Şimdi Ara

Komünizm Nedir?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
6
Favori
1.595
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Forumdan 1-2 kişiyle konuştum, sorular sordum. Kitap tavsiyeleri aldım. Fikirlerini öğrendim. vs. vs. Daha kitapları alıp okumaya başlamadım. Birkaç sorum var, forumdaki abilere de sordum bu soruları ama birde foruma açık bir şekilde sorayım.


    -Komünizm dinlere düşman mıdır? Komünist Rusya'da kapatılan camiler falan varmış doğru mudur?
    -Neden insanlar devlet adına çalışmak istesin kendi ceplerini doldurmak varken? (Bu soru kafamı kurcalıyor özellikle.)
    -İslam'ın Komünizm'e bakış açısı nedir?
    -Bazı yerlerde "Komünist Devlet diye birşey yoktur" gibi şeyler duydum, bu ne demek?
    -Aslında Komünist diye bildiğim Rusya,Küba gibi devletler Sosyalist mi?
    -Sosyalizm ve Komünizm arasındaki farklar nelerdir?
    -Komünizm diktatörlük müdür? Bildiğim kadarıyla Fidel Castro yerini kardeşi Raul Castro'ya bıraktı Küba'da. Halk'ın yönetici seçme imkanı yok mu?
    -Ayna'nın Küba belgeselinde maaşların 15 Dolar olduğunu, (Küba Peso'su ne kadar bilmiyorum) Öğretmen,Polis,Asker'lerin ise 40 Dolar maaş aldığını duydum. Devlet yiyecek-içecek veriyormuş ama diğer ev-araba gibi ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor?


    Şimdilik aklıma gelen sorular bu kadar, cevaplayan cevaplamayan herkese teşekkür ederim.



  • komünist falan değilim.çok bilgili de değilim bu konuda.ama maksat mesajım bulunsun yerine farklı birşeyler yazıp konuyu güncel tutumak olsun.

    -Aslında Komünist diye bildiğim Rusya,Küba gibi devletler Sosyalist mi?
    rusya değilde Sovyetler birliği o. evet onlar komünit değil sosyalist devletler.zaten adı da Sovyet sosyalist devletler topluluğuydu.

    -Sosyalizm ve Komünizm arasındaki farklar nelerdir?

    sosyalizm komünizme giden yolda bir adımdır.soft komünizm gibi birseydir.komünizm de devlet kavramı yoktur.

    -Komünizm diktatörlük müdür? Bildiğim kadarıyla Fidel Castro yerini kardeşi Raul Castro'ya bıraktı Küba'da. Halk'ın yönetici seçme imkanı yok mu?
    komnimzde diktatörlük yok.genelde dinci kesim böyle yansıtır.komünizm gelecek.peki ama nasıl. işte bu konuda farklı farklı görüşler var. karl marx e göre sanırım komünimzin gelmesin için ilk önce sosyalismin gelmesi gerek.sosyalizmin gelmesi içinde bu para babası sınıfın ve soylu kesimden kurtulmak gerek. bunu yapmak için de her türlü oyun bozanlık yapılmalı.yada lenin böyle diyordu. yani iş karışıklık çıkar olay çıkar vesaire. bu tür bir durum yaratki basımıza çöreklenmiş bu paralı sınışı veya soylu sınıfı temizlemek için uygun ortam oluşsun. lenin döneminde böye bir ortam oluştu ve komünisler iktidarı ele geçirdi bu yolla. sonraki süreç ise dikdatorya oluyor diye biliyorum.bir dikdatör tarafında yönetilen sosyalist devletler bir araya gelecek.zamanla devlet kavramı kaybolacak ve tabiki dikdatörlükde.ve komünimz gelecek.yani sürecin bu sekilde olacağını düşünmüşler ve bu sekilde denemişler.ama bildiğimiz üzere Sovyetler çöktü.yani su an için görünün durumda bu yol basarısız oldu.belki zaman içinde kendiliğinden gelişip gelecek komünimz.
    -Ayna'nın Küba belgeselinde maaşların 15 Dolar olduğunu, (Küba Peso'su ne kadar bilmiyorum) Öğretmen,Polis,Asker'lerin ise 40 Dolar maaş aldığını duydum. Devlet yiyecek-içecek veriyormuş ama diğer ev-araba gibi ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor?

    evi de devletin vermesi lazım.ama araba konusunda belki ücretsiz toplu tasıma olabilir.sonucta devletinde bir bütcvesi var.olsa arabada verirdi heralde.

    -Komünizm dinlere düşman mıdır? Komünist Rusya'da kapatılan camiler falan varmış doğru mudur?
    dinde köle-hür ,mümin kafir ayrımı var. bu bakımdan komünizme ters sanırım. sınıf ayrımı olmamalı.

