Şimdi Ara

Darwin'in İlmi, Şems'in İrfanı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
659
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Konuyu evrim/Tanrı/ensest/maymuna getirenleri pıçaklarım.

    Yazı Dücane Cündioğlu'ndan alıntıdır.



    — "Geçenlerde Shakespeare okumayı denedim; o kadar saçma geldi ki kusacak gibi oldum." (I have tried lately to read Shakespeare, and found it so intolerably dull that it nauseated me.)
    Kim söylüyor bu sözü?

    İçinde yaşadığımız çağa damgasını vurmuş birkaç bilimadamının belki de en ünlüsü!

    Din-Bilim çatışmalarının etkisi hâlâ süren en tartışmalı ismi!

    Sevenlerinin nezdinde sadece bir dehâ değil, neredeyse bir aziz! Karşıtlarınca da —uzun söze ne hacet— kelimenin tam anlamıyla bir Deccal!

    Peki ya bu fakire göre?

    Doğayı, yani taşrayı, yani dışarıyı bilme arzusunun peşinden koşmak adına ruh dünyasına kıymış bir tutku adamı! Her kahraman kadar zavallı! Her âşık kadar acınası!

    Charles Darwin''den söz ediyorum; anlama ve bilme tutkusunun şiddetine ancak hürmet duyulacak bir âşıktan...

    * * *
    Bilmek sadece beyne ızdırab değil; insanın gönlüne hasar da verir.

    Bencilliğin en büyük zararı ben''in kendisinedir; yani, tutkunun... yani, ne pahasına olursa olsun hakikati avuçlama hırsının....

    Akıl ve zekâyı yoğun bir biçimde faal hâlde tutmanın insanın en değerli, en duyarlı yanını, yani hissiyat tarafını —eğer gerekli tedbirleri almazsa— nasıl da ezip yok edebileceğini gösteren nadir örneklerden biridir Darwin''in entelektüel yaşamı!

    Böceklerin, bitkilerin, kuşların peşinde geçen nice yıldan sonra, yayımlanacağını düşünmeksizin, sadece çocuklarının okuması amacıyla, 1876''dan itibaren kaleme almış olduğu notlarının başlığı şöyledir: Recollections of the Development of my Mind and Character (Zihnimin ve Kişiliğimin Gelişimiyle İlgili Anılar).

    Oğlu Francis Darwin''in derlediği bu anıların Türkçesi geçen yıl Daktylos Yayınevi tarafından neşredilmişti, oradan aynen aktarıyorum:

    — "Otuz yaşıma ve hatta sonrasına kadar şiir okumak bana büyük haz verdi; hatta okullu bir çocuk gibi Shakespeare''den, özellikle de onun tarihsel oyunlarından büyük zevk aldım. Ayrıca eskiden resimden hoşlanır, müzikten ise büyük haz alırdım."

    Peki sonra?

    Sonrası çok acı!

    — "Ama artık uzun yıllardır bir şiir dizesi okumaya tahammül edemiyorum. Geçenlerde Shakespeare okumayı denedim; o kadar saçma geldi ki kusacak gibi oldum. Ayrıca resimler ve müzik konusundaki zevkimi de neredeyse kaybettim. Müzik artık bana haz vermekten ziyade, genelde, üzerimde çalıştığım konu hakkında fazlaca enerjik olmamı sağlıyor. Güzel manzara konusundaki duygularımı koruyorum ama bu da bana eskiden olduğu gibi müthiş bir haz vermiyor."

    Şiir, resim ve müzik, Darwin''in kaybettikleri işte bunlar. Kısacası haz!

    Sanatla neredeyse alâkası kalmamış bir zihin. Belki bir hesap makinesi keskinliğinde, ve fakat bir o kadar da duygusuz! Çünkü hazdan mahrum.

    Kavramlarımızı düşünce faaliyetiyle oluştururuz, yani beynimizi çalıştırarak, aklımızı da faal hâlde tutarak... Duygularımızı oluşturan ise, haz ve acı, lezzet ve elem''dir. Tecrübenin ta kendisi. Deneyimin, yani bütünüyle yaşamın...

    Hesap makinelerinin kesinliği/ keskinliği, ya duyguların yokluğu, ya da yitimi pahasınadır.

    — "Beynim, geniş bir veri koleksiyonu içinden genel yasaları öğüten bir makineye dönmüş gibi görünüyor. Ama bu durum, niçin beynimdeki o daha yüce zevklerin yer aldığı kısmın körelmesine neden oldu anlayamıyorum."

