DSÖ, elektronik sigara için acil eylem çağrısı yaptı (2. sayfa)

-18'i karıştırmayalım onlara yasak her şey zaten (:

O sorular çok güzel ve hepsine cevabı şöyle verilebilir:

Bir kere kabul ediyoruz, genel olarak bütün bu kendine zarar verme davranışlarının yasaklanması elbette bireylerin temel özgürlüklerine, kendi sağlıkları üzerindeki kararlarına yönelik bir müdahaledir. Fakat sadece bireyin değil kamu yararı ve refah payı da var.

Bakın çok basit bir örnek, bir baba düşünün. Zorluklar karşısında intihar veya sigara (veya başka kendisine ne zarar veriyorsa) yollarını tercih ederse o toplum sağlıklı olabilir mi? (Sigara biraz abartılı oldu ama bazıları için doğrudur tam hayatının en güzel yıllarında babasını veya babasının sağlığını kaybetmiş insanlarımız var) Benzer örnekler daha çok verilebilir.

O nedenle açıkçası kendisine zarar veren özgür bireylerden oluşan topluluk olacağımıza mümkün olduğunca bilinçli sağlıklı topluluk hedefimiz olmalı. Şimdi bu Yeni Zelanda bir şey deniyor bakalım göreceğiz. Belki de tutar. Bütün dünya bu modele geçer.

Hocam yeterince bilinçli ve eğitimli bir toplum bu problemin en ideal çözümü zaten. Fakat insanı içinde bulunduğu çevreden soyutlayamayacağımız için bu konu tartışmaya hep açık kalacaktır. Verdiğiniz örnekteki gibi düzgün gıdalarla beslenmeyi tercih etmediğim için sağlığımı kaybedip hastalanırsam bunun hem aileme hem de topluma bir etkisi illa ki olacak. Bu noktada beslenme tercihinin ne kadarının özgürlük olduğu, ne miktarda müdahale gerektiği konusu yine üzerinde düşünülmesi gereken bir başlık. Bakanlık gıdalar üzerinde katı bir yasak listesi de hazırlayabilir, toplumu tükettiği şeyin potansiyel zararları konusunda bilgilendirip özgür de bırakabilir. Uygulamanın bu ikisi arasında konumlandırılması sırasında ise tartışma kaçınılmaz olacaktır.

İntihar etmek TCK'da suç değil. Dinen çok günah, ahlaken çok yanlış, başka ülkelerde suç ...vs bunlar ayrı konu.

Bahsettiğinize gelelim, intihara teşebbüsü de yine ülkemizde yargılanabilir bir suç değil, kanunda yeri yok, intihar edene sırf bundan dolayı cezai yaptırım yok. Sadece soruşturması yapılabilir, teşvik eden / etki eden sebepler nelerdir arkasında biri var mı diye bakılabilir veya işleniş yönünden intihar etmek isteyen kamu düzenini bozdu mu, kamu malına zarar verdi mi ... gibi başkaca suçlar (misal intihar amaçlı sürat yaparak trafiğin düzenini bozmak gibi veya atlarken mala cana zarar vermek gibi) oluşmuş mu diye bakılır.

Akıl hastanesi meselesine gelirsek oralar hapishane değil. Biri tedavi odaklı diğeri ceza odaklı. Evet özgürlüğün kısıtlanıyor gibi düşünülmüş, kabul ediyorum. Yalnız burada amaç bireyin özgürlüğünü kısıtlamak değil. Kişinin kendi güvenliği ve toplumda olası riskler için belirli bir süre, uzman sağlık ekibiyle gözlem altında tutulması söz konusu. Amaç destekleyici ve rehabilitasyon odaklı önemler almak.

Çünkü intihara teşebbüs akıl rahatsızlığı olarak görülüyor. Ve tıpkı diğer tıbbi hastalıklarda olduğu gibi örneğin nasıl ki biri kalp krizi geçirip düşüp bayılsa müdahale ediliyor, iyileşene kadar gözetim altında tutuluyor onun gibi. Şimdi ne yani kalp krizi geçirmek de mi suç diyeceğiz...

Markete girip ambalajlı ürünlerin içindekiler kısmını okuyun bakalım faydalı mı değil mi görürsünüz. İçinde fayda sağlacacak ürün miktarı binde bilmem kaç.

mesele fayda değil özgürlükler aynı zamanda.

ben başkan olsam şehir içi arabaları yasaklarım mesala, egzoz insanları zehirliyor. Söyledikleriniz realiteden bu kadar uzak ve saçma.

zararlı ama size dokunmayan yerden yasaklama bencilce bir düşünce, ha yiyorsa gıda, fabrika gibi kitlesel alanlardaki yasaklamaları savunun, sıra sigarayada elbette gelir o zaman…

"Aç karnımızı doyuruyoruz" da "beslenemiyoruz". İyi beslenemediğimizden uzun vadede zehirleniyoruz.

