Şimdi Ara

Benimle konuşan hemşireye aşık oldum, sizce benimle hoşlandığı için mi konuştu yoksa iş gereği mi ?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
20
Cevap
0
Favori
423
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Cümleten S.a dostlarım, ben çok fena aşık oldum, geçen gün özel doktora gittim, lobide benim yaşıtım hoş bir kız vardı, neyse misafir odasında yarım saat bekledikten sonra beni doktorun odasına götürdü o kız, ben oturdum koltuğa doktoru beklerken benimle konuşmaya başladı, kız sürekli gülümsüyordu ve gözlerimin içine bakıyordu ben utancımdan 2 saniye bakıp sonra başka yerlere bakıyordum, sorum şu, kız iş gereği mi benimle konuşuyordu, yoksa kendi isteğiyle mi benden hoşlandığı için mi benimle konuşuyordu ona göre kıza açılacağım anlatırım size dostlarım..


    Kız aklımdan çıkmıyor unutamıyorum, beni doktorun odasına götürdü normal bi hemşire hastayı doktorun odasına götürdükten sonra çıkar gider değil mi ? ama bu kız benimle konuştu ve çok güzel gülümsüyordu, gözlerini benden ayırmıyordu hiç ama ben onun gözlerine bakamadım heyecanımdan.. napmalıyım sizce ?









  • Gülücüğe odaklan

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • KelKodVer kullanıcısına yanıt

    4 seanslık işlemim var, daha görme şansım olucak, konuşmaya çalışacağım ve bu sefer gözlerimi ondan ayırmayacağım utanmayacağım

  • 2 gulumseyince asik mi oluyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kız bence işini yapıyordu profesyonel şekilde, güler yüz insan odaklı hizmetlerde olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Bu nedenle üzgünüm ki farklı anlamlar çıkarmak doğru olmayacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 25 Aralık 2023; 23:46:37 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • programmer_onur kullanıcısına yanıt

    Ah be abi valla üzgün üzgün uyuyacam şimdi, ama beni doktorun odasına götürdü istese çıkar giderdi bende tek başıma doktoru beklerdim, ama o benimle durup konuşmayı seçti diye düşünmeden de edemiyorum be abi

  • n201 kullanıcısına yanıt

    Abi gülümsemesi ayrı bir olay, bir çok konuda sohbet ettik, ama sohbet boyunca gözlerini benden ayırmadı gülümsedi onu anlatmaya çalışıyorum bende aşırı etkilendim bu durumdan

  • Ben de üzgünüm kardeşim, doğru olan bu şekilde bakmak olaya bence. Yani sen şimdi kızın her surat ifadesinden veya her sözünden bir paye çıkarırsan sonradan daha büyük hayal kırıklığına kapılabilirsin. Bunu sadece ben değil, forumdaki birçok genç arkadaş da kamusal alanlarda etkileşime girdiğimiz tüm karşı cins mensupları için deneyimledik. Kasiyerler, hemşireler, garsonlar, hatta devlet dairesindeki memurlar. Bunlar meslek icabı sürekli ve insan ayırt etmeden karşısına güler yüz sunmak zorunda ve biz sevgiye aç insanlar olarak bundan farklı anlamlar yükleyerek sonunda üzülen biz oluyoruz hep.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kızı toplamda üç kere daha göreceksin hayatında. Numarasını iste, size de isterseniz müsait olduğunuz bir gün bir beraber birer kahve içmek isterim de. En kötü ihtimalle hayır der...

  • Real RocknRolla R kullanıcısına yanıt

    doğru diyorsun abi, aklımdan çıktığı yok kızın, daha önce açıldığım kızlarda hiç red yemedim ama bunda bir ilk yaşayacağım galiba, en kötü reddedilirim dediğin gibi


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adam hayatında ilk defa özel hastaneye gidince neye uğradığını şaşırmış.

  • Ne boş insanlarsınız!

