Şimdi Ara

Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
3
Favori
15.717
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herkese Merhaba,

    Sizlerle araç radyatörü ve akvaryum pompası kullanarak yaptığım su soğutma sistemimi paylaşmak isterim.
    Sistemimde işlemci ve ekran kartı suyla soğutuluyor. Ancak işlemci ve ekran kartında profesyonel soğutma blokları kullanmayı tercih ettim. Ekran kartında da evrensel soğutma bloğundan ziyade "Full Cover" diye geçen tüm kartın VRM kısımlarını da soğutan, kartın modeline göre üretilmiş soğutucu blok var.

    Öncelikle sisteme ve sıcaklıklara bir bakalım:

    4.2Ghz'de 1.4 volt vererek overclock'luyken yaklaşık 1.5 saat sonra çekirdek sıcaklıkları 52 ila 55 derece arasında geziniyor. Oda sıcaklığı yaklaşık 20 derece, rezervuar su sıcaklığı ise yaklaşık 25 derece:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    İşlemci: Intel i7-930 (D0 Revizyonu), Hafıza 4Gb 1600Mhz, Ekran Kartı Asus EAH5850.
    İşlemci 4.2Ghz'e overclock'lu ve sürekli tam yükte çalışırken hem de ekran kartı da overclocklu 825/1150 hızlarda da tam yükte 1.5 saat boyunca çalıştırıldıktan sonra ortaya çıkan sıcaklıklar bunlar. Ekran kartını overclocklarken ekstra voltaj vermedim. Fabrika ayarları bu kartlarda 725/1000 bu arada. Sıcaklıkların stabillenmesi de su gereği kadar ısınana kadar bi herhalde en fazla yarım saat sürüyor.
    Esas canımı sıkan şey ise resimden de görüleceği üzere anakart sıcaklıklarının biraz yüksek olması. Ancak bu testi yaparken kasa kapağı açıktı o yüzden havalandırmasının pek iyi olmadığını zannediyorum. Bunlarla beraber RAM'lerde de herhangi bir soğutma bulunmuyor ancak önümüzdeki günlerde onların da ekstra soğutulmasına bir şekilde bir çözüm getirmeyi düşünmüyor da değilim. Ve aynı zamanda harddisk sıcaklığı da nispeten yüksek olmasına rağmen şimdilik onu görmezlikten geliyorum.

    İşte radyatörün davlumbaz monte edilmiş ve üstüne 3 adet 14cm'lik bilgisayar fanı takılmış bir resmi:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Overclocksuzken ve voltaj vermeden ve yaklaşık 3.4 Ghz'lerde tam yükte hafif overclocklandığında ve arada ekran kartı da tam yükte çalışırken saatler sonra bile fanlara hiç bir zaman gerek kalmıyor.
    Radyatör bir süre sonra kendi sıcaklığıyla konveksiyon oluşturup, işlemci çekirdek sıcaklıklarını 58 dereceyi geçirtmeden ısıyı tahliye edebiliyor. Bu durumda su sıcaklığı yaklaşık ortam sıcaklığından 10 ila 15 derece daha fazla oluyor. Ancak maalesef 3.4 Ghz sonrası çekirdek sıcaklıklarını 58 derece altında tutabilmek için fan takviyesi şart. Fakat genede belki ilerde ısıyı fansız olarak sırf konveksiyonla çok daha iyi tahliye edebilmek için radyatörün üstüne alüminyumdan bir baca/boru sistemi dizayn edilebilinir zannedersem.

    Ha bu 58 derece de nereden çıktı ? diye soracak olursanız da: o da benim kafamdan uydurduğum kendi sıcaklık limitim. 3 fan da çalışırken 4.4 ila 4.6 Ghz'e overclocklandığında ise saatler sonra tam yükte çekirdek sıcaklıkları 58 derecelere dayanıyor.
    Ancak normalde ben 4.2 üstünü pek kullanmıyorum. Genelde 3.8 ila 4.2 arasında geziniyorum.

    Bilgisayar parçaları ise tam olarak şunlardan oluşuyor:

    İşlemci: Intel Core i7-930 (Overclock'a uygun olan "D0" Revizyonu) (Fabrika ayarları: 2.8 Ghz, 4 çekirdek, 8 Thread)
    Anakart: Gigabyte X58A-UD5 (1. Revizyon)
    Ekran Kartı: Asus EAH5850
    Hafıza: Kingston 2 x HyperX 1600Mhz (Aslında Ram'ler sorunlu pek iyi overclocklanmıyor. Vaktiyle alacakmışız bir çift Corsair)
    Harddisk: Western Digital 1TB 7200Devir. (Aslında RAID veya SSD şart bu sisteme)
    Güç Kaynağı: Gigabyte ODIN PRO 1200w
    İşletim Sistemi: Windows 7 Ultimate 64Bit.
    Bilgisayar Kasası: Thermaltake WingRS modeli.
    (Bu sistem bu şekilde komple 2010 yılının haziran ayında sıfır parçalardan toplandı. Sadece güç kaynağı 2 - 3 aylık sayılır)

    Soğutma Sistemi ise:
    ::::::::::::::::::::::::
    İşlemci Soğutma Bloğu: EK Supreme HF Full Nickel
    Ekran Kartı Soğutma Bloğu: EK FC5850 Acetal + Nickel Modeli.
    Pompa: "ATMAN AT-105" Çin Malı 220v Akvaryum Dalgıç Pompa. (60Watt güç, 3m su basıncı, saatte 3 ton debi)
    Radyatör: Renault Express 1.9 Dizel Bakır Radyatör. (Yetsan Marka)
    Fanlar: 3 adet Xigmatek CLF F1451. (Ne iyi ne kötü, eh işte idare eder nitelikte)
    Rezervuar: Üçsan Plastik Yemek Saklama Kabı (3 CDRom yuvasına sığan M-494 Modeli)
    Rakorlar: Reksan (Ankara Ostim'deki Mağazadan temin edildi)
    Hortum: Yüksek kalite bükülmez PVC hortum. İç çap 1/2 inch.
    Rezervuar Termometresi: HAILEA Marka akvaryum dalgıç dijital pilli termometre.
    Hafıza Sıcaklığını ve Radyatöre giren havanın sıcaklığını ölçme: Ankara Konya Sokak'taki elektronikçilerden temin edilmiş Çin malı ucuz dijital termometre.
    Soğutma Sıvısı: Toplam 3.5 litre. 3 litre saf su + yarım litre yüksek kalitede kırmızı antifriz ve yosun oluşumunu engellemesi için 1 - 2 çorba kaşığı çamaşır suyundan ibaret.

    İşte bu da kasanın görünüşü:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    3 adet CDRom yuvasını işgal eden ve içersinde akvaryum pompası olan rezervuardan çıkan su, ilk önce kasanın alt arka köşesinden radyatöre gidiyor. Radyatörden gelen su da önce işlemciyi sonra ekran kartını soğutup rezervuara geri dönüyor.

    Orta cenaptaki turuncu renkli "T" bağlantıdan sola doğru CDRom yuvalarının köşesine doğru uzayan hortum, doldurma ve boşaltma hortumu. Rezervuardan çıkıp güç kaynağının yanından geçen hortum ise doldurma boşaltma esnasında havalandırmayı sağlayan hortum.

    Kasamın markası "Thermaltake WingRS". Açıkcası gayet vasat ve hiç bu tip işlere uygun olmayan küçük bir kasa ancak ben seviyorum. Kasanın iç kısımları orjinalde siyah değil, bildiğimiz galvanize gri teneke kasa. Ancak su soğutma kurmak üzere tüm bilgisayar bileşenlerini kasadan çıkartmışken içinide şöyle güzelce 2 kat sprey boyayla mat siyaha boyadım gayet şık oldu:

    Apartmanın kazan dairesinde radyatörü temizlemek için hortumla içine su tutarken o esnada kasayı boyama işini de orada hallettim:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Kasaya 2 kat mat siyah boya atıldı, kurudu ve su soğutmayla ilgili en gereken bileşenler kasaya monte edilmiş ve ilk dolum esnasında:
     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Esasen kasanın orjinalinde arkadan 2 adet su giriş çıkış hortumlarını takmak için donanım bulunmuyor. Onun yerine ben kasanın arka tarafını bir miktar kestim ve hortum girişlerinin daha sağlam yapılabilmesi için 2 adet hortum deliği açılmış "L" şeklinde bir metal plakayı oraya uydurdum. Kasayı boyama esnasında o da ayrıyeten monte edilmeden önce boyandı elbette:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Şimdi de müsadenizle soğutma bileşenleriyle ilgili parçalara teker teker değineyim:

    RADYATÖR:

    Renault Express 1.9 Dizel Bakır Radyatör (Yerli üretim Yetsan Marka)

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Esas su giriş çıkış yerleri kaynakla kapatıldı, fan müşürü yerine boş bir müşür eklendi ve 1/2inch hortum takılabilmesi için yan taraflara bakır borular radyatör ustası tarafından kaynaklandı.

    Radyatör petek boyutları 46cm x 44cm. Bunun sayesinde yüzeyine 3x3 şeklinde 9 adet 14cm'lik bilgisayar fanı takılabilmesi mümkün. (42x42 cm'ye tekabül ediyor)

    Derinliği zannedersem 4cm. Bakır kanatçıkları ise inch başına 12.5. Bu santimetre başına 5'e tekabül ediyor. Aslında sık sayılabilecek bu oran, genede hava geçişine çok fazla ket vurmadan düşük statik basınçlı fanlarla ve düşük devirde bile gayet güzel bir ısı tahliyesi imkanı sunuyor.

    Çift geçişli bir radyatör aynı zamanda ve paralel uzanan 43 adet ince yatay su kanalı birbirlerinden 1'er cm arayla yerleştirilmiş. Çift geçişliden kasıt ise, su, radyatörün bir tarafından 22 adet çıtadan diğer tarafa gidip arkadaki su tankında toplanıp gene 22 adet su kanalından geri dönüyor yani.

