Şimdi Ara

HI - FI ile ilgili temel bilgiler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
477
Cevap
39
Favori
268.658
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Son günlerde ses sistemleri bölümünde HI-FI ile ilgili soruların artması nedeniyle böyle bir konu açma gereği duydum.Burda HI-FI sektörüne yeni giren siz kullanıcalara faydalı olacağını düşündüğüm makaleleri bir araya toplayıp yazacağım.Şu an elimde olan onlarca makaleden en çok ihtiyaç duyulan bir kaçını yayınlayacağım.Gün geçtikçe yeni makaleler eklenecektir.

    BÖLÜM I - HI-FI NEDİR?

    HI-FI Nedir ?

    HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" yani yüksek sadakat kelimelerinin kisaltmasidir. Bazi teknik açilardan hata payi belirli oranlarin altinda olan (yani HiFi normlarına uygun) ve evde kullanilmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Ancak HiFi normlari oldukça düsük standartlardir, ayrica teknik ölçümlerle algilanan ses kalitesi arasinda bugüne kadar pek bir iliski saptanamamistir. Sonuç olarak son yillarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmek için High End ve Ultra-Fi gibi iki kavram daha gelistirilmistir. Ancak bunlar arasinda kesin ayirimlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendigini daha iyi anlamak için müzisyenlerin icrasindan bizim algilayisimiza kadar sesin ne gibi islemlerden geçtigine bir göz atmakta fayda vardir:

    1. Müzisyenler içinde bulunduklari stüdyo veya konser salonunun akustik özelliklerine göre müzigi duyarlar ve icra ederler. Örnegin reverberasyon süresi kisa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayi daha kisa süreyle duyar ve müzigin temposunu ona göre ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)

    2. Mikrofon adedi, tipi ve yerlestirilisine göre dogrudan gelen ve yansiyarak gelen sesler mikrofonlarca farkli oranlarda, farkli zaman araliklariyla algilanir.

    3. Herbir mikrofonun algiladigi ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayit cihazina iletilir ve bu cihaz tarafindan genellikle birer manyetik kayit ortamina kaydedilir. Son yillarda söz konusu sinyallerin çok sayida (Ör: 44100/saniye) örnegi alinarak, tamaminin aslina uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamini temsil ettigi varsayilan örneklerin kaydedildigi dijital sistemler yayginlasmistir. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri gelistirildiginde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasinda insan kulagi tarafindan fark algilanamayacagi iddia edilmekte idi. Bu sistemleri gelistirmis olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme yapan sistemler üzerinde çalismaktadirlar.)

    4. Kaydedilen sesler, faydasinin zararindan fazla oldugu kabul edilen ton ayari, reverberasyon etkisi ekleme, sikistirma gibi islemlerden geçirilir. Bunlarin en önemlisi sikistirmadir. Çogu canli müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasindaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrica ev kosullarinda orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacagindan alçak seslerle yüksek sesler arasindaki farkin azaltilmasi anlamina gelen sikistirma islemi uygulanmaktadir. Uygulanmadigi takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacagimiz kadar kismamiz ya da yüksek seslerin bizi, komsularimizi rahatsiz
    edecegi kadar açmamiz gerekir. Uygulanmasi kaçinilmaz olan sikistirma isleminde çok önemli olan bir husus vardir. Sikistirma islemi her bir ses için ayri ayri yapilmalidir. Ayri ortamlara kaydedilmis sesler birlestirildikten sonra sikistirma yapilirsa müzigin akisi sirasinda ortaya çikan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsiz bir zayiflamaya sebep olacaktir. (Compression In Mastering, Bob Katz)

    5. Bu sekilde islenmis olan sesler stereo bir sistemde sag ve sol kanal dengeli olacak sekilde birlestirilir. Stereo sistemlerin amaci yalnizca iki ses kanali kullanarak insan isitme sisteminin yön algilama becerisinin aldatilmasi ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynagi varmisçasina bir sahne görüntüsü olusturulmasi seklinde açiklanmaktadir. Ancak ayni maliyetle üretilecek iki kanalli bir sistemin tek kanalli bir sisteme göre daha düsük kalitede olmasi kaçinilmazdir. Sonuç olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alinan zevke olumlu katkisi olabilecegini bile kabul etsek ses kalitesinin diger açilardan düsmesinden daha önemli bir katkisi olacagi gayet süphelidir. Ayrica kulagimiza çok sayida yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak sekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örnegin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmis oldugu bir stereo sistemi dinledigimizde sanki diger taraftaki kulagimiz tikali gibi hissederiz. Bu nedenle büyük çogunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakarlik yapilarak kayitlarin daha rahat dinlenebilir olmasina öncelik verilmektedir. Örnegin sanki davul seti sahnenin bir ucundan digerine kadar uzuyormus gibi bazi zil sesleri sag, bazisi sol, bazisi da ortadan gelecek sekilde kayitlar yapilmaktadir. (Piyasaya sürülecek ürün tasinabilir müzik sistemlerinden, çok yüksek kaliteli sistemlere kadar çesitli ortamlarda kullanilacagi için 4 ve 5. maddelerde belirtilen islemler tüm bu ortamlar gözönüne alinarak yapilir. Yapimci sirketler ürünlerini pazarlama stratejilerine göre farkli düzeydeki sistemlere göre optimize ederler.)

    6. Yapilmis olan kayitlar evimizdeki HiFi sistemde sese dönüstürülür.

    7. Odanin akustiginden de çesitli sekillerde etkilenen sesler kulagimiza ulasir.

    8. Beynimiz kulak tarafindan kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz dogrultusunda seçici olarak algilar ve yorumlar. Örnegin dikkatimizi sesin ne kadar detayli olduguna yönelttigimiz sirada diger özellikleri degerlendiremeyiz. Görüldügü gibi müzigin icrasindan kulagimiza ulasana dek ses önemli degisikliklere ugramaktadir. Kayit islemleri, ve muhtemelen
    HiFi sistem üreticilerinin tasarim çalismalari sesin aslina sadik kalinmasindan çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçlari elde etmeye yöneliktir.

    Hi-Fi Aletleri Satın Alırken

    Dinleme Kosullari ve Yöntemi

    Bir müzik sistemini mümkün oldugunca gerçekçi degerlendirebilmek için dinleme kosullariyla ilgili bazi hususlara özen göstermek gerekir:

    Dinleme islemi sessiz, sakin bir ortamda gerçeklestirilmelidir. Odada mümkünse yalnizca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalidir. Çünkü diger kolonlarin hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarinin etkisiyle titresir ve bu titresimleri sesin kaynaginda durmasindan sonra, kisa da olsa bir müddet devam eder. Diger kolonlar ayrica sesin tonu, yönü gibi hususlari da çesitli sekillerde etkilerler. Eger odada baska kolonlarin
    bulunmasi kaçinilmaz ise bu kolonlarin girisinin kisa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalir. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframina parmaginizla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girisi kisa devre iken daha az ses çikacaktir. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanilacagi ortamda dinlenmesidir. Dinleme islemi en az iki güne yayilmali ve bir kaç saatten kisa olmamalidir. En az iki gün önerilmesinin sebebi kisinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasinda çogunlukla degismesidir. Ayrica kisinin alisik oldugu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli oldugu tahmin edilen (bu tahmin örnegin fiyata dayali olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve degerinin anlasilmasi için bir kaç hafta boyunca araliklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkin çok büyük olmasi, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkin dogru yorumlanabilmesini güçlestirmektedir. Dinleme islemi çesitli müzik türleri ile gerçeklestirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayitlara mutlaka yer verilmelidir. Eger bir karsilastirma yapilacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diger sisteme geçilmelidir. Çok hizli bir sekilde bir sistemden digerine geçis ses tonu gibi bazi farklarin algilanmasini kolaylastirmakla birlikte özellikle müzige iliskin kriterlerin algilanmasini güçlestirir. Algilanan sesin kayit, CD player veya baska bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kisinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu oldugu hiçbir zaman unutulmamalidir. Özellikle akustik açidan özel önlem alinmamis çogu odanin ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettigini unutmamak gerekir. Tek bir cihazin performansinin degerlendirilmesinde onun diger cihazlarla hem teknik (örnegin empedans uyumu) hem de ses karakteri açisindan uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sirasinda dikkatimizi yöneltecegimiz kriterleri sese iliskin ve müzige iliskin olarak iki gruba ayirabiliriz.

    Sese iliskin kriterleri dinleme

    Sesin karakteri: Canli müzikte çok çesitli sesler vardir. Ayrica kayitlar da firmadan firmaya hatta albümden albüme küçümsenmeyecek farkliliklar gösterirler. Eger bir müzik sistemi her albümde benzer ses veriyorsa kayittaki farkliliklari örten kendine özgü bir ses karakteri var demektir. Örnegin bir müzik sistemi her zaman yumusak ses veriyorsa bu durum bir hatayi göstermektedir. Bir müzik sistemi gerektiginde sert ses de yumusak ses de verebilmelidir. Dinleme esnasinda sesin karakteri ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir konu da insan sesleridir. Insan kulaginin en aliskin oldugu seslerden biri dogal olarak insan sesidir ve bu nedenle bir müzik sisteminde sesin karakterinin ne kadar degistigini anlamak için erkek ve bayan sesleri içeren albümler de dinlenmelidir.

    Sesin netligi: Müzik sistemlerinde kalite arttikça sesin netligi de artacaktir. Ancak bir müzik sisteminde tiz seslerin abartilmasiyla sesin netliginin daha yüksek algilanacagi da unutulmamalidir. Ayrica yüksek kaliteli sistemlerin net ve keskin sesinin düsük kaliteye alismis bazi dinleyiciler tarafindan sert zannedildigini de belirtmek gerekir.

    Sesin büyüklügü: James Boyk "Thinking Person's Guide to Stereos" adli makalesinde "Bir müzisyen olarak HiFi sistemlerin canli müzige kiyasla en zayif olduklari alanin dinamik aralik oldugunu görüyorum" demektedir. Bir müzik sisteminde alçak seslerle yüksek sesler arasindaki fark ne kadar büyükse sistem canli müzige o kadar yakin ses vermektedir. Burada da müzik sisteminin "zorlanmasi" sonucu yüksek ses veriyormus hissi yaratmasi ile gerçekten yüksek ses vermesini karistirmamak gerekir.

    Sesin tonundan bagimsiz performans: Bir müzik sisteminin performansi her tondaki seslerde ayni olmayabilir. Örnegin sesin netligi tiz seslerde zayif olup bas seslerde daha iyi olabilir. Veya orta kalinliktaki seslerde derinlik hissi makul iken tiz sesler kolonlardan geliyor gibi olabilir.

    Sahne görüntüsü: Stereo sistemlerin amaci iki kolonla üç boyutlu sahne görüntüsü elde etmek olarak açiklanmaktadir. Bu sekilde evimizde konserdekine daha yakin bir zevk alacagimiz kabul edilmektedir. Bir müzik sistemi sahne görüntüsünü ne kadar net olusturabilirse sistemin kalitesinin o kadar yüksek oldugu düsünülmektedir. Bununla birlikte, çok belirgin, net bir sahne görüntüsünün müzikten aldigimiz zevki olumsuz etkilemesi daha muhtemeldir. Bir stereo sistem müzisyenlerin sahnenin neresinde bulunduklarini gösterebilir, ancak hareketlerini, mimiklerini gösteremez. Bir konserde gördüklerimiz duyduklarimizi güçlendirebilir ama stereo sistemle sahne görüntüsü olusturmak müzisyenlerin duygularini dinleyiciye aktarma yönünde herhangi bir katkida bulunmaz. Aksine ilgimizi müzikten görüntüye kaydirabilir. Aslinda
    gördüklerimiz bir konserde de müzikten aldigimiz zevki azaltabilir. "Duygulanim ile isitme arasinda görmeye nazaran daha yakin bir iliski vardir." (Music and the Mind, Anthony Storr s.26). Özellikle yüksek kaliteli sanat müziginde bazi kolay algilanabilecek melodi v.s. yaninda çogunlukla beynimizin sinirlarini zorlayacak harmoni, tema gibi unsurlar vardir. Bunlari algilamak ise yogun dikkat ve analitik düsünce gerektirir. Oysa duyu organlarimiza ulasan uyaranlar uzun vadeli hafiza kullanimi ve analitik düsünce gerektiren bu gibi islerdeki basari oranimizi azaltir. (A Role for Memory in Divided Attention Between two Independent Stimuli, Hafter, E.R., Bonnel, A.-M., Gallun, E. ve Cohen, E.). Muhtemelen çogumuzun kaliteli, sanatsal müzik dinlerken gözlerimizi kapattigimizda müzikten daha çok zevk aldigimiz durumlar olmustur. Iyi bir stereo sistemde seslerin yeri sesin gücü ve tonu degisse de sabit kalabilmelidir. Ayrica yanlardan gelen sesler de ortadan gelen seslere benzer derinlik hissine sahip olabilmelidir. Bazi müzik sistemlerinde özellikle yanlardan gelen seslerde derinlik hissinin azaldigini, sesin kolondan geldiginin belirginlestigini görmekteyiz. Burada derinlik hissi terimi sesin uzaktan gelmesini ifade etmemektedir. Derinlik hissi uzak veya yakin, sesin üçüncü boyutunun varligini kastetmektedir. Derinlik hissi yeterli olmadigi zaman seslerin kolonlardan geldigi barizlesir ve bu tarz ses dinleyenin ilgisini müzikten sese kaydirmaya meyillidir. Iyi bir stereo sistemin sahne görüntüsü yaratirken bir yandan da dinleyicinin ilgisini dagitmamasi gerekir.

    Seslerin bagimsizligi: Bazi müzik sistemleri tek bir enstrumanin sesini oldukça "etkileyici" bir sekilde verebilirken çok sesli bir müzikte ayni basariyi gösteremezler. Elbette insanin algilama sistemi de çok sesli bir müzikte her sesi ayni netlikte duyabilecek kapasitede degildir, ama iyi bir müzik sisteminde her enstrumanin rahatlikla takip edilebilmesi, ortaya yeni bir ses çiktiginda diger seslerin bundan mümkün oldugunca bagimsiz kalabilmesi gerekir.

    Müzige iliskin kriterleri dinleme

    Bir müzik sisteminde ses kalitesi ile ilgili yukarida sayilan kriterlere göre hemen hemen hiçbir kusur bulunamamasi o sistemden zevkle müzik dinlenebilecegini garantilemez! Bunun iki sebebi vardir. Birincisi, sesin niteliklerinin algilanmasinda yanilgi payi oldukça yüksektir. Küçük sesin detayli sesle, tiz sesin net sesle, keskin sesin sert sesle, zorlanma hissinin yüksek sesle karistirilmasi ve yukarida sayilan çesitli niteliklerin kombinasyonunun dinleyende farkli etkiler yaratmasi yanilgi payini yükselten faktörlerdir. Ikinci ve daha önemli sebep ise müzikten zevk almamizi saglayan ses niteliklerinin hepsinin kontrol edilmesinin
    imkansiz denecek kadar zor olmasidir. Örnegin yukaridaki kriterlerin hepsine göre oldukça kaliteli gözüken bazi sistemlerin müzikten zevk almamizda büyük önemi olan ritm hissini sadakatle olusturamadiklarini gözlemlemekteyiz.

    Sonuç olarak bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde sesin niteliklerine iliskin kriterlerin kontrol edilmesinin yani sira, dikkatin tamamen müzige verildigi asagidaki yöntemin de kullanilmasi sarttir.

    Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,

    Sesi degil, müzigi dinleyin,

    Enstrumanlari ne kolaylikla digerlerinden ayirabildiginize, takip edebildiginize bakin,

    Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa acemi gibi mi çaldiklarina bakin,

    Müzigin sizi tempo (örnegin ayaginizla) tutmaya yöneltip yöneltmedigine bakin,

    Müzik sisteminin ruh hali ve duygulari iletip iletmedigine, hangi duygulari uyandirabildigine bakin,

    Müzigin bir müddet sonra sizi yorup yormadigina dikkat edin.

    Tüm bu kriterlere göre degerlendirme yapilirken unutulmamasi gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadigidir. Bir sistem bazi müzik türleri için uygun iken bir baska sistem baska müzik türleri için daha uygun olabilir. Örnegin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karsilik karmasik sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunlari anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

    Dikkate Alinmasi Gereken Diger Hususlar

    Teknoloji. Bazi teknolojilerin kendine has özellikleri vardir. Örnegin transistörlü amplifikatörlerin lambalilara göre genellikle bas kontrolünün daha iyi oldugu, borulu (horn) kolonlarin çok güçlü oldugu bilinmektedir. Ancak bu bilgiler bize belirli bir ürünün performansi konusunda yalnizca bazi ipuçlari verebilir. Piyasada çok kaliteli lambali amplifikatörler oldugu gibi düsük kaliteli olanlar da vardir. Benzer sekilde her teknolojiden iyi ve kötü örnekler bulmak mümkündür. Tecrübelerimiz bize hangi teknolojinin kullanilmis oldugundan çok kullanilan teknolojinin iyi uygulanip uygulanmamis olmasinin önemli oldugunu göstermektedir.

    Teknik Özellikler.

    Özellikle genis tüketici kitlelerini hedef pazar olarak gören bazi üreticiler frekans yanitsamasi, gürültü orani, distorsiyon orani gibi teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bir iliski oldugu izlenimini uyandiracak reklamlar yapmaktadirlar. Bu sekilde ürünlerinin aslina çok yakin ses verdigi izlenimini yaratmayi hedeflemektedirler. Zira teknik özelliklere bakildiginda örnegin en basit bir CD player'in hemen hemen mükemmel oldugu zannedilir. Böyle bir CD player'in brosüründe distorsiyon orani genellikle 1/10.000'i geçmez, frekans yanitsamasi 0,5 desibelden fazla bir sapma göstermez. Ancak yüksek kaliteli bir CD player ile düsük kaliteli bir CD player'in sesinin karsilastirilmasi durumunda bu kadar düsük hata oranlariyla açiklanamayacak ölçüde farkliliklar oldugu görülür. Bu durum bir müzik sisteminin tüm parçalari için geçerlidir. Hatta bazi üreticilerin tasarim ve üretim süreçlerinde önceligi teknik özelliklere vererek ses kalitesinden fedakarlik yapiyor olmalari da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bazi oldukça düsük kaliteli ürünlerin teknik özellikleri son derece kaliteli bazi ürünlerinkinden daha iyi gözükmektedir. Yani teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bazen negatif bir iliski dahi olabilir.

