Şimdi Ara

23 yaşındayım, hayatım başarısızlıktan ibaret

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
4
Favori
3.729
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selamlar,

    23 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. İngilizce Öğretmenliği okuyorum. Bu sene mezun oluyorum. Hayatımda pek çok sorun var, zaman zaman depresyonun eşiğinde hissediyorum bu yüzden. Hayatım tam anlamıyla bir fiyasko, bir başarısızlık hikayesi. Sorunlarımı başlıklar altında sıralayacağım. Daha önce Reddit'de r/depression subreddit'i altına thread açtım ama cevap yazan olmadı. O yüzden o post'un Türkçe'sini de buraya açıyorum. Sizlerden çözüm önerisi almak veya aynı sorunları yaşayanlar varsa dertleşmek isterim.

    İngilizce bilenler için Reddit post'unun linki

    https://www.reddit.com/r/depression/comments/eq6hlb/im_23_and_feel_like_a_failure/

    Sosyal hayat eksikliği

    3 yaşından beri kekemeliğim var. Bu, ergenlik döneminde özgüvenime büyük ölçüde zarar verdi. Sosyalleşemedim, çok fazla arkadaşım olmadı ve kız arkadaşım hiç olmadı. Her zaman, kekemelik sorunu olan bir erkeği hiçbir kızın sevmeyeceğini düşündüm. 16 yaşındayken -10.sınıfta- konuşma terapisi aldım. Konuşmam baya düzeldi. Ama bu sosyal hayatımı hiçbir şekilde değiştirmedi. Lisenin son iki sınıfında, önce nasılsam sonra da aynıydım. 2015'te üniversite sınavına girip Ankara'da iyi bir üniversiteyi kazandığımda sevindim çünkü üniversite ortamında hayatım değişebilirdi. Şu an okuduğum üniversitede diğer üniversitelere kıyasla oldukça sosyal bir ortam var. Ama 5 yıl önce üniversitenin kapısından giren kişi olan ben o zamanlar nasılsa şu an da öyle hissediyorum. Hiç sosyalleşemedim. Dışarıda bir yerlere gidip takıldığım sadece bir tane arkadaşım var. Onun haricinde konuşacak kimsem yok. Zamanımın büyük çoğunluğunu yurt odasında oturarak geçiriyorum. Kampüste herkes dışarıda takılırken, üniversitenin son yılında bile hayatımın hala böyle olması canımı fena sıkıyor. OKB sebebiyle antidepresan kullanıyorum. Hem bundan hem de içeride oturmaktan son bir yılda 10'a yakın kilo aldım.

    Öğrenci topluluklarına gitmeyi denedim ama hiç işe yaramadı. Bir öğrenci topluluğuna girdiğimde, orada zaten kendi aralarında çoktan tanışıp kaynaşmış gruplar oluyor. Onların arasına da giremiyorum. Hepsini geçtim, gerçekten ilgi duyduğum bir tane topluluk yok.

    Hiç kız arkadaşım olmadı

    23 yaşına gelmeme rağmen, hiç kız arkadaşım olmadı. Kafaya takmamaya çalışıyorum ama etrafımda herkesi sevgilisiyle görüp, benim bu yaşımda hala hiç sevgilim olmamış olması fena canımı sıkıyor. Geçenlerde liseden bir arkadaşımın nişanlandığını duydum. Yine bölümdeki çiftler de evlenmeyi düşünüyor. Herkes bu seviyeye gelmişken, bu yaşta yalnız olmak beni çok üzüyor. Yurttaki oda arkadaşlarım bazen hiç kız arkadaşım olmadığı için dalga geçip "gay misin?" şeklinde şakalar yapıyorlar. Görünüşte onlarla gülüp geçsem de bu şekilde laflar çok incitiyor. Ayrıca, kız nüfusunun ezici çoğunlukla fazla olduğu İngilizce öğretmenliği gibi bir bölümde okuyorum. Böyle bir bölümde okuyup da 4 yılda hiç sevgili yapamamış olduğum gerçeğini düşününce tam anlamıyla değersiz ve başarısız hissediyorum. Etrafımdaki herkes "senin de olur bir gün" falan diyor ama bu hayatımda duyduğum en büyük yalan. Liseye geçmeden önce "lisede olur" diyordu herkes. Lisede olmayınca da "üzülme üniversitede olur" diyenler oldu. Üniversite bitiyor, yüksek lisansa/mesleğe başlayacağım ama hala olmadı?

