Şimdi Ara

Microsoft - ABD ve Başımdan Geçen Olaylar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
73
Cevap
34
Favori
5.488
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selam arkadaşlar, bir önceki konumda size Microsoft mülakatımda başımdan geçenleri anlatmıştım. O konuya gösterdiğiniz ilgi ve iyi dilekleriniz için tekrar teşekkür ederim. Gerek o konuda, gerek daha sonra attığım mesajlarda başka yazılar da yazıcağımı söylemiştim. Biraz geç oldu, tabi, iş güç işte anlayın Mülakat tecrübelerimi anlattığı konunun linki;http://forum.donanimhaber.com/m_51288949/mpage_1/f_/key_//tm.htm#51909435

    Açıkçası bu yazımda tam olarak ne yazacağıma karar vermiş değilim. Başlarken "Olmadı biraz Microsoft'tan, biraz hayattan bahseder, iki smili koyar, basar geçerim " diyorum ama biraz uzun olacak gibi bu yazı da, bakmışsınız neler anlatıyorum. İdare edin işte siz de canım! Doğaçlama yapıyoruz yani...

    Türkiye'den Ayrılış ve ABD

    <Bu kısımda Microsoft'la ilgili pek bilgi yoktur, Microsoft'u merak edenler bir sonraki kısımdan okumaya devam edebilir>

    Diplomamı alıp ODTÜ'nün yeşil kampüsünde en azından uzun bir süre için son biralarımı içtikten sonra uzun bir tatil beni bekliyordu. ABD çalışma vizelerini en erken 1 Ekim'de çıkarıyor. Yani 3-4 aylık bir tatile başlamıştım. Bu süre zarfında part-time olarak muhtemelen iş bulabilirdim ama "Ulan zaten hayatım boyunca çalışacam, boş ver dedim. Tatilde biraz kilo vereyim diye düşündüm, koşuya felan başladım, sonra arkadaşlarla Avrupa'ya interrail'e gitme kararı aldık. Bu 1 aylık interrail'de yaşadıklarımı yazsam kitap olur, o yüzden hiç girmiyorum. Ama hafızalar terk-i zihin eylemeden yazmak lazım, o ot kokulu Amsterdam'ı (red light... ), Polonya'nın o gece hayatını bir daha görmek nasip olmaz, neyse.

    Teoman'ın da "Nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatla geçiyor." dediği gibi Vize derken, son seyahat planlamaları derken ayrılık günü geldi çattı. Bu arada merak eden varsa 10 kilosu Avrupa'da olmak üzere 3-4 ayda 30 kilo'ya yakın verdim. Mezuniyet civarında 130'ken Türkiye'den ayrılırken 100 kilo civarındaydım, iyi oldu kütleyi attık, boy 1.87. Neyse, zaten Microsoft'un ayarladığı taşıma şirketiyle eşyalarımın çoğunu göndermiştim. Havaalanına bir battal boy bavul (32 kg) bir de GS store'dan aldığım laptop cantasıyla geldim. Özel isteğim üzerine Microsoft uçak biletimi THY'den almıştı. Seyahat planım Ankara-İstanbul, İstanbul-Chicago, Chicago-Seattle şeklindeydi.

    Havaalanında çektirdiğim bir fotoğraf;

     Microsoft - ABD ve Başımdan Geçen Olaylar



    Uçağa binme vakti gelince bütün yaz "Bıktım yee" diye salladığım Türkiye gözümde acayip değerlendi. Avrupa'da da çok özlemiştim, hala da özlüyorum. Annem şaşırtmayarak ağladı, o yüzden mülakata giderken kıpır kıpır olan içim şimdi düğüm düğüm olmuştu. Serde erkeklik vardı, ağlayamazdım. Bindim İstanbul uçağına, İstanbul'da indim. 12 saatlik bir uçuş beni bekliyordu. Yolda okurum diye bir kaç dergi aldım (çoğunu okumadım). Check-in yaptım. Bu arada check-in sırasında acil çıkış kapısından yer isterseniz veriyorlar. Benim gibi normal koltukta rahat edemeyen cüsseli arkadaşların aklında bulunsun.

