Şimdi Ara

Bir 'BÜYÜ' Hikayesi (+18)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (2 Mobil) - 3 Masaüstü2 Mobil
5 sn
132
Cevap
85
Favori
32.940
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar,

    öncelikle belirtmek isterim ki bu yazacağım hikaye %100 yaşanmış olup hiç bir kurgu yoktur. belki forumda beni bilenler vardır. aklı başında işi gücü olan eğitimli biriyim.

    aramızda bazı arkadaşlar vardır. paranormal olaylara ve hikayelere inanmayan. CSB diyecekler lütfen seriyi takip etmesinler. her part'ta bir olay anlatmayı planlıyorum. takipte kalın. kişi ve yer adlarını gizliyorum.

    PART 1- BAŞLANGIÇ

    Hayatım boyunca ben ve ailem birden fazla paranormal olaya şahit olduk. bu seride bunları sizlerle paylaşacağım. bu paranormal olayların başlangıcı teyzemin oğlu mehmet'in görücü usulü evlenmesiyle başladı. 90ların başındaydık. teyzemler gurbetçiydi. fransada yaşıyorlardı. tek oğullarının evlenme yaşı gelince memlekete tokat'a gelip sağa sola sorarak uygun bir kız olarak Esma'yı buldular. izinleri fazla olmadığı için hemen düğün dernek kuruldu. köy usulü yapılan düğünden sonra 1 ay içinde çift fransadaki evlerine taşındılar.
    aradan geçen zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik ve anlam veremedikleri garip olaylar yaşanmaya başlamış. evden gelen esrarengiz tıkırtılar, evin içinde yılan görmeler, eşyaların yerinin değişmesi ve düşmesi, kendi kendine yanıp sönen ışıklar gibi küçük ama korkutucu olaylar. bunların en ilginci ve ürkütücü olanını esma'nın ağzından dinliyoruz;
    "Mehmet evde değildi. gece mesaisine kalmıştı. evde yanlızdım. biraz televizyona baktım. saat 12yi geçiyordu. tuvalete gidip yatacaktım. evimin düz bir satıh üzerinde tek kaltı müstakil bahçeli bir evdi. düz satıh diyorum çünkü evin bir köşesinden bakınca evin odalarını görebiliyordun.

    http://sketchtoy.com/57889383

    tuvalette iken evin içinden bir ses duydum. evde garip seslere alışmıştık. ev zaten ahşap olduğu için bu tür olayları tahtalardan gelen seslere bağlıyordum. ama bu sefer farklıydı. sanki evin içinde birileri yürüyordu. çok korktum. Mehmet erken geldi sanarak ona seslendim kimse cevap vermedi. tuvaletten kalktım. kapıdan kafamı çıkarıp içeri baktım. şok olmuştum.
    evin içinde onlarca uzun boylu, sakallı ve siyah cübbeli adam vardı. çok yavaş hareket ediyorlardı. kendi aralarında sessizce uğultu biçiminde birşeyler konuşuyorlardı. ses çıkaramadım. dnmuş kalmıştım. sonrasını hatırlamıyorum.
    uyandığımda Mehmet yanımdaydı. sabah olmuştu. beni tuvalet kapısında baygın halde bulmuş. saat 7 ye geliyormuş eve geldiğinde. yani bi 6-7 saat orada öylece kalmışım."

    bu olay üzerine ilk fırsatta memlekete döndüler. eşe dosta soruldu. herkesin verdiği cevap aynıydı. "büyü" yapılmıştı. çözüm, hocalardan geçmekteydi. trabzonda bir hoca olduğunu öğrendik. babamlar ve teyzemler hemen yola koyuldular. trabzondaki hoca bu büyüyü bozabileceğini fakat öncelikle henüz ergenlik yaşına girmemiş bir sabinin kendisine getirilmesi gerektiğini söylemiş. bu kişi de bendim. işte benim paranormal dünyaya girmemin başlagıcı tam da o olaydı....

    end of part 1...