    En çok korktuğum şeylerden birisi de bu durum böyle devam ederse bir yaştan sonra ailemin beni zorla görücü usulüyle birileriyle evlendireceği. Sanırım o zaman intihar ederim.

    Porno bağımlılığı

    12 yaşından beri porno izliyorum ve bağımlıyım. Karşı cinsten hiçbir sevgi ve kabul görmememek beni pornoya yöneltti. Her gün en az bir defa porno izliyor ve mastürbasyon yapıyorum. NoFap ile bırakmayı denedim ama 15 gün dayanabildim en fazla. O 15 günlük süre içinde bile erotik içeriklere baktığım oldu mastürbasyon yapmasam bile. Pornoyu bıraktığımda yerine koyacak bir şeyim olmadığı için bırakamıyorum.

    Aşırı korumacı aile

    Hayatım boyunca ailem hep aşırı korumacı oldu (hele hele babam). Sürekli "aman oraya gitme", "aman şuraya gitme", "aman şununla konuşma" diye özgürlüğümü kısıtladılar. Tek başıma halletmem gereken işleri hep onlar yaptılar, benim tek başıma yapamayacağım düşüncesiyle. Ailemin bana karşı güveni inanılmaz düşük. Geçen sene Erasmus'a başvurmuştum. Erasmus sürecinde "tek başına gitme, birileriyle git" diye diye başımın etini yediler. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, onları Erasmus'a gidenlerin genellikle hep yalnız gittiği konusunda ikna edemedim. Tabii sonra zaten Erasmus işim zaten olmadı, vize problemlerinden dolayı. Şimdi de mezun olduktan sonra Work&Travel'e başvurmayı düşünüyorum. Şunu biliyorum ki, gene tek başına gitme diye beni darlayacaklar. Muhtemelen sırf bu yüzden gitmeme izin bile vermeyecekler. Kendi yaşımda parası olan insanlar tek başına Avrupa'ya seyahat ederken, benim kalın kafalı ailem tek başına seyahat edemeyeceğimi düşünüyor.

    Özet olarak yaşadığım sorunlarım bunlar. Kendimi yaşıtlarımla karşılaştırdığımda treni kaçırmış, her şeye geç kalmış gibi hissediyorum. Buraya yazmak muhtemelen sorunlarımı çözmeyecek biliyorum ama en azından açılmak istedim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Hetfield -- 23 Ocak 2020; 18:43:6 >







  • hocam senin yaşadıklarını yaşamış çok insan var. diyeceksin ki insanlar kekeme mi doğdular? hayır ama insanlar farklı nedenlerle kendi konfor alanlarına sıkıştılar. seninki de bu olay.

    şimdi sana: "sakat değilsin, hasta değilsin, sağa sağlam adamsın, elinden her iş gelir, kendi yaşamını kurabilirsin" derim ama bu cümlelerin gerçekçi bir etkisi olmayacağı için biz daha gerçekçi aksiyonlara yönelelim; yapılabilecek en birinci doğru şey dışarı çıkmak. konfor alanından çıkmak yani. diyeceksin ki: "yahu amaçsızca mal gibi dışarı çıkıp napacam?" cevap veriyorum: "yapacak bir şey bulacaksın" çünkü evin içinde bulabileceğin bir şey yok. evin içinde porno var. evet, doğru, evin içinde birço faydalı şey de yapılabilir, ama dürüst olalım, bunları yapmayacaksın.

    tabi şimdi kitapta okuduklarını bülbül gibi şuursuzca tekrarlayıp monolog konuşmalara yaparak kimseye faydası dokunmayan kişisel gelişimciler gibi: "DIŞARI ÇIK!" demenin de bir alemi yok. bir insanı ilk başta dışarı çıkartacak gerçek bir neden olmalı yoksa kimse hollywood filmi içinde yaşıyormuş gibi dışarı çıkıp sağda solda gezip aktivite aramaz. başlangıç noktası aktivitesi bulunup dışarı çıkıldıktan sonra, ilk başlanan aktiviteler üzerinden gerisi gelişir kendiliğinden. sen zaten kendin erasmus demişsin. bu iyi. bunun dışında, imes gibi kurslar var onlara katılabilirsin, gezgin-bisikletli dernekleri, cafeleri, kulüpleri var ve oralarda turlarından dönen gezginler sürekli söyleşiler düzenliyolar, onlara katılabilirsin. yazılım gibi teknik konulara ilgin varsa, birçok yerde birçok yeni teknoloji ile ilgili tek akşamlık söyleşiler-seminerler düzenleniyor, onlara katılabilirsin. bunların hepsi seni dışıra çıkartacak gerçek birer nedendir. ve burada amaç senin diğer insanlarla konuşup onlardan sana kıvılcım çaktıracak bir şeyler duyman.

