Şimdi Ara

Alsak alsak hangi dijitali alsak!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25
Cevap
0
Favori
1.442
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coxackie

    Ben bu düşünceyi anlayamıyorum işte. Canon 520 de olsa, SLR de olsa fotoğraf çekmenin mantığı aynı, tekniği aynı. Paran varken ne diye iyisini değil de, daha basitini alacaksın. Üstelik bir süre kullanıp satmaya çalışacaksın, daha sonra SLR alacaksın. Bence hiç mantıklı değil. Ben Panasonic FZ20 aldım vakti zamanında, tamam profesyonel bir havası var ama, küçücük sensörlü makina. 1000 YTL'ye aldım geçen yaz, satmaya kalksam zarardayım. İmkanı olanın, fotoğrafa da merakı olanın SLR like ve kompakt makinalardan uzak durmasını şiddetle tavsiye ederim.


    Yazdıklarım kendi şahsi düşüncelerimdi, katılmamakta özgürsünüz. Ama sebeplerim var;

    Bir kere şunu söylemem lazım ki point'n shoot bir makine -ki buna A510 da girer, S2 de girer- kullanmak ile bir SLR kullanmak arasında dağlar kadar fark vardır. Kesinlikle bu ikisi aynı şey değiller! Bir SLR'ın çalışma prensibi çok farklıdır, ayarlamaları çok daha farklıdır, çok daha itinalı bir kullanıma ihtiyaç duyar, add-on lensler gibi ek ekipmanlara ihtiyaç duyar, kendine has dezavantajları vardır (LCD'den fotoğraf çekememek gibi), taşıması ağır ve zahmetlidir. "Bir gireyim bakayım şu fotoğraf işine" deyip de SLR'la bu işe kalkışmak, hayatında sadece scooter kullanmış bir kişinin gidip 1000 beygirlik Yamaha motor alıp 100 metre gitmeden düşmesine benzer. SLR makineler hem kullanımı daha zahmetli, hem de daha pahalı ürünlerdir ve dünya para verilerek alınan bir SLR, uzun sürecek olan öğrenme sürecinde yok yere eskiyecektir. Türkçe'de bunun adı "yazık, günah"tır :)

    Açık söyleyim, bugün sıfırdan başlayan, pozlama nedir, ISO nedir, diyafram ayarı neyi etkiler vs. hakkında en ufak bir bilgisi dahi olmayan kişinin tam anlamıyla SLR'ı fonksiyonel olarak kullanabilmesi için uzun yıllara, ciddi bir sabıra, onbinlerce çekime ve kendi kendini eğiteceği ciddi bir sürece ihtiyacı vardır. Aksi halde, o SLR'dan tam anlamıyla randıman alınamaz, 3 gün sonra da bir köşeye atılır. Bu böyle olmaz demeyin, etrafımda yığınla örneğini gördüm bunun.

    Dijital fotoğraf olayına ciddi bir hobi olarak başlayalı 3 yıl oldu; bu hobi benim için bir meslek olmadığından ve fotoğrafçılık ciddi vakit ve mesai gerektiren bir uğraş olduğundan, yavaş fakat doğru adımlarla kendimi olabildiğince geliştirdim. Ancak şu an bile bir SLR almak konusunda yeterli ve kabiliyetli göremem, çünkü bu iş o kadar da kolay değil.

    Bir kişinin imkanı olsa da, fotoğrafçılığa merak salmış olsa da, gidip binlerce euro'yu SLR'lara gömemesini de ben şiddetle tavsiye ediyorum. Başlangıçta çekeceğiniz fotoğraflarda ne verdiğiniz paranın hakkını verebilecek makineniz, ne tam anlamıyla rahat bir şekilde kullanabileceksiniz. Evet, SLR'ların sensörü büyüktür ama doğru ayarları yaparsanız (ki kolay değildir, deneyim ve tecrübe ister) bu bir mana ifade eder. Aksi takdirde çekeceğiniz fotoğraflar, kıçı kırık bir markayla çektiklerinizi mumla aratır. (çünkü SLR'lar CMOS sensörler içerirler, ebat olarak büyük fakat ışığa karşı duyarsız sensörlerdir bunlar ve ancak doğru ayarlarla maksimum sonucu verirler)

