Şimdi Ara

Toyota 1.4 d4-d motorlarda sorun mu var?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
37
Cevap
1
Favori
18.582
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle Toyota sahibi veya düşmanı değilim. Hatta yeni otomobil almak istesem Toyota modelleriyle de ilgilenirim. Yani markaya karşı negatif bir algım yok.

    İnternette gezerken aşağıdak igibi bir site gördüm. Bazı metinleri aldım ama tamamı o sitede çok uzun

    http://yilmazayl.blogspot.com/


    TOYOTA DİZEL MOTORLARDA YAĞ EKSİLTME-YAĞ YAKMA SORUNU_TR


    TOYOTASI OLAN BU YAZIYI OKUSUN !!!

    TOYOTA 1.4 D4-D MOTOR YAĞ EKSİLTME YAĞ YAKMA SORUNU

    SORUN TANIMI
    1ND-TV motor kodu ile tanımlanan, 1.4 D-4D dizel olarak bilinen Toyota'nın bu motorunda 2009 yılında bir değişiklik yapmıştır. Bu değişiklik ise daha önce 190Nm tork değerine sahip motorun tork değerini 205Nm'ye çıkarılmasıdır.
    Motorun fiziksel yapısında bir değişiklik yapılmadan sadece yazılımsal değişikle yapılan bu işlem sonucunda motorda ciddi sorunlar meydana gelmiştir. Bu yüksek tork değerine dayanamayan piston contaları (segman) deforme olmuş veya segman-piston yatağı (gömlek) uyuşmazlığı durumu ortaya çıkmıştır.
    Ayrıca ileride açıklanacağı şekilde bu tarihten sonra motorda kullanılan başta vakum pompası ve turboşarj olmak üzere birçok önemli parçada uygun olmayan tasarım/imalat hataları bulunmaktadır.
    Tüm bu nedenlerden ötürü; bu motorun kullanıldığı araç modellerinde (Corolla, Auris, Yaris, Urban Cruiser, Verso, iQ) bakım aralıklarında yağ eklemesini gerektirecek düzeyde yağ eksilmesi görülmektedir. Bu eksilme neticesinde motorda oluşan etkilenmelerden dolayı yakıt tüketiminde artış ile motorda performans düşüşü görülebilmektedir.

    TOYOTA GENEL MERKEZ ve YETKİLİ SERVİSLERİN SORUNA YAKLAŞIMI
    Bu araçların trafiğe çıkmasından kısa süre sonra motor yağı eksilmesi neticesinde yağ uyarı lambası yanarak veya arıza bilgi mesajı ile kullanıcı uyarılmaktadır. Bu duruma 6.000 Km.den sonra daha sık rastlanmaktadır.
    Bunun üzerine servise gelen kullanıcılara "yeni araçlarda bu durumun normal olduğu" söylenerek eksilen yağın tamamlanması işlemi yapılmaktadır. Sonrasındaki 6-7.000 kullanımdan sonra yağ uyarısı tekrarlanmaktadır.
    Bunun üzerine tekrar servise gelen kullanıcılara "dizel motorlarda yağ tüketimi olmasının normal olduğu" buna şüpheli yaklaşan ısrarcı kullanıcılara ise "bunun gibi YÜKSEK performanslı dizel motorların yağ eksiltebileceği bu durumun zaten kullanıcı kitabında yazılı olduğu" söylenerek yağ eklemesi yapılmaktadır. Hatta bu eklenen yağ için kullanıcıdan ücret talep edilmektedir.
    2011 yılına kadar bunun bir sorun olduğu/olabileceği ihtimali hiç düşünülmemiştir.
    Bu tarihten sonra motorda bir sorun olduğu şüphesi(!) neticesinde bazı çözüm arayışlarına girişilmiştir.
    Bulunan ilk çözüm motorun turbosunda arıza oluştuğu (dikkat, sorun olduğu değil) düşünülerek turbo değişimine gidilmiştir. Bunun sorun değil arıza olarak değerlendirildiğini TSB yayınından sonra anlıyoruz. Çünkü arızalı zannedilen "sorunlu turboların" yerine yine "sorunlu kabul edilen serilerden yenileri takılmıştır."
    Kısa bir süre sonrasında ise vakum pompalarında da bir aksaklık olduğu fark edilmiş bunların da değişimine başlanmıştır.
    Bu aşamada sorunun sadece bu parçalardan kaynaklanmadığını fark eden bazı servis teknisyenleri motor üst bloklarını açarak segman kontrolü yapmış, bunlarda sorun olduğunu görüp segman değişimine gitmiştir. Ancak buradaki önemli husus çıkartılan deforme segmanlar yerine yine uygun olmayan sağlam segmanlar takılmıştır.


