Şimdi Ara

Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım (7. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
319
Cevap
14
Favori
45.224
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • arkadaşlar bende serıyı az once bıtrdım sızlere bırsey sormak ıstıyorum.

    Şimdi 2. oyun biterken elmayı daha degısık bır yere bırakıyoruz romada papanın altında mahzenlerde fakat 3. oyun basında baska bıryerden alıyoruz sanırıım arenanın altından alıyoduk neden yerler farklı?

    Ayrıca 3. oyun basında neden elmayı yerınden cıkartıyoruz?

    Birde elma var fakat asa nereye kayboldu?

    Birde altair olarak oynadık desmond altair oldu fakat şimdide ezio oldu bu nasıl oldu?

    Birde 2. oyunda bi kızla karsılasıyoruz bole kuleye cıkıyoruz kızı takıp edıp sonra +18 seyler oluyor sanırım bu kız kımdır?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XII.Nicksiz

    arkadaşlar bende serıyı az once bıtrdım sızlere bırsey sormak ıstıyorum.

    Şimdi 2. oyun biterken elmayı daha degısık bır yere bırakıyoruz romada papanın altında mahzenlerde fakat 3. oyun basında baska bıryerden alıyoruz sanırıım arenanın altından alıyoduk neden yerler farklı?

    Ayrıca 3. oyun basında neden elmayı yerınden cıkartıyoruz?

    Birde elma var fakat asa nereye kayboldu?

    Birde altair olarak oynadık desmond altair oldu fakat şimdide ezio oldu bu nasıl oldu?

    Birde 2. oyunda bi kızla karsılasıyoruz bole kuleye cıkıyoruz kızı takıp edıp sonra +18 seyler oluyor sanırım bu kız kımdır?


    2. oyunda elmayı bıraktığımız yerden 3. oyunda alıyoruz. Ben mi yanlış hatırlıyorum?
    Elmayı çıkarmasak Rodrigo Borgia alırdı zaten..
    Asa yerde açılan bir deliğe girmişti heralde.. Tam hatırlamıyorum hiçbirini aslında.
    Desmond makineye girip Altair'e gitti. Onda görevini tamamladı, bu sefer de makineyle Altair'in genlerini taşıyan Ezio'ya gitti.
    2. oyunun başındaki kız bizim Ezio'nun sevgilisiydi. 3. oyunda da karısı olmuştu sanırım. Karısı olmasa da hala sevgilisiydi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: BlooDy_ChiLd


    quote:

    Orijinalden alıntı: XII.Nicksiz

    arkadaşlar bende serıyı az once bıtrdım sızlere bırsey sormak ıstıyorum.

    Şimdi 2. oyun biterken elmayı daha degısık bır yere bırakıyoruz romada papanın altında mahzenlerde fakat 3. oyun basında baska bıryerden alıyoruz sanırıım arenanın altından alıyoduk neden yerler farklı?

    Ayrıca 3. oyun basında neden elmayı yerınden cıkartıyoruz?

    Birde elma var fakat asa nereye kayboldu?

    Birde altair olarak oynadık desmond altair oldu fakat şimdide ezio oldu bu nasıl oldu?

    Birde 2. oyunda bi kızla karsılasıyoruz bole kuleye cıkıyoruz kızı takıp edıp sonra +18 seyler oluyor sanırım bu kız kımdır?


    2. oyunda elmayı bıraktığımız yerden 3. oyunda alıyoruz. Ben mi yanlış hatırlıyorum?
    Elmayı çıkarmasak Rodrigo Borgia alırdı zaten..
    Asa yerde açılan bir deliğe girmişti heralde.. Tam hatırlamıyorum hiçbirini aslında.
    Desmond makineye girip Altair'e gitti. Onda görevini tamamladı, bu sefer de makineyle Altair'in genlerini taşıyan Ezio'ya gitti.
    2. oyunun başındaki kız bizim Ezio'nun sevgilisiydi. 3. oyunda da karısı olmuştu sanırım. Karısı olmasa da hala sevgilisiydi.



    hocam şöyle soylıyım 2. oyunda papa ıle kavga ederken adam yerın altına gırıyor bızde pesınden gıdıyoruz fakat 3. oyunda arenada gızlı bır gecıt buluyorduk elmaya ordan ulasıyorduk.

    Birde bu genlere gıtme olayını tam olarak anlamadım hocam ya bu olay yanı desmond nasıl gıdıyor genlere?
    Ben bunu reenkarsyon zannedıyodum yanı desmond aslında onceden altair olarak yasamıstı dıye?