    Lütfen,
    - Eğer fotoğrafçılık konusunda kendinizi yeterli görmüyorsanız,
    - Doğru ayarları her ışık ortamında anında yapabilirim diyemiyorsanız,
    - Hangi lens hangi amaçla kullanılır bilmiyorsanız,
    - Amacınız arkadaşlarınıza hava atmak değil, ilk etapta bu işi öğrenmek, ışığın nasıl olup da foto haline gelebildiğini anlayabilmekse,
    - Sağa sola da rahat rahat götüreyim diyorsanız,

    değil SLR, SLR-like bile almayın.. İLk olarak öğrenmeniz gereken ışığa hükmedebilmektir. Bunun için de full manuel mode'a sahip bir model işinizi ilk etapta hayli hayli görür. İkinci adım makineye hükmedebilmektir, bunun için de ultra zoom'lu (çünkü tele'de -zoom'da yani- pozu tutturmak daha zordur) ve daha büyük bir objektife sahip bir makineye geçmektir. Ancak bunlardan sonra, ki uzun bir süreçtir bu, eğer kendinizi gerçek bir fotoğrafçı olarak görebiliyorsanız SLR'lara geçmenizi öneririm.

    Aksi halde yapacağınız binlerce euro'yu kolay kolay kullanamayacağınız bir makineye gömmekten başka birşey olmayacaktır.

    Saygılar,
    -




  • Aslında önemli bir konu bu. Tartışılması gerekir. Görüşlerine saygı duyuyorum, çok sayıda kişinin de bu görüşte olduğunu biliyorum. Ancak konu eğer analog SLR olsaydı, ben de kısmen katılırdım bu görüşlere. Konu dijital olduğu için zorluğu olduğunu düşünmüyorum.

    Şöyle bir örnek vereyim. Fotoğrafçılığa ilk başladığım zamanlar (1988 hobi olarak tabii), analog makinam vardı, çekimleri manuel yapmak için uğraşıyordum, teorik bilgiden başka tecrübem yoktu. Çektiğim fotoğrafları hangi hızda, hangi diaframda çektiğimi bir kenara not alıyordum. Tabii o zamanlar film pahalı, banyo pahalı biz de öğrenciyiz, sabırla bir-iki ayın geçmesini bekleyip sonuçlarıma bakıyordum. Aldığım notlarla neticeyi karşılaştırıp ışığa hükmetmeyi öğrenmeye gayret ediyordum.

    Şimdi artık böyle zahmetler yok. Yüzlerce fotoğraf çekip anında bilgisayara aktarıp, exiff bilgilerini görebiliyorsun. Eskiden diafram ve deklanşör hızı vardı, şimdi bunlara ISO eklendi, bu üçlüyü teorik olarak nasıl kullanacağını bilen bir insan için herşey çok kolay. Temel olarak mantık aynı, makina ne olursa olsun.

    Objektif seçimine gelince, insanlar neyi çekeceğine (manzara, makro, spor vs) karar verdikten sonra bilenler yardımcı olurlar mutlaka. Zaten seçilmiş iki objektif çoğu kişiye yetiyor.

    Tabii fotoğrafçılık deyince herşeyin diafram, hız, ISO olmadığını belirtmekte fayda var, yeni başlayanlar için. Bu işin sanat olduğunu, uygun kareyi, uygun kompozisyonu, duyguları yakalamak gerek. Günün hangi saatinde en uygun çekimin yapılacağını, ışığın yönünü nasıl amacına göre kullanacağını bilmek gerek, bu konular aslında makina seçiminden daha önemli.

    Netice-i kelam, ben olsam SLR'den başkasına bakmam, eğer cüzdanım müsait ise.
    quote:

    Orjinalden alıntı: iasonion


    quote:

    Orjinalden alıntı: coxackie

    Ben bu düşünceyi anlayamıyorum işte. Canon 520 de olsa, SLR de olsa fotoğraf çekmenin mantığı aynı, tekniği aynı. Paran varken ne diye iyisini değil de, daha basitini alacaksın. Üstelik bir süre kullanıp satmaya çalışacaksın, daha sonra SLR alacaksın. Bence hiç mantıklı değil. Ben Panasonic FZ20 aldım vakti zamanında, tamam profesyonel bir havası var ama, küçücük sensörlü makina. 1000 YTL'ye aldım geçen yaz, satmaya kalksam zarardayım. İmkanı olanın, fotoğrafa da merakı olanın SLR like ve kompakt makinalardan uzak durmasını şiddetle tavsiye ederim.