    TSB İÇERİĞİ
    Sorunun giderilememesi hatta büyüyerek artması neticesinde TOYOTA MOTOR EUROPE tarafından yetkili servislere EG-0017T-0411 numaralı 17/07/2012 tarihli TSB gönderilmiştir.
    Bu TSB ekinde ayrıca çeşitli dillerde hazırlanmış açıklayıcı video ekleri ile yayınlanmıştır. TSB'nin tamamı 43 sayfadan oluşmaktadır.
    TSB girişinde motorun tanımı ve versiyonlarının tespit edilmesi için bakılması gereken yerlerin görselleri gibi içerikler mevcuttur. Ayrıca sorunun tanımı ve onarım sürecinde motor versiyonlarına göre yapılacak işlemleri gösteren akış şemaları içermektedir.
    *En önemlisi hatalı üretilmiş araçların VIN (şase) numaralarının tablo halinde verilmiş olmasıdır (sayfa 5).
    *Ayrıca hatalı üretilerek motora takılmış vakum pompası ve turbonun nasıl tespit edileceği resimli olarak anlatılmıştır.

    Yayınlanan TSB de yağ yakma probleminden etkilenen araçların model bazında VIN numaralarıda belirtilmiştir.
    Yayınlanan VIN numaralarına aşığıdan göz atabilirsiniz !

    TSB nin tamamını bu linkten indirebilirsniz -http://s2.dosya.tc/server25/315RIG/TSB.pdf.html



    TSB ye GÖRE YAPILACAK İŞLEMLER

    TSB içeriğinde bu motorlarda görülen yağ eksiltme/yakma sorunun üç temel nedenden dolayı meydana çıktığı açıklanmaktadır:

    -Uygun olmayan vakum pompası (VP),
    -Turboşarj (T) sorunu,
    -Yetersiz piston contası (segman) gerilimi.
    İşte dananın kuyruğunun koptuğu, zurnanın zırt dediği yer burasıdır.

    TSB içeriğinde Vakum Pompası veya Turbo ile ilgili kısımlarda bakılması gereken şeyler anlatılırken sadece ÜRETİM TARİHİ/ÜRETİCİ ve/veya SERİ NUMARASI gibi kriterler baz alınmaktadır.
    Yani Vakum Pompası veya Turbo üzerinde bir arıza arama/tespit etme gibi bir tanımlama, yönlendirme yoktur !
    Vakum Pompası "10 Mart 2010 tarihinden önce üretilmişse UYGUN DEĞİLDİR" denilmektedir. Bunun tek anlamı vardır bu pompalar bu motora uymayan, uygun olmayan şekilde ve/veya malzemeyle üretilmiş demektir. Bundan çıkan diğer bir sonuç ise 10 Mart 2010 tarihinden önce üretilmiş tüm araçlarda da UYGUN OLMAYAN Vakum Pompası kullanılmıştır (Bu konu daha sonra hukuki yorumda ele alınacaktır).
    Aynı şekilde Turbo için de parça/tedarikçi numarası üzerinden uygunluk denetimi yapılacağı anlatılmaktadır. (Sayfa 13)
    Bunlardan ayrı motor versiyonlarına göre diğer parçalarda bir takım testler yapılarak arıza tespiti yapılması gerektiği ve bunların nasıl yapılacağı ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
    Ancak çok daha önemlisi tüm bu parçaların uygun olup olmaması ve/veya arızalı olup olmamasından bağımsız olarak MOTOR KISA BLOĞUNUN (ÜST BLOK) DEĞİŞMESİ GEREKTİĞİ (ŞART OLDUĞU) tüm akış şemalarında açıkça belirtilmiştir (Sayfa 7,8,9,10)


    MOTOR ÜST BLOĞU NEDEN TÜRKİYE'de DEĞİŞTİRİLMİYOR
    Bu TSB'nin en anlaşılmaz yeri işte burasıdır…
    Motor üst bloğunun değişmesi gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen (ki bu durum İngilizce videoda da belirtilmektedir) bir not düşülerek "TÜRKİYE ve MACARİSTAN İÇİN SADECE PİSTON VE PİSTON SEGMANLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR" denilmektedir. Bunun nedenini görüştüğüm iki servis ve Toyota Türkiye açıklayamadı. (Ses kayıtları mevcuttur).
    Servis formenleri, "bizim ustalığımız iyi olduğu için değiştirebiliriz ama Avrupa'daki ustalar beceremez diye blok değişimi yapıyorlar" diye bir fakir avuntusu içerisindeler. Türkiye merkez ise sadece "Toyota Avrupa böyle uygun görmüş" demekle yetindi (Tüm görüşmelerin ses kayıtları mevcuttur).
    Ancak benim görüştüğüm ustalar ve en önemlisi "hukuk mahkemeleri uzman bilirkişisi makine mühendisi" yorumlarına göre; "Segmanlarda oluşacak bir deformasyon (eğilme, kırılma vs) neticesinde piston yataklarının (gömlek) çizileceğini, segman değişimi yapılsa bile bu çiziklerin kaçaklara neden olmaya devam edeceğini belirtmekteler.
    Bu tür motorların sabit gömlekli olduğu için blok değişimi gerektiğini de ayrıca belirttiler."
    Uzman bilirkişi ayrıca bu yola gidilmesinin nedeninin hukuki olduğunu belirtti. "Toyota Avrupa'nın bölgesi içerisine giren ülkelerden AB üyesi olmayan iki ülke Türkiye ve Macaristan olduğundan buralarda hukuken çok zor durumda kalmayıp büyük tazminatlar ödemek zorunda kalmayacağını bildiklerinden bizleri muaf tuttuklarını ifade etti."