    mesela ben dışarı çıkıp birileriyle konuşurken bisiklet ve kampçılık olaylarını hayal ettim, orada kıvılcım çaktı yani. ve sonra bu olaylara daldım, hayatıma katkısı muazzam oldu.
    ve, 29 yaşına kadar ingilizice konusunda son derece özgüvensiz olan ben, dışarı çıkıp diğer insanlarla konuşurken onlardan duyduğum bir şey ile kafamda kıvılcım çaktı ve eve dönüp kendi sistemimi kurarak sürekli ingilice çalışan, ingilzice haberleri okuyan, kitap okuyan, ve bunu büyük haz alarak yapan birine dönüştüm.

    dışarı çıkıp diğer deneyimlerle karşılaşmamış olsaydım, bu kıvılcımalr çakmamış olacaktı, ve bana gerek sosyal anlamda, gerek özgüven anlamında, gerek bilgi anlamında, ve moral anlamında büyük katkı sağlayan faydalı şeyleri yapmamış olacaktım, bunların yerine cinsel içerik izlemiş olacaktım, bugün burada otururken de çöpe atmış olduğum vaktin pişmanlığı ile zaten düşük olan motivasyonumu daha da düşürecektim.

    dışarı çıkmak bana mucizevi etki ayratmadı. dışarıda mucize yok. ben yaptım. ne yaptıysam kendim yaptım. evde vakit harcadım, emek harcadım, apra harcadım, kendim yaptım. kampçılığa başlamayı kendim akıl ettim, nerelere gideceğimi kendim akıl ettim. ama bunların hepsi kafamda çakan kıvılcımlar sayesinde oldu. ve dışarı çıkmamış olsaydım bu kıvılcımlar çakmayacaktı.

    burada dışarı çıkmayı illa fiziksel olarak evden çıkmak gibi de değerlendirmemek gerek. dışarı çıkmak aslında konfor alanının dışına çıkıp, senin kafanda kıvılcım çakabilme ihtimali olan faydalı aktivitelerin bulunduğu alanlara kaymaktır. sen PC başında vaktini porno, sosyal medya ve oyun ile çöpe atıyorsan, sadece bunları bırakıp yine PC başında faydalı şeyler yaparak da gene konfor alanının dışına çıkabilirsin. ama ben gene de sana: "evden çık, dışarıdaki aktivitelere yönel" diyorum çünkü biliyorum ki PC başında kendi kendine bu dönüşümü yapma ihtimalin çok daha düşük.


    bu arada, dünya baya değişmiş. ben 90'lı yıllarda bir çocuk iken dünya ile tek bağlantımız televizyon idi, orada da 8-9 tane kanal vardı, ve hiçbir cinsel unsur yoktu. tam anlamıyla saf büyüdük bu anlamda. ben seks diye bir şeyin varlığını orta ikinci sınıfta öğrendim. ciddiyim. o zamanlar reklamlarda bile açık kadın çıkmazdı. ilk defa bi reklamda mini etekli bir kadın görmüştüm, bacaklarını gördüğüm ilk anda içim böyle bi cız etmişti :) öyle bi ortam yani :) teknoloji yok, hiçbir şey yok. bir de bugünki dünyayı düşünüyorum, youtube'da 5 yaşındaki çocuk çıkmış kendisinin değişik cinsel eğilimine öel isim vermiş ve neden kendi cinsel eğiliminin var olan diğer cinsel eğilimlerin hepsinden farklı olduğunu anlatıyor

