ANA SORU * VITESLI MI - SCOOTER MI? NE ÖNERİRSİNİZ

Merhabalar ,
Aynı yaşta aynı yol ayrımına gelip karar vermiş bir kişi olarak yaşadıklarımı paylaşmak istedim.
2013 eylülde, 33 yaşındayken ve İstanbul trafiğine lanet etmişken gaza gelip Honda Pcx alarak motor dünyasına giriş yaptım.
Pcx alırken düşüncem bu motorun bana ömür boyu yeteceği idi ( yetmedi ) , bütün ihtiyaçlarıma karşılık verebiliyordu ve 20 liralık benzin alıp 200 küsur kilometre gezmek şaka gibiydi.
Motor dünyasına giriş sebebim trafikte harcadığım zamanı en aza indirmekti. ( inmedi )
Daha doğrusu trafikte beklediğim süre azaldı ancak yollarda geçirdiğim süre arttı . Tamam trafikten kaçınmak , 35 dakikalık ev- iş süresini 15 dakikaya filan indirmek çok güzel ama zamanla motor
benim için yaşam stili oldu , bir karakter kazandı adı bile vardı ( Walter ) . Sürüş yapmak için sürekli bahaneler bulmaya başladım kendime. Hadi kalkıp bir balık ekmek yiyeyim diyip Beykoz'a gitmeler,
boğaza karşı bir türk kahvesi içeyim diyip beşiktaş - sarıyer sahil yolunda turlamalar filan . Anlatması çok zor . Rüzgarı hissederek yolculuk yapmak, en uzak mesafelere bile en kısa sürede varmak müthiş bir zevk, müthiş bir özgürlük. Başlangıçta sezonluk binerim kışın garajda durur filan diyordum. ( durmadı)
Arabamı sattım , bir daha da en azından çoluk çocuğa karışana kadar almam dedim . ( karışmadım - almadım ) Yazlık - kışlık ekipmanları tamamladım ve 2013 eylülden beri motora binmediğim gün sayısı sadece 8 . Bunlarda kar yağışının olduğu dönemler. Yağmur , soğuk hiçbir zaman engel olmadı. Ama şurası da kesin ki nisan - eylül döneminde efil efil kullanmanın hazzı başka.

Gelgelelim ömür boyu yeter dediğimin Walter'ımla maceram nisan 2014'de son buldu . 7.277 km kullandıktan sonra en ufak bir şikayetim olmadan sattım ve kendisinin yeri bende hala ayrıdır, ilk gözağrısı neticede.

Bir sonraki motorum xmax 250 oldu ( jack ) . 2014 nisanda başlayan yolculuğumuz halen devam etmekte , kendisi şu an 23.100 kilometrede. Kendisiyle çok şey yaşadım. Çevre illerin tamamına gittim.
2014 ve 2015 yaz tatillerini de birlikte geçirdik . 2014'de 2.100 kilometrelik bir Bodrum yolculuğu , 2015'te de 2.500 kilometrelik yine aynı güzergahın biraz daha uzunu ( marmarise kadar ) .
Rutin bakımlarını hiç aksatmadım ve bunun dışında bana hiçbir maliyeti, hiçbir sıkıntısı olmadı. Pcx ve xmax arasındaki daha detaylı bir karşılaştırmam şu linkte verdiğim bir cevapta mevcut :
http://forum.donanimhaber.com/m_96261567/f_//tm.htm#107851666

Başlık sorusuna yani vitesli mi scooter mı sorusuna gelecek olursak ;
Scooter özellikle de maxi scooter çok büyük rahatlık . Selealtındaki bagaj + topcase ile gidilemeyecek yer yok ( Tatile giderken sırtıma destek olsun diye ekstra sırt cantası da almıştım, araba gibi konforlu oldu ) Otomatik bir araç gibi basıyorsun gidiyorsun sıkıyorsun duruyor. Ön taraftaki küçük torpidolar gözlük, telefon ıvır zıvır için çok kullanışlı , sele de konforlu . Bu yüzden ömür boyu scooter camiasında kalacağımı düşündüm . ( kalamadım )

2015 şubatta kuzenimin motorunu trafiğe kapalı bir alanda denemek istedim . ( CBF 1000 ) Ve bir saatlik kullanım sonunda farkına vardım ki benim geleceğim vitesli motorda :) Vitesli motor kullanıcıları hep söylerdi scooter motor gibi değil diye de pek anlam veremezdim , artık veriyorum.