    Benim yaptığım araştırmalar neticesinde vardığım sonuç ise şöyle;
    Motor üst bloğunun değişmesi neticesinde motor numarası da değişmektedir. Bu durumda araç tescil belgeleri de değişecektir.
    Böylece bu belgedeki "ilk tescil tarihi" ile "tescil tarihi" farklı olacaktır. Bu durum sıfır araç ruhsatlarında olmaması gereken bir durumdur.
    Araç otomatikman ikinci elmiş gibi değerlendirilecek ve piyasa fiyatı kendiliğinden düşmüş olacaktır.
    Bu durumda kullanıcılar çok önemli bir hukuki delil elde ettiklerinden açacakları zarar tazmini davalarını kolaylıkla kısa sürede kazanacaklar dolayısıyla Toyota toplamda yüksek tazminatlar ödemek zorunda kalacaktır. (Bunun bir örneği daha önce Corolla benzinli araçlarda yaşanmış araç motorları komple değişmiştir. Bu model yılı araçların piyasa değeri halen daha eski modellerden düşüktür.)

    MOTOR REVİZYONU SONRASINDAKİ DURUM
    Daha önce belirttiğim gibi sorunlu araçlarda motor yağı 6-7.000km sonrasında uyarı verecek seviyeye kadar azalmaktadır.
    Benim görüştüğüm yetkili servisin formen ve müşteri temsilcileri; "BU REVİZYONDAN SONRA MOTOR YAĞI EKSİLTMESİNİN YİNE OLACAĞI AMA EKSİLME UYARISININ 9-10.000 km ARALIĞINDA OLACAĞINI açıkça belirttiler " (Ses kayıtları mevcuttur). Bu da demek oluyorki araç uyarı verdiğinde zaten bakımı gelmiş olacağından sanki bir sorun değilmiş izlenimi olacaktır.
    Ama bu motorun son 2-3.000 km bandında az/eksik yağla çalışmasına neden olacaktır.
    Ayrıca yakılan yağın motorda oluşturacağı aksaklıklar da cabasıdır.
    Bundan ayrı benim dikkatimi çeker bir diğer husus da şudur. Ben 3 sene öncesinden beri bu motorda kullanılan 10W40 yağın uyumlu olmadığını iddia etmekteydim. Hatta 20.000km. bakımına kadar yağ eksilten aracıma bakım sırasında kendi götürdüğüm tam sentetik 5W30 yağı kullanmalarını söyledim. Bu yağ kullanıldıktan sonra aracın yağ eksiltmesi azaldı ve yağ 9-10.000 bandına kadar idare(!?) etti.
    Sözü geçen TSB'de revizyon işlemi için gönderilecek malzemeler listesinde motor yağı olarak 5W30 yağ vardır (sayfa 39,40,41). Revizyon sonrasında ve 2012 modelden sonraki araçlarda 5W30 yağ kullanılmaktadır. Bu yağı kullanan arkadaşların da gözlemlediği yağ eksiltmesinin azaldığı yönündedir.
    Yani revizyonun yağ eksitmesinin giderilmesine pek bir etkisinin olmadığının bir göstergesi de budur.




