Şimdi Ara

EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (525. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
16.110
Cevap
394
Favori
921.791
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
395 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 523524525526527
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BluePassenger

    Siz ithamda bulunsanız saygı duyarım [yada öfkenize veririm] ama bi insanın aile içi meselesinde dışardan insanların çirkin ithamda bulunması rahatsız edici. Siz burada bizlere içinizi döküp rahatlıyorsunuz bizlerin hükümler vermesi çok yanlış ahkam makamı değiliz üstelik karşı tarafıda dinlemiş değiliz insanların peşin hüküm vermesi gerçekten kötü bi davranış.
    İnsanlar ayrılabilir dünya hali eşya da para da nasıl paylaşılacağı hk önce bir konuşulur, arkadaşın aile dinamiklerini bilemem ama belki de çoğu eşyayı eşine çocuklarına bırakacaktı, adam kuruş vermem git ne halin varsa gör dese kadın çocuklarını düşünerek aldı der hak verebilirdim ama böyle habersiz ortak eşyayı toparlayıp gitmesinin adı kadın da olsa erkek de olsa, eş de anne baba kardeş de olsa hırsızlıktır. Tanımadığım insanların günahını almayı ben de istemem fakat olay anlatıldığı gibiyse bunun başka adı yok. İki tarafın da hakkı var ailenin mülkünde, müslümanım diyen bunu düşünmeli önce.



    Geçimsizlikte iki tarafın da hataları vardır onu bilemem fakat spesifik olarak bu duruma yorumum aynı. Kadın zulüm bile görüyor olsa bu şekilde kendini haksız duruma düşürüyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Habzij -- 1 Ocak 2019; 22:18:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • herkese iyi akşamlar,burdan evlenecek arkadaşlara kendi evliliğimi yaşadıklarımı göz önüne alarak tavsiyelerde bulunmak istiyorum,zira şuan için mutluluğun yanından geçemiyorum,kişilik olarak nekadar olumlu ve bardağın dolu tarafını gören bile olsam yanınızdaki insan sizi etkiliyebiliyor,etkilenme derken öyle bir seferde on sefer etkilenecek bir yapıda değilim kolay kolay pes etmem ama kadınlar işte anlamakta yaşamakta zor,belki banada tavsiye verecek daha tecrübeliler vardır çünkü bu aralar kafamda boşanma anlamında çok fazla düşünce var ve sürekli düşünmekten başım çatlıyor dayanamıyorum.

    1-)Evlilik kadınlara en azından çoğuna evlenmeden önce toz pembe geliyor.Kadınlar evlenince herşeyin daha güzel olacağını,daha mutlu olacaklarını,herşeyin yoluna gireceğini,sevgiliyken yaşanılacak gerilimlerin yaşanmayacağını düşünüyorlar.Böyle bir dünya yok arkadaşlar evlenmeyi düşündüğünüz kişiyi uyarın sevgili olduğunuz dönemde çok kavga ediyorsanız evlenince azalabilirde çoğalabilirde,bunun farkında olmasını sağlayın sizde farkında olun.Çünkü evlilik sevgiyle ilgili problemleri çözmez sadece yanyana olma aynı evde yaşama rahat görüşme v.s. gibi problemlerinizi çözer.

    2-)Evlenmeden önce iş ve ev konularını kesinlikle konuşun.Mesela kendinize güveninizi nasıl sağlarsınız,şöyle açıklayım; ben geliri,çalışma saatleri,sosyal olanacakları belli,maaşımın her ayın x gününde kesin kartıma yattığı bir işte çalışmak istiyorum diyebilirsiniz ki ben böyleydim kpps ile devlete atanıp 4000 küsür maaş alıp evimi geçindirmek istiyordum.Yada çalışma saatleri,tatili belirsiz olsada,maaşım düşük olsada bir şekilde geçiniriz diye düşünebilirsiniz.Yazdıklarımdan farklı şekildede düşünebilirsiniz önemli olan kendinizi hangi şartlarda güvenli ve rahat hissettiğinizdir.Bunu karşı tarafa düzgün bir şekilde anlatmanız ve anlaşmanız inanın evliliğinizi rahatlatacaktır veya evlenmenizi biraz erteletecektir fakat sonrasında yine rahat olacaksınız.
    Bizde böyle bir olay yaşandı ve ne yazıkki ben haklı çıktım.Eşime evlenmeden önce bekle askere gideyim,kpss ile devlete gireyim,maaşım ve tatil günlerim belli olsun rahatça geçiniriz dedim.Tabi ki eşim istemedi evlenelim evlenmezsek kesin ayrılırız gibi şeyler söyledi,bunu söylemesindeki sebep ise çok kavga etmemizdi ve biran önce evlenirsek kavgaların kesileceğini birbirimize daha çok bağlanacağımızı düşünüyordu,bağlanma konusu nötr ama kavga konusunda pek değişme olmadı.Sonuç olarak iş konusunda neden haklı çıktın derseniz,aldığım maaş ile herşeye yetişemiyoruz,bende bazen az harcamaya çalışalım tasarruf edelim diyince eşim kendi üzerine alınıyor,sanki ben ne istiyorum senden niye beni suçluyorsun tarzı şeyler söylüyor ve kavga edip konuşmuyoruz,halbuki ben asla ona para konusunda söz etmiyorum ki kendiside asla para istemez benden,ama bu konularda hassas olması alınganlığa sebep oluyor ve kavga kaçınılmaz son.

    3-)Davul bile dengi dengine;Yani demişki atalarımız aranızda çok fark olmasın kardeşim.Sevgiliyken herşey hoş,biz ayrı şehirlerdeydik,ben onun yanına gitsem o bana para harcatmaz,o yanıma gelse ben ona para harcatmazdım.Birbirimizi idare ediyorduk,fakat bizimki ailesiyle sürekli tatillerde,haftasonu gezmelerinde,kafelerde büyüdüğü için benim yanımda sıkılmaya başladı.Aşık insan niye sıkılır diyebilirsiniz o istanbulda yaşıyordu bense ankara,şuan evimiz ankarada olduğu için hadi sıkıldık bir sahile inelim diyemiyoruz,benim maaşımda hergün dışarı çıkmaya yetecek kadar olmadığından dışarıda nadir çıkıyoruz,eşimde iş bulamadığı için evde sıkılıyor doğal olarak.Bu sıkıntı beraberinde bunalımı bunalım stresin dışa vurulmasını,dışa vurulan streste eşle kavgayı yada karşılıklı olarak susup oturmayı doğuruyor.Ben mesela gezmeye tozmaya çok takmam ama eşim o şekilde yetiştiği için evde bunalıyor,ki çalışmadığı içinde haklı,ama evlenmeden önce ne demiştim,bekle tatili maaşı belli olan bir işe gireyim rahat ederiz,işte beni dinlseydi hem hafta sonları rahatça gezerdik,hafta içleride bir iki kere dışarı çıkabilirdik.Şimdi kendisi bunalıyor benide bunaltıyor inanın para umurumda olmaz ama o kadar değiştimki nasıl çok param olabilir diye düşünüyorum ki bu benim için içler acısı bir durum.
    Sonuç olarak zenginsen zenginle,fakirsen fakirle,azimliysen azimliyle,tembelsen tembelle,gezmeyi seviyorsan gezmeyi sevenle,evcilsen evcil biriyle evlen yoksa benim yaşadığım sorunları yaşaman ihtimaller dahilinde.