    Darwin hakikati taşrada aradı. Aradığını buldu da.

    Ama taşranın hakikatini. Zahirin hakikatini.

    * * *
    Zavallı!

    Bu sözcük, bir tahkir ve tezyif ifadesi değil benim nezdimde, sade bir tesbit ifadesi! Hemen düzeltiyorum: sade değil, sadece değil, aksine muhabbet ve hüznün eşlik ettiği bir tesbitin ifadesi!

    — "Bütün estetik duygularımı böylesine garip ve acı bir şekilde yitirmeme rağmen..."

    Gerçekte, olup bitenin farkındadır Darwin! Kazandığı kadar, kaybettiğinin de...

    Kelimelerin seçimi kendisine ait: "loss of the higher æsthetic tastes..."

    İmdi, Cemil Meriç''i hatırlamamak mümkün mü? "Yaratan yaşayamaz, yaşayan yaratamaz!" diye haykırmıştı bir defasında.

    ''İnsan'' denen hayvan, ne garip değil mi, duygularıyla yaşıyor; ve fakat aklıyla yaratıyor.

    * * *
    Marx ve Freud...

    Belki birçoklarına garip gelecek ama bu iki ismin ne yaptığını anlamak/anlamlandırmak isteyenlerin evvelemirde Darwin''i mercek altına almaları gerekir. Çünkü Darwin''siz ne çağdaş iktisat ve toplumbilim, ne de insan psikolojisi adam gibi yorumlanabilir.

    Çağdaş düşüncenin yönelimleri Darwin''siz, Marx''sız ve Freud''suz izlenemez. Pek tabii ki bir de Nietzsche''siz. "Şen Bilim", gerçekte Darwinci bilme tarzının eseridir. Hem de inadına. [Michel Ruse''un hazırladığı "Philosophy after Darwin / Classic and Contemporary Readings" (USA, 2009) adlı devasa derlemeye kabaca da olsa şöyle bir göz atma imkânı bulanlar, sanırım, ne demek istediğimi anlayacaklardır.]

    Burada şaşırtıcı olan şu ki postmodern felsefî eğilimlerin, o "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!" yollu naifliğinin garip bir biçimde ideolojik zeminini yukarıda adı geçen dört ismin teşkil etmesidir, yani sırasıyla Darwin''in, Marx, Nietzsche ve Freud''un...

    * * *
    Demek oluyor ki Darwin okumayı göze alan, Shakespeare okuyacağı zamanlar kusacak hâle gelmeyi de göze almalı!

    Ya Darwin, ya Shakespeare! Ya Kant, ya Goethe! Ya Fahreddin Razî, ya Şems-i Tebrizî!

    "Ya-ya da"yı kabul veya reddetmek kolay, öyleyse görelim bakalım, bir adam çıksın da şu âlemde, hakkını vermek suretiyle "hem-hem de" desin! Yani mümkünse hem yaşasın, hem yaratsın!

    Ne yazık ki bu pek mümkün değil ey talib!

    Çünkü halk İsa''yı her daim çarmıhta asılı görmek ister.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Umberto Eco -- 29 Ekim 2015; 15:16:09 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >







  • Yunan mitolojisindeki yılan saçlı Medusa'yı biliriz, gözlerine baktığınız an sizi taşa çeviren kadın varlık.
    Medusa ,doğrudan değil bir ayna yardımıyla gözlerine bakılarak öldürülmüştü.

    Yazar bizi bilimsel gerçekliğe doğrudan bakmamamız konusunda uyarıyor, ama bakacağız bunu yapmak zorundayız :)
    Ama bunu yaparken bizimde ayna benzeri araçlarımız var sanıyorum, baktığımız gerçekliği kendi gerçeklik kurgumuzda eritmek gibi, yani gerçekliği bir şekilde romantize edebiliyoruz.
    Aksi halde sabah akşam ölüm korkusuyla titrerdik. Bu hem-hem mi? belki değil ,ama gerçeklikten kaçmaktan iyidir.
  • Tamamını okuyan olursa evrim/Tanrı/ensest/maymun tartışmasıda çıkar belki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yunan mitolojisindeki yılan saçlı Medusa'yı biliriz, gözlerine baktığınız an sizi taşa çeviren kadın varlık.
    Medusa ,doğrudan değil bir ayna yardımıyla gözlerine bakılarak öldürülmüştü.