  • Bak arkadaşım elmanın yeri hakkında saçmalamışsın biraz Brotherhood'un başındaki yerle Brotherhood'un sonundaki yeri karşılaştırıyorsun.
    2. oyunun sonunda elma neredeyse 3. oyunun başında da oradaydı. 3. oyunun sonunda Ezio artık yaş kemale erdi ben bu işleri bırakıyorum deyip elmayı Kolezyum'a sakladı.
    DNA larla geçmişe gitme de teknolojik birşey işte bilimsek açıklaması yok haliyle.
    O kız sevgilisiydi. Fakat 2. oyunda Venedik'e gidiş biletini aldığımız, Brotherhood'un başında da Monteriggioni'de olan Caterina Sforza başka biriydi. Karısı falan da olmadı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GencayA

    Bak arkadaşım elmanın yeri hakkında saçmalamışsın biraz Brotherhood'un başındaki yerle Brotherhood'un sonundaki yeri karşılaştırıyorsun.
    2. oyunun sonunda elma neredeyse 3. oyunun başında da oradaydı. 3. oyunun sonunda Ezio artık yaş kemale erdi ben bu işleri bırakıyorum deyip elmayı Kolezyum'a sakladı.
    DNA larla geçmişe gitme de teknolojik birşey işte bilimsek açıklaması yok haliyle.
    O kız sevgilisiydi. Fakat 2. oyunda Venedik'e gidiş biletini aldığımız, Brotherhood'un başında da Monteriggioni'de olan Caterina Sforza başka biriydi. Karısı falan da olmadı.


    hocam eet bıraz karıstı cunku ben once brotherhood oynadım daha sonra 2. oyunu oynadım ozaman karıstı bazı seyler ama 3. oyunun sonunda Kolezyum a gıttıgımızı bılıyorum.

    Şimdi ozaman bu 2. oyunun sonundakı yer ile 3. oyunun sonundakı Kolezyum arasında bı baglantı varmı. 1 tanesı asa için diğeri elma için mı yapılmış?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: XII.Nicksiz


    quote:

    Orijinalden alıntı: GencayA

    Bak arkadaşım elmanın yeri hakkında saçmalamışsın biraz Brotherhood'un başındaki yerle Brotherhood'un sonundaki yeri karşılaştırıyorsun.
    2. oyunun sonunda elma neredeyse 3. oyunun başında da oradaydı. 3. oyunun sonunda Ezio artık yaş kemale erdi ben bu işleri bırakıyorum deyip elmayı Kolezyum'a sakladı.
    DNA larla geçmişe gitme de teknolojik birşey işte bilimsek açıklaması yok haliyle.
    O kız sevgilisiydi. Fakat 2. oyunda Venedik'e gidiş biletini aldığımız, Brotherhood'un başında da Monteriggioni'de olan Caterina Sforza başka biriydi. Karısı falan da olmadı.


    hocam eet bıraz karıstı cunku ben once brotherhood oynadım daha sonra 2. oyunu oynadım ozaman karıstı bazı seyler ama 3. oyunun sonunda Kolezyum a gıttıgımızı bılıyorum.

    Şimdi ozaman bu 2. oyunun sonundakı yer ile 3. oyunun sonundakı Kolezyum arasında bı baglantı varmı. 1 tanesı asa için diğeri elma için mı yapılmış?

    Hayır öyle birşey yok. Asa papalığın simgesi olduğu için Vatikan'da duruyor. Kolezyum'la elmanın da bir bağı yok sanırım, orası sadece Ezio'nun saklanmasına uygun gördüğü yer. Ama yanılıyor da olabilirim, fakat çok da önemli bir bilgi değil bu. :)




  • Şimdi yavrularım.. siz ne yaptınız yahu :D

    Olay şu, Abstergo Elma'yı ele geçirmek için, soyu eski Assassinlere dayanan insanları toplar. Şu ana kadar 17 kişi toplamışlardır ve sadece 16 ve 17 kişiler (Denek16 ve Desmond Miles) aradıkları bilgiyi verebilen insanlardı. Denek16 aşırı Animus kullanımından kafayı sıyıyrdı diyebiliriz, çünkü "soy" muhabbetine o kadar geriye gitti ki, gide gide Hz.Adem'e kadar aşağı indi ve olanları gördü.
    Dr.Viddic'e göre; insanlar atalarının benliklerini, yeteneklerini, öğrendiklerini, tecrübelerini vb. her şeylerini kanlarında miras olarak taşırlar. Buna göre Gen Hafızası adı verdirkleri bir olay oluşur ve bunu açığa çıkartan Animus adından bir makine icad etmişlerdir.