    Her yüzünüze gülen size aşık olmuyor, anlayın şunu! Gerçi kime neyi anlatıyorum, off!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • çiçek ve çikolatayı hazırlayıp istemeye git bence tam zamanı 😂

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Leon FR kullanıcısına yanıt

    Ben böyle adamlardan korkuyorum ya. Aslında korktuğum kendimim bakma yani. Düşünsene eşin veya kızın, kardeşin neyse işte sevgilin vs vs bir yerde çalışıyor ve işi gereği profesyonel davranarak gelen müşteriye veya hastaya neyse işte gülümsüyor, ilgi alaka gösteriyor ve birileri de "benden mi hoşlandı" diye triplere giriyor.


    Ben de geçen Bim de kasiyerle sohbet ettim baya, kasayı resetledi açılması biraz zaman aldı. Kız bana güldü de, espri de yaptık, sohbet de ettik. Ne yani şimdi benden mi hoşlanıyor ya da ben ondan mı hoşlanıyorum? İnsanların şu ayak üstü sohbet zevkinin bile içine ediyorlar yok bana aşık mı oldu bilmem ne. He kardeşim şu an evlenme hayalleri kuruyor (!)


    He şu var bak onu da vurgulayalım.


    Diyelim senin sürekli gittiğin bir yer var. Orada da bir kadın gördün, hoşlandın ettin. Gidip geldikçe de sürekli görüyorsun çok da hoşuna gidiyor ama. Dersin ki ben senden hoşlanıyorum. Verdiğim örnek ile bu konuyu açan üyenin bahsettiği durum aynı değil bu arada, çok farklı şeyden söz ediyorum. Tam anlatamadım sen eksiğimi kapatıver hocam.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XpressMusic34 -- 28 Ocak 2024; 17:48:16 >




  • XpressMusic34 kullanıcısına yanıt

    Ben de katılıyorum. Profesyonel ortamda müşteri-çalışan ilişkisi üzerinden böyle bir varsayım yürütmek mantıklı değil. Ondan sonra kadınlar toplumda sürekli olarak asık surat gösterince tepki gösteriyoruz.

  • Hocam zaten şöyle bir şey var. Hani derler ya "market kasasındakiler neden herkese abi abla diyor" diye. Mecburen o mesafeyi koymak zorunda kalıyor. Kim bilir günde kaç kişi "kasiyer bana gülümsedi demek ki benden hoşlandı" diyerekten onları rahatsız ediyor.

  • Sonuç nedir?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hepimiz Quasimodo'yuz bu memlekette. Acımasız dünyanın yükünü taşımaktan kamburlaşmış olduğumuz halde hor ve hakir görülen, itilen...

    Öyle muhtacız ki insanca davranılmasına, şefkatle ve tebessümle yaklaşıp su veren ince ruhlu insan bütün dünyamızmış gibi, varlığımız ezelden ona adanmış gibi hissetmeye mecbur kalıyoruz.

    Bana su verdi...


    https://m.youtube.com/watch?v=dy4sDYCweGI&pp=ygUNYmFuYSBzdSB2ZXJkaQ%3D%3D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam normalde ben de eski filmleri severim, eklediğin sahne de esasen epik bir sahne eminim internette gezen herkesin karşısına çıkmıştır. Yalnız kamburlukla ilgili bir örnek vereceksen yabancı film aramana gerek yok Fatma Girik in "kambur" filmi var. Toplum yapımızdan çok şey bulacaksın eğer izlemedi isen.


    Yalnız itiraz ettiğim iki nokta var senin yazdıklarından yarı bağımsız şekilde.


