Bildirim
Bir Tutam Eleştiri ve Galatasaray
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Herkes eleştirilir olayı bütünüyle ele almak gerekir fatura teknik ekibe çıkacaksa. Kadro itibariyle şuan ki mevcut takım Fatih Terimin kurdugu istedigi bir takım degil. Fatih Hocanın kimyasına uymayan bir sürü oyuncu var, ne gönderebiliyorsun ne alabiliyorsun. Takımın eksikleri şampiyon olurken de belliydi hiçbiri giderilemediği gibi Gomis gönderilip o bölgede kimsenin kullanmadığı özelliklerini unutmuş Erene mahkum oluyorsun. Hocanın oynatmak istedigi oyunda pres ilerden başlar baskıyı kurarsın Eren bunu yapmaz. Takımı oynatan, pozisyona sokan bi beyni yok. Hızlı kanatlarımız var diyoruz ama o hızlı kanatları kaçıracak önüne atacak oyuncu nerede. Takım baskıyı görünce oyunu kuramıyor. Öncelikli olarak oyunu organize edecek kişiye çözüm bulmak gerekir.
Diger eksiği de stoper ve sagbekte yaşıyoruz. Mariano savunma anlamında hic iyi degil, linnes daha çok çaba gösteriyor ama o da çok iyi değil iyi bir alternatif olur anca. Maiconu söylemeye gerek yok. Serdar da dünkü gibi uyuyarak savundugu zaman bu sonuclar normal.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Oyun kurgusu konusunda sonuna kadar katılıyorum, İç sahada bile takım erken gol bulamayınca çok zorlanıyor. Deplasman fobisini Terim kabul etmesede geçen seneden beri var.. Deplasmanda geçen sene oynadığımız Osmanlıspor ve Kayserispor deplasmanları haricinde hep diken üstünde kazandık veya kaybettiğimizde de sabaha kadar oynasak yenemeyeceğimiz maçlardı.
Oyuncu grubunda sıkıntı olduğunu düşünüyorum (Karakter, oyuncu rolleri vs.) fakat Teknik ekip ve Terimin'de buna göre bir oyun kurgusu veya içsahada oynanan oyundan daha farklı bir oyun anlayışı ile oynamamız gerek. TS maçında Belhanda atılana kadar kaleye gidemememiz, atıldıktan sonra el mahkum beklemememiz felan garibime gidiyor. Dün oynadığımız maçı sabaha kadar oynasak bir gol bile atamazdık, ilk yarı fena değildi ama genele bakıldığında takım acayip sönüyor..
Diziliş formasyondan ziyade hocanın ve ekibinin oyun içi ayarları mı dersin, felsefesi mi dersin deplasmanda oynadığımız maçlarda tamamen değiştirmesi gerekiyor. Trabzon maçından sonra radikal değişiklikler bekliyordum ama saha içi maalesef değişen birşey yok, sadece Maicon yedek kulübesine çekildi, ilk 11 değişsin demiyorum ama daha farklı, sertliği artıran oyuncular deplasmanda şart gibi. Dün oynanan Alanya maçından sonra umarım birşeyler değişir.
-
harika yazmışsın kardeşim. kötü oynasın yenilsin gram üzülmem. kötü oynayıp yensin sevinmem çünkü bir sonraki hafta kara kara ne olacağını düşüneceğim. 2 sene önceki bjk öakine gibiydi. yenilse dahi karşı takımı abandone ediyordu. her takıma karşı birççzümleri vardı. onlar da bozdu doğal olarak. FT’imin 2000 yılından sonra gittiği her takıma oynattığı bir mantık sistem gösterin alkışlayacağım. her maçında GS gol yiyecekmiş hissine kapılmıypr musunuz ? her yan top pozisyona neden oluypr. insan bunu idmanda çalıştırmaz mı !
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Iki deplasman 7 gol yemişiz ikisi de yarışta rakibimiz olacak takımlar değil,sahada yenilgiye isyan eden oyuncu yok. Bu garibime gidiyor.
