Şimdi Ara

Yazdığım hikaye

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
616
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ÖNEMLİ NOT: Türk'üm hiçbir şekilde bu hikayemde Kürtler Türklerden üstündür vs. Demek istemedim. Tek istediğim hepimizin aynı bayrak altında yaşayip, hepimizin kardeş olduğunu hatirlatmaktir. Terörist birinin milliyeti yoktur olamaz da!

    Kürdo

    Bugün fazla mesai yaptığım için işten gece 1.00 civarı çıkmıştim. Bu saatte ne otobüs ne de bulunduğum yerde taksi bulma imkanım yoktu. Hem taksi olsa bile kendimi bu saatte pek güvende hissedemiyorum. Bu sebeple yürümeye başladım. Çalıştığım konfeksiyon dükkanının bulunduğu dar sokağın her iki yanında eskimiş, dokunsan yıkılacakmış gibi duran evler vardı. Kiminin küçük pencereleri kiminin ise biraz daha geniş pencereleri vardı. Bundan muhtemelen 6 7 saat önce burda, kafasını bu pencereden çıkaran teyzeler vardı. Bu teyzelerin, insanların arkasından gıybetini yapmak , eve gelen kocalarının başının etini yemek ve evde kalıp göbek büyütmek dışında pek bi marifetleri yoktu. Hatta çoğu evini bile toplamayıp, hakkını o altın günlerinde yediği çocuklarına toplatiyorlardi.

    Biraz daha yürüyorum. Yolda aralarında belli bir mesafe bulunan 2 kaldırım taşı görüyorum. Yüzüme bir tebessüm yerleşiyor. Muhtemelen burada çok heyecanlı ve rekabetli bir maç oldu. Ve akşam ezanı okunduktan sonra muhtemelen aceleyle cagrildiklari evlerine giderken telaştan taşları burada unuttular.