    Su tankı ve su kanalları (dolayısıyla suyun temas ettiği yüzeyler) muhtemelen prinçten, kanatçıklar ise bakırdan üretilmiş.
    Suyun değmediği, radyatörün sağlamlığını sağlayan ve alttan ve üstten araca tespit edilebilmesini münkün kılan profiller ve ortadan geçen 2 adet çıta'da demirden üretilmiş. Bunu da mıknatısla test ettim, mıknatıs prinç ve bakırı çekmez.

    İşin en güzel taraflarından biri de ortadan geçen 2 adet çıtanın da tam tamına benim kullanacağım fanlara göre 14cm arayla tam ortaya simetrik yerleştirilmiş olması. Hususi yaptırtmaya çalışılsa bu kadar denk gelmezdi herhalde...

    Aslında BMW, Mercedes veya nebiliim işte Audi radyatörlerini falan ilk etapta düşünüyordum ancak maalesef pahalı araçların radyatörlerinin yan sanayi bakır tipini bulmak zannedersem neredeyse imkansız.

    Yeni nesil radyatörlerin hepsi neredeyse tamamen alüminyumdan üretiliyor ve maalesef bizim kullandığımız su sistemlerindeki su blokları Bakır, Prinç ve Nikel alaşımlarından üretildiği için bu denklemde alüminyum maalesef galvanik korozyona sebep oluyor. Haddinden fazla korozyon önleyici veya antifiriz kullanmak bile zannedersem hassas işlemci soğutucu bloklarını korumayı ve suyun kimyasını bozmamayı sağlayamıyor.

    Peki bu kocaman radyatör pompayı zorlamıyor mu ? Debiyi ve basıncı düşürmüyor mu ? Su soğutma sistemlerinde kullanılan ufak tipteki özel radyatörlere nazaran haddinden fazla suya direnç göstermiyor mu ? diye merak ediyor olabilirsiniz.
    Cevap ise: Hayır, zannedildiği gibi direnci yüksek değil, hatta belki daha da az dirence sahip.
    Şöyle açıklamaya çalışayım: Mesela bu radyatör piyasadaki diğer hususi su soğutma işi için üretilmiş özel radyatörler gibi çift geçişli bir radyatör ve eğer suyun geçtiği kanallar açısından bir karşılaştırma yapılırsa, kanal sayısının çokluğu sayesinde bu radyatörün kanallarından geçen suyun hızı diğer 12cm genişliğindeki çift geçişli radyatörlere nazaran yaklaşık 4 kat daha yavaş. Fakat tabii genede suyun temas ettiği yüzey alanı açısından da 4 kat daha dezavantajlı durumda da olduğu için ortalama da herhangi bir 480 diye tabir edilen radyatöre eş hatta belki daha da az direnç gösteriyor.

    Biraz daha rakamlarla açıklamak gerekirse: Mesela bu radyatörde su, bir uçtan diğer uca 22 adet su kanalından gidip geri geliyor. En gerçekçi karşılaştırma zannedersem herhangi bir 480 radyatörle yapılabilinir çünkü hem bu radyatörde hem de 480 radyatörde suyun gidip geldiği kanal uzunlukları neredeyse aynı. Fakat herhangi bir 480 radyatörde su 5 ila 6 kanaldan bir tarafa gidip gene 5 ila 6 kanaldan geri dönüyor. Radyatör kanalları aşağı yukarı aynı boyutlarda üretilmişse de bu da net olarak suyun 3.5 ila 4.4 kat büyük radyatörde daha yavaş aktığına ve bunun sayesinde düşünüldüğü gibi o kadar da fazla dirence maruz kalmadığına delalet ediyor.

    Ha durumu eşitleyen şey ise gene büyük radyatörde kanal sayısının fazlalığı yüzünden suyun temas ettiği yüzeyin de o oranda fazla olması.
    E peki kanallarda akış düştüğü ve türbilans azaldığı için için ısı transferi olumsuz etkilenmiyor mu? diye merak ediyorsanız da cevap: Hayır etkilenmiyor. Zaten su o kadar çok kanaldan geçerken laminar tipte aksa dahi işi türbülansa bırakmadan ısı tahliye edilebiliniyor.
    Zaten ortam sıcaklığıyla su sıcaklığı arasındaki 5 derecelik farkı bile beğenmediyseniz belli olmaz belki birgün kafam atar radyatöre ekstra 3 veya 6 adet daha 14cm'lik fan da ekleyebilirim. İstenirse yüzeyinin bir tarafına 3x3 şeklinde 9 adet 14cm'lik fan takılabileceğinden zaten bahsetmiştim.

    Peki diğer hususi radyatörlerin içindeki kanallar da bu radyatörle eşit iç genişliğe mi sahip acaba ? diye sorulursa da cevap zannedersem: Evet. Su soğutma için özel üretilmiş radyatörler de büyük ihtimalle herhangi bir araç radyatörü üretilen fabrikanın üretim bandında maliyetleri kısmak babında aynı boyutlar ve parçalar kullanılarak aynı araç radyatörü üretilir gibi üretiliyor ancak işte bunların boyutları daha ufak. Çünkü zaten düşününce sonuçta araç radyatörü ve üretimi hadisesi neredeyse 100 yıldır çok iyi bilinen, AR-GE'si yıllar evvel bol miktarda yapılmış, optimize edilmiş, gayet sağlam ve iş gören bir dizayn. Hal böyle olunca tekerleği tekrar keşfetmeye gerek kalmadan su soğutma için hususi üretilen ufak radyatörlerinde araç fabrikalarından aynı üretim teknikleri ve parçalarıyla üretilmiş bir dizayn olduğunu insan düşünmeden edemiyor.

    Radyatörle ilgili 1 - 2 resim daha:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Görüldüğü üzere gayet eli yüzü düzgün bir üretim. Üstelik boyası da fazla ısı yalıtkanlığı yapmasın diye kanatçıkların en üst 2 - 3 mm'lik kısmını kaplayacak şekilde özenli yapılmış. Yetsan ve Kale radyatörü tebrik etmek lazım açıkcası çünkü bundan daha iyisi de düşünülemez herhalde.
    Bu radyatörü bulmak da öyle kolay olmadı ha! Radyatörcünün deposuna girip elimde çelik metreyle tüm bakır radyatörleri teker teker sağından solundan ölçmeme radyatörcü nasıl müsade etti ve başımda bekleyen çalışanı da nasıl cinnet geçirmedi hala hayretler içersindeyim.

    Radyatörün üstündeki davlumbaz ise Ankara Ulus Posta Caddesi Sobacılar Çarşısındaki demircilerden birine gayet ucuz bir meblaya sipariş üzerine yapıldı. Davlumbaz üstündeki fan delikleri metal saç kesme makasıyla elle kesildi bu arada.
    Radyatörü aldıktan sonra önce eve getirdim ve petek kenarlarında uygun ve basit bir davlumbazın ne şekilde takılabileceği ve ne ölçülerde olabileceğini evde önce kabaca tespit ettim fakat.
    Davlumbaz ile petekler arasında yaklaşık 10cm'lik boşluk var bu arada ve fanlar havayı radyatöre doğru itmekten ziyade çekmek için kullanılıyor. Bunun böyle olmasını hususi olarak ben istedim. Sessiz ve düşük devirli çalışacağı düşünülen sistemlerde bu daha başarılı bir dizayn. Sonuçta radyatör alanı açısından eksiğimiz yok hatta fazlamız bile var. 5 sene sonra çok daha ileri bir sistemde ortaya çıkacak 1500Wattlık ısıyı da belki ekstra fan takviyesiyle hava sıcaklığıyla su sıcaklığı arasında 5 derecelik farkla atacaktır. İleriye yatırım sonuçta yani bir nevi.

    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    SU POMPASI:

    Bilgisayar su soğutma işinde dünyada en çok kullanılan, kalitesi, dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğü tartışılmaz, 25Watt güçle çalıştığı halde bile harikalar yaratan ve bilgisayar kullanıcıları için 12V Molex girişi takılarak modifiye edilmiş efsanevi endüstriyel pompa "Swiftech MCP655" bende de var.

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Ancak yaptığım çeşitli performans testlerinde Atman AT-105 akvaryum dalgıç pompa belli bir dirençten sonra daha iyi debi verdiği için akvaryum pompasını kullanmayı tercih ettim.
    Her iki pompa da suyu aşağı yukarı aynı yüksekliğe çıkartıyor. Hortumla yaptığım 5 denemeden 3ünde Swiftech, 2sinde Atman pompa suyu en yüksek irtifaya çıkartmayı başardı.

    Ancak dikkatinizi çekerim akvaryum pompasının gücü 60Watt. Yani Swiftech'in 25Watt'lık gücüne nazaran 2 katından bile fazla. Buna rağmen ancak bu şekilde akvaryum pompası Swiftech'in su basıncı performansına ulaşabiliyor. E buna da pek şaşmamak lazım çünkü Atman pompanın santirfüj çarkını çıkartıp baktığınızda Swiftech pompa kadar basınç yaratacak şekilde optimize edilmiş hidrodinamik bir yapıyla karşılaşamıyorsunuz. Bu arada her ne kadar pompanın üstünde 60Watt gücünde olduğu belirtilsede hiç belli olmaz belki bu pompa yazdığından çok daha az bir güç çekiyor da olabilir. Zannedersem bunu test etmenin en güzel yolu da piyasada bi ara tüm süpermarketlerde mevcut olan herhangi bir elektrikli cihazın prizden anlık kaç watt elektrik çektiğini gösteren dijital "Watt-Metre" veya "Kill-A-Watt" tarzı ölçüm aletleriyle test etmekte geçiyor. Aslında vaktiyle o aletden alacakmışız evde bi köşede bulunacakmış. Su soğutma sistemini toparlarken Ankara Ulus Sanayi Caddesinde çok dükkana sordum ama hepsi "Yok, bulamassın, kalmadı hiçbiryerde" dediler. Herhalde onu da internetden getirtirim bi ara öyle gözüküyor. Cihazı alınca ilk işim akvaryum pompasının prizden gerçekte kaç watt çektiğini ölçmek olacak ondan emin olabilirsiniz.