    4-)Ailenizde düşkünseniz,kalabalık yaşamayı seviyorsanız ve saygı,adet,örf gibi şeyler sizin için önemliyse bunu karşı tarafa belirtin.Karşı taraf aile yapısı çok sıkı olmayan,akrabalık ilişkileri zayıf ve saygıyıda çok önemsemeyen bir kişiliğe sahipse özgürlüğüne düşkünse,sizin için sorun olabilir.Neden sorun olur;siz yanyanayken çok iyi anlaşıyorsunuzdur kör kütük aşıksınızdır fakat evlendiğiniz zaman bir aile içerisine girmiş olacaksınız,o sizin aileniz ve çevrenizle siz onun ailesi ve çevresiyle etkileşim içerisinde olacaksınız.Akraba eş dost ziyareti sırasında onun rahatlığı çevrenizdekilere farklı gelecek,siz hayatım biraz daha dikkat edermisin dediğinizde ne yapıyorum sanki sizinkilerde ne garip insanlar diyecek,olan size olacak arada kalacaksınız.Özgürlüğüne düşkün demem burdan geliyor,kimse benim sesimin tonuna karışamaz,gülmeme karışamaz,ne zaman konuşacağıma karışamaz tarzı şeyler duyacaksınız,haklı olabilir ama ortama göre ayak uydurması herkesin hayrına olsada uydurmayacaktır,uydursa bile evde bunun konusunu kesin konuşursunuz.Mesela eşim bir büyük konuşurken onun lafını kesip hemen kendi anlatacağını anlatmaya başlayabilir,fakat bizde böyle birşey yok,bunu güzelce açıklasamda yok dinletemiyorum,olan yine bana oluyor.
    Demem o ki;bu konuları konuşun kardeşim aşk meşk yalan,bir kişi ile değil bir aile ile evleniyorsunuz.

    5-)Farklı şehirlerdeyseniz hangi şehirde yaşamak istediğini sorun.Mesela kız;"ben sana aşığım ölüyorum aşkından senden ayrı olmayayımda cehennemde bile yaşarım"şeklinde bir cevap verebilir.Yok kardeşim böyle birşey adam akıllı cevap isteyin ve mümkünse kayda alın.Zira evlendikten sonra bulunduğunuz şehirde sıkılabilir ve kendi şehrine sizi götürmek için elinden geleni yapabilir.Sizde ailenize ve şehrinize düşkünseniz evde sürekli bir huzursuzluk hali olacaktır.
    Sonuç olarak:karşı tarafa dedinizki "ben ankarada yaşamak istiyorum,ailemede düşkünüm bu yzden onlardan farklı bir şehirde yaşamak beni üzer",karşı tarafta size"bende istanbulda yaşamak istiyorum çok seviyorum istanbulu ama ailem çok düşkün değilim,senin olduğun heryeri severim"dedi ise ayrılın zorlamayın,istanbuldan gelenlerin ankaraya alışması çok zor olmuyor,en azından bizde olmadı.

    6-)Karşı taraf eğer çalışmayı çok istiyor ama tembel ise,kesinlikle ona ömür boyu çalışacağı bir iş bulmadan evlenmeyin.Çünkü iş bulamazsa evde bunalıma girer ve ir evde kadın bunalımdaysa erkeğin bunalımda olmama ihtimali olmaz.Bu sebepten ötürü iki tarafta iş olayına takıksa,her ikinizde iş bulmadan evlenmeyin.

    Kafam çok dolu olduğu için tam toplayamasamda aklıma gelen birkaç olayı yazmak istedim.İnsan yazınca biraz rahatlıyor.

    Gelelim niye yazdığıma;arkadaşlar biz 4 yıl sevgili dönemi geçirdik,o zamanlar herşey iyiydi çünkü ikimizde üniversite okuyorduk ve düşünmemiz gereken sadece derslerimizdi.Tabi herşey güzeldi derken aşırı derecede kavgada ediyorduk,ama o zamanlar aynı evde yaşamadığımız için bu çok sorun olmuyordu.Neyse seneler geçti bizim okullar bitti,derken evlilik yolu hafiften gözüktü,dedimki bekle askerliği yapayım,devlete yerleşeyim öyle evlenelim,ben devlete girersem sende ister devlete gir ister özel şirkete farketmez,ama dinletemedim bekletemedim.Hangi şehirde yaşayacağız dedi,dedimki işim nerdeyse orda yaşarız,aileme düşkün olmama rağmen illa ankara diyede diretmedim,tamam dedi eşimde.Sonunda evlendik işim sebebiyle ankarada yaşamaya başladık.İlk aylar güzeldi bir şekilde geçti,6-7 ay sonra eşim iyice sıkılmaya başladı iş bulamıyordu çünkü,sonra iş buldu 2 ay çalıştı,girdiği şirket sağlam ayakkabı olmadığı için ayrıldı ve halen işsiz bu sebeptenden bunalıyor bunalması benide bunaltıyor.Bunalmasının sebebi kendi parasını kazanmak istiyor benden asla para istemiyor,ihtiyacı varmı yokmu söylemiyor,birşey istiyormusun diyorum yok diyor,bu durumda benim zorumamı gidiyor desem garibimemi gidiyor desem bilemedim ama,bana evlenmişizde aile olmuşuz gibi hissettirmiyor,Sonuçta evliyiz biz benim param senin paran yok ama o bunu kabul etmiyor aslında bence araya mesafe koyuyor.Bu yazıyı yazmamın sebebide dünki tartışmamız kendisine çok para harcıyorsun dediğimi düşünüyor halbuki öyle birşey söylemedim bunu anlatsamda inanmıyor. Bu yüzdende bugün sinemaya gidecektik saat kaçta gidelim diye sordum gitmeyelim boşver dedi,buna sinirlendim şuan konuşmuyoruz.Buna sinirlenilirmi diyebilirsiniz bencede çok küçük birşey ama artık içinizde o kadar birikiyorki birşeyler küçük bir olaya bile büyük tepkiler veriyorsunuz,gitmeyelim demesinin sebebi dünki kavgamız ve ona çok para harcadığını ima etmeye çalıştığımı düşünmesi,kendimi karşı tarafa inandıramayınca o kadar zoruma gidiyorki sonuçta günlerce süren sessizlik.