    Yazar bizi bilimsel gerçekliğe doğrudan bakmamamız konusunda uyarıyor, ama bakacağız bunu yapmak zorundayız :)
    Ama bunu yaparken bizimde ayna benzeri araçlarımız var sanıyorum, baktığımız gerçekliği kendi gerçeklik kurgumuzda eritmek gibi, yani gerçekliği bir şekilde romantize edebiliyoruz.
    Aksi halde sabah akşam ölüm korkusuyla titrerdik. Bu hem-hem mi? belki değil ,ama gerçeklikten kaçmaktan iyidir.
  • Boyle yazılara ayar olmamak elde değil.
    Genellemenin en bariz örnekleri herhalde boyle yazılar. Hayatımın ergenlik sonlarından bugünlere kadar ki bolumunu, belli konularda şu an ki dünya görüşüne sahip olarak geçirdim. Yazıda bahsedilen Darwin in içinde bulunduğu duruma benzer şekilde yani. Darwin okudum, evrimci oldum, bilimsel bilgiyi en on plana koydum, felsefe okudum, kafir oldum en nihayetinde bu yaşamıma da yansıdı. Aldığım kararlar ve düşünme şeklime kadar etkiledi bu beni. Ama yine müzikten aldığım keyfin en üst kademelere eriştiği donem de bu donemdi. Açıkça benim müzikten aldığım hazzı da müzisyen olmayan (ben değilim) çok az insanın aldığına eminim. Müzik hayatımın en önemli şeyi diyebilecek kadar ileri gidebilirim. Darwine şiirden nefret etmek konusunda katılabilirim, hayatımın her döneminde de ettim. Hayatımın her döneminde tiyatrodan da nefret ettim. Hayatımın her döneminde sinemadan çok büyük haz aldım. Hayatımın her döneminde şiir hariç edebiyatı çok sevdim. Sonuçta bütün bunları sevmem veya sevmemem de, bilimsel düşünceyi en öne koymam, evrimci olmam veya Darwin okumam etkili olmadı. Çünkü bunlar birbiriyle alakalı konular bile değil. Hiçbirini yapmasam müzikten gene aynı hazzı alacağıma eminim.
    Kısaca hiçbir insanın bu gibi yonelimlerinde, yazıdaki Darwin örneğindeki etmenlerin etken olduğunu düşünmüyorum. Belki biraz.
    Yine azılı Müslüman olup sanattan, müzikten zerre haz almayan insanlar var, Mevlana okuyup, müzikten edebiyattan haz almayan insanlar vardır. Faşist olup sanattan haz alan da almayan da vardır. Yani böyle bir genelleme yapmanın gereksizliği binlerce örnekle ortaya konulabilir. Yani sanattan alınan haz o derece farklı bir şey ki, bu yuzden ya da şu yuzden denilebilecek bir olgu değil. Herhangi bir sebepten olabilir, genellenemez. Darwin sıkılmıştır bu işlerden, yaşlanmıştır, bir şey olmuştur. Bu 7-8 yıl önce dinlediğim müziklere ulan ne salak şeyler bunları dinleyecek kadar salakmıymışım dememden farklı bir şey değil.

    Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinlerin ideolojik zeminini Marxa bağlamanın maksadını hala anlayabilmiş değilim. Hadi Darwine ordan nurdan bağlanır, niçeyle freuddan pek emin değilim de Marxa nasıl bağlandığını merak ettim. Bunu da açıklarsa biri sevinirim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal

