Şimdi Ara

Çoğu Mitolojinin Temeli: OM Sesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
324
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • OM ilk duyuşta ve/veya görüşte size bir şeyin kısaltması gibi gelebilir. Birçok yerde görmüş/duymuş olabilirsiniz zira pek bilinmeyen veya sırlı bir şey değildir. Yogacıların ellerini büzüştürüp "Ommmmm" diye bir ses türettiğini de duymuş olabilirsiniz.

    Bu konuda sizlere bu OM sesini açıklamaya çalışıp nasıl diğer mitolojileri de derinden etkilediğini anlatacağım.

    Filolojik yapısı

    Öncelikle OM sesinin filolojik yapısını inceleyelim. Sanskrit alfabesine göre transkribe edersek direkt "OM" olarak yazılır, fakat esasen 3 farklı sesten oluşur. A - U ve M. Yani AUM. "AUM" kelimesini de çok görmüşsünüzdür, alternatif olarak sıkça kullanılır. Fakat esası "OM" dur.

    Buradak' A sesi, İngilizce'deki "Awe" kelimesindei A'dır. Veyahut İskandinav dilleri buna direkt olarak bir harf atamış "å" harfi. A ile O arası bir ses kısacası. U ve M ise bildiğimiz şekilde telaffuz ediliyor. Yani OM'un çoğu yerde AUM olarak geçmesinin sebebi A sesinin tam bir A olmaması.

    Peki bu harflerin olayı ne?

    A harfi yapı itibariyle geniş bir ünlüdür. Açık dudaklar ile telaffuz edilir ve ağzın ön tarafında yankı yapar. Her şeyin başlangıcını sembolize eder ve Hinduizm'de Brahma yaratıcı tanrıdır. Brahma'nın meşhur bir figürü vardır, ona da değineyim kısaca:

    Çoğu Mitolojinin Temeli: OM Sesi


    Bu resim aslına bakarsanız çok şey anlatıyor ve Hinduizm'in bir nevi mihenk taşı.

    Nilüferin üzerine oturmuş olan Brahma, nihai gerçeklikten kökeninini aldığını anlatıyor. Nilüfer çiçeği, mitolojik motifini Hinduizm'den almakta yani. Bilirsiniz, Yunan Mitolojisinde'de sıkça geçer. Brahma'nın dört kafası var, birisi arkaya dönük, bu ne demek? 3 farklı temel zaman birimi vardır. Şimdiki zaman, gelecek zaman, geçmiş zaman. Bunlara ilaveten dördüncüsü ise "transandantal" veya "insan bilincini aşan" zamandır. Dönük olması bundan dolayıdır.

    4 kafa aynı zamanda bilincin tezahürünü akıl, zihin, benlik ve şartlandırılmış bilinç suretiyle ifade eder.

    U sesine gelelim, U sesi kapalı bir dudak yapısıyla ağızın arkasından önüne doğru ilerler. Yaşamı ve sürekliliği sembolize eder.

    M sesi dudağın sonudur, yaşamın da sonunu ifade eder. Başlangıç ile büyük bir ilişkisi vardır, son olmadan başlangıç olamaz.

    Kısacası OM sesi, yaşamın tamamiyetini ifade eder.

    Yaşamın kaynağı olan sesin Nors Mitolojisindeki yeri


    Peki, bunun diğer mitolojiler ile ilgisi ne? Nors Mitolojisinde Ymir diye bir buz devi vardır, bilirsiniz. Zamanında onun hakkında bir makale okumuştum ve makale yazarı Ymir'in veyahut diğer tanrıların özel isimlerinin sadece özel isimle kalmadığını, tamamiye bir imgelemeden ibaret olduğunu savunuyordu. Aynı zamanda bu özel isimlerin nereden geldiğine ışık tutuyordu. Orada okuduğum özellikle bir imgeleme çok ilgimi çekmişti. Ymir'in aslında bir buz devinden ziyade esasen bir ses olduğunu öne sürüyordu yazar.