    Aslında ilk etapta ben her iki pompayı da seri bağlayarak sistemi kurmuş ve çeşitli testler yapmıştım. Daha sonra hem Swiftech pompayla hem de Atman pompayla bu sefer teker teker aynı testleri uyguladığımda sıcaklıklarda herhangi bir değişim olmadığını görünce bilgisayar kasası içinde hem de yerden de kazanmak için Atman pompayı ilk etapta kullanmayı uygun gördüm. Şimdilik Swiftech herhangi bir pompa arızasına karşı yedekte bulunuyor yani.
    Sıcaklıklarda değişen debiye rağmen bir farklılığın olmamasındaki en büyük etken de özellikle işlemci bloğunun kalitesi ve 2.5 santimetrelik genişlikten suyu 50 adet incecik kanaldan geçirerek ısıyı soğuran bir yapıya sahip olması sayesinde oldu. Açıkcası bunu öngörmüştüm ve bu doğrultuda hiç tereddüt etmeden aldığım bir su bloğu olduğu kendileri. E zaten biz vaktiyle "PHYS210" dersinde çeşitli geometrilerdeki ısı yayılımıyla ilgili 2. dereceden diferansiyel denklemleri kurmayı ve çözmeyi öğrenmiş adamız sonuçta...
    Ama ben size şöyle enteresan birşey söyleyeyim mi ? Çok daha az güçta 25 30Wattlık çok daha az basınç ve debiye sahip bir akvaryum pompası da kullansam bu işlemci çekirdek sıcaklıkları öyle 1 derece bile kolay kolay oynamazdı. Çünkü dediğim gibi blok çok şahane bir blok. Türbülansa mahal bırakmadan "laminar" yani türbülanssız düzgün akışta dahi ısıyı çok efektif suya iletebiliyor. Hal böyle olunca da akış hızının sıcaklıklara yansıması çok çok düşük hatta belki farkedilemeyecek oranlarda oluyor. Aslında şu aralar bir bakıma pişmanımda kocaman akvaryum pompası kullandığım için diye de itiraf etmiş olayım. Ancak güçlü pompa kullanmanın avantajlarından biri zaman içersinde blokta varolabilecek ve neredeyse kesin olacak çeşitli potansiyel bölgelik tıkanmalara karşı sağlam debi sağlayarak sistemi ayakta tutması hemde doldurma boşaltma yaparken sistemin havasının alınmasının yüksek debi sayesinde çok daha pratik oluşu.

    Ses gürültüsü açısından karşılaştırılacak olursa da Swiftech ince, tiz, cızır cızır ve bana göre rahatsız edici bir ses çıkartırken, Atman pompa daha derinden, tok ve daha düşük volümlü bir ses çıkarttığı için de akvaryum pompasını ilk etapta kullanmayı tercih ettim... Ama tabii sonra Atman pompa erken bozulur mu ? debisi herhangi başka bir bileşende tıkanma olmadığı halde düşer mi ? sesi artar mı ? zaman gösterecek...

    Akvaryum pompasının sesiyle ilgili olarak da: Aslında o ses sadece ve sadece "trafo" sesinden ibaret. Evet çünkü bizim evde çeşitli trafo cihazlarıyla çalışan ışıklandırma sistemleri de mevcut. Onların yarattığı titreşim sesine de kulak kabarttığımda aynı frekans da aynı uğultulu sesi çıkarttıklarını farkedince bende jeton düştü ve her iki sesinde esasen "trafo" sesi olduğunu o zaman anladım. Atman pompada şehir şebekesinden normalde 60Hz'le gelen alternatif akım başka hiçbir işleme tabii tutulmadan pompanın sağ ve sol bobinlerine verildiği için o trafo sesi çıkıyor.
    Akvaryum pompasında olduğu gibi aynı "manyetik pompa" mantığında çalışan Swiftech pompa ise alternatif akımla değil de bilgisayar güç kaynağından doğru akımla beslendiği için bu akımın illa bir "switch" veya trafo sistemiyle modifiye edilmesi şart oluyor. Hal böyleyken de Swiftech pompanın milinin daha optimize şekilde dönmesinin sağlanması için manyetik pompa milinin etrafında konuşlandırılmış sargı bobinlerine otomat tarzı transistör bir devreyle sırayla akım uygulanıyor. Bu uygulanan akımın frekansı da gene bahsettiğim gibi pompanın milinin en mümkün mertebede optimize dönmesi için frekansı ayarlandığı için de o frekans genelde şehir şebeke gerilimindeki 60Hertz'den daha yukarlarda daha tiz bir frekans olmak zorunda kalıyor maalesef.

    Ve bahsetmek gerekirki o Çin malı akvaryum pompası beni bile şaşırtacak derecede sessiz çıktı gerçekten. Ama şunu da bahsetmek lazım ki gerek rezervuarın içersinde olsun gerekse rezervuarın dış kısımlarında pompa, lastik paneller sayesinde mümkün mertebe titreşimler en aza indirgenecek şekilde yerleştirilmiş durumda. Zaten açıkcası kasa egzos fanı ve güç kaynağının fanlarının sesi pompanın sesini ziyadesiyle bastırıyor. Ancak hususi olarak kulağınızı CDRom bölgesine yaklaştırdığınız zaman pompadan gelen o vınlama şeklindeki zayıf tok sesi çok hafif duyabiliyorsunuz.

    Aslında piyasada ziyadesiyle pahalı ve akvaryumcuların kalitesine laf kondurmadıkları "Eheim" marka hakiki akvaryumlarda ve genel amaçlı olarak da kullanılabilinen pompalar mevcut ve onların diğer akvaryum pompalarından daha sessiz olduğundan bahsediliyor.
    Google'da baktığım birçok resimde bu kullandığım Atman pompanın santirfüj çarkıyla envai tür Eheim marka pompanın santirfüj çarklarının şekli mili ve mıknatısları da dahil olmak üzere hemen hemen tıpatıp aynı. Bu yaptığım gözlem de aslında akvaryum pompasından duyduğum sesin esasen sadece trafo sesi olduğunu kanıtlar nitelikte çünkü Eheim marka akvaryum pompalarıyla ilgili bahsedilen en önemli hususlardan biri de muadili akvaryum pompalarına nazaran çok daha sessiz çalıştıkları yönünde. E çark sistemi aynı olurken birinden çıkan ses diğerinden daha fazla olduğuna göre o zaman zannedersem Eheim pompalarda şehir şebekesinden gelen 50 ila 60Hertzlik akımı daha "efendi" hale sokan ve uçlarından "törpü"leyen çeşitli elektronik devreleri var ve bunun sayesinde trafo sesini de büyük oranda bertaraf edebiliyorlar diye bir fikir yürüttüm açıkcası.

    Tabii akvaryum pompasının en büyük dezavantajı 220volt şehir şebekesiyle çalışıyor oluşu ve ben bu gerilimi güç kaynağını modifiye edip onun içinden almaktan ziyade kasanın arkasından çıkan kendi fişiyle yapmayı daha uygun buldum.
    Bu, pratik kullanımda bilgisayarı açmadan önce akvaryum pompasını çalıştırmak/fişe takmak ve bilgisayar kapatıldığında da pompayı kapatmak/fişten çıkartmak şeklinde ekstra bir külfet getiriyor.
    Bilgisayar açıldığı anda pompanın devreye girmesi ve kapandığında da pompanın da durması için ekstra röle ve kablolar da aldım ancak hala tembellikten montajını yapamadım.

    Akvaryum pompası kullanmanın en büyük 2 dezavantajı var:
    1) 220volt çektiği için elektrik kaçağı yüzünden bilgisayarı bozma potansiyeli ve aslında daha da kötüsü beklenmedik bir pozisyonda bilgisayar çalışırken ve kasayla uğraşırken kişiyi elektrik çarpma tehlikesi.
    Bunu mümkün mertebe bertaraf etmek için pompanın elektrik kablosu girişini ve yalıtımı yapılmış olmasına rağmen potansiyel elektrik aksama su sızabilecek yerleri ayrıyeten 1 cm yüksekliğinde silikonla tecrit ettim.

    2) Bilgisayar çalıştırıldığında pompayı fişe takarak devreye sokmayı unutmak. Bu durumda da eğer farkında olunmassa ısı birkaç dakika içinde işlemcide birikeceği için işlemciyi yakma tehlikesi var. Röle kullanılsa bile yarın öbürgün rölenin bozulup bozulmayacağı meçhul.
    Dolayısıyla: Dikkat! Aman Ha! Allah Korusun! diyorum.

    Bu arada pompanın suya verdiği ısı miktarı konusunada değinmek isterim.
    Bilgisayar çalışmazken, yani dolayısıyla fanlar da çalışmazken sırf bir gece boyunca akvaryum pompasını sistemde açık çalışır vaziyette bıraktım. Sabah olup uyandığımda oda sıcaklığına ve su sıcaklığına baktığımda hayal meyal sadece 1 derecelik bir fark gördüm. Yani zannedildiği kadar öyle aman aman bir ısıyla suyu ısıtmıyor pompa. Bununla beraber o ısının radyatörden 1 derecelik farkla sadece fansız olarak tahliye edildiğini tekrar belirtmekte fayda var.

    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    REZERVUAR:

    Elimde çelik metreyle Migros'ta yemek saklama kaplarını acaba bu kap CDRom yuvasına sığar mı acep ? diye teker teker ölçtüğümü gören insanlar herhalde deli olduğumu düşündüler ve muhtemelende haklıydılar!

