Şimdi Ara

Tarihten Anekdotlar : Mustafa Kemal Atatürk

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
1
Favori
492
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir ara Şengör Altaylı'nın Teke Tek programında Atatürk hakkında bayağı enteresan anekdotlar vermiş. Kırpıp yeni yayınlamışlar. Paylaşayım dedim:



    HT Bilim Tarih Felsefeyoutube
    Teke Tek Özel'de Fatih Altaylı'nın konukları Prof.Dr. Celal Şengör ve Mehmet Ali Öz oldu. HT Bilim Tarih Felsefe ➤ Dünya Tarihi ➤ Osmanlı Tarihi ➤ Cumhuriyet Tarihi ➤ Bilim Tarihi ➤ İlk Çağ Uygarlıkları ➤ Günümüze Işık Tutan Felsefeci ve Bilim Adamları ➤ Din – Felsefe Tartışmaları ➤Tarihte Doğru Bilinen Yanlışlar ➤ https://www.facebook.com/HTBilimTarihFelsefe
    https://www.youtube.com/watch?v=8nO6V_bihn8&feature=youtu.be



  • Fatih bey yanlış söylemiş Almanya'da 1918'de verildi seçme ve seçilme hakkı kadınlara. Ancak bir çok ülkede bu hak yoktu tabi. Pek söylenmez Atatürk ders kitaplarında evrimi koydurtmuşken Amerika'da bir öğretmen yargılanıyordu evrimi öğrettiği için. Filmi bile var "maymun davası" isminde. Hani demiş ya Atatürk "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız" diye, sadece söylememiş yapmış da. Keza Nazilli Basma fabrikası şu anki google gibiydi, tiyatrodan, sinemaya hemen hemen her şey vardı. Çağının çok ötesinde bir adamdı, antinatalizmi konuşmak isterdim Atatürk ile.

  • Ömer Hayyam12 kullanıcısına yanıt

    Atatürk sevidiği bulgar kadından iki çocuk hayali kurmuş biri. Ne demesini bekliyordun? Türk evlatlarını doğuran Türk anaları, siz eller üstünde taşınmaya layıksınız lafından ne anlaşılıyor mesela?

  • pskillercheto kullanıcısına yanıt

    Bu sözünü bulmuştum. Bu yüzden bu konuyu konuşmak isterdim kendisi ile.

    Uygarlık Yolutwitter
    “Özgürlük, insanın düşündüğünü ve dilediğini sınırsız olarak yapabilmesidir. Bu tarif, özgürlük kelimesinin en geniş anlamıdır. İnsanlar, bu anlamda özgürlüğe, hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü herkesçe bilinir ki insan, doğanın yaratığıdır. (1/3)”
    https://twitter.com/uygarl_yolu/status/1553638557838970881
  • Ömer Hayyam12 kullanıcısına yanıt

    bu işin biraz değişik geçmişi var. Afet inan "babamın el yazmaları" dediği aslında, Atatürk'ün italya'dan fransa'dan getirtip de okuyup sonrasında çeviri yapmak için aldığı notlar, karalamalardır.


    özellikle yobaz kesimin "Atatürk, dinler darihi kidabında islamı aşğlıyı" dediği de kitap ilk okullara değil lise olarak adlandırdığımız yüksek mekteplerde okutulmak için , işte bu getirilen kitaplardan tercümeler ile yazılmıştı.


    yani yobazların anlattıklarına zaten gülünür. 1930 da o şekilde kitapları ilk okulda mı okutuyorlardı?


    Hatta bir tanesinin alıntılarını bir araştırması Di Historia El İslam mı ne kitabından alıntıladığını bulmuştu. Çünkü bu kitapları genelde kendisine kızı afet inan üzerinden getirtiyordu. Üvey kızı...



    Atatürk'ün düşüncelerini verdiği emirlerden anlayabiliriz. Arapçılıktan kurtarmak için yapmıştır. Askeri kışlalara o vakitlerde her yerde Tanrı Türkü Korusun yazılarını asılmıştır mesela. Türkçe dışında bir başka dilde konuşmak, eğitim vermek yasaktı ... Yabancı müzik bile çalınamıyordu. Hatta Atatürk'ün Gagauzları yunan asimilasyonundan korumak için ana dilde yani Türkçe İncil bastırdığını bile biliyoruz.





  • pskillercheto kullanıcısına yanıt

    Romanya dış işlerine de felsefi olarak verdiği demeçleri var. Bu yüzden kendi düşünceleri olmalı bence. Tamamının çeviri olduğuna dair kaynağınız nedir veya bu dediklerinize dair kaynaklar?


    Romanya dış işlerine verdiği demeç Kaynak: Kaynak Ulus Gazetesi 20 mart 1937, ilk sayfa ve 7. sayfa

  • Ömer Hayyam12 kullanıcısına yanıt

    Ankara Palas’ta söylenmiştir.

    Her gün kudreti daha artan bir Romanya’yı bütün kalbimizle isteriz. Dostluğumuz kadar sıkı ve güvenilirdir ki, Romanya daha kuvvetli oldukça biz de kendimizi daha kuvvetli sayarız.

