Şimdi Ara

Better Call Saul (2015 - 2022) | Bitti (230. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4.635
Cevap
90
Favori
166.081
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 228229230231232
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sedat_60 kullanıcısına yanıt

    Ben de merak ediyorum Netflix’e ne zaman gelecek acaba?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Finali tam olarak sindirebilmiş değilim ama keşke bir sezon daha izleyebilseydik. Çekimlerle, oyunculuklarla çok güzel mesajlar veriyor, ince ince dokuyorlar resmen ve bunu sıkıcılıktan uzak bir şekilde yapıyorlar, tekrar izlenesi bir dizi oldu benim için. Diziyi unuttuğum için oturup baştan izledim ve yine hiç sıkılmadan çifter çifter izledim.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Hala Howard kalbimde yaradır.





  • < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şu an Breaking Bad 2. sezon izliyorum da buna ne zaman başlayayım?

  • Konuya dahil olmayan adam kullanıcısına yanıt
    Buna daha önce başlaman lazımdı. Geçmişi anlatıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • glumerna G kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler. Zaten 2. sezondayım ara veririm artık.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Konuya dahil olmayan adam kullanıcısına yanıt
    Son sezonda bbnin ilerisine değiniyor bir miktar ama genel olarak geçmiş.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuya dahil olmayan adam kullanıcısına yanıt

    Ben arkadasa katılmıyorum. Önce BB sonra BCS izlenmeli. BCS her ne kadar BB din öncesini anlatıyor olsada sonrasında çekildi ve kısa kısa siyah beyaz sahnelerle sonrasını da anlatıyor. Son sezonda sonrasıyla ilgili 3 tam bölüm olması lazım. Final de sonrasıyla ilgili. Zaten öncesi ile ilgili olamazdı çünkü öncesi BB e bağlanıyor. BB izlemeden BCS izlersen o sahne ve bölümler anlamsız gelecek


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 6 sezon diziyi izledim ve bitirdim.

    Beğendiğim biri dizi oldu. Breaking Bad' tabi ki daha iyi ama bu da kendi içerisinde tutarlı tarafları olan güzel dizi


    izlenir

  • EnergyHill kullanıcısına yanıt

    bunun yarısı bile kadar kaliteli dizi yok hocam izlenecek


  • Chuck'ın evine girerken neden kendini topraklıyor?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuya dahil olmayan adam kullanıcısına yanıt

    Jimmy dışarda izole yaşamadığından ister istemez vücuduna elektrik alıyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • cokbaska kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler 👍

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Konuya dahil olmayan adam kullanıcısına yanıt

    Çok iyi hatırlıyorum okul yıllarında elektrik bölümünden staj gören arkadaşlarla tokalaşdığımızda bizi elektrik çarpardı

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yarın başlıyorum serüvene. Bakalım nasıl bir tat bırakacak.

  • Vince Gilligan detaycılığı diye bir şey var işte. Nasıl bir anda 26 bölüm devirdim bilmiyorum. Breaking Bad gibi bir efsaneden sonra aynı tadı verecek, hikayenin sonrasına göndermeler yapacak iş çıkar mı deseler şaşırırdım.


    Sinema tv öğrencisi olsam kalem kağıt alır her detayı noktasına virgülüne yazardım. Şapka çıkartılır.

  • Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    demek saul'un sonu hapismiş... güzel diziydi. lalo , nacho ve hamlin karakterlerini çok başarılı buldum. özellikle final sezonunda çok şaşırdığım sahneler oldu nacho ve lalonun ölümlerinde baya heyecanlandıgımı hissettim. güzel iş çıkarmışlar.
  • Ben 3. sezonunu bitiriyorum. Bu dizi breaking bad den daha iyi geldi bana. O başroldeki abla nası 50 yaşında onu çözemedim henüz 