    Fiyat

    Bir müzik sisteminin fiyati yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadir. Ancak elbette bunun istisnalari da vardir. Ayrica fiyat artisinin ses kalitesini ne ölçüde ve ne sekilde artiracagi da önemlidir. Çok çesitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çogu kisi fiyat arttikça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklasacagini, dolayisiyla kalitedeki degisimin giderek azalacagini düsünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasindaki farklarin ucuz ürünler arasindaki farklardan daha büyük olabildigini göstermektedir. Bu durumun baslica iki nedeni oldugunu zannediyorum. Birincisi düsük fiyatli ürünlerin imalati sirasinda temel önceligin ürünün istenen islevi mümkün mertebe güvenilir bir sekilde yerine getirmesinden ibaret olmasi. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranlari disinda ses kalitesi açisindan fazla bir beklenti olmamasi ve markadan markaya fazla degismeyen standart parça ve yöntemlerin kullanilmasi. Ikincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düsük olmasi nedeniyle mevcut farklarin duyulmasinin zor olmasi. Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrildiginda ne kalitede ses alinacagi bir çok kisinin merak ettigi bir konudur. Maalesef biri nicelik digeri nitelik olan iki seyi karsilastirarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde isik tutabilecek su bilgiyi verebiliriz: Ilk defa dinledigi fiyat kategorisindeki bir sistem hakkinda yorum yapan çogu kisi ses kalitesi farkinin beklediginden fazla oldugunu belirtmektedir. (Kisinin alisik oldugu sistemler ile yeni dinledigi sistem arasindaki farkin çok büyük olmasi durumu hariç. Bu durumda kisinin farki dogru algilayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem begenilmeyebiliyor. Kisi duymaya alismis oldugu, dolayisiyla dogru oldugunu zannettigi bozulmalari çok yüksek kaliteli sistemde duymayinca sistemin güçsüz, detaysiz, heyecansiz bir sese sahip oldugu kanaatine ulasabiliyor. Bütçe ile ilgili sik karsilasilan bir soru da bütçenin ne kadarinin hangi parçaya ayrilmasi gerektigidir. Müzik sistemleri ile yeni
    ilgilenmeye baslayan çogu kisi kolonlarin diger parçalardan daha önemli oldugunu düsünür. Kolonlar arasinda karsilastirma yapildiginda ses tonu gibi kolay hissedilen bazi farklar diger parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alinan zevki etkileme açisindan kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadir.

    Uyum

    Esasen bir müzik sistemini olusturan parçalarin uyumu en önemlisidir. Çok pahali ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan olusan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçalarin fiyati birbirine yakin olmaktadir. Bir müzik sisteminin parçalarini seçmeye hangisinden baslamaliyiz? Bu konuda çogumuzun en zor degistirecegi unsur salonun boyutlaridir. Salonun akustik özelliklerini bir miktar degistirmek çok zor degildir ama örnegin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarinda bir kolondan düsük distorsiyon oranlariyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansizdir. Dolayisiyla salonu seçme sansimiz olmadigini farz edersek seçime kolonlarla baslayip, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazlarin birbirine uyumu konusunda bazi teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kisiler ve düsük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazlarin ayni marka ve seriden olmasiyla elde edilmektedir.

    Referanslar

    Bohn, Dennis (Rane Corporation) "Signal Processing Fundamentals"
    Boyk, James "Music of Sound"
    Boyk, James "Rules of the Game"
    Boyk, James "Thinking Person's Guide to Stereos"
    Boyk, James "Ear Of The Beholder"
    Grodinsky, Robert M., "Ultra High Resolution Loudspeaker System, United States Patent 4,597,100"
    Hafter, E.R., Bonnel, A.M., Gallun, E. and Cohen, E. "A Role for Memory in Divided Attention Between two
    Independent Stimuli"
    Hiraga, Jean "Les Haut-Parleurs"
    JBL Professional, "Sound System Design Manual 99"
    Jourdain, Robert "Music, The Brain And Ecstasy"
    Katz, Bob "Compression in Mastering"
    Norwitz, Leonard "Are You On The Road To Audio Hell"
    Penalva, Jean Michel "Du Son à l'Emotion La Haute Fidélité"
    Russel, Dan "Hammer Nonlinearity, Dynamics and the Piano Sound"
    Russel, Dan "The Piano Hammer as a Nonlinear Spring"
    Storr, Antony "Music and the Mind"
    Worral, David "Physics and Psychophysics of Music"

    Not:http://abone.turk.net/studioa/makale/canmkl.htm adresinden alıntıdır.

    BÖLÜM II - HI-FI KRİTERLERİ

    HI-FI sistemleri karşılaştırmada kullanılan kriterler.En önemli olan 6 kriteri burda bulabilirsiniz.


    1. Ton ayarı: Sesin frekans aralığı (frequency range) şeklinde tanımlanır. Hertz(Hz) ile ifade edilir. Kısaca alt, orta ve üst sesleri içeren bir skala içinde müzik dinleriz. Bir sistemin müziğin doğasında var olan bu sesleri aslına en yakın kapasitede verebilmesi önemli bir başarı ölçütüdür.

    2. Reverberasyon etkisi: Canlı müzikte notaların belli bir duyulma süresi vardır. Müziğin temposu buna göre belirlenir. Kayıt ortamında saptanan bu özelliklerin sistemimizde aslına uygun biçimde duyulması, yani seslerin gereğinden kısa veya uzun duyulmaması da önemli bir ölçüttür.

    3. Dinamik aralık: Desibel(dB)cinsinden ifade edilir. Sesin büyüklüğü ile ilgilidir. Hiçbir audio sistemi canlı müzikteki büyüklüğü birebir veremez. Ancak en düşük ses ile en yüksek ses arasındaki aralık ne kadar büyük olursa, canlı müziğe o kadar yaklaşılmış olur.

    4. Sahne görüntüsü: Müziğin icrasında enstrümanlar sahneye belli bir düzen içinde yerleşir. Bu üç boyutlu bir yerleşimdir. Bir müzik sistemi sahnedeki bu izlenimi doğru olarak yansıttığı ölçüde boyutlu ve başarılıdır.

    5. Tını-ses rengi: Her enstrümanın belli bir ses karakteri vardır. Bu karakter harmonikler dediğimiz ve temel sese eşlik eden yan seslerle oluşur. Bunları doğruya en yakın biçimde bize ileten sistem, her enstrümanı kendi karakteristiğine uygun biçimde dinlememizi sağlar.

    6. Dinamik değişim: Müzikte farklı enstrümanların seslerindeki yükseklik farkı dışında bir de aynı enstrümanın çeşitli iniş-çıkışları sözkonusudur. Canlı müzikte bu hiçbir zaman monoton bir çizgi izlemez. Sistemimizin bu konudaki başarısı da oldukça uç bir performansı ifade eder.




    SES FREKANS ARALIĞI - FREQUENCY RANGE (Hz) :
    ALT SINIR: ÜST SINIR: SES TANIMI:
    20..............40..............Alt Kalın-Deep Bass
    40..............80..............Kalın-Mid Bass
    80.............160.............Üst Kalın-Upper Bass
    160...........320.............Alt Orta-Lower Midrange
    320...........640.............Orta-Midrange
    640..........1280............Üst Orta-Upper Midrange
    1280........2560............Alt Tiz-Lower Treble
    2560........5120............Orta Tiz-Middle Treble
    5120........10240..........Üst Tiz-Upper Treble
    10240......20480..........Tepe Oktav-Top Octave

    BAZI SESLERİN FREKANS ARALIĞI

    NEFESLİLER....HERTZ (Hz)
    Piccolo...............480-4608
    Flute..................256-2304
    Oboe..................256-1536
    Clarinet..............160-1536
    Trumpet...............160-960
    Bass Clarinet.........80-480
    YAYLILAR
    Violin................192-3072
    Viola.................128-1280
    Cello....................64-768
    Bass Viol.............40-240
    İNSAN SESLERİ
    Soprano............240-1152
    Alto....................160-768
    Tenor..................128-480
    Baritone................95-384
    Bass....................80-320


    SES ŞİDDETİNE İLİŞKİN BAZI ÖRNEKLER

    GÜRÜLTÜNÜN TANIMI.....................DESİBEL (dB)
    Kulakta acı başlangıcı..........................130
    Çelik bir levhaya çekiç darbesi..............114
    Perçin çivisine çekiç darbesi...................97
    Sedan bir otomobilde yolculuk................87
    Fabrika gürültüsü..................................78
    Yoğun trafikte bir ana cadde...................68
    Büyük bir ofis........................................65
    Büyük bir mağaza..................................63
    Orta büyüklükte bir mağaza....................62
    Restaurant........................................ ....60
    Ara sokak............................................. 58
    Benzin istasyonu...................................55
    Küçük bir dükkan...................................52
    Tiyatro salonu........................................42
    Büyük kentte bir ev.................................40
    Kırsal alanda bir ev.................................30
    Alçak sesle konuşma.............................20
    Meltem............................................ .....10
    İşitme sınırı............................................ .0


    Not :Yazılar alıntıdır.

    BÖLÜM III - HOPARLÖR NEDİR?

    Hoparlör Elektrik enerjisini ses enerjisine çevirir. Yapısı itibarıyle;
    1. Konik hoparlörler (Direkt radyatörler) Ses dalgalarını doğrudan doğruya yayımlarlar
    2. Hunik hoparlörler (Endirek radyatörler).Ses dalgalarını huni biçiminde bir borudan geçirerek yayımlarlar.

    Özellikleri
    1. Hoparlör toplam distorsiyonu küçük olmalıdır (Diyafram devintisi 2 mm.den küçük olmalı).
    2. Frekans yansıtsama eğrisi düz, düzgün, geniş olmalı (Konuşma için:200- 7000 Hz/ Konuşma netliği için 3000 Hz.de tümsek olmalı).
    3. Güç dönüştürme verimi yüksek olmalı.
    4. Büyük ses (Akustik) güçlerde hoparlör hasara uğramamalıdır.
    5. Transit işaretleri algılayabilmelidir.
    6. Yönelgenlik (Direktivite) her frekansta aynı olmalı.
    7. Sağlam olmalı.
    8. Birim akustik güce isabet eden maliyeti düşük olmalı.

    Hoparlör çeşitleri
    1. Dinamik hoparlör (devingen bobinli),
    2. Devingen demirli (distorsiyon fazla),
    3. Armatürü dengeli (120 Hz.den düşük sesleri almıyor).
    4. Kristalli-Tiz hoparlör olarak kullanılır. Artık piyasada bulunmamaktadır. Dayanıksızdır
    5. Şerit
    6. Elektrostatik-Geniş frekans bantlı, distorsiyonu küçük, sekizli polar diyagramı var.
    Mahsurları: 250-2000 v. polarma gerilimi gerekir.
    Toplam verimi düşüktür. Empedans uydurucu trafo gereklidir. Çıkış ses seviyesi düşüktür.

    Hoparlör Frekans Karakteristiği
    1. Hoparlörün bas seslerde iyi bir davranış göstermesi için hafif, az kütleli, sıkıca bir diyaframa gerek vardır. Tiz ve bas sesler arasında yeterince düzgün bir ses basınç seviyesi elde edilir.
    2. Arka yüzden çıkan ses dalgalarının ön yüze geçişini önlemek üzere hoparlör geniş yüzeyli bir tahta üzerine takılır. Tahta akustik ekran olarak kullanılıp, akustik geri besleme önlenmeye çalışılır.

    Hoparlörün Elektriksel Empedansı
    Alçak frekanslarda empedansın en büyük değere ulaştığı frekansa hoparlörün rezonans frekansı denir.
    Pratikte hoparlör empedansı 8 Ohm denince; 400 Hz.de ölçülen empedans bilinir.
    Yüksek frekanslarda hoparlör empedansı artar. Bu nedenle,yuvarlak bir değer olsun diye hoparlör empedansı ile ölçmeler, 400-1000 Hz.arasında yapılır.

    Hoparlör Polaritesi
    Ölçüm için, bobin uçlarına pil bağlanır. Diyafram ileri giderse pilin artı ucunun bağlı bulunduğu yer, bobinin de artı ucudur.

    Huni Hoparlörler
    Alüminyum ya da plastikten yapılır. Huni hoparlörün üretebileceği en düşük frekansa, hoparlörün kesim frekansı denir. Huni hoparlörde güç dönüştürme verimi %10-%40 arasındadır ( Direkt radyatörde % 10.dur)

    Çeşitleri.
    1.Dikdörtgen (Rectangular horn)
    2.Yuvarlak (Round horn)
    3.Dönemeçli (Reentrant horn)
    4.Boyunlu yassı (Conventional Radial horn)
    5.Boyunsuz yassı (Neckless Radial horn)
    6.İki geçitli (Double diffraction horn)

    Hoparlör kabinleri
    1. Açık
    Duvardan en az 15 cm.uzağa konulmalıdır.

    2. Kapalı
    Alt kesim frekansı : 40-175 Hz
    Üst kesim frekansı : 20000 Hz.
    Açıktaki değerin 2,2 ile 12,5 katı fazla değer alır.

    3. Kristalle geri beslemeli
    (Phılıps firmasının buluşudur.) Bas Hoparlör merkezine pxe kristal-Piezoelektrik eleman yerleştirilmiştir.
    Besleme devresi bulunmakta Ses dışarıya düzeltilerek verilmektedir.

    4. Oluklu Bas Refleks ya Kanallı Hoparlör Kutusu yada Akustik Faz İnvertörü denir. Beşgen, altıgen şekilde dizayn edilebilir. Pvc yada kartondan yapılabilir.

    İki yollu Hoparlörler : Bas-Tiz
    Üç yollu Hoparlörler: Bas-Orta-Tiz
    Bölüştürme filtresi:
    Pasif Radyatör
    Yardımcı bas hoparlorlörü.
    Manyetik kısmı ve ses bobini yoktur.
    Sistemin alçak frekanslardaki (Bas seslerdeki) karakteristiğini genişletmeye yarar.

    HOPARLÖR GÜCÜ
    Çalışma gücü ( Operating Power )
    Ölçülmesi, 100-4000 Hz.arasında yapılır. Hoparlör ekseninden 1 M.uzakta 12 mikrobarlık (96 dB.lik) veya 3 M.uzaklıkta 4 mikrobarlık (86 dB.lik) ses basınç şiddeti üretebilmesi için hoparlör ses bobinine uygulanan sinüzoidal elektriksel güç değerine çalışma gücü denir.

    Kapasite (Power Handling Capacity )
    Hoparlörün hasara uğramadan dayanabileceği sürekli güç değeridir. Yüksek güçlü olarak bilinen bas hoparlörlerin kapasiteleri : 10-250 W. arasındadır.

    Müzik gücü ( Musical Power )
    Hoparlör bobinine 25 Hz.den küçük, konuşma ve müziği temsil etmek üzere darbeli gerilim uygulanır. Hoparlörde uğultu ve cızırtının başlamadığı, distorsiyonun henüz gözlenmediği duruma gelinceye kadar, giriş elektriksel gücü arttırılarak müzikal güç bulunur.
    Bir Soru : Hoparlörler, amplifikatör gücünün 1.5 katı fazla seçilir.

    Cevap :YANLIŞ. Böyle bir seçimde hoparlörlerin yüksek volümde zarar görmesi kaçınılmazdır. Doğrusu; Hoparlörlerin amfi ile aynı güçte olması bu mümkün değilse daha düşük güçte olmasıdır. Bu, amfiden beklenen en üst düzey ses kalitesinin alınmasında önemlidir. Bu durumda amfinin max. 1/2 sesinden daha fazlasını açmak gereği nadiren duyulur. Halbuki düşük güçteki bir amfi ve güçlü bir hoparlör ile (bir de hoparlör hassasiyeti 90 db' in altında ise) beklenen ideal sese ulaşmak zordur bunun için için bilinçsizce volüm açılır. Bilinenin tersine amfi gücünün daha düşük olduğu bir durumda yüksek volümde büyük oranda distorsiyon gelişir ve empedans değişikliklerinin tolere edilememesi, düşen akım vb. nedenlerle iyi beslenemeyen driverlar hasara uğrar. Özetle hoparlörler kendilerinden güçlü ampfilikatörlerin seslerinin açılması ile değil kendilerinden güçsüz amfilerin sesin açılması ile patlar.

    Not : Yazı alıntıdır.

    BÖLÜM IV - HOPARLÖR KRİTERLERİ

    Hoparlör Gerçekleri

    Bir hoparlörün sesinin güzelliği kişiden kişiye değişse de, tüm hoparlörler için belli kurallar vardır. Hoparlörlerin en başta ayrıldığı iki sınıf var: Aktifler ve Pasifler.

    Aktif hoparlörler iç yapılarında bir güç kaynağı bulundururlar ve elektrik şebekesine bağlanmaları gerekir. Diğer yandan pasiflerin böyle bir ihtiyacı yoktur ve yükseltme merkezi olan amplifikatörden gelen ses sinyalini alarak sese çevirirler. Aktif hoparlörle bu durumda amplifikatör içinde yapılan yükseltme işlemini kendi içlerinde yaparlar ve DVD ve diğer kaynaklarda standart olan yükseltilmemiş (line seviyesinde) çıkışlara bağlanabilirler. Gerek burada incelediğimiz, gerekse incelememize katılamamış çoğu sistemlerde subwoofer aktif bir eleman iken diğer hoparlörler pasiftir. Hem aktifliği hem de diğerlerinden farklı frekanslarda çalışması sebebiyle subwoofer, amplifikatörler üzerinde genellikle kendine özel bir çıkıştan sinyal alır.

    Hoparlör Seçmek

    Bir hoparlörün kabin yapısının kalitesi; tasarımı sırasında o hoparlöre gösterilen özene ve konstrüksiyonuna dayanır. “Konstrüksiyon” kelimesi genelde “iskelet” anlamına gelse de burası işin içine yüzeyler de girer. Bu yüzeyler genellikle kasanın ağırlığını etkilediğinden, satın alırken kasa ağırlığını göz önünde bulunduranlar bile vardır (biraz karpuz seçmeye benziyor).