    REJENERASYON VE YAKIT TÜKETİMİ
    Motor revizyonu yapılan araçların ECU yazımları da değiştirilmektedir. Bunun en önemli nedeni DPF içeren motorlarda yapılması zorunlu olan kurum yakma işleminin (rejenerasyon) bir uyarı ile kullanıcıya hatırlatılmasıdır.
    Revizyon öncesinde yanan motor yağı DPF üzerinde daha sık kurum birikmesine neden olmaktaydı ama kullanıcı bir ikaz ile uyarılmadığından fark edememekteydi (Araç yağ yakmasa mazot içerisindeki kükürtün oluşturduğu bu kurum daha uzun süreçte filtreyi tıkayacaktır).
    Araç ECU'su ise bu durumda otomatik olarak rejenerasyonu başlatmaktadır. Bu işlem aracın 50-60km/h sabit hızda 35 dakika (en az) sürülmesiyle tamamlanmaktadır. Bu süreçte ECU enjektörlerden çift püskürtme yapılmasını sağlayarak egzost gazıyla birlikte atılan yanmamış yakıtın egzosta yanarak sıcaklığın 650 derece civarına çıkmasını böylece biriken kurumun yakılarak atılmasıyla mümkün kılmaktadır.
    Ancak çoğu kullanıcı günlük kullanımında bu şartları sağlayacak hızda ve kesintisiz sürede aracını kullanamamaktadır. Ayrıca sürecin gerektiği de kendisine bildirilmediğinden araç her kullanıldığında ECU sanki rejenerasyon başlamış gibi süreci başlatmakta (çift yakıt püskürtme) ancak kısa süreli kullanım ve/veya trafik durması gibi nedenle işlem kesilmekte sonraki kullanımlarda tekrardan başlatılmaktadır. Böylece işlem tamamlanıncaya kadar yani uzun süreli sabit hızda kullanım yapılıncaya kadar araç iki kat yakıt tüketmeye devam etmektedir. İŞTE SORUNLU ARAÇLARIN AŞIRI YAKIT TÜKETMESİNİN NEDENİ BUDUR. Bununla birlikte tıkanan filtre ve sübaplarda oluşan kurum/yağlanma nedeniyle motorda performans düşmesi yaşanmaktadır.
    Revizyon sonrası yazılım değiştirilerek araç kontağı açıldığında ön ısıtma sürecini gösteren uyarı ışığının (motor çalıştırılınca söner) DPF tıkandığı zaman sürekli yanarak kullanıcıyı uyarması böylece kurum yakma sürecinin tamamlanması için aracımızı "GEZMEYE ÇIKARTMAMIZI" hatırlatması sağlanmıştır.
    Yağ yaktığı için daha çabuk kurum bağlayan DPF nedeniyle (belki hiç gereği yokken) çevre yoluna, otoyola çıkıp durmaksızın gidebileceğimiz 30-35km güzergah bulup yok yere 60-70km yol yapmak gerekecek.


    TOYOTA 1.4 D4-D MOTOR YAĞ EKSİLTME YAĞ YAKMA SORUNU TEKNİK SERVİS BÜLTENİ
    Youtube videosu -http://youtu.be/TqpCsxuvOlU

    (Türkçe)

    TOYOTA 1.4 D4-D MOTOR YAĞ EKSİLTME YAĞ YAKMA SORUNU TEKNİK SERVİS BÜLTENİ








    TOYOTA 1.4 D4-D 1ND-TV Euro 4, Euro 5 - Engine oil consumption / Engine oil level increase
    Youtube videosu -http://youtu.be/N4qwFE8jTzc
    (İngilizce)

    TOYOTA 1.4 D4-D 1ND-TV Euro 4, Euro 5 - Engine oil consumption / Engine oil level increase




    TSB'NİN HUKUKİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
    İlgili TSB'de sorun tarif edildikten sonra bu sorundan "etkilenen" araçların VIN numaralarının verilmiş olması bu motoru içeren tüm araçlarda hata olmadığı sadece belirtilen araçlarda üretimden gelen hata olduğunun kabulü anlamı taşımaktadır.
    Bunun en büyük göstergesi araç VIN numarası ile motorda kullanılan Vakum Pompası ve Turbo bileşenlerinin eşleştirilmiş olmasıdır. Yani "sorunlu" veya "uygun olmayan" Vakum Pompası ve Turbo sadece üretim tarihi, seri numarası, tedarikçi logosu gibi donanımsal olmayan özelliklerine bakılarak tespit edilebilmektedir. Bu ilgili bileşenlerinin hatalı imal edildiğinin ve dolayısıyla motorun da hatalı (hukuki dilde ayıplı) üretildiğinin göstergesi hatta kabulüdür.
    Eğer TSB'de "listedeki araçlardaki turboyu sökün, kanatçıkların sağlamlığını ve mil yatağındaki boşluğu kontrol edin. Kırılma, eğilme, boşluk gibi durumlar varsa değiştirin" gibi ifadeler olsaydı, o zaman motorda sonradan oluşan bir arızanın tespit edilmeye çalışıldığını düşünürdük.
    Ama mevcut durum "turbonun seri numarası şu değilse uygun değildir, değiştirin" veya "vakum pompasının üretim tarihi 10 Mart 2010'dan önceyse uygun değildir, değiştirin" gibi tarif edilen parçanın üretimden hatalı olduğunun göstergesi ifadelerdir.
    Hele hele motor kısa bloğunun hiçbir şarta bağlı olmaksızın değiştirilmesinin gerektiğinin belirtilmesi en önemli husustur.
    Tüm bunlar motorda UYGUN OLMAYAN parçalar kullanıldığının yani hatalı imalatın kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Buna hukuk dilinde "İKRAR" denilmektedir. İkrar yargılamada en önemli delildir. İkrardan dönmek kolay kolay mümkün değildir