    porno hakkında şunu söyliyim. sakın ola sakın: "masturbasyonu bırakmalıyım" gibi saçma sapan yanlış düşüncelere kapılma. porno da yeri geldiğinde kısa süre izlenebilir. ama, sadece sen değil birçok erkeğin asıl bırakması gerken şey: "pornoyu ana cinsel izleme unsuru yapmak ve bir oturduğunda uzun süre izlemektir" dikkat: pornoyu izlemeyi bırak demiyorum. düzenli olarak porno izlenebilir.3 haftada bir mesela. ama sadece gerektiğinde. asıl yapılması gereken şey, illa cinsel bir şeye bakmak istiyorsan, bu porno olmasın. diyeceksin ki: "pornodan başka cinsel içerik mi var?" kardeşim illa birinin sana: "al, işte sana cinsel içerik" diye sana rafine şekilde sunduğu bir şeyi izlemek zorunda değilsin. aç güzel mankenlerin fotolarına bak. ilk başta porno'ya kıyasla çok daha zevksiz gelecek sana belki ama kendini zorla, porno dışında böyle düzel kadın resimleri ara. bu söylediğim belki çok abzurd gelebilir ama bu önemli bir şey çünkü birçok erkek cinsel içerik bakarken %90 porno bakıyor ve porno denilen şey bir erkeğin karşı cins için yaşayacağı hisleri özetleyen bir şey değil, porno sadece olayın en son-en uç nokasını sana sunuyor. hiç yemek yemeyip sürekli baklava yiyen, günde 5 öğün baklava yiyen birini düşün. baklava lezzetlidir ama sen her gün sadece baklava yemek ister miydin? hayır istemezdin. insan arada şöyle güzel bi menemen yapıp onu yemek ister, ekmek arası bir şeyler yemek ister, şöyle güzel bi kızarma yemek ister, kuru yemiş yemek ister, ve tabii ki en son olarak da güzel bir tatlı yemek de ister. porno sana en son tatlıyı en lezzetli haliyle sunuyor ve sen de hayatındaki cinsel içeriği sadece pornodan ibaret olarak kurarsan hayatı boyunca hiçbir şey yemeyip sadece baklava yiyen bir zombiye dönüşüyorsun. ben sana: "akıl almaz güzelliğe sahip mankenler var, aç onların normal resimlerine bak, illa porno olmak zorunda değil" derken aslında bunu diyorum, yani: "git menemen ye" diyorum. sen eğer yıllardır sadece baklava yemiş isen, ağız tadın ona öyle bir alışmış olur ki, menemen'i önüne koyup ilk lokmasını ağzına aldığın ilk anda menemen'in tadı sana çok garip, yavan gelecektir. "bu ne yahu!" dersin. ama, yersen, anlarsın ki porno dışında gerçek bir dünya var ve porno'nun sana sunduğu ağır seks hazzı dışında farklı cinsel hazlar da var.

    ve tabii ki porno'dan diğer cinsel içeriklere geçmek işin geçici kısmı. aslında ideal olan kız arkadaş bulup gerçek ilişki kurmak. gerçek ilişki derken seks'i kastetmiyorum. sevdiğin biri ile sinemaya gitmek, birlikte vakit geçirmek, sevgiyi yaşamak da cinsel bir etkileşim yaratır ve aslında gerçek kadın-erkek ilişkilerinde bu etkileşimler seks'in daha iyi olamsını bile sağlarlar.

    porno'nun, daha doğrusu "sürekli porno izlemenin" neden abzurd ve anormal bir şey olduğunu bu şekidle de anlatabilirim. gerçek ilişkilerde çiftler arasında birçok olay yaşanır. ve yaşanan deneyimler cinslerin tatmin olmalarını sağlan unsurlardır çünkü insan her yönden ihtiyaçlasa sahip. gerçek ilişkilerde çiftler arasında yaşanan seks oalyı onların yaşadıkları genel ilişki sürecinin sadece küçük bir parçasıdır. kaçınılmaz olarak gerekli bir parçadır ama gene de seks eylemi genel cinsel etkileşimin parçalarından sadece birisidir. işte sen sürekli porno izlersen, sürekli o tek bir etkileşimde odaklanıp kalıyosun. ve bu çok saçma. benim söylediğim alternatif cinsel içerikler senin en azından bu kısıtlı darboğazdan çıkman konusunda ilk basamağı oluşturabilir.
  • Mr.Hetfield ciğim sana şöyle diyeyim olumsuzlukların ve dezavantajların ile mutlu olmaya bak. Hayata tutunmak senin elinde, kaderin böyle değiştiremezsin. Sen ne kadar çabalasan da bazıları şanslı doğar,bazıları çok zeki... demek istediğimi anladın. Sitem etmen sonuç getirmez, lustral denen antidepresanı kullanmanı öneririm.

    İngilizce öğretmenliğinden atanması kolay, işe girince cebine para girince hayatın değişecek.
  • hocam senin yaşadıklarını yaşamış çok insan var. diyeceksin ki insanlar kekeme mi doğdular? hayır ama insanlar farklı nedenlerle kendi konfor alanlarına sıkıştılar. seninki de bu olay.

