Şimdi Ara

Alex

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
777
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Alex'i kendimce tanımladım ve anlatabildiğimce anlattım. Belki bir göz atmak istersiniz. Eminim benim gibi düşünen birileri vardır.

    http://www.oguzhandogan.net/alex/



  • Alex

    “O, futbol dünyasında top ayağına gelmeden önce ne yapacağına karar veren nadir adamlardan biridir.”
    Kaka Leite

    Kaka, Milan’da oynadığı ve futbolun en önemli isimlerinden biri olduğu dönemde Alex için bu sözleri söylemişti. Kaptanın ne kadar özel bir adam olduğunu anlamak için kimsenin şahitliğine ihtiyacımız yok, sekiz koca yılda adını kalbimize çoktan yazdık; ama Kaka’nın Alex’i tarif edişini hiç unutmam, unutamam.

    Çıktığı her maçta ya gol atan ya da gol attıran bir futbolcuyu hangi taraftar bağrına basmaz ve hangi teknik direktör istemez? Ama bütün bunları çok konuştuk, sizlere Alex’in istatistiklerinden, attığı gollerden, attırdıklarından, tek başına kurtardığı maçlardan bahsetmeyeceğim. Sizlere Alex de Souza’dan bahsetmeyeceğim. Bu yazıda yalnızca varoluşuyla, biricikliği ile “Alex”in benim için ne ifade ettiğini anlatacağım. Ve söyleyeceklerim futbolun çok çok ötesinde olacak.

    Basit bir Fenerbahçe taraftarı kimliği ile Alex’i takımıma geldiği günden beri çok seviyorum. Takımınızda maçın kaderini her an, her dakika değiştirebilecek bir futbolcunun olması futboldan aldığınız zevki üçe beşe katlıyor ve son dakikanın son saniyesine kadar ekran karşısında ya da tribündeki yerinizi terk edemiyorsunuz; ama Alex’i bu kadar özel yapan şey, yeşil saha üzerindeki efendiliği, iyi futbolu ve istikrarı değil. Başkaları için sebep tam anlamıyla bundan ibaret olabilir ve bu anlayışla karşılanabilir; ancak benim için ve eminim ki benim gibi düşünen birçok kişi için Alex bambaşka bir şey.

    Hangi kanalda olduğunu hatırlamıyorum ya da hangi program olduğunu; bir zamanlar Alex’in bir röportajını izlemiştim. İzninizle bu röportajdan hatırladıklarımı parça parça da olsa aktarmak isterim:

    Televizyoncular Alex’in evinin kapısına yaklaştığında, Alex havuz kenarında hasır bir bahçe sandalyesine oturmuş, bacak bacak üstüne atmıştı. Elinde eski püskü bir kitap vardı ve gözünde yuvarlak çerçeveli gözlükleri. Maçlar sırasında lens taktığını biliyordum; ama onu gözlükleriyle gördüğümde yeşil sahadaki Alex’ten başka bir Alex daha olduğunu içten içe farkettim. Görebileceğiniz en sıradan giysileri giymiş olmalıydı ki inanın üzerinde ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Belki kahve tonlarında olduğunu söylersem hata etmiş olmam.

    Televizyoncuların geldiğini farkettiğinde başını kitabından kaldırdı, yüzünde sıcak bir gülümseme ile evine gelen misafirlerine el salladı; sonra da onları bizzat karşılamak için kitabını sehpanın üzerine bırakıp kapıya yöneldi. Buradan sonra ise futbol dışında nasıl bir hayatı olduğuyla ilgili hoş bir sohbet gerçekleşti.

    O röportajı izledikten sonra Alex’in yeşil sahadaki başarısından çok nasıl bir hayat yaşadığıyla ilgilenmeye başladım. Okudum, araştırdım ve öğrendikçe daha çok etkilendim.

    Her şeyden önce Alex iyi bir eşti. Karısı Daiane ile aralarındaki ilişki bambaşkaydı. Alex’in karısına bakışı, tavırları, gol attıktan sonra karısının ve çocuklarının olduğu tribüne gidişi (bu tribünün adı daha sonra Alex tribünü olarak geçecektir) ve o kalabalıkta göz göze gelişleri… Alex karısını seviyordu ve mutlu bir adamdı.

    Mutlu bir evlilik yaptığınızda bakabildiğiniz kadar çocuk yapmak istersiniz; çünkü çocuklarınız bu mutlu evliliğin meyveleridir ve Alex’le Daiane de öyle yaptılar. Alex aynı zamanda iyi bir babaydı. Boş vakitlerinde çocuklarıyla zaman geçiriyor, ünlü ve yoğun bir futbolcu olmanın arkasına saklanmıyor ve onlara ihtiyaç duydukları sevgi ve şefkati sunuyordu.

    Kendimde olmasını istediğim erdemlerin birçoğunun Alex’te bulunduğunu gördüm. “Başarı” kavramının çok nankör bir kavram olduğunu düşünürüm ve hayatımı içeriği başkaları tarafından doldurulmuş kavramlara göre yaşamaktan mümkün olduğunca kaçınırım. Alex, benimle benzer bir başarı tanımına sahipti diye düşünüyordum; çünkü sevdiği işi yapıyor, sevdiği kadınla evleniyor ve eminim her gün şükrediyordu.