    AYIPLI ÜRETİMİN HUKUK AÇISINDAN DURUMU
    4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı mal" başlıklı 4. maddesinde; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. (Md.4)”
    “Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olması durumunda Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri, ayıplı seri malın üretiminin ve satışının durdurulması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için dava açabilir. Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi halinde, malın satışı geçici olarak durdurulur. Mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren en geç üç ay içinde malın ayıbının ortadan kaldırılması için üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı firma uyarılır. Malın ayıbının ortadan kalkmasının imkânsız olması halinde mal, üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı tarafından toplanır veya toplattırılır. Toplatılan mallar taşıdıkları risklere göre kısmen veya tamamen imha edilir veya ettirilir. Ayıplı malları satın alan tüketicilerin uğradıkları maddî ve manevî zararlar nedeniyle dava açma haklan saklıdır. (Md.24)”


    Ayrıca Yargıtay içtihatlarında bu konu ile ilgili bir çok bilgiye ulaşılabilir.
    Bunlar özetle: “...araç motoru elemanlarında ya üretim hatası mevcuttur ya da verilen servis hizmetinde ayıplı hizmet söz konusudur. Yani yapılan onarımlar temelden yapılmış onarım olarak kabul edilemez. Davalıların yükümlülüğü yeterli donanıma ve bilgiye sahip servis istasyonları açmak ve bu servis istasyonlarında ayıp var ise iyi teşhis ile bu ayıbı tanımak ve onarımı da doğru bir şekilde gerçekleştirmek ve aracı ayıptan arıtılmış olarak tüketiciye teslim etmektir. Davalı taraf servis istasyonlarının, arızayı iyi teşhis ederek onarımı buna göre gerçekleştirdiklerinin kabulü mümkün değildir. Arızanın kullanım hatasının olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğine göre davalıların servis istasyonları ile yapılan onarım teşhis ve tedavi olarak yeterli nitelikte değildir. Görünüşte onarım söz konusudur. Bu durum, tüketicinin yanıltılması ve ayıbın hile ile gizlenmesidir. Zira, gerçekte ayıp teşhisi ve onun gereği olan tamiratı yapılmış değildir. Aksi halde arızanın tekrarlanmaması gerekirdi. (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Karar No: 2005/391)”

    “Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2004/4-29 K. 2004/83)”
    Bizim incelediğimiz olayda ise ayrıca "gizli ayıplı" araç söz konusudur. Mahkeme kararlarında ve Yargıtay içtihatlarında otomobil için gizli ayıbın ne olduğu şöyle tarif edilmektedir: "Ortalama bir otomobil kullanıcısının araç satın alma aşamasında fark ve tespit etmesinin mümkün olmadığı kusurlar gizli ayıp sayılır. Bu ayıpları satıcının hile ile gizlenmesiyle satılan araçlarda zaman aşımı söz konusu değildir."
    Sonuç olarak bu sorunun görüldüğü araçların ayıplı olduğu kesindir. Bu durumda kullanıcı/tüketici olarak haklarımız şunlardır:

    Toyota ile tesis ettiğimiz sözleşmenin feshi (satışın iptali), ayıplı aracın satıcıya iadesi, araç için ödenen bedelin iadesi.
    Genelde tüketiciler bu seçeneği seçtiklerinde aracın mevcut değerinin yan ikinci el değerinin ödeneceğini bu nedenle zarar edeceklerini düşünmekteydiler. Ancak uygulamada durum böyle değildir. 2009 yılına kadar geçerli olan düsturda ayıbın çıktığı zamana kadar (yani sorunsuz dönem) kullanım için bir bedel belirlenerek bu bedel malın fiyatından indirilmekteydi. Ancak Yargıtay bu konu ile ilgili kararında bu uygulamanın yanlış olduğunu vurgulamıştır: "Ayrıca, gerek 4077 sayılı Kanunun ilk şeklinde gerekse 4822 sayılı Kanunla değişik halinde kullanım bedelinin düşülmesine yönelik bir hükme de yer verilmemiştir. Kaldı ki aracı satın alan kişi de bu araç nedeniyle bedel ödemiştir, tüketici aracı kullanmış, karşı taraf da ödenen bedeli kullanmıştır. Bu nedenlerle aracın kullanım bedelinin mahsubu yasanın özü ve ruhuna aykırı olur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.06.2005 tarih ve 2005/4-309 E. 2005/391 K.)"
    Araç sahiplerinin diğer bir sıkıntısı ise dava süresince aracı kullanıp kullanamayacaklarıdır. Bu konuda ise durum şöyledir. Eğer ayıp aracın kullanılmasını engelleyecek ve/veya kullanılması bir tehlike oluşturmayacak vs gibi bir durumsa (ör. kaportada boya akması, boyalı aracın satılması vs) kullanılmasında sakınca yoktur. Bu durumlar ekonomik kayıp olarak değerlendirilip dava bu açıdan kurulmaktadır.
    Aracın kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlarda kullanmamak en doğrusudur. Kullanılması durumunda karşı tarafa güçlü bir savunma kozu vermiş olunabilir.
    Diğer husus ise faiz talebidir. Aracı kullandığımız sürece faiz talep edilemez. Faiz talebi için aracın satıcıya veya satıcı teslim almıyorsa mahkeme tarafından tayin olunacak bir tevdi mahalline teslim etmek şarttır. Aracı kullanırsak dava süreci için faiz talep edilemez.
    Araç hukuki olarak terk edilerek kullanılmazsa davayı kazanma durumunda aracı kullanamamaktan doğan zararımızı ve masraflarımızı satıcının tazmin etmesi talep edilebilir. Bunların kazanılması büyük ihtimaldir.