    1)Dünya acımasız diye, yükünü taşımaktan kamburlaştın diye sana gülümseyene "acaba bana aşık mı" deme hakkı verilmiş olmuyor. Sen dünya yükü taşıyıp kamburlaşırken bir diğer tarafta durumu iyi olanlar hayatını sürüyor. Haliyle terazinin iki yanını da görüyorsak bu durumların da iki tarafı var. Ya da şöyle diyelim sen dünya yükünü taşımaktan kamburlaştın diye bu sana "ben çile çekenim benim her şeye hakkım var" deme hakkını da vermiyor. Konuya farklı bir persfektif kazandırmak istiyorum. Mesela adam fırın soyuyor, "bu ekmekler benim hakkım" diyor. Eğer ekmekler senin hakkın ise, fırıncının hakkı nerede? Fırıncı da gidip uncuyu mu soyacak, peki uncu kimi soyacak? Bir kadın ya da adam sana güldü diye "acaba benden hoşlandı mı ki" deyip onu kafaya takmanın karşı taraf bunu bilse ona ne hissettireceğini kestirebiliyor muyuz? Belki pozitif, belki negatif ama konudaki örnekte negatif bir sonucu olacağı kesin zira sebeplerini bu konudaki diğer mesajımda izah ettim. Ya da şunu demiyoruz, ben onu beğendim de acaba o beni beğendi mi? Varsa yoksa bir kendi sevgimizi yüceltme var, bildiğin gibi günümüzde herkes ne kadar "aşk insanı" olduğunu ya da tam tersi "gündelik insan" olduğunu vurgulama gayreti içerisinde.


    Aslında konu eşitsizlikler, adaletsizlikler gibi çok daha karmaşık bir yere gidiyor ben o kadar karmaşıklaştırmak istemiyorum mevzuyu.


    2)İnsanca davranılmasına muhtacız diye, yüzümüze gülene "varlığımız ezelden ona adanmış gibi hissetmeye mecbur kalıyoruz" demek bir nevi fanatizmdir. Mesela siyasi parti fanatikleri, futbol fanatikleri de böyledir. O partilerin ya da futbol kuluplerinin liderleri ortaya iki tane afili laf koyarlar ve fanatiklerin yüzlerine gülerler haliyle fanatikler de "varlığım senindir, be bu siyasi oluşum için / futbol kulubu için ölürümmm" demeye başlar. Eğer sen ailen için ya da hayatındaki sevdiğin insanlar için ya da ülken için ölmeyi göze alırsan ben buna saygı duyarım ama bu çok başka bir konu.


    Futbol ve siyaset örneği verme sebebim ise, günümüzde ülkemizde en çok ilgi gösterilen iki konu oldukları için.


    Ya da şöyle özetlesem doğru mu ifade ederim bilmiyorum.


    Demişsin ya üstte "şefkatle ve tebessümle yaklaşıp su veren ince ruhlu insan" diye. Bugün o suyu bedava veren yarın sana o suyu parayla işettiriyor ya da seni onun elinden su aldığına pişman ettiriyor. Kime sorsan günümüzde kimseden bir bardak su almadan yaşamaya çalıştığını beyan eder. Elbette yardımlaşacağız, elbette birbirimizi seveceğiz bunlar bambaşka şeyler.


    Ayrıca her su veren ince ruhlu değil mesela adam/kadın hanzonun önde gidenidir ama o an babasının hayrına bir su veresi gelmiştir. Bizler anlam yüklemeyi çok sevdiğimiz için hemen yüceltiriz toplum olarak.


    Bizde bir laf var, kör ölür badem gözlü olur diye hiç duydun mu hocam? Hödüğün önde gideni insanları bile yüceltiriz toplum olarak.


    Belki bundan on yıl önce bana sorsan bunu söylemezdim ama günümüzde maalesef durum şuna evrilmiş vaziyettedir. Senin yazdığın gibi "işte bak bu aslında bu senin hakkın" temalı konuşanların (genel anlamda bu var) bu tarz eylemleri gerçekleştiren veya aklından bunları geçirenlere cesaret verdiğini düşünüyorum ve yanlış buluyorum.


