Şimdi Ara

Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
559
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



    Günümüzde artan plastik tüketimi plastik atıkların artmasına bu durum da mikro plastiklerin; topraktan organizmaların bünyelerine kadar birçok yere karışmasına neden oluyor. Ayrıca okyanuslarda da büyük plastik yığınları bulunuyor.



    Şimdi ise Hull York Medical School kurumu araştırmacıları ilk defa yürütülen bir araştırmayla insanların ne kadar plastik tükettiğini ve bu plastiklerin hücrelere olan etkilerini inceledi.



    Bilim insanları ilk olarak içme suyunda, deniz mamüllerinhde ve sofra tuzunda bulunan mikro plastik miktarlarını ölçen araştırmaları ele alarak işe başladı ve daha sonra bu maddelerin toksikolojik etkileri incelendi.



    Mikro plastikler



    Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



    Yürütülen araştırma tarihte ilk defa mikroplastik seviyelerinin insan hücreleri üzerindeki etkilerini inceleyen ve bu durumu halihazırda yayımlanmış makalelerden alınan istatiksel analizlerde oluşturan araştırma niteliği taşımakla birlikte yürütülen araştırmalar sonucunda mikroplastiklerin hücre membranlarına ( zar ) etki ettiği ve oksidatif stresi artırdığı tespit edildi. Söz konusu durum sonucunda da hücre ve dolayısıyla da doku hasarı meydana gelebiliyor.



    Ayrıca Bkz.Depresyona genetik yatkınlık ile inflamasyon arasında bağlantı olabilir



    Son olarak ilginç bir şekilde mikroplastiklerin şekillerinin de önemli olduğunu, irregüler şekle sahip plastiklerin küre biçimindeki yapılara oranla hücre ölümüne daha fazla sebep olabildiği tespit edildi.



    Yeni araştırma Journal of Hazardous Materials adlı dergide yayımlandı.




    Kaynak:https://www.york.ac.uk/news-and-events/news/2021/research/microplastics-harmful-human-cells/
    Kaynak:https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0304389421028302?dgcid=author
    Kaynak:https://newatlas.com/medical/first-study-plastic-toxic-effects-human-cells/







  • Türkiye' de kıyı suylardaki plastik atık yoğunluğuna bakarsan balık yerken neden 2 kere düşünmemiz gerektiğini daha iyi anlamamız için bir sebep daha.

  • Sonuçta etme bulma dünyası, karma iş başında. Kimsenin ettiği kimseye kalmaz lafı doğrudur. Doğaya yapılan bunca zulmün sen değilsen bile senin çocuklarına ve torunlarına miras olarak kalacağı bir gerçek. Bu gün balık yemez, deniz ürünü almazsın, yarın o su ile sulanan bitkiyi meyveyi tüketeceksin haberin yok. En olmadı o sular buhar ve bulut oradan da yağmur olarak tependen akacak, barajlara sonra da evdeki musluğundan bardağına girecek. İçeceksin seve seve. Yok öyle doğaya yaptıklarının yanına kar kalması.

  • Balık yemiyorum genelde bu sebepten.

  • monacomen kullanıcısına yanıt

    Sanki bu halkımızın genel sorunu değilmiş de benim özelimde yaptığım bir hataymış gibi yorum yapmışsın hocam. Ben bir gerçeği dile getirdim. Böyle boş bilmişlikler ile bir yere ermiyorsunuz...

  • BekirHan kullanıcısına yanıt

    Senin özelinde yazsam senin mesajına cevap yazardım ortaya yazmışım sen alınmışsın. Veya alın ne yapayım, o alınır bu alınır diye yazmayalım o zaman. Bütün forumu takip et belki bu gün alınacak yüz mesaj bulursun.

  • monacomen kullanıcısına yanıt

    Yine de maksimum önlem alınabilir. Umursamayıp her gün sigara içen birisi ile her gün spor yapıp sigarası içkisi olmayan birisinin sağlığı aynı olmaz. Balık yiyenle yemeyen arasındaki fark da bu yönde. Benim tavsiyem düzenli spor ve en az miktarda deniz ürünü, mümkünse hayatta birkaç defa yenmesi yönünde.

  • monacomen kullanıcısına yanıt

    Yav hadi oradan. Direkt atlamışsın işte neyse engelledim seni bir daha görmeyeceğim saçma mesajlarını.

  • Yukarıdaki yazara ithafen. Sanki biz sana bayılıyoruz gözümüzün önünden geçildin diye zil takıp oynasak mı acaba.

  • Deniz ürünlerini az tüketerek şu aşağıdaki yararların hepsinden de vazgeçmiş olursunuz. Çözüm bu değil...