Neyse bakın bütün tarafları dinliyorum. En ilginci @gun Ölümüne sigaraya karşı isyanı var. Verdiği örneklerin ucu bucağı yok, konu hep ilginç yerlere gidiyor. Ben de asla içmedim ve içmem de. Bu sigara konusunda aynen bu minvalde ilerleyip çok tartıştığım kalbini kırdığım arkadaşlarım yakınlarım oldu. Aynen burası gibi alakasız yollara çıkmıştık. Hatta en son "keşke sigara içseydin de adam olsaydın" gibi bir tatsız sona bile vardı iş  

Şimdi niyetinde son finalde bu işi "özgür irade" olarak görelim. Gerçekten bu içen tarafın bırakmaya niyeti olana kadar başka türlüsü kalp kırmaktan öteye gitmiyor.

Yapabileceğimiz en önemli şey çocuklara gençlere çok ciddi bir eğitim vermek olmalı. Burada yine sigara içen çok dikkatli davranıp yanlış örnek olmaması için elinden geleni yapmalı. Çocuğa o bilinç aşılanırsa büyüdüğünde zaten içmeyeceği için sorun çözülecek.

Haberdeki DSÖ'nün elektronik sigara kısıtlamasına destek vermek zorundayız. Daha önceden dediğim gibi geleneksel sigaraya bir alternatif gibi gösterilip algılarımızı bozuyor.

ülkemiz Londra standartlarına gelirse kamuya açık alanlarda da yasak olabilir tabiki, kaldı ki orada bile sigara satışı legal.

sağlık bakanlığı gibi devlet kurumlarının bu kadar güvenilir olduğunu düşünüyorsanız, sigara satışı ve içilmesindeki kısıtlamalarında şu anki durumu onlara güvenerek desteklemeniz gerekir.

market olayında anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz bence.

peki o zaman çevreye zararlı diye işlemci üretimlerinide yasaklayalım , tonlarca temiz suyu kirletiyor, sunucu merkezlerinide yasaklayalım yaydığı ısıyı soğutmak için kullanılan enerji dünyaya zarar veriyor, pille çalışan cihazlar 2 sene kullanılıp doğaya atılıyor zararlı yasaklayalım, petrolden üretilen giyisileri yasaklayalım sağlığa zararlı,, bunun gibi milyon tane herkesin kabul ettiği sağlığa zararlı ama legal olan şey sayabilirim.

Bana yararı yoksa yasaklayalım merkezli düşünceniz çok sığ. yasaklamalarda sadece fayda/zarar ilişkisine bakılmaz, özgürlükler söz konusu. açık alanlarda sigara yasağı tartışılabilir fakat ülkemizde daha fabrikalar şehir rmerkezlerinde ve denetimden uzakken, halen kömür yakacak olarak kullanılıyorken sigara kullananların size vermiş olduğu zararı tartışmak mantıksız.

en iyisimi siz kendinizden başlayın kişisel araç yerine yakın mesafelere yürüme, uzak yerlere toplu taşıma ile gidin, aracınızla geçtiğiniz bölgedeki insanları egzoz dumanı soluması zorunda bırakmayın, olmaz ama değil mi araba ile gitmenin size faydası var, yoldan geçen egzoz soluyana yok, yasaklansın!

sigara içmeyi içenlerde savunmuyor, bu bir bağımlılık, sigarayı bıraktırmaya yönelik düzgün çalışma yok, toplasan büyük şehirlerde birle bir kaç tane sigara bıraktırma merkezleri var, göğüs hastalıkları doktoru haftanın bir günü belirli saatler arasında ilgileniyor ve işlevsel değil, tek önlem vergi artışı.

siz olaya kar/ zarar olarak bakıyorsunuz ama olay bağımlılık, içen insanlarda yararı olmadığının tamamen zarar olduğunun farkında.

herkesin bağımlılık seviyesi farklı, ben yoksunluk çektiğimde neler yaşıyorum içmeyenler anlayamıyor doğal olarak.

sgk yı sigara bağımlılarından çok kimlerin zarara uğrattığını herkes biliyor, siz de biliyorsunuzdur... veya ekonomiye etkisinin aşırı vergi yüzünden kaçakçılık yüzünden kaybedlien vergi gelirleri ve paranın kimlere gittiğini belli olmaması gibi...

kaldı ki insan yaşamı boyunca sgk ya pirim ödüyor bile isteyede olsa karşılığını alabilir.

bu ülkede inancı olmayıp ondan alınan vergilerle cami vs giderleri karşılanıyor en azından pirimini ödemiş insanlar bağımlılık sonucu oluşan sağlık hizmetini alabilsin(ne kadar alabiliyorsa artık)

ben yasakladım oldu mantığından çok çözüme dayalı öneriler daha mantıklı olacaktır.