BUTUN ALTINLARI SIYAH 5'E OYNA'' der. Kovboy, parlayan gozlerle denileni yapar. Masaya yaklasir ve sandigi herkesin saskin bakislari arasinda siyah 5'e koyar. Rulet donmeye baslar kovboy kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlidir. Top doner, doner,doner ve oda ne?
    KIRMIZI 12 . Evet topkirmizi 12' de durur. Sessizlik olur, kovboy saskin etrafina,saga sola bakarken gurleyen ses....
    -'' HASS..R BE'' der...
  • -6-------------------------------------------------------------------------------------------------
    Adam kızına Barbie almak ister ve bir oyuncakçıya girer.
    - Vitrindeki Barbie bebek kaç para ? diye sorar Satıcı:
    - Hangisi beyim ? ve devam eder :
    - Barbie spora gidiyor 19.95 usd
    - Barbie alışverişte 19.95 usd
    - Barbie diskoda 19.95 usd
    - Barbie hede hodo yapıyor 19.95 usd
    - Barbie boşandı 265 usd. Adam şaşırır.
    - Neden hepsi 19.95 de boşanmış olan 265 usd? Satıcı cevaplar :
    - Çok basit boşanmış Barbie ile birlikte; Ken'in evini, arabasını,
    donuna kadar her şeyini de alıyorsunuz da ondan.
  • -7------------------------------------------------------------------------------------------------------
    THIS IS ARABIC TECHNOLOGY

    Amerikalılar yeni bir uçak geliştirirler ve bu uçağı denemek için Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür. Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilotta uçmaya devam eder. Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler. Tam bu esnada göstergelerde aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.
    Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler. Ve nitekim bir uçak yapıp, Amerika'dan bir pilot davet ederler. Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür. Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikalı pilot: "Bunlar bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der. Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür:

    "Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH....."
  • Yeni işe giren adam patronuyla hiç ummadığı kadar kısa sürede ve tahmin bile edemeyeceği kadar yakınlaşmıştı. O kadar samimi olmuşlardı ki öğlen yemeklerini beraber yiyor, haftasonu maçlara beraber gidiyorlardı. İkisi de futbol hastasıydı. Tuttukları takımın hiçbir maçını kaçırmazlardı.
    Yine bir hafta sonu statta maç seyrediyorlardı. Tuttukları takım deplasmandan gelen ve Brezilyalı oyuncusu çok iyi oynayan dandik bir kasaba takımına yenilmiş ve şampiyonluk şansı kalmamıştı. Patron:
    -"Ya öf be nedir bu Brezilyalı oyuncunun ettiği" diye söylendi. Adam da atladı lafa
    -"Haklısınız zaten ben bu Brezilyalıları pek sevmem"
    -"Öyle mi?"
    -"Evet adam olmaz bunlar. Brezilyadan ya futbolcu çıkar ya da o..pu"
    -"Bunu duyduğuma üzüldüm. Karım da üzülecek kendisi Brezilyalıdır da"
    -"Ehe...ııı...şeyy...gak...guk...hangi takımda oynuyor?"
  • Kalkıştan 15 dakika sonra 50 kişilik Fokker 50 tipi uçağın
    >hoparlörlerinden
    > > >kaptan pilotun sesi duyulur :
    > > >-Uçağımyza hoşgeldiniz....Şu anda Atlantik Okyanusunun üzerinde15.000
    >feet
    > > >yükseklikte bulunmaktayız. Sağ tarafınıza bakarsanız uçağımızın bir
    > > >motorunun yanmakta olduğunu göreceksiniz.......Sol tarafa bakarsanız
    > > >uçağımızın kanatının kopmuş olduğunu göreceksiniz.......Aşağıya
    >bakarsanız
    > > >bir sarı bot içinde üç kişinin size el salladığını göreceksiniz...Bu
    > > >kişiler ben kaptan pilotunuz , yardımcı pilotum ve uçağın
    > > >hostesi.....dinlemekte olduğunuz ses bir bant kaydıdır.
  • Fahrettin Kerim Gökay, Istanbul Belediye Baskanligi
    > > >zamaninda firinlari geziyormus. Kendisine, bir firinci pasta
    > > >ikram etmis.
    > > >Fahrettin Bey, söyle bir tadina bakmis ve sormus:
    > > >Himmm!... çok güzelmis, ne kattin buna?
    > > >Firinci gülümseyerek yanitlamis:
    > > >Sana koydum efendim!
    > > >Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma
    > > >daha almis ve devam
    > > >etmis:
    > > >Ben de bütün firincilara söyleyeyim de, hepsi
    > > >Sana koysunlar!..."
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.