    Boyle yazılara ayar olmamak elde değil.
    Genellemenin en bariz örnekleri herhalde boyle yazılar. Hayatımın ergenlik sonlarından bugünlere kadar ki bolumunu, belli konularda şu an ki dünya görüşüne sahip olarak geçirdim. Yazıda bahsedilen Darwin in içinde bulunduğu duruma benzer şekilde yani. Darwin okudum, evrimci oldum, bilimsel bilgiyi en on plana koydum, felsefe okudum, kafir oldum en nihayetinde bu yaşamıma da yansıdı. Aldığım kararlar ve düşünme şeklime kadar etkiledi bu beni. Ama yine müzikten aldığım keyfin en üst kademelere eriştiği donem de bu donemdi. Açıkça benim müzikten aldığım hazzı da müzisyen olmayan (ben değilim) çok az insanın aldığına eminim. Müzik hayatımın en önemli şeyi diyebilecek kadar ileri gidebilirim. Darwine şiirden nefret etmek konusunda katılabilirim, hayatımın her döneminde de ettim. Hayatımın her döneminde tiyatrodan da nefret ettim. Hayatımın her döneminde sinemadan çok büyük haz aldım. Hayatımın her döneminde şiir hariç edebiyatı çok sevdim. Sonuçta bütün bunları sevmem veya sevmemem de, bilimsel düşünceyi en öne koymam, evrimci olmam veya Darwin okumam etkili olmadı. Çünkü bunlar birbiriyle alakalı konular bile değil. Hiçbirini yapmasam müzikten gene aynı hazzı alacağıma eminim.
    Kısaca hiçbir insanın bu gibi yonelimlerinde, yazıdaki Darwin örneğindeki etmenlerin etken olduğunu düşünmüyorum. Belki biraz.
    Yine azılı Müslüman olup sanattan, müzikten zerre haz almayan insanlar var, Mevlana okuyup, müzikten edebiyattan haz almayan insanlar vardır. Faşist olup sanattan haz alan da almayan da vardır. Yani böyle bir genelleme yapmanın gereksizliği binlerce örnekle ortaya konulabilir. Yani sanattan alınan haz o derece farklı bir şey ki, bu yuzden ya da şu yuzden denilebilecek bir olgu değil. Herhangi bir sebepten olabilir, genellenemez. Darwin sıkılmıştır bu işlerden, yaşlanmıştır, bir şey olmuştur. Bu 7-8 yıl önce dinlediğim müziklere ulan ne salak şeyler bunları dinleyecek kadar salakmıymışım dememden farklı bir şey değil.

    Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinlerin ideolojik zeminini Marxa bağlamanın maksadını hala anlayabilmiş değilim. Hadi Darwine ordan nurdan bağlanır, niçeyle freuddan pek emin değilim de Marxa nasıl bağlandığını merak ettim. Bunu da açıklarsa biri sevinirim.





    İnancımı kaybettiğimden belli hayattan daha çok haz alıyorum dünyayı değerli görüyorum ilk ve son kez yaşıyormuşcasına bu dünyada mutlu olmak istiyorum mutlu etmek istiyorum tüm görüşüm değişti gerçekten.

    Ama inanan biri için bunu düşünmek pek kolay değil lakin inançsızların amaçları olmadığını bu dünyada asla mutlu olamıyacaklarını düşünüp kendilerini haklı çıkartıp vay geri zekalılar hiçmi düşünemezler bomboş yaşıyorlar vb. şeylerle geçinir giderler aynı benim inançlı olduğum zamanlarda düşündüğüm şeyler anladımki inanmıyan bir insanda hayattan haz alabiliyormuş hatta daha çok bağlanabiliyormuş hayata amaçları idealleri keskin ve düzbir çizgide olabiliyormuş mutluda olabiliyorlarmış üzüledebiliyorlarmış. Dini bir inancım yok ama halen güzel şeylerde mutlu olabilirken sokakta üşüyen birini gördüğümde içim sızlıyor üzülüyorum, aç bir hayvan gördüğümde halen yemek verebiliyorum empati yapabiliyorum her zaman ben inanmazsam hayattan zevk alamam hertürlü pisliği yaparım derdim o öyle olmuyormuş hatta hayata daha çok bağlanıp daha çok anlam vermeye önemsemeye başlıyorsun. (En azından benim için öyle.) Birde benim düşündüğümün yapdığımın tersini yapan inançsızlar var onlar düşman topraklarına gerçi inançlı olupta insanlara cehennem yaşadan milyonlarca psikopatta var en azından birisi yapdığı kötülüğü inançsızlığa bağlıyor umrunda olmuyor diğeri yapdıklarını inancına bağlıyor nesilden nesilede aktarıyor




  • Lokomatif Portakal kullanıcısına yanıt
    "Beynim, geniş bir veri koleksiyonu içinden genel yasaları öğüten bir makineye dönmüş gibi görünüyor. Ama bu durum, niçin beynimdeki o daha yüce zevklerin yer aldığı kısmın körelmesine neden oldu anlayamıyorum."

    Darwin bu sözlerle kaybattiklerine üzülüyor. Çünkü sadece ilimle uğraşanlar elbette yeri geldiğinde bazı şeyleri kaybederler.

    Bu sadece bilim değil. Dini ilimlerle uğraşanlarda da olacak bir durum.