Fatih Hocaya uyar mı yapar mı bilmem ama şu oyuncu yapısı ile degistirebileceği tek şey var deplasmanda oynamaktan ziyade oynatmayarak skor almaya çalışmak. Bu sonuc verir mi o da muamma etkili forvetin olmayıp oyun açan degilde bozan bi ortasaha ile çıkarsak ne kadar pozisyon üretebiliriz bilemiyorum. Hızlı kanatlarla iş bitirmeye çalışacak. Gerekirse ndiaye donk fernando ortasahası ile çıkacak. Bu da taraftarı ne kadar mutlu eder. Herkes güzel oyun isterken.
Ben umudumu hala koruyorum takım kondisyon ve mental olarak sahaya iyi çıkınca görmek lazım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Oynamak istedigimiz futbol, Lokomotif Moskova macina basladigimiz futbol. 20 dakika da olsa oynadik.
Ndiaye'nin topu alip dikine gittigi, Nagatomo ve Linnes'in her hücumda bindirdigi, Fernando'nun dönen toplari süpürdügü ve Eren'in istisnasiz her kafa topunu indirdigi futbol. Bunlar Akhisar macinda olmayan seyler.
Bu kadro yapisinda hücum futbolu oynamamizin tek yolu orta sahanin (Ndiaye ve Fernando'nun) dikine atacagi paslara bagli. Cünkü ileride oynattigimiz 4 futbolcunun hicbiri pas futboluna katki yapan oyuncular degil. Rodriguez, Onyekuru, Sinan, Emre... Bu adamlar kanat veya orta saha degil. Bu adamlar bildigin forvet.
2011-2012'de cok iyi oynuyorduk. Cünkü Selcuk-Melo-Emre-Engin-Necati hepsi dikine pas yapabilen oyunculardi. 2012-2013'de yine iyi oynuyorduk. Selcuk-Melo'nun yanina bu kez Sneijder-Hamit geldi. Yine hepsi dikine oynayabilen oyunculardi. Simdi bunu yapabilecek 1 tane oyuncumuz var. O da Ndiaye. Dolayisiyla Ndiaye'nin kötü oynadigi mac = takimin kötü oynadigi mac oluyor.
Bence Rodriguez-Onyekuru-Emre-Eren 4'lüsü cok fazla. Birinin kesilip orta sahanin 3'lenmesi lazim. Bunu da yapacak oyuncumuz yok. Fatih Terim'in sevdigi orta saha oyunun 2 yönünü de oynayan orta sahadir. Ama bizde neredeyse hic yok. Fernando, Donk asiri defansif. Belhanda ve Emre asiri ofansif. Box-to-box sadece Ndiaye var. Bir de bitik Selcuk...
Fatih Terim'in kafasindaki pozisyon futbolu bu kadroyla oynanmaz. Fernando-Donk-Belhanda-Emre 4'lüsü tamamen gereksiz. Onlarin yerine Kayseri'den Mensah, Trabzon'dan Onazi, Basaksehir'den Soner/Mahmut/Irfan Can/Emre olsa cok daha iyi. Oguzhan ve Eljif de olur. Yeter ki dikine oynayabilen bir orta saha olsun.
-
Cimbomun oynadığı top gayet belli.
Agresif kanatlara inen kanatlara göre orta sahası da iyi olan bir takım.
Bu takım klasik 4-4-2 takımı. Hızlı kanatlar hızlı bekler. Fakat bu takımda forvet yok.
Ft de bunun farkında ona göre top oynatıyor. Bu Gs her türlü her takıma gol atar tek sıkıntı biraz daha takımın kendısını defansif anlamda geliştirmesi lazım.
Ancak tek bariz hata var o da Forvet.
Mesela Slimani Gs de olsa net 30 golü olurdu adamın. Hava topu var alıp indirme var sırtı dönük oynama var iyi vuruş var.
Bu takım şu anda 10 kişi oynuyor. Akhisar macında bile begenmedigim erenın yoklugunu gördük.