    Aracın ayıpsız sıfır misli ile değişiminin talebi.
    İlk seçenek için geçerli olan şartlar bunun içinde geçerlidir. Ancak bu seçeneğin talep edilmesi durumunda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır.
    Çoğu tüketici örneğin 2010 model aracı için değişim talebinde bulunduğunda ve davayı 2013 yılında kazandığında kendisine 2013 model araç verileceğini düşünmektedir. Oysa durum böyle değildir. Davayı ne zaman kazanırsanız kazanın 2010 model sıfır misli araç kazanmış olmaktasınız. Peki satıcı bunu sağlayamazsa ne olacaktır? İşte ince ayrıntı buradadır. Bu durumda Yargıtay içtihatı İcra İflas kanunun 24.maddesi uyarınca iade ettiğiniz aracınızın teslim anındaki raiç bedeli hesaplanarak bu bedel satıcıdan alınıp size iade edilecektir. Yani özetle aracınızın ikinci el değerini almış olacaksınız. Bu tüketici açısından çok büyük kayıptır. Bu yüzden bu seçeneğin tercih edilmesini öneremiyorum.

    Aracın ayıbı nedeniyle bedel iadesi talebi.
    Bunun somut olaydaki uygulaması şöyledir. Motorunda sorun olduğu bilinen bir araç ikinci el olarak satılmak istenildiğinde doğal olarak sorunsuz emsallerinden daha düşük fiyata satılacaktır. İşte aradaki bu fark satıcıdan talep edilebilir. Diyelim ki araç TSB'de belirtilen revizyon işlemine tabi tutuldu. Bu işlemler aracın servis ekspertiz raporunda görüleceği için aracınızı satmak istediğinizde piyasa değerinden daha aşağıya satabileceksiniz. İşte bu fiyat farkını tespit ettirerek satıcıdan karşılamasını talep edebilirsiniz.

    Aracının ayıbının ücretsiz olarak giderilmesinin talebi.
    Aracın ayıpsız/sorunsuz hale getirilmesi talep edildiğinde ve sonrasında bu ayıbın giderilemediği anlaşıldığında tekrardan bu seçimlik haklardan dilediği seçilebilmektedir
    Bu son iki seçenek tercih edildiğinde servis iş emrine mutlaka yapılan işlemin seçimlik haklardan "ücretsiz onarım" seçimi olmadığı, kanuni hakların saklı olduğu hususunda bir itirazi şerh konulmalıdır. Aksi taktirde araç değer kaybını talep edemezsiniz.

    Öte yandan;
    Görüldüğü gibi bu olayda sadece ayıplı mal kavramından söz edilemez (TKHK Md.4). TSB'deki hatalı/ayıplı üretilmiş araç VIN numaraları nedeniyle "seriler halinde ayıplı olarak üretilerek satışa sunulmuş mal" kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu ise TKHK md.24'te tarif edilen ve "satışının durdurulması, satılanların toplatılması" yaptırımının uygulanmasını gerektirecek durumdur.


    İşte bu nedenle TOYOTA bu TSB'nin delil olarak kullanılarak Tüketici Mahkemesi'nde dava açılmasının doğuracağı korkunç sonucu geç de olsa farkına varmıştır.