    Ymr ne demek? Old Norse'da "ses" demek. Bazı filologlar Völüspa'nun meşhur başlangıcı "Ár var alda" daki Alda sözcüğünün "Of Old" yerine dalga olarak çevrilmesini savunuyor. Hatta normal bir dalga değil, büyük bir dalga demek Alda. Vikingler denizci bir kavim olduğundan birçok dalga kelimesi var. Alda büyük dalga demek. Normalde kabul gören çevirisi "Of old was the age" yani Alda kelimesi genetif olarak çevriliyor. Yine bazı filologlar kelime olarak çevrilmesinin yanlış olduğunu, çünkü Old Norse cümle dizimine göre oraya bir ismin uygun olacağını ileri sürüyorlar. Peki dalga dersek ne olur cümle? "Başlangıçta büyük bir dalga vardı" olur. Hemen sonrasındaki dizelerden birinde Ymir'in doğuşu anlatıyor. Peki, burada Ymir'i bir özel isim olarak almak yerine imgelemesinin kökenine inerek "ses" den bahsettiğini düşünürsek ne olur? Ses dalgaları. Büyük bir dalga sonucu oluşan ses. Evrenin yaratılışı buna dayandırılmış olabilir. Ymir bir buz devi olarak sadece bir figür. Burada asıl odak noktası "ses". Ve bu ses, temelini ve kimliğini Hinduizm'deki OM sesinden alıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-82BEAE867 -- 25 Şubat 2018; 17:18:58 >







  • Sence hocam Hindulardaki Brahma/Brahman ile, İslamdaki Rahman ismi arasında da bir bağlantı var mıdır?

    Böyle dolu konular görmek çok güzel bu arada, eline sağlık.
  • Baya doğru söylüyorsun nitekim mısır mitosunda ilk olan varlık kaostur ancak bunun dönüşüm süreci formun oluşmasını sağlayan iradenin gelmesiyle beraber yaşanıyor tabi burada iradeyi ses formu ise müzik olarak düşünüyoruz
  • Bunun bir benzeri şurada var, o halde kökeni budur demek özellikle de filolojik ve inanç sistemlerinde hatalı bir mantıktır. Hatta filolojik açıdan bakarsak, benzeyen değil benzemeyen yönlere bakılır bu tip şeylerde karar vermek için.

    Konunun temeli olan "ses" meselsi ise oldukça eski ve bize de yabancı bir kavram değil. Geniş bir coğrafyada görüldüğü gibi bu bölgede de uzun süre var olmuştur. Hatta bazı İslami batıni grupların -ki bunlar artık birçok kesime göre sufilik veya ayrı bir mezhep olarak falan değil ayrı bir din olarak görülür- tefsirleri bunun üzerine kuruludur. Yani her şeyin aslında sesten meydana geldiğini, o sesteki dalgalanmadan türediği anlatılır. Bu da çok eski Ortadoğu, İrani ve yakın Hint akımlarının geleneğidir. Yani bu coğrafyanın eski geleneğidir.

    Yine de bana zorlama geliyor açıkçası. Bizim güneş dil teorisini andırıyor bazı açılardan. Ayrıca unutmayalım ki Aryanlar oraya kuzeyden indiler. İnerken de bir inanç ve şimdikine benzer toplum yapılarının olduğu biliniyor, ama bilindik sistemlerini indikten sonra oluşturdular.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Bunun bir benzeri şurada var, o halde kökeni budur demek özellikle de filolojik ve inanç sistemlerinde hatalı bir mantıktır. Hatta filolojik açıdan bakarsak, benzeyen değil benzemeyen yönlere bakılır bu tip şeylerde karar vermek için.

    Konunun temeli olan "ses" meselsi ise oldukça eski ve bize de yabancı bir kavram değil. Geniş bir coğrafyada görüldüğü gibi bu bölgede de uzun süre var olmuştur. Hatta bazı İslami batıni grupların -ki bunlar artık birçok kesime göre sufilik veya ayrı bir mezhep olarak falan değil ayrı bir din olarak görülür- tefsirleri bunun üzerine kuruludur. Yani her şeyin aslında sesten meydana geldiğini, o sesteki dalgalanmadan türediği anlatılır. Bu da çok eski Ortadoğu, İrani ve yakın Hint akımlarının geleneğidir. Yani bu coğrafyanın eski geleneğidir.