    AC:I'de 3.Haçlı seferi yüzünden ortalık biraz karışık ve dinsel bir savaş var gibi gözükmektedir, ancak gerçekte cereyan eden olay Templar'ların "Those Who Came Before" lar hakkında bilgiye sahip oldukları için, köle gibi kullandıkları insanların "Aslında Hristiyanlığın da Müslümanlığın da diğer dinlerin de gerçekte var olmadığını" fark etmelerini istememektedir (Bütün mucizeler, buna Hz.İsa'nın yeniden dirilişi de dâhil, Eden Parçalarıyla kanıtlanmıştır AC evreninde). Şans bu ya, 2011'e kadar bunu başarmışlardır...

    Bu yüzden, önce Altaïr ile orada neler olduğunu araştırmaları gerekmektedir. Çünkü bir Eden Parçası'nın en bariz şekilde elden ele geçtiği zamanlardan biridir (Hz.Süleyman'ın Tapınağı, ilk görev, Robert de Sable ve Altaïr arasındaki arbede...) AC:I'in sonunda, dünya üzerine saklanılmış BÜTÜN Eden parçalarının haritası gösterilir. Abstergo ve Assassin Birliği bu bilgiye Desmond sayesinde erişmişlerdir. Eden Parçası avına çıkılır...
     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım


    Altaïr görevini bitirmiştir, Eden Parçalarının yerleri bulunmuştur. Ancak Papa VI. Alexander'ın (Yani Rodrigo Borgia) ellerinde bir değil iki Eden Parçası buundurduğu öğrenilir. Eden Parçaları sadece Elma'dan ibaret değildir. Tarih boyunca 6 tane Elma, bir Asa(Papalık asası; Büyük İskender, Tsar Nicholas, Hz.Musa ve Grigori Rasputin tarafından kulanılmıştır/Tunguska'da yok edilmiştir), bir Kılıç (Mars'ın Kılıcı; Attila, Cengiz Han, Kral Arthur, Sigmund, Perseus ve Jeanne d'Arc tarafından kullanılmıştır/Jeanne d'Arc'ın idamından sonra Templarların eline geçmiştir) ve bir Kefen (Turin'in Kefeni...) vardır.

    Gerek Denek16 gerekse Altaïr'in Desmond için özel bıraktığı Codex sayfalarıyla birlikte (Altaïr zaman içinde bile seyahat etmişti unutmayın) bulmamız gereken bir harita bıraktı geriye.
     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım

    En yakın "Vault" Vatikan'dadır. Tatlı bir fırsat olarak Rodrigo Borgia ise yeni Papa olmuştur ve altında Vault olan Bocca Al Lupo Kilisesinde olacaktır...

    Şans bu ya Borgia ailesi bu bilgiye bizlerden çok daha önce sahip olmuşlardır ve her türlü kirli oyunlarla Papalık seviyesine gelmiştiler. Rodrigo Borgia Eden Parçaları hakkında neredeyse her şeyi biliyordur ayrıca. İşin güzel yanı ise, Asa'nın Eden Parçası oluşu ve Elma'nın Ezio'dan çalınarak Rodrigo Borgia'ya verilmesiyle birlikte kehânette belirtilen şekilde Bocca Al Lupo'nun altına saklanılmış olan Vault'a giriş yapmak için seçilen "Peygamber" in kendisi olduğuna inanır. Vault'a girildiğinde ise o kişinin aslında Ezio bile değil, garip bir şekilde Desmond olduğu ortaya çıkar. Milâttan çok daha asırlar önce kurulmuş ve kaydedilmiş bir hologram bile, Ezio yerine Desmond'a hitap eder konuşurken...

    Asa daha sonra bir şekilde Çarlık Rusya'sında Çar Nikolas'ın ellerindedir. Grigori rasputin ondan alır, Tunguska'da Templarlar tarafından araştırılırken Nikola Tesla ve Assassin Nikolai Orelov tarafından yok edilmiştir.

    Elma ise, 1499 yılında Mario Auditore'nin önerisi ve desteğiyle Ezio tarafından şehrin su kanalına atılmak yerine Monteriggioni'de saklanılmıştır. Cesare Borgia Monteriggioni'ni istila ettiğinde Mario onu korumak için Ezio'dan ayrılmıştı hatırlarsınız. Ezio tarafından geri ele geçirildiğinde Elma, 1507 yılında CEsare'nin nerede olduğunun bulunması için yine Ezio tarafından geleceğe bakmak için kullanılmıştır. Elma'nın bu yüce gücü karşısında etkilenen Ezio, onu Kolezyum'un altına saklamıştır.