    PART 2- İLK KONTAK

    yeniden merhaba arkadaşlar, devam ediyorum

    bir önceki partta dediğim gibi söz konusu hoca ben "bu büyüyü bozarım ama bana inanmazsınız, siz bana henüz ergenliğe girmemiş bi çocuk getirin ona bozduracam" deyince ailede uygun olarak ben vardım. 8-9 yaşlarında filandım yanlış hatırlamıyorsam. aldılar beni ailecek trabzona gittik. aslında trabzonun içi değil de böyle bi köy gibi bi yerdi. ismi filan neydi tam hatırlayamadım şimdi. epeyce küçüktüm. neyse, girdik oturduk. 2 katlı eski ve ahşap bi evdi. hocayla tanıştım. temiz yüzlü bi adamdı. hani böyle yüzüne bakınca "bu adamdan zarar gelmez" diyeceğiniz adamlar var ya hoca onlardandı.
    velhasıl, babamlar teyzemler filan böyle koltuklara oturdular. daha çok somya gibiydi eski evlerde olan. çok gerilmiştim. hoca "korkma oğlum sana hiçbirşey zarar veremez sadece benim dediklerimi söyle dedi." tamam dedim. "dizlerinin üstüne otur diz çök" dedi. yaptım. yüzüm annemlere dönük. sonra hoca eline bi a4 kağıt aldı ortadan ikiye böldü ve önüme bıraktı. arkama geçti bana göre arka sağ çaprazıma oturdu.
    önce kendi arapça olduğunu tahmin ettiğim benim bilmedim ve anlamadığım bir dilde bişeyler okudu. sonra bana "oğlum hiç birşey düşünme. sadece kağıda bak. birazdan orada bişeyler göreceksin görünce bana haber ver" dedi. önüme eğdim başımı ve kağıda bakmaya başladım. hoca okudukça gerçekten 1-2 dakika sonra kağıtta bi şekiller enteresan varlıklar görmeye başladım. korktum. gördüm hocam dedim. "aferin oğlum" dedi. okumaya devam etti. yine 1-2 dakika içinde herşey netleşmiş sanki televizyon izler gibi kağıtta sahneler görmeye başladım. hoca "hoca benim dediklerimi tekrarla" dedi. tekrarladım filan bi anda esma'yı gördüm. dedim yengemi gördüm hocam. tekrar "aferin oğlum dedi." tabi ben hocayı görmüyorum. daha sonra annemlerin anlattığına göre hoca baş parmağının tırnağından benim neyi görüp görmediğimi takip ediyormuş.
    neyse, ben anlatmaya başladım, hocam işte yengemi görüyorum dedim. evde yemek yapıyor. "yanında kimler var dedi" ben kimse yok dedim. "dediklerimi tekrarla" dedi yaptım. "şimdi ne var" dedi. dedim hocam böyle diz boylarında 10-12 adam var yengem nereye giderse peşinden gidiyorlar dedim. gerçekten de öyleydi. şimdi tam net hatırlamıyorum ama normal insan forumda küçük küçük adamlar yengemi takip ediyorlardı. hoca " şimdi okuyacağız kovacağız onları" dedi hoca bana. dediklerini terarlarken bir bir eksilmeye başladılar. sonra kimse kalmadı. kimse kalmadı hocam diyecekken biri geri geldi. çok sinirlenmiş gibiydi. çıktı yengemin omuzlarına oturdu. hocayla birlikte 1 saate yakın onu göndermek için uğraştık. her seferinde geri geldi. "tamam oğlum. onunla ben bu gece uğraşacağım senin gücün yetmedi" dedi.
    sonra kağıtta mehmet abiyi gördüm. motorda gidiyordu. kendimi de motorun ardında oturmuş gördüm. onun yanında kimse yoktu. "tamam" dedi hoca "hadi ona dua edelim" dedi. kendimi ellerimi göğe kaldırırken gördüm. hocayı tekrar ettim. sonra hoca beni okudu ve kağıdı önümden aldı.
    annemlerle bişeyler konuştular. işte çok sağlam bir büyü yapıldığını filan söylemişler. benim başım felaket ağrıyordu. "40 gün çocuğa dikkat edin. tuvalette banyoda fazla kalmasın küle pisliğe basmasın 40 gün sonunda getirin bi daha okuyacam ayrıca bu gece o gitmeyenle uğraşacağım bana yarın sabah telefon edin" dedi. ben herşeyin bittiğini sanmıştım ama aslında herşey daha yeni başlıyordu. eve doğru yola çıktık....


    end of part 2...