  • Vince Gilligan ve Peter Gould şaheseri. Spin off yapan dizi sayısı elbette fazlasıyla mevcut. Fakat bir işin, kaynak diziyle bağlantısının olması onu iyi yapmıyor. Better Call Saul izlediğiniz zaman bunu fark ediyorsunuz. Breaking Bad içerisinde yaşanan hikaye dinamiği, çok basit bir 'mayonez' muhabbeti bile bir yerden bu diziyle ucu ucuna birleştirilmiş. Tüm dizi ekibinin verdikleri muazzam emek öylesine belli oluyor ki evrene adeta bir lezzet katıyor. Vince Gilligan detaycılığı üst düzey. Böyle olunca gösterilen alalede herhangi sekans seyircinin kafasında ''acaba burada ne saklı'' sorusunu sordurur. David Attenborough nasıl ki hayvanların ruhunu yansıtıyor ise Gillian da tam anlamıyla çölün tüm aerodinamiğini ekrana yansıtmakta tam bir usta. New Mexico coğrafyasının tenhalığını öylesine sanatsal dokunuşlarla, sinematografiyle göstermek çok zor bir durum. 


    Her geçen sezon dizi çıtayı hep bir üstüne koyarak gitti diyebilirim. Karakterlerin bize ilk gösterildiği durumla, dizinin bitişi arasındaki durumları arasında Scorsese'nin, The Irishman filminde; mafya babalarının zevkle yemeklerini yiyip filmin bitişinde yemeklerini bir pipetle yemek zorunda kalması gibi bir hal söz konusudur. Hem yaratılan karakterlerin çok iyi olması hem de oynayan tüm oyuncuların rollerini muazzam yansıtmaları bu diziyi çok yönlü hale getirdi. Gereksizdi diyebileceğimiz tek figür yoktu herhalde. Baştan sona kadar insanların yollarının ne kadar kırılgan, değişken olabileceğini çeşitli suçlar üzerinden gösteren, ağızlarda hep Breaking Bad tadı bırakan özel bir dizi. Buyrun sadece Bagman bölümünü izleyin neo-western filmi kalitesinde eşsiz bir kısa.