    Su Ürünlerinin İnsan Sağlığına Faydaları


    Denizden Gelen Sağlık

    Çok sayıda önemli yağ asidi, protein, vitamin ve mineral içerdiği belirtilen su ürünlerinin, vücutta önemli biyokimyasal ve fizyolojik değişimlere neden olduğu, özellikle omega–3 ve omega–6 yağ asitlerinin koroner kalp hastalığı ve kanser gibi bazı önemli hastalıklardan koruduğu belirtildi. Araştırma sonuçlarına göre balığın faydaları saymakla bitmiyor. Araştırmalar sağlıklı bir yaşam için hafta iki öğün balık yenmesini tavsiye ediyor, deniz ürünleri ile beslenmenin kalp hastalıklarından ölüm riskini yüzde 36 oranda azalttığını ortaya koyuyor.

     

    1- Deniz ürünleri, protein, D vitamini ve Omega-3 ve faydalı elementler açısından mükemmel bir besin kaynağıdır.

    Su ürünleri tüketimi fazla olan toplumların ortalama yaşam süresinin yüksek olduğu birçok araştırmada karşımıza çıkmıştır. Su ürünlerinde yüksek miktarda bulunan omega–3 yağ asitlerinin anne karnından başlayıp hayatımızın sonunda kadar alınması sağlık açısından oldukça önemli olan yağ asitleridir. Sağlıklı kemik gelişimi için gerekli olan mineraller kalsiyum ve fosfordur. Diğer bir zorunlu ihtiyaç D vitaminidir. Bu mineraller metabolizmayı düzenlerken, vücuttaki her hücrenin işlevini yerine getirmesini sağlayan ana maddelerdir.

     

    2- Deniz ürünleri İçerdiği fosfor, sülfür, vanadyum gibi mineraller sayesinde gebelik döneminden hayatımızın sonuna kadar büyümeyi ve dokuların iyileşmesini sağlar.

    Vitaminler insan sağlığı açısından oldukça değerlidir. Eksikliğinde vücudun sağlıklı gelişimi, sindirim bozuklukları ve bağışıklık sisteminde bazı sorunlar çıkmaktadır. Su ürünleri vitamin içeriği yönünden A, D ve K vitaminini hem etlerinde ve hem yağlarında bulundurmaktadır. Bunun yanı sıra B grubu vitaminlerinden bazıları içinde iyi kaynaklar olarak kabul edilirler. Büyüme ve gelişme için A, D, K ve B vitaminleri gerekli olduğundan çocuk diyetinde deniz ürünleri bulundurulması önemlidir. A vitamini eksikliğinde kolon kanseri, mide ve prostat kanseri gibi kanserlere neden olduğu gibi D vitamini eksikliği de kemik kanserine neden olmaktadır. Deniz ürünlerinde en zengin bulunan vitaminlerden olan D vitamini kemik gelişiminde ve kalsiyumun emiliminde etkilidir. Ve gıdalar arasında D vitaminin en iyi kaynağı deniz ürünleridir.

     

    3- Bakteriyel enfeksiyonlar, kanser gibi hastalıklarla mücadeleye katkıda bulunur.

    Amerikan kanser araştırma kurumu yaptığı bir çalışmada fiziksel aktivite ile birlikte su ürünlerini içeren sağlıklı bir diyetin kanser riskini azalttığını belirtmiştir. Doymamış yağ asitleri ile önlenebilen, geciktirilebilen veya hafifletilebilen hastalıklar; koroner kalp hastalıkları ve inme, yeni doğanlarda zorunlu yağ asitleri yetersizlikleri retina ve beyin gelişiminde, otoimmüm hastalıkları (nefropati, lupus), chrohn hastalığı, meme, kolon, prostat kanserleri, hipertansiyon, romatoid artrit, alzheimer ve astımdır. Tüm bu özellikleriyle beraber su ürünleri neredeyse yok sayılabilecek karbonhidrat içeriği, protein kaynağı oluşumu ve vitamin özellikleri ile çok sağlıklı ve vücut gelişim döneminde de tüketilmesi özellikle istenen besin maddesidir.

     

    4- Kandaki kolesterolü düzenleyici etkisiyle kalp krizinin önlenmesinde önemli rol oynar.

    Deniz ürünleri tüketimi fazla olan toplumlarda kalp damar hastalıklarına daha az karşılaşılması birçok araştırmada ortaya çıkmıştır. Deniz ürünleri, kırmızı ete oranla daha az yağlıdır ve bazı özel yağ asitleri içerir. Epa ve dha adı verilen bu özel asitler, et, süt, peynir gibi diğer hayvansal besinlerde yoktur. Bu yağ asitleri kan pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını önler, Kalp krizi ve felç riskini azaltır, tansiyonu düşürür. Bu nedenle şeker hastalarının, kalp hastalığı ve felç riskinden daha çok etkilendikleri için diğer insanlara göre daha fazla balık yemelidirler,

     

    5- Deniz ürünleri ile beslenerek obezite ve ortaya çıkardığı rahatsızlıklardan korursunuz.