    Zamanla hiç de farkında olmadan kendi kendime bir idol belirlemiştim ve bu idol aslında futboldaki başarısını o kadar da önemsemediğim, daha doğrusu bu başarının bile hayat tarzından ileri geldiğini düşündüğüm bir futbolcuydu.

    Alex, işini monotonlaştırmayan, kendisini bir makine gibi görmeyen, sürekli kafa çalıştıran ve sürekli düşünen bir adamdı. Boş zamanlarında kitap okumayı seven, kendini bu yolla geliştiren, akla ve mantığa saygı duyan bir adam. Bu özelliği ona hem yeşil sahada başarı getirdi hem de yeşil saha dışındaki hayatına bir anlam yükledi; hayata tutunma gücünü, toprağın altına saldığı köklerini güçlendirdi. Bugün çok para kazanan birçok futbolcunun bu entelektüel eksiklik sebebi ile oradan oraya savrulduğunu görebilirsiniz.

    Bir zamanlar bir kişisel gelişim yazısında ilginç bir öneriyle karşılaştım. Hayatta karar vermeniz gereken zor durumlarla karşılaştığınızda kendinize idol olarak belirlediğiniz bir kişinin böyle bir durumda nasıl karar vereceğini düşünün ve seçimlerinizi o kişinin seçimleri gibi yapmaya çalışın. İşte benim için bu idol Alex’ti. Aklı, mantığı, sağduyuyu ve dinginliği temsil ediyordu:

    Mesela çocukluk ve gençlik yaşları arasında, salon futbolu oynadığı dönemde çok önemli bir kararın eşiğine gelmişti. Okul ve futbolun birlikte devam etmeyeceğini içten içe kabul etmiş ve işinde iyi olan her insanın yaptığı gibi, sadece birini seçip ona odaklanması gerektiğini düşünmüştü. Cesur ve kararlı bir adam olarak babasının karşısına geçti:

    - Baba, okulum ve futbol arasında bir seçim yapmam gerekiyor. Ben futbolu seçiyorum.


    Uzun bir süre yaptığım işlerdeki istikrarı sağlamak için, kendimi motive etmek için ya da zor zamanlarda karar vermek için “Alex olsaydı ne yapardı?” sorusunu kendime sordum. Cevaplar beni hiç yanıltmadı ve bu sorunun beni yönlendirdiği kararlarımdan hiç pişman olmadım.

    "Bir gün, maçtan 90 dakika tamamlanmadan çıktığında doğrudan soyunma odasına gitmişti. Acaba teknik heyetle aralarında bir problem mi var diye düşüneduralım, Alex çoktan duşunu almış, lenslerini çıkarıp gözlüğünü takmış, takım elbisesini giymiş ve yedek kulübesinde yerini almıştı. Kararlarına ve zekasına bu denli hayran olduğum bir insanın ileride bir gün bu yedek kulübesine teknik adam olarak gelmesini ne çok isterdim!"

    Bu yazıyı yazmak için içimin soğumasını, Alex’in gidişinden dolayı duyduğum derin üzüntünün geçmesini bekledim; çünkü bu sinirle Alex’e olan hislerimi en yalın haliyle anlatamayacağımdan korktum. Araya başka meseleler girebilirdi, takımdan ayrılışının çok taze olduğu dönemde işin sansasyonel boyutuyla ilgili pek çok mesele tartışılıyordu ve bu tür bir yazı için öyle kirli bir mecra uygun değildi.

    Şimdi birçok iyi gün taraftarı Alex’i çoktan unutmuşken, gidişine göbek atanların dikkatleri başka yere dağılmışken ve Alex’i kendi imajlarını desteklemek için bir çeşit sömürü aracı olarak kullananlar artık işlerini bitirmişken ben size kalbimin Alex köşesini açıyorum.

    Umarım açık ve seçiktir.




  • Çok başarılı kardeşim.Ellerine sağlık.Bi solukta okudum.
  • Tek solukta okudum, o gönüllerin Kral'ı !

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Beyler teşekkür ederim geri dönüşler için. ;)

    quote:

    Orijinalden alıntı: ESESGS

    http://alexgeldimi.com/




    Güldüm.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ESESGS

    http://alexgeldimi.com/



  • her takıma her oyuncu gelir ama hiçbir takıma bidaha alex gibi biri gelmez...

    Eminim sular durulunca futbolcu olarak olmasada kesinlikle alex teknik direktör olarak gelecek...
  • gelir mi senin gibi zekisi yeteneklisi keşke gelse de izlesek ki hiç sanmıyorum.kadife ayaklarını yediğimin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ESESGS

    http://alexgeldimi.com/



  • eve gecince okucam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • su adamı sisteme uymuyor diye gonderip yerınde baroni nin oynadıgı gorunce cok uzuluyorum.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.