    Efendim elimdeki akvaryum pompasının sığabileceği ve aynı zamanda da 3 CD-Rom yuvasına sığabilecek 4 çeşit yemek kabı buldum, aldım eve getirdim ve hepsini saatler süren sızdırmazlık testlerinden geçirdim.
    Testden geçebilen bir tek "Üçsan Plastik" marka "M-494" modelli Yemek Saklama Kabı oldu. Meraklıysanız bu kabı şu aralar Migros ve REAL'de bulabilmeniz mümkün. Bu tarz plastik eşyalar daha çok sezonluk üretilen ürünler olduğu için daha sonra aynısını bulmak imkansıza yakın bir ihtimalde olabilir. O yüzden ben 1 tane yedek daha aldım evde bulunuyor.

    İşte "rezervuar"ın resmi internet sitesi: Üçsan Plastik Mutfak Gereçleri

    "Neden şöyle adam gibi Plexiglass'dan bir rezervuar yapmadın ? Hem de çok şekilsiz" diye düşünüyorsanız bende sizinle aynı fikirdeyim hakkaten görüntü olarak özellikle kasada pek bir çirkin duruyor ama ne yapalım iş görüyor.

    Ben özellikle istediğim zaman ecnebilerin tabiriyle "User Servicable" yani istendiği zaman kolayca pompaya ulaşılabilinecek, pompanın çıkartılıp takılması, değiştirilmesi kolay olacak bir dizayn olmasını istedim.
    Hal böyle olunca da sızdırmaz yemek saklama kaplarını bu iş için kullanmak gayet cazip bir çözüm olarak ortaya çıktı. Hem rezervuar doluyken kasayı defalarca yan tarafa yatırmama rağmen kapağından damla dahi sızdırma yapmamış olmaması seçimimin en azından işlev açısından doğru olduğuna delalet ediyor. Zaten kasanın içersinde rezervuar alttan ve üstten lastiklerle yerine sıkıştırılarak tespit ettirilmiş durumda yani öyle serbestçe rezervuarın yerinde oynaması gibi bir durum söz konusu değil.

    "Üstten sızdırsa ne olacak ki ? Bilgisayarı yatırmadığın sürece bir sorun yok!" diye de bir fikir yürütmeyiniz efendim. Sızdırmazlık önemli. İlk etapta pompanın en verimli şekilde çalışması için tam kapalı izole ortam şart. Hem bunun sayesinde sistemde ki su da buharlaşma yüzünden erkenden eksilmeyecek ve organizmaların sisteme girmeside bunun sayesinde büyük oranda engellenilmiş olacak. Zaten sistem çalışırken ve su da sıcakken sistem toplamda 5 PSI'ye varan bir basınç altında oluyor.
    Bazı el yapımı su soğutma sistemlerinde sistemin basınçlı olmadığını, havayla temasta olduğunu çeşitli resimlerden gördüm. Ne kadar büyük hata! Birde o sistemde soğutucu sıvı olarak antifriz gibi sıvılarda kullanılmışsa odanda sen o sıvıdan çıkan buharları soluyorsun demektir ne kadar sağlığa zararlı aslında...

    Plexiglass veya herhangi bir şeffaf plastik/PVC tarzı bir malzeme kullanmaktan kaçındım bu arada açıkcası çünkü bunlar hiç şu ana kadar çalışmadığım bana yabancı malzemeler ve bu tarz el becerisi gerektiren işlerin acemisi olmadığım halde genede bunu o işin ustalarına bırakmayı en akıllıca buldum. Mesela forumda "AMFİBİ" adlı kullanıcı arkadaşın yarattığı plexiglass'dan gayet güzel el yapımı bilgisayar kasalarının ve su rezervuarlarının resimleri var. Ne kadar takdir ettiğimi anlatamam.
    Belki ilerde bende forumdaki ustaların ve arkadaşların tavsiyeleri doğrultusunda daha iyi bir rezervuar yapmayı / yaptırtmayı veya işte yemek saklama kabı olmazda "Falanca işte kullanılan nebiliim felanca bidonu tam bu iş için uygundur" tavsiye üzerine o sisteme geçmeyi düşünebilirim. Bu konuda önerilere açığım.

    İşte 3 adet CDRom yuvasına alttan ve üstten neredeyse tam olarak sığan rezervuar ve içerisinde akvaryum pompası yerleştirilmiş bir resmi:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    En üstteki rakor sisteme doldurma/boşaltma yapılırken havalandırmayı sağlayan rakor. Sağdaki rakor rezervuar dönüş hortumu için, sol alttaki rakor da resimden de anlaşılacağı üzere pompanın suyu dışarı sisteme pompalama çıkışı.
    Delikler Dremel'in taş ucuyla yavaş yavaş ve gayet özenli ve rakorlar gayet sıkı geçebilecek bir şekilde delindi. En üstteki elektrik kablosunun çıktığı delik ise 1 cm uzunluğunda hortum parçası vasıtasıyla gayet kalın bir şekilde silikon yardımıyla iyice tecrit edildi.

    Bu arada normalde o kullandığım "Atman AT-105" pompa bu rezervuara sığmıyor.
    Sığdırabilmek için de Dremel'in bu sefer kesici uçlarıyla pompanın işe yaramaz bazı plastik kısımlarını hem alttan, hem üstten ve hemde kendi kendini soğutması daha iyi olsun diye yandan traşladım. Bunu yaparken elektrik yalıtımıyla ilgili kısımlarda herhangi bir kesim işlemi veya zedelenme kazası olmadı elbette.

    Hernekadar bu arada resimde kelepçelerle yarı sıkıştırılmış durumda olsa dahi en son kasaya yerleştirirken bu kelepçeleri kullanmamayı daha uygun buldum.
    Pompa arkadan ve yan taraftan lastikle rezervuarın duvarlarına dayanıyor bu arada ve gene rezervuarın arka kısmında yani CDRom yuvasına takıldığı yerde dıştan görünen kısımda akvaryum sıcaklığını göstermek için kullanılan dalgıç dijital termometre var:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

    ve Evet başka neden söz edilebilinir ? Ha evet:

    SONUÇ:

    Bu sistem benim kendi meşrebime göre yaptığım kendime has bir sistem. Benim sistemim :)
    İşlemci sıcaklıkları konusunda, bilgisayar kasam konusunda, kasanın iç dağınıklığı konusunda, rezervuar seçimi dahil bir yorumda bulunmayacağım. Sıcaklıkları da çok bulabilirsiniz veya az da bulabilirsiniz bu size kalmış.
    Taşıması zor ama, İlerde problem çıkartır mı ? Belli değil. Bununla beraber diğer sistemlere nazaran biraz daha pompa yüzünden elektrik harcıyor da olabilir. Tüm bunlarla beraber kullanılan dalgıç pompa da çok az bir miktarda sıcaklıklara negatif etkide bulunuyor.
    Yarın öbürgün daha ufak bir radyatör ve bu işler için üretilmiş hususi bir kasa kullanılarak belki sistem daha taşınması kolay, küçük ve kompakt bir hale dönüştürülebilinir zannedersem.. Ama o da başka bir yazının konusu elbette...

    Bu sistem bu arada UCUZ bir sistem değildir. Bunu ben öngörmüştüm. Böyle olmasını istedim ve aslında gördüğünüz üzere herhangi bir harcama yapılmasından da kaçınılmamıştır.

    Kullanılan belli başlı parçaların fiyatlarından bahsedeyim:

    İşlemci Soğutma Bloğu: 100 Dolar (Ankara Firebal Bilgisayardan elden alındı)
    Ekran Kartı Soğutma Bloğu: 133 Dolar (EK firmasının kendi web sitesinden sipariş edildi, kargo dahil)
    Radyatör: 230 YTL (Hurdacıdan kullanılmış almaktansa sıfır almak başta tercih edildi)
    Davlumbaz: 30 YTL
    Fanlar: 30 Dolar zannedersem.
    Pompa: 60 YTL (onlineakvaryum.com sitesinden sipariş edildi, kargo dahil)
    2. Pompa: (Swiftech MCP655) 150 Dolar (Ankara Firebal Bilgisayardan elden alındı, sisteme takılı değil, yedekte bekliyor)
    Rakorlar 50 YTL (Hatta fazla miktarda alındı)
    Hortumlar: 35 YTL (5 metre alındı, Ankara Firebal)
    Termal Macun: 10-15 Dolar idi herhalde (Arctic Cooling MX-3)
    Antifriz: 45 YTL (BMW yetkili servisinden 3 litre alındı yedekte bol bulunsun diye)
    Rezervuar: 10 YTL

    Diğer kelepçesiydi, "T" bağlantısıydı, lastiğiydi, vidasıydı şusuydu busuydu ıvır zıvır malzemeye de toplamda 150 YTL vermişimdir.
    Yapım aşamasında eksik olan bazı aletlerde alındı mesela çeşitli rakor anahtarları, tornavidalar, metal saç kesme makası, freze ve matkap ucu gibi harcamalara rahat bir 150 YTL daha hatta daha da fazla gitmiştir. Dremel vardı ama zaten bende.. Matkabı da ödünç aldım.
    Tüm bunları gerçekleştirmek için arabamla yaptığım radyatörü almak için sanayiye git gel, Ulus Posta Caddesi hırdavatçılarına birkaç kez gidiş geliş dahil yollarda rahat bir toplamda 1 depo benzin harcamışımdır o da yaklaşık 250 YTLye tekabül ediyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Buzz Lightyear -- 10 Aralık 2011; 16:57:50 >







  • böyle konuları gördükçe bende mi su soğutma kursam diyorum


    çok mükemmel olmuş güle güle kullan
  • abi sen ne yaptın ya

    atman pompa da korozyon oluşuyor mu içini hiç temizledin mi?
  • kalanını yarın okuyacağım ortada bir emek var okunmayı hak ediyor ama söylemeden edemicem hocam makale yazmışsın bildiğin
  • her haliyle ,emeğinle ,yorumunla 10 numara bir konu olmus..eline sağlık ne diyelim..
    orjınal parça mı el yapımı mı konusuna resmen acıklık getirmişsin...bravo..

    bu haliyle bile min 600tl cıkmıs cebınden..aldıgın sonuclar da gayet iyi..fakat harcadığın emeği ve zamanı tahmın edebiliyorum..bu iş herkese göre değil.herkes ne bu kadar emek ne de zaman ayırabılır bu işe...sen yapmışsın eline sağlık

    artıları eksılerı yazmayacagım zaten gerek de yok..kendin o kadar güzel acıklamıssın söze gerek yok..bu konu 300tl ye de sıvı sogutma yapılır dıyen arkadaslara gitsin:)

    ha aklıma şu takıldı yalnız..böyle bir sistemde soğutma sıvısı içine camasır suyu katmıs olman zannediyorum kı bir süre sonra tüm parçalara zarar verecektır..uzun vadede başına iş açmasın?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi atiktuk -- 15 Şubat 2011; 16:52:21 >
  • Elbette su soğutmayla ilgili tüm parçalar montajdan evvel güzelce yıkanılıp, daha sonra bilgisayarı temizlemek için kullanılan hava üfleyici cihazla hava tutulup, tozlardan arındırılıp, kurutulup, öyle monte edildi. Buna pompa ve çark mekanizmasıyla beraber tüm rezervuar, borular ve rakorlar da dahil.