    -Neden insanlar devlet adına çalışmak istesin kendi ceplerini doldurmak varken? (Bu soru kafamı kurcalıyor özellikle.)
    aslında bu çok derin bir soru. sen kapitalimzin güzelliklerini görüp ,sosyalist dikdatörlükle kıyaslayınca mantıklı geliyor gerçekten. ama neden birileri ,yatlarda katlarda keyif çatıp ,mühendisin ,işçinin kaznadığı parayı yesin ,sermaye sahipleri devlete baskı yapsın... afrikadaki neden dünyada böyle bir imkan varken açlıktan ölsün... ileride üretim teknikleri teknolojiler geliştikçe belkide paraya ihtiyaç olmayacak. 15 ay zorunlu askerlik var ,belkide gelecekte 15 ay zorunlu memuriyet gibi bir durum olacak.teknoloji o kadar gelişecekki inşa iş gücüne olan ihtiyaç azalacak. evin olacak .araban olacak .hemde üst düzey türden. dediğim gibi gelişim ile alakalı. su an için komünizm gelmez.zira uygun altyapzı yok.sosyalist dikdatörlüklerde çöktü. Marksist lenininst bir deneme basarısız oldu. belki aynı yöntemle başka denemeler olur veya farklı bir politika ile komünist sisteme geçilir.

    net bilgiler değil.ama bildiklerin bunlar.konu açıldıkça yazarım birseyler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi olağan_şüpheli -- 17 Ekim 2013; 20:25:10 >
  • Din konusunda sizi daha iyi aydınlatacağına inandığım bir yazı var burada, Bolşevikler ve İslam konusunda. Eğer derinlemesine okursanız dini yönden sosyalizm hakkında daha çok bilgi sahibi olursunuz. http://istiraki.blogspot.fr/2009/08/bolsevikler-ve-islam.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gncttyslgr -- 17 Ekim 2013; 20:22:38 >
  • Komünizmin dinle ilişkisini bende merak ediyorum , okuyucam bunu

    Konuyu takipteyim
  • Komünizm dinlere düşman değildir ama dinlere pek sıcak bakılmaz.Din özgürlüğü vardır kimse kimsenin dinine karışmaz hatta kimse kimsenin dinini sorma hakkına bile sahip değildir.
  • Komünizm temel olarak incelendiğinde, insanlığın geçmişe dönüşü sırasında izlediği yol olarak nitelendirilebilir. J.J Rousseau, insanların mülkiyet kavramını buldukları an ruhlarının kirlendiğini söyler. Ve bu kirlenme öncesi ''doğal yaşama'' asla dönülemeyeceğini çünkü çıkar ve kar kavramlarının insan içinde yarattığı etkinin silenemez oluşundan bahseder. Bu yüzden de insanları eğitmeli, bu kar duygusu kontrol altına alınmalı der.

    Komünizm ise temel olarak burjuva diye adlandırılan, zaman içinde ticaret ile zenginleşmiş ve krallar tarafından zenginlikleri neticesiyle tanındıkları, onların düşüncelerine göre devlet politikası üretilmek zorunda kalındığından dolayı, devletin elindeki birçok imkandan fazlasıyla yararlanan kişileri ''düşman'' atfeder. Buna günümüzdeki büyük şirket sahiplerini örnek verebiliriz.

    Çünkü burjuvalar daha fazla kar edebilmek için insanların emeklerine karşılığını vermiyorlar, köle olarak kullanıyorlardı. Özellikle sanayi devrimi ile birlikte İngiltere'deki işçilerin halleri içler acısıdır. 8 aylık hamile kadınlardan 4-5 yaşlarındaki çocuklara kadar günde 20 saate yakın çalıştırılan insanlar mevcuttu.

    Marx ise bu yapının yani burjuva üzerinden şekillenen kapitalizmin sadece burjuvalara yönelik bir sistem olarak adlandırmış bu yüzden de işçilerin bir devrim yaparak yönetimi ve üretim araçlarını burjuvanın egemenliğinden almayı, hepbirlikte seçtikleri tek bir parti ile de komünizmin gereklerini tüm ülkede yaygınlaştırıp son aşamada devletin sönümlendirilmesini sağlayarak doğal hayata geçmeyi yol haritası olarak çizmiş.

    Dünyada ''komünist'' seviyeye gelen bir ülke olmadığı doğrudur. Sosyalist bir sistem anlayışı genelde hakim olmuştur ve şuan da bu an anlayış devam etmekte.Sosyalizm, Komünizmin bir alt aşamasıdır ve genel olarak işçi sınıfının devrimden sonra devlet üzerindeki Komünist yapılanmayı yerleştirme süreci olarak nitelendirilir. Ancak sosyalizmden komünizme geçilememesinin sebebini de yukarda dediğim gibi Rousseau'nun deyişinden kaynaklanıyor. Komünizm'i savunan, işçi sınıfının egemenliği isteyen, üretim araçlarının sahipliğini halk adına devralan kişiler bile, güç ve gelir hırsı ile bu isteklerinden vazgeçebiliyorlar. Farklılaşabiliyorlar. Örneğin S.S.C.B başkanlarından biri olan Gorbaçov, kendisinin birçok aşçısı, iki tane şöförü ve yazlık evleri olduğunu itiraf etmiş Sovyetlerin çöküşünden sonra.

    Ana etmen yine insanın kirlenmiş ruhu diyebiliriz yani.