    Tavsiyesi olanı dinlerim,boşanmayı düşünmek gerçekten kolay değil ama biranda gelen bir düşüncede değil,boşansak zaten etrafımızda üzülecek çok insan var onlar için bile boşanmamak gerekir.Boşanmayı düşünüyormuyum tamda emin değilim ama artık okadar bunaldımki kafam çok karışık.

    Umarım yazdıklarımda kafam kadar karışık olmamıştır ve okuyanlara faydalı olur.
  • Habzij H kullanıcısına yanıt
    Polis aradı.

    Beni Aile İçi Şiddet Masasına şikayet etmiş soruşturma başlatılmış ifadeye çağırdılar.

    Az çok hukuk öğrendik sayesinde ama ben 1 haftadır şehir dışındayım darp raporunu nasıl aldı merakım uyandı.

    Bu arada bunca yıldır kendisine tokat atmışlığım bile yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bersis576 kullanıcısına yanıt
    Hocam bence konuş.



    Kendimden örnek vereyim.



    En son askerlik için ve ailede bir sorun olduğu için işten ayrıldım. Maaş almadıgim için birikimden yedik. Hergun iş çıkışında buluşurduk. Doğal alarak günlük hiç harcamasak 50 lira gidiyordu. Ben spor yapıyordum salonda falan değil, bu da ben de spor yapacağım dedi dedim tamam yapalım ondan sonra kaldi. Bir gün okuldan samimi olduğu bir veli ile anlasmis, Velinin eside salon ayarlamış. Yıllık üyelik için 2700 lira istiyorlarmis. Böyle böyle ben gideceğim, 2700 lira, indirim yapmışlar dedi. Gerek var mı dedim , beraber yapalım, ben sana söyledim senden devamı gelmedi. Ben gideceğim söz verdim dedi. Git o zaman dedim. Parası dedi. O ay da ben ailevi sebeplerden dolayı avukata ödeme yaptım içeri girdim, çalışmıyorum da maaş gelmiyor. Yatırımdan yiyorum. Avukat parasını da aldığım tazminattan verdim. Ben vermem dedim. Kendin git ode dedim. Trip attı..yapamayınca insan üzülüyor. Ama gereksiz buldum. 2700 lira o gün için benim için büyük paraydi. Onu ödersem ucu kacirirdim.

    Bir kaç gün sonra, yürürken, senin benden sakladigin, gizledigin çok şey var. Ben sormak istemiyorum, seni inciltmek istemiyorum ama gizledigin sakladigin çok şey var dedi. 2 gündür özellikle spor konusundan sonra bunu daha çok hissetmeye başladım dedi. Bende dayanamadim açık açık konuştum. Ben bunca zamandır beraberiz önümüzde ki engel kalktığında evleneceğiz değil mi dedim. Bugüne kadar maddi olarak sorunumuz oldu mu ? Olmadı. Sen ne istediysen rotarli da olsa yaptım mı? Yaptın dedi. Ancak şuanda işten çıktım. Ve aylık aldığım maaş gelmiyor. Bu ay nereye harcadığımi gördün dedim, şimdi ben bunu yapayinca sende bana böyle trip atınca canım sıkıldı anlıyor musun beni Dedim. O da, ama araba alıyorduk paran yoksa nasıl alacaktik ki dedi! Durumlar malum bu ay paramız yok dedim. Gelecek ay radissonun salonuna yazılalim dedim. O ay baktım eve uğrayıp sandviç yapıp getiriyordu para yoksa yapacak birşey yok dedi. Tavuk dürüm de yedik. :))



    Bunları konuşunca anladi beni. Olumsuz bir cevap almadım.



    Bazı şeyleri açık açık konuşun. Eve giren para 2 cikan 2,5 Ben zorlanıyorum diyin. Ama tabi güzel laflarla söyleyin. Çok harcama yapıyorsun falan demeyin.
    Bunları konuştuktan sonra aldığınız cevaplara göre yol haritası çizin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi birgarip2019 -- 2 Ocak 2019; 0:47:15 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Polis aradı.

    Beni Aile İçi Şiddet Masasına şikayet etmiş soruşturma başlatılmış ifadeye çağırdılar.

    Az çok hukuk öğrendik sayesinde ama ben 1 haftadır şehir dışındayım darp raporunu nasıl aldı merakım uyandı.

    Bu arada bunca yıldır kendisine tokat atmışlığım bile yok.
    Darp raporu mu almış?



    Polise ayrı yaşıyorum beni rahatsiz ediyor demesi yeter.



    Git ifadeni ver ama avukata da danış mutlaka.



    Evde ki tüm eşyayı alıp gitmemis.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • birgarip2019 kullanıcısına yanıt
    Avukat darp raporu olmasa da koruma kararı için gitmiştir ifade için acele etme dedi.

    Bu arada birinin anlattığı bir olay aklıma geldi:

    Kadın kocasından nafaka alarak boşanmak için "Beni ters ilişkiye zorluyor" demiş ve boşanmış nafakasını alarak.

    Böyle birşey yok ama ya bana da benzer şekilde iftira atılırsa ne yapacağım?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Avukat darp raporu olmasa da koruma kararı için gitmiştir ifade için acele etme dedi.

    Bu arada birinin anlattığı bir olay aklıma geldi:

    Kadın kocasından nafaka alarak boşanmak için "Beni ters ilişkiye zorluyor" demiş ve boşanmış nafakasını alarak.

    Böyle birşey yok ama ya bana da benzer şekilde iftira atılırsa ne yapacağım?
    Bence yapmaz. Çirkin iftiralar atmaz. Atacak olan o evde eşya bırakmazdı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Birkaç hafta durup dururken bana uzun zamandır beklediğim soruyu sormuştu:

    "Sen Alevisin bizim nikah caiz mi"