    TESPİT DAVASININ ÖNEMİ ve YAPILACAK İŞLEMLER
    Hukukun temel kurallarından biri taraflar arasında anlaşmazlık olan hususun tespitidir. Burada anlatılan olayın konusu olan "motorlu araç" üzerinde yapılan işlemler, olayın geçmişi ve mevcut durumu hakkında "bilirkişi" mağrifetiyle tespit yapılması gerekmektedir.
    Burada tüketicilerin/kullanıcıların en çok düştüğü hata bu tespitin yaptırılma şeklidir. Satın aldıkları, kullandıkları malla ilgili bir sorun yaşayan tüketicilerin aklına ilk olarak il veya ilçelerde oluşturulmş bulunan Tüketici Hakem Heyetleri (THH) gelmektedir.
    Bu oluşumların hukuki durumu bile tartışmalı haldeyken, otomobil gibi değeri yüksek bir mal için yarar beklemek boşuna çabadır. THH parasal değeri belli bir miktarın altındaki anlaşmazlıklar için kesin karar verirken, bu miktardan yüksek mallarda verdikleri kararın hiç bir yaptırım güc ve anlamı yoktur. Sadece boşa zaman kaybıdır.
    O nedenle ayıplı otomobil anlaşmazlıklarında başvuru yeri adliyelerde bulunan Tüketici Mahkemeleri'dir. Tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde bu yetkiyi kullanmak için görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mahkemeleri mutlaka vardır.
    Tespit mahkemeler dışında da yaptırılabilir. Bulunulan yerdeki Makina Mühendisleri Odası veya Sanayi Odası gibi meslek birliğine başvurularak bilirkişi talebinde bulunulur. Burası size bir bilirkişi tayin edecektir. Bu bilirkişi araç üzerinde istenilen tespitleri yapabilir. Ama bu tespite karşı tarafça ileride mahkemede itiraz edildiğinde itiraz kabul edilecek ve yeniden bilirkişi tesptine çıkılacaktır.
    Oysa mahkeme aracılığıyla tespit yaptırıldığında bu tespit bilirkişi tarafından MAHKEME HEYETİNCE yapılacağından hukuken geçerli bir delil olacaktır. Çünkü mahkemenin atadığı bilirkişi Hukuk Mahkemeleri Komisyonu tarafından belirli kriterlere göre seçilmiş ve yemin ettirilerek görev verilmiş kişiler arasından seçilmetedir.
    Üstelik aracınız nerede olursa olsun mahkeme heyeti de bilirkişi ile birlikte giderek aracın başında bir duruşma yapmakta ve bilirkişi tespitine nezaret etmiş olmaktadırlar.
    Bu tespit karşı tarafça yapılacak itiraz (çok büyük haklı nedenleri yoksa) mahkemece "yeterli hukuki şartlarda ve hukukçu gözetiminde yapıldığı için" red edilecektir. Unutulmamalıdır ki THH'de hakim yoktur. Bu nedenle yapacağı tespit veya vereceği karar mahkemeyi bağlamaz. (Delil teşkil eder sadece)


    TESPİT DAVASININ AÇILMASI

    Öncelikle aracınızın geçmişiyle ilgi her türlü ama her türlü belgeye ihtiyacınız vardır.
    Fatura, teslim belgesi, servis iş emirleri, arıza kayıtları vs vs. Tüm bunları dosyaya eklemelisiniz. Tespit her ne kadar o anki durumun tespiti olsa da araç geçmişi mutlaka değerlendirilecektir. Çünkü TKHK ve eklerindeki yönetmeliklere göre malın ayıplı sayılmasını gerektirecek durumları da bu bilirkişi tespit etmektedir. Bilirkişi aslında bir nevi dosya özetini çıkartıp değerlendirmesi için hakımın önüne sunmaktadır.
    Tespit dilekçesi: Aracınızı aldığınız günden bugüne kadar tüm olayları kısa, öz, açık bir şekilde MADDELER HALİNDE yazın.
    Araçta tespit edilmesini istediğiniz hususların ne olduğunu belirleyin. Bunları açıklamalı olarak yazın.
    İleride dava sırasında karşı tarafın aleyhinize öne sürebileceği gerekçeleri şimdiden düşünün. Bunlara karşı argümanlarınız varsa onların da tesptini isteyin.







  • Toyota alacak olsam, Toyota' nın benzinli motorlarını tercih ederdim.
  • Bir arkadas yağ yakmıyor yağmama mükemmel o yüzden yağ eksiliyor demişti.
    Dizel Toyota kullandım 52.5 bin km sırf yağ eksiltiyor diye sattım. Araç bildigin yağ iciyor. Motor silk kullanayım dedim azalsın diye bu sefer beyaz duman attı bende sattı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Silecek motoru, gaz pedalı, cam açma butonu değiştirmeye gelince malının arkasında duran TOYOTA, iş motora gelince neden müşterisini ağlatma yoluna gidiyor ?
    Hadi dursun malının arkasında.
  • sıkıntı toyota da değil ,
    aracı ülkemizde pazarlayan distribütör de ,
    aracla ilgili talımatları üretici zaten vermiş .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: matematikcimm

    Toyota alacak olsam, Toyota' nın benzinli motorlarını tercih ederdim.

    aynen cümle budur
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pixelbs

    sıkıntı toyota da değil ,
    aracı ülkemizde pazarlayan distribütör de ,
    aracla ilgili talımatları üretici zaten vermiş .

