Şimdi Ara

yeni çıkan araçlarda kalite

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
0
Favori
1.061
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • arkadaşlar dikkat ettiniz mi bilemiyorum ama araçlarda kalite bir önceki kasalara göre baya artmışa benziyo bir çok araç artık çok daha kalite tabi fiyatta baya artıyor.



  • Normal değil mi
  • ama çoğu arabanın fiyatıda arttı sanırsın c sınıfı değilde d alıyorsun. he yinede fiyatının artıp kalitesinin azalmasından iyidir.
  • Türkiye'nin boy ortalaması da giderek yükseliyor.
  • Kaba taslak öyle bence.

    Detaylarda eski araçlardaki özen yok gibi.

    Dayanıklı tüketim malı olma konusunda eski kasa araçları daha başarılı buluyorum.
  • güvenlik seviyesi artırılmalı özellikle bizdeki kazalar düşünülünce...
    ESP hala standart değil çoğu firmada..yağmur-far sensörü gibi basit teferruat yerine tercih edilmeli bence..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi toz-koparan -- 1 Ekim 2011; 23:26:10 >
  • kalite artıyor ama boyutları küçülüyo, iç hacim daralıyo araçların mesela focus, polo en güzel örnekleri
  • Kaza testlerinin getirdiği rekabetten dolayı güncel yapılar sağlam ama diğer alanlarda bazen altından alıp içine, görünen yerlere koyuyorlar gibi geliyor bana.

    Süspansiyon kolları çok kısaldı. Süspansiyon kapasitesinin azaldığını tecrübe ediyoruz zaten ama salıncakların merkez kararlılığını şimdiki geometrileriyle eskisi gibi koruyabildiğini düşünmüyorum. Elektronik sistemlerin bir kısım performansı eksik (hardware) altyapıyı kompanse etmeye harcanıyor bence.

    Yaralanma ve ölümlerin %25-30'u park manevrası sırasında, en çok da görüş yetersizliğinden dolayı oluyor. Bu istatistik 25'den 30'un üzerine doğru hareket ediyor. Görüş yetersizliğinin bir kısmı sağlam yapıyı ucuza maletmekten dolayı.

    Camların etrafındaki bantlar 10, hatta 20 santimi geçmeye başladı. Sebebi ucuzluk. Detayları çözmek yerine maskeleyip sabunlamak. Üç materyalin buluştuğu noktayı çözmek zor, tasarım zamanı açısından maliyet zaten. Neticede bazı arabaların arka görüşü 100 yıl öncesinin Ford Model T'si ile kıyaslanabilir seviyede. Ön camları mercekleme yapan arabalar var. 80'lerde hiç bilmezdik bu problemi. Lamine cama çift yönde kavis vermek zor, ama zorunlu değil. Eskiden olduğu gibi tek yönde kavis verebilirler. Ama pardon, unuttuk, "yeni" görünmek zorunda...

    Yeni kontrüksiyonların (sağlam ve ucuz kafes) sonucu olarak pek çok otomobilde baş ile tavan kirişleri arasındaki mesafe çok azaldı. Neyse ki (ve iyi ki) hava yastıkları var. Ancak yeni mesafelerin gerçek hayat kazalarındaki olumsuz etkileri, değişkenler istatistiklerden süzülerek araştırlmalı.

    İşlevsiz tamponlara 80'lerde alıştırılmıştık. Kaza testleriyle tamponların görüntüsü geri gelmese de konstrüksiyonları tekrar geri geldi. Ancak çoğu otomobilde olması gerektiği gibi tam genişlikte değiller. Bu detay direk veya açık refüj gibi engellere küçük farkla yaklaşan araçlar için kurtarıcı olabiliyor. Detay mukavemet göstererek değil, temasta deforme de olarak "son direksiyonu" sağlıyori aracın yönünü değiştirmek için çalışıyor. Bu da görünmeyen, testi yapılmayan önemli detaylardan birisi.

    Koltuk sırtının yekpare olması kabin dolu halde veya yüksek hızlı kazalarda (çocuk koltuklarında geçerli olan aynı nedenlerden dolayı) çok önemli bir detay. Bidiğim kadarıyla kaza testlerinde sorgulanmıyor. Bu detaydan da pazarlanamayan kalite olduğundan dolayı vazgeçilmiş gibi görünüyor.