    Sanırım diziyi karakterler üzerinden açarsak ne kadar destansı bir dizi olduğunu daha iyi anlatabiliriz.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Jimmy McGill/Saul Goodman/Gene Takavic: Açılış siyah beyazla, Gene Takavic ile yapılır. Olayların tepetaklak gittiği ve işlerin artık tam da buraya geldiği anlaşılır aslında. Bu siyah beyaz sekanslar sonlara doğru artar ve sahneler kendini tamamen buna bağlar. Breaking Bad ile tanıştığımız, son derece kaypak bir karakterin aslında dizide izlemeye başladığımız karakter ile pek alakası yoktur. Peki ne oldu da çöl hikayesi, siyah beyaz bir sovyet dramasına döndü. - Her insan için çocukluk, temeli henüz atılmaya başlamış inşaattan farklı değildir. En ufak bir bozukluk ilerde onarılması gereken çok ciddi problemlere yol açar. Babasının insanlara yardım etmek için yanıp tutuşması ve insanların bunu suistimal edip tipik bir riyakarlık ile bundan yararlanmaya çalışması elbette Jimmy için vazgeçilmez bir video kaydıdır. Dükkanın paralarını yavaş yavaş cebine atıp iş yerinin kapanmasına sebep olacak kadar ileri gider. Ailesinin aşırıldığını gören çocuk bir zaman sonra bizzat kendisi bu işin içine girer. Şişman arkadaşı Marco ile insanları tokatlayan bir karakter Jimmy. Fakat bu normal dolandırıcılıktan öte, Jimmy'nin bundan aldığı teatral haz ve bu oyunculuk çerçevesinde paranın geliyor oluşu onu farklı kılar. Kağıt, fotokopi işlerinde çene çalan adam zamanla kendi kişisel hırsıyla avukat olur. Mezun olduğu üniversitenin (university american of somoa) niteliği ve Jimmy'nin oyunbaz dolandırıcılığı birleştiğinde burada çarpıklık başlar. Güzellik salonunun arka tarafında derme çatma bir odada, mesaj beklemekle geçer günleri. Bulunduğu salonda rahatça salatalık suyu bile içemeyen, avukat olduğunu kendisine söyleyince, abisi tarafından sarkastik kahkalarla karşılanan bir adamdır kendisi. Elbette sokakta büyümüş, ağzı laf yapan, zeki birisi için avukatlık son derece uygun bir meslek. Fakat işin içine kendi emellerine yarayacak şekilde suç işlemek de girince abisinin gözünde 'yıkım'dan öteye gidemeyen bir adam görürüz. -Mike'ın bir sözü vardır ''onurlu hırsızlar ve alçak rahipler'' temalı. Jimmy McGill için diyebileceğimiz şey sanırım onurlu bir hırsız olduğudur. Çünkü ancak böylesi insanlar 7 yıl yerine 86 yıl hüküm giymeyi tercih ederek kendilerini kanıtlar. Tabii ki gelişigüzel yaşar, planlar yapmaz. Cliff & Main şirketinde arabası verilir, ofisi olur, hatta istediği masa bile sipariş edilir. Gün gelip istifa etmeye çalıştığında, bir yıl geçmeden istifa edildiğinde primlerin ödenmek zorunda olduğunu öğrendikten sonra kendini kovdurmaya çalışması sanırım Jimmy'i özetler. Tek kelimeyle grotesk bir tipleme. Chuck'ın vasiyeti okunurken Kim ağlarken kendisi gevrek yer. Annesi son nefesini verirken bile o kafeteryada yemek peşindedir. O siyah beyaza dönen introlar Jimmy'nin yavaşça suçlu haline geliyor olmasından mıdır yoksa vhs kaseti tekrar tekrar izleyerek kullanılmaz hale getirişinden midir bilinmez.Bu adamın en tuhaf avantajı ise Kim Wexler. Aslında diziye biraz daha uzaktan bakarsak mantıklı olanın Hamlin - Wexler çifti olduğu çok net anlaşılır. Karakteri böylesine problemli olan biri nasıl olur da Kim gibi bir kadını kendisine bağlayabilir... İzlediğim onca dizinin arasında dinamiği bu kadar sağlam bir çift herhalde yoktur. Seni seviyorum cümlesini sadece birbirlerinden ayrılırken kullandılar. Evlendiklerinde sanki fast food siparişi vermişler gibi davranırlar. Görkemli evlilikleri, zoraki yapmacıklıkları olmadığı için ve en önemlisi dayatmaları olmadan sınır çizibildikleri için bu kadar tutkulu kaldılar. Günümüzdeki en büyük problemler bir tanesi insanların ilişkilerini sınırsız yaşamaları, kendilerini alan bırakmamalarıdır. Kim&Jimmy ikilisi bu uyumu gerçekleştirdiklerinde tensel uyumun ötesinde bir bağlantı