Şimdi Ara

15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi (1090. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21.800
Cevap
75
Favori
847.808
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
66 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 10861087108810891090
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BladesTR

    Hayret, bu konu kaldırılmamış veya silinmemiş. Çok şaşırdım.. Neyse.


    Atlaya atlaya okudum yorumları.Hepsini değil tabiki haddinden fazla yorum var zaman yetmez ama gerçekten hala tiyatro diyen varmı? Tiyatro ise kanıt göstersinler, lütfen. Aranızda müjdat gezende okuyan varsa az çok bilir tiyatro böyle olmaz..

    1107 sayfanın üstüne eklenecek birşey yok
  • YİNE KANDIRILDILAR MI?

    quote:

    5 Temmuz gazisinden AKP isyanı
    15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin gazilerinden Cumali İbin, gazi maaşlarının ödenmediğini belirterek AKP’ye tepki gösterdi.
    118
    Facebook Paylaşımı

    02.10.2017 16:19 Karakter boyutu :

    15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin gazilerinden Cumali İbin, gazi maaşlarının ödenmediğini belirterek AKP’ye tepki gösterdi.

    Cumali İbin, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Bizler 15 Temmuz gazileri olarak o gece Allah rızası için namusumuz, şerefimiz için dışarılarda canlarımızı siper ederek vatanımızı, milletimizi müdafaa ettik. Akabinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve diğer devlet yetkilileri, gazililikle bizi onurlandırdı” ifadelerini kullandı.

    Maaşının ısrar üzerine iki aydır 1561.20 TL olarak ödendiğini belirten Cumali İbin, açıklamasında şunlara dikkat çekti:

    “O gecenin gözdesi olan ‘Nene Hatun’ diye adlandırdığımız ve siyasete malzeme edilen bizler gibi Gazi Safiye Bayat Başpınar, hala maaş alamamaktadır. Kendisine sorduğum zaman ‘Ya Cumali kardeşim istemeye utanıyorum. Bizler utanırken devlet büyüklerimiz ne yapıyor acaba!’ Bir tane gazimizin oğlu polislik sınavlarına başvurmak istiyor. Gazi çocuklarından 2 yıllık üniversite mezunu olanlar 56, 4 yıllık üniversite mezunu olanlardan ise 48 baraj şartı aranıyor. Buraya kadar her şey normal. Anormal olan şu: 15 Temmuz gazimizin çocuğu bu kapsamda başvurmak isteyince alınan cevap ‘Siz bizim emniyet içi yazışmalara göre (Gazi) değilseniz!’ Evet, gaziliğimizi tescilleyen 675 KHK kanunlaşmadığı için bizler hala askıda gazileriz.”

    “SÖZLER VERDİK YERİNE GETİREMEYECEĞİZ DEMENİZ KAFİDİR”

    AKP’nin resmi internet sitesinde 15 Temmuz gazilerinin 240 bin TL tazminat ve 3200 TL maaş aldığının yazdığına işaret eden Cumali İbin, şöyle devam etti:

    “Bizim istediğimiz verilen sözlerin yerine getirilmesidir, başka bir şey değil! Evet biz o gecenin duygu seli içerisinde acele edici cümleler kurduk sözler verdik yerine getiremeyeceğiz demeniz kafidir. Böyle yaparsanız 15 Temmuz gazileri olarak gelip de kapınızda sizden bir şey talep eden namussuz ve şerefsizdir.”
    http://odatv.com/sozler-verdik-yerine-getiremeyecegiz-demeniz-kafi-0210171200.html

     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Merkur -- 3 Ekim 2017; 8:53:23 >




  •  15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi

     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi


    http://odatv.com/bu-ifade-akpyi-de-devleti-de-sallar-0710171200.html
    quote:

    FETÖ'YÜ “KORUYUP-KOLLAYAN” CUMHURBAŞKANI

    “Muhterem Başsavcım” hitabıyla başlayan ifadesinin girişinde F.K., “Ömrümün mühim bir kısmını bugün memleketimizin başına kara bulut gibi çöken fitne FETÖ terör örgütüne vakfettim. Ergenekon kumpasında büyük şüphelere gark oldum. 17-25 Aralık kumpasından sonra ise bütünüyle bunlarla yolumu ayırdım. Aşağıda adlarını verdiğim başta Sayın Abdullah Gül olmak üzere bu çeteye mensup insanlara çok yakın vaziyette bulundum. Dilekçemi muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan cesaret alarak yazmaya karar verdim. Aşağıdaki detayların tamamı hakikattır. Bizlerden bu vatan hainlerini size bildirmek, sizlerden de icabına bakmak vazifesini beklemektir. Derin hürmetlerimle” diyor ve ilk sırada Abdullah Gül hakkında şu iddialarda bulunuyor:

    “Sn. Gül, gerek Başbakanlığı ve gerekse Cumhurbaşkanlığı sırasında FETÖ'cülerin koruyucu ve kollayıcısı olarak görev yaptı. Maliye, Milli Eğitim, Adalet, Sağlık ve Hazine Sn. Gül'e bağlı olarak çalıştı. Sn. Erdoğan'ın emirleri, bizzat Sn. Gül'ün bilgi ve talimatları doğrultusunda bu bakanlık bürokratları tarafından dinlenmedi. Hatta Sn. Erdoğan'ın Maliye ve Hazine'ye gönderilen işadamlarına üst düzey FETÖ'cü bürokratlar tarafından, 'Bize yanlış kişiden geliyorsunuz. Bize Çankaya'dan gelmelisiniz' mesajları verildi. Söz konusu bakanlıklarda Sn. Gül'ün bilgisi ve koruması dahilinde FETÖ'cü kadrolaşma bizzat bakanlar ve müsteşarlar tarafından organize edilmiştir.”

    “PENSİLVANYA'YA GÖBEĞİNDEN BAĞLI” VE ERDOĞAN'I “KANDIRAN” MİLLETVEKİLİ

    İtirafçının hedefindeki ikinci isim, AKP Milletvekili eski Dışişleri ve Ekonomi Bakanı Ali Babacan. Babacan ve bürokratları hakkında da şunları söylüyor:

    “Sn. Babacan, Sn. Gül'ün asla emrinden çıkmayan, onun prensi ve Pensilvanya'ya göbeğinden ve beyninden bağlı bir genç adamdır. Uzun bakanlığı döneminde özellikle ABD'nin (FETÖ'nün) etkisiyle tüm dünya finans çevrelerinde güven unsuru olarak sunulmuştur. Bu durum adeta ona hükümet içinde dokunulmazlık zırhı yaratmıştır. Bu zırh kendisine bağlı birimlerde FETÖ'cü örgütlenmeyi alabildiğine yapması imkânı vermiştir. Sn. Ahmet Necdet Sezer'in FETÖ'cü olması nedeniyle TCMB'nın başına atamak istemediği Sn. Başçı'nın (Erdem Başçı) kararnamesini defalarca Köşk'e göndermiştir. Sn. Sezer bu kararnamelere kararlılıkla direnmiş ve Başçı'nın TCMB Başkanlığını engellemiş ve Sn. Durmuş Yılmaz temiz, dini bütün Müslüman bir tecrübeli merkez bankalı olarak Başkan olmuştur. Bunu içine hiç sindiremeyen Sn. Babacan, Sn. Başbakan Erdoğan'ı kandırarak, Sn. Yılmaz'ın süresinin dolmasından sonra FETÖ'nün talimatını ifa etmiş ve FETÖ müridi Sn. Başçı'yı TCMB Başkanı olarak atamayı başarmıştır. Böylelikle TCMB'da FETÖ'cü kadrolaşma başlamıştır. Sn. Başçı döneminde TCMB'da yapılan tüm üst düzey atamalar Pensilvanya talimatlıdır. Sn. Babacan'ın Hazine'deki FETÖ'cü örgütlenme işlemlerini, Hazine Müsteşarı yaptığı İbrahim Halil Çanakçı birinci elden yürütmüş ve Pensilvanya'nın emrinden hiç çıkmamış ve bu sayede on yıla yakın Hazine Müsteşarı kalmış, sonrasında da Pensilvanya ve ABD desteği ile IMF İcra Direktörlüğüne atanmıştır. Orada da FETÖ örgütü adına icraata devam etmektedir. Sn. Babacan'a bizzat FETÖ tarafından adı verilerek TMSF Başkanı yapılan Ahmet Ertürk, TMSF içinde terör örgütü yararına büyük işlere imza atmış, kanuni süresini tamamladıktan sonra FETÖ mensubu Sn. Gül'ün himayesine geçerek, Cumhurbaşkanı Danışmanı olmuştur.”

    “EN BÜYÜK VATAN HAİNİ”

    Evet, bu iddialar yıllarca kamuoyunda konuşulan ve Erdoğan'ın belirlediği “17/25 Aralık miladı” öncesine ait konular. Ancak devamı var. İtirafçı F.K. sonraki Hazine Müsteşarlarının, Personel Daire Başkanı, Hazine Hukuk Müşaviri vs.'nin neler yaptığını, Hazine Kontrolörleri Başkanı'nın Bank Asya'yı nasıl koruyup, kolladığını da anlatıyor. Dahası halen görevde olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü hakkında, 1 TL'nin üzerinden Atatürk'ü çıkarıp, Türkçe Olimpiyatları logosunu koyduğu için “en büyük vatan haini” ifadesini kullanıyor. Yine halen Ticaret Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüten AKP'li eski Bakan Nazım Ekren'in, “FETÖ teşkilatında mühim bir pozisyona sahip” olduğunu bildiriyor...

    Devamı üstteki linkte.




  • 2019'a kadar bu davayı çözemeyecekler anlaşılan. Beceriksiz olunca insan herşey olur, kandırmaca da!

    quote:



    29.10.2017 21:59 Karakter boyutu :

    Üzerinden 15 ay geçtiği, davalar hızlı bir şekilde ilerlediği halde 15 Temmuz darbe teşebbüsündeki karanlık noktalar azalacağı yerde artıyor.

    Mesela Akıncı davasında, darbeden 2-3 ay önce MİT'ten bir heyetin Akıncı'ya gidip, tüm stratejik birimlerde “keşif ve inceleme” yaptığı öne sürüldü. Akıncı eski harekat komutanı Ahmet Özçetin'in ifadesine göre, 45-50, eski üs komutanı Hakan Evrim'in ifadesine göre ise 100 kişiden oluşan MİT heyetinin ziyareti Akıncı tarihinde görülmeyen bir olaydı ve TSK üst yönetiminin emriyle gerçekleşmişti. Avukatlar, Mahkemeden böyle bir ziyaret yapılıp yapılmadığının MİT'e sorulmasını isterken, şu ana kadar bu iddiayı yalanlayan çıkmadı.

    Benzer bir iddia da, geçen hafta sonuçlanan TÜRKSAT davası ile halen devam eden Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında gündeme geldi.

    15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT yerleşkesinde yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil, 17 kişinin yargılandığı dava geçen hafta sonuçlandı ve tüm sanıklara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Askeri sanıkların tamamının Özel Kuvvetler Komutanlığı eski personeli olduğunu belirterek, sözkonusu iddiaya geçelim.

    BİR GRUP TEĞMENE VERİLEN GÖREV

    Her iki davada da, darbeden 3 ay önce Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan bir grup teğmenin eğitim kursu kapsamında TÜRKSAT'a “keşif ve inceleme” için gönderildiği öne sürüldü.

    İddialar özetle şöyle:

    Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve Okul Komutanı Ömer Faruk Bozdemir'in emriyle TÜRKSAT'a giden teğmenler yetkililerden çeşitli konularda bilgi alırken, elektriklerin kesilmesiyle yayınların sonlanıp, sonlanmayacağını sordu. Yetkililerin, jeneratörlerin devreye gireceğini söylemesi üzerine jeneratörlerin de devre dışı kalması halinde ne olacağı sorusu yöneltildi. Yetkililer, “Alternatif planlarımız var, bunları anlatamayız” cevabını verdi.

    Sonrasında bu “keşif ve inceleme”, bir tür ev ödevi gibi rapora dönüştürüldü.

    Sözkonusu raporun anlamını da Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında bir avukatın soruları üzerine bir sanığın verdiği cevaplarla anlatalım.

    Avukat, ÖKK'daki kurs döneminde kendilerine bir görev verip verilmediğini, mesela “okul gezisi” şeklinde TÜRKSAT'a gidilip gidilmediğini, gidenlerden rapor yazmalarının istenip istenmediğini sordu.

    Sanık, “Evet keşif ve inceleme için gidildi. Hedef analizi denen bir madde var. Bu maddeye göre, inceleme yaptığınız konuyu askeri açıdan analiz edersiniz” dedi.

    Avukat bu defa, “Hedef analiz nedir?” sorusunu yöneltti.

    Sanık, “Düşman hattındaki bir bölge veya kritik bir hedefin en kısa ve verimli şekilde etkisiz hale getirilmesi ya da imha edilmesidir” karşılığını verdi.

    Avukatın, “Ne yani TÜRKSAT'ın yok edilmesi mi amaçlandı?” şeklindeki sorusu üzerine sanık, hedefin ne olduğunu bilmediğini, bunu yorumlayamayacağını belirtirken, her iki davaya da bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı Bayram Kantık, TÜRKSAT'ta karar verildiğini hatırlatıp, “Orada sorarsınız” diye tepki gösterdi ve konu kapandı.

    ERGENEKON VE BALYOZ'DAN SONRA VAZGEÇİLMİŞ

    ÖKK'da bu eğitimden geçmiş olanlara konuyu sordum.

    Geçmişte sabotaj veya saldırılara karşı ülkenin stratejik kuruluşlarını koruma amaçlı bu tür eğitimlerin yapıldığını, ancak Ergenekon ve Balyoz süreçlerinden sonra sivil stratejik kuruluşlarda bu eğitimden vazgeçildiğini, sadece askeri kuruluşlarda çalışma yapıldığını anlattılar.