    PART 3- 2. KONTAK

    Merhaba arkadaşlar, işim nedeniyle yoğunum bugünlük son partı yazıyorum. 10. parta gelmeden bitirmeyi umuyorum.

    aynı gece eve yorgun argın vardık. odama gidip yattım. hemen uyumuşum. gecenin ilerleyen saatlerinde bi fısıltıyla uyandım. kulaklarımda bi fısıltı vardı. çok yakında geliyordu ama oda da kimse yoktu. yarı uyur yarı uyanık bi haldeydim. gözüm bi anda oda kapısına takıldı. kapının altından odama koridorun ışığı sızıyordu. bizimkiler yatarken kapatmayı unutmuşlar diye düşündüm. ışığa bakarken halen anlam veremediğim bir "şey" kapının altından içeri girdi. çok korktum. yataktan doğruldum. kapıya attım elimi. açtım baktım koridorda ışık filan yok. halbuki 5 saniye önce bariz ışık süzüyordu kapının altından. karanlığı görünce ilk anda duraksadım. sonra duvarda anahtarı ararken o uyanırken duyduğum fısıltıyı yeniden duydum. bu sefer ses netti. arapça olduğunu düşündüğüm bişeyler söylüyordu o fısıltı. 3 kere "fen humilis men hamileki" diye anlayabildiğim/hatırladığım cümle tekrarlandı. o korkuyla anne diye bağırmışım. bizimkiler çıktı geldi odalarından işte korktun bugün diye geçiştirdiler. ben sabahta üzerimden o korkuyu atamadığım için erkenden babama hocayı arattım. o da tam o sırada bizi arayacakmış.
    hoca "o gitmeyen tek kalanı gönderemedim kızın başından" dedi. dedi bizim oğlan böyle böyle oldu. "olabilir korkmasın. ben şimdi onu bi daha okuyacağım bi de muska göndereceğim onu hayatı boyunca hiç çıkarmasın" dedi. tamam dedik. sabaha kadar hiç uyumamıştım. o gün akşama kadar deliksiz bi uyku çekmişim.
    o günden sonra bir çok hocaya gidildi. hiç birinden bi sonuç alamadık maalesef. hepsi çok güçlü bir büyü yapıldığını ve güçlerinin yetmediğini söyleyip durdular. içlerinden bi hoca "ben bunu çözemem ama bu işi kimin yaptığını size gösterebilirim eğer kaldırabilirsiniz" demiş. teyzemin kocası ben korkarım diye istememiş fakat teyzem ben yapmak istiyorum diye atılmış hemen.
    hoca ona bi kağıt vermiş. demiş ki " bunu yatarken yastığının altına koy, sabah ezanında kimin yaptığını göreceksin" . teyzem dediği gibi yastığının altına koymuş bi kaç da hocanın veridği sureyi okuyup yatmış. aynen hocanın dediği gibi, sabah ezanında uyanmış. zaten o saatlerde pek uyumazdı namazında niyazında bi kadın. velhasıl, yataktan doğrulurken bi anda geri düşmüş. gözleri hayri ihtiyari bir şekilde kapanmış.
    "çok kalabalık bi yerdeydim...."