    Tabi bunları bir kenara bırakırsak, Komünizm'deki yapı şu anki Kapitalizm içindeki yapıdan çok farklı. Yani düşün ki, şimdi bütün öğretmenlerin maaşı 2.000 lira olacak dendi. Bütün doktorlar 2.500 alacak dendi. Bir standart getirildi ancak insan aklından geçiriyor. O zaman ben hiç çalışmam, otururum yine de o parayı alırım gibi.

    Ancak iş öyle değil. Çünkü senin doğduğun andan itibaren sana çalışmanın, devlete katkı sağlamanın en büyük vazifen olduğu öğretiliyor. Sen çalışırken parayı değil, ortaya çıkardığın emeği düşünüyorsun. Programlanmış bir makina gibi, emek üretiyorsun. Bunun karşılığında da devlet sana ev, araç, elektrik, gıda veriyor, çocukların için parasız eğitim, eğitim sonunda iş imkanı sağlıyor filan filan. Ama asıl olay kişinin vatandaşı olduğu ülkeye katkı yapmak istemesi ile alakalı. Kendi çıkarını, parasını düşünmesi değil. Temel düşünce devlete daha çok katkı sağlamak. Devletin bekası için çalışmak.

    Mesela zamanında bir hocama sormuştum Osmanlı için Komünist bir yapıya sahiptir denebilir mi diye. Çok şaşırmıştı. Ve diyebiliriz galiba demişti. Çünkü Osmanlı Padişahları ülkenin ve halkın çıkarını gözeten insanlardı ve doğdukları andan itibaren Devlet-i Aliye'nin devamlılığını esas alıyorlardı. Adalet-i Daire çok önemli bir şey yönetimde. Ve örneğin Osmanlı'da satıcıların kar oranları Loncalar tarafından ayarlanıyordu. Devlet piyasaya müdahale ediyordu belirli durumlara göre. Bürokratik sınıf direkt olarak devlet merkezli çalışıyorlardı kar güdüsü içermeden çünkü öldüklerinde edindikleri bütün mallar hazineye devroluyor, çocuklarına miras kalmıyordu vs vs.

    Kısaca sosyalizm ve komünizm sistemi içindeki zihniyet şuanki kapitalizm zihniyetinden çok farklı. O yüzden insanlara garip geliyor.

    Komünizm diktatörlük müdür? Kesinlikle. Çünkü tek bir parti tarafından yönetilir ülke. Ancak fark burjuvanın diktatörlüğünün değil işçi sınfının diktatörlüğü olması ve ''geçici'' olması. Gecicilik devletin sönümlenmesine kadarki süreç.

    Din konusunda ise şunu söyleyebilirim. Bizde bu yok ama hristiyanlar reform hareketlerine kadar, ağır bir kilise baskısı altında yaşadılar. Ve kilise o kadar güçlüydü ki kralları afaroz edip bütün yetkilerini ellerinden alabilir, başka bir kişiye krallık verebilirdi. Bu da kralların kilise ile iyi ilişkiler içinde olmasını gerektiriyordu. Avrupa halkı uzun bir süre kilise boyunduruğunda, bir o kadar da feodalite boyunduruğunda yaşadı. Papalık ve derebeylik, Avrupa insanını resmen sömürdü ve onları aç susuz, evsiz barksız sağlıksız bir şekilde yüzyıllarca yaşamaya mahkum etti.

    Dinler çoğu zaman dini elinde tutan kişilerin çıkarlarına hizmet etmiştir. Papalık bunun büyük örneği. Bizde ruhban sınıfı olmadığı için böyle bir etki çok fazla değil. Ancak kendilerini dini lider olarak atfeden insanlar da çıkmadı değil. Ancak İslamiyet böyle bir yapıyı reddettiği için pek aktif değiller bizde.

    Şimdi böyle bir yapılanma altında ezilen, dini bir emir olmadığı halde öyleymiş gibi gösterilip, onlardan çıkar elde edenlere karşı elbette insanlar bir süre sonra isyan bayrağını çekiyorlar. Marx da işin bu yanını ele alıyor. Yani din için insanları uyutan bir afyondur demesi bu yüzden. İnsanları din ile kandırıp, insanların dini inançlarını sömürenler için söylemiş Marx. Ve dinin birileri tarafından kullanılıp halkın manipüle edilmesine de karşı. Bu yüzden dine soğuk bakar Marx. Geçmiş yaşanılanlar ötürü.

    Ayrıca her zaman söylerim Marx, kapitalizmi toptan yok saymaz. Kapitalizmi kabul eder ancak tarihin diyalektiğinde bir basamak olarak görür. Yani bir ülke kapitalizmi yaşayıp, burjuva sınıfı altında ezilmeli ki, sosyalizmin ve komünizmin mantığını kavrayabilsin. Ve sonrasında devletin sönümlenmesini arzulayabilsin. Bir süreç olarak adlandırır bu iki yapıyı.