    şimdi sana: "sakat değilsin, hasta değilsin, sağa sağlam adamsın, elinden her iş gelir, kendi yaşamını kurabilirsin" derim ama bu cümlelerin gerçekçi bir etkisi olmayacağı için biz daha gerçekçi aksiyonlara yönelelim; yapılabilecek en birinci doğru şey dışarı çıkmak. konfor alanından çıkmak yani. diyeceksin ki: "yahu amaçsızca mal gibi dışarı çıkıp napacam?" cevap veriyorum: "yapacak bir şey bulacaksın" çünkü evin içinde bulabileceğin bir şey yok. evin içinde porno var. evet, doğru, evin içinde birço faydalı şey de yapılabilir, ama dürüst olalım, bunları yapmayacaksın.

    tabi şimdi kitapta okuduklarını bülbül gibi şuursuzca tekrarlayıp monolog konuşmalara yaparak kimseye faydası dokunmayan kişisel gelişimciler gibi: "DIŞARI ÇIK!" demenin de bir alemi yok. bir insanı ilk başta dışarı çıkartacak gerçek bir neden olmalı yoksa kimse hollywood filmi içinde yaşıyormuş gibi dışarı çıkıp sağda solda gezip aktivite aramaz. başlangıç noktası aktivitesi bulunup dışarı çıkıldıktan sonra, ilk başlanan aktiviteler üzerinden gerisi gelişir kendiliğinden. sen zaten kendin erasmus demişsin. bu iyi. bunun dışında, imes gibi kurslar var onlara katılabilirsin, gezgin-bisikletli dernekleri, cafeleri, kulüpleri var ve oralarda turlarından dönen gezginler sürekli söyleşiler düzenliyolar, onlara katılabilirsin. yazılım gibi teknik konulara ilgin varsa, birçok yerde birçok yeni teknoloji ile ilgili tek akşamlık söyleşiler-seminerler düzenleniyor, onlara katılabilirsin. bunların hepsi seni dışıra çıkartacak gerçek birer nedendir. ve burada amaç senin diğer insanlarla konuşup onlardan sana kıvılcım çaktıracak bir şeyler duyman.

    mesela ben dışarı çıkıp birileriyle konuşurken bisiklet ve kampçılık olaylarını hayal ettim, orada kıvılcım çaktı yani. ve sonra bu olaylara daldım, hayatıma katkısı muazzam oldu.
    ve, 29 yaşına kadar ingilizice konusunda son derece özgüvensiz olan ben, dışarı çıkıp diğer insanlarla konuşurken onlardan duyduğum bir şey ile kafamda kıvılcım çaktı ve eve dönüp kendi sistemimi kurarak sürekli ingilice çalışan, ingilzice haberleri okuyan, kitap okuyan, ve bunu büyük haz alarak yapan birine dönüştüm.

    dışarı çıkıp diğer deneyimlerle karşılaşmamış olsaydım, bu kıvılcımalr çakmamış olacaktı, ve bana gerek sosyal anlamda, gerek özgüven anlamında, gerek bilgi anlamında, ve moral anlamında büyük katkı sağlayan faydalı şeyleri yapmamış olacaktım, bunların yerine cinsel içerik izlemiş olacaktım, bugün burada otururken de çöpe atmış olduğum vaktin pişmanlığı ile zaten düşük olan motivasyonumu daha da düşürecektim.

    dışarı çıkmak bana mucizevi etki ayratmadı. dışarıda mucize yok. ben yaptım. ne yaptıysam kendim yaptım. evde vakit harcadım, emek harcadım, apra harcadım, kendim yaptım. kampçılığa başlamayı kendim akıl ettim, nerelere gideceğimi kendim akıl ettim. ama bunların hepsi kafamda çakan kıvılcımlar sayesinde oldu. ve dışarı çıkmamış olsaydım bu kıvılcımlar çakmayacaktı.

    burada dışarı çıkmayı illa fiziksel olarak evden çıkmak gibi de değerlendirmemek gerek. dışarı çıkmak aslında konfor alanının dışına çıkıp, senin kafanda kıvılcım çakabilme ihtimali olan faydalı aktivitelerin bulunduğu alanlara kaymaktır. sen PC başında vaktini porno, sosyal medya ve oyun ile çöpe atıyorsan, sadece bunları bırakıp yine PC başında faydalı şeyler yaparak da gene konfor alanının dışına çıkabilirsin. ama ben gene de sana: "evden çık, dışarıdaki aktivitelere yönel" diyorum çünkü biliyorum ki PC başında kendi kendine bu dönüşümü yapma ihtimalin çok daha düşük.