kaçınılmaz oldu. Bağlandığı kadın işinden olmasın diye her türlü yolu deneyen bir adamdı Jimmy. Her şey aslında tepetaklak olabilecekken ani kararlarla ofis de açtılar, HMM'e yol da verdiler. Tabii ki evlilik yüzüğü yoktu Jimmy'nin parmağında. Geçmişten gelen, dolandırıcılık yaptığı arkadaşı öldüğünde onun parmağındaki yüzüğü alıp yoluna devam eden bir adamdı. Nihayetinde de başkaları için zehir niteliğinde olan bu ilişki bitmek zorunda kaldı. Nihayetinde bittiğinde de bizler Saul Goodman'ı sahnede gördük. - Kim bir keresinde ona tavsiye verirken 'hukuk katedrali' fikrini verir. Saul gömleğini üzerine geçirdiğinde evinde Zeus portresi, büstler bulunduran bir adam olur. Ofisinde ise iyon başlıklı dekor sütunlar, grek döneme çağırışım yapan yazılar vardır. Kim'in bahsettiği bu katedral Saul'un karanlık yüzüyle beraber çarpık bir hal alır. Böylesine değerli, sanatsal çağırışımlar yapan görüntünün altında kartellerden paralar alarak suçlara yardım ve yataklık eden bir avukat vardır artık. Ofisi ise hukuk bürosundan çok New Mexico acil servisi gibidir. Olabildiğince suçlu; pasaklı halleriyle burada kırılgan bir adaleti bekler. Güzellik salonunun arka odasında bu kasvet artık tümden postmodernist büronun içerisindedir. Hatta bu kopya katedral içerisinde bir müvekkil idrarını yapar. Saul Goodman'ın yaratmaya çalıştığı adalet terazili kutsal tapınak, sokak sürülerinin ana mekanı olur. Intro'da renkli kravatların altından tarantulanın geçiyor oluşu işte bu yükseliş gibi görünen; acınası düşüşün sembolüdür. Keetleman ailesinden gördüğü şişme özgürlük heykeline benzeyen komik bir kopyayı ofisinin yakınlarına koyar. Çünkü onun özgürlük anlayışı ofisine koyduğu, masasına devrilen sütunların dekor olması kadar sahtedir. Her ne kadar kendini televizyon reklamlarıyla, afişlerle tanıtmaya çalışsa da kendi kendisini tanımlayamayan Salamanca'nın avukatı olarak dilden dile yayılan adamdan fazlası olamayacaktır. Ve inşa etmeye çalıştığı bu adalet katedralinin geliri sınır ötesinden aldığı idrar ve uyuşturucu kokulu balyalarla sağlanarak kendisini tuhaf ayak masajlarıyla tatmin eden bir avukata yüzünü döner. Aslında o salatalık suyunun içilmesine izin verilmeyen adamdır hala. Ve bizler artık suratımızı siyah beyaza çevirerek Gene Takavic ile tanışırız. -SG buradaydı. Oradaki adam kapı kapandığında acil çıkış kapısını açamadı. Çünkü kapıyı açtığı sırada polislere haber gideceğini biliyordu. Sürekli bir rutini vardı artık. Hamuru hazırlayan, sipariş dağıtan, çöpleri toplayıp ofisi kilitledikten sonra yanında çalıştığı kadınlara 'iyi geceler' diyen bir adam geldi karşımıza. Saul Goodman ile kendini tanıtmak için yırtınan kişi, artık tanınmamak için türlü hallere giriyordu. Ne kadar ismini değiştirmeye çalışırsa çalışsın yine illegal işler yapmak için planları vardı elbette. Sonunu getiren ise bir yaşlı olan Marion oldu. Bilgisayarında sadece kedi videoları izleyen kadın artık adamımızı tanıyıp onu ihbar etti. Sandpiper ile olan yaşlıların hikayesi işte böylece Marion ile bir yere vardı. Elbette ona zarar veremezdi. Jimmy için her yaşlı kadın tatlıca cömertlikler yaparak onların kalbini çaldığı annesini hatırlatıyordu belki de. Zamanında çöpten karıştırıp bulduğu Sandpiper dosyaları onun hayatında yeni bir şekil vermişti ve yine çöpe girip arama yapmak üzere telefonunu orada kaybeden, polislere yakalanan Takavic'in hayatında yeni bir yer açtı. Çıktığı mahkemede 7 yıl ile kurtulabilecekken, Chuck'ın intiharını ''hayır bu bir suçtu'' diyerek üzerine alıp hüküm giyerken farkında olmasa da aslında o an kendi gerçek katedralini oluşturdu. Yarattığı dünyadan memnun olmayarak kendi dölleriyle orayı kutsal hale getirmeye çalışan bir Zeus gibi değil, bu sefer 86 yıl ceza almayı beis görmeyerek, çarmıha gerilen bir İsa gibi demir parmaklıkların ardında kendi stigmatasını yaratarak yapacaktı bunu. 