    12 saatlik uçuş tam bir Çin işkencesiydi. Geçmiyor zaman aga, geçmiyor. Uyurla uyanıklık arasında bir halle saatlerce oturdum, yemek getirdiler arada bir kaç kere, onları yedim. Acil çıkış kapısı tuvaletin yakınında, dakika tutarak kim sıçtı, kim işedi onları hesapladım. Hayal kurmuştum yanıma güzel bir hatun oturur da en azından kendi içimde de olsa bir aşk yaşarım diye, yalan oldu tabi. Neyse popomdaki her santimetre uyuştuktan sonra, Chicagoya indik.

    Gümrükte herhangi bir sorun yaşamadım. Zaten bir kaç kere Türkiye'de de Amerika'ya gidenlerin geçtiği güvenlik kontrollerinden geçmiştim. Sonra bir uyanış gerçekleşti "Amerika'dayım lan" dedim, böyle çok değişik bir şey olacak felan sandım, çok değişik bir şey olmadı. Terminaller arası trenle Seattle uçağımın kalkıcağı terminale gittim. Starbucks gördüm orada. Hemen orta boy kahve aldım, tadı Türkiye'dekine benziyordu, çaktırmadım. Bir dergi, gazete satan yer gördüm, yine dergi aldım (okumadım) ama bu seferki İngilizceydi.

    Uçağıma bir iki saat vardı. Havaalanı terminali bildiğiniz kızartma kokuyordu. ABD'de harbi bir kilo problemi var. Herkes kızartma yiyor. Ben bunu meyve, sebze gibi sağlıklı gıdaların acayip pahalı oluşuna bağlıyorum, düşük bütçeli alamıyor. Bir de namussuzlar sağlıksız besinlerin reklamını iyi yapıyor, arada denk gelince ağzımın suyu akıyor. Laptop'ı açtım, beleş internet ağı görünüyordu, ona bağlanamadım, bir iki tane şifreli ağa 123456 felan gibi şifreler denedim, yemedi. Derken son uçağımın vakti geldi bindim uçağa. Bu uçuş 4 saatti, şirket United Airlines. İçecek dağıtan abla geldiğinde filmlerden ismini duyduğum "Ginger Ale" istedim. Garip bir tadı var, fena sayılmaz. Oradaki saat akşam 7-8 civarıydı. Türkiye'de sabaha karşı... Yaklaşık 20 saattir yoldaydım, hiç uyumamıştım. Sonuçta bir şekilde bu uçuş da bitti.

    İndim uçaktan, vaadedilmiş toprak Seattle'a ayak bastım. Gene değişik bir şey olmadı. Valizimi alıp benim için Microsoft tarafından rezerve edilmiş ve ödenecek olan kiralık arabayı almak için Avis Rent a Car'a doğru yollandım. Tabi böyle anlattığıma bakmayın, her adımda 3-4 kişiye yol soruyorum. Araba'nın yanında GPS cihazı istedim, onu da Microsoft karşılıyormuş, bir keyiflendim. Arabanın anahtarlarını aldım, ve arabaya gittim. Araba Dodge Avenger'dı. "İyiymiş lan" dedim. GPS cihazına 2 ay kalacağım Microsoft tarafından tahsil edilen evin anahtarın alacağım yeri girdim, sonra bastım gittim ABD'nin geniş yollarından.

    Sonunda eve vardım. Ev itin g.tündeydi, biraz kıl oldum bu duruma. "Neyse" dedim. Vurdum kafayı yattım.