    Yani yazarın esas vurguladığı şey müzikten alınan hazzın kaybolması değil. İrfanın kaybolması.

    Yazar bu durumu da kötülemiyor. Hatta bir açıdan bakarsak olumluyor.


    Max, Freud'un söylevleri darwinizm temellidir. Freud'un İnsan ruhunu tamamen yok eden anlayışları darwin olmadan anlaşılamaz.


    Bırakınız geçsinlerle kastettiği durum ise postmodernizm. Modernizmin insan ruhunu tamamiyle yok etmesinin ardından modernizme verilen tepki.

    Postmodernizmin temelini kurcaladığımızda yine Freud, Marx ve dolayısıyla Darwinle karşılaşıyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Umberto Eco -- 30 Ekim 2015; 10:58:39 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Umberto Eco

    "Beynim, geniş bir veri koleksiyonu içinden genel yasaları öğüten bir makineye dönmüş gibi görünüyor. Ama bu durum, niçin beynimdeki o daha yüce zevklerin yer aldığı kısmın körelmesine neden oldu anlayamıyorum."

    Darwin bu sözlerle kaybattiklerine üzülüyor. Çünkü sadece ilimle uğraşanlar elbette yeri geldiğinde bazı şeyleri kaybederler.

    Bu sadece bilim değil. Dini ilimlerle uğraşanlarda da olacak bir durum.

    Yani yazarın esas vurguladığı şey müzikten alınan hazzın kaybolması değil. İrfanın kaybolması.

    Yazar bu durumu da kötülemiyor. Hatta bir açıdan bakarsak olumluyor.


    Max, Freud'un söylevleri darwinizm temellidir. Freud'un İnsan ruhunu tamamen yok eden anlayışları darwin olmadan anlaşılamaz.


    Bırakınız geçsinlerle kastettiği durum ise postmodernizm. Modernizmin insan ruhunu tamamiyle yok etmesinin ardından modernizme verilen tepki.

    Postmodernizmin temelini kurcaladığımızda yine Freud, Marx ve dolayısıyla Darwinle karşılaşıyoruz.


    Darwinin boyle demesi gerçekten oyle olduğu anlamına gelmiyor, zira kendiside boyle olmamın nedenini anlayamıyorum demiş. Bilimle kafayı bozup mekanikleşen biri olabilir. Ama herhangi konuyla kafayı bozan mekanikleşebilir zaten. Bu bilime veya dine ozgu bir şey değil. O yuzden kalkıp bunları birbiriyle bağdaştırıp, Darwin okuyan mekanikleşir duygularını yitirir demek kadar abes bir şey olamaz.

    Marx Darwinizm temelli değil, aksine Darwinizmin karşısındadır.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Lokomatif Portakal kullanıcısına yanıt
    Darwin okuyan mekanikleşir gibi bir iddia yok yazıda...

    İlim adamı olmakla, irfan adamı olmak arası çizgiye değinmekte mesele. Ya-ya da meselesi yani.

    Hem-hem olmak gerekte olablirmiyiz üzerinde duruyor yazar. Yani hem ilim hem irfan birarada bulunabilir mi? diye bize soruyor.

    Yazının sonuç bölümünde de halkın her daim İsa'yı çarmıhta görmek isteyeceğini yani sonuç olarak hakikate bakarken sadece kendi istek ve çıkarları dahilinde bakacağı hakikatini hatırlatıyor.

    * * *

    Marx nasıl Darwinizm temelli değil. Doğrudan darwinizm temelli.

    İlerleyici ekonomi modelleri...

    Kapitalizme geçiş bir evrimdir Marx'a göre...

    En evrimleşmiş toplum modeli olarakta sosyalist düzen önerisini getiriyor.

    Doğrudan alaka var yani...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Umberto Eco

    Darwin okuyan mekanikleşir gibi bir iddia yok yazıda...

    İlim adamı olmakla, irfan adamı olmak arası çizgiye değinmekte mesele. Ya-ya da meselesi yani.

    Hem-hem olmak gerekte olablirmiyiz üzerinde duruyor yazar. Yani hem ilim hem irfan birarada bulunabilir mi? diye bize soruyor.

    Yazının sonuç bölümünde de halkın her daim İsa'yı çarmıhta görmek isteyeceğini yani sonuç olarak hakikate bakarken sadece kendi istek ve çıkarları dahilinde bakacağı hakikatini hatırlatıyor.