    Ancak şu bir gerçek ki, kapitalizm içindeki rekabet kavramı, şuan günümüzde kullandığımız birçok teknolojik aletin ve o aletler ile gelişen dünyanın temelinde yer alıyor. Kapitalizmin gerçek katkısı bu zaten. Yarışmacı ve rekabetçi bir yapının ortaya çıkması. Sosyalist bilim adamları da, bu yapının komünist sistem içindeki ''insanlığa yeni katkıda bulunma'' oranının kapitalizmin içindeki orandan daha az olduğunu kabul ediyorlar. Ancak Komünizm Kapitalizm sonrası bir aşama olduğundan, bu durum pek de bir eksi olarak görülmemeli elbette.

    Bu yüzden zaten bilimadamları karma yapılanmalar oluşturdular. Sosyal demokrasi gibi terimler oluşturuldu. Ekonomik alanlarda devletin elinde olan sektörler çizildi, piyasaya belirli zamanlarda devlet müdahalesi uygun görüldü vs.


    -Yanlış söylediğim şeyler olabilir, arkadaşlar haberdar ederek düzeltirlerse sevinirim.
  • Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Bolşevikler ve İslam'ı da okuyacağım.
  • Komünizm Avrupa temellidir. Bir Rus icadı değildir.
    Hatta fikir babaları Avrupa'nın önde gelen düşünürleridir.
    Fikir babalarının kafasındaki komünizm daha çok ütopik bir devlet yönetim şeklidir.
    Ruslar Komünizm'i Weber'in bürokrasisi ile hayata geçirmeye çalışmıştır tabi bu seferde amacından sapmış, tuhaf ve aksak bir sisteme dönüşmüştür.
    Komünizm'i destekleyen Avrupalı düşünürler Stalin Rusyasını gördükten sonra bir anda bu fikirlerinden vazgeçmişlerdir.
    Kağıt üzerindeki Komünizm hiç bir zaman hayata geçirilememiştir. Bence asla da geçirilemez.
    Zaten tam sosyalist ve tam kapitalist ekonomiler hayata geçirilemez. İktisat derslerinde bu konular işlenir.
    Sanırım ideal sistem ikisinin ortasıdır. Tam kapitalist bir ekonomide insanların büyük çoğunluğu insanca yaşayamıyor. Tam komünist ekonomide kimse insanca yaşayamıyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    Herkes emeginin karsiligini aliyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    aynen öyle kominizim herkesin eşit olmasını sağlamak amacı güdüyo bence mantıklı birşey ama olaması pek mümkün değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    Hayır tabiki. Bu düşünülen ilk yanlıştır. Yani herkesin aynı maaşı alacağı düşüncesi. İşçiler yaptıkları işe göre emek dengesine uygun bir maaş alıyorlar. Buradaki asıl olay yapılan işlerin gerektirdiği emeğe göre işletilmesi. Örneğin bildiğim kadarı ile Sovyetlerde en fazla maaşı madenciler alıyordu. Kas gücü ve zorlu iş koşulları sebebi ile.

    Buradan hareketle diyebilirsin ki yine sınıfsal farklılıklar ortaya çıkar birileri daha fazla kazanıyor diye ancak sorun şu ki, ülke içerisindeki malların ve ürünlerin fiyatları, her kesimden insanın alabileceği seviyede. Yani satıcı kendi kafasına göre veya tekel zihniyeti ile o malın üzerinden yüzde 500 kar elde edemiyor çünkü piyasanın kontrolü devlet elinde. Bi televizyonu en az maaş alan da alabiliyor en çok maaş alan da.

    Diğer yandan şunu sorabilirsin, madem böyle bir denge var, neden insan doktor olup insan ameliyat etmek istesin masa başında oturmak varken? Bunun cevabı da insanın yeterlilikleri ile alakalı. Okul dönemi boyunca öğrenciler kendi sahip oldukları yetenekler ve yatkınlıklara göre ayrılıyor ve herkes sevdiği, arzu ettiği iş üzerinde uzmanlaşıyor. Doktor olmak isteyen doktor oluyor yeterliliklerine göre mesela. Eğitim de parasız ve devlet destekli olduğu için, maddi yönden kimse bir adım ileride olmuyor diğerlerinden.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CH3COOCH2CH3

    quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    aynen öyle kominizim herkesin eşit olmasını sağlamak amacı güdüyo bence mantıklı birşey ama olaması pek mümkün değil

    komünizmde herkes eşit maaş almaz, emeğinin karşılığı kadar alır.
  • heisenberg'ün avatarını görünce aklıma geldi..

    peki ya uyuşturucu ticareti ne olacak?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    Hayır tabiki. Bu düşünülen ilk yanlıştır. Yani herkesin aynı maaşı alacağı düşüncesi. İşçiler yaptıkları işe göre emek dengesine uygun bir maaş alıyorlar. Buradaki asıl olay yapılan işlerin gerektirdiği emeğe göre işletilmesi. Örneğin bildiğim kadarı ile Sovyetlerde en fazla maaşı madenciler alıyordu. Kas gücü ve zorlu iş koşulları sebebi ile.