    Ben de "Ben ateyizim !" şeklende cevap verdim

    "Olabilir ama senin anne ve baban ailen alevi..." demişti.
    evlenirken bunları düşünmemiş sonra mı aklına gelmiş ?
    bence hiç ilgisi yok sadece bahane bulmaya çalışmış olmalı
    üstelik din bilgisinin sıfır olduğu da belli oluyor ,ateist olunca caiz mi oluyor da aleviliği öne sürmüş ?
  • C.CEMİL kullanıcısına yanıt
    Ben gavurla evlendim ama bir Müslümandan boşanıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bersis576 kullanıcısına yanıt
    Eşinizle oturup karşılıklı konuşmanızda yarar var. Yeni bir yıla giriyoruz. Hadi sıfırdan başlayalım gibi bir muhabbetle herşeyi sıfırlayıp baştan başlamayı önerebilirsiniz. Bir kağıt kalem alın ve sorunlarınızı yazın. Anladığım kadarıyla severek evlenmişsiniz ama aranızdaki beraber hareket etme olgusu hiç olmamış veya kopmuş. Beraber birşeyler yapmanız şart. Sorunları yazdıktan sonra çözüm yollarını aramaya başlayın beraber. Bu arada ev bütçesi oluşturun. Eve gelenle gideni yazın. Bunu standarta bağlayın ki eşiniz ekonomik durumu net bir şekilde analiz etsin. Belki yaw şimdi analiz edemiyor mu görmüyor mu durumumuzu diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama çoğu kadın böyledir. Karşısında böyle bir kontrol mekanızması görmezse ya deli gibi harcar yada hiç harcamaz trip atar. Sonrasında da sizi elde olan fazla parayı başka yere harcadığınızla itham eder. Tavsiyem aylık bütçeyi sürekli yapın. Fazla kalan para yoksa bazı tasarruflara yönelin. Tasarruftan artan para ile eşinizin ve sizin seveceğiniz bir bir etkinliğe gidebilir veya ikiniz için birşey alabilirsiniz.
    Baktınız evdeki bütçe açık veriyor sürekli o zaman eşinize iş bulmayı kendinize iş edinin. Eve geldiğinizde oturup ilanlara beraber bakın. Yalnız bakmasına izin vermeyin. Hem bağınızı kuvvetlendirin hem onunla ilgilendiğinizi belli edin hemde içinize sinecek bir işte çalışmasını sağlayın. Herşey sizin elinizde...

    Bu aşamada sakın çocuk düşünmeyin. Eşinizin sıkıntısını gidermek için çocuk yapsın onunla ilgilensin düşüncelerine girmeyin. Önce problemlerini çözün. Parasal durumunuzu iyileştirin sonra çocuk düşünün.




  • şu kanının söyledikleri şurada söyleyen biri olsa ne ergenliği kalır, ne de "tek gecelik ilişki meraklısı"lığı. herkes öğüt vermeye başlar hemen, türk aile yapısı şöyle böyle vs..



    her zaman söylerim, mevcut sistemdeki evlilik imzası (aslıdna evlilik sözleşmesi demek gerek buna ama insanlar "evlilik" diyorlar) insanların sevgilerini yaşamalarına, ilişkilerine vurulan en büyük darbedir. ancak bu rezillik öyle bir tabulaştırılmış ki, dini eleştirebilirsin ancak bu hukuki sözleşmeyi eleştiremezsin.



    toplum o kadar düşünme yoksunu zavallılarla dolu ki, taraflar arasında kendi istekleriyle hazırlanılan ve halk içinde "evlilik sözleşmesi" olarak bilinen şey hâlâ birçok kız (ve kız annesi-babası) tarafından çok ağır şekilde ters algılanıyor, kendilerine "evlilik sözleşmesi" talep edilmesini adeta hakaret gibi karşılayanlar var. kimisi de bu istek ile gelen erkeğin kötü niyetli erkek olacağını düşünüyor. bu insanların 250gram beyinlerini kullanıp akıl edemedikleri şey ise kendilerinin "olmazsa olmaz" olarak gördükleri o evlilik imzasının (yani nikahın) zaten bir "evlilik sözleşmesi" olduğudur (bu imza hukuki bir sözleşmedir, çok çok ağır maddeleri ve yaptırımları vardır). hatta, olmuş olabilecek evlilik sözleşmeleri arasında en ağırı, o sözleşmedir. şu anda halk arasında "evlilik sözleşmesi yapalım" sözlemiyle dillendirilen sözleşme ise aslında hukuki evlilik anlaşmasına (yani evlilik imzasına) ek maddeler koymaktan farklı bir şey değilir. bu ek maddeleri koymanın talep edilmesine karşı son derece ön yargılı yaklaşan, adeta bunu kötü niyet olarak gören kişilerin, öte yanda evlilk imzasını olmazsa olmaz ön koşul olarak görmeleri ne kadar komik bir tutarsızlıktır.



    ben bu tarz evlilik imzasını (yani o ağır sözleşmeyi) eleştiren şeyler söylediğimde bana kibarca şöyle cevaplar verenler çıkıyor: "umarım sen de fikrini değiştirirsin, umarım güzel bir evlilik kurup sevgi ile çocuk büyütürsün, evlilik çok güzel bir şey, umarım sen de tadarsın, bu kadar ön yargılı yaklaşma"

    benim bu tarz cevaplar alıyor olmamın tek nedeni, terör suçlularına verilen cezalardan bile daha ağır cezai şartlala donatılmış "nikah" denilen o ağır hukuki evlilik sözleşmesinin eleştirilemez bir tabu olarak doğuştan bizim beynimize kazınmış olması, ve o sözleşmenin şartlarını eleştiren kişilerin aslında kadın-erkek ilişkisi ve "çocuk" kavramlarına karşıt kişiler oldukları algısının yedirilmiş olmasıdır. ben adama "hukuki bir sözleşmeyi" eleştiriyorum, adam bana: "umarım sen de fikrini değiştirip karşı cins ile birlikte yaşamaya karar verirsin, bak bu çok güzel bir şey, özümüzde bu var, özünü reddetme, beni dinle, mutlu olacaksın inan bana" diye cevap veriyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 2 Ocak 2019; 14:4:53 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bersis576

    herkese iyi akşamlar,burdan evlenecek arkadaşlara kendi evliliğimi yaşadıklarımı göz önüne alarak tavsiyelerde bulunmak istiyorum,zira şuan için mutluluğun yanından geçemiyorum,kişilik olarak nekadar olumlu ve bardağın dolu tarafını gören bile olsam yanınızdaki insan sizi etkiliyebiliyor,etkilenme derken öyle bir seferde on sefer etkilenecek bir yapıda değilim kolay kolay pes etmem ama kadınlar işte anlamakta yaşamakta zor,belki banada tavsiye verecek daha tecrübeliler vardır çünkü bu aralar kafamda boşanma anlamında çok fazla düşünce var ve sürekli düşünmekten başım çatlıyor dayanamıyorum.

    1-)Evlilik kadınlara en azından çoğuna evlenmeden önce toz pembe geliyor.Kadınlar evlenince herşeyin daha güzel olacağını,daha mutlu olacaklarını,herşeyin yoluna gireceğini,sevgiliyken yaşanılacak gerilimlerin yaşanmayacağını düşünüyorlar.Böyle bir dünya yok arkadaşlar evlenmeyi düşündüğünüz kişiyi uyarın sevgili olduğunuz dönemde çok kavga ediyorsanız evlenince azalabilirde çoğalabilirde,bunun farkında olmasını sağlayın sizde farkında olun.Çünkü evlilik sevgiyle ilgili problemleri çözmez sadece yanyana olma aynı evde yaşama rahat görüşme v.s. gibi problemlerinizi çözer.