    Mesela sendikaları çağrıştırıyorsun bana hocam. Bizim işyerine de gelir sendika yetkilileri tanıtım yapmak adına. Derler işte "sen eziliyorsun, bu senin hakkın, şu senin hakkın, sen aslında şöylesin , sen aslında böylesin" Günün sonunda son model arabalarına binip gidiyorlar sen yine otobüse devam ediyorsun ve taksitle araba alma hayali kuruyorsun. Sendikaları dedim ama kişisel gelişimci konuşmacılarda da var bu gibi şeyler. "Sen aslansın, sen kaplansın" tarzında.


    Belki sana toz pembe geliyor bilmiyorum belki de ben bu mevzuya çok karamsar bakıyorum. Şöyle bir şey hayal et, bir adam olsun veya kadın bu insanlar hayatın sillesini yemiş olsun. Bir başkası yüzüne güldü diye onun sapığı olanlar var. Takip edenler, rahatsız edenler var. Dönüp sana "ben dünyanın kahrını çektim, kamburlaştım sen benim hakkımsın" dese acaba ne yanıt verirsin çok merak ediyorum. Kişisel yetersizlik veya özgüven eksiklikleri yaşayan insanların,gün içerisinde toplumda yüzüne gülenlere ya da yakın alaka gösterenlere karşı platonikleştiğini gözlemliyorum. Ya şu var, kadın belediye otobüsü şoforleri var bildiğin gibi, bu şoforlere "bana her bindiğimde günaydın, iyii akşamlar" diyor falan diye internette yazanlar var. Altına "günde yüzlerce kişiye diyordur" diyenlere de "yoo hiç de öyle değil" diye itiraz edenler var. Tabi o belediye otobüs şoforunun bu kişiye gerçekten ilgi duyacağı da bir ihtimal, ilgi duymayıp sadece işini profesyonelce yaptığı da bir ihtimal. Hangisi daha ağır basıyor?


    Aslında bahsettiğin ve alıntısını yaptığın şey çok özel bir şey gerçekten. Ben senin ana fikrini tamamen anlıyorum ama günümüz realitesine uyuşmadığı için bu itirazları yapma gereksinimi hissediyorum. Günümüzde milyon çeşit sapık ve sapık ruhlu insan var ve kadını erkeği farketmiyor (konuyu açandan bağımsız söylüyorum) Sen bu alıntıyı belki 10 yıl önce yapsan inan benim bile tepkim çok farklı olurdu, toplumun da tepkisi başka olurdu diye tahmin ediyorum. En sonda yazmışsın ya "bana su verdi" ya hocam şu meseleden bile birinin sapığı olanlar var hatta örneği vardı. Adamın biri sokakta dolaşan birine yemek ısmarlamış, adam da onun peşinden ayrılmaz olmuş "bana yemek aldı bana yemek aldı" hesabı. Netice itibariyle bir süre sonra adam rahatsız olmuş bu durumdan.

    Bak esasen bu örnek senin mesajının ana fikrini daha net özetliyor. Ben zaten ana fikrine saygı duyuyorum hocam.


    He hocam diyeceksin ki ya kardeşim ilk görüşte aşık olanlar var, birbirini iki kez görüp evlenip mutlu olanlar var. Hocam bunlar da elbette var kimse de itiraz etmiyor. Mesela adam bir iş seyahati için bir günlüğüne bir yere gidiyor, oradan tanıştığı biriyle yakınlaşıyor ve evleniyor. Düşün yani bir kez gördü aslında ama hoşlanma durumu oldu ve sürekli görüşüp evlenme kararı alıyorlar. Bunlar da elbette var hocam. Mesela diyelim sen dişçiye gitsen işlemin üç gün sürecek olsa, o üç gün gidip geldiğin ortamda da biriyle yakınlaşıp ilişki kurabilirsin bu bambaşka bir persfektif. Ancak konuyu açanın bahsettiği bambaşka bir şey.


    Yanlış anlaşıldığım bir nokta var ise lütfen ikaz et düzelteyim, izah edeyim. Biraz sana tepki göstermiş gibi oldum ama aslında tepkim sana değil hocam yanlış anlamayasın lütfen.




    Saygılarımla




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XpressMusic34 -- 30 Ocak 2024; 14:6:1 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.