    Ama bu saklayış öyle yeri eşeleyip koymak gibi değil güzellerim Kolezyum'un altında bir Vault vardır (AC:II B'un sonu) Vaulttan daha iyi bir yere saklanılamazdı Elma. Sonrasında bu bilgiye erişen Desmond ve ekibi tarafından...




    AC:II'nin başında.. ÖHHÜRRM.. biraz +18 gece geçirdiğimiz hanımkızımızın adı Cristina Vespucci. Tarihteki Simonetta Cattaneo Vespucci'den ilham alınarak yaratılmış bir karakter. Oysa ki ben ilk zamanlar onun Amerigo Vespucci'nın kızı falan zannederek Ubisoft çalışanlarına "Ne Floransaymış ulan; Vespucci, da Vinci falan hepsi aynı mahallede mi yaşıyordu bre!?" diye isyan etmeme neden olmuştu. Fakat öyle değilmiş :D
    Tarihteki Simonetta Cattaneo Vespucci ise Lorenzo de Medici'nin ufak kardeşiyle kaçamak yapan evli bir kadınmış falanmış, filanmış...

    Ne de olsa:
    ليس هناك ما هو صحيح ، كل شيء مسموح به,
    Nothing is True, Everything is Permitted
    Hiçbir şey doğru değil, her şeye izin vardır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FrozenTheCommando -- 30 Ocak 2011; 15:44:46 >




  • oh ya hocam walla kafamda acayıp soru ısaretlerı vardı hepsını hallettın FrozenTheCommando saolasın

    şimdi şu Bocca Al Lupo kilisesini inceliyorum
  • FrozenTheCommando eyvallah da kız konusunda ben Brotherhood'un başındaki kızı demiştim o da Caterina Sforza. Ben de yanlış birşey söylemedim yani.
    Ama sen gidip o bir sahnede geçen kızı bile araştırmışsın vay be.
  • FrozenTheCommando çok açıklayıcı olmuş, çok güzel olmuş teşekkürler...

    Sence bir sonraki oyunda ne olacak, senin fikrin ne? Sen ne olmasını istersin
  • Abi önceden yazdım ben; Altaïr, 16, Desmond, eğer varlarsa Adem ve Havva.
    16; Eden(Cennet)'e git ve Havva'yı bul demişti, bu maksatla yollara düşeceğiz sanırım.
    Hani hep derler ya, Dünya üzerinde Cennet'ten örnekler vardır diye; bu Mu Kıtası/Atlantis/Yonaguni gibi spekülasyonlar falan da işin içine girince bence önümüzdeki oyunda Animus'a ihtiyaç duymayabiliriz. Tabii Brotherhood'un sonunda birilerinin birisinin emriyle bir Animus'a geri oturtulduğunu biliyoruz...
    Tabii 400 yıl kadar bir zaman aralığı içinde Assassin Birliği-Templar Birliği-Eden Parçaları şeklindeki aşk üçgeni arasında yeni şeyler yaşanmadı mı?

    İlla ki yaşanmıştır.. ama bizi ilgilendiren şey (Oyuna göre) birkaç gün (Hatta belki saat) içinde Kıyametin kopacağı olduğu için, elimizden geldiğince hızlı şekilde Desmond'un gerçek görevini yerine getirmesini sağlamalıyız... Önce Dünya'yı bi kurtaralım, Animus'la daha sonra da oynarız

    Ayrıca Giovanni Borgia'nın Meksika'da ele geçirdiği ve Eden Parçası olan Kristal Kafatası'nı Paracelcus/Bombastus olarak bilinen "Philippus Aureolus Theophrastus Bombastus von Hohenheim" a getirip araştırması sonucunda Simyacılığı yarattığını öğrendik AC:PL'de. Bombastus Dünya'ya mâl olmuş bir doktor ve büyük bir ihtimalle Assassin Birliği'ne üyedir.

    Gelgelelim, Assassin's Creed: Lost Legacy adlı yeni çıkacak NintendoDS oyununda, Ezio'nun Masyaf'a gideceğini öğrendim geçenlerde. Yine gerilere dönüş var yani...