    Buradan hareketle diyebilirsin ki yine sınıfsal farklılıklar ortaya çıkar birileri daha fazla kazanıyor diye ancak sorun şu ki, ülke içerisindeki malların ve ürünlerin fiyatları, her kesimden insanın alabileceği seviyede. Yani satıcı kendi kafasına göre veya tekel zihniyeti ile o malın üzerinden yüzde 500 kar elde edemiyor çünkü piyasanın kontrolü devlet elinde. Bi televizyonu en az maaş alan da alabiliyor en çok maaş alan da.

    Diğer yandan şunu sorabilirsin, madem böyle bir denge var, neden insan doktor olup insan ameliyat etmek istesin masa başında oturmak varken? Bunun cevabı da insanın yeterlilikleri ile alakalı. Okul dönemi boyunca öğrenciler kendi sahip oldukları yetenekler ve yatkınlıklara göre ayrılıyor ve herkes sevdiği, arzu ettiği iş üzerinde uzmanlaşıyor. Doktor olmak isteyen doktor oluyor yeterliliklerine göre mesela. Eğitim de parasız ve devlet destekli olduğu için, maddi yönden kimse bir adım ileride olmuyor diğerlerinden.



    Anlattıklarınıza bakınca Komünizm güzel birşey gibi görünüyor ama aslında değil, kapitalist ülkelerde yaşayan ve komünizm sempatizanı herkesin söylediği şu bahane " herkes emeğinin karşılığını alıyor" yalanı bu dünya üzerinde gerçekleşmeyecek tek şeydir, Komünizm de ömrünüzü devlete çalışarak geçirir ve asla bir kapitalistin yaptığı yaz tatilini yapamazsınız belli yaşta seni okula alır eğilimlerine göre bir mesleğe yerleştirir ve ömrünün sonuna kadar seni bir MAKİNE yapar.. Kapitalist düzende komünizm dünyanın en büyük saçmalatmacasıdır.. Kapitalizmin yok olmasını sağlayacak bir yol şu zamanda yok olsa bile o kesinlikle komünizm değil nirvana arayışlarını bırakıp gerçekci bakmak gerek..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Forumdan 1-2 kişiyle konuştum, sorular sordum. Kitap tavsiyeleri aldım. Fikirlerini öğrendim. vs. vs. Daha kitapları alıp okumaya başlamadım. Birkaç sorum var, forumdaki abilere de sordum bu soruları ama birde foruma açık bir şekilde sorayım.


    -Komünizm dinlere düşman mıdır? Komünist Rusya'da kapatılan camiler falan varmış doğru mudur?
    -Neden insanlar devlet adına çalışmak istesin kendi ceplerini doldurmak varken? (Bu soru kafamı kurcalıyor özellikle.)
    -İslam'ın Komünizm'e bakış açısı nedir?
    -Bazı yerlerde "Komünist Devlet diye birşey yoktur" gibi şeyler duydum, bu ne demek?
    -Aslında Komünist diye bildiğim Rusya,Küba gibi devletler Sosyalist mi?
    -Sosyalizm ve Komünizm arasındaki farklar nelerdir?
    -Komünizm diktatörlük müdür? Bildiğim kadarıyla Fidel Castro yerini kardeşi Raul Castro'ya bıraktı Küba'da. Halk'ın yönetici seçme imkanı yok mu?
    -Ayna'nın Küba belgeselinde maaşların 15 Dolar olduğunu, (Küba Peso'su ne kadar bilmiyorum) Öğretmen,Polis,Asker'lerin ise 40 Dolar maaş aldığını duydum. Devlet yiyecek-içecek veriyormuş ama diğer ev-araba gibi ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor?


    Şimdilik aklıma gelen sorular bu kadar, cevaplayan cevaplamayan herkese teşekkür ederim.
    -Komünizm dinlere düşman mıdır? Komünist Rusya'da kapatılan camiler falan varmış doğru mudur?

    *Kömünizm Materyalisttir.Materyalizmi araştırmanı tavsiye ederim.

    -Neden insanlar devlet adına çalışmak istesin kendi ceplerini doldurmak varken? (Bu soru kafamı kurcalıyor özellikle.)

    *İnsanların çok küçük bir kısmı kendi için çalışır,geri kalanlar patronları zengin etmek için çalışırlar ve genelde asgari miktarda para kazanırlar.İnsanlar zaten devlet için çalışmıyorlar sosyalizmde.Kendi ürettiklerinin karşılığını almak için çalışıyorlar.

    -İslam'ın Komünizm'e bakış açısı nedir?

    *Anti-Kapitalist Müslümanların sitelerini bi incele,manifestolarını oku.

    -Bazı yerlerde "Komünist Devlet diye birşey yoktur" gibi şeyler duydum, bu ne demek?

    *Kömünizm bir ütopyadır.Küba,Sovyetler Birliği vs. Sosyalist ülkelerdir.Bu insanlara kömünist denmesinin sebebi.Bugün kullanılan bilimsel sosyalizmin ortaya çıktığı dönemlerde Avrupada ütopik sosyalistlerin oluşudur.Bu yüzden bilimsel sosyalistler(Karl Marx,Engels vs.) kendilerine sosyalist değil kömünist demiştirler.Kömünizm sosyalizmden farklı bir sistemdir.