    bu arada, dünya baya değişmiş. ben 90'lı yıllarda bir çocuk iken dünya ile tek bağlantımız televizyon idi, orada da 8-9 tane kanal vardı, ve hiçbir cinsel unsur yoktu. tam anlamıyla saf büyüdük bu anlamda. ben seks diye bir şeyin varlığını orta ikinci sınıfta öğrendim. ciddiyim. o zamanlar reklamlarda bile açık kadın çıkmazdı. ilk defa bi reklamda mini etekli bir kadın görmüştüm, bacaklarını gördüğüm ilk anda içim böyle bi cız etmişti :) öyle bi ortam yani :) teknoloji yok, hiçbir şey yok. bir de bugünki dünyayı düşünüyorum, youtube'da 5 yaşındaki çocuk çıkmış kendisinin değişik cinsel eğilimine öel isim vermiş ve neden kendi cinsel eğiliminin var olan diğer cinsel eğilimlerin hepsinden farklı olduğunu anlatıyor

    porno hakkında şunu söyliyim. sakın ola sakın: "masturbasyonu bırakmalıyım" gibi saçma sapan yanlış düşüncelere kapılma. porno da yeri geldiğinde kısa süre izlenebilir. ama, sadece sen değil birçok erkeğin asıl bırakması gerken şey: "pornoyu ana cinsel izleme unsuru yapmak ve bir oturduğunda uzun süre izlemektir" dikkat: pornoyu izlemeyi bırak demiyorum. düzenli olarak porno izlenebilir.3 haftada bir mesela. ama sadece gerektiğinde. asıl yapılması gereken şey, illa cinsel bir şeye bakmak istiyorsan, bu porno olmasın. diyeceksin ki: "pornodan başka cinsel içerik mi var?" kardeşim illa birinin sana: "al, işte sana cinsel içerik" diye sana rafine şekilde sunduğu bir şeyi izlemek zorunda değilsin. aç güzel mankenlerin fotolarına bak. ilk başta porno'ya kıyasla çok daha zevksiz gelecek sana belki ama kendini zorla, porno dışında böyle düzel kadın resimleri ara. bu söylediğim belki çok abzurd gelebilir ama bu önemli bir şey çünkü birçok erkek cinsel içerik bakarken %90 porno bakıyor ve porno denilen şey bir erkeğin karşı cins için yaşayacağı hisleri özetleyen bir şey değil, porno sadece olayın en son-en uç nokasını sana sunuyor. hiç yemek yemeyip sürekli baklava yiyen, günde 5 öğün baklava yiyen birini düşün. baklava lezzetlidir ama sen her gün sadece baklava yemek ister miydin? hayır istemezdin. insan arada şöyle güzel bi menemen yapıp onu yemek ister, ekmek arası bir şeyler yemek ister, şöyle güzel bi kızarma yemek ister, kuru yemiş yemek ister, ve tabii ki en son olarak da güzel bir tatlı yemek de ister. porno sana en son tatlıyı en lezzetli haliyle sunuyor ve sen de hayatındaki cinsel içeriği sadece pornodan ibaret olarak kurarsan hayatı boyunca hiçbir şey yemeyip sadece baklava yiyen bir zombiye dönüşüyorsun. ben sana: "akıl almaz güzelliğe sahip mankenler var, aç onların normal resimlerine bak, illa porno olmak zorunda değil" derken aslında bunu diyorum, yani: "git menemen ye" diyorum. sen eğer yıllardır sadece baklava yemiş isen, ağız tadın ona öyle bir alışmış olur ki, menemen'i önüne koyup ilk lokmasını ağzına aldığın ilk anda menemen'in tadı sana çok garip, yavan gelecektir. "bu ne yahu!" dersin. ama, yersen, anlarsın ki porno dışında gerçek bir dünya var ve porno'nun sana sunduğu ağır seks hazzı dışında farklı cinsel hazlar da var.

    ve tabii ki porno'dan diğer cinsel içeriklere geçmek işin geçici kısmı. aslında ideal olan kız arkadaş bulup gerçek ilişki kurmak. gerçek ilişki derken seks'i kastetmiyorum. sevdiğin biri ile sinemaya gitmek, birlikte vakit geçirmek, sevgiyi yaşamak da cinsel bir etkileşim yaratır ve aslında gerçek kadın-erkek ilişkilerinde bu etkileşimler seks'in daha iyi olamsını bile sağlarlar.

