Şimdi Ara

Cinsel isteği helal yoldan gidermenin zorluğu

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
417
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İnsan evlenmek için birini bulmak istiyor bulamıyor. Belli bir yerden sonra istimna da yetmiyor. Bunun bir çözümü yok gibi.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • evlenmeyi dene olmuyorsa bekle kader ne zaman derse o zaman sabredemiyorsan zaten gidecegin yol belli ama sabrediyorsan elbet baska bir sabredenle yolun kesişir kader de yoksa da zorlama zorla bulacagın kişi hayatını ancak zindan edecektir.
    Açlık zor imtihan evet ama doğru yolda kalabilmek te zor doğru yolda kalan insan az doğru yolu hak eden az.kadınlara cinsel obje olarak baktığın sürece onlar bunu görecektir kadınlarda masum degil erkeklerde böyle bakarak kadın bulan çok ancak sabretmeden kendine dost bulabilen yok.

    Nedenini kendin yazmışsın zaten

    İnsanlar sadece cinsel açlıklarını gidermek için evlenmezler bu yüzden olmuyor diğer insanların senden başka dertleri de var.samimi olmayı dene ancak ne kadar zorlarsan zorla kaderde yazmıyorsa olmaz yazıyorsa o sayfa gelene kadar olmaz ne yapsan boş

    Neslinin bu dünyada işi bittiyse çoğalmana izin verilmez tohumlarını ancak lavaboya döker sifonu çekersin.

    Kaderin zor yerinde belki birini bulursun zorlaya zorlaya ama o kader öyle bir döner ki bulduğun günü yaşamamış olmak için her şeyi feda ederdim dersin hayat kabusa döner bu sebeple bilinçli olun ve kaderi çok zorlamayın iyi olmak doğru kalmak çok zor iştir tek yolu sabır ederek doğru kişiyi beklemek bunun dışı kendinize zulumdür,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pspsexer -- 19 Mart 2022; 2:17:30 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • valla yapacak bir şey yok.


    bende bakir bir erkeğim işim zor :(

  • Cinsî istek insanın yaşaması için gerekli bir ihtiyaç değildir. Adı üstünde istektir, mecburiyet değildir. Nefes almadan, beslenmeden, sindirmeden, dolaşım ve boşaltım denilen metabolizma işlemleri gerçekleşmeden ve uyumadan insan vücudu hayatta kalamaz çünkü onlar hayatî mecburiyettir ama cinsî istek denilen isteği karşılamadan da insan vücudu hayatta kalabilir.


    Cinsî istek özellikle erkek cinsî kişilere çok istendik gösterilmiştir ama bunun sebebinin insan türünün çoğalmasını sağlamak ve bir ömür boyu aile hayatının sürdürülebilmesi için gerekli bir gerekçe olduğunu sayılı kişi bilir. Cinsel isteği helâl yoldan gidermek doğru olsa da sayılı kişiler bu isteği duymaktan kurtulmuşlardır. Bu istek, onlara göre artık terkedilmiş ve onunla oynanması abes olan bir çocuk oyuncağı ile aynı kategoridedir. Siz ancak bu anlayışa ulaşabilirseniz (iyi bilinen bir örnek derviş Yunus Emre'dir) o zaman böyle bir zorluğun aslında yapay olduğunu da anlarsınız ve hayret edersiniz.





  • @Dr.Stephen Strange, evlenmek ihtiyacı aslında hiç de zannettiğiniz gibi hayatî bir ihtiyaç ve mecburiyet sayılmayabilir. Gerçekte Yaratıcı hayatı "böyle" tasarlamış olduğu için insanlar bu "akış" yaşamaktadırlar ve insan türünün çoğalması ve sürdürülebilmesi için en akla uygun ve mantıklı çözüm, bu "emr-î vâkî" yâni "oldubitti" olmakla birlikte bir insanın evlenmek istemesi tamamen, öğrenilmiş varlık ve kimlik algısının yönlendirmesinin sonucudur. Sizin anlayacağınız şekilde ifade edeyim: kişiler kendi bireysel kimliklerini, vücut cinsiyeti ile özdeşleştirmektedirler ve bu da ilk bakışta doğru gibi zannedilmektedir. Bu yüzden de kendi cinsiyet rollerine uygun davranmak ve yaşamak istemektedirler. Oysa insanın aslı, onun vücudu ve cinsiyeti değil öz benliğidir, yâni kişilik, karakter, bilinç veya birinci tekil şahıs zamiri denilen "BEN" veya tam olarak "RUH" kelimesi ile ifade edilen ve maddesel olmayan soyut varlığın ta kendisidir.