    -Aslında Komünist diye bildiğim Rusya,Küba gibi devletler Sosyalist mi?

    *Evet.

    -Sosyalizm ve Komünizm arasındaki farklar nelerdir?

    *Sosyalizmde ürettiğin kadar kazanırsın,alırsın.Kömünizmde ihtiyacın kadar kazanır,alırsın.

    -Komünizm diktatörlük müdür? Bildiğim kadarıyla Fidel Castro yerini kardeşi Raul Castro'ya bıraktı Küba'da. Halk'ın yönetici seçme imkanı yok mu?

    *Bana göre bugüne kadar uygulanmış tüm örnekler,deneyler parti diktatörlüğü,proleterya diktatörlüğüyle son bulmuştur.Ama bu tartışılır.Genede bu dikdatörlük olmadan sosyalizmin olamayacağı anlamına gelmez.

    -Ayna'nın Küba belgeselinde maaşların 15 Dolar olduğunu, (Küba Peso'su ne kadar bilmiyorum) Öğretmen,Polis,Asker'lerin ise 40 Dolar maaş aldığını duydum. Devlet yiyecek-içecek veriyormuş ama diğer ev-araba gibi ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor?

    *Bu konuda bilgiye sahip değilim ama sosyalist ülkelerde halkın yiyecek,içecek,giyecek,barınma,yakıt ve ulaşım gibi hiçbir ihtiyaca para harcamadığına biliyorum buna eğitim ve sağlıkda dahil.Üstüne aldıkları maaşı da keyfi harcıyorlar.Acaba bizde insanlar ay sonunu nasıl getirip kirayı nasıl denkleştireceğini düşünmek yerine bunu tercih edermiydi?Birde şunu dikkate almak gerek Küba kurulduğu günden beri ambargo altında yani kimse ticaret yapmıyor.Amerika bile bugün krizlerle boğuşurken,Türkiye defalarca ekonomik anlamda iflas etmişken enflasyon defalarca tavan yapmışken ambargo altındaki Kübanın bugüne kadar hiç kriz yaşamadığınıda bir düşün.


    Sana tavsiyem sosyalizmle ilgili tüm sorularının cevapları Leo Huberman'ın "Sosyalizmin Alfabesi" adlı kitabında saklı.Çok kısa ve basit anlatımlı,okuması zevkli bir kitap.Tavsiye ederim.Ayrıca çokta ucuz 3,5 lira birşey...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: EmAySiks

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Live Free or Die

    Aklıma bir soru daha geldi, bu düzende bütün işçiler-çalışanlar aynı parayı alıyorsa mesela demircide çalışan bir adamlar, masa başı işte çalışanda aynı parayı mı alacak?

    Hayır tabiki. Bu düşünülen ilk yanlıştır. Yani herkesin aynı maaşı alacağı düşüncesi. İşçiler yaptıkları işe göre emek dengesine uygun bir maaş alıyorlar. Buradaki asıl olay yapılan işlerin gerektirdiği emeğe göre işletilmesi. Örneğin bildiğim kadarı ile Sovyetlerde en fazla maaşı madenciler alıyordu. Kas gücü ve zorlu iş koşulları sebebi ile.

    Buradan hareketle diyebilirsin ki yine sınıfsal farklılıklar ortaya çıkar birileri daha fazla kazanıyor diye ancak sorun şu ki, ülke içerisindeki malların ve ürünlerin fiyatları, her kesimden insanın alabileceği seviyede. Yani satıcı kendi kafasına göre veya tekel zihniyeti ile o malın üzerinden yüzde 500 kar elde edemiyor çünkü piyasanın kontrolü devlet elinde. Bi televizyonu en az maaş alan da alabiliyor en çok maaş alan da.

    Diğer yandan şunu sorabilirsin, madem böyle bir denge var, neden insan doktor olup insan ameliyat etmek istesin masa başında oturmak varken? Bunun cevabı da insanın yeterlilikleri ile alakalı. Okul dönemi boyunca öğrenciler kendi sahip oldukları yetenekler ve yatkınlıklara göre ayrılıyor ve herkes sevdiği, arzu ettiği iş üzerinde uzmanlaşıyor. Doktor olmak isteyen doktor oluyor yeterliliklerine göre mesela. Eğitim de parasız ve devlet destekli olduğu için, maddi yönden kimse bir adım ileride olmuyor diğerlerinden.



    Anlattıklarınıza bakınca Komünizm güzel birşey gibi görünüyor ama aslında değil, kapitalist ülkelerde yaşayan ve komünizm sempatizanı herkesin söylediği şu bahane " herkes emeğinin karşılığını alıyor" yalanı bu dünya üzerinde gerçekleşmeyecek tek şeydir, Komünizm de ömrünüzü devlete çalışarak geçirir ve asla bir kapitalistin yaptığı yaz tatilini yapamazsınız belli yaşta seni okula alır eğilimlerine göre bir mesleğe yerleştirir ve ömrünün sonuna kadar seni bir MAKİNE yapar.. Kapitalist düzende komünizm dünyanın en büyük saçmalatmacasıdır.. Kapitalizmin yok olmasını sağlayacak bir yol şu zamanda yok olsa bile o kesinlikle komünizm değil nirvana arayışlarını bırakıp gerçekci bakmak gerek..