    Kimi hoparlörler dış kaplamalarının altında kat kat sıkıştırılmış sunta ve/veya MDF(Medium Density Fibre Board, Orta Yoğunlukta Fiber Tahta) kullanırken, kimileri bu malzemeler arasında kumu da presleyerek sıkıştırırlar.

    Hoparlörlerin üzerine uygulanan kaplama içinse genellikle vişne, dişbudak, akgürgen veya gül ağacı tercih edilir. Bu kaplamalar, üreticilere kaplamada kolaylıklar kadar, renk seçeneklerini çeşitlendirme imkanı da sağlar.

    Plastik dökme kasalı hoparlörler ise ağaç kasalara göre genellikle daha düşük kaliteli olarak kabul edilir. Ancak akustik konusunda yaşanan yenilikler, özel plastikten dökülmüş yekpare plastik kasaların da oldukça kaliteli olabileceklerini göstermiştir. Diğer yandan eğer: “Hi-Fi’nin ucuna kadar geldim, ama o kadar da para harcamak istemiyorum.” Diyorsanız, sunta ve MDF kasaların sizin isteklerini gayet rahat karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra metal alaşımlı hoparlör kasaları da mevcuttur. Bu tip kasalarda genellikle alüminyum gibi yumuşak metaller tercih edilse de sesin gürültüye dönüşerek dışarıya çıkmasını engelleyen aslında birçok tedbir zaten kasa içine yerleştirilmiştir. Metal alaşımlı kasalar genellikle dökme olup, minumum ölçüde bağlantı noktası içerir. Bazı hoparlör üreticileri tarafından kullanılmakta olup, dikkatle incelenerek alınması gereken sistemlerdir.

    Stereo, Hifi veya Ev Sineması terimlerine yabancı değilsinizdir. Ev eğlencesi, bütün bu ekipmanın entegre olduğu ve kendi evinizde müzik, film ve tv deneyimini yaşayabildiğiniz bir sistemdir. Ev eğlencesi, bütün medya türlerini tek bir şemsiye altında toplayabilir. Bugün CD, VHS, VIDEO, TV, DVD VIDEO ve LASER DISC bu çatı altındadır. Gelecekte ise DVD AUDIO, DIGITAL TV, WEB TV ve çok gelişmiş oyun konsolları da bu çatı altında yerini alacak.

    Multimedya dünyasında kesin bir kural var. O da herhangi bir Ev Eğlencesi'nin bir yüzünde 'gerçek' sesi yaşayabilmeniz için speaker'a ihtiyacınız olduğu. En iyi müzikal kayıtlarındaki sonik etkiyi dışarıya yansıtmanın ötesinde speaker'lar ev içine de entegre edilebilme özelliğine sahip.

    Ses Deneyimi

    Gerçek bir sinemaya gittiğinizde filmin sesleri sizi sarmalar. Normalde perdenin arkasında üç büyük speaker gizli olabilir.

    - İki tane sağda ve solda (stereo): Arka plandaki müziğin ve efektlerin etkisini vermek için,
    - Ortada bir tane: ekran boyunca yayılan konuşma ve efektleri daha temiz verebilmek için.

    Bir sinema salonunun yan ve arka duvarlarında ise çok sayıda speaker, ambiansı ve ekran dışı efektleri üretir. Bu speakerlar, sizin orada seyirci olduğunuzu unutarak ekrandaki sahnenin bir parçası olmanızı sağlar.

    Evde benzer bir ses deneyimini yaşayabilmeniz için gerçek bir sinemada kullanılan ses sistemine benzer bir düzen kurmanız gerekir. Odalarınız gerçek sinema salonlarından daha küçük ve de optimal ses düzeni için daha az sayıda seyirci olduğundan, basit bir ev sinema sistemini kurmak daha kolaydır.

    Hoparlör Alırken Neye Dikkat Etmeliyiz

    Bir müzik sistemini mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirebilmek için dinleme koşullarıyla ilgili bazı hususlara özen göstermek gerekir:

    Dinleme işlemi sessiz, sakin bir ortamda gerçekleştirilmelidir.
    Odada mümkünse yalnızca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalıdır. Çünkü diğer kolonların hoparlörleri kendilerine ulaşan ses dalgalarının etkisiyle titreşir ve bu titreşimleri sesin kaynağında durmasından sonra, kısa da olsa bir müddet devam eder. Diğer kolonlar ayrıca sesin tonu, yönü gibi hususları da çeşitli şekillerde etkilerler. Eğer odada başka kolonların bulunması kaçınılmaz ise bu kolonların girişinin kısa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalır. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframına parmağınızla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girişi kısa devre iken daha az ses çıkacaktır. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanılacağı ortamda dinlenmesidir.
    Dinleme işlemi en az iki güne yayılmalı ve bir kaç saatten kısa olmamalıdır. En az iki gün önerilmesinin sebebi kişinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasında çoğunlukla değişmesidir. Ayrıca kişinin alışık olduğu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli olduğu tahmin edilen (bu tahmin örneğin fiyata dayalı olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve değerinin anlaşılması için bir kaç hafta boyunca aralıklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkın çok büyük olması, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkın doğru yorumlanabilmesini güçleştirmektedir.
    Dinleme işlemi çeşitli müzik türleri ile gerçekleştirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayıtlara mutlaka yer verilmelidir.
    Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diğer sisteme geçilmelidir. Çok hızlı bir şekilde bir sistemden diğerine geçiş ses tonu gibi bazı farkların algılanmasını kolaylaştırmakla birlikte özellikle müziğe ilişkin kriterlerin algılanmasını güçleştirir.
    Algılanan sesin kayıt, CD player veya başka bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kişinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Özellikle akustik açıdan özel önlem alınmamış çoğu odanın ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettiğini unutmamak gerekir. Tek bir cihazın performansının değerlendirilmesinde onun diğer cihazlarla hem teknik (örneğin empedans uyumu) hem de ses karakteri açısından uyumu konusunu da dikkate almak gerekir.

    Sonuç olarak

    Bir müzik sisteminin değerlendirilmesinde sesin niteliklerine ilişkin kriterlerin kontrol edilmesinin yanı sıra, dikkatin tamamen müziğe verildiği aşağıdaki yöntemin de kullanılması şarttır.
    Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,
    Sesi değil, müziği dinleyin,
    Enstrumanları ne kolaylıkla diğerlerinden ayırabildiğinize, takip edebildiğinize bakın,
    Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa acemi gibi mi çaldıklarına bakın,
    Müziğin sizi tempo (örneğin ayağınızla) tutmaya yöneltip yöneltmediğine bakın,
    Müzik sisteminin ruh hali ve duyguları iletip iletmediğine, hangi duyguları uyandırabildiğine bakın,
    Müziğin bir müddet sonra sizi yorup yormadığına dikkat edin.
    Tüm bu kriterlere göre değerlendirme yapılırken unutulmaması gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadığıdır. Bir sistem bazı müzik türleri için uygun iken bir başka sistem başka müzik türleri için daha uygun olabilir. Örneğin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karşılık karmaşık sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunları anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

    Gelelim Fiyata

    Bir müzik sisteminin fiyatı yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadır. Ancak elbette bunun istisnaları da vardır. Ayrıca fiyat artışının ses kalitesini ne ölçüde ve ne şekilde artıracağı da önemlidir. Çok çeşitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çoğu kişi fiyat arttıkça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklaşacağını, dolayısıyla kalitedeki değişimin giderek azalacağını düşünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasındaki farkların ucuz ürünler arasındaki farklardan daha büyük olabildiğini göstermektedir.

    Bu durumun başlıca iki nedeni olduğunu zannediyorum. Birincisi düşük fiyatlı ürünlerin imalatı sırasında temel önceliğin ürünün istenen işlevi mümkün mertebe güvenilir bir şekilde yerine getirmesinden ibaret olması. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranları dışında ses kalitesi açısından fazla bir beklenti olmaması ve markadan markaya fazla değişmeyen standart parça ve yöntemlerin kullanılması. İkincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düşük olması nedeniyle mevcut farkların duyulmasının zor olması.

    Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrıldığında ne kalitede ses alınacağı bir çok kişinin merak ettiği bir konudur. Maalesef biri nicelik diğeri nitelik olan iki şeyi karşılaştırarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde ışık tutabilecek şu bilgiyi verebiliriz: İlk defa dinlediği fiyat kategorisindeki bir sistem hakkında yorum yapan çoğu kişi ses kalitesi farkının beklediğinden fazla olduğunu belirtmektedir. (Kişinin alışık olduğu sistemler ile yeni dinlediği sistem arasındaki farkın çok büyük olması durumu hariç. Bu durumda kişinin farkı doğru algılayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem beğenilmeyebiliyor. Kişi duymaya alışmış olduğu, dolayısıyla doğru olduğunu zannettiği bozulmaları çok yüksek kaliteli sistemde duymayınca sistemin güçsüz, detaysız, heyecansız bir sese sahip olduğu kanaatine ulaşabiliyor.

    Bütçe ile ilgili sık karşılaşılan bir soru da bütçenin ne kadarının hangi parçaya ayrılması gerektiğidir. Müzik sistemleri ile yeni ilgilenmeye başlayan çoğu kişi kolonların diğer parçalardan daha önemli olduğunu düşünür. Kolonlar arasında karşılaştırma yapıldığında ses tonu gibi kolay hissedilen bazı farklar diğer parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alınan zevki etkileme açısından kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadır.

    Birde Uyum Var Tabii

    Esasen bir müzik sistemini oluşturan parçaların uyumu en önemlisidir. Çok pahalı ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan oluşan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçaların fiyatı birbirine yakın olmaktadır. Bir müzik sisteminin parçalarını seçmeye hangisinden başlamalıyız? Bu konuda çoğumuzun en zor değiştireceği unsur salonun boyutlarıdır. Salonun akustik özelliklerini bir miktar değiştirmek çok zor değildir ama örneğin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarında bir kolondan düşük distorsiyon oranlarıyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansızdır. Dolayısıyla salonu seçme şansımız olmadığını farz edersek seçime kolonlarla başlayıp, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazların birbirine uyumu konusunda bazı teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kişiler ve düşük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazların aynı marka ve seriden olmasıyla elde edilmektedir.

    Benim size önerim bu işe meraklı iseniz iyi kötü biryerden girmektir. Zira sahip olacağınız sistem zaman içinde sizin kulağınızın gelişmesini sağlayacak ve ilerde yapacağınız yeni kombinasyonlara yönelik yatkınlığınızı geliştirecektir.


    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM V - YENİ BİR SES SİSTEMİ KURMAK

    YENİ BİR SES SİSTEMİ KURARKEN

    - Satın alacağınız cihaz ne olursa olsun, sesini dinlemeden ve test etmeden almayin.
    - Amplifikatörünüzün, hoparlörlerinizin gücünün ve müzik dinlediğiniz odanın boyutlarının birbirleriyle orantılı olmasına dikkat edin.
    - Ses sisteminiz için satın alacağınız bütün cihazların aynı fiyat ve kalite sınıfında olmasınada dikkat edin.
    - Bir ses sistemi kurarken, aynı markanın değişik ürünlerinin birbirleriyle uyumlu olduğunu unutmayin.
    - Aletleri test ederken herbirinde uzun süre dinlediğiniz bir CD nizi deneyiniz, aynı CD size her alette değişik bir tını verecektir.

    HOPARLÖRLERİ YERLEŞTİRİRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?

    Hoparlörlerin yerlestirilmesinde en iyi yöntemlerden biri bu iki hoparlörün arasindaki mesafenin, oturma konumunuz ile hoparlörler arasindaki mesafe kadar olmasidir. Odanin enine bağlı olarak bu mesafe az olabilir ama daha fazla olmamalidir. Diyelim ki hoparlörleri koyacağiniz yer ile oturduğunuz yer arasindaki mesafe 3 metre. O zaman hoparlörlerin birbiri arasindaki mesafede 3 metre olmalıdir. Mümkün olduğu kadar her iki hoparlör içinde ayni ses ortamı oluşturulmalıdır. Mesela bir hoparlör hiçbir zaman bir cismin arkasında durmamalı yada sol hoparlör cam kenarinda dururken sağ taraftaki de kitaplarla dolu bir kütüphane yanında olmamalıdır. Bu ses dengesini olumsuz yönde etkiler.

    SES SİSTEMİNİZİN PERFORMANSINI YÜKSELTMEK İÇİN TAVSİYELER

    - Sisteminize elektriği tek bir kaynaktan almaya özen gosterin.
    - Cihazlarınızı 20-25 gün gibi uzun sure kullanmayacaksanız mutlaka fişten çıkartın.
    - Hoparlör kablolarınız ile elektrik kablolarını yan yana getirmemeye çalışın. Çünkü elektrik akımı ses kablolarınızdan geçen ses sinyallerini bozabilir.
    - Amplifikatörünüzle hoparlörleriniz arasindaki kablo bağlantısını mümkün olduğu kadar kısa tutun ve kabloların çok fazla dolasmamasına özen gosterin.
    - Yüksek akım çeken cihazların elektriğini asla sisteminiz üzerinden almayin.
    - Ses sisteminizin yakınında açık halde cep telefonlarınızı bırakmayin, hele hoparlörlerin üstlerine açık bir cep telefonunu asla bırakmayin.
    - Manyetik akım içeren (aktif-çalisir vaziyette olan) cihazlar ve hoparlörler üzerine CD, kaset ve plaklarınızı koymayın, zarar verebilir.
    - En az altı ayda bir hoparlör kablolarınızın uçlarını birer santim kesin. Çünkü kabloların uçları zamanla kararır, oksitlenme yapar. Buda sesi etkiler.
    - Ses sisteminizde kalın kaliteli hoparlör kablosu kullanin bu sesi olumlu yönde oldukça etkileyecektir.
    - Eğer hoparlörünüz bi-wire (frekans ayrımlı) bağlantılı ise (bas ve tiz sürücüler için ayrı ayrı kablo girişleri) aradaki köprüleri kullanmak yerine hoparlör kablosundan bir parça ile köprüleme işlemini yapın daha iyi sonuç elde edersiniz, yada en iyisi iki kablo ile bi-wire kullanin, uzmanlar bi-wire bağlantının sesi %30 iyileştirdiğini söylüyor.
    - Kablolamayi yaparken (+), (-) uçların doğru bağlandığını mutlaka kontrol edin.
    - Kabloları hoparlöre bağlamanın en iyi yolu connectorlerle değil çıplak olarak bağlamaktır. Bunu tercih edin.
    - Hoparlör kablonuzu her 15, 20 cm de bir + yi -, - yi + yönüne bükerseniz (twist ederseniz) ses kalitesini oldukça yükseltmiş olursunuz.
    - Hoparlörlerinizin altında çivileri veya ayakları yoksa, çıkan seste komşularınizı rahatsız ediyorsa, hoparlörlerin altına tahta perde halkaları içine koyduğunuz tenis toplarını yada ikiye kestiğiniz silgileri yerleştirebilirsiniz.
    - Altı ayda bir hoparlörünüzü kasaya bağlayan vidalari kontrol edin, gevşemisse sağlamlaştırın. En ufak bir gevşeme sesi etkileyecektir.
    - Hoparlörünüz küçük bile olsa hicbir zaman cam yüzeyler uzerine yada yakınına koymayın ve pencerelerden mümkün olduğu kadar uzak tutmaya calışın. Çünkü cam sesi oldukça etkiler.
    - Oturduğunuz yerin arkasındaki duvarı kalın malzemeler ile kaplamanız sesin daha iyi gelmesine yardımcı olur.
    - Sisteminizdeki cihazları hiçbir zaman üst üste koymayın. Aralarında daima bölücü bir cisim olsun. Bu rezonans oluşmasını engeller.
    - Cihazlarınızı asla yere koymayın.
    - Ses siteminizi koyduğunuz zeminleri rezonansı engellemek icin ağır ve sert malzemelerden seçin.
    - Cihazların bakımını daima kuru ve yumuşak bir bezle yapın. Islak bez, deterjan, kimyasal madde kullanmayın.
    - Kaset çalarınızın kristal kafalarını, capstain milini ve lastiğini haftada bir alkollü bir pamukla temizlerseniz hem kasetleriniz ve kaset çalarınız uzun ömürlü olur hemde sesi daha kaliteli dinlersiniz. Ayrica kafaların belirli süreler sonra demanyetize edilmesi gerektigini unutmayin.
    - İstediginiz radyo istasyonunu net bir sekilde dinleyemiyorsanız, anteninizin uç kısmına bir miktar kalın bakır kablo ilave edin, eskisinden iyi dinleyeceksiniz.
    - CD lerinizin daha iyi tınlamasını istiyorsanız dinlemeden önce bir mıknatısın üzerine koyun, sonra dinleyin, kesinlikle daha iyi tınladığını göreceksiniz.
    - CD lerinizdeki küçük çizikleri üzerlerine diş macunu sıkarak yumuşak deri bir bezle ovup çıkartabilirsiniz.

    PLAKSEVERLER

    - Hicbir zaman büyük yapraklı bir çiçeği pikabınızın yanına koymayın. Çünkü çiçeğin yaprakları elektro-statik elektriklenme yaratarak pikabınızdan rahatsız edici seslerin çıkmasına yol açabilir.
    - Bir çok plaksever plakların yerleştirildiği plato uzerindeki lastik çember yerine aynı kalınlıkta keçe kullanıyor.

    Aklınızda bulunsun! İyi dinlemeler...