    2-)Evlenmeden önce iş ve ev konularını kesinlikle konuşun.Mesela kendinize güveninizi nasıl sağlarsınız,şöyle açıklayım; ben geliri,çalışma saatleri,sosyal olanacakları belli,maaşımın her ayın x gününde kesin kartıma yattığı bir işte çalışmak istiyorum diyebilirsiniz ki ben böyleydim kpps ile devlete atanıp 4000 küsür maaş alıp evimi geçindirmek istiyordum.Yada çalışma saatleri,tatili belirsiz olsada,maaşım düşük olsada bir şekilde geçiniriz diye düşünebilirsiniz.Yazdıklarımdan farklı şekildede düşünebilirsiniz önemli olan kendinizi hangi şartlarda güvenli ve rahat hissettiğinizdir.Bunu karşı tarafa düzgün bir şekilde anlatmanız ve anlaşmanız inanın evliliğinizi rahatlatacaktır veya evlenmenizi biraz erteletecektir fakat sonrasında yine rahat olacaksınız.
    Bizde böyle bir olay yaşandı ve ne yazıkki ben haklı çıktım.Eşime evlenmeden önce bekle askere gideyim,kpss ile devlete gireyim,maaşım ve tatil günlerim belli olsun rahatça geçiniriz dedim.Tabi ki eşim istemedi evlenelim evlenmezsek kesin ayrılırız gibi şeyler söyledi,bunu söylemesindeki sebep ise çok kavga etmemizdi ve biran önce evlenirsek kavgaların kesileceğini birbirimize daha çok bağlanacağımızı düşünüyordu,bağlanma konusu nötr ama kavga konusunda pek değişme olmadı.Sonuç olarak iş konusunda neden haklı çıktın derseniz,aldığım maaş ile herşeye yetişemiyoruz,bende bazen az harcamaya çalışalım tasarruf edelim diyince eşim kendi üzerine alınıyor,sanki ben ne istiyorum senden niye beni suçluyorsun tarzı şeyler söylüyor ve kavga edip konuşmuyoruz,halbuki ben asla ona para konusunda söz etmiyorum ki kendiside asla para istemez benden,ama bu konularda hassas olması alınganlığa sebep oluyor ve kavga kaçınılmaz son.

    3-)Davul bile dengi dengine;Yani demişki atalarımız aranızda çok fark olmasın kardeşim.Sevgiliyken herşey hoş,biz ayrı şehirlerdeydik,ben onun yanına gitsem o bana para harcatmaz,o yanıma gelse ben ona para harcatmazdım.Birbirimizi idare ediyorduk,fakat bizimki ailesiyle sürekli tatillerde,haftasonu gezmelerinde,kafelerde büyüdüğü için benim yanımda sıkılmaya başladı.Aşık insan niye sıkılır diyebilirsiniz o istanbulda yaşıyordu bense ankara,şuan evimiz ankarada olduğu için hadi sıkıldık bir sahile inelim diyemiyoruz,benim maaşımda hergün dışarı çıkmaya yetecek kadar olmadığından dışarıda nadir çıkıyoruz,eşimde iş bulamadığı için evde sıkılıyor doğal olarak.Bu sıkıntı beraberinde bunalımı bunalım stresin dışa vurulmasını,dışa vurulan streste eşle kavgayı yada karşılıklı olarak susup oturmayı doğuruyor.Ben mesela gezmeye tozmaya çok takmam ama eşim o şekilde yetiştiği için evde bunalıyor,ki çalışmadığı içinde haklı,ama evlenmeden önce ne demiştim,bekle tatili maaşı belli olan bir işe gireyim rahat ederiz,işte beni dinlseydi hem hafta sonları rahatça gezerdik,hafta içleride bir iki kere dışarı çıkabilirdik.Şimdi kendisi bunalıyor benide bunaltıyor inanın para umurumda olmaz ama o kadar değiştimki nasıl çok param olabilir diye düşünüyorum ki bu benim için içler acısı bir durum.
    Sonuç olarak zenginsen zenginle,fakirsen fakirle,azimliysen azimliyle,tembelsen tembelle,gezmeyi seviyorsan gezmeyi sevenle,evcilsen evcil biriyle evlen yoksa benim yaşadığım sorunları yaşaman ihtimaller dahilinde.

    4-)Ailenizde düşkünseniz,kalabalık yaşamayı seviyorsanız ve saygı,adet,örf gibi şeyler sizin için önemliyse bunu karşı tarafa belirtin.Karşı taraf aile yapısı çok sıkı olmayan,akrabalık ilişkileri zayıf ve saygıyıda çok önemsemeyen bir kişiliğe sahipse özgürlüğüne düşkünse,sizin için sorun olabilir.Neden sorun olur;siz yanyanayken çok iyi anlaşıyorsunuzdur kör kütük aşıksınızdır fakat evlendiğiniz zaman bir aile içerisine girmiş olacaksınız,o sizin aileniz ve çevrenizle siz onun ailesi ve çevresiyle etkileşim içerisinde olacaksınız.Akraba eş dost ziyareti sırasında onun rahatlığı çevrenizdekilere farklı gelecek,siz hayatım biraz daha dikkat edermisin dediğinizde ne yapıyorum sanki sizinkilerde ne garip insanlar diyecek,olan size olacak arada kalacaksınız.Özgürlüğüne düşkün demem burdan geliyor,kimse benim sesimin tonuna karışamaz,gülmeme karışamaz,ne zaman konuşacağıma karışamaz tarzı şeyler duyacaksınız,haklı olabilir ama ortama göre ayak uydurması herkesin hayrına olsada uydurmayacaktır,uydursa bile evde bunun konusunu kesin konuşursunuz.Mesela eşim bir büyük konuşurken onun lafını kesip hemen kendi anlatacağını anlatmaya başlayabilir,fakat bizde böyle birşey yok,bunu güzelce açıklasamda yok dinletemiyorum,olan yine bana oluyor.
    Demem o ki;bu konuları konuşun kardeşim aşk meşk yalan,bir kişi ile değil bir aile ile evleniyorsunuz.

    5-)Farklı şehirlerdeyseniz hangi şehirde yaşamak istediğini sorun.Mesela kız;"ben sana aşığım ölüyorum aşkından senden ayrı olmayayımda cehennemde bile yaşarım"şeklinde bir cevap verebilir.Yok kardeşim böyle birşey adam akıllı cevap isteyin ve mümkünse kayda alın.Zira evlendikten sonra bulunduğunuz şehirde sıkılabilir ve kendi şehrine sizi götürmek için elinden geleni yapabilir.Sizde ailenize ve şehrinize düşkünseniz evde sürekli bir huzursuzluk hali olacaktır.
    Sonuç olarak:karşı tarafa dedinizki "ben ankarada yaşamak istiyorum,ailemede düşkünüm bu yzden onlardan farklı bir şehirde yaşamak beni üzer",karşı tarafta size"bende istanbulda yaşamak istiyorum çok seviyorum istanbulu ama ailem çok düşkün değilim,senin olduğun heryeri severim"dedi ise ayrılın zorlamayın,istanbuldan gelenlerin ankaraya alışması çok zor olmuyor,en azından bizde olmadı.