    İdeoloji temeli zaten insanlığa en güzel en ideal yaşama sistemini getirmektir. Düşünürler bu yönde çalışmalar yapmışlar hala da yapıyorlar.

    Tarafsız olarak incelendiğinde Komünizm de ''güzel birşey gibi görünür'', Faşizm de, Kapitalizm de Liberalizm de hatta Emparyalizm de. Ancak bunları ''iyi yada kötü'' olarak zihnimizde yer ettiren şey, bu idelojiyi kullanan liderlerin dünyada bıraktıkları izlerdir. Ancak birçok kişinin kaçırdığı nokta ideolojileri, onları kullanan insanların yaptıkları ile değerlendirilemeyecek oluşudur.

    İlk mesajımda yazdım. Sovyetlerin başındaki Gorbaçov bile çıkıp benim emrimde aşçılarım, şöförlerim, bahçivanlarım vardı diye itiraf ediyor yüklendiği ideolojinin tam tersinde bir davranış sergileyerek.

    Diğer yandan eski Venezuela devlet başkanı Chavez ise, ülkede olan depremden sonra kendi evini ve devlet kurumlarını tekrar ev yaptırılana kadar yaralı, evsiz ailelere tahsis etti. Burada ideolojilerden çok onları uygulayanların kişisel özellikleri de devreye giriyor.

    Arkadaş ideolojiyi teorik olarak sorduğu için esas ''ideoloji'' çerçevesinde teorik bir yanıt verdim. Eğer senin dediğin gibi gerçekte de ''herkes emeğinin karşılığını'' almış olsa idi zaten insanlar akın akın Sovyetlerden kaçmak istemezdi.

    Eğer söylemek istediğin olay kapitalistlik vs Sosyalistlik ise ben de sana şunu söyleyebilirim. Kapitalist ekonomik düzen içinde yer alan bir ülkenin vatandaşıyım ve dört yıllık üniversite mezunuyum. Ailem orta halli bir aileydi ve ben öyle diğer ''varlıklı ailelerin çocukları gibi'' her sene dersaneye gidemedim, kolejlerde eğitim almadım, şık arabalara binmedim, aile şirketinde veya çevre şirketlerde bol maaşlı güzel bir işe yerleşmedim. Şu an aldığım para ile sadece kendi boğazımı doyurabiliyorum. Tarkan'ın tek bir konser ile aldığı parayı, veya bir futbolcunun tek bir gol atıp aldığı gol primi ücretini ben iki yıl çalışarak anca kazanıyorum. Ve onlar gibi onbir yıldızlı bir otelde üç ay tatil yapamıyorum ailem ile. Ve büyük ihtimalle hayatımın sonuna kadar da yapamayacağım.

    Ne oldu şimdi? Gerçekçi baktım hayata. Kapitalist bir ülkenin kapitalist sisteminde yer alan bir çalışanım ama tıpkı komünist düzendeki bir çalışan gibi kapitalistin yaptığı yaz tatilini yapamıyorum. Onlar gibi yaşayamıyorum. Onlar gibi yaşamak için ya bir ''dayım'' olmalı ya da şans oyunlarından köşeyi dönmeliyim.

    Komünizmin nasıl bir anlayışı benimsediğini ilk mesajımda yazdım. Kapitalizm içinde yetişen bir bireyin '' bir anda anlayamayacağı bir sistem'' olduğunu söyledim. Çünkü çıkar ve fayda anlayışı Rousseau'nun dediği gibi o kadar işlemiş ki ruhumuza, onu söküp atamıyoruz. Sadece ehlileştirebiliyoruz.

    Ki bu yüzden Marx çıkıp Kapitalizm'i tarihin diyalekliği ile inceliyor. Onu yok saymıyor. Bir süreç diyor. İnsanların Komünizm'e giden yolda gireceği bir aşama olarak betimliyor.

    Benim en çok hoşuma giden şey ise, Komünizm'in insanlığa ''makine'' olarak baktığını söyleyip bunu yanlış bulan Türk toplumunun, Osmanlı Patrimonyalizm'inin de insanları ''makine'' olarak görmesine rağmen Osmanlı devlet sistemine karşı büyük bir hayranlık beslemesi. Yönetimsel farklılık işte burada devreye giriyor.

    Bununla birlikte Komünizm ve Sosyalizm bir saçmalık olsaydı, Kapitalizm ondan bu kadar çok beslenmezdi. Ve karma düzenler ortaya çıkmazdı. Ve Sanayi Devrimi İngiltere'sinin o ''Vahşi Kapitalizm'i'' bu kadar ehlileştirilmezdi.