    Müttefikimiz Romanya’nın bize gönderdiği misafirimizi çok sevdik. Bugünkü görüşmemizden sonra B.Antonescu hakkında bende kalan izlenim, Romanya Dışişleri Bakanı’nın milletine karşı sorumluluğunu anlamış derin görüşlü, hükümlerinde tutarlı, uygun ve olgun bir devlet adamı olduğudur. Kendisi gösteriş sever bir insan değildir. Milletinin duygularına uymaktadır. Görevini yapmakta kararlılığı kuvvetlidir.

    Sizi tanıdığıma çok memnunum. Milletleri antlaşmalardan çok duygular bağlar. Romanya, kalbimizde kardeşçe yer tutmuştur. Ruhlarımızın yakınlığı, birleşikliği için kadehimi kaldırıyorum.

    Milletler acı ve üzüntü bilmemelidir. Şeflerin görevi, hayatı sevinç ve istekle karşılamak konusunda milletlerine yol göstermektir.

    Zamanında kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. “Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür sırasında sevinç ve mutluluğa yer bulunmaz” diyorlardı.

    Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: “Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, hiç olmazsa yaşadığımız sürece şen ve neşeli olalım.”

    Ben kendi karakterim bakımından ikinci hayat görüşünü beğeniyorum, fakat şu sınırlar içinde:

    Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar zavallıdır. Besbelli ki, o adam birey sıfatı ile yok olacaktır. Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir.

    Bir insan böyle hareket ederken, “Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı farkedecekler mi?” diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır.

    Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile uğraşmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır.

    Bahçesinde çiçek yetiştiren adam, çiçekten bir şey bekler mi? Adam yetiştiren adam da, çiçek yetiştirendeki duygularla hareket edebilmelidir. Ancak bu şekilde düşünen ve çalışan adamlardır ki, memleketlerine ve milletlerine ve bunların geleceğine faydalı olabilirler. Bir adam ki, memleketin ve milletin mutluluğunu düşünmekten çok kendini düşünür, o adamın kıymeti ikinci derecededir. Gerçek kıymeti kendine veren ve bağlı olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyeti ile ayakta durduğunu sanan adamlar, milletlerinin mutluluğuna hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına sahip ederler. Kendi gidince gelişme ve hareket durur sanmak bir dikkatsizliktir.

    Şimdiye kadar söz ettiğim noktalar ayrı ayrı toplumlara aittir. Fakat bugün bütün dünya milletleri, aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakla uğraşmaktadırlar. Bu nedenle insan, bağlı olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve rahatlığını da düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna ne kadar kıymet veriyorsa bütün dünya milletlerinin mutluluğuna hizmetçi olmağa elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar bilirler ki, bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu sağlamaya çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında sakinlik, aydınlık ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan yoksundur. Onun için ben sevdiklerime şunu öneririm:

    Milletleri yönlendiren ve yöneten adamlar, elbette öncelikle ve öncelikle kendi milletinin varlığının ve mutluluğunun nedeni olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek gerekir.

    Bütün dünya olayları bize bunu açıktan açığa kanıtlar. En uzakta sandığımız bir olayın bize bir gün dokunmayacağını bilemeyiz.

    Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir.

    Türkiye, Romanya ve diğer dostları kuvvetlidirler. Hiçbir taraftan bize gelecek bir şey beklemem. Beklemeğe de gerek yoktur. İşte bu sakinlik içinde bütün dünyayı düşünmek fırsatı bizdedir. “Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne?” dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu kuraldan şaşmamak gereklidir. İşte bu düşünüş, insanları, milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarır. Bencillik kişisel olsun, millî olsun daima kötü kabul edilmelidir.

    O halde konuştuklarımızdan şu sonucu çıkaracağım: Doğal olarak kendimiz için bütün gereken şeyleri düşüneceğiz ve gereğini yapacağız. Fakat bundan sonra bütün dünya ile ilgili olacağız. Kısa bir örnek: Ben askerîm, Dünya Savaşı’nda bir ordunun başında idim. Türkiye’de diğer ordular ve onların komutanları vardı. Ben yalnız kendi ordumla değil, diğer ordularla da uğraşıyordum. Bir gün Erzurum cephesindeki hareketlere ait bir sorun üzerinde durduğum sırada yardımcım dedi ki:

    -Niçin size ait olmayan sorunlarla da uğraşıyorsunuz?

    Cevap verdim:

    – Ben bütün orduların durumunu iyice bilmezsem kendi ordumu nasıl yönlendireceğimi ve yöneteceğimi belirleyemem.

    Bir devlet ve milleti yönetme durumunda bulunanların daima göz önünde tutmaları gereken husus budur.

    Bu sebeple saygıdeğer misafirimize şunu diyeceğim: Ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda gerekli olmayan bir sırrı kalbimde taşımak gücünde olmayan bir adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın karşısında söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni yalanlar. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni yalanladığını görmedim.

    Ulus 20. 03. 1937



    bu mu? bunun neresinde anladın? merak ettim. Burada kendisi de ufaktan bu konuya değinmiş. Ayrıca afet inan ve Atanın kendi yaverinin de bu konu hakkında demeçleri var. Afet inan'dan fransa'da biyoloji ve sosyoloji üzerine kitaplar istiyor. İtalya'dan ise ki italya, Roma'nın kalbi... Oradan da batı tarihi ve dünya tarihi hakkında kitaplar istiyor.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.