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Kim Wexler: Çocukluk demiştik sanırım. İşte onun da Nebraska'ya uzanan çocukluğu neden Jimmy ile kol kola verdiğini ve çok önemli işlerinden istifa edip neden macera arayışına girdiğini açıklar. Küçükken okulunda çaldığı küpeler, bunun annesi tarafından kollanıyor oluşu ve sağlam bir aile yapısının olmaması Kim için doneler verir. Hatta öylesine verir ki, çaldığı küpeler dizi boyunca Kim'in kulağında kalmıştır. Jimmy ile bunun dışında ortak olan yanları klasik ofis işleriyle uğraşıyor oluşudur. Birbirlerinin dudaklarından alıp içlerine çektikleri şey aslında aynı dumanı soluyor olmalarının alegorisidir. Kendisini tanımlayan iki tane şey vardır. Zafire onejo'nun ona özgürlüğü çağrıştırarak 'queen' havası veren tıpası ve Tucumcari'nin atlı adamı. İşte bu çölde, vahşi atın üzerinde duran kişi bizzat Kim Wexler'ın kendisi, at ise Jimmy'dir. Beraber olduklarında bu vahşi atın eğerine tamamen hakim olarak onun hunharca koşmasına engel olan bu kadındır. Ayrıldıklarında ise bu atın çölde ortalığı nasıl birbirine kattığı görülmüştür elbette. Özgür olma tutkusu bira şişelerini balkondan aşağıya fırlatarak, çok önemli bir işten ziyade direksiyon kırıp geriye dönerek Hamlin üzerine oynadıkları oyuna kendini kaptıracak kadar gözü dönmüş biri elbette. Bu oyun başarılı olduğunda ise birbirleriyle sevişecek kadar üst noktada haller vardı. Onun için hikaye siyah beyaza döndüğünde ise eşiyle mayonez muhabbeti yapan, barbekü partilerinde saçma muhabbetlere maruz kalan ve eşiyle tutkulu sevişmek bir yana sadece ''yeap, yeap yeap'' edaları ile işini halleden bir New Mexico kertenkelesiyle beraberlik vardı. Vicdan insanın tanrısıdır düsturuyla hareket ederek Hamlin'in eroin hikayesini uydurduklarını yıllar sonra eşine itiraf etmiştir. Otobüste ağladığı sahne ise son zamanlarda izlediğim en iyi bireysel performanslardan birisiydi.  Her şeye katlanabilir ama Jimmy ile olan ilişkilerine laf edenlere asla. Genelde bu yaşandığında geriye döner, tam bir maskülen edayla kızarak karşısında erkeği abondone eder bu harika dişi. Breaking Bad'de eğer Walter White'ın eşi Wexler gibi biri olsaydı kabul edelim ki House of Cards'da; Frank ve Claire'i çok rahat alt ederlerdi