Son 15 yılın en iyi kadrosunu kurduk ama forvet almadık yönetim sgolsun.
Tek elestrilcek yan öne gectigimiz anda topu arkasında iyi oynayamamak onu da halletcez
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
442 takımı mıquote:
Orijinalden alıntı: WSniper10
Cimbomun oynadığı top gayet belli.
Agresif kanatlara inen kanatlara göre orta sahası da iyi olan bir takım.
Bu takım klasik 4-4-2 takımı. Hızlı kanatlar hızlı bekler. Fakat bu takımda forvet yok.
Ft de bunun farkında ona göre top oynatıyor. Bu Gs her türlü her takıma gol atar tek sıkıntı biraz daha takımın kendısını defansif anlamda geliştirmesi lazım.
Ancak tek bariz hata var o da Forvet.
Mesela Slimani Gs de olsa net 30 golü olurdu adamın. Hava topu var alıp indirme var sırtı dönük oynama var iyi vuruş var.
Bu takım şu anda 10 kişi oynuyor. Akhisar macında bile begenmedigim erenın yoklugunu gördük.
Son 15 yılın en iyi kadrosunu kurduk ama forvet almadık yönetim sgolsun.
Tek elestrilcek yan öne gectigimiz anda topu arkasında iyi oynayamamak onu da halletcez
-
-
Yorumunuz için teşekkür ederim öncelikle. Katıldığım yerler var katılmadıklarım var. Katılmadıklarımdam başlayayım. "Takım Terim'in takımı değil hoca ne yapsın?" önermesine kati surette katılmıyorum. Teknik direktör, eldeki malzemeden çözüm üretebilecek ve takıma liderlik edebilecek birisi olmalı. Eğer eldeki malzemeyle bir şeyler yapamayacaksa yazımda da belirttiğim üzere o kişi teknik direktör değil sadece direktördür. Futbolda şartlar ne olursa olsun her daim bir şekilde çözüm üretilebilir. Bizi yenen takımların kadro kaliteleri bizden iyi değil. Ama onlar bir şekilde bizim oluşturabileceğimiz problemlere karşı birer çözüm üretebildiler ve skoru geçtim oynana futbol ortada.. Kısıtlı imkanlarla rakipler bunları yapabiliyorlarsa elimizdeki kadroyla bizim daha fazlasını yapabilmemiz lazım. Yine yazımda belirttim. Geçen seneden tek eksiğimiz Gomis onun haricinde kadroya yeni katılanlar var. Geçen seneden daha iyi bir rotasyonumuz var. Forvet bölgesi hariç. Eğer Eren hücum presse katılmıyorsa yedek bırakacaksın. Ya teknik direktörün istediklerini yerine getirecek ya da oynamayacak. Oynatacaksan da o senin seçimin olduğu için Eren'in oynayabileceğini düşündüğün tarzda oynatıp ona göre bir kurgu yapacakasın. Sizin bahsettiğiniz şekilde kendi takımını kurup kendi felsefesini oturtmasını beklemek abesle iştigaldir. Hayatta her zaman her şey istediğiniz gibi olmayabilir. Ancak başarılı insanlar şartlar ne olursa olsun ortaya fark yaratacak bir şeyler koyabilenlerdir. Aksi halde tüm imkanlar elinin altına verilse herkes iyi kötü bir şeyler yapabilir.