    BÖLÜM VI - CİHAZLARIN BAKIMI


    EVİNİZDEKİ CİHAZLARA YAPABİLECEĞİNİZ BASİT BAKIM TEKNİKLERİ


    Yaz aylarında olduğumuz şu günlerde hepimizin evlerindeki en önemli sorun tozdur. Ve bu küçük zerreciklerin elektronik cihazlarımız üzerindeki zararları ve yarattığı etkiler hiçte küçümsenecek boyutta değildir.Toz ve benzeri yan etkilerin seneler senesi cihazlarımızda yarattığı sorunları ve bunların giderilmesinde yardımcı olması için atılabilecek adımlar neler olmalı,

    AMPLİFİRE BAKIMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

    GEREKLİ MALZEME:
    Yumuşak boya fırçası (2 boy kalın ve ince)
    Tercihen philips kırmızı yağlı sprey
    Tercihen philips mavi yağsız sprey
    Anti statik toz savar temizleme spreyi
    Dış yüzey temizleyici köpük
    Elektrik süpürgesi


    Amplifire içinde zamanla biriken tozu alabilmeniz için öncelikle üst kapağı açmak gerekir bunu yaparken yan ve arka vidaları önce açmalısınız,işte burada çok dikkat etmelisiniz çünkü vidalar üzerinde kullanılan statik boya çok ince bir tabakadır ve en ufak bir zorlamada çatlayarak çizilir ve atma yapar.Bu ise bir zaman sonra cihazını değiştirmek satmak yada takaslamak istediğinizde değerinin düşmesine ve cihazın açılmış oynanmış olduğu izlenimi verilmesine yol açar.Bunun önüne geçmek için kullandığınız tornavidanın ucuna bir toz bezi ile tampon yaparak vidaları açarsanız sorunu halletmiş olursunuz.
    Bu işlemden sonra ilk olarak elinizdeki kalın toz fırçası ile cihazın kapak altında gözle görülen yerlerdeki (Trafo,Soğutucular,Ana Kondansatörler v.s) tozları kaldırarak elektrik süpürgesi ile çekin.Bu sayede kalkan toz yeniden cihaza girmez hemde çevreye yayılmaz.Sonrasında fırçanın alamadığı yer etmiş tozları ise yağsız sprey ile bir bez yardımıyla hemen alabilirsiniz.(DİKKAT devrelerin arasına kesinlikle girmemeye özen gösterin)
    Amplifire sözkonusu olduğunda dikkat edilecek en önemli konu tozun zaman içerisinde potansiyometreler üzerinde birikmesiyle oluşan kirin yarattığı distortion'nun yok edilmesidir.
    Bağzı arkadaşlarımız haklı olarak potansiyometre nedir diye soracaktır.
    Potansiyometre anfiniz üzerindeki ses kontrol yada ton kontrol gibi sağa sola hareketli düğmelerin hareket mekanizmalarıdır.Bunlar zamanla aldığı tozlar yüzünden çeşitli cızırtılara veya ses kesilmelerine yol açarlar.Bunların zaman zaman temizlenmeleri gerekir ki bunun için en iyi yol ise bizim yağlı sprey dediğimiz ve piyasada her yerde bulabileceğiniz bu temizleyici maddeleri kullanmanızdır.
    Bu temizleyicileri anfinizin modeline göre dışarıdan uygulayabilir yada üst kapağını açarak direk potansın hareketli bölgelerin üzerine uygulayabilirsiniz.Bu bölgeleri potansı hareket ettirerek görebilirsiniz.Spreyi uyguladıktan sonra potansı ters yönlere hareket ettirerek spreyi iyice almasını ve yağlanmasını sağlamaya dikkat etmelisiniz. Bağzı potanslarda spreyin içine işlemesi için dışarıdan uygulamanıza izin vermeyecek kadar küçük bölümler yada parçalar olabilir.Bu gibi bir durumla karşılaşırsanız küçük bir şırınga ve iğne çok işinize yarayabilir.Bu durumda spreyi şırınganın içine sıkarak iğne ucu ile potansın içine doğru uygulayabilirsiniz.
    Bu cihazlardaki selektör yani ayırıcı düğmeleride (cd,aux,phono v.s) zamanla potanslar ile aynı kaderi paylaşır ve aynı arazı verirler.Bu nedenle potansa yaptığımız uygulamayı bu düğmelerede yapmamızda fayda vardır.Bu bakımları yapmak için illaki cihazınızn hata vermesini beklememelisiniz en azından 4 yada 6 ayda bir bakımı yapmak sizi gereksiz masraflardan uzak tutacaktır.
    En son olarak cihazını yine tornavidanıza bez geçirerek kapattıktan sonra üst bakımını yapmalısınız.Cihaz kaptıldıktan sonra eğer düğmeler geçmeli ise yerlerinden çıkartılarak üzerine köpük sıkılır ve 3 ila 5 dakika bekletildikten sonra silinir.Daha sonra kuru ve yumuşak hav bırakmayan bezle tekrar silinir.Çıkarılmış düğmelerede aynı yöntem uygulandıktan sonra yerlerine takılır ve son olarak antistatik toz savar bir sprey ile silindikten sonra bizlerin yapabileceği bakım biter.
    ÖNEMLİ NOT:Burada belirtilen bakımlar standart bakımdır bu sorunlar bazen yapılan bakımlarla giderilemeyebilir bu durumda cihazınızı mutlak olarak servise sokmanızı tavsiye edilir)

    CD PLAYER BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Contact Lens temizleyici
    Sert cımbız
    Pamuk
    İnce Kalın Fırça
    Sürücü Kanalı için özel silikon yağı (ancak bulmak zor ve pahalı bu yüzden arko krem)


    Cd playerlarımızda en önemli sorun tozdan kaynaklanan bağzı cd leri okuyamamak yada okurken atlama yapmasıdır.Buarada önereceğimiz yöntemler tamamen sizlerin uygulayabileceği basit ve zararsız yöntemlerdir.Ancak bunları yaparken çok hassas davranmanızı şiddetle tavsiye ederim. Cd playerımız kapağını yine dikkatlice açarak aynı anfilerde uyguladığımız yöntemle tozunu almalıyız.Daha sonra sürücü bölmesini cihazı elektriğe alarak açık konuma getiriniz.Fişi çekerek cihazı kapatınızki sürücü bölmesi açık kalsın.Daha sonra lensi ortaya çıkarmak için mekanizmayı hafifçe hareket ettirin.Bir parça pamuğu cımbızınızın ucuna sararak pamaklarınızla iyice seyreltin yoksa pamuk lensi çizebilir.Daha sonra lensin üzerinde hafif hareketlerle sallayarak seyreltilmiş kısımla tozu alın.Lens temizleyiciyi yeni bir parça pamuk üzerine damlatarak lensi bastırmadan silin ve uçmasını bekleyin.(DİKKAT:Kesinlikle alkol kullanmayın)
    İşte oldu lensiniz artık tertemiz.Unutmayın lens üzerindeki en ufak toz zerreciği bile atlamalara yada okuyamamaya yol açabilir bu yüzden dikkat edin. Sürücü kanalları dediğimiz (mekanizmanın cihaza girip çıkmasını sağlayan bölüm)kısımda özel bir yağ bulunur, bu yağ sürücünün rahat hareket etmesini sağlar fakat zamanla bu yağ bitebilir yada sertleşerek kurur ve mekanizmanın hareketlerini engelleyerek hem sürücüyü zorlar hemde gözün hareketini kısıtlar buda cd playerınızın diyelim 5. parçadan sonra atlama yapmasına okuyamamasına yada stop konumuna geçmesine yol açar.Eğer bu bölümde bir kuruma yada katılaşmış yağ parçacıkları görürseniz bunları hafifçe kaldırarak temizleyin ve o bölümlere silikon yağı ile yağlayın.Baştada dediğimiz gibi bu yağı bulmak hem zor hemde maliyetlidir bu durumda arko gibi yağlı bir kremle aynı işi yapabilirsiniz.Bu yöntem bir çok servis tarafındanda kullanılmaktadır.Tercih size kalmış böyle bir durumda cihazı servisede yollayabilirsiniz.Son olarak cihazınızın selektörleri eğer görünebilir konumdayda yağlı sper ile spreyleyip cihazınızı kapatıp anfilerdeki gibi üst temizliğini yaparak tekrar kullanmaya başlayabilirsiniz.
    NOT:Bu bakımların ardından cd hala aynı problemleri gösteriyorsa geriye iki seçenek kalıyor ya cd nizin göz ömrü bitmiştir yada trimpot dediğimiz ayarlar zamanla kaymıştır bu durumda mutlaka servise yollamanız gerekir.

    DECK TAPE BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Yağsız sprey tercihen philips mavi
    Alkol(suyla karıştırınız)
    Pamuk
    Cımbız
    Fırça 2 boy
    Saatçi tornavida takımı

    Deck teyplerimiz zaman içerisinde birçoğumuz tarafından en çok kullanılan ve dolayısı ile en çabuk deformasyona uğrayan cihazlarımızdır.En çok karşımıza çıkan sorunları ise zamanla ukuyucu kafanın okuma esnasında daha boğuk sesler üretmeye başlaması ve tizlerin gittikçe kaybolmaya başlaması,cihazımızın koyduğumuz kasetleri sarması,kayıt yapamaması yada kayıt kafasının kirlenmesi,kaset kapağının açılmada zorlanması v.s.
    Herşeyden önce yine cihazımızın iç tozunu almakla işe başlamalıyız.Bu kuşkusuzki en kolay kısmı.Bu işlemi bitirdikten sonra esas zor olan kısım başlar yani okuyucu bölümün bulunduğu ana mekanizma.
    İlk iş olarak okuyucu kısımdaki kapağın ön tarafındaki camlı bölmeyi çıkartarak işe başlamalıyız, bu bölüm birçok deck'te hafifçe yukarı çekmek sureti ile yerinden çıkar(Bağzı markalarda bu farklı biçimlerdede çıkabilir lütfen dikkat edin)Daha sonra bir pamuk parçasını cımbızımızın ucuna sararak üzerine suyla karıştırılmış alkolümüzü damlatalım.Alkollü pamuk ile önce baskı lastikleri dediğimiz (bantın kafa üzerine oturarak sabit kalmasını sağlayan lastikler)lastikleri hafifçe bastırarak çevire çevire iyice temizleyelim.Zaten açtığınızda farkedeceksinizki bu lastikler zaman içerisinde kullanılan bantların rengini almış ve kahverengi tonu bir hale bürünmüş olacaktır.Baskı lastikleri çok önemlidir bu yüzden biraz uzunda sürse dikkatlice ve deyim yerindeyse kılı kırk yararak temizlemelisiniz.İşlem bittikten sonra sıra okuyucu kafaya gelecek.
    Okuyucu kafa eğer ömrünü doldurmamışsa ki bunu parmağınızın ucu ile anlayabilirsiniz.Şöyleki parmağınızın ucu ile okuyucu kafanın üzerine küçük bir gezinti yapın okuyucu plakanın pürüssüz ve temiz olması ve kafanın yüzeyi ile bire bir konumda olması lazımdır değilse kafa ömrünü tamamlamıştır.Eğer kafa iyi durumdaysa yine cımbızımızın ucuna temiz bir pamuk sararak bunu yine temizlik malzemesi ile ıslattıktan sonra çok fazla bastırmadan kafanın temizliğini tamamlayalım.Daha sonra aynı işlemi okuyucunun hemen yanında bulunan kaydedici üzerindede gerçekleştirelim. Tüm bunlar bittikten sonra cihazın kapak kısmındaki görünen dişlileride yağlı sprey ile spreyledikten sonra cihaza bir kaset koyarak deneme yapalım eğer ses halen boğuk ise son olarak bir kafa ayarı yapmakta fayda var.Kafa ayarı yapabilmek için küçük bir saatçi tornavidası işinizi görecektir.Kapak kısmının altına eğilerek baktığınızda 2 küçük delik göreceksiniz bunlar kafa ayarları yapmanız için üretici firma tarafından açıkta bırakılmış bölümlerdir bu bölümde 2 küçük vida göreceksiniz cihazda kaset varken ve çalışırken bu vidaları hafiçe sağa veya sola oynatarak kafa ayarını kendi kulağınızla duyarak yapabilirsiniz.

    AZİMUTH AYAR:Bu ayar kafanın iki yanında bulunan ve yukarı doğru bakan vidalar ile yapılır ancak çok hassas bir ayar olduğundan eğer kafa ayar tutmuyorsa bununla uğraşmamanızı önerebilirm.Bu ayar için servisinize gitmenzde fayda var çünkü azimuth ayarında yapacağınız yanlışlığı bir türlü düzeltemeyebilirsiniz.
    Eğer cihazınızın sarma ile ilgili problemleri varsa yani saramıyor yada zor sarıyorsa tüm temziliğe ve bakıma rağmen kaset sarıyorsa o zaman mutlaka bir servise gidin çünkü cihazın lastik takımı eskimiş olabilir ve değişmesi gerekir.Motorların ömürlerini tamamlamış olmasıda bu sorunu yaratabilecek diğer bir etmendir.
    Tüm iç bakımı bitirdikten sonra yine diğer cihazlarda yaptığımız gibi dış yüzeyi temizleyici köpük ve antistatik spreyle temizleyerek bakımı bitirelim.

    SPEAKERS BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Yumuşak fırça Pamuk Badem yağı Antistatik sprey Açıkçası speakerlar için çok özel bir bakım yoktur bu noktada yapılabilecek sınırlı birkaç konu vardır.
    1-Speaker ünitelerinin ince koruyucu tülü üzerinde birikmiş tozları yumuşak bir fırça yardımı ile ortadaki toz kapağının ezilmemesine dikkat ederek almalısınız.
    2-Speaker ünitelerinin kenarlarındaki refleks kısımları eğer poliüretan değilde lastikse zaman içerisinde sertleşme yapar.Bunu önlemek için 6 ayda bir gibi bir zaman diliminde reflekslere badem yağı gibi hafif bir yumuşatıcıyı tozu alınmış bir pamuk kullanarak çok çok ince bir tabaka olarak sürmenizde fayda vardır.
    3-Speakerlarınızın dış yüzeyi zamanla toz güneş ısı ve diğer yan etkilerden etkilenir.Bu yüzden dış yüzeyin tozunu almak ve antistatik sprey ile temizlemekte fayda vardır.

    KABLOLARIMIZ
    Kablolarımızın bakımı çok basittir ki bu genelde speaker kablolarıdır.Bunun için kablolarımızı uzun sürelerde kontrol ederek bağlantı nıktalarında kırılma olup plmadığını kontrol etmeniz ve bu noktalarda oksidasyon yada kararma olmuş ise uçları keserek yeniden açmanızda fayda var bu hem okside olmuş ve iletimi düşüren kısımların yenilenmesi hemde zaman içinde meydana gelen kopmuş kısımların temizlenerek tekrar eski veriminizi almanızı sağlayacaktır.

    Yukarıda belirtilen tüm bilgileri kullanmak için çok fazla bir bilgiye gerek yoktur ancak yinede uyarmakta fayda olduğunu düşünüyorum.Eğer anlatılanlarda yapamayacağını düşündüğünüz birşey varsa cihazlarınızı kesinlikle açmayınız.Böyle bir durumda cihazınıza zarar verebilirsiniz.Sizlere pahalıya patlayabilecek zararlardan kaçınmanız için en azından kendinize güvenemediğiniz durumlarda bakımı servise yaptırınız sonuç olarak ödeyeceğiniz düşük bir maliyetle daha sonra oluşabilecek yada varolan ve ilerleyen sorunlardan kurtulmuş olursunuz. Elinizdeki cihazlarda yapabileceğiniz bakımlar genel olarak oksidasyonun cihazınıza verdiği zararlar yada cihazınızdaki belirtilerin oksidasyondan kaynaklanabileceğini farzederek sizlere önerilmiş bakımlardır.

    DİKKAT: Unutmamak gerekirki oksidasyonla aynı belirtileri gösteren soğuk lehim gibi sizlerin dokunmaması gereken problemlerde vardır.Bunu anlamak ise çok kolaydır eğer yaptığınız tüm bakımdan sonra cihazlarınıda ses gidip gelmeleri devam ediyorsa yada seslerde çatlamalar oluyorsa veya cihaz belli bir süre çalıştıktan sonra ki genelde bu 10 ila 20 dakika arasıdır,ses gidiyor yada bozuluyorsa bu soğuk lehim(lehim çatlaması) veya daha büyük bir problem olabilir.Bu durumda cihazınızı derhal servise götürmelisiniz.Çünkü soğuk lehimi görmek hem zordur hemde yapılması için ehil olmak gerekir.
    Sisteminizde tüm bakımlardan sonra müzik dinliyorsunuz ve anlaşılmaz bir dip ses vınlama yada benzeri bir ses duyuyorsanız servise başvurmadan önce interconnect kablolarınızı değiştirin eğer buna rağmen ses devam ediyorsa servise başvurun.

    DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR:

    1-Cihazlarınızı mümkün olduğu kadar tozdan korumaya çalışın.
    2-Cihazlarını ani ısı değişikliklerinden koruyun.
    3-Cihazlarınızı belirli bir ısı kaynağının yanına yada çok yakınına koymayın.
    4-Tüm sistemlerinizi sudan uzak tutun.
    5-Cihazlarınızın temizliğini yaparken su yada su ile ıslatılmış bezler kullanmayın.İllaki kullanmanız gerekiyorsa sadece nemli bez kullanın.
    6-Sisteminizi mutlaka topraklı prize takın.
    7-Evinizde voltaj problemi varsa sisteminizi bir regülatör ile korumaya alın.
    8-Vumetreli bir power anfi kullanıyorsanız vumetrelerin camlarını silerken kesinlikle bastırmadan ve yavaş hareketlerle silin yoksa statik elektrik yüzünden vumetreler yanlış göstermeye başlayabilir.
    9-Ampli ve Speakerlerinizi bağladığınız kabloların uçlarını aynı yönlere ve çapaksız bir biçimde kıvırarak bağlayınız.
    10-Speaker kablolarınızın mümkün olduğunca aynı boy ve mesafede olmasına dikkat edin.
    11-Kullanacağınız interconnect kablolarınızı mümkün olduğunca kaliteli kullanmaya çalışın.
    12-Cd playerınızı taşımak zorunda kalırsanız mümkün olduğunca sarsmamaya özen gösterin.
    13-Bağzı deck tape'lerdeki ve cd player'lardaki otomatik kapakları kesinlikle elinizle iterek kapatmayın.
    14-Hiç kullanmadığınız sistemleriniz varsa ve bunları değerlendirmiyorsanız mutlaka belirli aralıklarla çalıştırın.
    15-Farkına vardığınız hiçbir problemi küçümsemeyin.Unutmayın elektronikte zamanında önlem almazsanız onarılamaz arızalara davetiye çıkartırsınız.
    16-Sisteminizi dinlerken anfiniz kendini korumaya alıp kapanıyorsa tüm sisteminizi kapatın ve bağlantıları kontrol edin buna rağmen anfiniz korumaya geçmeye devam ediyorsa kesinlikle kullanmayın ve servise başvurun.