    Şayet bu karar yürürlükte ise ve buna rağmen darbeden sadece 3 ay önce TÜRKSAT'a gerçekten bir grup ÖKK personeli gönderilip, böyle bir çalışma yapılmışsa hem çok ilginç, hem çok garip değil mi?
    http://odatv.com/darbeden-3-ay-once-turksatta-oyle-bir-sey-oldu-ki...-2910171200.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Merkur -- 30 Ekim 2017; 9:0:19 >




  • quote:

    Erdoğan'ın darbecikcikleri ve donanma darbesinin resimli çizelgesi
    11 kasım 2017 - 00:01
    Sosyal Ağda Paylaş
    AddThis Sharing Buttons
    Share to FacebookShare to TwitterShare to Google+Share to TumblrShare to LinkedInShare to PrintFriendlyShare to E-posta

    Darbe gecesi donanma fotoromanı...

    Ne yalan söyleyeyim, Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi her ülkeye nasip olmaz. Bana göre kendisi tam “SEÇMECE”, onun gibi mizah dolu bir siyasetçinin henüz Türkiye tarihine geldiğini sanmıyorum. Bilirsiniz değişik şekilde fıkra anlatanlar vardır, en ilginç olanları anlatacakları fıkrayı anımsadıkları andan itibaren gülmeye başlayanlardır, siz karşısında fıkrayı bilmediğinizden bekler durursunuz, o ilk tümceyi bitirdikten sonra gülmesini arttırır, o andan itibaren fıkrayı anlama olasılığınız sıfırdır, çünkü kahkahalarla dolu konuşmasını anlama şansınız yoktur. Bu fıkraların ortak bir adı vardır: “Hahaha, hihihi, hohoho” fıkraları. O artık kriz halinde kıvranıyordur ve onun haline dayanamaz ve siz de o krize dahil olur ve beraber kahkaha atmaya başlarsınız. Ve artık zafer onundur, 3 sözcük bile anlamasanız bile siz de kahkahayı patlatmışsınızdır ve o galiptir.

    İşte geçen gün Erdoğan bu fıkralardan birisini anlattı. Bu kez gülen yoktu ama kendini ele veriş vardı, Erdoğan haricinde herkes bu açıklamanın nasıl yapıldığını düşünmeye başladı. Bu açıklama esasında inanılmaz bir kara mizahtı ama Erdoğan kara mizahı biliyor mu, o konuda bişey diyemem ama bu yazıyı okursa, aynı yardımcı doçenti duyduğunda yardımcının ne menem bişey olduğunu anlamadığını söyleyip, kaldırılmasını emrettiği gibi kara mizahtaki “KARA”yı da kaldırabilir.

    Bunu neden yazdım, geçen gün Erdoğan bir tümce kurdu ki tam evlere şenlik. Erdoğan bu açıklamasıyla darbeden haberdar olduğunu ve buna izin verdiğini, arkasından da kendi darbesini yapmaya karar verdiğini açıkladı esasında. Erdoğan “Aklı olanlar Türkiye'yi terk etti, olmayanlar tuzağa düştü” diyerek her şeyi açıklamış oldu esasında. Bu söylediği öyle dil sürçmesi filan değil, düpedüz her şeyin bilinçli yapıldığını gösteriyor. İşte yazının başlığında söylediğim “Darbecikcikler” kuş olup uçanlar. Diğerlerinin de ne olduğunu anlatmaya çalışacağım. Ama diğerlerinde emin olduğum tek şey var, o da Erdoğan’ın tuzağına düştükleri. Bunu ben demiyorum, Erdoğan kendisi söylüyor.

    Daha önce de yazmıştım ya, bu yazı dizisi uzun sürecek diye, size donanma hareketini haritalı 30 fotoğrafla anlatmaya çalışacağım. Bundan sonra yazı fotoğraf altı kısa değerlendirmeler gibi olacak. Daha çok sizlerden yorum bekleyeceğim. Yorumların tek taraflı olmasını istemiyorum. Hatta ciddiye alır da o zamanın deniz kuvvetleri komutanıyla, şimdiki komutan da yanıt verirse sevinirim. Yanılıyor olmaktan gocunmayacağım bunların hiçbirine. Hatta işin içinde ama tutuklanmayıp terfi eden kimi komutanlar da yanıtlayabilir. Yazı dizisinin sonunda yayınlayacağım. Daha da ileri gideyim, ARTI TV’de program bile yapabilirim kendileriyle. Bunun tek nedeni var, darbe girişimi ve sonrası tüm açıklığıyla ortaya çıkmalı.

    Bu bölüm biraz geçen yazım gibi olacak ama fotoğraflı daha kolay anlaşılır diye tekrar ediyorum, bütün harekat bir bütünlük taşısın istiyorum.



    Aşağıdaki çizelgede darbe girişimi gecesi bütün limanlardaki komutanların isimleri var. Bunların ayrıca darbe sonrası neler yaşadıkları da çizelgede yazılı. Hemen hemen hepsi aynı emri vermiş gözükse de kimisi tutuklu, kimisi ihraç ve firari, kimisi de terfi etmiş durumda. Olayların akışında emirlerdeki çelişkileri de göreceksiniz. Hatta aralarında yetkisi olmadan emir verenler de var.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi

    Bu fotoda 4 geminin adadaki lisenin önünde, diploma töreninde demirlemiş halini görüyorsunuz. Onlar Levent Kerim Uça komutasındalar. Normal seyirlerinde Gölcük Limanı’na geri dönecekler.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Gemiler limana geri dönüyorlar, gemideki diğer turuncu boyalı Tuafn da aynı komutanın emrinde. Saat 21.15 civarında son gemi de liman girişine yakın, anlayacağınız darbenin başlamasına dakikalar var ve hiçbirinin bişeyden haberi yok.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Tam 21.30’da gemilere limana girmemeleri emri geliyor, sabotaj ihbarı yapılmış ve kıyıda olmamaları gerekiyor. Yani verilen emir darbe emri değil, sabotaj emri. Burada çok önemli bişey var, aylar önce de yazmıştım, darbeyi kolaylaştırıcı olan EMASYA yasası darbeden 1 gün önce tekrar Erdoğan tarafından imzalanıp resmi gazetede yayınlanarak işlerlik kazanmıştır. Oysa yasayı kaldıran Erdoğan’dır.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bütün gemiler limandan ayrılmaya başlamış ama tam o sırada gecenin bir saatinde 2 kişi yüzerken yakalanır. Bu 2 kişiden birisi deniz kuvvetlerinde çalışan bir sivildir. Hepiniz bilirsiniz, karada askeriyeye ait girilemeyen yerler tellerle çevrilmiştir. Aynı olay havada da var, denizde de. Havadakini pilotlar bilir, biz bilmeyiz ama denizdeki dubalarla belirtilmiştir, oralara bırakın kayıkla girmeyi yüzemezsiniz bile.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Saat 22.15’de deniz kuvvetleri komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu olayı öğreniyor. Anlayacağınız gemilerin limandan çıkış emriyle kendisinin haberi yok.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Şimdi ilginç bir dönem başlıyor ve deniz kuvvetleri komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu cep telefonunu kapatıyor. Yerini belli etmemek için, yani yakalanmamak için kapatıyor. Yanında başka telefon var mı bilmiyorum ama herkesin bildiği numarası kapalı, yani diğer komutanlar ona telefon açıp “Neler oluyor komutanım, ne yapmamız gerek, emriniz nedir” diyemiyorlar.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bu arada Karadeniz’den de gemiler Ayhan Bay’ın emrinde kalkıyor ve limandan uzaklaşıyor. Aynı zamanda Aykar Tekin de sıkıyönetim emrini alınca Marmara, Aksaz ve Akdeniz’deki gemileri kaldırıyor.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Burada gördüğünüz Bora gemisi Marmara’da tamirdeki bir gemi ama tamirde. O gemi de Aykar Tekin’in emriyle kalkıyor ve diğerleri gibi aynı sularda yüzüyor. Ancak Aykar Tekin aynı emri vermesine karşın bu emri vermekten dolayı tutuklanmıyor. Bunlar da Erdoğan’ın söylemediği tuzağı bilenler olabilir.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Saat 23.50 ve bütün Türkiye heyecan içinde bekliyor. Ve beklenen saat geliyor, başbakan Binali Yıldırım televizyonda açıklama yapıyor. Darbe girişimini doğruluyor. Biz daha o saatlerde kendisine bağlı olan MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın haber vermediğini bilmiyoruz, hatta daha sonra da aramamış. Başçavuş Hakan Fidan genelkurmay başkanıyla darbeyi önlemeye çalışıyor sözüm ona. Zaten genelkurmay başkanı Hulusi Akar da deniz ve hava kuvvetlerine haber de vermiyor, emir de…
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Son gemi limandan çıkmak üzere ve en önemli an geliyor, cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cep telefonunda ekranlarda. İlk olarak yamuk bir surat, ben ilk başta dövülmüş ama kurtulmuş sanmıştım. Oysa onu o hale getiren skype sistemi ve bence bu da bilerek seçilmiş bir sistem. SKYPE öyle bir sistem ki, telefonu yamuk tutunca gülen insanı ağlıyor gibi gösteriyor. “Sokaklara çıkın aslanlarım, tankın altına yatan cengaverlerim” konuşmasının başlangıcı, işte o an…
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bu yazıdaki son fotoğraf bu. Gördüğünüz gibi son gemi de körfezden çıkmış ve işte o an Bülent Bostanoğlu cep telefonunu açıyor. Dedim ya yanında başka telefon var mı yok mu bilmiyorum diye. Ama son gemi körfezden çıktıktan sonra, tam 01.18’de açıyor Bostanoğlu telefonunu.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bundan sonraki yazı oramiral Veysel Kösele’nin bu gemilerden birine, Yavuz’a çıkışıyla başlayacak. Kösele bildiğiniz gibi deniz kuvvetleri komutanı yapılmadı ve yerine koramiral Adnan Özbal kuvvet komutanı oldu.

    Çarşamba günü yeni fotolar ve yazıyla devam edeceğim.

    https://www.artigercek.com/erdogan-in-darbecikleri-ve-donanma-darbesinin-resimli-cizelgesi#.Wga1-YntP70.twitter




  • quote:

    Donanma Komutanı Veysel Kösele neden sadece 3 Gemiye emir verdi?
    14 kasım 2017 - 23:59
    Sosyal Ağda Paylaş
    AddThis Sharing Buttons
    Share to Facebook159Share to TwitterShare to Google+Share to TumblrShare to LinkedInShare to PrintFriendlyShare to E-posta

    Neden sadece 3 komutana verildi bu emir, diğer komutanlara karşı niye seçicilik yaptı, çözmeye çalışmıyorum, herkesin bunları bilmesine yardımcı oluyorum, gizli kalmasın istiyorum.

    Belki de eski adliye ve sıkıyönetim muhabiri olduğumdandır, darbe yazılarımda kimseyi “SUÇLU” diye yazmıyorum, sanırım bilhassa televizyonlardaki programlarda en büyük sorun da bu. Kimi uzmanımsılar bütün tutukluları “SUÇLU” diye nitelendiriyorlar ve o zaman onların savunmalarının hiçbir önemi kalmıyor. Bunu yapanların büyük bir çoğunluğu da avukat. İlginç bişey daha var, bu avukatlara televizyonlarda hukukçu diye yazıyorlar, siz de o zaman daha önemli bir kişi konuşuyor sanıyorsunuz. Bugüne değin ve bundan sonra yazdıklarım ve yazacaklarım sadece bir gazeteci ve araştırmacının duydukları şüphelerdir. O yüzden bu yazılar bittiğinde aksini söyleyenlerden yanıt bekliyorum. Ama bu yanıt bir laf ebeliği olmamalı, somut delillere dayandırılmalı.

    Oramiral Veysel Kösele’yi darbe sonrası terfilerden biliyoruz. Kösele deniz kuvvetleri komutanından sonra gelen donanma komutanı, 4 yıldır bu görevdeydi, az bir zaman değil. Türkiye’deki bütün askeri gemiler, yani denizin altındakinden üstündekine ve hatta onların üstüne konan uçak ve helikopterlere kadar onun emrindedir. Yada daha basit anlatayım, donanma komutanı esasında bütün hepsini savaşa hazırlamakla görevli komutandır. 15 Temmuz 2016 darbe gecesinden sonra deniz kuvvetleri komutanı da emekli edilmediğinden görevinde kaldı ve 2017’de Bülent Bostanoğlu emekli edilince deniz kuvvetleri komutanı olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Beklenen olmadı ve koramiral Adnan Özbal deniz kuvvetleri komutanı oldu.

    Daha önce de askeri casusluk davasında yargılanan Kösele bunun üzerine istifa etti. Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın ne kadar istifanın kendi isteğiyle yapıldığını söylese de, bana pek inandırıcı gelmiyor. Bu yazımda da bu konudaki şüphelerimi ve bana göre nedenlerimi yazacağım.

    Veysel Kösele darbe girişimi gecesi Fenerbahçe Orduevi’nde düğünde. Zaten eski yazılarımdan da biliyorsunuz, beni bu yazıları yazmaya iten de bu düğünler ve genelkurmay başkanının diğer komutanlarla irtibata geçmemesi ve diğer komutanların da benden sonra (Şaka demiyorum, bendeniz Ahmet Nesin’den sonra) darbeden haberdar olmaları.