    porno'nun, daha doğrusu "sürekli porno izlemenin" neden abzurd ve anormal bir şey olduğunu bu şekidle de anlatabilirim. gerçek ilişkilerde çiftler arasında birçok olay yaşanır. ve yaşanan deneyimler cinslerin tatmin olmalarını sağlan unsurlardır çünkü insan her yönden ihtiyaçlasa sahip. gerçek ilişkilerde çiftler arasında yaşanan seks oalyı onların yaşadıkları genel ilişki sürecinin sadece küçük bir parçasıdır. kaçınılmaz olarak gerekli bir parçadır ama gene de seks eylemi genel cinsel etkileşimin parçalarından sadece birisidir. işte sen sürekli porno izlersen, sürekli o tek bir etkileşimde odaklanıp kalıyosun. ve bu çok saçma. benim söylediğim alternatif cinsel içerikler senin en azından bu kısıtlı darboğazdan çıkman konusunda ilk basamağı oluşturabilir.




  • aa evet evet, bu sözcüğü seviyorum, başarısız... insanın kaderi bu hep böyledir, başarısızlıktan başarısızlığa, basit birer taslaktan öteye gidemezsin. hayat asla sahnelenmeyecek bir oyunun sonsuz tekrarından ibarettir.
  • ben mesela çocukken R harfini söyleyemezdim. alay ederlerdi. şişmandım yine alay ederlerdi. sınıfın alay edileni bendim. okulda kız arkadaşımın olması hayaldi. olmadı da zaten. çok içime kapanmıştım. psikolojim bozulmuştu. sonra bir işe girdim. 19 yaşında. kendime olan güvenim geldi. şu an 44 yaşındayım. yine R leri söyleyemiyorum diye alay ediyorlar şişmanım diye alay ediyorlar. gülüp geçiyorum.

    kadın konusuna gelince fazla kafana takma. akışına bırak. olunca da dertleri bitmiyor bunların dersin.


    benim annem de öyle aşırı korumacıydı. onunla epey savaştım. kazandım da. tek şunu yap. bir yere gideceğin zaman şuradayım haberiniz olsun de. o kadar. izin istersen korumacılığı artar. izin isteme. emrivaki yap.
  • Sahip olduklarının farkında değilsin, arkadaş dediğin nedir biliyor musun? Ya para ister ya iyilik.
  • zırlamak için bahane ararsan sürekli bulursun.
    kız arkadaş kız arkadaş kız arkadaş diyip durmayın sizin de bacınız var ananız var.
    sen evlilik mi düşünüyorsun, git bi kıza konuş ben ciddi düşünüyorum de, aklın fikrin deliklere giriş te olmasın, o zaman zaten kız arkadaşın da olur nişanlın da olur.ama derdin vurkaçsa kızda doğal olarak sana defol bi git der.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pakaji -- 27 Ocak 2020; 18:1:57 >
  • Benim asosyal arkadaşlarımda kız arkadaşım yok diye ağlıyorlar. Spora gidiyor musun yok, işyerinde kız var mı hepsi evli barklı, düğüne derneğe gidiyor musun yok, sohbet ediyor musun yok. Ne bekliyorsunuz kızın biri kapıyı çalacak "Merhaba ben Ayşe, sevgili olalım mı?" diyecek. Biraz mantıklı olun
  • Ailende suc aramayi birakip harekete gec kardesim, sen gozunu acmazsan onlar seni daha da dibe goturur. Bu bir kader degil, bunu kirabilirsin. Ayri bi eve cik, kendi parani kazan, harca. Yurt disina cik, ailene ben gidiyorum de git. Benimde baskici bi ailem vardi ama su an yurt disindayim. Diyorum ki keske senin yaslarinda ciksaymisim yurt disina. Tabi illa yurt disi olucak diye bir sey yok, kendine kucuk bi daire kirala, oda arkadaslida olabilir. Bak keyfine, daha gencsin. Onunde uzun bir yol var, plan program yap kendine. Hayatta bazi amaclarin, hedeflerin olsun.
  • Ne yap ne et o Work and travel'a git derim. Çocuk değilsin ailenin lafıyla hareket etmeyi bırak. Hatalarından da ders al her zaman.
    Benim çok sevdiğim bir mottodur #seekdiscomfort. Her durumda kendine challenge yarat. Yapamayacağını düşündüğün şeyler yapmayı istemen için seni gazlasın.
  • Aha bende böyleydim. Kendi gücünle, kazıya kazıya çıkacaksın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HayatDevamEdiyor