    devamı yarın beyler. biraz meraklanın diye burda kesiyorum şimdilik


    PART 4- EVLİLİĞİN SONU

    "çok kalabalık bi yerdeydim. büyük bi insan topluluğu vardı. ben bu topluluğa arkasından bakıyordum. kalabalığın içinden bi kadın bütün kalabalığı yararak sırtı bana dönük şekilde uzaklaşıyordu. biz aile içinde esmanın ayşe halasından süpheleniyorduk. çok şirret bi kadındı ve esma ve ailesini hiç sevmezdi. kesin bi kötülük yapıldıysa o yapmıştır diye konuşuluyorduk. sonra o insan topluluğu birden parmaklarıyla kadını işaret ettiler. kadın durdu şöyle bi arkasına bakacak gibi yaptı tam yüzünü göremedim sonra kafasını çevirip yoluna devam etti. o kalabalık hep bir ağızdan "bunu yapan ayşe halası değil hayriye halası" diye üç kere yüksek sesle tekrar ettiler. bi anda uyanmışım...."
    hayriye halanın esma yaşlarında bi oğlu vardı ve evelden beri oğluna istemekteymiş esmayı. fakat esmanın gönlü olmadığı için bu iş gerçekleşmemiş. fakat kadın hiç bir şekilde açıktan ne kin gütmüş ne başka bişey yapmış.
    velhasılı, ertesi gün esmanın ailesiyle birlikte bu hayriye halanın evi basıldı. kadın inkar etti tabi. yemin billah etti filan filan. sonuçta o işten hiç bişey çıkmadı.
    devam eden senelerde türkiyenin 4 bir tarafından hocalara gidildi. hani bu göz neler gördü neler. söylemek isterim ki bu ben hacıyım hocayım diyen kitlenin %90ı felan hep yalancı dolandırıcı üçkağıtçı. neyse uzatmayacağım. o kadar uğraştık maalesef hiç bir sonuç alınamadı fakat evlilik şiddetli geçimsizlikten boşandı. daha sonra esma başka bi adamla evledi fakat evliliğinden kısa bir süre sonra pankreas kanserinden genç yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah günahlarını affetsin.
    teyzemin oğlu ise başka bi kadınla evlendi. şimdi çocukları filan var. herşey yolunda onun için.
    bu "büyü" mevzusu ailemiz açısından bitti.
    ben de uzun yıllar herhangi bir paranormal olay yaşamadım. taa ki üniversite yıllarıma kadar.....

    end of part 4...