    Bana kalırsa 3. oyun efsanenin bitişi olmalı. Bunu önceden söylemiştim, ancak sanırım şu an için bundan eminim;
    "Assassins Creed is the story of one man reliving the lives of his ancestors. Altaïr was the middle of a very very long time-line. There are still many places to explore.
    Assassin's Creed has always been planned to be a trilogy, and Desmond is going back in time, using the Animus to eventually become the ultimate Assassin."
    ―Patrice Desiliets, Creative Director of Assassin's Creed

    (İngilizce bilenler bilmeyenlere tercüme etsin bence )

    ---

    Ancak Assassin's Creed: The Fall'daki Daniel Cross, Hannah Mueller, Paul Bellamy ve Ben Miles gibi karakterler, hele ki soyadı Miles olan Ben'in hikâyeleri 1990'larda geçiyor olsa bile önemlidir. Daniel'ın zaten Desmond'la ilişkili olacağını biliyoruz, bu şekilde iki ihtimalimiz var:
    Daniel Cross Erudito'dur?
    Ben Miles Erudito'dur!?

    Ben'in Erudito olması daha olası çünkü "ERUDITO" kelimesi, harfleri baştan dizildiğinde "UDITORE" ye dönüşebiliyor kolaylıkla. Yani AUDITORE'den bir A eksiği

    Ubisoft altın yumurtlayan tavuğu kesmez ağalar, siz merak etmeyin...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FrozenTheCommando -- 30 Ocak 2011; 20:36:14 >




  • Bence son oyun 2 koldan ilerlesin. Geçmişte yine geçmişe dönüp bir artifacti arayalım, gelecekte de bize lazım olsan son artifact Atlantis'te olsun su altında araştırma yapalım falan.
    İnanılmaz sayıda farklı fikir üretilebilir. Ben inanıyorum ki Ubisoft en iyisini yapacak.
  • O zaman da kafamız karışır ya. Şimdi bile buradaki arkadaşlar sağolsun onlar sayesinde anladım...
  • walla hll olsun adamlar çok ıyı senaryo yapmıslar. Ama genelde çoğu oyun(seri şeklindekı oyunlar) saçma sapan bıtıyor. Konuyu uzatmak ıcın sacma sapan yerlere getırıyolar. Fakat nedense ac serısınde oyun aslında 2 ve 3 te bambaska bır boyut kazandı. Git gide dahada heyecanlı oluyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XII.Nicksiz -- 30 Ocak 2011; 23:18:14 >
  • Bence Mersin'de Cennet-Cehennem'e uğruycaz. En azından ordaki gizem için olmasa da Mersin pastırmaları için gideriz.
  • Yanlız benim üyelik hâlâ bir yamuk :D Ne mesaj sayısı ne bir şey?

    Bıktım lan iki sayfada bir reklam görmekten, olaydan soğudum resmen



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FrozenTheCommando -- 4 Şubat 2011; 22:58:13 >
  • Merhaba arkadaşlar
    Assassins Creed 1 ve 2 yi bitirdikten sonra kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı. İnternette araştırma yaparken bu sayfayı buldum harika açıklamalar yapılmış(özellikle frozen in açıklamaları :D ). Sonra gittim "Fedailerin Kalesi Alamut" kitabını okudum daha okumamış olanlara şiddetle tavsiye ediyorum.
    Ayrıca ac1 in sonunda ve ac2 nin başında gördüğümüz sembollerin açıklamasının yapıldığı bir video buldum ama ingilizcem yeterli değil, pek bişey anlamadım. İngilizcesi iyi olan bir arkadaşımız bu videoyu bize tercüme ederse memnun olurum.
    Video:http://youtube.com/watch?v=GoLUklf1NLc&gl

    Teşekkürler.
    Nothing is true, everything is permitted. :D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi somnus -- 8 Şubat 2011; 20:47:06 >




  • Konuyu tam okumadım, Juno kimdir bilmem AC:B bitene kadarda pek bilmek istemiyorum. Fakat istemedende olsa konuya girdik artık, Truth videosunu henüz oyunda açmadım, Glyph'lerin hepsini bulmadım henüz. Ama okuduğum kadarıyla 16, Desmond'u bir bayan hakkında uyarıyor. Herkes Juno ve Lucy demiş fakat oyunda benim dikkatimi başka bir şey çekti. Shaun, Lucy'ye bir mailinde "Rebecca Templar ajanı olabilir" şeklinde uyarı mesajı göndermiş. Eğer 16 yaşıyorsa ve Desmond'u bir şekilde takip ediyorsa, o zaman takım üyelerinide bilmesi muhtemel. Kafam karıştı. En iyisi ben biraz daha oynıyayım şu oyunu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Modernova