    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM VII - EN İYİ SES SİSTEMİNİ KURMAK

    Sisteminizin evinizde nasil kurulup ayarlandigi sistemin müzikal performansinda büyük farklar yaratir. Kisiden kisiye degisen ses farkliliklari çok küçük olmasina ragmen bir araya geldiklerinde sistemin performansini dramatik olarak artirirlar. Sistem kurulum ve ayarlamalari beceri, bilgi, sabir ve sistemden son noktaya kadar performans ortaya çikartma azmi gerektirir. Bir kurus dahi harcamadan elde edilen ses iyilesmesini basarmanin verdigi keyif en büyük ödüldür.

    Tüm sistem kurumlari iyi hoparlör yerlestirme temeline dayanir. Bu ayarlamayi kabaca yaptiktan sonra iyilestirmeler üzerine çalisabilirsiniz. Sisteminizin sesi düzeldikçe ufak performans degisimlerine daha kolay alisacaksiniz.

    Bu degisiklik aynen bir Grand Prix sürücüsünün lastiklerindeki yarim librelik hava basincinin yarattigi farkliligi hissetmesine benzer. Belli bir seviyenin üzerindeki performanslarda küçük bir degisiklik bile çok büyük farklilik yaratir. Ilerde daha detayli anlatacagimiz sistem kurulum teknikleri,

    • Hoparlörleri ve koltugu en iyi ses için yerlestirir.Uygun hoparlörler ve dinleme mekani olmadan yapacaginiz diger tüm kurumlar ise yaramayacaktir.
    • Odaniza akustik düzenleyiciler yerlestirin. Sistem performansina büyük etkileri oldugundan, ortalama sesten mükemmel sese ulasmak için yararlidirlar.
    • Interconnect’leri AC kablolarindan uzakta tutarak baglayin. Eger birbirlerine yakin olmak zorundaysalar paralel pozisyon yerine dik açi pozisyonunu tercih edin.
    • Cd transport ve digital prosesör arasindaki digital data baglantilarini analog interkonnektlerden uzak tutun. Digital kablolarin tasidigi yüksek frekanslar gürültü üretebilir ve analog sinyali bozabilir.
    • Pikap çalisirken, digital cihazlari kapatin.
    • Interkonnekt ve hoparlör kablolarini mümkün oldugu kadar kisa ancak sag ve sol kablolari esit tutun.
    • Cihazlari yeterli havalandirma için uygun biçimde yerlestirin. Asiri isinma cihazin ömrünü kisaltacaktir.
    • Hoparlör kablolari ve baglanti noktasi arasindaki baglantinin uygun oldugundan emin olun. Baglantilari iyi sikistirin.
    • Temizleme sivisi ile fis ve baglantilari düzenli olarak silin.
    • Preamfi ve power amfi arasinda yeterli mesafe birakin power amfinin büyük transformatörleri 60Hz’lik bir vizilti üretirler. Bu phono kati olan preamfiler için çok zararlidir.
    • Cihazi saglam, dayanikli bir sehpanin üzerine yerlestirin, vibrasyon sistem performansini azaltabilir.
    • En iyi AC fis polaritesini ölçmek için bir voltmetre veya polarite metre kullanin.
    • Dinleme mekaninizda floresan isik, dimmer isik kullanmayin.
    • AC güç kondisyoner’lerini deneyin. Bazi sistemlerde çok büyük oranda iyilestirme sagladiklari görülüyor. Ancak bazen de sistem performansini azalttiklari da oluyor.
    • Izalasyon ayaklari High-End AC güç kablolari gibi aksesuarlari deneyin. Bu aksesuarlari kisa sürede iade ettiginizde paranizi tamamen geri almaniz kosuluyla satin almanizi tavsiye ederim.

    High-End sistemi veya cihazlari seçerken bu 10 ana hatti takip edin. 1 – Bütçenizi olusturun. Bir cihazi veya sistemi satin alirken sizi uzun vadede mutlu edecek olani tercih edin. Ilk seferde dogru olani yapin.

    2 – Bilgili bir tüketici olun . High-End audio hakkinda edinebileceginiz tüm bilgiyi edinin. Dergi degerlendirmelerini okuyun, High-End audio bayilerini ziyaret edin. Ev ödevinizi yapin.

    3 – Saticinizla iyi bir iliski kurun. Parça seçimi ve sistem kurulumunda en iyi bilgi kaynagi o olabilir.

    4 – Sinerjistik olarak bir arada çalisabilecek cihazlari bulun. High-end audio saticiniz bu konuda da size tavsiyelerde bulunabilir.

    5 – Ürün seçerken müzikal kalitesine bakin, Teknik performansina, özelliklerine, fiyatina ve markasina degil.

    6 – Dikkatli seçim yapin. Bir çok düsük fiyatli ürünler yüksek fiyatli bazi ürünlerden daha iyi ses veririler. En yüksek standardi olusturmak için gereken zamani harcamaktan kaçinmayin.

    7 – Ürünü satin alacaginiz cihazin üreticisinin müsteri servisi ve güvenilirlik açisindan reputasyona sahip olmasini tercih edin.

    8 – Imkan varsa almaniz olasiligi olan cihazi eve götürüp kendi sisteminizle dinleyin.

    9 – Sistem kurulumu sirasinda saticinizdan yardim alin.

    10 – Aksesuarlari sisteminizi kurduktan sonra satin alin.

    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM VIII - HI-FI MAĞAZALARI

    Hi-fi konusuna ilgi gösteren arkadaşlar

    Bilgi almak, yeni alet yada kullanılmış 2.el aletler almak isteyenler için aşağıda yer alan site ve adresler bir kaynak noktası olabilir.


    RKD Ltd / Akusta
    http://www.rkd.com.tr/
    B&W Speakers, Wilson Audio, Halcro, Cary, Acapella, Mark Levinson, Kimber Cable, MIT etc..

    BL Müzik
    http://www.blmuzik.com/
    Jadis, NAD, Roksan, Manley, Ixos Cables, audiophile tubes and others....

    Lotus
    http://www.lotushifi.com/
    Audio Research, Krell, JM Labs, Proac, Transparent Cable, Stax, and others..

    Audiogen
    http://www.audiogen.com/
    Lamm, Lindemann, Nirvana Cable, Talon, Lilverline Audio, Wavac and others.

    Nefan
    http://www.shure.com/intl_reps/intlrep.asp
    Kef Loudspeakers, Shure and others

    Imaj Elektronik
    BAT, Elac,
    Atatürk Oto Sanayi Sitesi Nazmi Akbacı İş Merkezi No:95-96 Maslak ISTANBUL
    Tel : 0212.276.49.34-28
    Fax : 0212.285.91.79

    House of Home Cinema
    Avantgarde, Kain, Danish Physics, WBT, etc
    Bağdat Caddesi 481/5 81070 Suadiye İstanbul
    Tel : 0216.350.84.51
    Fax : 0216.385.70.27

    BSL Ltd. Şti
    Emphasis Amplifiers, AC Filters, Electronic Repairs & Maintenance Service
    Halk Caddesi No:5 Üsküdar İstanbul
    Tel : 0216.333.29.45
    Fax : 0216.391.13.85
    Above information is to our knowledge. Please email us for yours.

    Ayrıca aşağıda yer alan linkler ile gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında Hi-fi konusunda pek çok konuda bilgi ve detaya ulaşabilirsiniz

    http://www.akustamusic.com/
    Online CD Store

    http://www.arduman.com/
    Declated as one of the best Hi-End web sites in world.

    http://www.da-vinci-audio.com/
    DaVinci Audio.

    http://www.acikradyo.com.tr/
    Acik Radyo.

    http://www.audiogen.com/
    AudioGen

    http://aca.gr/
    Audiophile Club of Athens

    http://www.aydinesen.net/
    Aydın Esen

    http://www.bbcmusicmagazine.com/
    BBC Music

    http://www.gramophone.co.uk/
    Gramophone

    http://www.rso.com/orchs.htm
    International Symhony Orchestras

    http://www.keremgorsev.com/
    Kerem Gorsev

    http://www.lotushifi.com/
    Lotus

    http://www.tuvpo.com/audio/
    No Name HiFi

    http://www.rkd.com.tr/
    RKD

    http://www.stereotimes.com/
    Stereo Times

    http://www.stereophile.com/
    Stereophile

    http://www.theabsolutesound.com/
    The Absolute Sound

    http://www.ultimateaudio.com/
    Ultimate Audio

    (Not : Yukarıdaki adresler ticari amaç taşımamakta olup sadece bilgilendirme amacı ile verilmiştir.)

    Not: Yazılanların tamamamı alıntıdır.Kaynağını bildiklerimin altına kaynaklarını ekledim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KillForYou! -- 5 Haziran 2006; 16:06:07 >




  • High - End Nedir ?

    --------------------------------------------------------------------------------

    High-End ses müzige duyulan tutku ve müzigin ne kadar iyi sekilde tekrar üretildigi ile ilgilidir.High-End ses besteci veya icracinin verdigi müzikal mesaji maximum geçerlilik,duygu ve yogunluk ile dinleyicinin evinde tekrar olusturmanin arastirmasidir.Müzik önemli oldugu için gerçege mümkün olan en yakin haliyle tekrar üretmek de önemlidir.
    High-End ses ürünleri elektronik esya satan dükkanlarda satilan “stereo sistemler” ile çok ufak benzerlikler tasiyan bir dizi özel müzik üreten parçadan olusur. Müzik üreten bir sistem, çamasir makinesi veya tost makinesi gibi bir ev aleti degil, plaklarimizda ve Cd’lerimize kodlanmis müzigin engin duygusal ve ve entellektüel potansiyelini ifade eden cihazlardir.Müzik üretiminin kalitesi ne kadar yüksek olursa müzikle kuracaginiz baglanti o kadar yüksek olacaktir.
    Müzik ve müzigin tekrar üretilmesi konusundaki High-End audio degerleri ve göstergeleri High-End ses cihazlarinda açikça yer alir.Bu cihazlar orijinal canli müzik performansina bizi bir adim daha yaklastirirlar. Bu tarz cihazlarin parçalari teknik bilgi ve müzikal duyarliligini birlestiren kendini isine adamis uzmanlarca tasarlanir elle üretilir ve tek bir neden için var olurlar – müzik dinleme deneyimini zenginlestirmek.

    Hi-Fi dünyasinda var olan bir yanlis kani da High-End Audio’nun yüksek fiyatli ses ve sistemleri manasina geldigidir..Mass market mantiginda High-End Audio hos özellikleri ve milyarderleri hedefleyen fiyat etiketleri olan karmasik stereo ekipmanlarindan baska bir sey demek degildir.Elbette bu cihazlarin performanslari elektronik alet satan dükkanlarda bulabileceklerinizden çok daha iyi olacaktir, ancak bunlari almaya kimin gücü yetebilir ki ?
    Daha da kötüsü High-End Audio sadece egitimli,zevk sahibi, zor begenen dinleyiciler,snoblar veya elektronik alet çilginlarina hitap eder olarak görünüyor, sokaklardaki averaj insanlar için degil.

    High-End Audio bunlarin hiçbirisi degildir.Ilk olarak “High-End” tabiri ürünlerin performanslarina hitap edilerek kullanilmistir,fiyatlarina degil.Bir çok gerçek High-End sistemi büyük magazalarda satilan hepsi bir arada sistemlerden pahali degildir hatta bazen daha ucuzdur.Bir çok sistem duyuyorum ki hem averaj bir müsterinin bütçesine uygun hem de yüksek kalite müzik üretimi konusundaki öz’ü içinde barindiriyor.

    Her ne kadar High-End cihazlari yüksek fiyatli da olsa, bu evinize yüksek kaliteli bir ses sistemi kurmak için kredi almaniz anlamina gelmiyor.Mükemmel ses sunan bir sistem düsündügünüzden daha ucuza mal olabilir.

    Ikinci olarak High-End Audio müzikal deneyimle kurulan iletisimle alakalidir.Müzik sistemlerine karmasik, kullanilmasi zor özellikler eklemek demek degildir.Aslinda, High-End sistemlerini kullanmak mass-market orta seviye Hi-Fi sistemlerini kullanmaktan çok daha kolaydir. Bunun nedeni High-End etigine göre gereksiz özelliklerin elimine edip, bunun yerine paranin ses kalitesine harcanmasidir. High-End Audio müzik asiklari içindir elektronik ustalari için degil.

    Üçüncü olarak müzigi seven herkes yüksek kaliteli ses sisteminin degerini taktir edebilir,neyin iyi bir ses oldugunu anlamak için altin bir kulaga sahip olmak gerekmez, iyi ve orta karar ses üretimi arasindaki farklar açikça asikardir.gerçek bir High-End ses sistemini ilk defa dinleyen birisinin tepkisi ( çogunlukla saskinlik ve memnuniyet ) High-End Audio’nun herkes tarafindan kolaylikla taktir edilecegini gösterir. Eger müzikten hoslaniyorsaniz, High-End bir sistemle daha fazla keyif alirsiniz.Bu, bu kadar basittir.

    High-end audio’nun hedefi dinlenilen cihazin “yok olmasini” saglamaktir. Bu gerçeklestiginde müzisyen ve dinleyici arasinda en üst iletisim noktasina ulasilir. High-end Audio cihazlarla, aletlerle alakali degil, müzikle alakalidir.

    High-end credo müzik sinyalinin ne kadar az islemden geçerse o kadar iyi olacagini savunur. Herhangi elektrik devresi, kabloveya tonal kontrol sinyalin kalitesini düsürür, tabii ki müzikal tecrübeyi de. Bu nedenle high-end bir cihazda grafik equalizer, alt harmonik sytnhesizer veya diger ölçücüler bulamazsiniz. Bu tarz cihazlar müzikal gerçeklikten uzaklasmanin yani sira sinyale gereksiz devreler eklerler. High-end ürünler müzisyen ve sizin aranizdaki elektronik aletlerin adedini en aza indirerek müzikal deneyimin berrakligini en üst düzeye çikarirlar.

    Daha az daha fazladir…

    Kendinizi Grand Canyon’da bir uçurumun kenarinda ihtisamin güzelligine yenik düsmüsken hayal edin. Dünyanin içine oyulmus bu devasa heykelin azametini tecrübe etmekle kalmaz tüm ufak detaylari da görürsünüz.

    Tas tabakalarin üzerlerindeki bir tondan diger tona geçisleri fark edersiniz.Kirmizinin binlerce tonu arasindaki farkliliklar gözünüze çarpar.Devasa yapilarin üzerindeki ince detaylar bir bakista kolayca çözülür ve begeniniz daha da derinlesir.Isik ve gölgenin kontrasti çatlak ve yariklarin bitip tükenmez labirentini açiga çikarir.Ne kadar uzun ve yakindan bakarsaniz daha fazla ayrinti görürsünüz.Duyularinizin zenginligi sessizce uçurumun kenarinda tabiatin sirrina varilmaz güzelligi karsisinda kalakalmanizi saglar.

    Simdi kendinizi Grand Canyon’a hepsi birbirinden transparan ama çok kalin bir çok camdan yapilmis bir pencereden bakarken hayal edin.Bir pencere cami hafif gri saydamsizligi ile bu canli renkleri donuklastirsin ve benzer renklerin kolayca göze çarpmayan farkliliklarini yok etsin. Isik ve gölge arasindaki kontrasti azaltan diger cam Grand Canyon’un derinligini kanvas bir portre görüntüsüne çevirsin. Son olarak pencere çerçevesinin kendisi sizin manzaranizi kapatsin ve Canyon’un genel etkisini yok etsin .Grand Canyon’da uçurumun kenarinda durmanin verdigi direk ve kesin gerçeklik yerine gördügünüz gri,sentetik ,cansiz bir görüntü olacaktir.Bu görüntüyü televizyondan da izleyebilirdiniz!

    Yeniden olusturulan müzigi orta karar bir sistemden dinlemek Grand Canyon’a bu cam pencerelerin ardindan bakmak gibidir. Playback zincirindeki her halka -Cd sürücü,pikap preamfi, poweramfi, hoparlör ve onlari birbirine baglayan kablolar- bir sekilde üzerinden geçen sinyale distorsiyon verir.

    Halkadaki cihazlardan biri enstrümantel dokuya sinyale kaba,taneli bir karakter ekleyebilir.Bir digeri yüksek ve yumusak sesler arasindaki dinamik kontrasti azaltarak besteci veya icracinin ifadesini yok edebilir.Bunun yaninda bir baskasi da ince tonal renkleri yok ederek müzige kasvetli bir hava verebilir, tüm enstrumanlari ayirt edilemez bir tini ile örtebilir.Bunlarin sonucunda pencerenin çerçevesi - bu durumda elektronik ve mekanik playback sistem olarak adledilebilir - müzisyenin artistik maksadinin enginligini azaltir.



    High-End Audio mümkün oldugu kadar çok pencere camini ortadan kaldirmayi, kalanlarin da mümkün olan en transparan hale gelmesini saglamayi hedefler. Ne kadar az pencere cami olursa,içinden geçen sinyal o kadar az etkilenir,canli performansa daha fazla yakinlasilir ve müzikal mesajla baglanti o denli derin gerçeklesir.

    Sizce neden High-End Audio ürünleri müzikal anlamda mass-market stereo sistemlerinden daha transparan pencere camlaridir. High-End cihazlari iyi gerçek sesi üretmek için tasarlanmislardir.Bazi keyfi teknik spesifikasyonlar ile iyi performans göstermeleri için tasarlanmalari zorunlu degildir.