    PART 5- KABUS GERİ DÖNÜYOR

    2006 ya da 2007 senesiydi tam hatırlamıyorum şuanda. üniversiteden sömestr tatili için memlekete gelmiştim. hava karlı ve soğuktu. tatil için geldiğim ilk gün liseden filan arkadaşlarla gece geç vakte kadar takıldık. alkol filan değilde kahvede batak filan çevirdik. ordan bi kokoreççiye gittik. falan fıstık.
    saat gece yarısını geçmişti gece 1 civarlarıydı yanlış değilsem. arkadaşları bıraktım eve doğru yola koyuldum. memleket konya'nın bir ilçesi 40.000 nufuslu küçük bi yer. neyse, bizim ev daha önce okuduğum lisenin biraz üstünde bi yerde. eve gitmek için okulun üstündeki yoldan gitmek gerekiyor. o yoldaydım işte.
    yerler karlı-buzlu olduğu için dikkatli bir şekilde gidiyordum. okulun bahçesinin bittiği yerden yukarı dönmem gerekiyordu. gece vaktiydi. yolda sadece sokak lambaları vardı. epeyce soğuk olduğu için bi de o vakitte dışarıda kimse yoktu.
    sola sinyalimi verdim ve bir an gözümü yoldan ayırdım dikiz aynasına baktım. araba kullananlar bilirler dönüş sırasında o aynaya ne kadar bakılır. anlık yani. geriye önme baktığımda arabanın hemen 1-2 metre önünde duran bişey fark ettim. insan boylarında, insan silühetinde fakat insan değil. yani o an öyle hissettim.
    bi anlık refleksle frene asıldım. karlı yol olduğu için kızaklamaya başladı araç ve bodoslama daldım o şeye.
    önce ona çarptım. sonra kaputa düştü. oradan cama vurdu kendini. tavanda yuvarlandığını duydum. daha sonra arakaya düştüğünü duydum. araba bi 2-3 metre daha kızaklayıp durdu. şok olmuştum. herşey 3-5 saniye içinde olup bitmişti. kanım çekildi. bi 30 saniye filan kafamdan hesap yaptım. kaçayım mı diye düşündüm. gören oldu mu diye düşündüm fakat ne olduysa oldu bari hastaneye götürürüm diye korkarak araçtan indim. bari ölmese filan diyorum kendime.
    arabanın arkasına dolandım, kimse yok. etrafını döndüm yine kimse yok. lan arabanın etrafında yolun etrafında deli gibi dönüyorum. yok yok yok. arabaya baktım hiç hasar yok. kafayı yiyecem. anlam veremiyorum. gözümle görüp kulağımla duydum herşeyi. 3-5 dakika aradım etrafı. canlı sinek bile yok. yoldan geçen bazı arabalar bana bakıyorlar filan. yolda sadece benim fren izim var. korkmuştum. eve geldim yüzüm kar gibi beyaz korkudan. annem karşıladı. olayı anlattım inanmadı tabi. sarhoş filan olduğumu düşündü.
    duş alıp yattım. ertesi gün sabah erkenden kalktım gittim baktım. yine aynı senaryo. sadece fren izim var ama bu sefer başka bişey dikkatimi çekti. tam o şeye çarptığım anda yerde bi iz vardı. 1-2 metre öteden gelen ve tam benim ona çarptığım yerde biten bi iz. sanki bişeyi sürüklemişler gibi. ama sadece ayaklarını. kendini değil. ya da ben ona benzettim. belki de başka bişeydi o iz.
    hiç bir zaman orada ne oldu bilemedim.

    end of part 5....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi volkann86 -- 3 Ocak 2014; 21:40:04 >







  • Devamini bekliyorum
  • Devam güzel
  • Takip severim bunları. Böyle şeyler görünce aklıma Zodiac Killer geliyo
  • Devamını bekliyoruz hocam
  • Csb olsa ne olur olmasa ne olur. Favorilere ekledim. Bitince kesintisiz okuyacagim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: karakaya_o

    Csb olsa ne olur olmasa ne olur. Favorilere ekledim. Bitince kesintisiz okuyacagim.
    anlatım tarzın çok düz yazı gibi olmuş zor okutturdu
  • daha uzun yazabilirsen iyi olur yani cabuk bitsin
  • csb (canım sıkıldı birader)
  • CSB ama güzel pakit
  • Takip, güzel. Seviyorum hikaye okumayı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DarkArm

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    hurafeleriniz batsın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-025ED0213

    Bu mesaj silindi.
    kendini okutuyor ama kısa kısa yazma bu uzun adamlar görme mevzusu herkesdede oluyor nedense csb değilse yaşamak istemem öyle bir olay tabiki ben hırsız sanar direk üstlerine atlardım ama tabiki o anki pskioloji ve kadın olması etkenleride var
  • Yerleşelim. Severim böyle şeyleri. İlk part başarılı gibi.
  • Güzel.takip.
    Ama cok kısa olmus. Bence paragraf sayısını iki katina cıkar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lehospital

    Bu mesaj silindi.
    Yukarıya mesajım bulunsun butonu koydular hala takip , yerimizi alalım yazıyolar ne zaman öğrenecekler acaba ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ayrton Senna da Silva

    Yukarıya mesajım bulunsun butonu koydular hala takip , yerimizi alalım yazıyolar ne zaman öğrenecekler acaba ?

    Alıntıları Göster
    CSB beyler okumayın . Buna özenmeiş http://forum.donanimhaber.com/m_85789791/tm.htm
  • Takip
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ameofonte

    Takip
    2. part geldi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: volkann86

    2. part geldi.

    Alıntıları Göster
    ahahaha csb
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.