    Yine de bana zorlama geliyor açıkçası. Bizim güneş dil teorisini andırıyor bazı açılardan. Ayrıca unutmayalım ki Aryanlar oraya kuzeyden indiler. İnerken de bir inanç ve şimdikine benzer toplum yapılarının olduğu biliniyor, ama bilindik sistemlerini indikten sonra oluşturdular.

    Nors Mitolojisinin bu ses olayını ve diğer birçok elementi Hinduizm'den ve Sanskritçe'den aldığı bariz aslında. Tabii ki, bu gelenek çok daha eskilere dayanabilir. Mesela henüz Sümerler hakkında pek bir okuma yapmadım. Pek vakıf değilim gerisine. Ancak Nors Mitolojisinin Hinduizm'den ne kadar çok etkilendiği hakkında epey yazı okudum. Mesela, en basit örnek size: Nors Mitolojisi'nin yaratılış mitine göre Ymir ortaya çıktıktan hemen sonra Authumbla denen dev bir ineğin sütüyle besleniyor. Bu inek figürü, Hinduizm'deki bereketi ve besleyiciliği sembolize eden tanrıça Kamadhenu ile yüzde yüz benzerlik gösteriyor. Ve yanlış biliyorsam lütfen düzeltin, bu bereket tanrıçası olarak ineğin sembolize edilmesi olayı ilk kez Hinduizm ile ortaya çıkan bir motif. Kökenini Hinduizm'den alıyor derken tabii ki tamamen Hinduizm devşirmesi bir mitoloji demedim. Sadece Hinduizm'den aldığı belli başlı, hiç azımsanmayacak kısımlar var.

    Öncelikle belirteyim, bu Ymir - ilkel ses OM benzetmesi tamamen benim başımın altından çıkan hiçbir akademik arkaplanı olmayan şeyler. Old Norse dilini bile bilmiyorum. Hiçbir iddiam yok. Konuyu açmamın sebebi de zaten olurunu olmazını tartışmak.

    3. Ár var alda ?ar er Ymir byg?i,
    vara sandr né sær né svalar unnir,
    jör? fannsk æva né upphiminn,
    gap var ginnunga, en gras hvergi.

    Şimdi bu dörtlükte, alda'nın dalga olabileceğine dair yazılar okumuştum, Ymir'in de kökenini Ymr'den aldığı ve ses anlamına geldiğini öğrenince bende anlık bir heyecan oluştu. Hem birbirlerini takip etmeleri hem de böylesine mantıklı bir korelasyon oluşturmaları ciddi ilgimi çekti. Tesadüf de olabilir. Fakat ben mitolojileri kesinlikle çocuklara anlatılması gereken, deli zırvası, anlamsız şeyler olarak görmüyorum. Çok derin motifler, imgelemeler var mitolojilerin içlerinde. Belki çok derin düşündüm ve ilkel OM sistemiyle benzetme kurarak biraz abarttım ama bana olası geldi epey, hala da geliyor Çünkü O Ymir orada anlamsızca bir buz devi olarak durmamalı, bir manası kesinlikle olmalı ve bence Ymr'in anlamının ses olması dediğim şeylere bir delalet.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hupogrammos


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Bunun bir benzeri şurada var, o halde kökeni budur demek özellikle de filolojik ve inanç sistemlerinde hatalı bir mantıktır. Hatta filolojik açıdan bakarsak, benzeyen değil benzemeyen yönlere bakılır bu tip şeylerde karar vermek için.

    Konunun temeli olan "ses" meselsi ise oldukça eski ve bize de yabancı bir kavram değil. Geniş bir coğrafyada görüldüğü gibi bu bölgede de uzun süre var olmuştur. Hatta bazı İslami batıni grupların -ki bunlar artık birçok kesime göre sufilik veya ayrı bir mezhep olarak falan değil ayrı bir din olarak görülür- tefsirleri bunun üzerine kuruludur. Yani her şeyin aslında sesten meydana geldiğini, o sesteki dalgalanmadan türediği anlatılır. Bu da çok eski Ortadoğu, İrani ve yakın Hint akımlarının geleneğidir. Yani bu coğrafyanın eski geleneğidir.