Size katıldığım noktalar ise; takım baskıyı görünce oyunu kuramıyor cümleniz. Oyunu kuracak olan kişi Fernando'dur. Onu baskıdan nasıl kurtarabiliriz onun üzerine yoğunlaşmalıyız. Savunmadaki zaafiyetlerimizin iki temel sebebi var. Birincisi topu savunmadan hızlı bir şekilde çıkartamıyoruz ve organize olamadığımız için de çıkarken kaptırdığımız toplar kalemize tehlike olarak geri dönüyor. İkincisi, takım savunması namına ortada bir şey yok. Herkes kafasına göre press başlatıyor kafasına göre adam markajı yapıyor. Kanatlar beklere yardıma gelmiyor. Vesair vesair. Bu liste uzar gider. Yazımı yeniledim. Biraz da görsellerle destekleyerek problemlere nasıl çözümler getirilebilir onlardan bahsettim. Gönül isterdi ki onlarca sayfa yazayım herkes okusun hem ben de ne demek istediğimi daha iyi anlatayım ama bir yazının okunma sayısı onun uzunluğuyla ters orantılı olduğu için birer örnekle yazımı tamamladım. Henüz okumadıysanız bir göz attıktan sonra fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. @archdark
Yorumunuz için evvela teşekkürler. Takımın çaresizliğinin altında ne yapacaklarını bilmemeleri yatıyor diye düşünüyorum. Siz oyuncu grubunuzu kurguladığınız taktikle ikna etmelisiniz. Onlar da inandıkları ölçüde bunu sahaya yansıtacaklardır. Ne kadar iyi ikna edebilirseniz o sistemi sahada eksiksiz görme olasılığınız bir o kadar artar. Ama oyuncularınızın taktiğinize güveni yoksa zaten saha içinde tam bir kaos olacaktır. Hele işler sizin oyuncularınıza anlattığınız gibi gitmemişse.. Tam bir kaos oluşacaktır. Trabzonspor maçında ben sahada bunu görüyordum.. Ortada bir taktik yoktu varsa bile oyuncular buna inandırılamamıştı. Onlara söylenenlerin hiçbiri gerçekleşmemiş gibi bir panik havası hakimdi. Çünkü rakip takımın neler yapabileceğini bilmiyorsanız -yani maç öncesinde rakip takımı teknik ekip size analiz edip izlettirmediyse; bunlara ek olarak nasıl bir taktik anlayışla sahada olabilecekleri ve ihtimalleri anlatılmadıysa- sizin karşısınızda tam bir bilinmezlik varsa, -deplasmandaki seyircilerin de etkisiyle- endişe ve korku hissetmeniz çok doğaldır. Futboldaki en önemli şeylerden biridir bence taktiğe oyuncularınızı inandırmak.. Teknik-taktik denilince zaten sadece diziliş akla gelmemeli. Yazımı düzenleyip görseller ekledim ve o görseller üzerinden 1-2 pozisyonun analizini ve problemlere nasıl çözüm üretebilirizi gösterdim. Eldeki malzeme ne olursa olsun bir çözüm üretilebilir. Hem skor hem oyun anlamında kaybettiğimiz rakiplerin oyuncuları bizim oyuncularımızdan iyi değil. Kısıtlı imkanlarla onlar bir felsefeyle bir taktik anlayışla bize karşı koyup sahada bizden daha dik durdular. Bunların sebepleri de hükümet sırrı değil bence. Yazının yeni halini okumadıysanız okuyup görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim. @osasuna2