    Yürümeye devam ediyorum. Sokak ile Ulustaki Caddeyi bağlayan köşede kafasına kapşonlusunu geçirmiş, esmer ve ten rengi normalden biraz daha koyu, kirli sakalları olan,gözleri yarı baygın olan, bir ölü edasıyla ayakta hafif hafif sallanan bir tinerci var. Birden eski anılar aklıma geliyor. Bundan 5 sene evvel arkadaşım Mücahit ile aynı böyle bi gecede böyle bir sokakta yürüyorduk. Ben içki içmemiş olsam da Mücahit benim tüm ısrarlarıma rağmen içmiş, ve hatta fazla kaçırmış, sarhoş olmuştu. Evine gitmek için taksi bulmaya çalışıyorduk. Fakat Mücahit ağır sarhoş olduğu için kendi başına 2 saniye yürüyemiyor hemen yere düşüyordu. Bu durumda kolumu omzuna atıp onu tutarak ilerliyordum. Tabi haliyle hızımız epey yavaş oluyordu.
    Mücahit yolda sarhoşluğun verdiği etkiyle bağıra bağıra şarkı söylüyor, bazen de sözleri unutup sadece etrafa bağırıyordu. Onu susturmaya çalışsam da bu çabalarım boşa çıkıyor, tüm mahalleliyi uyandırıyorduk. Bir ara köşede bir torbacı belirdi. Mücahit adama laf attı. Adam sadece Mücahite sinirli bir şekilde bakmakla yetindi. Ben kurtulduk diye içten içe seviniyordum. Ama sevincim birkaç dakika sonra son buldu. Mücahit in laf attığı adam en önde olmak üzere yanında 8 tane yaratık kılıklı adam karşımızda belirdi. Bazılarının elinde beyzbol sopası, bazılarında muşta vardı. Kalbim küt küt heyecanla çarpmaya başladı. Hayatım gözlerimin önünden geçti. Bu kadardı Hüseyin dedim, bitti artık. Mücahit in ilk laf attığı adam bize doğru geliyordu. Mücahit hâlâ olayın farkında değildi. Adam iyice bize yaklaştı. Yüzünü daha iyi inceleme fırsatı yakaladım. Açık tenli bi adamdı, kaşına çizik attırmış, tam dudağının altında "piercing" dedikleri saçmalıktan vardı. Boynunda zincir ve şekilli bir halde yazılmış A harfi dövmesi, elinde oltu taşından yapılma bir tespih vardı. Adam yanımıza gelip "Hayrola baboş, sen Angarali Mehmet'in oglini tanımaz misen?" diyince vücudumdaki tüm kan çekildi. Mücahit ise "Tanımam lan" diye bağırdı. O an olan oldu. Adam eliyle bir işaret yaptı. İşaretten anladığım kadarıyla Mücahiti dövecekler beni rahat birakacaklardi. Dilim tutuldu. Beni adamlardan biri kenara götürdü. Ve götüren adamla birlikte herkes birden Mücahitin çevresini sardı. Önce beyzbol sopalı adam ardından muştalı adamlar Mücahite sert bi şekilde vurmaya başladı. Ben dayanamayıp müdahale etmeye çalıştım ancak "Ankaralı Mehmet'in Oğlu" beni durdurup "Dur, bu bizim meselemiz, sana bir zarar gelmesini istemiyorum. Bu yüzden seni dövmemelerini emrettim." dedi. Dayanamayıp stresli bir halde "Ama nasıl olur, arkadaşım burda o haldeyken ben burda izleyemem!" dedim ve oraya doğru gitmek için hamle yaptım. Tam o sırada kolumdan tuttu ve yüzüme sert iki tokat attı. Tokadın etkisi ile yere düştüm. Adam beni kaldırıp sarstı, bağırarak "Bak evlat, biz yıllarca sırf torbaci görünümlü olduğumuz için, sırf Kürt olduğumuz için dışlandık. Biz sadece gece dünyasıni düzene sokmak için varız. Ne zaman bir taciz olayı görsek adamlarımla beraber o adamı döve döve öldürürüz. Bir çocuk kaçırılsa onu ucunda ölüm de olsa biz kurtarırız. Sokakta içki içip sarhoş olanlarin kafasinda içki şişelerini patlatırız. Bir hırsızlık olayı olduğu zaman orada biz oluruz. Bir kavga olduğu zaman onu ayırmak için, hakkı olana hakkını vermek için orada biz biteriz. Neden biliyor musun? Çünkü Türkiye hatta Dünya böyle bir yer anlıyor musun evlat! Kendi adaletini kendin sağlamalısın. Sokağın kanunu budur, ya sen ya onlar.
    Biz 10 yıldır beraberiz evlat. 10 yıldır burada suç oranı neden az zannediyorsun? Bu civarda kime sorsan beni tanır. Ve bir sıkıntısı olduğunda bana gelir. Bizden korkan insanlar suç işlemeye asla cesaret edemezler. Cesaret edenlerin de halini görüyorsun.
    İlk zamanlar polisle fazla münasebetimiz oluyordu. Sonraları biraz rüşvet, biraz da bu durumun polislerin işine gelmesiyle kurtulduk.
    Buranın asayişi uzun zamandir biziz evlat, polisi biziz, cinayet bürosu biziz, adalet sarayı biziz, savcısı biziz avukatı biziz, yargıcı hakimi biziz. Durum bunu gerektiriyor evlat! Biz olmasak bu kadın dışarı çıkabilir mi saniyorsun? Bu adamın çocuğunu bakkala gönderebileceğini mi sanıyorsun? İnsanların evini kitlemeden gönül rahatlığı ile uyuyabileceğini mi sanıyorsun? Dükkan sahiplerinin olası bir hırsızlık olayına karşı rahat uyuyabileceğini mi sanıyorsun? Kadınların çocuklarını rahatça sokağa salabileceklerini mi saniyorsun?
    Biz bu işleri yaparken inan hiç yorulmuyoruz yorulmayacağız da. Çünkü bizim amacımız insanların refahı. Ve istediğimiz tek şey bizi ırkımız yüzünden dışlamamaları. Annemize babamıza küfür edilmemesi, doğmamış kızımıza küfür edilmemesi.
    Ama insanlar anlamıyor, bizim sırf dış görünüşümüz yüzünden verdiğimiz emeklerle oynuyorlar. Ben de isterdim evlat düzgün bi tipim olmasını. Ama böyle korkunç bi yüzüm olacak ki insanlar benden korkacak, bana saygı duyacak. İnan bunlar bile sizler için." Birkaç saniye durup Mücahitin haline bakti ve bana döndü "arkadaşına sağlam bir ders gerekiyordu. Ve şu anda ona bu dersi veriyoruz." diyip cebinden yaklaşık 2000 liralık bir para tomarı çıkardı. "Bunu da al, şurda özel bir hastane var, orda arkadaşının hastane masraflarını karşıla." ve beni bırakıp herkesi Mücahitin başından kaldırdı. Mücahitin kanlar içindeki yüzünü kaldırıp bir şeyler söyledikten sonra yanımızdan uzaklaştılar. Hemen bir taksi çağırıp hastaneye gittik. Mücahit'e olanları anlattım 2 hafta sonra taburcu oldu. O günden sonra da asla içki içmedi.

    Simdi dusunuyorum da o adamlar gerçekten iyi insanlardı. Onlar varken bu semt daha iyi bir yerdi. Ancak buradaki huzuru bozmak isteyen çeteler o güzel kalpli insanlara suikast kurmuş ve hepsini aramızdan koparmıştı. Bu haberi aldığımda kendi abim ölmüş gibi üzülmüş, birkaç gün kendime gelememiştim. Ve ardından, bu semt daha korkunç bi yere dönüşmüştü. Suç oranı fırlamış, polisler de yılların verdiği alışkanlıkla " 'Bizim Kürdo' nasil olsa halleder." diyorlardı. Oysa bilmiyorlardı ki Kürdo dedikleri insan "O güzel atına binip çekip gitmişti..."

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >



  • Anlatım tekniğin başarılı ve geliştirilebilir. Ancak kelime seçimi, olay örgüsü başarısız. Betimlemelerde eksiklikler var. Çok daha fazla ''Dünya Klasikleri'' okuyarak ve yazmayı sürekli devam ettirerek kendini geliştirebilirsin.

    Bu arada yaşınız kaç?
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.