    Yine de bana zorlama geliyor açıkçası. Bizim güneş dil teorisini andırıyor bazı açılardan. Ayrıca unutmayalım ki Aryanlar oraya kuzeyden indiler. İnerken de bir inanç ve şimdikine benzer toplum yapılarının olduğu biliniyor, ama bilindik sistemlerini indikten sonra oluşturdular.

    Nors Mitolojisinin bu ses olayını ve diğer birçok elementi Hinduizm'den ve Sanskritçe'den aldığı bariz aslında. Tabii ki, bu gelenek çok daha eskilere dayanabilir. Mesela henüz Sümerler hakkında pek bir okuma yapmadım. Pek vakıf değilim gerisine. Ancak Nors Mitolojisinin Hinduizm'den ne kadar çok etkilendiği hakkında epey yazı okudum. Mesela, en basit örnek size: Nors Mitolojisi'nin yaratılış mitine göre Ymir ortaya çıktıktan hemen sonra Authumbla denen dev bir ineğin sütüyle besleniyor. Bu inek figürü, Hinduizm'deki bereketi ve besleyiciliği sembolize eden tanrıça Kamadhenu ile yüzde yüz benzerlik gösteriyor. Ve yanlış biliyorsam lütfen düzeltin, bu bereket tanrıçası olarak ineğin sembolize edilmesi olayı ilk kez Hinduizm ile ortaya çıkan bir motif. Kökenini Hinduizm'den alıyor derken tabii ki tamamen Hinduizm devşirmesi bir mitoloji demedim. Sadece Hinduizm'den aldığı belli başlı, hiç azımsanmayacak kısımlar var.

    Öncelikle belirteyim, bu Ymir - ilkel ses OM benzetmesi tamamen benim başımın altından çıkan hiçbir akademik arkaplanı olmayan şeyler. Old Norse dilini bile bilmiyorum. Hiçbir iddiam yok. Konuyu açmamın sebebi de zaten olurunu olmazını tartışmak.

    3. Ár var alda ?ar er Ymir byg?i,
    vara sandr né sær né svalar unnir,
    jör? fannsk æva né upphiminn,
    gap var ginnunga, en gras hvergi.

    Şimdi bu dörtlükte, alda'nın dalga olabileceğine dair yazılar okumuştum, Ymir'in de kökenini Ymr'den aldığı ve ses anlamına geldiğini öğrenince bende anlık bir heyecan oluştu. Hem birbirlerini takip etmeleri hem de böylesine mantıklı bir korelasyon oluşturmaları ciddi ilgimi çekti. Tesadüf de olabilir. Fakat ben mitolojileri kesinlikle çocuklara anlatılması gereken, deli zırvası, anlamsız şeyler olarak görmüyorum. Çok derin motifler, imgelemeler var mitolojilerin içlerinde. Belki çok derin düşündüm ve ilkel OM sistemiyle benzetme kurarak biraz abarttım ama bana olası geldi epey, hala da geliyor Çünkü O Ymir orada anlamsızca bir buz devi olarak durmamalı, bir manası kesinlikle olmalı ve bence Ymr'in anlamının ses olması dediğim şeylere bir delalet.

    Mitolojik varlıkları manasız olarak tanımlamaları modern zaman paradigmasının yediği nanelerdendir.Mesela tanrısallığı çağrıştıran figür olarak dağlar karşımıza çıkıyor.Belki bunun oluşması coğrafyalara göre farklı sebeplere dayanıyor olabilir ancak bu eski insanların pratiğinin mitoslardan anlaşılabileceği gerçeği değiştirmiyor.Başka misalse gücü sembolize eden değenek figürüdür.Hazreti musa öldükten sonra asırlarda o değenek düşmemiştir.Burada anlamamız gereken değenek kaçtı düştüden ziyade kralın kudretinin uzun süre sonra bile kaybolmamasıdır.Platon kafasından öylece bilge kral dememiştir.Bunların kökeni ve niteliği vardır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 25 Şubat 2018; 23:0:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hupogrammos


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Bunun bir benzeri şurada var, o halde kökeni budur demek özellikle de filolojik ve inanç sistemlerinde hatalı bir mantıktır. Hatta filolojik açıdan bakarsak, benzeyen değil benzemeyen yönlere bakılır bu tip şeylerde karar vermek için.