Teşekkür ederim. Daha önceleri defalarca bahsettiğim üzere. Futbol tarihinde oyun anlamında 2 büyük kırılma yaşandı. İlki 80'lerde totaliter futboldan modern futbola geçişin ilk adımları atılarak gerçekleşti. İkincisi ise son 5-6 yılda yaşanan kırılmadır. Futbol çok farklı bir noktaya doğru evrilirken bu değişime ayak uydurmak ise hiç kolay değil. 80 ve 90 larda yaşanan değişimin hızı ile son 5-6 yıldır yaşanan değişimin hızı arasında inanılmaz bir fark var. O yıllarda 10 yılda adapte olup takip etmeniz gereken yeniliklerin sayısı misal veriyorum 10 ise günümüzde bu sayı 100 oldu. Haliyle yakalamayı geçtim takip etmek bile çok zor hale geldi. Eskiden bir taktik ile yıllarca başarılı olunabilirken şimdi bir hafta önce geliştirdiğiniz taktik bir hafta sonra işe yaramaz hale gelebiliyor. Endüstriyel futbolda işin içine bilim de girince işler epey bir karıştı. Eskiden sadece bir spor dalı olan futbol şimdi "bence" bir nevi bilim dalı haline geldi. Futbol bu kadar değişirken Terim'in bu değişime ayak uyduramadığını görebilmek için ermiş olmaya gerek yok diye düşünüyorum.. Bu kulüp de bu milli takım da en büyük başarılarının bir kaçı hariç hep Terim ile yaşamıştır. Bunu kabul etmiyor değilim. Bir söz vardır; "Tarihte yaptıklarınızla, yaşarken yapamadıklarınızla anılırsınız. Çünkü hayatı tek bir anda yaşarken; ölüm tüm hayatınıza mal olur." Hayatta olan bir insanın geçmişte yaptıkları referans alınabilir elbet ama hayatın her alanında futbolda da bugün bugündür. Biz geçmişte yaşamaya devam ettikçe bugünümüzü bile kaçırır sonra ona yetişmek için çırpınır dururuz. Yazımı yeniledim. Bir göz atıp fikirlerinizi belirtebilirseniz sevinirim. @amonRa
Çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz. İleri uçta oynayan hiçbir oyuncu pas oyununa yatkın değil. "Emre" dahi.. İşte burada bir soru sormak istiyorum. Emre'nin alınmasına karşı değilim. Hatta fizik olarak ve oyun görüşü ve anlayışı olarak kendini biraz geliştirebilirse bize çok faydası dokunacaktır. Ama Emre'nin, Onyekuru'nun transferleri sizce de bir kadro planlama hatası değil midir? Yani oynatacağınız oyuna göre oyuncu alırsınız. Ama alınan oyuncular "sözde" oynatılmak istenen sisteme de uygun değil. Bu transferleri yönetimin kafasına göre yaptığını da düşünmüyorum. Siz sisteminize göre oyuncu almazsanız bu oyuncular benim sistemime uymuyor ben ne yapayım diye hayıflanmanızın da bir alemi yok demektir. Haksız mıyım? Sizin de bahsettiğiniz üzere eğer Terim'in istediği oyuncu türü oyunun iki yönünü oynayan bir oyuncuysa ve taktiğinde bu oyunca ihtiyacımız olduğu halde biz kalkıp 10 numara değil 9.5 numara olan Emre'yi alıyorsak ortada bir mantıksızlık bir tutarsızlık var demektir.. Neyse bu konuyu geçelim.. Umarım burada kendimi yanlış ifade etmemişimdir. Terim'in kafasındaki oyunu oynayacak kadrosu yoksa.. Diyelim ki yok.. Yukarıda @archardk kullanıcı adlı renkdaşımıza da yazdığım üzere eldeki oyunculara uygun taktik ve sistem kurgulamak teknik direktörün işi değil midir? Rakip takımlar kadro kalitesi olarak bizden fersah fersah gerideyken bize pozisyon vermiyor ve bolca pozisyon bulabiliyorlarsa burada yanlış olan biz miyiz onlar mı? Ben bu görüşe katılamıyorum ne yazık ki.. Ek olarak yazımı yeniledim. Eğer okuyup düşüncelerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.. @neverlate
-
Bende aynı fikirdeyim zaten, takım deplasmanda sanki resetlenmiş gibi sahada ne yapacağını bilen bir kişi bile yok çünkü sahada net bir oyun kurgusu göremiyoruz. Bu şekilde düzen devam ettiği sürece hiçbir oyuncu seviyesinin üstüne çıkamaz veya beklenenin altında kalır birçok isim. İç saha/dış saha farklı bir oyun düzeni gerek.