    6-)Karşı taraf eğer çalışmayı çok istiyor ama tembel ise,kesinlikle ona ömür boyu çalışacağı bir iş bulmadan evlenmeyin.Çünkü iş bulamazsa evde bunalıma girer ve ir evde kadın bunalımdaysa erkeğin bunalımda olmama ihtimali olmaz.Bu sebepten ötürü iki tarafta iş olayına takıksa,her ikinizde iş bulmadan evlenmeyin.

    Kafam çok dolu olduğu için tam toplayamasamda aklıma gelen birkaç olayı yazmak istedim.İnsan yazınca biraz rahatlıyor.

    Gelelim niye yazdığıma;arkadaşlar biz 4 yıl sevgili dönemi geçirdik,o zamanlar herşey iyiydi çünkü ikimizde üniversite okuyorduk ve düşünmemiz gereken sadece derslerimizdi.Tabi herşey güzeldi derken aşırı derecede kavgada ediyorduk,ama o zamanlar aynı evde yaşamadığımız için bu çok sorun olmuyordu.Neyse seneler geçti bizim okullar bitti,derken evlilik yolu hafiften gözüktü,dedimki bekle askerliği yapayım,devlete yerleşeyim öyle evlenelim,ben devlete girersem sende ister devlete gir ister özel şirkete farketmez,ama dinletemedim bekletemedim.Hangi şehirde yaşayacağız dedi,dedimki işim nerdeyse orda yaşarız,aileme düşkün olmama rağmen illa ankara diyede diretmedim,tamam dedi eşimde.Sonunda evlendik işim sebebiyle ankarada yaşamaya başladık.İlk aylar güzeldi bir şekilde geçti,6-7 ay sonra eşim iyice sıkılmaya başladı iş bulamıyordu çünkü,sonra iş buldu 2 ay çalıştı,girdiği şirket sağlam ayakkabı olmadığı için ayrıldı ve halen işsiz bu sebeptenden bunalıyor bunalması benide bunaltıyor.Bunalmasının sebebi kendi parasını kazanmak istiyor benden asla para istemiyor,ihtiyacı varmı yokmu söylemiyor,birşey istiyormusun diyorum yok diyor,bu durumda benim zorumamı gidiyor desem garibimemi gidiyor desem bilemedim ama,bana evlenmişizde aile olmuşuz gibi hissettirmiyor,Sonuçta evliyiz biz benim param senin paran yok ama o bunu kabul etmiyor aslında bence araya mesafe koyuyor.Bu yazıyı yazmamın sebebide dünki tartışmamız kendisine çok para harcıyorsun dediğimi düşünüyor halbuki öyle birşey söylemedim bunu anlatsamda inanmıyor. Bu yüzdende bugün sinemaya gidecektik saat kaçta gidelim diye sordum gitmeyelim boşver dedi,buna sinirlendim şuan konuşmuyoruz.Buna sinirlenilirmi diyebilirsiniz bencede çok küçük birşey ama artık içinizde o kadar birikiyorki birşeyler küçük bir olaya bile büyük tepkiler veriyorsunuz,gitmeyelim demesinin sebebi dünki kavgamız ve ona çok para harcadığını ima etmeye çalıştığımı düşünmesi,kendimi karşı tarafa inandıramayınca o kadar zoruma gidiyorki sonuçta günlerce süren sessizlik.

    Tavsiyesi olanı dinlerim,boşanmayı düşünmek gerçekten kolay değil ama biranda gelen bir düşüncede değil,boşansak zaten etrafımızda üzülecek çok insan var onlar için bile boşanmamak gerekir.Boşanmayı düşünüyormuyum tamda emin değilim ama artık okadar bunaldımki kafam çok karışık.

    Umarım yazdıklarımda kafam kadar karışık olmamıştır ve okuyanlara faydalı olur.
    Eşini rahatlatman lazım ufak süprizlerle en azından tebessüm ettirmen rahatlatman gerek yada bir akşam yemeği konuşmadan olmaz tabi bunuda adabına uygun şekilde yapacaksın.
  • 26 Yaşında birisine verebileceğiniz tavsiye nedir? Erken evlen birlikte bir şekilde yaşar gidersiniz mi? Erteleyebildiğin kadar ertele en az 30'dan önce evlenme mi dersiniz?
  • Nyanko Sensei kullanıcısına yanıt
    Bence hayatını güzelce yaşa. Alacaklarını bekarken al evlenince önceliklerin değişir veya ertelersin. Maddi veya manevi sebeplerden dolayı.Tadını çıkar hayatın.yapmak istediklerini yap. Şunu da evlenince yaparım deme.. Evlenince keşke bekar olsaydım da şunu da rahatça yapsaydım deme. Çünkü bekarken kendinden sorumlusun. Evlenince eşin olacak çocuğun olacak.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101





    şu kanının söyledikleri şurada söyleyen biri olsa ne ergenliği kalır, ne de "tek gecelik ilişki meraklısı"lığı. herkes öğüt vermeye başlar hemen, türk aile yapısı şöyle böyle vs..



    her zaman söylerim, mevcut sistemdeki evlilik imzası (aslıdna evlilik sözleşmesi demek gerek buna ama insanlar "evlilik" diyorlar) insanların sevgilerini yaşamalarına, ilişkilerine vurulan en büyük darbedir. ancak bu rezillik öyle bir tabulaştırılmış ki, dini eleştirebilirsin ancak bu hukuki sözleşmeyi eleştiremezsin.



    toplum o kadar düşünme yoksunu zavallılarla dolu ki, taraflar arasında kendi istekleriyle hazırlanılan ve halk içinde "evlilik sözleşmesi" olarak bilinen şey hâlâ birçok kız (ve kız annesi-babası) tarafından çok ağır şekilde ters algılanıyor, kendilerine "evlilik sözleşmesi" talep edilmesini adeta hakaret gibi karşılayanlar var. kimisi de bu istek ile gelen erkeğin kötü niyetli erkek olacağını düşünüyor. bu insanların 250gram beyinlerini kullanıp akıl edemedikleri şey ise kendilerinin "olmazsa olmaz" olarak gördükleri o evlilik imzasının (yani nikahın) zaten bir "evlilik sözleşmesi" olduğudur (bu imza hukuki bir sözleşmedir, çok çok ağır maddeleri ve yaptırımları vardır). hatta, olmuş olabilecek evlilik sözleşmeleri arasında en ağırı, o sözleşmedir. şu anda halk arasında "evlilik sözleşmesi yapalım" sözlemiyle dillendirilen sözleşme ise aslında hukuki evlilik anlaşmasına (yani evlilik imzasına) ek maddeler koymaktan farklı bir şey değilir. bu ek maddeleri koymanın talep edilmesine karşı son derece ön yargılı yaklaşan, adeta bunu kötü niyet olarak gören kişilerin, öte yanda evlilk imzasını olmazsa olmaz ön koşul olarak görmeleri ne kadar komik bir tutarsızlıktır.