    Konunun temeli olan "ses" meselsi ise oldukça eski ve bize de yabancı bir kavram değil. Geniş bir coğrafyada görüldüğü gibi bu bölgede de uzun süre var olmuştur. Hatta bazı İslami batıni grupların -ki bunlar artık birçok kesime göre sufilik veya ayrı bir mezhep olarak falan değil ayrı bir din olarak görülür- tefsirleri bunun üzerine kuruludur. Yani her şeyin aslında sesten meydana geldiğini, o sesteki dalgalanmadan türediği anlatılır. Bu da çok eski Ortadoğu, İrani ve yakın Hint akımlarının geleneğidir. Yani bu coğrafyanın eski geleneğidir.

    Yine de bana zorlama geliyor açıkçası. Bizim güneş dil teorisini andırıyor bazı açılardan. Ayrıca unutmayalım ki Aryanlar oraya kuzeyden indiler. İnerken de bir inanç ve şimdikine benzer toplum yapılarının olduğu biliniyor, ama bilindik sistemlerini indikten sonra oluşturdular.

    Nors Mitolojisinin bu ses olayını ve diğer birçok elementi Hinduizm'den ve Sanskritçe'den aldığı bariz aslında. Tabii ki, bu gelenek çok daha eskilere dayanabilir. Mesela henüz Sümerler hakkında pek bir okuma yapmadım. Pek vakıf değilim gerisine. Ancak Nors Mitolojisinin Hinduizm'den ne kadar çok etkilendiği hakkında epey yazı okudum. Mesela, en basit örnek size: Nors Mitolojisi'nin yaratılış mitine göre Ymir ortaya çıktıktan hemen sonra Authumbla denen dev bir ineğin sütüyle besleniyor. Bu inek figürü, Hinduizm'deki bereketi ve besleyiciliği sembolize eden tanrıça Kamadhenu ile yüzde yüz benzerlik gösteriyor. Ve yanlış biliyorsam lütfen düzeltin, bu bereket tanrıçası olarak ineğin sembolize edilmesi olayı ilk kez Hinduizm ile ortaya çıkan bir motif. Kökenini Hinduizm'den alıyor derken tabii ki tamamen Hinduizm devşirmesi bir mitoloji demedim. Sadece Hinduizm'den aldığı belli başlı, hiç azımsanmayacak kısımlar var.

    Öncelikle belirteyim, bu Ymir - ilkel ses OM benzetmesi tamamen benim başımın altından çıkan hiçbir akademik arkaplanı olmayan şeyler. Old Norse dilini bile bilmiyorum. Hiçbir iddiam yok. Konuyu açmamın sebebi de zaten olurunu olmazını tartışmak.

    3. Ár var alda ?ar er Ymir byg?i,
    vara sandr né sær né svalar unnir,
    jör? fannsk æva né upphiminn,
    gap var ginnunga, en gras hvergi.

    Şimdi bu dörtlükte, alda'nın dalga olabileceğine dair yazılar okumuştum, Ymir'in de kökenini Ymr'den aldığı ve ses anlamına geldiğini öğrenince bende anlık bir heyecan oluştu. Hem birbirlerini takip etmeleri hem de böylesine mantıklı bir korelasyon oluşturmaları ciddi ilgimi çekti. Tesadüf de olabilir. Fakat ben mitolojileri kesinlikle çocuklara anlatılması gereken, deli zırvası, anlamsız şeyler olarak görmüyorum. Çok derin motifler, imgelemeler var mitolojilerin içlerinde. Belki çok derin düşündüm ve ilkel OM sistemiyle benzetme kurarak biraz abarttım ama bana olası geldi epey, hala da geliyor Çünkü O Ymir orada anlamsızca bir buz devi olarak durmamalı, bir manası kesinlikle olmalı ve bence Ymr'in anlamının ses olması dediğim şeylere bir delalet.