    Sıradaki bölüm; Çevreyi Tanıma, Oryantasyon ve Microsoft'ta İlk Günler. Zamanım olunca yazıcağım, o zamana kadar görüşürüz.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >







  • Yazilarini bi solukta okuyoruz ve devamini bekliyoruz diger bolum baya heyecanli olacaga benziyor
  • Başlığı görünce dolandırdılar falan sandım dedim nazar deydi, neyseki birşey yokmuş.
  • Sıkılmadan yine okudum :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: welrocken

    Başlığı görünce dolandırdılar falan sandım dedim nazar deydi, neyseki birşey yokmuş.

    aynen bnde sandm allahtan bişeyler olmamıs
  • blog tadında, okumak gerçekten eğlenceli :)
  • mmuhteşem birşey. hayran kalmamak elde değil..
  • Başarılar dilerim, Mesafe açısından Seattle ve Amerikadaki bir çok eyalet öyledir. Arazi büyük olduğundan, ve yerleşim alanları genelde şehir merkezinden uzakta olduğundan, her zaman bir yere giderken yolda geçecek zamandan dolayı extra bir 20dk ekle üzerine. Her ne kadar GPS olsa ve yollar geniş ve açık olsada, akşam trafiği Seattle'da bile oluyor :)
    Bizimkilerde 10 yıldan fazla süredir Seattle'dalar, Redmond'ta yaşıyorlar ve Microsoft'ta çalışıyorlar. Seattle'da zaten town center'a yaklaştıkça her 10dk'da bir bir Microsoft binası görmeniz normaldir.

    Oryantasyon sürecin ilginç geçektir. Orada insanlar bir birlerine selam vererek gülümserler mesela :) Burada yolda tanımadığın birine gülümsesen veya selam versen. Bir şey gibi bakar :) Ne var? ne oldu? yüzüm de mi bir şey var? Beni tanıyo musun? Halbuki sen sadece selam vermişsin :)
    Son olarak; Her ne kadar Türkiye'deki bir çok olumsuzluktan şikayet etsekte, uçaktan indiğinde etrafında Türkleri gördüğünde sarılasın geliyor. Sonra sapık damgası yememek için uzak duruyorsun.

    Kirkland sahilinde güzel yerler var, tavsiye ederim. Bir de USA'ya giderken Londra veya Amsterdam üzerinden git. Birleşik devletler sınırına girdikten sonra aktarma yaparsan, bavullarını almak zorunda kalıyorsun. Diğer türlü onlar aktarıyor direkt Tacoma airport'ta alıyorsun :)

    Bu yaz yine Seattle'da olucam, şimdiden gözümde büyüyor yolculuk :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hdamar -- 6 Şubat 2012; 10:22:36 >




  • Ordaki hayatında başarılar diliorum, benim isteyip de yapamadığın şeyi yapmışın ben de 2 yıl abd'de kaldım, eğer bir soru sormak istersen bi şekilde yardımım dokunabilir.
    Not: Ginger ale favori içeceklerimden biriydi, tadı gayet güzel:) mountain dew de fena değil ama ginger ı tercih ederim.
    Not2: Aklında olsuni terminal binalarında interneti kullanmam için bilet numaranı yazman gerekiyor. Uçuş kartının üstündeki no'yu yazınca girebiliodum ben. Check-in'deki çalışanlara da sorabilirsin, yardımcı olurlar.
  • Microsoft seattle da 3 arkadasim var. 2 si odtu bilgisayar mezunu;) biri orda okudu. Developer ve testerlar.
  • Güzel hikaye

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.

    Güzel hikaye

    Hikaye derken :) daha önce microsofttan resimler de koydu, ben inanıyorum buradaki birçok kişi gibi.
  • senden feyz alıyorum bilgisayar 1. snf öğrencisiyim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: welrocken

    quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.

    Güzel hikaye

    Hikaye derken :) daha önce microsofttan resimler de koydu, ben inanıyorum buradaki birçok kişi gibi.

    Hikayenin kelime anlamını bilmiyorsunuz sanırım.

    Bkz hikaye

    olmus ya da olmasi muhtemel olaylari duz yazi ile
    anlatan kisa edebiyat turu.
    hikayede cogu zaman tek bir olay anlatilir. icinde
    hicbir olay anlatilmayan hikayeler de vardir. ele
    alinan kisilerinse hayatlarinin belli ve kisa bir ani
    islenir karakterler bir yonleri ile tasvir edilir. roma nlardaki gibi ayrintilara gidilmez.