    Dezenfektan olarak ben de çamaşır suyu kullanmayı pek istememiştim ancak herhangi bir zararı varsa bile diğer yosun önleyici veya "Biocide" tarzı kimyasallarında vereceği zararında ondan aşağı kalır tarafı olmayadabilir.
    Yabancı forumlarda uzun süre boyunca dezenfektan olarak çamaşır suyu kullanıp ne borularda nede bloklarda herhangi bir korozyon vakasıyla karşılaşmamış kullanıcıların yazılarını görünce "e hadi peki madem ben de çamaşır suyu kullanayım" dedim.

    Aslında benim kafamda esasen dezenfektan olarak büyük ihtimalle helezon şekle sokulmuş bir parça saf gümüşü suyun içine atarak kullanmak vardı ancak hala işlerimin yoğunluğundan onu temin edemedim.
    Onu birde temin ettiğim zaman suyun içine atabilmem için büyük oranda sistemi boşaltıp tekrar doldurmam gerekecek. O sebepten dolayı şu aralar o iş bi kalsın bu şekliyle en azından bi mesela yaza kadar sisteme dokunmayayım diyorum.

    Sistemde çamaşır suyunun herhangi bir olumsuz etkisi varsa bile suyun içersinde çok az bir derişimde bulunduğu için zannedersem hem yeteri miktarda dezenfektan görevi görüyor hem de konsantrasyonu o kadar da fazla olmadığı için korozyon da gene zannedersem minimumda kalıyor.

    Pompanın mıknatısının da herhangi bir korozyona maruz kalacağını veya diğer parçalarda korozyon yaratacağını zannetmiyorum. Ha keza eğer öyle olsaydı zaten en başta yıllardır bu akvaryum pompalarını kullanan akvaryumcular bununla ilgili şikayette bulunurlardı ve bu hadise bilinirdi diye düşünüyorum. Çünkü takdir edersiniz ki akvaryum suyu ziyadesiyle kirli ve iyonik olsun olmasın envai tür kimyasal maddeyi çözünmüş olarak içersinde barındırıyor. Pompanın çark mili de komple seramikten üretilmiş bu arada yani plastik veya metal değil. Milin her iki taraftan oturduğu yataklar ise lastikten, çarkın kendisi hafif yumuşak plastikten üretilmiş ve kuvvet uygulandığında esneyebiliyor, pompanın diğer tüm aksamları da tabiyatıyle sert plastikten bu arada.

    Fakat genede madem bu başlığı açtım, zaman içersinde sistemdeki belli başlı değişiklikleri, varsa aksilikleri, korozyon olup olmadığı gibi mühim şeyleri bildireceğimden emin olabilirsiniz.

    İlk raporu vereyim hatta şimdi madem: Sistemi kuralı yaklaşık 20 gün oldu bu arada ve şimdilik herhangi bir aksilik, anormallik yok.
    Sıcaklıklar normal, suyun rengi ve hortumlar berrak, pompanın sesinde bir anormallik yok, debi normal, herhangi bir sızıntı vakasıyla da karşılaşılmadı ve rezervuarda suyun seviyesinde de bir değişim yok, herşey yolunda gibi.

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Bu arada en sonunda aldığım röleyi'de pompanın elektrik kablosuna bağlayarak, pompanın bilgisayar açıldığı anda devreye girmesini ve kapandığında onun da otomatikman kapanması hadisesini halletmiş bulunuyorum.

    İşte bununla ilgili fotoğraflar:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Iskartaya çıkartılmış boş bir elektronik kutusu kullanarak röleyi kablolara tabiri caizse "çalakaşık" bağlamaktan ziyade devreye 2 adet switch de eklemeyi zaten en başta düşünüyordum ve böyle de yaptım gördüğünüz gibi. Bu switchlerin vazifeleri de şu şekilde:

    Üstteki 1. swith "Global On/Off Switchi". Aslında bu switch olmasa da olurdu. Görevi pompa fişini frizden çekip takmayı temsil ediyor. Default konumu: ON. Eğer OFF konuma alınırsa elektriği her koşulda komple kesiyor.

    Alttaki 2. switch'in görevi ise çok daha işlevsel.
    Röleye paralel bağlanmış bu switch sayesinde özellikle sisteme doldurma boşaltma yaparken pompaya "manuel" kumanda sağlıyor. Default konumu: OFF. Eğer ON konumuna alınırsa röle devrede olsun ya da olmasın pompaya elektrik sağlıyor. Tabii 1. switch de açık ve pompa da prize bağlıysa elbette. Bu 2. switch sayesinde ilerde çıkabilecek bazı durumlarda sisteme "diyagnostik" yapmak da gayet kolaylaşmış olacak.

    Hatta Windows Paint'de devre şemasını da çizdim sizler için:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Kullandığım röle en temel tip sargılı rölelerden.
    Bobininin 160 Ohm direnci var, güç kaynağının 12 Volt molex çıkışından kumandasını alıyor ve su pompasının 220 Voltluk şehir şebekesi hattını açıp kapatıyor. Bu koşullar altında da röle devredeyken yaklaşık 0.9 ila 1 Wattlık sürekli bir güç harcaması var.
    Röleyi alırken elektronikçiden en büyük modelini aldım bu arada ki sağlam güvenilir birşey olsun diye. Bu arada röle çalışırken sürekli ekstradan 1 watt güç harcamak zorunda olsa dahi o bölgede kayda değer bir ısı birikimi olup olmadığını gözlemleyebilmek için röleye de bir dijital termometre tahsis ettim. Uzun süre boyunca bilgisayar devrede olmasına rağmen sıcaklığı 28 derecede gösteriyor asayiş berkemal yani.

    Rölenin üstten ve alttan fotoğrafları:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    220V bağlantıları birinci resimdeki en soldaki 2 adet soket bağlantısı ile yapıldı. 12v kumanda akımı da 2. resimdeki en alttaki 2 pin'e lehimlenerek yapıldı. Üst tarafta boşta kalan 3 adet 220 Volt'luk pinleri de kestim, sonra dremelle taşlayıp elektrik bandıyla da iyice izole ettim.
    2. resimde görüldüğü üzere pin'lerin işlevi şemayla rölenin arkasında da mevcut. Zaten şeması olmasa dahi Multimetre ile de pinlerin işlevleri keşfedilebilinir.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Tüm bunlarla beraber harddiski de en yukardaki gözden 3 - 4 basamak aşağı, eski, kasa ön hava çekiş fanının önüne gelecek şekilde yeniden konumlandırdım.
    Bunun sayesinde harddisk sıcaklığı da eski normal seviyelerine inmiş oldu. Harddiski su soğutma kurarken harddisk yuvalarındaki en yukardaki seviyeye taşımamdaki sebep ise orda en başlarda MCP655 pompanın konumlanmış olmasıydı ve hortum bağlantıları da göz önüne alındığında pompa için en ideal konum buydu. MCP655'i şu aralar kullanmadığım için harddiski de iyi havalanabildiği en eski konumuna getirebildim yani.


    Bu arada kasaya büyük oranda kozmetik bir modifiye olarak mavi neon lambası da taktım.
    O da gücünü 12v Molexden alıyor. Inverter kutucuğunu harddisk yuvalarının kenarına kelepçeledim va açma kapama switchini de rezervuarın kenarından kasa önüne aldım, kasa kapağı kapalıyken de lambayı açıp kapatmak bu şekilde mümkün olabildi. Neon lamba görselliğe önem verilmemiş özellikle benim kasamda hernekadar evlere şenlik bir modifiye olsa da, kasa içersinde çalışırken gayet güzel bir ışıklandırma sağlaması işlevsel olarak çok hoş bir avantaj.

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Bir sonraki suyu boşaltıp tekrar dolduracağım büyük bakım ve modifiye aşamasında da radyatöre giden kasa arkasındaki su giriş/çıkış bağlantılarını "Quick Disconnect" bağlantılarla değiştirmeyi düşünüyorum.

    Türkçesi zannedersem "Şipşak" bağlantı yada "Tak Çıkar" bağlantı diye geçiyor, tam olarak ne dendiğini bende bilmiyorum. Bu şipşak bağlantılar sayesinde de sistemin suyunu tahliye etmeye gerek kalmadan radyatörün kasayla olan ilişkisini kesmek mümkün olabilecek. Hem bunun sayesinde potansiyel olarak eğer mevcutsa belki başka bir radyatörü de deneme olanağı çok kolaylaşmış olacak. Yabancı forumlarda bu bağlantıların bir miktar basıncı düşürdüğü için kullanmaktan kaçınıldığından bahsediliyor ancak benim için işlevsel değeri bu basınç kaybını gayet göze alabileceğim nitelikte. Bu arada sistem takma çıkarma esnasında tam kuru bir operasyon vadetmiyor elbette. Gene yabancı forumlardan okuduğuma göre illa da en azından birkaç damla takma çıkartma esnasında uçlardan akıyor. Bu duruma da takma çıkartma esnasında bezlerle kağıt havlularla hazırlıklı olmak gerekiyor yani.