    Sıkılmadan 3 saat yazıları okudum süper bilgiler vermişsiniz. 2012'nin gerçeklerini ilk biz bulcaz durmak yok yola devam!
    Bu arada buda güzel bir bilgi yalanmıdır bilmiyorum:
    Günümüzde, dünyada binlerce dünya dışı kökenli araştırmacı grup etkin durumda çalışmalarını sürdürmektedir. Esasen bu, evrensel yardımlaşma ve dayanışma yasasının gereğidir. Evrenler, değişik şuur düzeylerinde bulunan varlıklarca meskun durumdadır ve bunlardan gelişmiş / uyanmış durumda olanlar, uyanmakta olanlarında uyanmasına / gelişmesine katkıda bulunmayı vazife bilmektedir. İşte bu doğal durumun gereği olarak; teknolojik ve içsel gelişim düzeyleri bizlerden çok farklı uygarlıkların temsilcileri aramızdadırlar.

    Adrian Dvir 1994'den beri, dünya dışı varlıklardan oluşan özel bir grup ile şifa ağırlıklı çalışmalar yapmaktadır. A.Dvir'in, dünya dışı varlıklarla sürdürmekte olduğu bu şifa celseleri çerçevesinde zamanımızdaki medikal yöntemlerle tedavi edilememiş birçok rahatsızlık sadece giderilmekle kalmamış, onların eski yaşamlardaki kökenlerine kadar da inilmiştir. Bundan da ayrı olarak, A.Dvir; evrenin değişik köşelerinden gelen varlıklardan çok çeşitli konularda bilgiler almakta ve bu bilgileri yazılı ve sözlü olarak dünya insanıyla paylaşmakatadır. Dvir'in yazdığı ve birçok dile çrevrilmiş 'Healing Entities and Aliens' "Şifacı Varlıklar ve Dünyadışı Yaşamlar" adlı kitabı, bu konuda önemli bilgiler içermektedir.

    Kendisini 'X-3' olarak tanıtan ve "Sirius" kökenli olduğunu söyleyen bir varlığın; şifacı medyom "Adrian Dvir'le olan görüşmeleri:

    ADRIAN(A): Gerçekten Sirius'dan mı geliyorsunuz?
    X-3: Evet, bir uzay gemisiyle.
    A: Uzmanlık alanınız nedir?
    X-3: Başta böbrekler olmak üzere, tüm iç organlar uzmanlık alanım içindedir. Şu anda bir denetleme görevi olarak dünyanızda bulunuyorum. Buradaki tıp grubumuzun çalışmalarını denetlemek ve böbrek rahatsızlıklarının giderilmesi konusundaki sorunlarında danışmanlık yapmak üzere burada bulunuyorum.
    A: Bilgisayarımdaki metni şu anda okuyor musunuz?
    X-3: Hayır. Sizin dilinizi bilmiyorum. Sizin düşüncelerinizi alıyorum, arada bir başka varlık da onları benim için çeviriyor.
    A: Siz kaç yaşındasınız?
    X-3: Sizin sayı sisteminize göre 458 yaşımdayım.
    A: Daha ne kadar yaşayabileceğinizi umuyorsunuz?
    X-3: 1000 (bin) yıldan fazla yaşayabileceğimi sanıyorum. Sirius'ta kimileri 2000 yıl kadar yaşar.
    A: Sizde de yeniden doğum var mı?
    X-3: Tam olarak sizin dünyanızda olduğu gibi değil. Biz birikimimizi yaşamdan yaşama daha farklı bir şekilde aktarırız. Sizin tekrar doğuşlarınız gibidir ama biraz farklı.
    A: Nasıl bir dış görünüşe sahipsiniz.
    X-3: Dış görünüş olarak dünyalılara kabaca benzediğimizi söyleyebilirim; baş, gövde, kollar ve bacaklar. Bununla birlikte, iç yapımız oldukça farklıdır: İç oganlarımız sizinkilerden farklı bir şekilde organize edilmiştir. :-):-):-):-)bolizmamız ve lenfatik sistemlerimiz çok farklıdır ve enfeksiyonlara karşı daha az maruz durumdayız. Bizim bedenlerimizin daha steril olduklarını söyleyebilirim. Bizim bedenlerimiz; sizinkiler gibi, mikroplar ve bakterilerle oluşan erezyona açık değildir. Bizim bedenlerimize bu nitelik, genetik mühendisliği dediğiniz bilim ile kazandırılmıştır. Çevre temizliğimiz de en üst düzeydedir. Çevremiz tam olarak sterildir. Burada dünyanızda ise; çevre, biyolojik olarak kirletilmiş durumdadır. Bu nedenle, dünyanıza geldiğimiz zamanlarda çok dikkatli olmamız gerekir. Üzerimizde, bedenimizi enfeksiyondan ve her tür kirlilikten koruyan, tek parçalı, esnek ve hafif bir malzemeden yapılmış, 'uzay elbisesi' diyebileceğiniz steril bir giysi bulunmaktadır.
    X-3: Benim 'gezegenim' son derece güzel ve gerek bilimsel gerekse ruhsal yönden hayli ileri durumdadır. Biz doğa ile uyum halinde yaşarız. Sentetik malzemeden çok, doğal malzeme kullanırız; çünkü, sentetik olanlar çevreyi çok kirletir. Biz hepimiz, bir tek vücut gibiyizdir.
    A: Sirius'ta nüfus ne kadardır?
    X-3: 8-10 milyon kadar.
    A: Hepsi bu mu, dünya ile karşılaştırıldığında çok az.
    X-3: Evet. Sirius daha küçüktür ve nüfus artış oranı da çok yavaştır. Eğer bir ailenin iki çocuğu varsa, bu çok olarak kabul edilir. Sirius dış etkilere kısmen de olsa kapalıdır. Başka gezegenlerden hemen hemen hiç göçmen gelmez. Bu nedenle, nüfus oldukça homojendir. Ayrıca, hiç bir hastalık da yoktur.
    A: Sirius'ta ömür beklentisi ne kadardır?
    X-3: Dünya yılıyla, 600 ve 900 yaşında pekçok Siriuslu vardır. Dünyadaki insan ömrü, evrenin bu köşesinde en kısa ömürlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu konuda dünyaya benzer bir gezegen daha vardır. Oradaki zeki varlıklar da dünyalılara benzer.
    A: Sirius halkı tekrardan doğar mı?
    X-3: Evet. Ölümden sonra, bedenleri özel bölmelerde saklama geleneğimiz vardır. Ruh ise tekrardan başka bir dünyada bedenlenir. Sirius halkı, güçlü ruh enerjileriyle tanınmış varlıklardır.
    A: Buradaki dünya dışı kökenli tıp delegasyonu ile ilginiz / bağlantınız nasıl oluştu?
    X-3: Tüm gezegenlerde bir duyuru yayımlandı. Bu duyuruda, tıp delegasyonları için doktorlara gereksinim duyulduğu belirtiliyordu. Başvurduktan sonra, tıp delegasyonunca kabul edildim. Bu vesileyle zaman zaman bizim gezegenin dışına yolculuklarım oluyor.
    A: Sizin uzay aracından sözeder misiniz?
    X-3: Temelde, üç boyda uzay aracımız var. En büyük boyda olanları dev gibi bir hangara ya da depoya benzer. Bunun içinde, uluslararası haberleşme merkezi başta olmak üzere, başkaca işlevleri olan birçok cihaz monte edilmiş durumdadır. Orta büyüklükteki araçlarımız, başka işlevlerinin de yanısıra genellikle hastane olarak kullanılır ve dünyanın atmosferinde konuşlandırılmıştır. Küçük boydakiler ise, esas olarak ulaşım ve nakil işlerinde kullanılır.
    A: Sirius'ta ne türden bir hükümet var?
    X-3: Eski Roma Senatosu gibi bir hükümet; yani, bilge insanlardan oluşmuş bir komite. Bu yönetici komitenin üyelerini, Sirius'un en bilge insanları oluşturur. Onların otoritesi; bilgeliklerinden, bilgilerinden oluşur. Demokrasilerde anarşiye kayma eğilimi her zaman vardır ama bilge insanlardan oluşmuş bir birlik daha stabildir. Sirius'ta savaşlar olmadığından, yönetici komite daha latif konularla meşguldur; toplumun refahı, arkeolojik kazılar, ekolojik konular ve çeşitli gezegen araştırmaları gibi... Kaynakwh webhatti.com: > Sİrİus'tan X-3 İle Temas
    A: Sizin çeşitli uygarlıklarla ilgili deneyimlerinize dayanarak; bir uygarlık ne kadar gelişmişse, savaşma olasılığı o kadar az mıdır?
    X-3: Dünyanızdaki ırkların ve ulusların çok oluşu sürtüşmenin bir nedenidir. Homojenitenin olmayışının yanısıra, dünyalıların doğalarında savaşa doğru ayrıca bir meyil var. Öyle görünüyorki önümüzdeki 8 yıl içinde, dünya insanının yaşama bakışında büyük değişim olacak, ondan sonra gezegeninize dünya dışılılar tarafından kitlesel inişler olacak
    A: Neden şimdi açıkça görünmüyorsunuz?
    X-3: Konsülümüzden aldığımız talimat doğrultusunda hareket etmek durumundayız. Buna göre, dünyalılara ayan beyan görünmemiz için zaman şimdilik erken.
    A: Evrende tek başımıza olmadığımız fikrinin zihinlerde yaygınlaşması savaşların azalmasını beraberinde getirmez miydi?
    X-3: Evet, ama o zaman da dünyalılar; birbiriyle savaşı bırakıp, dünya dışılılara savaş açardı. Zamanı gelince, dünya dışı kökenli varlıklar, kitleler halinde inişe geçmeden önce, dünyalıları psikolojik olarak sakinleştirici telepatik yayında bulunacaklar.
    A: Sizler de bizimle aynı aminoasidleri mi taşıyorsunuz?
    X-3: Hayır.
    A: Ya DNA'larınız, bizimkilere benzer mi?
    X-3: Hayır. Bazılarımızınki 6, bazılarımızınki 12 sarmallıdır. Benzerlikler vardır ama önemli ayrılıklar da bulunmaktadır.
    A: Dünyalıların rahatsızlıklarıyla ilgilenecek doktorlarınız, dünyadaki kliniklerinize gelmeden önce, beşer anatomisiyle ilgili özel kurslardan geçer mi?
    X-3: Evet, sizin zamanınızla 4-6 ay süreyle dünya beşerinin anatomisini ve fizyolojisini, ayrıca, dünya dillerini ve kültürlerini inceleriz; hatta gerekirse, toplumların tarihlerini bile...
    A: Bu kurslarda verilen bilgileri nasıl derlediniz.
    X-3: Her araştırma grubunun bulguları belli bir merkezde toplanır ve biz bu yolla sürekli olarak veri tabanımızı genişletiriz.
    Dünya tarihi boyunca, pek çok araştırma timlerimiz tarafından, gezegeninizin çeşitli yörelerindeki dünyalılar incelenmiştir. Dünya bedenindeki genetik değişikliklerin bir çoğundan da Sirius'lu araştırma timleri sorumludur.
    A: Şimdiye kadar niçin sadece belirli dünyalılarla bağlantı kurdunuz ve niçin onlarla?
    X-3: Bu, kitleler halinde inişimiz öncesine, ön etkinliklerdir. Bunlar durumları bu iş için elverişli dünyalılardır. Dünyaya kitleler halinde inişimiz sırasında bu dünyalı kardeşlerimiz sanki 'köprübaşı' işlevi görecekler. Kaynakwh webhatti.com: > Sİrİus'tan X-3 İle Temas
    A: Can (soul), başka bedenlere enkarne olan ve onlarla simbiyoz bir yaşam deneyimleyen bir yaşam formu mudur?
    X-3: Hemen hemen öyle sayılabilir. Can ya da ruh, farklı bir varlık düzeyindeki eski bir yaşam formudur. Sadece ruhların yaşadıkları; bir bakıma spiritüel okul durumunda olan gezegenler vardır. Kuşkusuz, dünya dışı varlıklar da can sahibidir. Sirius halkı ölüm denen geçişten sonra, ışığın kaynağına dönerler.