    Koltuk kumaşlarını çok ucuzlattılar. İplik toplayanları bile var. Çoğu iyi nefes almıyor, Klima belki standart ama kullanmamak opsiyonel değil. Yüksek sentetik katkılı ucuz elyaflara rağmen iyi görünen ve kabul edilebilir şekilde nefes alabilen örgüler geliştirdiler (Ford'da çok görüyorum). Ama dikkat edin de tozlanmasınlar. Temizlemek neredeyse mümkün değil.

    Plastikler ilk çıktığında boyasız olduklarından, çizilmez diye reklam edilirlerdi. Şimdi bütün paneller boyalı. Çünkü büyük parçaları dalgasız, desensiz, homojen renkte kalıplamak çok maliyetli. Boyamak ise çok ucuz. Ama güneşte 60˚C'yi bulan yüzeylerde plastik gibi çok genleşen malzemede boyayı tutmak hala zor. Fotojenik görünüyorlar ama kullanılmaya başlayınca görüntülerini koruyamıyorlar.

    Stabil kalabilen, UV dayanımı olan, rengini koruyan yumuşak PVC (poli vinil klorür) eskiden beri pahallı bir malzemeydi. Bir de bazı pazarlarda klorin (klor) limiti gelince, az klorla, az gaz salması yapan dayanıklı ürün iyice değerlendi. Direksiyonlar da bu nedenle soyuluyor.


    İyi görüntülü ürünler var, ama sorun kullanılırken nasıl görünüyorlar.




  • tam hakim değilim ama eski kasa ile yeni kasa arası 7 yılda bir geçiliyor, o zaman aralığına mühendisler ne kafa patladıyorlardır şöylemi yapsak böylemi yapsak yada araç çıplak gövdesinde oynamalar yaparak ve malzeme kalitesini ona göre belirleyerek çok güvenli araçlar çıkartmaya çapa sarfediyorlardır ama hepsinden önemli, benden öncede yazıldığı gibi süs değilde ESP standart haline getirilmeli...
  • @ Karbon 12
    Ellerine sağlık, çok güzel ve yerinde tespitler yapmışsın. Özellikle Fordun koltuk yapısı hakkındaki düşüncene katılıyorum. 4 aylık aracın koltukları tozdan acayip kir tuttu. Nasıl temizlesem diye düşünüyorum.
  • yalnız bir konuya açıklık getirelim +40 derecede güneşin altında ve sera etkisine maruz bıraktığınız otomobililin başta iç konsol kısmındaki materyaller solma çatlama vb deformasyonlara maruz kalacaktır.

    bu firmalar bu araçları aya gitmek için üretmiyorlar.

    sera etkisini araştırın uzun uzun yazmayacağım

    diğer detayların hepsi ise tamamen duygusal.

    bir iktisat olayı birim maliyet diyorlar
  • İllaki bazı konularda gelişme var artık kimsel opel diyince ruhsuz araba üretiyor demiyor ya da pug 508 diyince pug alınmaz demiyor bunlar kalite ve işçiliğin ürünü........
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Karbon 12

    Kaza testlerinin getirdiği rekabetten dolayı güncel yapılar sağlam ama diğer alanlarda bazen altından alıp içine, görünen yerlere koyuyorlar gibi geliyor bana.

    Süspansiyon kolları çok kısaldı. Süspansiyon kapasitesinin azaldığını tecrübe ediyoruz zaten ama salıncakların merkez kararlılığını şimdiki geometrileriyle eskisi gibi koruyabildiğini düşünmüyorum. Elektronik sistemlerin bir kısım performansı eksik (hardware) altyapıyı kompanse etmeye harcanıyor bence.

    Yaralanma ve ölümlerin %25-30'u park manevrası sırasında, en çok da görüş yetersizliğinden dolayı oluyor. Bu istatistik 25'den 30'un üzerine doğru hareket ediyor. Görüş yetersizliğinin bir kısmı sağlam yapıyı ucuza maletmekten dolayı.

    Camların etrafındaki bantlar 10, hatta 20 santimi geçmeye başladı. Sebebi ucuzluk. Detayları çözmek yerine maskeleyip sabunlamak. Üç materyalin buluştuğu noktayı çözmek zor, tasarım zamanı açısından maliyet zaten. Neticede bazı arabaların arka görüşü 100 yıl öncesinin Ford Model T'si ile kıyaslanabilir seviyede. Ön camları mercekleme yapan arabalar var. 80'lerde hiç bilmezdik bu problemi. Lamine cama çift yönde kavis vermek zor, ama zorunlu değil. Eskiden olduğu gibi tek yönde kavis verebilirler. Ama pardon, unuttuk, "yeni" görünmek zorunda...