    ben bu tarz evlilik imzasını (yani o ağır sözleşmeyi) eleştiren şeyler söylediğimde bana kibarca şöyle cevaplar verenler çıkıyor: "umarım sen de fikrini değiştirirsin, umarım güzel bir evlilik kurup sevgi ile çocuk büyütürsün, evlilik çok güzel bir şey, umarım sen de tadarsın, bu kadar ön yargılı yaklaşma"

    benim bu tarz cevaplar alıyor olmamın tek nedeni, terör suçlularına verilen cezalardan bile daha ağır cezai şartlala donatılmış "nikah" denilen o ağır hukuki evlilik sözleşmesinin eleştirilemez bir tabu olarak doğuştan bizim beynimize kazınmış olması, ve o sözleşmenin şartlarını eleştiren kişilerin aslında kadın-erkek ilişkisi ve "çocuk" kavramlarına karşıt kişiler oldukları algısının yedirilmiş olmasıdır. ben adama "hukuki bir sözleşmeyi" eleştiriyorum, adam bana: "umarım sen de fikrini değiştirip karşı cins ile birlikte yaşamaya karar verirsin, bak bu çok güzel bir şey, özümüzde bu var, özünü reddetme, beni dinle, mutlu olacaksın inan bana" diye cevap veriyor.
    kadınlar neden evleniyor sorusunun cevabı evlilik akdinde kadın evlilik sorası garantiyi sağlamak için bu devletin koyduğu yasalara güvenir ister çalışır ister çalışmaz ama gerek mal gerek tazminat ve nafaka alınacağıda düşünürse birde yanına çocuğuda yapıp iç güdüleri dizginler e hayata gelme amacın bitti birde işe girer orta karar oh miss birde sanıyorum evlenip boşanınca babanda vefat etti ise oradanda nemalanma gibi birşey var bunları toplayınca kadın olmak ne kadar kötü olsada aklını kullanırsan bu ülkede 10 numara birşey şuanki hükümet oylarının yüzde 55 ini kadınlardan alıyor neden denilirse yeni gelen yasalarla kadınların hakkı korunuyor pek tabi ama kadın cinayetlerinde fiziki olarak koruyamıyor devlet ve sonuç cinayet işte sonuç bu yuvanın yıkılması boşanma işininde ağır olması ve bazı kişiler yaşam gereği zorunlu ve haklı boşanma isterken bazıları ise sırf erkeği soyayım diyerek kuralları suistimal edip boşanıyor gold digger kim bilemiyorsun bile insanlara güvenemiyorsun yasalar diyorki birşeyi kanıtlamadığın sürece kadın her zaman haklıdır iş dolap çevirse bile yani tamamen kadınlara göre hazırlanmış ülkede son zamanlarda kadın cinayetlerinin çoğu bu sebeple oluyo çünkü erkeğin sesini duyurabileceği bir nokta yok.Sonuda cinnet ve cinayetle bitiyor haksız olanıda var elbet ama azımsanmayacak noktada çoğuda bu nedenle oluyor.Güven çok önemli mesela eşler arasında evlilik bir gerklilik değildir kimse güvenmiyor ki herkes evli olmadan bir arada durmuyor devletin belediyeye verdiği hüküm ve imzalara gveniyor arkayı sağlama alayım diye ülkede güven yok arkadaş bak avrupaya dünyaya birde bize kim kime güvenir aslında evlilik başlı başına bir ölüm fermanıdır.Düşünülmedikçe ve belli bir müddet yaşanmadıkça evlilik gereksizdir eğer yaşar herşeyi görürü sorun olmadığını anlarsan eşler masaya oturur hukuki olarakta evlenir düzeni varsa ama bakıyoruz seviyoruz ediyoruz deyip çoğu kişi 1-3 5 aya boşanıyor e oldu mu bu iş öyle flörtle kaçamaklarla olmuyor o iş evlilik sorumluluk demek işlerin normal hayat göre daha sıkışık gitmesi demektir.Artık 2 kişide sorumluluk sahibi bir ebeveyn potansiyeli görür evlendiğinde bu poziyona ve olgunluğa gelememiş kişiler sırf özgür olayım onu edeyim bunu edeyim diye giriyorlar işin içine ve sonuç bum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101





    şu kanının söyledikleri şurada söyleyen biri olsa ne ergenliği kalır, ne de "tek gecelik ilişki meraklısı"lığı. herkes öğüt vermeye başlar hemen, türk aile yapısı şöyle böyle vs..



    her zaman söylerim, mevcut sistemdeki evlilik imzası (aslıdna evlilik sözleşmesi demek gerek buna ama insanlar "evlilik" diyorlar) insanların sevgilerini yaşamalarına, ilişkilerine vurulan en büyük darbedir. ancak bu rezillik öyle bir tabulaştırılmış ki, dini eleştirebilirsin ancak bu hukuki sözleşmeyi eleştiremezsin.



    toplum o kadar düşünme yoksunu zavallılarla dolu ki, taraflar arasında kendi istekleriyle hazırlanılan ve halk içinde "evlilik sözleşmesi" olarak bilinen şey hâlâ birçok kız (ve kız annesi-babası) tarafından çok ağır şekilde ters algılanıyor, kendilerine "evlilik sözleşmesi" talep edilmesini adeta hakaret gibi karşılayanlar var. kimisi de bu istek ile gelen erkeğin kötü niyetli erkek olacağını düşünüyor. bu insanların 250gram beyinlerini kullanıp akıl edemedikleri şey ise kendilerinin "olmazsa olmaz" olarak gördükleri o evlilik imzasının (yani nikahın) zaten bir "evlilik sözleşmesi" olduğudur (bu imza hukuki bir sözleşmedir, çok çok ağır maddeleri ve yaptırımları vardır). hatta, olmuş olabilecek evlilik sözleşmeleri arasında en ağırı, o sözleşmedir. şu anda halk arasında "evlilik sözleşmesi yapalım" sözlemiyle dillendirilen sözleşme ise aslında hukuki evlilik anlaşmasına (yani evlilik imzasına) ek maddeler koymaktan farklı bir şey değilir. bu ek maddeleri koymanın talep edilmesine karşı son derece ön yargılı yaklaşan, adeta bunu kötü niyet olarak gören kişilerin, öte yanda evlilk imzasını olmazsa olmaz ön koşul olarak görmeleri ne kadar komik bir tutarsızlıktır.