    A: Nükleer araştırmalar ve ekolojik etüdler gibi konular hakında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
    X-3: Dünyalıların nükleer silahlarını incelemekete olan araştırma gruplarımız var. Ayrıca, Dünyanın ekolojik sorunlarıyla ilgili arkadaşlarımız gerekli kısmi yardımlarda da bulunmaktalar..




    Yalana bak ya soytarı adam biraz araştırma yapsaymış bari sallamadan önce 2 döl veren hiçbir canlının sayısı artamaz eğer monosex değillerse.
    Ayrıca Dünya dışından gelen bir canlının beraberinde getireceği en ufak bir bakteri bile dünyadaki yaşamın büyük bir bölümünü yok edebilir. Şayet bu yüzden Nasa Voyager gibi galaksinin derinliklerine salladıkları uyduları dezenfekte eder istemeden de olsa bir gezegene düşüp o gezegendeki tüm habitatı yok edebileceği gerekçesiyle. Amerikaya ilk ayak basan beyazların kırılmasının misli fazlası bir etki olacağını düşünün birde.
    Yani uzaylılar olsa da bio kıyafetler giymeden ne biz onların gezegenlerine ayak basabiliriz ne de onlar bizim gezegenimize.




  • Subject 16'in ona güvenme dediği kadının Lucy olduğunu düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0CA6AC1FB -- 12 Şubat 2011; 23:02:10 >
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.