Şimdi Ara

Bilim31'ci nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
197
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Esen olsun, son zamanlarda sosyal medyadaki ve çevremizdeki birçok kişi için bu alaycı etiket kullanılıyor. Tam anlamı nedir, okudum birçok yerde ne olduğunu; "youtube da izlediği veya sağ solda duyup okuduğu bilimsel/akademik doğruları ya da yanlışları ezberleyip etrafa satan "entel" kişiler"e mi deniyor?


    Ben de çoğu zaman araştırdığım akademik makalelerdeki bilgileri bir ortamda yanlış bilgi konuşulduğunda söylüyorum. Ben de mi bilim31cisiyim?


    Şimdi bu konu açılmışken benim kafama takılan bir şey var... Ben bir vatandaş olarak bilimsel gelişmelerden haberdar olmak istiyorum ve bunun için bu zamana kadar yaptığım metotlar şunlardı; Evrim Ağacı gibi kanalların videolarını izlemek ve internet forumunda araştırmak, saygın üniversitelerin araştırma makalelerini okumak (genellikle google scholar'dan yapıyorum), Teke Tek Bilim gibi tv programları takip ediyorum. Eğer bunlar yanlışsa bu şekilde öğrenilen bilgilerin bir değeri var mıdır? Bilim31ci olarak etiketlenmeden bilim nasıl öğrenilir? Karışık olduysa soruları toparlayıp sormak istiyorum...


    1. Bilim31 nedir?
    2. Ben de mi bilim31cisiyim?
    3. Bilim31ci olarak etiketlenmeden bilim nasıl öğrenilir?
    4. Kimler "aslında" bilim31cidir? Yani eğer evrim ağacı gibi kanallardan veya celal şengör gibi isimlerden bir şeyler öğreniyorsak (çoğu kişi öyle yapıyor) ve bu bizi bilim31ci yapıyorsa o zaman bilim adamı olmak dışında gerçek bilimi hiçbir zaman öğrenmiş olamayacak mıyız? Akademik araştırma yapmak yeterli değil mi anlamadım, bunu tartışabiliriz kafam karışık...








  • up

  • Bilim31 nedir bilmem ama böyle şeylere takılmak anlamsız. Youtube güvenilir bir bilgi kaynağı olabilir ama hangi videoları izlemek gerektiğini bilmek çok önemli. Muteber ve/veya akademik ya da akademi kökenli kaynakların yayınladığı videolar bilgi kaynağı olarak kullanılabilir ama kerameti kendinden menkul hesapların yayınladığı videolar bence böyle bir özellik taşımazlar. Bu nedenle bilim konusunda güvenilir bilgi edinmek için Youtube ilk başvuru kaynağı olamaz. Bilim konusunda en güvenilir kaynak daima atıflı bilim dergilerinde yayınlanan makalelerdir. Ancak bunlar çoğu kez paralı abonelik ile çalışan dergilerdir ve dilleri ile matematiği akademik olduğu için anlayıp özümsemesi çok çok zordur. Bu durumda üniversitelerin kendi siteleri de bir kaynak olarak kullanılabilir. İngilizce Wiki de güvenilir bir kaynaktır. Türkçe Viki için aynı şeyi güvenle söyleyemem. Bir başka kaynak da kitapçılardaki ders kitaplarıdır. popüler bilim kitapları da bir yere kadar yardımcı olabilirler ancak popüler bilim kitapları biraz sıkıntılıdır. Örnek vermek gerekirse; Hawking'in "Zamanın Kısa Tarihi" isimli popüler bilim kitabında, Hawking radyasyonunu sıradan okuyucu anlayabilsin diye, Hawking "olay ufkunda parçacık-anti parçacık çiftlerinin oluşması ile açıklamaya çalışmıştır. Ancak 1974 tarihli makalesinde Hawking çok farklı bir dinamikten söz etmektedir Hawking radyasyonu için.