    Aha bende böyleydim. Kendi gücünle, kazıya kazıya çıkacaksın.
    Nasıl aştınız hocam?
  • Hepsini okumadim ama mezun olduktan sonra work and travel yapilmiyor bildigim kadariyla, universite okurken yapilan bir sey o.
  • Al benden de o kadar 29 yaşındayım almanyaya geleli 1 yıl oldu. Yaşımdakiler evlendi çoluk çocuk sahibi oldu ben her gün karı kız peşindeyim. Hoş yaw akşam yemeklerini kitleyip kurtuluyorum. 12€ cebimde kaldı aman yaw.
    Hadi param da var ama evlenesim yok. Bu da bir sorun. Para hırsı var.
  • Ha bir de ula almanyaya gelene kadar ben de içe kapanıktım. İlkokul lise üniversite kız arkadaşım olmadı. Üniversitede sadece bir tane geri zekalıya teklif ettim red etti o kadar. Burada açtılar beni. 9 tane var şuan. Bazı akşamlar 3 kişi ile çıktığım oluyor. Yemek yiyoruz biraz muhabbet. Sevgi sözleri vs. Sonra yemeği kitleyip işe gidiyorum. Gündüz de evin yanında anschlag cafeteria var bir iki bişey yiyorum yatıyorum. Kalkıyorum birkaç arkadaşla buluşuyorumetkinlikler falan yine aynı. Hafta sonları hariç hep aynı.
  • Bende başarısızım
  • Dostum her karar her eylem birbirini etkiliyor işte.Şimdi sana acı gerçekleri vuracağım hazır ol.Öncelikle tembelsin.Şu konfor alanından çık.Bütün gün ne yaptım diye sorsam odandan çıkmamışsındır geliyorsun sevgilim yok diyorsun.Yaw nasıl olsun Allah mı gönderecek yukarıdan.Etrafındaki insan sayısını artır.Spor yap.Klüplere katıl ama tembelsin işte yapmayacaksın biliyorum ama öneride istiyorsun.Hem düşündüğün kadar eksin artından fazla değil 3 aşağı 5 yukarı nötrsün.İngilizce biliyormuşsun bu çok büyük artı.İş bulma imkanın var.Work and Travel'ı yap.Ailen izin vermezse yumruğunu masaya vur.Artık büyüdüm de.Türk ailelerinde şu huya sinir oluyorum çok korumacılar.Neyse porno konusuna gelirsek bu da aynı şekilde tembellikten rahatlıktan oluyor.Kendine ödev koy.Şunkadar saat internete girmeyeceğim.Şu saate kadar eve girmeyeceğim diye.İnternetin olmasa izleyemezsin,bütün gün meşgul olsan izleyemezsin bu kadar basit.Rahatsın boşsun(Çok fazla boş zamana sahip anlamında)Vaktini değerlendir yaw.Hobiler edin.Millete ders anlat ingilizce biliyorsun.Şu kekemeyle ilgilide çözümü ne araştır onu çözmek için çabala gerçi rahatsız olan gerçekten çabalar.Rahatsız olduğunu sananda ağlar durur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Hetfield

    Nasıl aştınız hocam?

    Alıntıları Göster
    Hocam, senin tek çözümün kafa yapını değiştirmek. Özgüvenli mi olmak istiyorsun o yönde değiştireceksin, kızlarla rahat konuşmak mı istiyorsun o yönde. Kafa yapını değiştirmenin yolları da ilaç kullanmak, kendini telkin etmek, meditasyon yapmak gibi şeyler. Ben spora başladım öncelikle, fiziksel gücüme güvenmeye başladım, daha sonra ilaç kullanıyorum ve kendimi telkin ediyorum.

    Burada sana kendini kabul et diyenlere de inanma. İstediğin kişi olmak, zayıflıklarını güçlendirmek insanın doğasında var, ileride belkide mikro çiplerle insanlara özgüven verecekler, o zamanda bunu diyenler olacak mı




  • Şu anki durumunuz nedir hocam? Hortlatıyorum ama konuyu okurken kendimi gördüm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Louis Bloom -- 3 Ağustos 2020; 18:16:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Louis Bloom

    Şu anki durumunuz nedir hocam? Hortlatıyorum ama konuyu okurken kendimi gördüm

    Fena değilim hocam. İstediğim bölümden yüksek lisansa kabul aldım, o yüzden şu aralar biraz mutluyum.

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.