    Yazdıklarım kendi şahsi düşüncelerimdi, katılmamakta özgürsünüz. Ama sebeplerim var;

    Bir kere şunu söylemem lazım ki point'n shoot bir makine -ki buna A510 da girer, S2 de girer- kullanmak ile bir SLR kullanmak arasında dağlar kadar fark vardır. Kesinlikle bu ikisi aynı şey değiller! Bir SLR'ın çalışma prensibi çok farklıdır, ayarlamaları çok daha farklıdır, çok daha itinalı bir kullanıma ihtiyaç duyar, add-on lensler gibi ek ekipmanlara ihtiyaç duyar, kendine has dezavantajları vardır (LCD'den fotoğraf çekememek gibi), taşıması ağır ve zahmetlidir. "Bir gireyim bakayım şu fotoğraf işine" deyip de SLR'la bu işe kalkışmak, hayatında sadece scooter kullanmış bir kişinin gidip 1000 beygirlik Yamaha motor alıp 100 metre gitmeden düşmesine benzer. SLR makineler hem kullanımı daha zahmetli, hem de daha pahalı ürünlerdir ve dünya para verilerek alınan bir SLR, uzun sürecek olan öğrenme sürecinde yok yere eskiyecektir. Türkçe'de bunun adı "yazık, günah"tır :)

    Açık söyleyim, bugün sıfırdan başlayan, pozlama nedir, ISO nedir, diyafram ayarı neyi etkiler vs. hakkında en ufak bir bilgisi dahi olmayan kişinin tam anlamıyla SLR'ı fonksiyonel olarak kullanabilmesi için uzun yıllara, ciddi bir sabıra, onbinlerce çekime ve kendi kendini eğiteceği ciddi bir sürece ihtiyacı vardır. Aksi halde, o SLR'dan tam anlamıyla randıman alınamaz, 3 gün sonra da bir köşeye atılır. Bu böyle olmaz demeyin, etrafımda yığınla örneğini gördüm bunun.

    Dijital fotoğraf olayına ciddi bir hobi olarak başlayalı 3 yıl oldu; bu hobi benim için bir meslek olmadığından ve fotoğrafçılık ciddi vakit ve mesai gerektiren bir uğraş olduğundan, yavaş fakat doğru adımlarla kendimi olabildiğince geliştirdim. Ancak şu an bile bir SLR almak konusunda yeterli ve kabiliyetli göremem, çünkü bu iş o kadar da kolay değil.

    Bir kişinin imkanı olsa da, fotoğrafçılığa merak salmış olsa da, gidip binlerce euro'yu SLR'lara gömemesini de ben şiddetle tavsiye ediyorum. Başlangıçta çekeceğiniz fotoğraflarda ne verdiğiniz paranın hakkını verebilecek makineniz, ne tam anlamıyla rahat bir şekilde kullanabileceksiniz. Evet, SLR'ların sensörü büyüktür ama doğru ayarları yaparsanız (ki kolay değildir, deneyim ve tecrübe ister) bu bir mana ifade eder. Aksi takdirde çekeceğiniz fotoğraflar, kıçı kırık bir markayla çektiklerinizi mumla aratır. (çünkü SLR'lar CMOS sensörler içerirler, ebat olarak büyük fakat ışığa karşı duyarsız sensörlerdir bunlar ve ancak doğru ayarlarla maksimum sonucu verirler)

    Lütfen,
    - Eğer fotoğrafçılık konusunda kendinizi yeterli görmüyorsanız,
    - Doğru ayarları her ışık ortamında anında yapabilirim diyemiyorsanız,
    - Hangi lens hangi amaçla kullanılır bilmiyorsanız,
    - Amacınız arkadaşlarınıza hava atmak değil, ilk etapta bu işi öğrenmek, ışığın nasıl olup da foto haline gelebildiğini anlayabilmekse,
    - Sağa sola da rahat rahat götüreyim diyorsanız,

    değil SLR, SLR-like bile almayın.. İLk olarak öğrenmeniz gereken ışığa hükmedebilmektir. Bunun için de full manuel mode'a sahip bir model işinizi ilk etapta hayli hayli görür. İkinci adım makineye hükmedebilmektir, bunun için de ultra zoom'lu (çünkü tele'de -zoom'da yani- pozu tutturmak daha zordur) ve daha büyük bir objektife sahip bir makineye geçmektir. Ancak bunlardan sonra, ki uzun bir süreçtir bu, eğer kendinizi gerçek bir fotoğrafçı olarak görebiliyorsanız SLR'lara geçmenizi öneririm.