    Tabi ya, Türkiye ve Macaristan'da motor bloklarını değiştirmeyin demiş Toyota.
    Üçüncü Dünya ülkelerine uygun muamele yapmış.
    Hala Toyota'yı mı savunuyorsunuz?
  • İş arkadaşımın başına geldi bu durum.Aynen yazıldığı gibi 5-66 bin km den sonra yağ eksiltme ortaya çıktı.daha sonra ilk bakımda turbo değişti.Devamını takip etmedim ama böyle bir sorun mevcut dizel toyotalarda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: edec

    Silecek motoru, gaz pedalı, cam açma butonu değiştirmeye gelince malının arkasında duran TOYOTA, iş motora gelince neden müşterisini ağlatma yoluna gidiyor ?
    Hadi dursun malının arkasında.

    malının arkasında durmadığını kim söyledi.. gereken parça değişimleri ücretsiz yapılıyor zaten... yukarıdaki makaleyi okumadın galiba



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi avensis42 -- 2 Şubat 2013; 15:21:22 >
  • Malının arkasında durmak değil ki bu. Malının arkasında duruyor olması için motor bloğunu da değiştirmesi gerekiyor ancak Türkiye ve Macaristan'ı hariç tutmuş.
    Neden? Bu iki ülkeye farklı bir üretim mi yaptı? Hayır. O zaman hukuki tazminat kayıplarını göz önünde bulundurarak müşterisini mağdur etmeyi kendine hak görüyor.
    Toyota sorunsuzluğu nerede kalmış? Şu an toyota facebook sayfasına bakıyorum, daha 10 dakikada d4d motorundaki yağ yakma sorunuyla ilgili yazı yazan 5 kişi gördüm.

    Neden basit parçalarda yaptığı gibi bir basın bülteni yayınlayıp d4d araçlarını servise geri çağırmıyor bu adamlar arkadaşlar. Neden sileceği, cam buonunu Dünya'ya duyuruyor da, vakum pompasını, turbo'yu örtbas ediyor Dünya medyasında. Savunulacak yeri kalmamış.
  • Yok canım ne sorunu Toyota'da sorun olurmu

    Millet Toyota'yı karalamak için söylüyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: edec

    quote:

    Orijinalden alıntı: pixelbs

    sıkıntı toyota da değil ,
    aracı ülkemizde pazarlayan distribütör de ,
    aracla ilgili talımatları üretici zaten vermiş .

    Tabi ya, Türkiye ve Macaristan'da motor bloklarını değiştirmeyin demiş Toyota.
    Üçüncü Dünya ülkelerine uygun muamele yapmış.
    Hala Toyota'yı mı savunuyorsunuz?

    toyota yı savunduğum yok ,
    sadece ''Türkiye ve Macaristan'da motor bloklarını değiştirmeyin'' diye talimat verildiğini bilmiyordum .
  • 2011 dizel elegant 7300 km de. şimdilik sorun yok.
  • Babamda vardi d-4d corolla, 100.000km kullanndi ama hic yag yakma gibi bir problemi yoktu.

    Bu arqda 190nm olan torkun 205e cikarildiginda yag yakmaya baslamasi cok sacma.

    Ne yani, o zaman butun yazilimli arabalar yag mi yakacak ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerim026

    2011 dizel elegant 7300 km de. şimdilik sorun yok.

    şeker üretimi yapan bir arkadaşım en son 4. corollayı aldı şirketine hepsi 2012 model hiçbir problem yok sürekli soruyorum hepsi 50.000 kmyi geçti.. bu yağ yakma varsa hepsinde olması gerekmiyor mu? birisi var diyor diğeri yok diyor..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avensis42

    quote:

    Orijinalden alıntı: kerim026

    2011 dizel elegant 7300 km de. şimdilik sorun yok.

    şeker üretimi yapan bir arkadaşım en son 4. corollayı aldı şirketine hepsi 2012 model hiçbir problem yok sürekli soruyorum hepsi 50.000 kmyi geçti.. bu yağ yakma varsa hepsinde olması gerekmiyor mu? birisi var diyor diğeri yok diyor..

    205 nm tork olanların hepsinde yağ eksiltme sorunu yok.bildiğim kadarıyla sadece bir partide bu sorun vardı.sonrasında düzelttiler.
  • evet sorun var gayet ruhsuz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: trojana

    evet sorun var gayet ruhsuz.

    neden mesaj yazmak için zahmet ettin ki ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cihanair

    Yok canım ne sorunu Toyota'da sorun olurmu

    Millet Toyota'yı karalamak için söylüyor

    Çarpılacaklar şimdi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi m.C.k. -- 2 Şubat 2013; 17:05:54 >
  • ''toyota'' ve ''sorun'' kelimelerini aynı cümle içerisinde kullananları kınıyorum!
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.