2015 nisanda bir yamaha mt -07 aldım . ( James ) O da şu an 5.200 kilometrede. Onun kilometre biraz düşük kaldı çünkü yağmurda çamurda tercih etmiyorum, elimde yüküm varsa yine tercih etmiyorum.Çünkü ancak telefon ruhsat koyacak kadar bir bagaj var ve topcase de - benim zevkime göre - hiç yakışmıyor. Ama güzel bir günde keyif için sürüşe çıkacaksam kesinlikte kendisi birinci tercihim.
Benim de sizin gibi hız merakım hiç yok . Bir kere meraktan 200 km yi gördüm bir daha da muhtemelen hiç görmem. Ama 20 ile sürüş yaparken saniyeler içerisinde 100'lü rakamlara ivmelenmek de tuhaf bir coşku veriyor insana.

Şu an hala her iki motoru da kullanarak söylüyorum ki , scooter çok rahat ve başlangıç için çok ideal ama asla vitesli bir motorun verdiği zevki veremiyor. MT 07'de adeta vücüdumla bir oluyor motor , onu kullandıktan bir süre sonra xmaxa geçince virajları filan düşmeden nasıl döndüğüme şaşırıyorum, çünkü adeta bir tabure üzerine oturmuş yolculuk yapıyor gibiyim.Bundan sonraki yol haritam her iki motoru da satmak ve birisinin zevki ile diğerinin eşya taşımacılığını ve yakıt tasarrufunu birleştirecek bir adayla hayatıma devam etmek :) O seçenek de şu an için NC750 x gibi duruyor, 2016 kasası muhtemelen fuara gelecek ve yine bahar aylarında muhtemelen buna geçiş yapacağım.

Gerek yaş gerek sürüş profili ve gerek de bu işe niyet etme sebebinizden dolayı aşağı yukarı benzer deneyimleri yaşayacağınızı düşünüyorum :) Yaklaşık 2.5 yıl oldu , bu sürede 35.000 kilometreden biraz daha fazla yol yaptım hiçbir kararımdan pişman olmadım. Özellikle de bu işe başlamak belki de hayatımda verdiğim en doğru , hayatımı en pozitif etkileyen karardı. Hatta belki zamanlama bile çok uygundu.
20'li yaşlarımda bu işe girişseydim belki bir kaç kere bir yerimi kırmış ya da daha kötüsünü yaşamış olabilirdim ama yaşın verdiği ağırlıkla :) ve yıllardır İstanbul trafiğinde harcadığım mesaiden kaynaklı trafik bilgisi ile çok şükür henüz yeri öpmüş, yana yatmış, havalara uçmuş değilim :) Sizin de çok kolay adapte olacağınızı inanıyorum.

Seçimlerinize gelince de, nmax gerçekten çok güzel bir motor ve ben başladığım dönemde piyasada olsaydı pcx yerine mutlaka bunu tercih ederdim. Sıfırı sanırım 9.000 tl civarlarında olsa gerek.
Ancak ben sizin bu işte kalıcı olacağınızı ve nmaxın kısa sürede yetersiz geleceğini düşündüğümden bence ikinci el temiz bir xmax sizin için daha keyifli olacaktır. Ayrıca kalıbınızı düşününce biraz daha şık da duracaktır :) MT 125 , Duke 200 seçenekleri ise bagaj kapasitesi nedeni ile bence sizin için biraz konforsuz olur.

Seçiminiz ne olacaksa umarım sizi mutlu eder ve kazasız belasız kullanırsınız . Yardımcı olabileceğim bir şey olursa buralardayım :)