    Aksi halde yapacağınız binlerce euro'yu kolay kolay kullanamayacağınız bir makineye gömmekten başka birşey olmayacaktır.

    Saygılar,
    -




  • quote:

    Aslında önemli bir konu bu. Tartışılması gerekir. Görüşlerine saygı duyuyorum, çok sayıda kişinin de bu görüşte olduğunu biliyorum. Ancak konu eğer analog SLR olsaydı, ben de kısmen katılırdım bu görüşlere. Konu dijital olduğu için zorluğu olduğunu düşünmüyorum.

    Şöyle bir örnek vereyim. Fotoğrafçılığa ilk başladığım zamanlar (1988 hobi olarak tabii), analog makinam vardı, çekimleri manuel yapmak için uğraşıyordum, teorik bilgiden başka tecrübem yoktu. Çektiğim fotoğrafları hangi hızda, hangi diaframda çektiğimi bir kenara not alıyordum. Tabii o zamanlar film pahalı, banyo pahalı biz de öğrenciyiz, sabırla bir-iki ayın geçmesini bekleyip sonuçlarıma bakıyordum. Aldığım notlarla neticeyi karşılaştırıp ışığa hükmetmeyi öğrenmeye gayret ediyordum.

    Şimdi artık böyle zahmetler yok. Yüzlerce fotoğraf çekip anında bilgisayara aktarıp, exiff bilgilerini görebiliyorsun. Eskiden diafram ve deklanşör hızı vardı, şimdi bunlara ISO eklendi, bu üçlüyü teorik olarak nasıl kullanacağını bilen bir insan için herşey çok kolay. Temel olarak mantık aynı, makina ne olursa olsun.

    Objektif seçimine gelince, insanlar neyi çekeceğine (manzara, makro, spor vs) karar verdikten sonra bilenler yardımcı olurlar mutlaka. Zaten seçilmiş iki objektif çoğu kişiye yetiyor.

    Tabii fotoğrafçılık deyince herşeyin diafram, hız, ISO olmadığını belirtmekte fayda var, yeni başlayanlar için. Bu işin sanat olduğunu, uygun kareyi, uygun kompozisyonu, duyguları yakalamak gerek. Günün hangi saatinde en uygun çekimin yapılacağını, ışığın yönünü nasıl amacına göre kullanacağını bilmek gerek, bu konular aslında makina seçiminden daha önemli.

    Netice-i kelam, ben olsam SLR'den başkasına bakmam, eğer cüzdanım müsait ise.


    Hocam aynı frekanstan konuşuyoruz ama dediklerimiz farklı :),

    Sorun zaten fotoğrafçılığın "teorik" olarak aynı kabul edilmesinden kaynaklanıyor. Evet fotoğrafçılık teoriktir, doğru. Ama problem şu ki, teoride aynı olan fotoğrafçılık "pratikte" ne yazık ki aynı değildir. İyi fotoğraf çekmek için kabul edersin ki sınırsız parametre vardır: Doğru ışık, doğru zamanlama, doğru ayarlamalar.. Evet, yazdığın tüm değerler eskiden de vardı; hatta ISO değeri de eskiden vardı -ki buna ASA denirdi- Tüm bunlar teoride bilinse bile, ki çoğu kez kitaba bağlı kalınmadan çözümler üretilir, pratikte alınan çözümler bu şartlara bağlı olarak değişir. Farklı makinelerden tamamen aynı koşullarda çekilen resimler bile farklılık gösterir. Temel olarak araba kullanmanın da mantığı aynı, ama herkes aynı şekilde kullanmıyor arabasını öyle değil mi?

    Günümüzün DSLR'ları analog SLR'lardan çalışma prensibi olarak farklı değil. Tekrar ediyorum ki, SLR'ların kullanımı ve iyi neticeler elde etme becerisi kompaktlara göre daha da zordur; özellikle loş ışıklı ortamlarda bu daha da kendini gösterir. Dolayısıyla, yeni öğrenmeye başlayan kişi, öğrenme sürecini sıkıntı içerisinde değil, dijital fotoğrafçılığın keyfini yaşayarak bu süreci aşmalı diye düşünüyorum.

    Son paragrafınla ile ilgili olaraksa yüzdeyüz hemfikirim. Makine ve ekipmandan daha önemli olan şey o saydıkların.. Onları öğrenmeden SLR kullansak bile hiç bir faydası yok.




  • Ne alırsan al.Yurdumun malı olsun.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.