    ben bu tarz evlilik imzasını (yani o ağır sözleşmeyi) eleştiren şeyler söylediğimde bana kibarca şöyle cevaplar verenler çıkıyor: "umarım sen de fikrini değiştirirsin, umarım güzel bir evlilik kurup sevgi ile çocuk büyütürsün, evlilik çok güzel bir şey, umarım sen de tadarsın, bu kadar ön yargılı yaklaşma"

    benim bu tarz cevaplar alıyor olmamın tek nedeni, terör suçlularına verilen cezalardan bile daha ağır cezai şartlala donatılmış "nikah" denilen o ağır hukuki evlilik sözleşmesinin eleştirilemez bir tabu olarak doğuştan bizim beynimize kazınmış olması, ve o sözleşmenin şartlarını eleştiren kişilerin aslında kadın-erkek ilişkisi ve "çocuk" kavramlarına karşıt kişiler oldukları algısının yedirilmiş olmasıdır. ben adama "hukuki bir sözleşmeyi" eleştiriyorum, adam bana: "umarım sen de fikrini değiştirip karşı cins ile birlikte yaşamaya karar verirsin, bak bu çok güzel bir şey, özümüzde bu var, özünü reddetme, beni dinle, mutlu olacaksın inan bana" diye cevap veriyor.
    kadınlar neden evleniyor sorusunun cevabı evlilik akdinde kadın evlilik sorası garantiyi sağlamak için bu devletin koyduğu yasalara güvenir ister çalışır ister çalışmaz ama gerek mal gerek tazminat ve nafaka alınacağıda düşünürse birde yanına çocuğuda yapıp iç güdüleri dizginler e hayata gelme amacın bitti birde işe girer orta karar oh miss birde sanıyorum evlenip boşanınca babanda vefat etti ise oradanda nemalanma gibi birşey var bunları toplayınca kadın olmak ne kadar kötü olsada aklını kullanırsan bu ülkede 10 numara birşey şuanki hükümet oylarının yüzde 55 ini kadınlardan alıyor neden denilirse yeni gelen yasalarla kadınların hakkı korunuyor pek tabi ama kadın cinayetlerinde fiziki olarak koruyamıyor devlet ve sonuç cinayet işte sonuç bu yuvanın yıkılması boşanma işininde ağır olması ve bazı kişiler yaşam gereği zorunlu ve haklı boşanma isterken bazıları ise sırf erkeği soyayım diyerek kuralları suistimal edip boşanıyor gold digger kim bilemiyorsun bile insanlara güvenemiyorsun yasalar diyorki birşeyi kanıtlamadığın sürece kadın her zaman haklıdır iş dolap çevirse bile yani tamamen kadınlara göre hazırlanmış ülkede son zamanlarda kadın cinayetlerinin çoğu bu sebeple oluyo çünkü erkeğin sesini duyurabileceği bir nokta yok.Sonuda cinnet ve cinayetle bitiyor haksız olanıda var elbet ama azımsanmayacak noktada çoğuda bu nedenle oluyor.Güven çok önemli mesela eşler arasında evlilik bir gerklilik değildir kimse güvenmiyor ki herkes evli olmadan bir arada durmuyor devletin belediyeye verdiği hüküm ve imzalara gveniyor arkayı sağlama alayım diye ülkede güven yok arkadaş bak avrupaya dünyaya birde bize kim kime güvenir aslında evlilik başlı başına bir ölüm fermanıdır.Düşünülmedikçe ve belli bir müddet yaşanmadıkça evlilik gereksizdir eğer yaşar herşeyi görürü sorun olmadığını anlarsan eşler masaya oturur hukuki olarakta evlenir düzeni varsa ama bakıyoruz seviyoruz ediyoruz deyip çoğu kişi 1-3 5 aya boşanıyor e oldu mu bu iş öyle flörtle kaçamaklarla olmuyor o iş evlilik sorumluluk demek işlerin normal hayat göre daha sıkışık gitmesi demektir.Artık 2 kişide sorumluluk sahibi bir ebeveyn potansiyeli görür evlendiğinde bu poziyona ve olgunluğa gelememiş kişiler sırf özgür olayım onu edeyim bunu edeyim diye giriyorlar işin içine ve sonuç bum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eagle-1453

    Bence hayatını güzelce yaşa. Alacaklarını bekarken al evlenince önceliklerin değişir veya ertelersin. Maddi veya manevi sebeplerden dolayı.Tadını çıkar hayatın.yapmak istediklerini yap. Şunu da evlenince yaparım deme.. Evlenince keşke bekar olsaydım da şunu da rahatça yapsaydım deme. Çünkü bekarken kendinden sorumlusun. Evlenince eşin olacak çocuğun olacak.
    Ama ikimiz çalışırsak daha rahat yapamaz mıyız? Yoksa beklersem kız beni oyalıyor musun moduna giriyor hocam 3 sene oluyor
  • Nyanko Sensei kullanıcısına yanıt
    hayatı ne zaman öğrenirsen/olgunlaşırsan o zaman evlen.artık insanlar evlenince yıllar geçince bile tanınamıyor.şuana kadar gördüğüm kadarı ile kızlar ezici çoğunlukla paraya bakıyor.dizilerdeki kaslı ve yakışıklı erkeklere eriyorlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ONY86

    hayatı ne zaman öğrenirsen/olgunlaşırsan o zaman evlen.artık insanlar evlenince yıllar geçince bile tanınamıyor.şuana kadar gördüğüm kadarı ile kızlar ezici çoğunlukla paraya bakıyor.dizilerdeki kaslı ve yakışıklı erkeklere eriyorlar.
    Sadece sen değil karşındakide olgunlaşmış olmalı sana bağlı olsa ne ki evlilik 2 kişinin karar verdiği bir ortaklıktır.Ayrılmadurumunda illa bir taraf zıt fikir üretir yani sen istediğin kadar oturaklı ol karşındaki memnuniyetsizse senden boşa.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nyanko Sensei

    Ama ikimiz çalışırsak daha rahat yapamaz mıyız? Yoksa beklersem kız beni oyalıyor musun moduna giriyor hocam 3 sene oluyor

    Alıntıları Göster
    Maddi ve manevi olarak belli seviyeye geldi isen karar ver kesinlikle baskı altında bir durum varsa ev-len-me sonuçlarına sen katlanacaksın bunu unutma hiç bir şey acele gelmez.Ayrılma durumunda fatura sana patlayacak yaşın kaç bilmiyorum ama evlilik boşanma sonrası insanlar soğuyor hayattan ve ayrılma durumunda ne kadar boşansanda boşandığın eşinle öyle böyle yüz göz olacaksın yine maalesef.Doğru tartın gündemi çevrenizi kontrol edin.Birbirlerini gerçekten seven var mı var sadece bir olalım mutlu olalım herşeye razıyım diyen var mı var ama bu tip insanı bulmak zor kimsenin alnında yazmıyor fiziki ruhen ve bedenen herkesin beğenisi var kadın davranışı iyidir ama fiziken beğenmezsin buda seni orta yolda bırakır bunun gibi hiç birşey tam olarak oturaklı değil.Sonra aşkı mutluluğu başka bedenlerde aramayın.
  • 
Sayfa: önceki 523524525526527
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.