    Gerçek bir High-End tasarimcisi cihazi yapim asamasinda dinlemeye baslar,parçalarda degisiklikler yapar,mümkün olan en gerçek sesi üretebilmek için farkli teknikler dener. Müzikal deneyimi en iyi aktaran cihazi üretmek için teknik beceri ve müzikal duyarliligini birlestirir.Bu kendini isine adamislik çogunlukla yüzlerce saat müzik dinleme ve itina ile sesi etkileyen her faktöre dikkat etmeyi gerektiren hareketli bir ugras haline gelir.Her ne kadar ürünün satis fiyati ayni kalsa da siklikla ürünün sesini iyilestirmek için daha pahali parçalar eklenir, bu daha nitelikli parçanin digerlerinden süphesiz daha fazla olan maliyeti firmanin karindan düsülecektir,neden mi? Çünkü High-End tasarimcisi müzik ve müzigin yeniden üretimine derin önem verir.

    Tam aksine mass-market ses cihazlari çogunlukla ‘kagit üzerinde’ iyi duracak sekilde tasarlanir.Bunun iyi bir örnegi 1970 ve 80’lerdeki “THD Savaslari”dir. Total hormanik Distortion anlamina gelen THD egitimsiz tüketiciler tarafindan amfi kalitesini ölçen bir terim olarak kullaniliyordu.Eger bu terimi siz de kullandiysaniz endiselenmeyin,audio hakkinda bilgi sahibi olmadan önce ben de THD rakamlarina bakardim.

    O siralarda THD degeri ne kadar düsükse amfi’nin o kadar iyi oldugu farz edilirdi.Bu gerçek dev elektronik üreticilerinin neredeyse yok sayilacak kadar az THD degerlerine sahip cihazlar üretmesine yol açti ve hangi firmanin THD spesifikasyon’larinda ondalik virgülden sonra daha fazla sifira sahip oldugunu yarisina dönüstü.( örnek olarak, 0,001 % ) Bir çok tüketici sadece bu özellige bakarak receiver’lar veya amfi’ler aldilar.

    Her ne kadar cihazin düsük THD degerine sahip olmasi iyi bir tasarim hedefi olsa da, problem bu asiri düsük distorsiyon figürlerinin nasil elde edildigiydi .

    Amfilerin distorsiyonunu düsürmek için kullanilan bir yöntemde “feedback” geri yükleme diye adlandirilan, çikis sinyalinin bir kismini alip giristen tekrara yükleme seklinde gerçeklestirilen yöntemdir.Yüksek miktarda geri yükleme THD’yi düsürüyor ama amfi’nin müzikal kalitesini düsüren bir çok baska problem de yaratiyordu. Dev elektronik sirketleri ürünlerinin ses kalitesinin kötü olmasiyla ilgileniyorlar miydi? Hiçbir sekilde! Önemli olan tek sey büyük miktarlarda satilacak bir mal yapmakti.

    Müzikal performansa karsilik önemsiz teknik spesifikasyon’lari öne çikartip , bunu tüketicilere çok önemli bir deger gibi sattilar. Bu ürünleri satin alan tüketiciler cihazlari dinlemek yerine bu teknik özelliklere bakarak seçiliyorlar ve kötü sesli sistemlere sahip oluyorlardi. Ironik olarak en düsük THD’ye sahip olanlar büyük ihtimalle en kötü ses kalitesine sahip olanlardi.

    Bu örnek bir ses cihazinin ne yapmasinin hedeflendigi düsünüldügünde mass-market üreticileri ve high-end firmalari arasindaki büyük farki ortaya koyuyor. High-end üreticileri ürünün test sonuçlarinda nasil performans gösterdiginden çok ürünün sesinin nasil oldugu ile ilgilenirler. Bilirler ki müzikal hassasiyete sahip bir dinleyici spesifikasyonlara degil ses kalitesi temeline dayanarak ürün satin alir.

    High-end ürünleri yalnizca kulak hassasiyeti ile degil, yaptiklari isten gurur duyan zanaatkarlar tarafindan elle üretilirler. Montajcilarin çogu audiofillerin kendileridir ve ürünlerin yapiminda adeta kendi evlerinde kullanacaklarmiscasina titiz davranirlar. Detaylara harcanan bu titizlik yapim kalitesinin çok yüksek olmasini saglar. Yüksek yapim kalitesi ürünün sesinin daha iyi olmasini saglamasa da ürünün saglamlik ve güvenilirlik garantisi olur. Bunun yaninda özenle elde yapilmis bir ürün sahibinin cihaziyla gurur duymasini saglar. Ki bu hiçbir mass-market ürününün sahip olamayacagi bir özelliktir.

    High-end Audio ürünleri orta sinif hi-fi ürünlerden daha iyi bir satis sonrasi hizmetine sahiptir. High-end üreticileri ürünleri ve müsterilerine daha fazla önem verdikleri için daha cömert degistirme sartlari ve daha iyi servis sunarlar. High-end üreticisinin bir ürünü garanti disinda tamir etmesi nadir görülen bir durumdur. Bu söylediklerimden sizin de kesin bu tarz bir muamele göreceginizi çikartmayin ama mass-market ürünlerinde söz konusu dahi olamayacak sartlar siklikla high-end sektöründe yer alir.

    Birçok high-end ürünü ABD’de tasarlanir ve üretilir ve Amerikan yapimi Audio ürünlerinin kalitesine dünya çapinda saygi duyulur. Amerika’daki high-end Audio üretiminin %40’indan fazlasi çogunlukla uzak dogu olmak üzere ihraç edilir. Transportasyon, gümrük vergisi gibi masraflar eklendigi için high-end cihazlarin yurtdisinda Amerika satis fiyatinin neredeyse iki katina satildigi dogrudur. Bu arada yurtdisinda amerikan ürünlerine var olan ilgi, Amerika’da en iyi Audio cihazlarinin Japon’yada üretildigi seklindeki yaygin kaniyi da dikkate deger kiliyor.

    En derinlerde high end ürünlerinin daha temelden mass-market ürünlerinden farkli olduklarini düsünüyorum. Kavramdan amaca, tasarimdan yapima, pazarlamadan nasil kullanildiklarina kadar high-end ürünleri orta seviye hi-fi ürünlerinden çok farklilar. High-end cihazi müzigin ne kadar basarili olarak tekrar üretildiginin ve dinleyicisine ne kadar keyif verdiginine duyulan derin alakanin fiziki göstergesidir.

    High-end’i mass market ürününden ayiran tasarimcisinin müzige olan ilgili yaklasimidir. O , diger ürünler gibi satilacak kutular yaratmaz, müsterisinin müzikal deneyimini etkileyecek müzik aletleri tasarlar.. High end tasarimcisi kendisi de dinlemek isteyecegi kalitede ürünler tasarlar. Çünkü müzigi önemser, muhtemelen binlerce kilometre ötede bu müzigi dinleyecek olan kisinin müzigin keyfini tecrübe edip etmemesi onun için önemlidir. Dinleyici müzike ne kadar fazla dahil olursa, tasarimci isini o kadar iyi yapmis demektir. High end tasarimcisi için elektronik ve mekanik tasarim yalnizca teknik bir girisim anlamina gelmez, tutku ve kendini adama gerektiren bir istir bu. Ürün tasariminin her yönü – müzikal oldugu kadar teknik – bu tarz bir adanmisliga alisik olamayanlari sasirtacak derecede titizce incelenir.

    Yeniden müzik üretiminin deger sistemleri varliginin özüne kadar iner. Yapilan isin sonucu müzik dinleyicisinin müzikle daha güçlü ve yogun bir iliski kurmasini saglar.

    Neden high-end Audio? Neden high-end ses?
    Bunu cevabi müzik dinlediginiz odada ses sisteminin ortadan kaybolarak yerini besteci veya icraciya biraktigi andir. Bunun cevabi müzikal doruk noktasinda hissettiginiz fiziki üsüsmedir. Bunun cevabi fiziki dünyanin yok oldugu, yalniz sizin ve müzigin kaldigi noktadir.

    Bu high-end’dir.

    alıntıdır....
  • dogru sölüyorsun iyi bir hi-fi sistemi dinledikten sonra megaworks gigaworks radyo gibi kalır:
  • hi-fi sistem cok teferruatlıdır.Oyle dandirik mega ile karsılastırmak sacma zaten (bence mega o kadarda ii bi set degil)
  • Konuyu "üst konu" yapıyorum.
  • Ses Sistemi Performansı

    --------------------------------------------------------------------------------

    Dolby Surround - Dolby Digital - DTS - THX Sistemler

    Kısaca özetlersek

    4+1 ses sisteminiz varsa ön sağ ve sol hoparlörleri monitorunuzun yada Tv nin yanlarına yerlestirebilirsiniz.Manyetik korumalı olduklarından monitorden yada Tv den etkilenmezler. Oturacağınız yer bu yerlestirdiginiz hoparlorlerle ve sizin arasında bir uçgen cizilebilecek şekilde olmalıdır.

    Arka hoparlörler ise genelde ön hoparlörlerle aynı paralelde olacak şekilde oturacağınız yerden daha geride bir yere koyulmalıdır.Aralarındaki mesafe için tam olarak belirtilebilecek bir doğru ölçü olmamakla birlikte ön hoparlörlerin yakınlığının aynısı olmaları ya da bunu ancak yarısı kadar daha geçebilecekleri tavsiye olunur.Doğru pozisyona ulaştığınızı genel olarak şöyle anlarsınız: ön sol hoparlörden arka sağ hoparlöre ve arka sol hoparlörden ön sağ hoparlöre çizeceğiniz doğruların oluşturduğu çarpının tam ortasında ya da ön hoparlörlere yakın bir kısmında olmalıdır oturduğunuz yer.

    Hoparlörlerin kulaklarınıza yakın mesafede kulaklarınızdan biraz daha aşağıda olması da önerilebilir.Bu yüzden kendi ses sisteminizle gelen ayaklara arka hoparlörleri takarak onları yükseltmeniz eğer böyle bir aksesuar gelmediyse piyasadaki sistemler genelde standart tripodlara uyum sağlayabilecek boşluklara sahip olduğu için bunları da kullanabilirsiniz.

    Sisteminiz 5+1se yani yerleştireceğim bir hoparlör daha varsa işte bu merkez hoparlörü de monitörünüzün yada Tv nin üstüne tercihen bir koruma padinin üstüne koyarak yerleştirmelisiniz.Eğer monitörünüz yada Tv niz tavsiye ettiğimiz gibi en azından 17''-19'' veya 84 ekrandan büyük ise ya da yüksek bir yerdeyse merkezi hoparlörünüzün yönünü biraz aşağı bakacak şekilde ayarlamanız daha iyi olacaktır.

    Tüm bu pozisyon ayarlarını yaptıktan sonra seçtiğiniz bir filmi mümkünse bol efekt içeren filmlerden birini DvDRom yada DvD Playera yerleştirin ve denemeler yaparak tam performansa ulaşmaya çalışın.Bir karşılıklı konuşma sahnesi açtığınızda ses monitörünüzün içinden geliyormuş gibi olmalıdır ve aksiyon sahnelerindeyse her sesin geldiği yönü tam olarak ekrandaki görüntüye eşdeğer bir şekilde arka ve ön hoparlörlerinizden hissedip duyabilmelisiniz.

    Şimdi bazı zeki okuyucular belkide en önemli parça olan Sub-Wooferı unuttuğumuzu düşünüyorlar ama unutmadık sadece sona sakladık: Ses sistemimizin Bass sesleri sağlamaya yarayan bu güçlü parçası genelde odanın bir köşesine kenarlarından 5er Cm kalacak şekilde yerleştirilir ama köşelerde onu koyacak yer bulamıyorsanız bir duvara yakın koymanızı kesinlikle önereceğim çünkü gerçek Bassı ancak böyle alabilirsiniz. Sub-Wooferınızı yerleştirdikten sonra Bass ayarınıda yaparak kendi dinleme zevkinize göre bir ayarda sabit bırakıp artık Sub-Wooferı sadece o aksiyon sahnesinde sizi yerinizden hoplatıcak çılgın sahnelerdeki muhteşem desteğiyle hatırlayın ve birdaha sadece tozunu almak için yanına gidin.

    THX Sistemler

    Sesler daha berrak... Görüntüyle birlikte akıp gidiyor... Kendinizi filmin içindeymiş gibi hissetmek sıradan bir olay haline gelmiş. Hani elinizde olsa kalkıp lazer kılıcınızı kınından çekivereceksiniz... Bütün bunlar nasıl mı oldu? George Lucas gururla sunar...
    Ev sinemasına göz kırpan herkes, son dönemde cihazların üzerinde beliren THX logosunun farkına varmıştır. Daha da ilginci, bu logonun altında küçük puntolarla yazılmış olan bir Lucasfilm ibaresi göze çarpar. Tahminler doğrudur: yine bir George Lucas numarasıyla karşı karşıyayız. THX, George Lucas'ın yıldız gibi parlayan firması Lucasfilm'in sinema salonlarına, ses sistemlerine, multimedia ve otomobil sistemlerine verdiği bir uygunluk lisansı aslında. Bir tür kalite/standart onay belgesi. THX'in ne olduğunu ayrıntılarıyla anlatmadan önce, kısa bir özet geçelim. Üzerinde THX logosunu gördüğümüz sistemler ses performansı olarak Lucasfilm tarafından onaylanmış, yüksek düzeyli ürünlerdir. Kısacası, ''iyidirler.''

    THX'in adı, George Lucas'ın ilk uzun metraj filmi ''THX 1138''den geliyor. Lucas hayranlarının ''Ustanın en iyi filmi dedikleri 1970 tarihli yapımda Robert Duvalle ve Donald Pleasence başrollerindeydi. Yapım ekibinde Francis Ford Coppola, filmin müziklerinde de Lalo Schifrin gibi bir deha yer alıyordu. Kısacası daha ilk filminde bir yıldızdı Lucas. Film, ilaçların ve seksin yasaklandığı, insanlarının adının kodlardan oluştuğu, yönetimin teknolijiye devredildiği bir dünya geleceği üzerine kuruluydu. Yani biraz ''Büyük Birader'', biraz ''Cesur Yeni Dünya'', biraz Logan'ın Kaçışı arası bir filmdi THX 1138. Lucas'ın görüntüye ve sese düşkünlüğünün ilk kanıtı olacak denli de sıra dışı bir yapımdı.

    THX Nedir?

    THX, sinema salonlarının, ev sinema sistemlerinin akustik performansını arttırmaya yarayan bir ses düzenleme yöntemi. Lucasfilm'in geliştirdiği bu teknolojiye uygun standarttaki ürünler, yine Lucasfilm tarafından ''test edilip onaylandıktan'' sonra, THX sertifikasını alıyorlar. Son dönemde, THX sertifikası alan ürünler kervanına, otomobil ses sistemleri ve bilgisayar/multimedia ürünleri de katıldı. THX'in varlığı, temelde şu gereksinime dayanıyor. Filmlerin postprodüksiyon aşamasındaki ses düzenlemeleri, özellikle son 25 yıldır daha büyük bir özenle yapılıyor. Yönetmenler, teknik ekipler, izleyicinin üzerinde yaratmak istedikleri etki için sesten bol bol yararlanıyorlar. Ancak hem sinema salonlarının, hem de ev sinema sistemlerinin mekanın kendi yapısına bağlı olarak çok farklı performans göstermesi, George Lucas gibi bir titizlik abidesini sinema sektöründe yeni ses standartları geliştirmeye itiyor. Sonuçta da karşımıza THX çıkıyor. Bu standart sayesinde, izleyicilerin yönetmenin gerçekleştirmek istediği etkiye daha yakın bir ortam içinde bulunmaları mümkün.

    Evde THX'e ne gerek var?

    THX'le ilgili bilmeniz gereken iki temel şey var. Birincisi, ev sineması tipik bir sinema salonuna göre büyük farklılıklar göstermesi. Temel fark, mekan özelliklerinden kaynaklanır. Büyük bir sinema salonundaki ağır perdeler, kaplamalı duvarlar, kumaş kaplı koltuklar ve kalabalık, sesin belli bir düzeyde emilmesine neden olur. Bu nedenle, filmlerin ses kayıtları, bu emilme göz önüne alınarak düzenlenir. Oysa aynı kaydı evin bir odasına kurulmuş olan ev sineması sistemiyle oynatmaya/dinlemeye çalıştığınızda, fazlasıyla ''parlak'' seslerle karşılaşırsınız. Kısacası, duyduğunuz sesler, yönetmenin sizin duymanızı istediği sesten çok farklı, kimi zaman da film izlemenin tadını kaçıracak denli parlaktır. İkincisi de, film ses kayıtlarıyla müzik kayıtlarının, ses sistemlerinden farklı farklı özellikler beklemesi. Bu nedenle, sistemin patlama seslerinin, özel efektler, konuşmalarının ve müziğin gerektirdiği farlı performansları gösterebilmesi gerekir. İşte bu durumun farkına varan George Lucas'ın sunduğu çözüm, THX.

    THX, DVD'de ya da film seslerinin kaynağında sinema salonuna göre kodlanmış olan sesleri işleyerek ev sinemasına uygun hale getirir. THX, yüksek frekanslı seslerin yeniden eşitlenmesiyle ev içinde dengeli bir ses sağlar. Bir tek cümleyle özetlediğimize bakmayın, bu işlem teknik olarak epey karmaşık.

    THX ne yapar?

    Sinemalarda surround sesleri vermek için salonun kıyısında bir çok hoparlör bulunur; oysa ev sinema sistemlerinde, bu hoparlör sayısı genellikle ikidir (son sistemlerde, arkaya eklenen iki surround hoparlörle birlikte bu sayı dörde Sub woofer ve back center ile altıya çıktı). THX, bu farklılığın yaratacağı performans sorununu gidermek için ön ve surround hoparlörler arasında bir ''ses rengi eşlemesi'' işlemini üstlenir. Böylece odanın içinde ''hareket eden'' sesin tonunu dengeler. Dolby Pro-Logic ses işlemesinde, her iki surround hoparlöre ses veren surround kanallar mono bir sesle beslenir. Bu kanallara tıpkı sinemada duyduğunuz gibi yaygın, dolaylı bir ses verebilmek için THX ses sinyallerini dekorelasyon sürecinden geçirir. Bu süreç, ön hoparlörlerden duyduğunuz sesle surround hoparlörler arasında zaman açısından küçük bir farklılık yaratır; böylece iki farklı ses duyarsınız ve zihninizde ''psikoakustik'' bir mekan hissi oluşur. Digital 5.1 kayıtlardaysa ses sinyali zaten stereo olarak verilir; bu nedenle dekorelasyon kendini devreden çıkararak stereo sinyale uyum sağlar. Sinema salonlarına göre çok daha küçük mekanlarda kullanılan ev sineması sistemleri, görece daha küçük hoparlörlere sahiptir. Dolayısıyla, bas sesler için ek bir subwoofer'a ihtiyaç duyulur. THX'in bas yönetimi, düşük frekanslı bas seslerin doğrudan subwoofer'a yönlendirilmesini sağlayarak diğer hoparlörlerinizin performansını arttırır. Digital 5.1 kayıtlarda da, bas seslerin üst eşiğini denetleyerek subwoofer'a aşırı yük binmesini önler.