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Chuck McGill: Ailesinden uzak okuyan, gençliği kardeşinin paraları aşırmasını öğrenmekle geçmiştir. Annesinin ölüm döşeğinde beklerken son sözü ''Jimmy'' olur. ''Hayır anne benim oğlun Chuck'' der ve annesi bir kere daha Jimmy dediğinde yanıbaşında Jimmy yoktur. İşte bu adamın orada bıraktığı gözyaşlarını kabullenmek zordur. Jimmy vızıltısı hayatının her yanını etkileyecek psikolojik bir rahatsızlığa döner. Onun için hukuk çok kutsaldır. Kardeşinin dönüşeceği suç potansiyelini de elbette en iyi o biliyordu. Dizi boyunca karaktere edilen hakaretleri duyunca biraz üzüldüm. Evet sanki kardeşinin önünü tıkıyormuş gibi görünebilir fakat bunun en büyük nedeni de hukuk denen olgunun düzenbazlıkla karıştırılmaması gerektiğidir. Son derece üzücüdür aslında yaşadıkları. Ve aşırı derecede tahammülsüz, kasıntı bir adamdır. Jimmy akşam yemeğine geldiğinde avukatlık şakalarından sıkılıp sevgilisine bahane uyduralım işareti yapar ama kadın bunu görmez bile. Jimmy'nin şakalarına güler durur. Aynı akşam yatağa girdikten sonra Chuck bir avukatlık esprisi yapmaya çalışır fakat Rebecca buna gülmez. Chuck o an, böylesi bir adam olmadığını acı şekilde tecrübe eder. İstemediği halde bir şekle bürünmeye çalışmak insan için en zor şeydir. Sigara bağımlısı için bunu bırakmak, sosyal fobili için insanların arasına karışmak ya da kleptoman için çalmamaya gayret etmek. Bu örnek hepsi içinde bulunduğu kişiler için katlanılamaz ruhsal azaplardır. Chuck için de bu böyle bir durumdur. Sayıları karıştırmadığını kanıtlamakla başlayan acı süreç, ortaklıktan atılmasıyla devam etti. Hayatında tutunduğu tek şey olan avukatlık, sarmaladığı temal battaniyeydi onun için. Onun aydınlığı olan gaz lambasının yere düşüşüyle, yanarak ölümü bir tezahür edelim. Bunları düşündüğümüz zaman o exit yazısının, hayattan böylece çıkıp gitmenin ne kadar ağır olacağını sanırım hissedebiliriz.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Howard Hamlin: Bu karakter seyircinin iki yüzlü oluşunu adeta bir Hanele diliyle anlatır. Bizi hiç yakın olmayan, önemsiz, saçına ve giyimine dikkat eden züppedir seyirci gözünde. Fakat sezonlar ilerledikçe depresyonla mücadele eden, aslında herkese karşı iyimser ve söylediğine göre haftalardır misafir odasında karısından ayrı yatmak zorunda kalan birini görürüz. Jimmy ve Kim de böyle görür. Hazırladıkları şeylerin organizeliği ve ne kadar kötücülüğü üzerine konuşmama gerek yok zaten. Lalo Salamanca'nın tetiği çektiği an fışkıran kanın, planı hazırladıkları tablonun üzerine düşmesi aslında ne kadar büyük bir felaket olduğunun acı bir göstergesi. En çok da onun ölümüne üzüldüm herhalde. Ve ölümü için oluşturulan intihar süsüne. Çölün dışarısına tek sahnede çıktığımızda ayakkabılarını gördük. Cüzdanı üzerinde yüzüğü, Namaste plakasıyla arabası. Cesedi eşyalarından çok daha uzakta, Breaking Bad'de sinekli bölümün musallat olduğu meth yapılan yerin hemen altında. Bir kuzu olan Howard'ın yanında bir kurt olan Lalo'nun cansız bedenleri. Ortaçağ'ı çağrıştırır nitelikte bir dance macabre. Günahlarıyla bir kartel de olsan şakalarla aşağıya çekilip infaz edilen tertemiz bir adam da olsan cesedin toprağın altında. Artık ne kadar yakın olduğunun hiçbir önemi yok. Yarı tanrısal bir karakter olup bizi oradan oraya koşturan Mike dedeme, tek varlığı olan babası ve masumlara zarar geldi mi diye soran sefil gariban Nacho'ya ayrıca selam olsun. 


    Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyor iseniz, iyisi mi Saul'u arayın.





  • Finali beni çok üzdü, artık amerikalılar yapım sonunda günah çıkarma işinden vazgeçmeliler.

  • 
Sayfa: önceki 228229230231232
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.