    Yeni kontrüksiyonların (sağlam ve ucuz kafes) sonucu olarak pek çok otomobilde baş ile tavan kirişleri arasındaki mesafe çok azaldı. Neyse ki (ve iyi ki) hava yastıkları var. Ancak yeni mesafelerin gerçek hayat kazalarındaki olumsuz etkileri, değişkenler istatistiklerden süzülerek araştırlmalı.

    İşlevsiz tamponlara 80'lerde alıştırılmıştık. Kaza testleriyle tamponların görüntüsü geri gelmese de konstrüksiyonları tekrar geri geldi. Ancak çoğu otomobilde olması gerektiği gibi tam genişlikte değiller. Bu detay direk veya açık refüj gibi engellere küçük farkla yaklaşan araçlar için kurtarıcı olabiliyor. Detay mukavemet göstererek değil, temasta deforme de olarak "son direksiyonu" sağlıyori aracın yönünü değiştirmek için çalışıyor. Bu da görünmeyen, testi yapılmayan önemli detaylardan birisi.

    Koltuk sırtının yekpare olması kabin dolu halde veya yüksek hızlı kazalarda (çocuk koltuklarında geçerli olan aynı nedenlerden dolayı) çok önemli bir detay. Bidiğim kadarıyla kaza testlerinde sorgulanmıyor. Bu detaydan da pazarlanamayan kalite olduğundan dolayı vazgeçilmiş gibi görünüyor.

    Koltuk kumaşlarını çok ucuzlattılar. İplik toplayanları bile var. Çoğu iyi nefes almıyor, Klima belki standart ama kullanmamak opsiyonel değil. Yüksek sentetik katkılı ucuz elyaflara rağmen iyi görünen ve kabul edilebilir şekilde nefes alabilen örgüler geliştirdiler (Ford'da çok görüyorum). Ama dikkat edin de tozlanmasınlar. Temizlemek neredeyse mümkün değil.

    Plastikler ilk çıktığında boyasız olduklarından, çizilmez diye reklam edilirlerdi. Şimdi bütün paneller boyalı. Çünkü büyük parçaları dalgasız, desensiz, homojen renkte kalıplamak çok maliyetli. Boyamak ise çok ucuz. Ama güneşte 60˚C'yi bulan yüzeylerde plastik gibi çok genleşen malzemede boyayı tutmak hala zor. Fotojenik görünüyorlar ama kullanılmaya başlayınca görüntülerini koruyamıyorlar.

    Stabil kalabilen, UV dayanımı olan, rengini koruyan yumuşak PVC (poli vinil klorür) eskiden beri pahallı bir malzemeydi. Bir de bazı pazarlarda klorin (klor) limiti gelince, az klorla, az gaz salması yapan dayanıklı ürün iyice değerlendi. Direksiyonlar da bu nedenle soyuluyor.


    İyi görüntülü ürünler var, ama sorun kullanılırken nasıl görünüyorlar.



    Tebrik ederim çok güzel yazmışsınız. Foruma sizin gibi adamlar lazım




  • bence çoğu araçta eski kasalara oranla malzeme kalitesi düşmüş.artmamış.
  • Jetta hariç hemen hemen her aracın yeni kasası ve makyajlananlarında dahil hem kalite hem fiyat arttı.

    Jetta ise 6 sene önce ilk çıktığına 1.6 Comfortline'ı 35 milyarken şu an dizel otomatik metalik renklisi 70 milyar. Kalite ise yenisinde çok kötü.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Utku

    Türkiye'nin boy ortalaması da giderek yükseliyor.

  • karbon 12 müthiş bir yazı yazmış. Foruma lazım olan adamlardan biri.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: joushkun

    Jetta hariç hemen hemen her aracın yeni kasası ve makyajlananlarında dahil hem kalite hem fiyat arttı.

    Jetta ise 6 sene önce ilk çıktığına 1.6 Comfortline'ı 35 milyarken şu an dizel otomatik metalik renklisi 70 milyar. Kalite ise yenisinde çok kötü.

    Passat golf içinde aynı şeyler söyleniyor. Hatta passatın en kaliteli olanının b5.5 olduğunu söylüyorlar.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.