    Rakorları aldığım yerde bu parçaları da sormuştum. Ancak orda galiba aynı işleve sahip bağlantının "hava" için olan tipi vardı. Belki içi paslanmaz çelikti ama genede belki bizim su sistemine tam olmaz diye tereddütde kalarak son etapta almamıştım. Özellikle su için özel üretilmiş tak çıkar bağlantıları varsa ilk etapta onu araştıracağım. Eğer hava için olan bizim bu su ile de kullanılabiliniyorsa onu da bir iyice öğrenip herhalde önümüzdeki aylarda sanayiden o parçaları alırım diye düşünüyorum. Hadi hiç olmadı internetden getirteceğim.

    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    "Sistemi şu aralar gerektiği zaman nasıl taşıyorsun/naklediyorsun ?" diye merak ediyorsanız işte durumu açıklayan bir fotoğraf:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Kasayı ve radyatörü bağlayan kayışlar hususi ayarlanabilinir bavul sıkıştırma kayışları. Vaktiyle Migros'tan almıştım hazırda vardı iyide oldu baya bi işi kolaylaştırdı. Belki ilerde komple sistemi taşımayı çok daha kolaylaştıracak kulplu bir metalden "karkas" tipi sistem de yaptırtılabinir ama o gözümde öncelikte değil şu aralar.

    Sistemin Kasa + Radyatör dahil ağırlığı da azımsanmayacak boyutlarda bu arada. Açıkcası 2sinin toplamda bu kadar ağır olacağını tahmin etmemiştim.

    Kasanın + Radyatörün toplam ağırlıkları sistem full su doluyken tam tamına 27 Kg!.

    Baskülde önce kendimi tarttım sonra sistemi yüklenip tekrar basküle çıkıp kaç kilo gösterdiğini tespit ettim. Tabiyatıyle büyük değeri küçük değerden çıkartıp sistemin toplam ağırlığını da bu şekilde tespit etmiş oldum.
    Sistemde su yokken de 3.5 litre su kapasitesine sahip olduğu için o durumda da toplam ağırlığı yaklaşık 24 kg civarlarında olacaktır.

    İşte bu da radyatörü üstüne yatırdığım ayaklık:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Bu ayaklık normalde camlar vasıtasıyla üstünde avize, aplik, biblo, porselen vesaire gibi süs eşyası koymak üzere kullanılıyordu.

    Ha bu arada size radyatörün arka kısmını göstermedim:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Arka kısmında heryerde bulunabilecek orta sertlikte alüminyum elek şeklinde ızgara var.
    Bu ızgaradan gerek hava geçişini fazla engellediğini düşündüğüm için, gerekse de görünüş olarak öyle çok da memnun değilim fakat açıkca söylemek gerekirse çok narin bir yapıda olan ve en ufak darbede eğilebilen radyatör kanatçıklarını fevkalade koruyor.

    Radyatörü defalarca ayaklığına koyup kaldırdığım halde kanatçıklarda en ufak bir dezenformasyon yok. Izgaranın radyatör kanatçıklarını bu kadar güzel koruyabilmesindeki en büyük yardımcı faktör de radyatörün ortasından geçen metalden 2 adet mukavemet çıtasının da hatırı sayılır nitelikte payının olması. Hangi çıtalardan bahsettiğimi anlamadıysanız ilk yazımdaki "Radyatör" başlığı altına koyduğum fotoğraftaki radyatör üstündeki 14cm'lik fanın 2 tarafından uzanan çıtalardan bahsediyorum. Bu çıtalar radyatörün her 2 tarafında da aynı hizada mevcut.

    Fakat işte belki ilerde hem daha iyi havalandırma sağlayacak hem de göze daha şık gözüken bir ızgara araştırmayı da düşünmüyor değilim. Bu arada ızgarayı ve davlumbazı kasayı siyaha boyarken onları da mı boyasam acaba diye düşünmüştüm ancak vazgeçmiştim. Davlumbazın gerçi üstünde parlak kaplama materyali olduğu için boya tutması zor olacaktır ve ben bunu bilerek ilk etapta yaptırtmıştım ancak alüminyum ızgaranın hiç nazlanmadan çok rahat boyanacağını tahmin ediyorum. Genede bu şekilde de sistemin komple olarak öyle çirkin bir görünüşü yok sanırım, hatta hem davlumbaz hem de ızgara parlak rengi sayesinde genel bir kompleks hava katıyorlar şeklinde de yorumlanabilinir ama genede dikkatli bir bakış davlumbazın döner tezgahından bozma teneke olduğu gerçeğini de farkedebilir çaktırmayın :)

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Gelişmelerden haberdar edeceğimdir, sağlıcakla.




  • işlemci sıcaklık değerleri çok iyi.oda sıcaklığı normal kaloriferli ortam ısısı gibimi.zira böyleyse.extrem hava soğutma ile 1.4 voltta işlemci 80 ve üzerini görürdü.
  • bende bu yöntemle bir şey yapmayı planlıyorum. sırf meraktan yapmak istiyorum. gelecekte çok daha güçlü pompalara aynı anda birden fazla bilgisayarı soğutmak gibi projelerim var. bir datacenter için harika bir çözüm olur diye hayal ediyorum. tabi bunu öğrenebilmem için önce kendi bilgisayarımda denemem lazım :)
  • ilk bi pc yi yenileyim sonra su soğutmayı hakeder benimki
  • ellerinize sağlık bayağı uğraşmışsınız
  • emeğe saygı,elinize sağlık
  • Çok emek harcamissiniz iyi bisey cikmis
  • Okumaya üşendim k.bakmayın ama güzel iş çıkarmışsınız. El yapımı bütün su sogutmalarda tupperware moda sanırım :D
  • Bizimle paylaştığınız için teşekkürler. Ben de ekran kartını vmod yapıyorum ancak hava soğutma yetersiz kalıyor. Sizin yazınızdan çok şey öğrendim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lusi -- 13 Nisan 2011; 22:30:41 >
  • Evet arkadaşlar bu soğutma sistemini kuralı 1 seneyi geçtikten sonra performansda herhangi bir kayıp olmamasına rağmen komple sistemi söküp genede herhangi bir tıkanma varmı yokmu kontrol etmek amacıyla aşağıdaki resimleri çektim.

    Sistem 1 yıldan daha uzun süredir neredeyse hergün 3.8 ila 4.2 GHZ arasında overclocklu sorunsuz çalışmış olup hatta bazen birkaç hafta hiç kapanmadığı zamanlarda oldu.

    İşte işlemci soğutucusunda 1 senelik kullanım sonucu biriken kirler:

    Soğutucu bloğunu ilk kez açtığımda karşıma çıkan manzara buydu:
    Sağ tarafta ciddi tıkanma ortalarda da yer yer tıkanmalar var... Bir tane de saç kılı kalmış içerde :)

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Su dağıtıcı plakayı kaldırdığımdaki manzara ise bu:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Daha yakın bir çekim:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Musluğun altında ılık ve sabunlu suda diş firçasıyla güzelce temizledikten sonraki hali:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Soğutucu üst bloğun ilk kez söküldükten sonraki fotoğrafı... Görüldüğü üzere herhangi bir negatif durum yok, Her iki O-Ring conta da ilk günki gibi sağlam.

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    Su bloğunun tüm parçaları:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    *--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Ekran kartının su bloğunu açmaya açıkcası gerek görmedim, çünkü ekran kartının sıcaklıklarında da herhangi bir enayilik durumu yoktu ve hepiniz biliyorsunuz ki ekran kartını özellikle "Full Blok" soğutucuyla soğutmak işlemciye nazaran çok daha kolay ve sıcaklıklardan bahsetmek neredeyse manasız... Ekran Kartı en overclocklu durumdayken bile 40 dereceyi gördüğümü hatırlamıyorum... Genelde 28-30 ila 35, 36 arasında değişirdi sıcaklığı yük durumuna göre.

    Bu arada bahsetmem gereken negatif noktalardan biri maalesef akvaryum pompasının sesi sanki biraz arttı gibi, bu biraz canımı sıkıyor o sebepten Swiftech pompaya geçmeyi düşünüyorum... Bu arada akvaryum pompasının duvardan gerçekte kaç watt güç çektiğini cihaz yardımıyla en sonunda görmeyi başarabildim sonuç beni de şaşırttı doğrusu:

     Araç Radyatörlü ve Akvaryum Pompalı Su Soğutma Sistemim


    14 ila 15 Watt arası bir güç çekiyormuş meğer prizden. Buna rağmen sisteme yeterli debiyi sağlayabilmesi beni de şaşırttı doğrusu. Çünkü internetde aynı sisteme sahip birçok kullanıcının bildirdiği sıcaklık rakamlarıyla benim sistemimim sıcaklık rakamları özellikle yüklü durumda aşağı yukarı aynı, hatta birçok durumda benim sıcaklık verilerim birkaç santigrat daha iyi idi.

    Şimdilik sistemde overclock yok ve hava tipi soğutma bağlı durumda. Ekran kartının ve İşlemcinin hava soğutmasını geri taktım yani anlayacağınız. Ekran kartının orjinal hava soğutması var, işlemci üzerinde de Zalman'ın iyi performanslı soğutucularından CNPS10X Extreme takılı. Vaktiyle Noctua NH-D14 bulamadığımdan bu soğutucuyu almıştım. Performansı fena değil, Ancak tek sevmediğim noktası montajı çok zahmetli, arkada back retention-plate si yok bu sebepten tüm ağırlığı bükecek kadar anakarta veriyor birde fanı ilk hafıza slotunu işgal ediyor. Onun dışında performansı fena değil. Termal macun Arctic Cooling MX2 kullandım takarken de.