    Ruhun cinsiyeti olamaz, çünkü o madde ötesi bir varlıktır ve insanın aslı, işte bu ruh olduğu için, erkek veya kadın ruhu gibi ifadeler, gerçekte anlamsız ve geçersiz tanımlamalardır. Kısaca insanlar, aslında "erkek" veya "kadın" denilen cinsiyet rollerini "oynayan" ama aslında "oynadıklarını gerçek zanneden" tekil soyut varlıklardır. Kendileri gerçekte birer kullanıcı olup bedenleri ise onların bu evrende kullandıkları avatarlarıdır.


    Bunu fark eden insanlar cinsiyet rollerini oynamaktan vazgeçerler, çünkü karşı cinsten bir insan zannettiği kişinin vücudu aslında gerçek anlamda bir sanal varlıktır, dolayısıyla çok hoş ve güzel bir oyun olsa da aşk ve cins ilişkisi aslında hayatın devam etmesi için Yaratıcının tasarladığı mükemmel bir senaryodan başka bir şey değildir. İşte tam da bu yüzden cins ilişkisi böyle kişiler için giderilmesi gereken bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştır ve aradığınız çözüm tam olarak da budur. Çok iyi bilinen bir örnek ise derviş Yunus Emre'dir. Şeyhi Taptuk Emre onu, kendi kızı Bacım Sultan ile evlendirmiştir ama Yunus ona el sürmemiştir. Oysa Yunus. sağlıklı bir "erkektir" ve karısı da güzel bir hanımdır. Üstelik Yunus, Cennetteki "hûri" denilen olağanüstü güzel kadınları bile istememiştir. Oysa hiçbir sağlıklı erkek bir "hûri"ye kayıtsız kalamaz. Bunların anlamı ise Yunus Emre'nin aslında kendisi sağlıklı bir "hetero-normatif" kişi olsa da, "aseksüel-normatif anlayış" denilen ultra-norma ulaşmış sayılı bir kimse olduğudur.


    Açıklamalarım size ağır ve anlaşılmaz geldiyse birkaç kez okuyup düşünmenizi tavsiye ederim.





  • pspsexer kullanıcısına yanıt

    @pspsexer, "Neslinin bu dünyada işi bittiyse çoğalmana izin verilmez tohumlarını ancak lavaboya döker sifonu çekersin." ifadeniz maalesef itici olmuş. İnsan vücudu, insan ruhunun bu dünyada çeşitli iş ve işlemleri gerçekleştirmek için kullanması amacıyla yaratılan bir tür mobil biyolojik araçtan başka bir şey değildir. İnsan vücudunun çekirdeği olan "zigot" denilen maddenin ilk oluşum anından 120 gün sonra "embriyo" denilen biyolojik form ile "o insanın ruhu" irtibatlandırılır. Görünen insan medeniyeti tasarımı, Yaratıcının tercihi bu yönde olduğu için, iki cinsiyete dayalı biyoloji kurallarına göre oluşturulmuştur. Aslında anne ve baba kelimeleri, çocuk denilen yeni bir insan bireyin dünyaya gelmesi amacıyla biyolojik cins ilişkisi için kullanılan iki farklı mobil biyolojik araç cinsi demektir. Çocuk kelimesi ise ortaya çıkan yeni bir mobil biyolojik araç demektir. Araçları kullanan yâni cins ilişkisi işlemini gerçekleştiren ve kendilerini o araçlar ile aynı varlık zannedenler ise insanların ruhları yâni benlikleridir. İnsan vücudu, çok değerli ve hiper-kompleks bir cihaz gibi de düşünülebilir. O olmasaydı tek başına ruh olamazdı ve ruh olmazsa o çok değerli ve hiper-kompleks cihazın bir işlevi de olmazdı. Erkek ve kadın cins ilişkisi işleminin çok haz verici olarak tasarlanmış olmasının sebebi gayet açıktır: erkek ve kadın denilen araç türlerinin etkileşimini istendik ve sürdürülebilir kılarak yeni insan bireylerin dünyaya gelmesini sağlamak ve böylelikle insan medeniyetinin ve hayatının devamını sağlamak. Bu alt yapı olmasaydı hayat ve medeniyet oluşmayacaktı.





  • oruç tut, şehveti körelttiği buyurulmuş.

    fiili meydana getirecek boşluğu kendinde bırakma.

  • söylenenin kısası şu...

    kaderinde çoğalmak yoksa çoğalamazsın kaderde yazmıyorsa başaramazsın

    neden diye sormaya gerek yok

    sınav böyle ise...

    eş yazmıyorsa eş yoktur kim yazıyorsa da o

    zorlanırsa kader ona zina deniyor.



    Cinsel isteği helal yoldan gidermenin zorluğu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kardeş asılmaya devam, başka çaren yok


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.