    Yazının bundan sonrasına geçen yazımda da yaptığım gibi fotoromanla devam edeceğim. Aşağıdaki fotoğrafta görüyorsunuz, donanma komutanı Kösele sıkıyönetim ilanından yarım saat önce bir kauçuk botla Yavuz gemisine gidiyor. Burada kauçuk botu özellikle yazıyorum, çünkü kimilerinin dediği gibi Kösele komutanlık botuyla gitmiyor. Bu çok mu önemli, bilemiyorum ama sanki bilerek değiştirilmek isteniyor diye algılıyorum. Yola çıkmadan da Levent Kerim Uça’yı arayıp “Önder dahil kimseye bilgi verme” diyor ama kendisi Büyükada Komutanı Hamdi Toker’i 4 kere arayıp bilgi veriyor.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bundan sonraki bölüm bana çok ilginç geldi ve hâlâ daha mantığını çözemedim. Kösele ilk emrini denizdeki gemilere değil limandaki yakıt gemilerinin komodoruna veriyor ve gemilere yakıt ikmali yapılması için “Yakıt gemisini seyre hazırla” emrini veriyor. Oysa o gemilere verilen ilk emir sadece limandan uzaklaşmaları, yani sabotaj alanının dışına çıkmaları. Diyelim ki iş çok büyük ve uçaklar bu gemileri vuracak ama bunun için yakıt ikmalinin yapılması gerekmiyor. Bu gemiler en kötü olasılıkla 5-10 kez Gölcük Limanı’na girip çıkabilirler, belki de onlarca kez fazla..

    Aynı anda limana girecek gemilerle ilgili başka 2 anons yapılıyor. Birisi limana girecek gemilere ateş açılacağı üzerine haber, diğeri de yetkisiz olmasına karşın Yalçın Payal’dan gelen haber yada emir. Yalçın Payal gemilerin limana dönmeleri çağrısını yapıyor, ne zaman olduğu da ilginç, Kösele’nin yakıt gemisini istemesinden 1 dakika sonra. Geri dönün emri sadece fırkateynlere veriliyor. . Daha da ilginci gemilerin filo komutanı İskender Yıldırım’la Yalçın Payal da yanyana ama emri Yıldırım’a değil Payal’ verdirtiyorlar. Hatta bu emir için 1-2 ay sonra bir tane albay da yanında 2 albay daha varken “o emir yemdi” diyor. Bu da milli savunma bakanlığına bildiriliyor ama bakanlık işleme koymuyor. Belgelerde o albayların da adı var da fotoromanı şimdilik daha çetrefil duruma getirmeyeyim.

    Burada işin içine biraz matematik sokalım. Bir fırkateynde 400 ton yakıt var ve 80 ton civarında da mühimmat. Mühimmattan ne demek istediğimi anlamışsınızdır sanırım, patlayıcı silah. Bunların limana geri döndüğünü ve gemilerden birine ateş açıldığını düşünün ve buna ayrıca 1 dakika önce verilen emirle yakıt gemisinin limandan yola çıktığını hesaplayın. Ne yalan söyleyeyim, ben olabilecekleri hesaplamak bile istemiyorum.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bu arada gemilere tuhaf emirler gelmeye başlıyor, daha doğrusu birbirini tutmayan emirler:

    02.33 Y. Payal, “Limana dönün”

    05.18 İ. Yıldırım, “Avara edin” “Ayrılın”

    05.52 Y. Payal, “Aborda olmayın” “Bir geminin kıyıya yanaşması yada zincir oluşturması”

    06.13 İ. Yıldırım, “Seyre devam”

    06.14 İ. Yıldırım, “Mersin ve Ereğli önünde seyre devam”

    06.14 Y. Payal, “Mersin önünde, Ereğli önünde seyre devam”

    Sanırım bu emirleri verenler, neden çelişkili emirler verdiklerini mahkemede açıklarlar.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Okuyanlar anımsayacaktır, geçen yazımda esasında tamir için Istanbul’da bekletilen Bora gemisi de bu gemilerin arasına katılmış ama olan bitenden fazla haberi yok. İşte bu gemi Istanbul’dan Gölcük Limanı’na geri dönüş yapmaya başlıyor.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bora haricindeki hiçbir gemi emre uymuyor, Bora tehlikeden habersiz gidiyor.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Burada yine emirler geliyor, emirleri veren Berke Uraz, Aksaz’dan Levent Kerim Uça’nın emrindeki 3 hücümbota telefon ediyor ve “Deniz Kuvvetleri Komutanı Bostanoğlu’yla irtibatta olduğunu, Aksaz’da bir karargah kurduklarını, Gölcük’ün emniyetsiz olduğunu, Gölcük yerine Karamürsel önlerine demirlemelerini söylüyor. Bunu nasıl mı yapıyor, telefonla ama bütün gemilere değil, sadece bazı gemilere yapıyor. Başından itibaren bir ayrımcılık var ama bunun nedenini sanırım ancak dava bittiğinde yada birileri ileride anılarını yazdığında öğreneceğiz. O gün telefon edilenler şimdi görevde, edilmeyenler
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Saat sabahın 05.00’i ve haber verilmeyen Tufan Gemisi de limana giriş yapmış ve Bora tam da ateş açılacak mevziye gelmiş durumda. Bu arada tuzağa düşen BORA “Ateş açılacak” anonsunu duyuyor ve sahilde de silahlı askerleri görmesiyle geri dönüyor.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bu arada Karadeniz Ereğli’de de Yıldırım fırkateyni var. Bu Yıldırım’ın durumu da çok ilginç. 02.33’te emir alınca limana giriyor sonra 05.52’de Y. Payal, “Aborda olmayın” diye emir verince de bir daha çıkıyor. Bu da bana çok ilginç geliyor. Niye soktun, niye çıkardın?Y. Payal Karadeniz’deki YILDIRIM Gemisi için seyre kalkın emrini veriyor. Dikkat ederseniz BORA Gemisi’nin bulunduğu yer, körfezdeki en dar yer, yani geri dönüşün çok kolay olmadığı yada biraz zaman alacağı bir yer.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bu arada biraz önce demiştim; Berke Uraz 05.15 gibi gemilere telefon açıyor ve “Gölcük’e gitmeyin, Karamürsel önlerine demirleyin” emri veriyor. Bu emir sadece hücumbotlara veriliyor, diğer fırkateynlere ise Gölcük emniyetsiz, Gölcük’e gitmeyin denmiyor. Sonra da “neden Yalçın Payal’ın emrine uymadınız, limana Gölcük’e dönmediniz” diye suçlanıyorlar ve tutuklular.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Dikkat ederseniz İMBAT Gemisi de körfez’e girmiş durumda. En ilginç olay saat 05.45’de oluyor ve KEMALREİS Gemisi’nden eğitim mermisi atışı yapılıyor. Bu eğitim mermisi esasında bomba değil, bu bir beton gibi bişey, yani patlamıyor. Bu atış 7 km. dışarıya, anlayacağınız açık denize yapılıyor. Neden yapılıyor, büyük olasılıkla bir provokasyon, benim aklıma başka bişey gelmiyor. Ama bu provokasyona gelinmiyor, zaten gemilerin 400 tonla 600 ton arasında yakıtla ve 80 ton mühimmatla yüklü olduğunu yukarıda yazmıştım, bu eğitim atışından sonra birbirleriyle kapıştıklarını düşünsenize yada en iyisi düşünmeyin.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi
    Bugünkü yazının da sonuna geldik. Gerçekten yazarken zorlanıyorum, kendimi Spielberg gibi hissetmeye başladım, karmakarışık bişeyi düz anlatmaya çalışıyorum. Yazıya Oramiral Kösele’yle başlamıştım ve onunla bitireceğim. Kösele Aksaz Üssü’ndeki GELİBOLU, Gölcük’teki FATİH ve Büyükada Korveti’nin komutanlarını arayarak “Benim ağzımdan duymadığınız hiçbir emri uygulamayacaksınız” dedi. Neden sadece 3 komutana verildi bu emir, diğer komutanlara karşı niye seçicilik yaptı, çözmeye çalışmıyorum, herkesin bunları bilmesine yardımcı oluyorum, gizli kalmasın istiyorum. Dedim ya, ileride bunlar anılarda yazılacak…

    https://www.artigercek.com/donanma-komutani-veysel-kosele-neden-sadece-3-gemiye-emir-verdi