    Şimdi önümüzde yaz var, Su soğutmaya geri dönmeden önce biraz daha değişik bir dizayna geçeyim diyorum özellikle kasada birkaç modifikasyon veya komple kasayı değiştirmek yönünde fikirlerim var. Uyguladığım zaman muhakkak fotoğraflarla beraber sizlere tekrar haber edeceğimden emin olabilirsiniz. Veya hiç belli olmaz bu cumartesi sabahtan olaya girişip pazar akşamına tekrar eski su soğutma sistemine geçmiş de olabilirim.

    Sağlıcakla.




  • Tebrikler hocam güzel iş çıkarmışsınız gerçekten.
    Birkaç şey söyleyecektim performans açısından. Fan sayısı tüm radyatörü kaplamıyor gibi ve fanlar ile radyatör arasında mesafe var gibi. Fanların tam gücünü gösteremediğini düşünüyorum. Bu bilgisayarlardaki lanet olası ses kabus gibi bir şey. Su soğutma sistemlerine bile bir zaman sonra musallat oluyor demek ki.
    Sayenizde cpu bloğunun da içini görmüş olduk merak ettiğim bir bloktu. Acaba bu blok her türlü cpu üzerine uygulanabiliyor mu? 1155 2011 soketleri gibi...
  • yazını akşam eve gidince tam tamına okuyacam ama antıfırız neden koyma ihtiyacı duydun antifiriz donmayı ve kaynaömayı önler zaten kapalı kapta su kaynamaz onu geçtim yoğunluğunu yani kıvamını artıracağından pompa daha zorlanacak gerçi pompa nasıl bi pompa bilmiıom tutupta banamısın demiosa sorun yok tabi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chaos7

    Tebrikler hocam güzel iş çıkarmışsınız gerçekten.
    Birkaç şey söyleyecektim performans açısından. Fan sayısı tüm radyatörü kaplamıyor gibi ve fanlar ile radyatör arasında mesafe var gibi. Fanların tam gücünü gösteremediğini düşünüyorum. Bu bilgisayarlardaki lanet olası ses kabus gibi bir şey. Su soğutma sistemlerine bile bir zaman sonra musallat oluyor demek ki.
    Sayenizde cpu bloğunun da içini görmüş olduk merak ettiğim bir bloktu. Acaba bu blok her türlü cpu üzerine uygulanabiliyor mu? 1155 2011 soketleri gibi...

    Merhaba, Teşekkürler.

    Evet radyatörün davlumbaz dizaynını ve az sayıda o şekilde fana sahip olmasını ben istedim sebebi de şu:

    Fan ile radyatör petekleri arasında yaklaşık 8cm, dolayısıyla davlumbaz ile petekler arasında bir net 10cm boşluk var. Böyle bir dizayn sayesinde radyatörün direkt fanları görmeyen kısmından da hava akışının daha fazla olması bu şekilde mümkün olabilmekte.
    Çünkü takdir edersin ki eğer fanlar radyatöre daha yakın dursalardı şayet bu sefer fanlara bakan kısımdan daha fazla hava geçerken kenarlarda kalan kısımlar neredeyse atıl duruma düşecekti. Bu tip bir dizayn tüm radyatör alanından daha makul şekilde faydalanmayı mümkün kılıyor. Mesela elimi alttan radyatörün kenarlarına koyduğumda hissettiğim hava akışı ile elimi radyatörün ortalarına doğru koyduğumdaki hissettiğim hava akışı hemen hemen aynı diyebilirim. Fanların engelden yani radyatör peteklerinden nispeten uzak durması aynı zamanda sessizliği de gayet arttıran faktörlerden. Bunu da özellikle hesaba kattım davlumbazı bu şekilde dizayn ederken...

    Fanlar eğer daha fazla olsaydı bu seferde çok gürültülü olurdu ve şöyle bir örnek vereyim mesela:

    Fanları takmadan evvel yüklü durumdaki sıcaklıkları radyatöre alttan kocaman vantilatör fanıyla hava üfleyerek denedim, su sıcaklığıyla hava sıcaklığı arasında 3 bilemedin 4 derecelik bir değişme oldu sadece. E zaten hali hazırda işbu dizayn hava sıcaklığıyla su sıcaklığı arasında 5 derecelik bir farkla ısıyı transfer edebildiği için daha da aşırıya kaçıp çok fazla fan koymaya gerek duymadım. Ama şunu da belirteyim 5 derecelik fark hem işlemci hemde grafik kartı aşırı overclocklu ve %100 zorlanma da ortaya çıkan bir rakam. Normalde sıcaklık farkı 2 ila 4 derece arasında değişiyor zaten. Ama bu hep radyatör alanının büyük olması sayesinde tabii onu hiç akıldan çıkartmayalım...

    Tüm bunlarla beraber OCCT programının "Power Supply" testinde gene aşırı overclocklu durumdayken bilgisayara maksimum prizden 660 ila 700 Watt arası değişen bir güç çektirebildim en fazla... Enerjinin korunumu kanununa göre prizden o kadar güç çekiyorsa aşağı yukarı 400 ila 500 Wattlık ısı enerjisi de suyu ısıtmaya gidiyordur diye tahmin ediyorum. Ve radyatör de tabiyatıyle aynı miktardaki enerjiyi yaklaşık su sıcaklığıyla hava sıcaklığı arasında 5 derecelik farkla havaya tahliye ediyor.

    Herneyse Davlumbazın ve Fanların o şekilde oluşunu şöyle özetlemek gerekirse:

    -- Fanları yüksek tutma sayesinde tüm radyatör alanında daha eşit hava akışının sağlanması.
    -- Ve gene yüksek davlumbaz sayesinde daha az fan kullanmak daha az sessizlik ve güç sarfiyatı demek.

    Ha bu arada şunu önemle belirteyim belki gözünüzden kaçmıştır: Fanlar radyatöre havayı püskürtmekten ziyade kendilerine doğru emip dışarı atıyorlar. Bu da özellikle sessizlik ve tüm radyatör yüzeyinde eşit akışı sağlayabilmekteki en büyük püf noktalarından biri.

    10 cm yüksekliğindeki davlumbaz da bu internetteki meşhur "Skinny Labs" testlerinden kaynaklanıyor aslında... Adamlar test yapmışlar 10cm den sonra davlumbazı daha da yükseltmenin öyle aman aman bir tesiri olmadığını görmüşler bende güvenmiştim o teste ve davlumbaz dizaynımı bu şekilde yaptım...

    Laf giderek uzuyor :) Ancak tabii gene takdir edersiniz ki çoğu su soğutma sistemlerinde benim sistemimde olduğu gibi fanlara 10cm davlumbaz aralığı vermek yer sıkıntısından dolayı hem çok büyük lüks hatta neredeyse imkansız, çünkü çoğu kişi radyatörleri kasalarına monte şekilde daha kompakt dizaynlar şeklinde kullanıyorlar. Bu benim sistemde radyatörün ayrı bir ünite olarak o şekilde olması özellikle yere çok yakın durarak odanın altındaki soğuk havayı emip sıcak havayı yukarı doğru püskürtmesi olabilecek düşünülebilecek en ideal dizaynlardan biri... E radyatör alanı da kallavi olunca zannedersem ben bu işin radyatör kısmnı sessizliği de hesaba katarak gayet güzel bir şekilde kotardım diye düşünüyorum.

    -------------------------------------------------------------------------------------

    İşlemci Su Bloğu ile ilgili olarak: Markası "EK" modeli "HF Full Nickel"
    Firma anasayfası:http://www.ekwaterblocks.com/
    Ürün detayları:http://www.ekwaterblocks.com/shop/EK-PSS/EK-PSS-3830046990235.pdf

    Dediğine göre:
    Intel® Pentium® 4, D, Celeron, Socket 478,
    Intel® Xeon socket 603, 604, 771,
    Intel® LGA 775, 1366 (i 7) and 1156 (i5) sockes.
    AMD® Athlon 64, Sempron, 754, 939, 940,
    AMD® socket AM2, AM2+, AM3.

    işlemcili kartlara takılabiliyormuş. 1155 ve 2011'i bende şimdi bilemedim maalesef, internetden biraz araştırılsa bulunur diye tahmin ediyorum, inglizce hususunda sıkıntın varsa genede ben bu sefer mahsus senin için bakayım madem. Benim işlemci 1366 soket bu arada. Esasen anakartdaki Blok takmakda kullanılan deliklerin aralığını mümkünse bir cetvelle ölçmekte fayda var gibi.. Gene ürün detaylarındaki şemaya göre zannedersem 80mm ila 72.4mm arası delik aralığındaki tüm soket tiplerine sanki takılabiliyor gibi bir izlenim yarattı bende. Gerçi arkada birkaç tip soket tipine uygun "Retention Plate" geliyor hali hazırda ama belki hiç olmadı o ölçülere uygun sağlam bir metal plaka da çok rahat imal edilebilinir diye düşünüyorum.

    Blok gayet müthiş bir dizayna sahip ama bu arada, suyu yaklaşık 50 tane incecik kanaldan olabilecek en düşük zorlanmayla geçirebiliyor. Su kanallarının çok oluşu tabiyatıyle soğutma performansındaki sıcaklık değerlerini düşürmeyi sağlarken, suyu ortadan basarak her 2 yöne eşit dağıtma şeklinde yaptıkları dizayn sayesinde de suyun maruz kaldığı fiziksel rezistansı minimumda tutarak debinin maksimum kalmasını sağlıyor.