    Sana veya konuyu açan arkadaşa Komünizm en ideal devlet anlayışıdır demiyorum. Sadece mantığını kavramanız için yazdım yazılarımı.
  • takipteyim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bence kavram karışıklığı olmaması için kavramların ne olduğunu, kimden nasıl çıktığını araştırın. Uygulamalar üzerinden değerlendirmeyin. Böylece uygulamayı baz alarak kavramın ne olduğunu tanımlamaya çalışmak yerine kavramın tanımlarını öğrenip yönetimlerin bu tanımlara uyup uymadığını değerlendirin.

    Ama temel olarak söyleyebileceğim şey nihayetinde işin içine para ve aç gözlülük girdiğinden başlangıç hangi sistem olursa olsun son noktası kapitalizme çıkıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi X Files -- 22 Ekim 2013; 22:07:31 >
  • Cypon kullanıcısına yanıt
    Yazdıklarını anlıyorum ancak gerçekci olmamız gerek nirvanaya ulaşmak için hayallerdeki ütopyada yaşıyamayız, Kapitalist ülkelerdeki gelir dağılımı dengelenmedikçe bu dünya hep kölelik var olacaktır, bilmem kim kanunlarına göre son 100 yıldır yasakdır falan bunlar hikaye eğer bir insan 30 sene sağlığını kaybedene kadar çalışıyorsa , daha sonrada kazandığı paralarla sağlığını kazanmaya çalışıyorsa bu dünyada ideoloji veya sistemden bahsedilemez, Eğer bu durumdan şikayetçiysek koyun olmayacağız belli başlı denenmiş ve başarısız olmuş kalıplara sığınmayacağız lisede ülkücü üniverstede sosyalist olmayacağız, herşeyden önemlisi kuzu olmayacağız.. İdeolojiyse daha fazlasını geliştirmemiz gerek bugün bir marx bir chavez yada her kimse bu komünizmin lider ( CHE nin adını çok duyarım ) onların yaptığını yapamamız için hiç bir sebep yok ve onlar bunu savaşarak kazandıysa biz okuyarak bunu yapabiliriz, sistemin kölesi olmamak için okuyup belli kademelerde sağlam sözler söylemeliyiz en önemliside kimsenin söylediği kalıplaşmış ve BAŞARISIZ olmuş sözleri değil kendimize ait denenmiş sözleri söylemeliyiz..

    Ben ne milliyetçiyim nede kömünistim, ama illa bir taraf seç dersen sosyalist milliyetçi olurdum.. Ancak bana sorarsan bunların hepsi hikaye bu dünya da exchange sistemi kurulduğundan beri hep bir taraf diğerinin emeğini paraya çevirerek büyümüştür. Bu sistem değişecekse kalıpların dışında birşeyler ile değişecek..

    Ayrıca küba da olsak koyu bir komünist olurdum ancak burası 2 kıtayı birleştiren bir coğrafya ve ilk uygarlığın kurulduğu mezopotomya dibi olunca öyle komünizm di sosyalizm di içe kapalı devletti falan yemiyor bunlar, haritayı açıp jeo-politik konuma bakınca bunu anlamak mümkün..

    Biraz anarşi desek , anarşi olmazsa halkın gücü diye birşey olmaz halk belli bir otoritenin altında veya karşısında güçlüdür, otorite yokluğunda halk denen şey olmaz..

    Monarşi desek haneden ailesi seçilmesi ve veliahtların yetiştirilmesi bir nevze olabilir çünkü doğumdan itibaren ülke yönetmek için gerekli siyasi ve ideolojik bilgiler yüklenerek yetiştirilen bir çocuk yaşı geldiğinde şu an başta olan kabiliyetsizlerden daha iyi iş çıkarır ancak şu an ki konjektür buna izin vermez koçlarmı sabancılar mı eczabaşımı hangi aile olacak ? Böyle bir ihtimalde ülke denen şey kalmaz.

    Düşünüyorum da kuru kuru milliyetçilikde yetmez şu anda ki bütün Türki devletler bize birşey katmaktan öte bizden birşeyler götürür zamanla aşama sağlanır ancak o zaman zarfında dünyanın mevcut sisteminde yok oluruz..

    Ben realist bir insanım eğer bir siyasi ideolojinin parçası olacaksak bu ideolijiyi kendimiz oluşturmalıyız ve daha önce denenmemiş birşey olmalı, oluşturacağımız zaman bir haritaya birde tarihe bakmalıyız.. Elin kübasında koresinde sovyetinde olan uygulamalar bu coğrafyada tutmaz.. Eğer bir şeye inanacaksak kafamızı ellerimizin ortasına alıp düşünmeliyiz..

    Ahh ulen ahh, imkan olsada şu ülkeyi düşünmesini bilen genç beyinler yönetse ancak mevcut polis hükümetinde bu mümkün değil zira korkuyla yönetilmek istenen bir halk ve o halkın sindirilmiş duyguları mevcut..

    Elbet bu devran döner o zaman Kendi ideolojimizi kurar ve tüm dünyaya bu coğrafyanın başarıyla biten öyküsünü anlatırız..


    Özet: Denenmişler bu coğrafyada yaramaz yenisini yapmalıyız..

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.