  • Fetönün darbecilere destek olduğu darbeyi övdüğü kanıtı ortadayken neden fetö ile yürüdünüz?? Bunun hesabını sormayacaklar mı?
    Buyrun kanıt! Resmen darbeyi desteklemiş ve birlikte hareket etmiştir, darbeler hep bunlara yaramıştır.

    Birde bunu alıp haber yaparlar iş işten geçtikten sonra, madem kanıtlar vardı kabak gibi ortadaydı neden birlikte hareket ettiniz?
    Sizi uyaranlara gülüp geçtiniz!




    quote:


    Asıl '28 Şubat'çı Fethulah Gülen
    HABER MERKEZİ Gündem Haberleri
    Giriş Tarihi: 17.1.2014
    17 Aralık ve 25 Aralık darbe planları çökertilen Gülen grubu şimdi demokrasi havariliğine oynuyor. Oysa Gülen, 28 Şubat darbesinin bir numaralı destekçisiydi

    https://www.sabah.com.tr/gundem/2014/01/17/asil-28-subatci-fethulah-gulen




  • quote:

    Dusunsekmi
    22 Nis 2017 tarihinde yayınlandı
    DARBEDEN BİR GÜN ÖNCE…

    ‘Hulusi Akar ile Hakan Fidan 6 saat başbaşa görüştü’!...

    15 Temmuz darbesinin yaşandığı gün MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Genelkurmay Karargâhı'na gitmesinden, darbecilerin harekete geçtiği saate kadar olan 6 saatlik süreçte yaşananlar gizemini korurken, darbeden bir gün önce Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Fidan arasında 6 saatlik bir sır buluşma daha gerçekleştiği ortaya çıktı. Görüşmenin 14 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda bir kurs kapanış töreni sonrası yapıldığını yazan Oda TV yazarı Müyesser Yıldız, sözkonusu iddiayı törende yer alan bir yetkiliye de doğrulattığını söyledi. Yıldız, “Özel Kuvvetler Komutanı bile değiştiğinde devir-teslim törenine Genelkurmay İkinci Başkanı katılırken”, kurs törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın gitmiş olmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti. Ankara’da görülen şehit Ömer Halisdemir davasında ifade veren Piyade Üstçavuş Mehmet Bilge de “Darbe girişimi öncesi, Özel Kuvvetler Komutanlığındaki kurs kapanış töreni teamüllere göre Cuma günü yapılması gerekirken, Perşembe gününe alındı’’ sözlerini kullanmış törenden sonra MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanının baş başa gece saatlerine kadar görüştüğünü duyduğunu iddia etmişti.

    Bu konuyu KESİNLİKLE ÖĞRENİNİZ
    Bu günlerde bahsi geçen "15 Temmuz Kontrollu Darbe idi" ne demektir. Alttaki haber bunun ip ucunu verecektir.

    TSK, birimlerinde yapacağı bir töreni mutad olarak Cuma günlerine denk getirir (araya bayram gibi diğer tatiller girmedi ise).
    Kursiyerler mezuniyetini veya yemin töreni gibi işlerini cuma günleri yapar. Sivil misafirleride gelmiştir, eş, dost, kardeş, çocuk, ana, baba gibi.
    Asker kişiler tören bitiminde bu sivil misafirleri ile kucaklaşır ve tatil yapmak için birliğini terkeder. Günlerden Cuma'dır, mesai bitmiştir, hafta sonu girmiştir, eğer gelen haftada görevleri devam edecekse, bu hafta sonu izinlidir, misafirleri ile birlikte izin için kışla terkedilir.

    Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda 15 Temmuz'a denk gelen, aslında çok da büyük olmayan bir tören vardır ancak davetliler içinde büyük isimler vardır, Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ve Mit Müsteşarı Hakan Fidan.

    Ancak ne hikmet ise hep cuma yapılan bu törenler, 15 Temmuz'a denk geldiğinde bir gün öncesi olan 14 Temmuz Perşembe (2016) gününe alınır.

    Tören biter, Hakan Fidan ve Hulusi Akar birlikten ayrılmazlar. Başbaşa bir kenara çekilirler, ÖKK komutanı Zekai Paşa (Aksakallı) dahi yanlarına yaklaştırılmaz. Gizli görüşme gece 23:00 'e kadar devam eder.

    Mit Müsteşarı Hakan Fidan'ın ertesi cuma günü (darbe günü) Genel Kurmay Karargahı'na da gittiğini hatırlayınız.

    Olan biten şudur,
    FETO'nün darbe hazırlığı içinde olduğu bilindiği için, bir takım planlar yapılmış, ardından "bundan haberdarız" mesajı verilerek FETO mensuplarına çanak tutulmuş ve bunu farkeden FETO mensuplarının elleri ayakları dolaşıp darbe saatini gece 21-22 ye çekmelerine sebep olmuştur.

    Buraya kadar her şey iyi güzel görünebilir.
    Peki,
    15 Temmuz şehit ve gazilerini nereye koyacağız, bu kadar insanı perişan etmekten sakınmayıp, onlar üstüne düzdükleri mağdur edebiyatlarını ne yapacağız?
    Fitneler, gizli gizli yapılan hesaplar, döndürülen oyunlar?

    İşte bu elemanların MÜNAFIKLIĞI da bu. İnsanların ölmelerini kendi çıkarlarına alet etmeleri.

    Anayasa da, onun üstüne kurgulanan başka bir oyun. Anayasa değişiklik Kanunun teklif amacında bile bu açıkça belirtilmiştir.

    Şimdi Müyesser Yıldız'ın haberinden küçük bir alıntı yapıp haberin tümünün linkini de verelim.

    MEDYA BUNLARI 1 CÜMLEYLE GEÇİŞTİRDİ

    Bilge yine durmadı, şunları anlattı:

    “14 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda bir kurs kapanış töreni yapıldı. Normalde Cuma günü yapılması lâzım, Perşembe yapıldı. Niye Perşembe? Bunun bir nedeni var mı, Özel Kuvvetler'e sorulsun. Katılımcılar kim; Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı. Paraşüt atlayışları yapılacaktı, ama hava şartları bahane edilerek, iptal edildi. Bildiğimiz kadarıyla o gün Ankara'da hava gayet iyiydi. Meteorolojiden o günkü hava durumunun da sorulmasını istiyorum. Tören saat 17.30'da bitiyor. Adamlar başına bir şey gelmesinden korktuğu için söyleyemiyor, belki de inkâr ederler; Törenden sonra Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı havuzlu bahçede sohbete koyuluyor. Duyduğum, bildiğim kadarıyla anlatıyorum; Zekai Paşa bile yanlarına yaklaştırılmıyor. Bu sohbet saat 23.00'e kadar sürüyor. Önce MİT Müsteşarı'nın çıkması gerekirken, Genelkurmay Başkanı çıkıyor. MİT Müsteşarı orada askeri bir yöneticiyle kalıyor.”