    Yok zaten etkilenmemesi imkansız. Sonuçta ırk olarak bunların hepsi, biz dahil olmak üzere benzer yerlerden çıkmayız. Dolayısıyla illa ki benzerlikler hatta alıntılar olacak. Örneğin daha önce söylediğim gibi bizim divan edebiyatımızın içinde çok çok fazla mitolojik öğelelr vardır taa Sümer'den kalma. Yunan ve haliyle Roma tanrılarının büyük bölümü Sümer ve Babil'den geçmedir. Kimin kimden aldığı belli olmasa da Türkler ve Sümer arasında aşırı benzeyen ve hatta bir kısmı neredeyse tıpa tıp aynı kavramlar vardır. Sümer, Babil, Asur, Arap, Hitit, Mısır inançları silsile halinde birbirinden etkilenmiştir. Keza hristiyanlık içinde haddinden fazla esintiler vardır. Bizde bazı gruplar ve bazı yollar eski İran inançlarından, Hint inançlarınlarından bolca etkilenmiştir. Yani bu coğrafyada veya kökü bu coğrafya olanın başkalarından etkilenmemesi mümkün değil. Ama bir şeyin benzeri başka bir yerde de görülmesi onun diğerinden alındığı anlamına gelmez, onu söyledim ben sadece.

    Bu arada tartışmak istediğini biliyorum. O yüzden ben de tartışmanın bir diğer parçasını temsil ediyorum. Ama dediğim gibi bu biraz fazla zorlama geliyor bana. Bizim atamızın kurttan olma efsanesi vardır, Romus ve Romulus da kurttan emmiştir o halde Etrüskler Türktür; Roma'yı Türkler kurmuştur, Roma Türktür, haliyle Latin alfabesi de Türk alfabesidir demek gibi bir şeye dönüyor çünkü olay.




  • Üstad bence bu teoriyi bir kısa makale şeklinde biraz da ayrıntıya girerek İngilizce yazıp bir dergiye yollayın. Bilhassa bu konularla ilgilenen akademik dergilere. Çünkü boş bir bağ değil. Üzerinde durulması gereken bir şey. İyi yakalamışsınız.

    Çok uzun bir makale olması da gerekmez aslında. 5 sayfa bile yeter bağlantıyı anlatıp açıklama yapıp biraz da fikir yürütmek için.

    Bence bunu yapın. Bir dost tavsiyesi.

    Gerçi zat-ı alim Monsteskiyö'nün eseriyle alakalı dört sayfalık bir makale yazı yazmış, sonra academia.edu'ya koymuş, altı saatte kimsenin okumadığını görünce hızlıca kaldırmıştım alay edilmek korkusuyla biraz da.

    Ama siz academia'ya koymayı en son düşünün. Kaliteli dergilere yollayın. Onlar zaten büyük ihtimalle yayınlayacaklardır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: E-Nazmi

    Üstad bence bu teoriyi bir kısa makale şeklinde biraz da ayrıntıya girerek İngilizce yazıp bir dergiye yollayın. Bilhassa bu konularla ilgilenen akademik dergilere. Çünkü boş bir bağ değil. Üzerinde durulması gereken bir şey. İyi yakalamışsınız.

    Çok uzun bir makale olması da gerekmez aslında. 5 sayfa bile yeter bağlantıyı anlatıp açıklama yapıp biraz da fikir yürütmek için.

    Bence bunu yapın. Bir dost tavsiyesi.

    Gerçi zat-ı alim Monsteskiyö'nün eseriyle alakalı dört sayfalık bir makale yazı yazmış, sonra academia.edu'ya koymuş, altı saatte kimsenin okumadığını görünce hızlıca kaldırmıştım alay edilmek korkusuyla biraz da.

    Ama siz academia'ya koymayı en son düşünün. Kaliteli dergilere yollayın. Onlar zaten büyük ihtimalle yayınlayacaklardır.

    Hocam makale hazırlamaya yetecek argümanım henüz yok maalesef. İlerde Eski Norsça öğrenme hedefim var, o zaman tüm bu Nors Mitolojisini daha ciddi inceleme fırsatı elde edeceğim. İleri vaadedeki hedefim Türk Mitolojisi ile Nors Mitolojisi kıyası yapmak. Ama detaylı bir kıyas olacak. Belki keşfedilmemiş bir şeyler keşfedebilirim bu vesileyle.

    Yine de teşvik ettiğiniz için teşekkür ederim.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.