  • Aslında bir test vardı forumlarda çok dolaştım kayboldum şimdi. O blok içindeki demir plaka alınarak suyun debisi epey artıyormuş hatta %40 gibi bir değer vermişlerdi. O plakalı şekliyle kullanım için en az 1000+ saat/litre gibi bir değeri makul görüyorlardı.
    Bir de bu nikel maddesi bakıra göre nasıl bir madde bildiğim korozyon oranı az ama iletkenlik? Şimdi gördüm de bunun altı bakır mı acaba?
    Bu blokların kötü tarafı da ancak bir kere alınabilir fiyatı yüzünden o nedenle universal olmaları gerekli. Sitede öyle diyor ama kullanan var mı bilemiyorum da... Şimdi bende lga775 var i5 e ne zaman geçerim kim bilir? hala bf3 ü rahat oynayabiliyorum :) Ama almışken işte ileriye dönük olması da önemli benim için.
    Bu arada pompanın ses durumu ya da sistemin komple ses durumu nasıl? Ben aslında bu su soğutmaya sırf sesi için geçmek istiyorum.
    Yine en çok merak ettiğim konu sadece cpu ve gpu soğutma işlemi için 240 lık radyatörün yetip yetmeyeceği. Ben şu corsair carbide 400r kasalarından almak istiyorum. Onun da üst bölümünde bir yer mevcut 240lık için başka uygun yeri de yok gibi fanları içe ve dışa(öncelik iç) yerleştireceğim performansına göre. Yetersiz gelirse kesin dışa da takacağız. Bir de onun için toz filtresi ve hazne ile uğraşmak lazım artık nasıl olur bilemem. Şimdi elimde enermax uber chakra var kasa olarak ve gerçekten gözüme büyük görünmeye başladı. Su soğutma için yapılmamış ama uğraşılsa uygun hale gelir. Ben pek uğraşamayacağım galiba...O nedenle şu radyatör işini çok merak ediyorum. Hatta bunun bir de kalınlık boyutu da var. Çok kalın seçersem bu sefer kasa içine fan takamam. Şu hazır kit corsair h100'e bakıyorum 240 lık radyatör sırf cpu için. O nedenle kafam karışık...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chaos7

    Aslında bir test vardı forumlarda çok dolaştım kayboldum şimdi. O blok içindeki demir plaka alınarak suyun debisi epey artıyormuş hatta %40 gibi bir değer vermişlerdi. O plakalı şekliyle kullanım için en az 1000+ saat/litre gibi bir değeri makul görüyorlardı.
    Bir de bu nikel maddesi bakıra göre nasıl bir madde bildiğim korozyon oranı az ama iletkenlik? Şimdi gördüm de bunun altı bakır mı acaba?
    Bu blokların kötü tarafı da ancak bir kere alınabilir fiyatı yüzünden o nedenle universal olmaları gerekli. Sitede öyle diyor ama kullanan var mı bilemiyorum da... Şimdi bende lga775 var i5 e ne zaman geçerim kim bilir? hala bf3 ü rahat oynayabiliyorum :) Ama almışken işte ileriye dönük olması da önemli benim için.
    Bu arada pompanın ses durumu ya da sistemin komple ses durumu nasıl? Ben aslında bu su soğutmaya sırf sesi için geçmek istiyorum.
    Yine en çok merak ettiğim konu sadece cpu ve gpu soğutma işlemi için 240 lık radyatörün yetip yetmeyeceği. Ben şu corsair carbide 400r kasalarından almak istiyorum. Onun da üst bölümünde bir yer mevcut 240lık için başka uygun yeri de yok gibi fanları içe ve dışa(öncelik iç) yerleştireceğim performansına göre. Yetersiz gelirse kesin dışa da takacağız. Bir de onun için toz filtresi ve hazne ile uğraşmak lazım artık nasıl olur bilemem. Şimdi elimde enermax uber chakra var kasa olarak ve gerçekten gözüme büyük görünmeye başladı. Su soğutma için yapılmamış ama uğraşılsa uygun hale gelir. Ben pek uğraşamayacağım galiba...O nedenle şu radyatör işini çok merak ediyorum. Hatta bunun bir de kalınlık boyutu da var. Çok kalın seçersem bu sefer kasa içine fan takamam. Şu hazır kit corsair h100'e bakıyorum 240 lık radyatör sırf cpu için. O nedenle kafam karışık...

    Tabii elbette, "Jet Plate"yi yani o su dağıtan plakayı alırsak debisi artar ancak bu sefer performans kötü etkilenir çünkü işin esprisi plaka sayesinde suyun "sadece" o ince su kanallarının içersinden geçmesi.
    Plakayı çıkartırsak su tabiyatıyle en az rezistans gördüğü kısımdan akmaya meyilli olacaktır bu da su kanallarını büyük oranda es geçmek manasına geliyor. Suyun su kanallarını es geçmesi demek de tabiyatıyle ısının su tarafından çabucak soğurulamaması, Blokda ısının birikmesi ve bunun yüzünden de CPU sıcaklıklarının daha yüksek olması demek.

    Evet blok komple bakırdan üretim üstü de nikel kaplama, Nikelin ısı iletimi bakır kadar fazla olmadığını varsayıyorum, ancak kaplama çok ince olduğu için öyle gözle görülür bir performans düşüşü yaratmıyor demekki adamlar böyle yapmayı uygun görmüşler. zaten fotoğraflardan dikkat edersen su kanalları bile nikel kaplama, bu kaplamanın ne kadar ince bir tabaka olduğu hususunda bir fikir verecektir sanırım.

    Pompanın ses durumu açıkcası ilk başlarda "Swiftech MCP655" den bile daha iyi idi ancak sonradan özellikle son 1 - 2 ay içersinde artmaya başladı. Artık sesinin artması pompa milinden mi sarımlarından mı kaynaklanıyor yoksa koyduğum süspansiyon lastikleri nebiliim esnekliğini kaybettiği için mi sesi duyulmaya başladı onu tam bilemiyorum ama şu dikkatimi çekti ses hususunda: Pompa şehir şebekesinin 50Hertz 220Volt akımıyla çalıştığı için aynı elektrik hattına bağlı diğer elektrikli cihazların da sanki sisteme enjekte ettiği parazitlerden de etkileniyor galiba, çünkü gün içersinde pompanın o vınlaması bir artıp bir azalıyordu mesela apartmandaki diğer insanların kullandıkları elektrikli cihazlara göre.

    Sistem genel olarak oldukça sessiz elbette. Ancak işin içerisine biraz ses akustiği de girmiyor değil tabii ki... Mesela radyatörü odanın ortasında bir noktaya konumlandırdığımda fanların sesini duymak neredeyse mümkün değil ... Ama alıp radyatörü mesela duvarın kenarına koyduğun zaman bu sefer birazcık ses duyulmaya başlıyor çünkü duvar sesi yansıtmaya başlıyor... Hele hele radyatör odanın köşesinde konumlandırıldığında sesi bu sefer gerçekten duyulmaya başlıyor ses yansımalarından dolayı. Ama elbette kasada da 1 adet power supplyda 2 adet de kasa içi havalandırması olarak toplamda 3 adet fan daha var. Su soğutma yapsak da kasa içi havalandırmayı iptal edemeyiz veya gözden çıkaramayız... O sebepten aslında her halükarda kasanın sesi radyatörün fanlarından daha gürültülü diyebilirim toplam ses şiddeti hususunda...

    Aslında bizim üst komşumuz onlarda bu bilişim işleri ve bilgisayarlarla ilgililer gelip benim sistemi görmüştü ve ne kadar sessiz olduğuna şahit olmuştu o da bir yorum yazacaktı bu foruma bu benim sistemle ilgili ama arada kaynadı herhalde geçen aylar içersinde...

    CPU ve GPU için 240 yetmez... Sadece CPU için 240 zaten en alt sınır olmalı o da gayet şiddetli fanlarla kullanılması şartıyla....
    H100 enteresan bir çözüm olabilir sırf CPU için ama H100 konusunda da benim tereddütlerim var: En büyük tereddütüm acaba H100ün su bloğu bu benim kullanmış olduğum su bloğu kadar ısıyı transfer etmekte becerikli olup olmadığı husunda... Birde nereden bakarsan bak 240 hakikaten küçük bir radyatör alanı. Nebliim şöyle bir en az 360 Radyatör lazım CPU için diye düşünüyorum maksimum performans için.

    GPU için de minimum 240 radyatör herhalde yeterli olur. O da suyu çok ısıtır ancak GPUlar zaten su soğutma işin içine girince öyle çok sınırda çalışan işlemcileri olmuyor normalde de çok yüksek sıcaklıklara dayanabildiklerini göz önüne alarak bunu söylüyorum. Yoksa ona da ben kendi standartlarım açısından bir 360 radyatör takmayı düşünürdüm.
    (Ancak dikkat ettiysen şimdiden bile kullanılan fan sayısı 4 ila 6 adet arasında 12cm lik fan şeklinde... Bu tip bir sistem her halükarda benim radyatörde kullandığım 3 adet düşük devirli 14cm lik fanlardan daha gürültülü olacaktır... Ez cümle bu işte gerçekten sessizlik istiyorsan büyük radyatör alanı, 14lük fanlar ve büyük davlumbazlar şart gibi birşey. Zaten kasadaki havalandırma fanlarının radyatör havalandırmasından daha gürültülü olduğundan yukarda bahsetmiştim)

    Aslında en iyi çözüm piyasadaki standart malzemeleri kullanarak bir 480 radyatör ile hem CPU hemde GPU soğutmasını onun üzerinden yapmak şeklinde olur herhalde. Bahsettiğin kasaları bilmiyorum ama yabancı sitelerde falan hep görüyorum bazı kasalarda kasanın altında hususi 480 radyatör koymak için yer yapılmış sistemler var o bence hem kompaktlık hemde performans açısından en iyi çözüm.
    Ha ama en iyi performans ve kompaktlık için ben şöyle yapardım:
    Bir adet o bahsettiğim kasadan alırdım alta 480 radyatör koyup sırf CPUyu onunla soğuturdum, Aynı kasanın üst iç kısmına da 240 veya 360 radyatör koyup GPUyu da onunla soğuturdum... Tabii bunlar için 2 ayrı pompa, rezervuar ve boru hattı gerekiyor birbirlerinden bağımsız çalışacak şekilde. Ha grafik kartı 2 veya 3 yollu SLI veya crossfire ise bu durumda kasanın ön kısmına da ekstradan GPU soğutması için 240lık veya 360 radyatör daha koyardım ama bu seferde kasa bir fan cehennemine dönüşürdü ki tahmin ederim öyle bir kasanın sesi jet uçağından farksızdır.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.