    Haberin tamamı https://goo.gl/zW4KFz

    12 Nisan 2017 ilavesihttps://goo.gl/LExDMh


    Resimhttps://goo.gl/n5fsEV

    https://twitter.com/MehmetEymur/status/920628554605490176




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Merkur -- 6 Aralık 2017; 16:45:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fatih2085

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tukker

    Ankara batıkent anbulans ve asker kaynıyor.Sokağa çıkmayın dostlar.İşte beklediğimiz gün geldi

    beklediği gün gelmişmiş noooldduuuuu lan..neyse o dönem sokaklarda olduğumuz için bu konuya girmemiştim bugün yine popüler konulara çıkmış bi bakıyım dedim de bazı donanımhaber üyeleri darbe oldu diye resmen bayram yapmış

    Sana çok şey yazmak isterim de neyse.Git başka kapıda oyna.İki grubun birbirini kırmasına neden karışayım.O ladar mesajın içinde sadece bu yazdığım mesajı bulman bile art niyetini gösteriyor.O gün ne söylediysek hepsi çıktı.Beklediğimiz gün geldi sözünden darbeyi desteklediğimi çıkarttıysan helal olsun sana.Beni anlayan anladı gerisine gerek yok.




  • quote:

    Erdoğan ile ilgili önemli iddia!Ana Sayfa» Siyaset15.12.2017 09:45


    15 Temmuz darbe girişimi öncesi Erdoğan'ın Saray'da kurmayı planladığı “Harekat Merkezi”nin başına getirmeyi planladığı isim ortaya çıktı.15 Temmuz darbe girişiminde kilit rollerden birini oynayan Mehmet Dişli'ye ilişkin önemli bir iddia gündeme geldi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe girişiminden sadece 1 ay önce, Saray'da kurulacak “Harekat Merkezi”nin başına Mehmet Dişli'yi getirmeyi düşündüğü, ancak Akar'ın orduda "çift başlılık olur" diye karşı çıktığı ileri sürüldü.Odatv'den Müyesser Yıldız'ın haberine göre, Geçen Perşembe savunma yapan ve Dişli'yle ilgili iddiayı gündeme getiren isim, dönemin Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı eski Korgeneral Salih Ulusoy oldu.


    Ulusoy uzun savunmasında, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlıkla ilişkisini, “FETÖ ile mücadele” konusundaki görüşlerini anlatırken, önce şunu söyledi:“Cumhurbaşkanlığının altında güzel bir karargâh kurulduğunu biliyorum. Ben de adam verdim oraya. Orayı kuranlara Genelkurmay Karargâhını gezdirdim.

    ”Ulusoy'un ifadesinin can alıcı kısmına gelince;Sözlerine, “Vicdanen şunu söylemem lâzım” diyerek başlayan Ulusoy, Erdoğan'ın 1 numaralı adamı olan ağabeyi Şaban Dişli'den dolayı Mehmet Dişli'nin terfi şansının bulunmadığını geçmişte birçok platformda dile getirdiğini vurguladıktan sonra şunları anlattı:“Mehmet Dişli 1 ay önce bana geldi, 'Genelkurmay Başkanımızı ikna edemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız beni yeni kurduğu karargâha istiyor. Genelkurmay Başkanımız izin vermiyor' dedi.

    Ben de, 'Bu seninle alakâlı değil. Genelkurmay Başkanımız açıkladı bunu. Eğer orada bir general olursa, Cumhurbaşkanımız onu Genelkurmay Başkanı gibi görmeye başlar. İki başlılık olur, onun için' dedim. Gitti.” İddialara göre; Dişli’ye Saray'daki karargâhın başına geçme teklifini bizzat Erdoğan yapmamış. Akar söylemiş ve “Seni çağırıyorlar, ama ben uygun görmüyorum” demiş. Ardından Genelkurmay J Başkanları ile bir toplantı yapıp, konuyu burada da gündeme getirip, “İki başlılık olur” şeklindeki görüşünü açıklamış. J Başkanları da aynı görüşte olduklarını belirtince, 1 ay sonra “darbecilikten” tutuklanacak olan Dişli'nin Saray kadrosuna dahil edilmesi projesi yatmış. Kaynak: Erdoğan ile ilgili önemli iddia!

    https://www.gercekgundem.com/erdogan-ile-ilgili-onemli-iddia-306489h.htm




  • quote:

    feyzi işbaşaran‏ @feyzi_isbasaran

    Bakan Zeybekci,Necip Fazıl Kısakürek:"Muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır!"

    Necip Fazıl denilen (....) adamın aynı tarihte Adnan Menderes’e yazdığı mektubu okuyun lütfen!

    Bu adam (!) kalemini satan biri!

    İfadesi ile de Menderes’i idama götürdü❗️
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi

    Bu medya hassas materyal içeriyor olabilir. Daha fazla bilgi al
    17:30 - 17 Ara 2017


    Ne tuhaf bir durum! Menderes’in devamıyız diyenler; Yassı Ada’daki uydurma mahkemede attığı iftiralarla Menderes’i idama götüren ve hayatı boyunca örtülü ödenekten rüşvet yiyen Necip Fazıl’ı savunuyorlar❗️

    Necip Fazıl, Türk demokrasi tarihinde en utanılacak adamdır❗️
    6 yanıt 70 retweet 116 beğenme
    feyzi işbaşaran
    ‏ @feyzi_isbasaran
    18 Ara

    Necip Fazıl, 1946 Milletvekili genel seçiminde CHP’den milletvekili olmak için başvuruyor.

    İnönü:”Bu adamı İşbankası’na işe soktuk, çalışmadı. Örtülüden para vermekten bıktık. Başvurusunu iade edin”

    O günden sonra CHP’ye düşman oldu.

    Sonra, desteklediği Menderes hapse attı.
     15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi

    Bu medya hassas materyal içeriyor olabilir. Daha fazla bilgi al
    5 yanıt 249 retweet 276 beğenme
    feyzi işbaşaran
    ‏ @feyzi_isbasaran
    18 Ara

    ERDOĞAN’IN REHBERİ NECİP FAZIL:

    Ne Demirel, ne Erbakan, ne Ecevit, ne de Özal. Hiç biri Necip Fazıl Kısakürek’i yanlarına yaklaştırmadı.