    * * *

    Marx nasıl Darwinizm temelli değil. Doğrudan darwinizm temelli.

    İlerleyici ekonomi modelleri...

    Kapitalizme geçiş bir evrimdir Marx'a göre...

    En evrimleşmiş toplum modeli olarakta sosyalist düzen önerisini getiriyor.

    Doğrudan alaka var yani...

    Bana daha çok, hedef gösterip, Darwinin ruhsuz olduğu gibi Darwin okuyan da, bilime çok kafa yoran da ruhsuz olur demeye getiriyor gibi geldi. Tabi öznel bir yazı, herkes farklı anlayabilir. Bana bu izlenimi yarattı.

    Marx şöyle evrim temelli değildir, sosyalizm, evrim teorisinin işleyişinin sosyal hayattaki tam karşıtıdır. Evrimi bir şeyle ilişkilendireceksek o kapitalizm olabilir. Sosyalizm olamaz. Bilmem anlatabildim mi? Kısaca sosyalizm doğal seçilimin karşısında durur. Evrimsel mekanizmaların karşısında durur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Marksizm, Darwin'in evrimsel düşünceleri üzerine şekillenmiş olamaz. Çünkü Marx, bu fikirlerini Darwin'in çalışmalarını açıklamasından önce yazıya dökmüştür.

    Doğadaki evrimle, sosyolojideki evrimi bir tutmak da doğru olmaz.
  • Doğru Marx'ın düşünceleri Darwin'den önce şekillendi. Ama örtüşme var;

    http://www.ozgurlukdunyasi.org/arsiv/13-sayi-203/120-marx-ve-darwin

    Ayrıca sosyal darwinizm kapitalizmi destekler, Darwin değil.


    @Lokomotif portakal

    Hedef gösterme gibi bir durum yok. Yazıda Darwin'le Fahreddin Razi aynı durumda gösteriliyor.

    Şimdi bu nasıl hedef gösterme?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Umberto Eco -- 30 Ekim 2015; 15:54:18 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Umberto Eco

    Doğru Marx'ın düşünceleri Darwin'den önce şekillendi. Ama örtüşme var;

    http://www.ozgurlukdunyasi.org/arsiv/13-sayi-203/120-marx-ve-darwin

    Ayrıca sosyal darwinizm kapitalizmi destekler, Darwin değil.


    @Lokomotif portakal

    Hedef gösterme gibi bir durum yok. Yazıda Darwin'le Fahreddin Razi aynı durumda gösteriliyor.

    Şimdi bu nasıl hedef gösterme?

    Darwine ayrılan koca bir bölümden bunu çıkarabilirken, Fahreddin razinin sadece adının anılması pek onemseyebileceğim bir şey değil. O kim bilmiyorum da zaten. Bilsem de farketmezdi. Ama eğer diyorsan ki bir ayrım yok, yazar burada herkesi kastetmiş. O zaman sözüm yok. Bir işe kendini aşırı adayan bir insanın mekanikleşmesi muhtemeldir. Bu her şey olabilir. Darwine indirgenemez. Eleştirim özellikle Darwin üzerinden bunu anlatmasınadır. Neden Darwin? Fahreddin razi üzerinden anlatsaydı da Darwinin de adı geçseydi. Bu anlamda özellikle Darwinin seçilmesi, başka şeyler çağrıştırıyor. Etraf ruhunu gerçekten yitirmiş, çılgın bilim adamı kaynıyor, malzeme bol.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Darwinle marks ikside birbirine desteklemistir ikiside dünyayı kana boğdu.
    http://www.dogalseleksiyonvedarwinizm.com/marksizm.html

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lokomatif Portakal kullanıcısına yanıt
    Fahreddin Razi Sünni kelam geleneğinde önemli yeri olan bir alim.

    Yazar ilim-irfan konusunda herkesi kastetmiş. Ama Darwin'i özellikle seçmesinin nedeni bu değil.

    Darwin, Freud, Nietszhe ve Marx. Bu dörtünün toplum modelleri, düşünce tarzları, ortaya attıkları değerler üzerine bir düşünmeye çağırıyor yazar bizi.

    Ayrıca bir taraftan da postmodernite gönderme yapıyor. Çünkü bu dörtü bir taraftan dolaylı yolla postmoderniteyi etkileyen kişiler.

    Yani çağımızı etkileyen kişileri düşünmeye yönlendiriyor yazar.

    Durum bu.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.