    Obezitenin KKH, kanser, diabet, gibi birçok hastalığın başlangıcını oluşturduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu denli önemli olan ve önlenebilen obezite, su ürünlerini de içeren bir diyetle tedavi edilebilir ya da oluşmadan engellenebilir. Deniz ürünlerinin diğer hayvanlara göre genel olarak daha az yağlı oldukları bilinir, bu nedenle kilonun sağlıklı düzeyde tutulabilmesine yardımcı olur. Deniz ürünleri bu özelliğinden dolayı zayıflama diyetlerinin vazgeçilmez besinidir, Deniz ürünleri nişasta ve yağların parçalanarak vücutta kullanılmasına yardım eder.

     

    6- Depresyon ve şizofreni tedavisinde önemli rol oynar.

    Günümüzde beslenme ile depresyon tedavisi yöntemlerinde de balık diyette kullanılarak tedaviye destek olunabilmektedir. Omega-3 düzeyinin düşmesi depresyon, şizofreni sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Deniz ürünleri tüketen insanlarda zihinsel gelişimin arttığı gözlenmiştir. Japonya’da günlük balık tüketimi kişi başına 100 gram olduğu için depresyona yakalanma oranı binde 12 gibi çok düşük bir oranda görülmektedir.

     

    7- Göz içinde basınç artması nedeniyle meydana gelen körlük tedavisinde faydası vardır.

    Omega-3 yağ asitleri yaşlılıkla birlikte gelen görme kaybına karşı savaşıp, yenileme sürecini desteklemektedir.

     

    8- Güçlü bir hafızaya sahip olmak için deniz ürünleri tüketin.

    Son zamanlarda yapılan bir çalışmaya göre alzaimer hastalığını Omega–3 yağ asitlerinin önleyebildiği saptanmıştır.

     

    9- Deniz Ürünleri Ağırlıklı Beslenerek Yıllara Meydan Okuyun

    Özellikle de somonun antioksidan (vücuttaki zararlı maddelerin gelişimini durduran) madde DMAE (Dimethylaminoethanol) içerdiğine işaret edilirken, bu maddeyi de ‘yüzü sıkı ve diri tutan, mükemmel cilt formu sağlayan büyülü silah’ olarak görüyor. Ciltte sarkmayı önlediğini vurguluyor. Bunun yanında yanık tedavisinde kullanılmaktadır.

     

    10- Kemik Gelişimi ve Diş sağlığınızı Deniz Ürünleri ile Koruyun.

    Sağlıklı kemik gelişimi için gerekli olan mineraller kalsiyum ve fosfordur. Diğer bir zorunlu ihtiyaç D vitaminidir. Bu mineraller bir araya geldiklerinde kemik ve dişleri güçlendirir. Romatizmaya bağlı eklem ağrılarını azaltır. Fosfor, vücuttaki her hücrenin işlevi için alınması gerekli olan bir mineraldir. Deniz ürünleri kalsiyum, fosfor, D vitamini açısından oldukça zengindir. Bu özelliği nedeniyle kemik erimesi sorununu yaşayan ve menopoz dönemindeki kadınların deniz ürünleri ağırlıklı beslenmesi gerekir.

     

    11- Şeker Hastalarının Tedavisinde Kullanılır.

    Yapılan klinik çalışmalarda bu durum balığın içerdiği omega 3 yağ asitlerinin kan basıncı ve kandaki yağların düzeylerini düşürerek, insulin direncini azaltabilme yeteneği ile açıklıyor. Balık yağı, kötü huylu kolesterolü düşürerek kalbin korunmasını sağlar. İçerdiği omega 3 yağları kanı inceltir, kalp ritmini düzenler.

     

    12- Saçlarınıza Deniz Ürünlerinleri ile Beslenerek Bakım Yapabilirsiniz.

    Balık, karides ve mideye gibi deniz ürünleri saç köklerini güçlendiren ve hormonları dengelemeye yardımcı olan çinko içerir. Erkek tipi saç dökülmesinde çinko eksikliyle sık karşılaşılmaktadır.

     

    13- Hamilelik Sürecinde Deniz Ürünlerinin Önemi

    Deniz ürünleri, cenin ve bebeğin normal gelişimi için beyin zarının yüzde 15-20, gözde retina tabakasının da yüzde 30-60’ının oluşmasına yardım eder. Omega-3 yağ asitlerinin tüketilmesi ile düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeğin doğma riski önemli ölçüde azalabilir. Gözde retina tabakasının da yüzde 30-60’ının oluşmasına yardım eder.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.