    Çünkü: Necip Fazıl, darbeci Kenan Evren’in yanında yer almış ve ‘Evren cennetlik’ demişti.
    Hiç bir lider cenazesine bile gitmedi.
    5 yanıt 89 retweet 131 beğenme

    https://twitter.com/feyzi_isbasaran/status/942567689565933569




  • quote:

    15 Temmuz'da Binali Yıldırım'ın arabasında öldürülen asker kim?..
    03 ocak 2018 - 00:01

    Başbakan arabası değiştirilerek bilinmeyen bir yere götürülüyor. Arabaya 2 asker bindiriliyor. Bir süre sonra 2 asker ciddi şekilde dövülüyor, biri ölüyor diğeri de koma halinde bırakılıyor.

    Günlerden 15 Temmuz 2016, başbakan Binali Yıldırım Istanbul'da, darbe girişimi haberleri kendisine gelmemiş, daha önceden de böyle bişeyin olasılığını hiç düşünmemiş bile. Ve öğlen 14.00'ten sonra Ankara'da hareketlilik başlıyor, buraları biliyorsunuz, ilk haber sözümona MİT'e geliyor, MİT müsteşarı başbakanlığa bağlı olsa da olayı darbeyi yapanlar arasında olma olasılığı olan genelkurmaya bildiriyor, eniştesinden haberi öğrenen cumhurbaşkanı da aramıyor başbakan Yıldırım'ı, yani 15 Temmuz günü bu ülke esasında başbakansız.

    Derken, oradan, buradan haberler gelmeye başlıyor ama başka bir sorun var, o da Binali Yıldırım'ı hâlâ darbe girişimi olduğu konusunda ikna edemiyorlar. Ne yalan söyleyeyim, ben de olsam ikna olmam, ne MİT, ne genelkurmay, ne emniyet, ne cumhurbaşkanı kimse kendisini aramıyor. O zaman neden darbe olsun ki, cumhurbaşkanı hariç sonuçta hepsi kendisine bağlı.

    İşte tam o sırada Binali Yıldırım halka konuşma yapmak istiyor. Kendisine bunun tehlikeli olduğunu, hedeflerin arasında olabileceği söyleniyor ama dediğim gibi ikna edilmesi güç. O sırada Binali Yıldırım MİT'e telefon açıyor ve kendisini tanıtıyor. Kendisine verildiği söylenen yanıt şu: "Efendim, şimdi çok işimiz var, lütfen sonra arayın" Esasında bu yazdığım tam da böyle değil, çünkü büyük olasılıkla telefon konuşmadan sonra yüzüne kapatılıyor ve Binali Yıldırım sonunda bişeyler olduğuna ikna ediliyor.

    İkna ediliyor ama başbakanın da bişeyler yapması gerekiyor, basın açıklaması yapmak istiyor ama yanındakiler zar-zor ikna ederek bundan vazgeçiriyorlar. İşte esas olay bundan sonra başlıyor. Başbakanın bulunduğu yerden başka bir yere götürülmesi gerekiyor, düşünüyorlar ve araba değiştirilerek bilinmeyen bir adrese götürüyorlar. O adresi belki ileride birileri açıklar ama ben açıklamayacağım.

    Benim için felaket bundan sonra başlıyor, çünkü başbakanın arabası, araba değiştirilen yerde kalmıyor. Arabaya 2 asker bindiriliyor ve yola çıkartılıyor. Arabada başka kimse var mı bilmiyorum, çünkü ilk duyduğumda öyle dilim tutuldu ki soramadım.

    Bu araba bisüre gittikten sonra durduruluyor ve 2 asker ciddi bir şekilde dövülüyor, askerlerden biri ölüyor, diğeri de koma halinde bırakılıyor. Büyük olasılıkla diğeri de öldü sanıldığından bırakılmış olmalı.

    Bu yazıyı neden 6 ay sonra yazıyorum, çok nedenim var. Bunlardan birincisi bu haberi darbe yazılarımın sonunda yazacaktım, benim için final yazısı olacaktı. Ankara'nın çalkandığı haberi kolay kolay kimsenin yazmayacağından emindim, bu da beni rahatlattı. Erkene almamın nedeniyse son çıkan KHK oldu. Yani son KHK'ye göre darbe günüyle hiçbir ilişkisi olmayan bu askerin ölümünden kimse sorumlu değil artık. Arkadan keskin nişancı tarafından vurulan reklamcının katili elini kolunu sallayarak dolaşabilir, silahsız askeri öğrencilerin boğazlarını kesenler artık birer kahramanlar, ilerde torunlarına anlatacak birer cinayetleri var.

    Ama daha önemlisi, o gece başbakan Binali Yıldırım'ın öldürülmek istenmesi planın içinde miydi, yoksa bir tesadüf mü? İşte bunu bilmiyorum, bilmiyoruz ve Binali Yıldırım da bilmiyor... Binali Yıldırım'ın öldürülmesi planın içindeyse, diğer cinayetler işlenmeyecek miydi, herşeyi yapmaya yetecek miydi?

    Gece yarısına kadar birbirlerine haber vermeyen MİT'in, genelkurmayın, emniyetin, Erdoğan'ın, kuvvet komutanlarının bu plandan haberi var mıydı acaba? Hiçbirinin haberi yoksa, yani bu girişim darbeciler tarafından yapıldıysa neden hâlâ gizli tutuluyor ve en önemlisi sayın başbakan Binali Yıldırım neden hâlâ sessiz?

    Yazının başında da söyledim ya, Ankara bu haberle çalkalanıyor, neredeyse bilmeyen yok ama herkes suskun, alayı "TIP"oynuyor.


    Tamamı :https://www.artigercek.com/15-temmuz-da-binali-yildirim-in-arabasinda-oldurulen-asker-kim?utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber




  • Darbe günü bu konuya yazdığım 2 mesaj yüzünden ifade verdim geçen ay mesajın tekini yazdığımı hatırlıyorum ama tekini hatırlamıyorum ifade sırasında evet ben yazdım dedim bir kere ama mesajlarımda arattığımda ne yazdığımı hatırladığım mesaj var nede hatırlamadığım benim mesajlara noldu ya yalandan silinmiş mesajlar için ceza yemeyeyim

  • Bu konuyu komple savcılığa vermiştim zamanında demek ki anca sıra geldi 

  • Provaymış, Almanya'da sanırım Nazilere karşı darbe yapılmak isteniyor

    https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/151238809

    Bakın orada RTE ve AK Parti gibi tek başına çıkarmadılar, koalisyon kuruldu. Ne olacağını çok merak ediyorum...

  • IznGala kullanıcısına yanıt

    adam ol

  • Merkur M kullanıcısına yanıt

    nakşibendi  15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi - Bastırıldı [ANA KONU] / 3 Ay OHAL İlan Edildi 

  • KaSaTuRa. kullanıcısına yanıt
    İleri görüşlülüğünüzden dolayı sizi tebrik ediyorum. Sizin gibi bir çok üye de aynı tahminlerde bulunmuş. Şu anda da geldiğimiz durumlar bunlar. Yapacak bir şey yok
  • haydarali34 kullanıcısına yanıt

    Sonuç nedir.

  • 
Sayfa: önceki 10861087108810891090
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.