    THX için gerekenler

    Daha önce söylediğimiz gibi, ses sisteminin müzik kayıtlarında ayrı, film kayıtlarında ayrı bir performans göstermesi gerekir. Evde film izleyen insanlar, genellikle koltuklara kanepelere yayılmış haldedir; dolayısıyla öndeki kanalların bir yandan geniş bir açıya yayılabilen öte yandan da ekrandaki hareketlerle bire bir uyumlu olan bir ses üretebilmesi gerekir. Bu durum, merkezi hoparlörün eklenmesiyle ve ön hoparlörlerin yatay bir düzleme sesi dağıtabilmesiyle sağlanır. Sesin dikey dağılması sınırlı tutulur; zira müziğin e ses efektlerinin merkezi hoparlörden gelen konuşma seslerini bulandırmaması gerekir. THX, surround kanallar için kullanılacak hoparlörlerin ''dipol'' (çift yönlü) olmasını öneriyor. Oturma noktasının sağına va soluna yerleştirilen bu hoparlörler, ses doğrudan kulağınıza yönlendirmek yerine odanın ön ve arka duvarına doğru yönlendirilir. Böylece izleyicide bir mekan hissi oluşması sağlanır. THX için kullanılacak subwoofeer'lar, insan kulağının duyabileceği en düşük frekans olan 20Hz de dahil olmak üzere tüm frekansları verebilir olmalıdır. Öte yandan, bir patlamanın insanı yerinden hoplatan sesini verebilmek için 105 desibelik bir ses yüksekliğine ulaşabilbelidir; üstelik bu işi de seste hiçbir bozulma, distorsiyon yaratmadan yapmalıdır.Kimi THX onaylı sistemlerde, bu nedenle çift subwoofer kullanılabilir. Amplifikatörlerse, hoparlörlerin aksiyon sahnelerinde sık sık karşılaştığımız üst eşik düzeyindeki sesleri bozulmadan verebilmesini sağlayacak denli güçlü olmalıdır. Aynı zamanda, yüksek ses düzeyini bozulmaya neden olmaksızın uzun süre koruyabilecek özelliklere sahip olmalıdırlar.

    THX Tarihi

    1982
    George Lucas teknolojisinin son ürünü postprodüksiyon derdine düşmüştür. Bir çok araştırmanın ardından, Lucasfilm mühendisleri miksaj odaları için ideal olarak tanımlanan bir ortam geliştirirler. Bu ortamda, THX sistem geliştirilir. İlk THX miksaj odası Lucasfilm binasında açılır.

    1983
    Lucasfilm'in THX birimi devreye girdi. THX Sistemi tanıtımın ardından Hollywood camiasında kabul gördü. İlk iki THX sineması ''Return of the Jedi''- Jedi'nin Dönüşü'nün ilk gösterime ev sahipliği yapmak üzere devreye girdi.

    1990
    THX Ev Programı start aldı. Lucasfilm mühendisleriyle ses-görüntü sanayisinin önde gelen üreticileri, THX teknolojisini tüketici elektroniği alanına aktarmak için kolları sıvadı.

    1993
    THX Lazer Disk Programı ortaya çıktı. Lucasfilm, stüdyolara video disk prodüksiyonu aşamasında kalite kontrol hizmeti vermeye başladı.

    1994
    Ev elektroniği alanında üretilen ilk ''dört başı mamur'' THX sistemi, ''Complete Home THX System'', tanıtıldı.

    1996
    Lazer Disk Programı, DVD ve video kasetleri de içerecek şekilde genişledi. Adı ''THX Mastering Program'a dönüştü.

    1997
    Dünya çapında THX sertifikası alan sinema ve miksaj stüdyosu sayısı 1.600'e ulaştı. Pazardaki THX sertifikalı ev elektroniği ürünlerinin sayısı 250'yi buldu.

    1998
    THX, DVD standartları için sertifika standartlarını açıkladı.

    1999
    THX, Dolby Laboratuarları'yla el ele verip Surround EX'i yarattı. THX Lucasfilm yapımcılıkla birlikte, prodüksiyonu baştan sona dijital olarak gerçekleştirilmiş ilk filmine imza attı: ''Star Wars Episode 1''.

    2000
    THX sertifikalı sinema sayısı, dünya çapında 2.700'e ulaştı.

    2001
    THX ''THX Multimedia'yı devreye soktu. Dünyanın tamamı onaylanmış ilk THX Multimedia Ssitem'i ortaya çıktı (Dell THX sertifikalı bilgisayarlar ve bilgisayarlarla birlikte kullanılabilen, Türküye'de daha yüzünü göremediğimiz Klipsch Promedia serisi hoparlör, ses işlemcisi takımları).

    THX Ev Sineması Rehberi

    THX Ev Audio Sistemi nedir?
    Çok kanallı, ev ses sistemleri için tasarlanmış bir çözümdür. Bu çözümün üretilmesinin altında, aslında büyük sinema salonları için üretilmiş olan sinema ses kayıtlarının ev içinde aynı performansı gösterememesi yatar. Bu durumun iki sonucu vardır:

    1. Büyük salonlar için üretilmiş kayıtların evde dinlenmesi sonucunda oluşan ses farklılıklarının giderilmesi.
    2. Çok kanallı ses yayınında ortaya çıkan farklı ses alanlarının düzgün bir şekilde yeniden üretilmesi.

    THX Ev Sistemi Dolby Digital ve DTS'le uyumlu mu?

    Evet. Bütün sinema ses kayıtları -genellikle- 4 ve 5.1 kanala göre üretilir. THX'in yaptığı bu ses kayıtlarını yeniden işleyerek ev ortamına uygun hale getirmektir.

    THX Ev hoparlörleri müzik dinlemek için uygun mu?

    Evet. THX Ev sineması için üretilen hoparlörler çok kanallı sese (4 ya da 5.1 kanal) uygun olarak üretilir. Müzik dinlerken ön hoparlörlerden daha berrak bir ses alırken surround hoparlörlerin oluşturduğu mekan hissi de artar.

    4 ya da 5.1 kanal için üretilmiş bir kaydı THX Ev Audio Sistemi'nde dinlemenin ne yararı var?

    1. Daha doğal bir ses dengesiyle karşılaşırsınız. Sıradan ev ses sistemlerinde dinlediğiniz film kayıtları, olağandışı ''parlaklıkta'' bir ses verir.
    2. Konuşmalar daha belirgindir. 5.1 kanal miksajlarında, 5 ana kanalın tümü de aynı anda devrededir. Bu nedenle kimi aksiyon efektlerinin konuşmaları anlaşılmaz, duyulmaz hale getirmesi, bastırması mümkündür. THX'de ise yüksek ya da karmaşık ses efektlerine karşın konuşmalar rahatlıkla ayırt edilebilir.
    3. Ön ve surround hoparlörlerden gelen sesler birleştiği için, sesin yarattığı psikoakustik etki daha güçlüdür. Kendinizi filmin içinde hissetmeniz kolaylaşır.
    4. Sesin görüntüyle uyumu daha fazladır.
    5. Filmin ses kaydının yaratabileceği ses bozulmaları azalırken, bas seslerin en alt iki oktavını daha açık ve net bir şekilde duyabilirsiniz.

    THX'ten yararlanmak için bütün sistemin THX uyumlu olması mı gerekir?

    Hayır. Bütün parçalar, hoparlörler, alıcı, subwoofer, amplifikatör, equalizer, kablolama, ev sinemasının ses üretiminde ayrı ayrı sorunların üstesinden gelir. Herhangi bir ev sineması sisteminde herhangi bir THX sertifikalı bileşeni kullanmak mümkündür. Ancak bütün bileşenlerin THX sertifikalı olması apayrı bir surround ses etkisi yaratır.

    Hangi THX?

    Karşılaştığınız ev eğlencesi ürünlerinin üzerinde birden çok THX ibaresi görebilirsiniz. Endişeye mahal yok; hepsi temel THX özelliklerine sahiptir. İşte farkları...

    THX Ultra
    Aslında stüdyolar için tasarlanmış, başlangıcından bu yana THX olarak bildiğimiz şey. Temel THX özelliklerinin hepsini içeriyor.

    THX Select
    Daha küçük mekanlarda aynı THX kalitesini sağlamanın yanı sıra, boyut ve tasarım olarak sistemlerin daha esnek olmasına da olanak veriyor. Dolayısıyla daha ucuz bir çözüm alternatifi olabiliyor.

    THX Surround EX
    Sinema salonları için tasarlanmış olan Dolby Digital Surround EX'in ev sinemalarına uyarlanmış versiyonu denebilir. Bu sistemde, varolan surround hoparlöre bir de arka surround ses alanı eklenebiliyor. Böylece, sağ ve sol surround hoparlörlerin arasına, arkanıza bir ya da iki surround hoparlör daha eklemek mümkün. Bu sisteme göre kodlanmış DVD'ler, 5.1 Digital sistemlerle de uyumlu.ş THX Surround EX'in uygulandığı ilk film tabii ki bir Lucas filmi: ''Star Wars Episode 1: Phantom Menace''.

    THX Ultra 2
    Lucasfilm'in yeni THX numarası. Eylül 2001'de duyulan bir sistem, çok kanallı herhangi bir programı, 8 kanal üzerinden yayınlayabiliyor. 5.1 ya da daha yüksek kanal için hazırlanmış kayıtları işleyen Ultra 2, sesi 7 hoparlör ve bir subwoofer'a uygun olarak yeniden düzenliyor. Böylece sisteme iki de arka surround hoparlör ekleyip daha çevresel, mekan oluşturan bir ses elde ediyorsunuz.

    alıntıdır,,,,




  • High - End Nedir ?

    --------------------------------------------------------------------------------

    High-End ses müzige duyulan tutku ve müzigin ne kadar iyi sekilde tekrar üretildigi ile ilgilidir.High-End ses besteci veya icracinin verdigi müzikal mesaji maximum geçerlilik,duygu ve yogunluk ile dinleyicinin evinde tekrar olusturmanin arastirmasidir.Müzik önemli oldugu için gerçege mümkün olan en yakin haliyle tekrar üretmek de önemlidir.
    High-End ses ürünleri elektronik esya satan dükkanlarda satilan “stereo sistemler” ile çok ufak benzerlikler tasiyan bir dizi özel müzik üreten parçadan olusur. Müzik üreten bir sistem, çamasir makinesi veya tost makinesi gibi bir ev aleti degil, plaklarimizda ve Cd’lerimize kodlanmis müzigin engin duygusal ve ve entellektüel potansiyelini ifade eden cihazlardir.Müzik üretiminin kalitesi ne kadar yüksek olursa müzikle kuracaginiz baglanti o kadar yüksek olacaktir.
    Müzik ve müzigin tekrar üretilmesi konusundaki High-End audio degerleri ve göstergeleri High-End ses cihazlarinda açikça yer alir.Bu cihazlar orijinal canli müzik performansina bizi bir adim daha yaklastirirlar. Bu tarz cihazlarin parçalari teknik bilgi ve müzikal duyarliligini birlestiren kendini isine adamis uzmanlarca tasarlanir elle üretilir ve tek bir neden için var olurlar – müzik dinleme deneyimini zenginlestirmek.

    Hi-Fi dünyasinda var olan bir yanlis kani da High-End Audio’nun yüksek fiyatli ses ve sistemleri manasina geldigidir..Mass market mantiginda High-End Audio hos özellikleri ve milyarderleri hedefleyen fiyat etiketleri olan karmasik stereo ekipmanlarindan baska bir sey demek degildir.Elbette bu cihazlarin performanslari elektronik alet satan dükkanlarda bulabileceklerinizden çok daha iyi olacaktir, ancak bunlari almaya kimin gücü yetebilir ki ?
    Daha da kötüsü High-End Audio sadece egitimli,zevk sahibi, zor begenen dinleyiciler,snoblar veya elektronik alet çilginlarina hitap eder olarak görünüyor, sokaklardaki averaj insanlar için degil.

    High-End Audio bunlarin hiçbirisi degildir.Ilk olarak “High-End” tabiri ürünlerin performanslarina hitap edilerek kullanilmistir,fiyatlarina degil.Bir çok gerçek High-End sistemi büyük magazalarda satilan hepsi bir arada sistemlerden pahali degildir hatta bazen daha ucuzdur.Bir çok sistem duyuyorum ki hem averaj bir müsterinin bütçesine uygun hem de yüksek kalite müzik üretimi konusundaki öz’ü içinde barindiriyor.

    Her ne kadar High-End cihazlari yüksek fiyatli da olsa, bu evinize yüksek kaliteli bir ses sistemi kurmak için kredi almaniz anlamina gelmiyor.Mükemmel ses sunan bir sistem düsündügünüzden daha ucuza mal olabilir.

    Ikinci olarak High-End Audio müzikal deneyimle kurulan iletisimle alakalidir.Müzik sistemlerine karmasik, kullanilmasi zor özellikler eklemek demek degildir.Aslinda, High-End sistemlerini kullanmak mass-market orta seviye Hi-Fi sistemlerini kullanmaktan çok daha kolaydir. Bunun nedeni High-End etigine göre gereksiz özelliklerin elimine edip, bunun yerine paranin ses kalitesine harcanmasidir. High-End Audio müzik asiklari içindir elektronik ustalari için degil.

    Üçüncü olarak müzigi seven herkes yüksek kaliteli ses sisteminin degerini taktir edebilir,neyin iyi bir ses oldugunu anlamak için altin bir kulaga sahip olmak gerekmez, iyi ve orta karar ses üretimi arasindaki farklar açikça asikardir.gerçek bir High-End ses sistemini ilk defa dinleyen birisinin tepkisi ( çogunlukla saskinlik ve memnuniyet ) High-End Audio’nun herkes tarafindan kolaylikla taktir edilecegini gösterir. Eger müzikten hoslaniyorsaniz, High-End bir sistemle daha fazla keyif alirsiniz.Bu, bu kadar basittir.

    High-end audio’nun hedefi dinlenilen cihazin “yok olmasini” saglamaktir. Bu gerçeklestiginde müzisyen ve dinleyici arasinda en üst iletisim noktasina ulasilir. High-end Audio cihazlarla, aletlerle alakali degil, müzikle alakalidir.

    High-end credo müzik sinyalinin ne kadar az islemden geçerse o kadar iyi olacagini savunur. Herhangi elektrik devresi, kabloveya tonal kontrol sinyalin kalitesini düsürür, tabii ki müzikal tecrübeyi de. Bu nedenle high-end bir cihazda grafik equalizer, alt harmonik sytnhesizer veya diger ölçücüler bulamazsiniz. Bu tarz cihazlar müzikal gerçeklikten uzaklasmanin yani sira sinyale gereksiz devreler eklerler. High-end ürünler müzisyen ve sizin aranizdaki elektronik aletlerin adedini en aza indirerek müzikal deneyimin berrakligini en üst düzeye çikarirlar.

    Daha az daha fazladir…

    Kendinizi Grand Canyon’da bir uçurumun kenarinda ihtisamin güzelligine yenik düsmüsken hayal edin. Dünyanin içine oyulmus bu devasa heykelin azametini tecrübe etmekle kalmaz tüm ufak detaylari da görürsünüz.

    Tas tabakalarin üzerlerindeki bir tondan diger tona geçisleri fark edersiniz.Kirmizinin binlerce tonu arasindaki farkliliklar gözünüze çarpar.Devasa yapilarin üzerindeki ince detaylar bir bakista kolayca çözülür ve begeniniz daha da derinlesir.Isik ve gölgenin kontrasti çatlak ve yariklarin bitip tükenmez labirentini açiga çikarir.Ne kadar uzun ve yakindan bakarsaniz daha fazla ayrinti görürsünüz.Duyularinizin zenginligi sessizce uçurumun kenarinda tabiatin sirrina varilmaz güzelligi karsisinda kalakalmanizi saglar.

    Simdi kendinizi Grand Canyon’a hepsi birbirinden transparan ama çok kalin bir çok camdan yapilmis bir pencereden bakarken hayal edin.Bir pencere cami hafif gri saydamsizligi ile bu canli renkleri donuklastirsin ve benzer renklerin kolayca göze çarpmayan farkliliklarini yok etsin. Isik ve gölge arasindaki kontrasti azaltan diger cam Grand Canyon’un derinligini kanvas bir portre görüntüsüne çevirsin. Son olarak pencere çerçevesinin kendisi sizin manzaranizi kapatsin ve Canyon’un genel etkisini yok etsin .Grand Canyon’da uçurumun kenarinda durmanin verdigi direk ve kesin gerçeklik yerine gördügünüz gri,sentetik ,cansiz bir görüntü olacaktir.Bu görüntüyü televizyondan da izleyebilirdiniz!

    Yeniden olusturulan müzigi orta karar bir sistemden dinlemek Grand Canyon’a bu cam pencerelerin ardindan bakmak gibidir. Playback zincirindeki her halka -Cd sürücü,pikap preamfi, poweramfi, hoparlör ve onlari birbirine baglayan kablolar- bir sekilde üzerinden geçen sinyale distorsiyon verir.

    Halkadaki cihazlardan biri enstrümantel dokuya sinyale kaba,taneli bir karakter ekleyebilir.Bir digeri yüksek ve yumusak sesler arasindaki dinamik kontrasti azaltarak besteci veya icracinin ifadesini yok edebilir.Bunun yaninda bir baskasi da ince tonal renkleri yok ederek müzige kasvetli bir hava verebilir, tüm enstrumanlari ayirt edilemez bir tini ile örtebilir.Bunlarin sonucunda pencerenin çerçevesi - bu durumda elektronik ve mekanik playback sistem olarak adledilebilir - müzisyenin artistik maksadinin enginligini azaltir.