    Ya da tdk dan

    hikâye Ar. §ik¥ye a. (hikâ:ye) 1. Bir olayın sözlü veya yazılı olarak
    anlatılması: “Salonunda toplanmıştık geçen gece
    beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye
    söyleyişi” -E. B. Koryürek. 2. Aslı olmayan söz, olay:
    Anlattıkları hep hikâye idi. 3. ed. Gerçek veya
    tasarlanmış olayları anlatan düz yazı türü, öykü. 4. tıp Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi, epikriz. 5.
    tıp Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü
    bilgi, epikriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yazının devamını merakla bekliyorum.
  • Arkadaşlar ilginize teşekkür ederim. Baştan savma yazmayı sevmediğim ve istemediğim için yazıya bir bölüm daha ekleyebileceğim bir boşluk bekliyorum, umarım kısa zaman içinde bulurum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.


    quote:

    Orijinalden alıntı: welrocken

    quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.

    Güzel hikaye

    Hikaye derken :) daha önce microsofttan resimler de koydu, ben inanıyorum buradaki birçok kişi gibi.

    Hikayenin kelime anlamını bilmiyorsunuz sanırım.

    Bkz hikaye

    olmus ya da olmasi muhtemel olaylari duz yazi ile
    anlatan kisa edebiyat turu.
    hikayede cogu zaman tek bir olay anlatilir. icinde
    hicbir olay anlatilmayan hikayeler de vardir. ele
    alinan kisilerinse hayatlarinin belli ve kisa bir ani
    islenir karakterler bir yonleri ile tasvir edilir. roma nlardaki gibi ayrintilara gidilmez.



    Ya da tdk dan

    hikâye Ar. §ik¥ye a. (hikâ:ye) 1. Bir olayın sözlü veya yazılı olarak
    anlatılması: “Salonunda toplanmıştık geçen gece
    beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye
    söyleyişi” -E. B. Koryürek. 2. Aslı olmayan söz, olay:
    Anlattıkları hep hikâye idi. 3. ed. Gerçek veya
    tasarlanmış olayları anlatan düz yazı türü, öykü. 4. tıp Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi, epikriz. 5.
    tıp Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü
    bilgi, epikriz.

    Sizde bakınız günlük kullanım hikaye dediğiniz zaman (çıkın sokağa deneyin) 10 insandan 9'unun benim anladığım anlamı anlayacağına eminim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: welrocken

    quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.


    quote:

    Orijinalden alıntı: welrocken

    quote:

    Orijinalden alıntı: Uluç.

    Güzel hikaye

    Hikaye derken :) daha önce microsofttan resimler de koydu, ben inanıyorum buradaki birçok kişi gibi.

    Hikayenin kelime anlamını bilmiyorsunuz sanırım.

    Bkz hikaye

    olmus ya da olmasi muhtemel olaylari duz yazi ile
    anlatan kisa edebiyat turu.
    hikayede cogu zaman tek bir olay anlatilir. icinde
    hicbir olay anlatilmayan hikayeler de vardir. ele
    alinan kisilerinse hayatlarinin belli ve kisa bir ani
    islenir karakterler bir yonleri ile tasvir edilir. roma nlardaki gibi ayrintilara gidilmez.



    Ya da tdk dan

    hikâye Ar. §ik¥ye a. (hikâ:ye) 1. Bir olayın sözlü veya yazılı olarak
    anlatılması: “Salonunda toplanmıştık geçen gece
    beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye
    söyleyişi” -E. B. Koryürek. 2. Aslı olmayan söz, olay:
    Anlattıkları hep hikâye idi. 3. ed. Gerçek veya
    tasarlanmış olayları anlatan düz yazı türü, öykü. 4. tıp Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi, epikriz. 5.
    tıp Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü
    bilgi, epikriz.

    Sizde bakınız günlük kullanım hikaye dediğiniz zaman (çıkın sokağa deneyin) 10 insandan 9'unun benim anladığım anlamı anlayacağına eminim.

    İnsanlar yüzünden oluşmuş bi önyargı, asıl hali budur.




  • takip.
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.