Şimdi Ara

!!!!!! İBRET ALINACAK ANILAR !!!!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
315
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sahi, sen de Türk müsün Paşa hazretleri?"


    Tarihe meraklı olanlar bilir. Atatürk ve Ahmet Vefik Paşa''nın yaşadığı iki olayı, Prof. Dr. Ramazan Özey, www. ulkucu.org''da "Devleti Öz Kimliğine Kavuşturmak" başlığı altında gündeme getirdi:
    Ahmet Refik Paşa, Bursa Valisi iken kaymakamları teftişe ve halkla münasebetler kurarak dertlerini dinlemeye çıkar. İnegöl''e gelir. Paşa, şehrin dışında karşılanır. Gelip şehrin ortasında koyu gölgeli bir çınarın gölgesinde sandalyeler üzerine otururlar.
    Paşa, iri kıyım, altın köstekli ve bacak bacak üstüne atıp keyfince tam karşısında oturan şahsa sorar:
    -Beyefendi siz kimsiniz? Hangi millettensiniz?
    -Ben, şehir eşrafından Kiremitçiyan Oğullarından zeytin tüccarı Bogosum, Paşa Hazretleri.
    Paşa, sağında oturan şahsa döner:
    -Ya siz beyefendi?
    -Ben, İnegöl eşrafından Pastırmacıyan Oğullarından zeytinyağı tüccarı Artinim, Paşa Hazretleri.
    Paşa, solunda oturak şahsa döner:
    -Siz beyefendi?
    -Ben Paşa Hazretleri, şehir eşrafından Kasapyan Oğullarından koyun ve sığır tüccarı Popopalas''ım...
    Bu sırada Paşanın gözü, arkalarda kırık bir iskemlenin üstünde oturan üstü başı dökülen, saçı sakalı birbirine karışmış bir ihtiyara ilişir. Parmağını uzatarak sorar:
    -Ya siz babacığım, siz hangi millettensiniz?
    İhtiyar, bir Paşa, bir Vali tarafından kendisine sual sorulacağını hiç ümit etmediğinden, sualin kendisine değil etrafında bulunanlardan birine sorulduğunu zannederek etrafına bakınır.
    Paşa, "Babacığım size soruyorum!" diye tekrar eder. İhtiyar tereddütle kendi kendini işaret eder:
    -Bana mı soruyorsunuz Paşa Hazretleri?
    -Evet, Babacığım sana soruyorum. Sen hangi millettensin?
    İhtiyar yavaş yavaş ayağa kalkar. Elini avucunu ovalar, kekeleyerek: .
    -Ben Paşa Hazretleri, ben Paşa Hazretleri ben haşa huzurdan Türküm, der. Paşa gülercesine konuşur.
    -Be babacığım, bu memlekette Türk olmak, Türküm demek suç mudur ki, böyle konuşuyorsun. Ben de Türküm.
    İhtiyar koşarak Paşanın yanına gelir, yerden bir temenna ile eteklerine ellerine sarılarak hem öpmek ister, hem de "Sahi mi Paşa Hazretleri sen de Türk müsün Paşa Hazretleri, Türk''ten Paşa olur mu Paşa Hazretleri?" diyerek Ahmet Vefik Paşa''nın elini öper, Paşa, "Babacığım Paşa olmak ne ki. Yedi cihana baş eğdiren Padişahlar da Türk''tür, anladın mı?" derken gözleri yaşarır. Rahatça ağlayabilmek için sırtını kalabalığa dönerek yürür gider.
    Peki Türkiye için durum nedir? Türkiye''nin ilk kuruluş yıllarında durum pek farklı değildir. Türkiye''nin kuruluş yıllarını anlatan şu hikaye de gerçekten anlamlıdır.
    ***
    Atatürk, 1923''te Mersin''e gittiğinde, deniz kıyısındaki binalar dikkatini çekmiştir. Yanındakilere o binaları birer birer göstererek soruyordu:
    -Bu bina kimin?
    -Yorgo''nun.
    -Yanındaki?
    -Kirkor''un.
    -Diğeri?
    -David''in.
    Bu sırada Mustafa Kemal''in gözü, kendisini karşılamak için orada toplanmış halkın arasında aksakallı bir ihtiyara takılır. Yaklaşarak, "Baba", der, "Yorgo''lar, Kirkor''lar, David''ier bu güzel binaları buraya kondururken sen neredeydin?"
    İhtiyarın cevabı hazırdır:
    -Ben, Yemen''de askerlik yapıyordum Paşam.
    ***
    Özey, bu yaşanmış olayları anlattıktan sonra "Türkiye, gerçek anlamda öz kimliğine ne zaman kavuşacak? Bunun cevabını vermek oldukça güç. Ancak süper güç olabilmesi için öz kimliğine kavuşması şart. Aksi halde tökezleyerek yürümeye devam edecek" yorumunu yapıyor.
    Özey Hoca''nın bu endişesini Atatürk de duymuştu. Bu yüzden Mahmut Esat Bozkurt''a 1937''de yazdırdığı Atatürk İhtilali kitabının 191''inci sayfasında şu cümlelere yer vermişti:
    "Şu ciheti tebarüz ettirmeyelim ki; ben komünist değilim. Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim. Türk Birliği''nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Tıpkı Uhud şehidi Said gibi... Said, Uhud''da şehit olurken, baş ucunda bulunanlara demiş ki, ''Gidiniz, Peygamberimize deyin ki, onun şehitlerle müjdelediği cennetleri görüyorum ve şimdi oraya gitmek üzereyim.'' Said, Müslümanlığa bu kadar inanmıştı. Ben de Türk Birliği''ne bundan fazla inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacaktır. Dünya, sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Kaşgarlı Mahmut''un dediği gibi, Tanrı, Türk''ü, insanlık, şerirlerinden, şakilerinden kurtulsun diye yarattı."


    Aslan Bulut...( yeniçağ)

    Not: Berlin türk mitingi cumhuriyet dışında hiç bir gazetede yok...... Bu millet günü geldiğinde bunların hesabını soracaktır merak etmesinler......







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.