    High-End Audio mümkün oldugu kadar çok pencere camini ortadan kaldirmayi, kalanlarin da mümkün olan en transparan hale gelmesini saglamayi hedefler. Ne kadar az pencere cami olursa,içinden geçen sinyal o kadar az etkilenir,canli performansa daha fazla yakinlasilir ve müzikal mesajla baglanti o denli derin gerçeklesir.

    Sizce neden High-End Audio ürünleri müzikal anlamda mass-market stereo sistemlerinden daha transparan pencere camlaridir. High-End cihazlari iyi gerçek sesi üretmek için tasarlanmislardir.Bazi keyfi teknik spesifikasyonlar ile iyi performans göstermeleri için tasarlanmalari zorunlu degildir.

    Gerçek bir High-End tasarimcisi cihazi yapim asamasinda dinlemeye baslar,parçalarda degisiklikler yapar,mümkün olan en gerçek sesi üretebilmek için farkli teknikler dener. Müzikal deneyimi en iyi aktaran cihazi üretmek için teknik beceri ve müzikal duyarliligini birlestirir.Bu kendini isine adamislik çogunlukla yüzlerce saat müzik dinleme ve itina ile sesi etkileyen her faktöre dikkat etmeyi gerektiren hareketli bir ugras haline gelir.Her ne kadar ürünün satis fiyati ayni kalsa da siklikla ürünün sesini iyilestirmek için daha pahali parçalar eklenir, bu daha nitelikli parçanin digerlerinden süphesiz daha fazla olan maliyeti firmanin karindan düsülecektir,neden mi? Çünkü High-End tasarimcisi müzik ve müzigin yeniden üretimine derin önem verir.

    Tam aksine mass-market ses cihazlari çogunlukla ‘kagit üzerinde’ iyi duracak sekilde tasarlanir.Bunun iyi bir örnegi 1970 ve 80’lerdeki “THD Savaslari”dir. Total hormanik Distortion anlamina gelen THD egitimsiz tüketiciler tarafindan amfi kalitesini ölçen bir terim olarak kullaniliyordu.Eger bu terimi siz de kullandiysaniz endiselenmeyin,audio hakkinda bilgi sahibi olmadan önce ben de THD rakamlarina bakardim.

    O siralarda THD degeri ne kadar düsükse amfi’nin o kadar iyi oldugu farz edilirdi.Bu gerçek dev elektronik üreticilerinin neredeyse yok sayilacak kadar az THD degerlerine sahip cihazlar üretmesine yol açti ve hangi firmanin THD spesifikasyon’larinda ondalik virgülden sonra daha fazla sifira sahip oldugunu yarisina dönüstü.( örnek olarak, 0,001 % ) Bir çok tüketici sadece bu özellige bakarak receiver’lar veya amfi’ler aldilar.

    Her ne kadar cihazin düsük THD degerine sahip olmasi iyi bir tasarim hedefi olsa da, problem bu asiri düsük distorsiyon figürlerinin nasil elde edildigiydi .

    Amfilerin distorsiyonunu düsürmek için kullanilan bir yöntemde “feedback” geri yükleme diye adlandirilan, çikis sinyalinin bir kismini alip giristen tekrara yükleme seklinde gerçeklestirilen yöntemdir.Yüksek miktarda geri yükleme THD’yi düsürüyor ama amfi’nin müzikal kalitesini düsüren bir çok baska problem de yaratiyordu. Dev elektronik sirketleri ürünlerinin ses kalitesinin kötü olmasiyla ilgileniyorlar miydi? Hiçbir sekilde! Önemli olan tek sey büyük miktarlarda satilacak bir mal yapmakti.

    Müzikal performansa karsilik önemsiz teknik spesifikasyon’lari öne çikartip , bunu tüketicilere çok önemli bir deger gibi sattilar. Bu ürünleri satin alan tüketiciler cihazlari dinlemek yerine bu teknik özelliklere bakarak seçiliyorlar ve kötü sesli sistemlere sahip oluyorlardi. Ironik olarak en düsük THD’ye sahip olanlar büyük ihtimalle en kötü ses kalitesine sahip olanlardi.

    Bu örnek bir ses cihazinin ne yapmasinin hedeflendigi düsünüldügünde mass-market üreticileri ve high-end firmalari arasindaki büyük farki ortaya koyuyor. High-end üreticileri ürünün test sonuçlarinda nasil performans gösterdiginden çok ürünün sesinin nasil oldugu ile ilgilenirler. Bilirler ki müzikal hassasiyete sahip bir dinleyici spesifikasyonlara degil ses kalitesi temeline dayanarak ürün satin alir.

    High-end ürünleri yalnizca kulak hassasiyeti ile degil, yaptiklari isten gurur duyan zanaatkarlar tarafindan elle üretilirler. Montajcilarin çogu audiofillerin kendileridir ve ürünlerin yapiminda adeta kendi evlerinde kullanacaklarmiscasina titiz davranirlar. Detaylara harcanan bu titizlik yapim kalitesinin çok yüksek olmasini saglar. Yüksek yapim kalitesi ürünün sesinin daha iyi olmasini saglamasa da ürünün saglamlik ve güvenilirlik garantisi olur. Bunun yaninda özenle elde yapilmis bir ürün sahibinin cihaziyla gurur duymasini saglar. Ki bu hiçbir mass-market ürününün sahip olamayacagi bir özelliktir.

    High-end Audio ürünleri orta sinif hi-fi ürünlerden daha iyi bir satis sonrasi hizmetine sahiptir. High-end üreticileri ürünleri ve müsterilerine daha fazla önem verdikleri için daha cömert degistirme sartlari ve daha iyi servis sunarlar. High-end üreticisinin bir ürünü garanti disinda tamir etmesi nadir görülen bir durumdur. Bu söylediklerimden sizin de kesin bu tarz bir muamele göreceginizi çikartmayin ama mass-market ürünlerinde söz konusu dahi olamayacak sartlar siklikla high-end sektöründe yer alir.

    Birçok high-end ürünü ABD’de tasarlanir ve üretilir ve Amerikan yapimi Audio ürünlerinin kalitesine dünya çapinda saygi duyulur. Amerika’daki high-end Audio üretiminin %40’indan fazlasi çogunlukla uzak dogu olmak üzere ihraç edilir. Transportasyon, gümrük vergisi gibi masraflar eklendigi için high-end cihazlarin yurtdisinda Amerika satis fiyatinin neredeyse iki katina satildigi dogrudur. Bu arada yurtdisinda amerikan ürünlerine var olan ilgi, Amerika’da en iyi Audio cihazlarinin Japon’yada üretildigi seklindeki yaygin kaniyi da dikkate deger kiliyor.

    En derinlerde high end ürünlerinin daha temelden mass-market ürünlerinden farkli olduklarini düsünüyorum. Kavramdan amaca, tasarimdan yapima, pazarlamadan nasil kullanildiklarina kadar high-end ürünleri orta seviye hi-fi ürünlerinden çok farklilar. High-end cihazi müzigin ne kadar basarili olarak tekrar üretildiginin ve dinleyicisine ne kadar keyif verdiginine duyulan derin alakanin fiziki göstergesidir.

    High-end’i mass market ürününden ayiran tasarimcisinin müzige olan ilgili yaklasimidir. O , diger ürünler gibi satilacak kutular yaratmaz, müsterisinin müzikal deneyimini etkileyecek müzik aletleri tasarlar.. High end tasarimcisi kendisi de dinlemek isteyecegi kalitede ürünler tasarlar. Çünkü müzigi önemser, muhtemelen binlerce kilometre ötede bu müzigi dinleyecek olan kisinin müzigin keyfini tecrübe edip etmemesi onun için önemlidir. Dinleyici müzike ne kadar fazla dahil olursa, tasarimci isini o kadar iyi yapmis demektir. High end tasarimcisi için elektronik ve mekanik tasarim yalnizca teknik bir girisim anlamina gelmez, tutku ve kendini adama gerektiren bir istir bu. Ürün tasariminin her yönü – müzikal oldugu kadar teknik – bu tarz bir adanmisliga alisik olamayanlari sasirtacak derecede titizce incelenir.

    Yeniden müzik üretiminin deger sistemleri varliginin özüne kadar iner. Yapilan isin sonucu müzik dinleyicisinin müzikle daha güçlü ve yogun bir iliski kurmasini saglar.

    Neden high-end Audio? Neden high-end ses?
    Bunu cevabi müzik dinlediginiz odada ses sisteminin ortadan kaybolarak yerini besteci veya icraciya biraktigi andir. Bunun cevabi müzikal doruk noktasinda hissettiginiz fiziki üsüsmedir. Bunun cevabi fiziki dünyanin yok oldugu, yalniz sizin ve müzigin kaldigi noktadir.

    Bu high-end’dir.

    alıntıdır....




  • bu bilgiler bundan sonraki tartışmalarımızda çok iyi bir referans oluşturacaktır.katkısı olan herkese çok teşekkürler
  • Evet güzel bi çalışma arkadaş uğraşmış...Ama bu yazılar alıntı arkadaşlar biliyosunuz ki bence biraz daha kendi şahsi yorumlarımızı ve bilgilerimizi katarsak daha objektif daha güzel yazılar çıkarabiliriz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi atalayalper -- 1 Eylül 2005, 11:35:13 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: atalayalper

    Evet güzel bi çalışma arkadaş uğraşmış...Ama bu yazılar alıntı arkadaşlar biliyosunuz ki bence biraz daha kendi şahsi yorumlarımızı ve bilgilerimizi katarsak daha objektif daha güzel yazılar çıkarabiliriz...

    bunlar teknik bilgiler. tabiki alıntı olacaklar. bizde bu bilgiler üzerine tartışmalar yapıcaz, birbirimize sorular sorıcaz. forumda bu bilgi tabanına ihtiyaç vardı. arkadaşlar onu yapıyor
  • quote:

    Orjinalden alıntı: atalayalper

    Evet güzel bi çalışma arkadaş uğraşmış...Ama bu yazılar alıntı arkadaşlar biliyosunuz ki bence biraz daha kendi şahsi yorumlarımızı ve bilgilerimizi katarsak daha objektif daha güzel yazılar çıkarabiliriz...


    Bu konuda internette onlarca makale var.Bence bu seçtiklerim içlerinde en iyisi olanlar.Bunu yazan arkadaş bence bu konuda son sözü söylemiş.Yani bundan daha iyisi yazılamaz.Yazılmış, hatta kusursuz bir şekilde yazılmış olan makaleleri tekrar yazmanın ne anlamı var?Bu makaleler bana pm yoluyla gelen soruları büyük ölçüde azalttı.Bu makaleler bu bölüme kesinlikle gerekliydi.Bende gerekeni yaptım ve buraya taşıdım.Mod arkadaşlarda üst konu olması gerektiğini düşünüp üst konu yapmışlar.Bence alıntı yapmanın hiç bir sakıncası yok.Tabi altına alıntıdır yazmak kaydıyla.Hepsinin altına teker teker alıntıdır yazdığıma göre bir sorun yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KillForYou! -- 1 Eylül 2005, 12:22:59 >




  • Şahsi yorumlar biraz da deneyim ister değil mi??
    quote:

    Orjinalden alıntı: atalayalper

    Evet güzel bi çalışma arkadaş uğraşmış...Ama bu yazılar alıntı arkadaşlar biliyosunuz ki bence biraz daha kendi şahsi yorumlarımızı ve bilgilerimizi katarsak daha objektif daha güzel yazılar çıkarabiliriz...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wolverine

    Şahsi yorumlar biraz da deneyim ister değil mi??
    quote:

    Orjinalden alıntı: atalayalper

    Evet güzel bi çalışma arkadaş uğraşmış...Ama bu yazılar alıntı arkadaşlar biliyosunuz ki bence biraz daha kendi şahsi yorumlarımızı ve bilgilerimizi katarsak daha objektif daha güzel yazılar çıkarabiliriz...



    Ama deneyim, yazılmış olanları tekrar yazmayı gerektirmez değilmi?




  • bazıları böyle güzel topiklerden rahatsızlık duyuyor galiba. nedenini anlayamıyorum.rahat bırakın iyi işler yapanları. ya da hangi ses sistemini alıyım geyiklerine katılalım hep beraber.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aykutx -- 3 Eylül 2005, 13:42:08 >
  • Bilgilendirdiğin için teşekkür ederim dostum
  • bu audiofil durumları çok karışık işler her baba yiğidin harcı diil oluşturmak resmen servet rahmetli kenan onuk bu tarz işlerle ugraşan birisiydi eger ilgilenirsenizhttp://www.ihifi.org/ istanbul hifi klübünün web sitesi keşke bütçem olsa bende evime böle bir sistem kurabilsem
  • reddawn ve aykutx arkadaşlarımızın yazdıklarınıda ekledim.Hepsini tek bir yerde topladım.
  • ayrıca değer terem adında hakikaten amca diyebileceğim elektronik mühendisi birisi var çok ciddi hi-fi tasarımları yapıyo feci aletleri vardır. 2 tane markası var vocalese ve twin cats ilgilenenler içinhttp://www.vocalese.com/ web sitesi ayrıntılı bilgi için bakılabilir.
  • arkadaslar gercekten bu bilgileri veren arkadasların söyledikleri doğru zaten bir hi-fi ye harcanan para giga mega logitech ten on on bes tane alır hem teseahuratlı hemde pro sistemler bizim arkadasda var bir hi-fi sistem çeyrek volume de müzik dinlemeye çalıştık çalıştık diyorum acayip anlatılmaz bir ses ancak yasanılır inanırmısınız bir bass bir yüksek ses var yanımdaki arkadasımın sesini duyamıyorum en yüksek sesle bağırıyor çocuk ses bir gıdım bana ulaşmıyor hem yüreyim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu sistemde bir sony anfi technics md çalar pioneer cd calar denon kaset çalar technics equlizer var idi dört boyum kadar nerdeyse hoparlör kabinleri ve her birinin içinde bir tizz bir midd iki bass ve içindede gizli sayamadım bir dizi hoparlörler vardı önde ki hoparlörlerin özel yapım olduğunu söyleyebilirim çünkü bobinleri gözüküyordu yani şeffaftı insan müzik dinlemenin keyfine bu gibi setlerde çıkarıyordu subwooferi yoktu ama aratmıyordu diyebilirim yani abartmıyorum ew sallanıyordu ewe gittiğimde ise geçici bir sağırlık gecirdim diyebilirim........



    bende bir hi-fi sistemi resmi paylasıyım sizinle




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi scanregrestore -- 7 Eylül 2005, 10:47:51 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: scanregrestore

    arkadaslar gercekten bu bilgileri veren arkadasların söyledikleri doğru zaten bir hi-fi ye harcanan para giga mega logitech ten on on bes tane alır hem teseahuratlı hemde pro sistemler bizim arkadasda var bir hi-fi sistem çeyrek volume de müzik dinlemeye çalıştık çalıştık diyorum acayip anlatılmaz bir ses ancak yasanılır inanırmısınız bir bass bir yüksek ses var yanımdaki arkadasımın sesini duyamıyorum en yüksek sesle bağırıyor çocuk ses bir gıdım bana ulaşmıyor hem yüreyim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu sistemde bir sony anfi technics md çalar pioneer cd calar denon kaset çalar technics equlizer var idi dört boyum kadar nerdeyse hoparlör kabinleri ve her birinin içinde bir tizz bir midd iki bass ve içindede gizli sayamadım bir dizi hoparlörler vardı önde ki hoparlörlerin özel yapım olduğunu söyleyebilirim çünkü bobinleri gözüküyordu yani şeffaftı insan müzik dinlemenin keyfine bu gibi setlerde çıkarıyordu subwooferi yoktu ama aratmıyordu diyebilirim yani abartmıyorum ew sallanıyordu ewe gittiğimde ise geçici bir sağırlık gecirdim diyebilirim........



    bende bir hi-fi sistemi resmi paylasıyım sizinle




    Hifi yada hi-end sistemlerde amac yuksek guclu ses degildir. Amac aslına uygun sese yaklasabilmektir. Canlı muzik performansı vermesi, sahne olusturmasıdır. Bir konser salonunda dinlediginiz dinamige yakın ses vermek icin tasarlanırlar ve buda oyle kolay bir sey degildir haliyle fiyatlarda bu olcude cok tepelere cıkar. Yuksek ses seviyeleri ve guclu bas elde etmek kolaydır. Ama canlı bir gitar yada piano sesini tekrar uretmek her sistemin harcı degildir. Hifi yada hi-end sistemler sesi abartmazlar oldugu gibi dogal verirler. Konser salonunda sound dengesi nasılsa hifi sistemlerdede oyle duyulmalıdır. Alt, orta, yuksek frekanslar yerli yerinde olmalıdır. Eger bas yada tiz sesler olması gereginden fazla ise zaten hifi dısına cıkmıstır bile. Cunku kaynakta olmayan bir ses uretilmeye baslamıstır. Hifi yada hi-end sistemlere gonul vermis insanlar ses gucune bas siddetine bakmazlar sesin dogallıgına bakarlar. Basların yumusak derinden abartılmadan uretilmesini isterler. Tizlerin yine dogal bir sekilde metalik olmayan bu sektordeki tabir parlak olmayanını isterler. Orta sesler cok onemlidir. Alt ve ust frekanslardan cok daha onem tasır orta frekanslar. Ses gucu en son plandadır. Ayrıca muzikte subwoofer ın yeri yoktur. Subwoofer efekt icin vardır. Patlamalar, carpısmalar gibi uzayan basları uretmek icindir. Muzikte kullanılırsa dengeyi bozar zaten. O yuzden hifi, hi-end sistemleri yuksek ses ve bas canavarları gibi algılamayın.




  • önemli olan sesin yüksek volümlü olması değildir önemli olan sesin karakteristik hacimli ve gerçeğe en yakın olmasıdır. mesela stüdyolardaki referans kabinleride çok yüksek volümlerde sesler verirler fakat asla muzik dinlemek için kullanılmazlar ham kayıtlarda duyum sağlamak için kullanılırlar.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.