    Kısacası;

    1. Popüler bilim kitabını kimin yazdığına bakmak gerekir.
    2. Sokaktaki insana hitap etsin diye bazı bilimsel fenomenler yanıltıcı bir şekilde aktarılabilir, buna dikkat etmek gerekir. Örneğin tramplen üzerindeki bowling topu analojisi yanlış bir analojidir ama uzay zamanın bükülmesinden söz ederken sıradan okuyucuya bunu matematik diliyle aktaramayacağı için yazarlar böyle yanıltıcı görsel canlandırmalara başvurabilmektedirler. Keza akademide Big Bang diye bir şey yoktur ama popüler bilimde bu tanım sürekli karşımıza çıkar.


    Çevresinin ne dediğine takılmak insanı yorar ve kısıtlar. Bilimi öğrenmek isteyen öğrenir, başkasının ne dediğine bakmaz.





  • Türkçeye çevrilen popüler bilim kaynakları da kendi içinde çok ayrışıyor. Feynman'ın Kuantum Elektrodinamik Kuramı'nı (QED-KEDİ) anlattığı kitabı gibi. Misal o kitap ders kitabı gibi ağır bir kitaptır. Feynman da o kitabına hibrit - popüler ve ders kitabı arası - der. Böyle hibrit popüler bilim kitapları türedi. Piyasada bolca varlar. İlginizi çeken bir konuda bir tanesini alıp onun üstünde kafa patlatmak ve sonradan Torlak Kemal'in saydığı başka kaynaklara - kendisinin söz ettiği bityeniklerine dikkat ederek - geçmek tavsiye edilebilir.


    Bilim31ci diye bir şey ben de hiç duymadım. Ama bilim bilimin dışındaki başkalarının bilim hakkında ne düşündüğünden bağımsızdır. Birisinin aktardığı "bilime" müdahale edebilirsin. Yanlış veya eksik aktardığı "bilimine" gene bilimle karşılık verebilirsin veya tamamlayabilirsin. Ama aşağılayıcı bir konnotasyon yükleyerek bilimci deyip küçümsüyorsan zaten Ad Hominem - tartışmada mantıksızlığın veya akılsızlığın bir formunu - sergiliyorsundur. Bu durumda zaten ya kendin "bilimi iddia edip de bilimden anlamayan bilimci" durumuna düşüyorsun ya da daha da beteri bilimi küçümsediğin veya dikkate almadığın için bilime dayanarak konuşana bilimci demiş oluyorsun. Kısaca bilimci diyerek küçümseyenler - en azından bilim hakkında bilimle konuşmadıkları sürece - ciddiye alınabilir bir tavır içerisinde değiller. Evrim karşıtlığı yapan birisinin bilimci demesinin bir önemi yok mesela. Bilimle ona cevap verebilirsin. Ama onun bilimin - akademik veya popüler - sınırlarının dışında kaldığı gerçeğini değiştirmiyor. Bilimin sınırları dışında kalmak da - canlıların gelişimi gibi - bilimin ele aldığı bir konu mevzubahisse, a big no. Çok büyük bir faul. Büyük bir bilim cehaleti. Bilim hakkında cahil olan birisinin bilim veya bilimle samimiyetle ilgilenen birisi hakkında fikri ne kadar değerli olabilir? @Harbiyeli 3779

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • @Nat Alianovna

    Doğru diyorsunuz ben de başkalarının düşüncelerini çok fazla umursamamaya çalışıyorum fakat bu konu beni biraz arada bıraktı çünkü atıyorum ben ortaya bir bilgi sunduğumda "şempanzelerin, beynindeki konuşma ve kısa süreli hafıza kısımları birbirine çok yakın olduğu için kısa süreli hafıza bölümü konuşma bölümünden daha fazla büyüyerek o kısmın gelişememesine sebep olmuştur"(örn.) dediğimde bir tuhaf hissetmeye başladım zira bunu keşfeden, tanıyı koyan, araştırmayı yapan ben değilim dolayısıyla ben bu bilgiyi bilmem kaçıncı elden alıyorum kim bilir?


    Dolayısıyla böyle bir trip hali oluştu. Gerçek doğru bilginin ilk elden kanıtlanmadığı sürece o konu hakkında bilir kişi olup araştırma yapılmadığı sürece konuşulmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Aslında biraz felsefik boyutu olan da bir konu sanki... Neyse ben alacağımı aldım teşekkürler, kafayı daha fazla yakmaya gerek yok...