Tabiki sadece dizilişle veya oyuncu çıkarıp eklemeyle değişecek birşey değil ama deplasmanda oyuna sertlik katacak isimler mutlaka gerekiyor mesela bu konuda Donk denenebilir. Veya kapanan, sıkı savunma yapan takımlara karşı da set oyununu iyi oynayan, oyun zekası yüksek isimler mutlaka şart, bu işi de takımda en iyi yapacak isimler Mariano ve Feghouli. Kapanan takımlara etkisi sıfıra inen Garry yerine oraya Feghouli atılabilir.. Garry takımın en iyi oyuncularından biri tabiki orası ayrı konu fakat açık alan bulduğumuz, temponun artacağı maçlarda da en son ihtiyaç Mariano ve Feghouli. Özetlemem gerekirse rakip takımın oyun anlayışına göre bir oyun planı belirlememizde fayda var. Kapanan takımlara karşı top ayağındayken daha fazla şeyler vaat eten bir takım, açık veren geniş alanda oynamayı seven takımlara karşı da temposu, hızı yüksek geniş alanı seven bir takım.
İnceleyeceğim yazınızı. elinize sağlık.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vianadesantana -- 26 Eylül 2018; 11:57:58 >
-
Söylediklerinize katılıyorum. Bizim taraftarlar olarak da hep düştüğümüz bir yanlış var. Bu yanlışı bir çok teknik adam da yapıyor.. Elindeki en iyi oyuncuları sahaya sürerek kazanamazsın. Rakibi yenebileceğini düşündüğün en iyi taktiği geliştirir sonra o taktiğe uygun elinde hangi oyuncular varsa onları sahaya sürersin. Savunma tandeminde oyunayan oyuncuları bu mülahazanın dışında tutuyorum çünkü onların savunma anlayışının gelişebilmesi için sürekli birlikte oynamaları daha önemlidir ve ayrıca rakibi açacak olan oyuncular ortasaha ve forvet hattındaki oyunculardır. Bu yüzden savunma oyuncuları -belki bekleri buna bir istisna sayabiliriz- taktiğiniz her ne olursa olsun buna "bir şekilde" ayak uydurabilir. Ha şöyle de bir şey var ki; mesela savunma hattını önde kuracaksanız Maicon gibi yavaş bir oyuncu yüzünden zaman zaman sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Ama bunun da bir çözümü var. Önde basarak rakip takımın hücuma çıkış hızını azaltabilir ve Maicon gibi yavaş oyunculara, savunmadaki yerlerini alabilmeleri için zaman kazandırabilirsiniz. Tekrardan yorumunuz için teşekkürler. Yazıyı okuduktan sonra da görüşlerinizi belirtebilirseniz sevinirim. İyi forumlar.
-
Takımı oynatan forvet ve ortasaha eldeki kadro için olmazsa olmazlardan bana göre. Eren neyi iyi yapıyor diye sorsam? Eren duvar mı oluyor, boş koşular savunma arkasına koşular mı yapıyor, top mu indiriyor top mu saklıyor press mi basıyor? Hangisini Hocanın istedigi takıma faydalı olacak şekilde yapabiliyor. Gomis iyi forvetti ama geçen seneki deplasmanlardaki silik futbolda onun da etkisi vardı. Topu indirecek oyunu açacak güçlü bir forvete ihtiyaç var. Kendi atmasa bile pozisyona sokarsa atacak hızlı kanat ve ortasahan var zaten.
Takımın temel sorunları var ve eldekilerle cözmek imkansızsa Hoca neyi ne kadar degiştirebilir. Tudor zamanından beri kırılgan takımız yenik duruma düşmek bizim için bitmek gibi birşey. Beşiktaş maçını hatırlayin kötü mü oynuyorduk pozisyonlar da bulduk ama ikinci yarı Musleranın hediye ettigi gol sonrası dağıldık. Çünkü takım yenik durumda reaksiyon gösteremiyor lider takımı yonetecek bi beyni yok isyan eden oyuncu yok 3-0 ve verilen onca posizyon. Belediye maçı da farklı degildi.
Bu sene fizik ve formlarak da tam hazır degiliz gecen seneki iç saha maçlarımızdaki çoşkulu oyun yok. Alanya ve Kasımpaşa maçlarında golu bulana kadar oyunu açmakta ve kurmakta zorlandık gol gelince açık alan ile farka gidildi.