    @Torlak Kemal




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Harbiyeli 3779 -- 8 Şubat 2024; 23:17:40 >




  • Harbiyeli 3779 kullanıcısına yanıt

    Bilimsel bilgiyi paylaşırken referans verirsen böyle bir geri çekilme oluşmaz diye düşünüyorum. Onun için bilimsel bilgiyi alıp aktarmak kadar, o bilgiyi üreten bilim adamlarına da hak ettikleri saygıyı göstermiş ve bilginin kaynağını vererek iki amaca hizmet etmiş olabilirsin. İlki, söylediğin verinin uydurma ya da senin hayalinin bir ürünü olmadığını karşındakilere göstermiş olursun. Böylece onlar isterlerse referansa bakıp bilginin doğruluğunu teyit edebilirler. İkincisi, kaynak vererek bir otorite, bir çok bilmiş gibi konuşmuş olmaz ve antipati yaratmaktan kaçınabilirsin.


    Bu nedenle bilimsel bilgiyi öğrenmek kadar, o bilginin kaynaklarını da ezberlemek gerekir. Bu yüzden bilim tarihine ben kişisel olarak çok önem veriyor ve öğrenmeye çalışıyorum.

  • Harbiyeli 3779 kullanıcısına yanıt

    O bir referans sorunu ve üstüne bilim insanlığa miras. Bazı bilgiler çok genelgeçerdir ve en temel başvuru ve hareket noktalarıdır. Bunlara referans vermeye lüzum bulunmaz. Ama mesela spesifik bir hipotez veya teori - özellikle ispatlanmamış veya herkesin bilmediği bir yaklaşım - için referans vermek elbette duruma göre gerekebilir. Özellikle bilginin kaynağını sorana referansını kesinlikle vermen gerekir. Akademik bağlamda zaten bunları - F=MA, E=MC^2, doğal seleksiyon gibi bahsettiğim herkesin başvurduğu bazı temel taşlarınkiler hariç, ki vaziyete ve neyi vurgulamak istediğine göre onlarınkini bile vermek isteyebilirsin - referans şeklinde vermen tartışmasız bir zorunluluktur. Yoksa verdiğin bilgileri kendinin keşfettiğini söyleyerek konuşmak veya kendine aitmiş gibi kullanmak zaten açıkça ahlaksızcadır. İntihal (plagiarism) dediğimiz bilim etiği ilkesizliğine veya günahına girer.


    Paylaştığın bilginin, teorinin ve benzerinin senin olup olmamasına - zaten tüm bilim referanslamaya dayanıyorken ve referanslamayla sıkı biçimde ilişkili biçimde ortak ve açık bir mirasken - bu kadar çok takılmana anlam veremedim. Akademideysen referansını verdiğin sürece başkasının bilimsel faaliyetlerinin içeriğini ve ürünlerini paylaşmanın, bu şekilde paylaşıp da bir fikir bildirmenin veya belirli bir konudaki bir gerçeği ortaya koymanın hiçbir sakıncası bulunmaz. Popüler bir bağlamda bir konu hakkında konuşup bilgi verip referans vermediysen de kimse seni gırtlaklamaz. Ama elbette popüler bağlamda da idealde sana referansını sorduklarında referansını söylemeli ve elbette bilimsel bilgiyi kendin bulmuş veya bilginin kaynağı bilimsel çalışmayı kendin yapmış iddiasına bulunmamalısın. Bu hem komik hem de etik değil zaten. Bu arada referans vermek/atıfta bulunmak - söylediğim gibi akademide zorunlu zaten - her zaman daha profesyoneldir.


    Okuduğun aktarım bir bilginin otantikliğinden şüphe duyuyorsan ikinci el bilgiyle yetinmeyip işin daha derinine yani ana kaynaklara gidersin. Bu arada bunu neredeyse her zaman yapmanı tavsiye ederim. O zaman gerçekten işin hakkını verirsin. Referans vermeyi de tam anlamıyla yapabilir hale gelirsin.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.