Fernando iyi kesici cok iyi takım oyuncusu ama oyun kurma insiyatif alma konusunda sıkıntılı ve bana göre geçen sene ki Fernando yok. Belhanda sorunlu taraftarla arası açık onunda geçen seneki formu yok. Emre fiziken çok yetersiz topun ona gelmesi zaten zor oluyor geldiginde de dogru kararları veremiyor. Marianoyu cok begenmesemde geçen sene Feghouli ile birlikte sag kanadı bi donem çok iyi kullandık Sinan ile bunu da kullanamıyoruz. Ankaragücü maçında Feghouli Mariano Belhandanın mükemel bir atağı vardı istediğimiz bu ama oyuncuların hali de ortada.
Kıyaslamalı örneklerle gidecek olursam konu çok uzar. Özetle takimın eksikleri, istenilen takım olması için olmazsa olmazları giderilememişken alternatifi güclendirmek ile sonuc beklemek olmayınca Hocayı sorumlu tutmak ne kadar dogrudur bilemem. Hocaya güveniyorum takım fizik ve mental olarak hazır oldugunda kendi de yaptıgı yanlışları bırakıp iyi sonuclar alacaktır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Yenik durumdayken takımı toplayıp hücuma geçiren tecrübeli oyuncu lazım maalesef ki oyuncularımız ya genç ya da liderlik vasfı yok elimizde ki en iyi liderlik vasfı olan kişi Selçuk. Takımın en büyük sorunu bence bir birlerini tanımalarını maçların izlerken dikkat edin birbirlerinin hareketlerini takip edemedikleri için çok fazla pas hatası veya pozisyonu yavaşlatma oluyor bunun en büyük nedenini değişen oyuncular (antrenman için yeterli süre olmadı) ve oyun zekası düşken olan genç oyuncular ; şahsen bu sorunların devre arasında çözüleceğini düşünüyorum. -
Takımımız pas oyununu kuramıyor.Kanatlarımız set oyununa uygun değil.Forvetimiz bitirici değil.Stoperlerimiz oyun kuramıyor.Orta sahamız iki yönlü değil.Böyle bi takımdan ne beklediğimizi bilmek lazım. -
Ben kendimi ifade edemiyorum galiba.. Aynı oyuncu grubu ile geçen sene ill devredeki bir çok maçta organize ve güzel bir futbol oynamamış mıydık? Takımın deplasmanlarda kırılgan olduğu bir gerçek.. O yüzden deplasmanda farklı bir anlayış ile sahaya çıkmalıyız. Bunu bile yapmıyoruz.. Oyunculara suçu atıp kenara çekilmek kolay.. Yukarıdaki yazımda bir-iki çözüm sundum.. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bana şimdi "o taktikleri bu oyuncular uygulayamaz ki" demeyin lütfen. Geçen sene basbayağı bu takım organize olabiliyordu.. Tolga gibi bir oyuncudan "sadece taktik ile" 5 gollük verim alabildik..
Herkes tutturmuş; Fernando her geçen gün daha kötü oynuyor falanca geçen sene böyle değildi filanca berbat oynuyor vesair vesair.. Oyuncuların performans düşüklüğü taktikle alakalı olamaz mı? Fernando savunmayı üçlerken; hem geriden oyun kuruyordu hem de stoperlerin açıklarını çok iyi kapatıyordu.. Geçen sene sakatlanana kadar ligin açık ara en iyi oyuncusuyken.. Sakatlıktan dönüp taktik değişince şu an "çöp" muamelesi görüyor.. Bilmem kendimi ifade edebiliyor muyum?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Bilmiyorum farkında mısınız ama 29 gol atan, zaman zaman pas kulesi görevi gören santa****u kaybettik. Bunun 10 golünü en az kendi kişisel becerisiyle atmıştır bu adam. Galatasaray geçen seneden beri ilk golü arama kadar çok zorlanıyor. İlk golden sonra açılıyor. Yani biz bir santrsfordan çok daha fazlasını kaybettik, ilerideki etkinliğimiz hayalet Eren dolayısıyla yarı yarıya azaldı.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X