Şimdi Ara

Eğitim Sistemi Saçmalıkları (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
120
Cevap
11
Favori
4.465
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: brtgtrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    Şu paragrafa dikkat:

    Peki ne yapmalıyız? Bu noktada aklınıza büyük ihtimalle bu soru gelmiştir. Aslında neler yapmamalıyızı konuşmalıyız önce, mesela politikacılara yumurta fırlatmakla, sokaklarda meydanlarda gösteriler yapmakla, polise karşı direnmekle, olay çıkartmakla, örgüt kurmakla vs. bu işler düzelmez. Bunları yapmak sadece zaman kaybıdır hiçbir şeyi değiştirmez. Tam tersi halkın nefretini kazanırsınız, aksayan trafikten, camı çerçevesi inen esnaftan, boşu boşuna mesgul ettiğiniz polisten, kısacası rahatsız ettiğiniz herkesten küfür yersiniz. İnsanları nefretle, sloganlarla, pankartlarla, simgelerle ya da renklerle beyinsiz bir şekilde fanatikçe örgütlemek sadece kaybettirir. İnsanların içerisindeki hayvansal yapıdan dolayı düşünmeyen insanları çok kolay bir şekilde bu yöntemlerle örgütleyebilirsiniz, ama topladığınız örgüt kuru gürültüden, zarardan ziyandan başka bir olmaz. Çünkü bu örgüt, ya da topluluk diyelim, düşünerek değil hisleriyle ve sürü psikolojisiyle hareket eder, mantıklı işler yapmazlar.


    Size de son zamanalrda yaşanan bir olayı hatırlattı mı

    Yazının tamamını okumadım,neden bu paragrafa dikkat çekmek istediğinizi merak ettim açıkçası.

    Gezi olaylarına ok atacak aklınca. Oturup nihat hatipoğlu dinleyin, fem dershanelerine gidin, atv izleyin, zaman gazetesi okuyun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: behmenyar1


    quote:

    Orijinalden alıntı: Alper#

    quote:

    Orijinalden alıntı: FunkyCE

    quote:

    Orijinalden alıntı: Alper#


    Ben ders çalışırken sınavın saçma bir şey olduğunu ve saçmalığı insana diretmeleri yetmezmiş gibi para ve zaman en önemlisi insanı sınırlandırdığını inandım. Sınavı en iyi derece yapan çocukların surat ifadelerinde ne halde olduklarını anlarsanız. O gözünde ki ışık çok az vardır.

    Daha geçenlerde derece yapıpta iki kelimeyi yanyana getiremeyen, derdini izah edemeyen bir video vardı. Öbür kızda garipsiyeceğim bir tiplemeye sahipti. Hiç doğallık yoktu oturmuş ezberlemiş cevaplıyordu.

    Bu sistem öğrenci dışında herkese yarıyor. Kazanılan paranın haddi hesabı yok. OSYM bile bizden aldığı paralarla holding kurar.


    cok merak ediyorum siz 1. olup tv'ye ciksaniz acaba herkes hayran mi kalacak ?

    Ne alaka :)

    Bu sınavda 1. olacak aptallığa sahip değilim. Sabah akşam bu müfredatta ders çalışıp derece yapmak bana göre değil.

    Ben hayatı sürekli sorgulayan, yeri geldimi sert çıkışlar yapan biri olarak usulca saatlerce ders çalışıp test çözmek benim karakterime ters.

    sistemde başarısız olmuş öğrenciler böyle konuşuyor hocam. Önce yaşadığın ülkenin sistemine göre davranmak zorundasın diğer türlü cidden inek dediklerin baş ,okumayanlarsa ayak olur ne yazık ki. ve 1. ezberledi de 1. oldu demene katılmıyorum. o sınavda birinci olmanın ezberle hiçbir ilgisi yok. mutlaka çok zekide olmak lazım. olamayanlar da eğitim sistemi kötü diye eleştiriyor ancak. istisnalar var mıdır tabii ki vardır.

    Onlarca birincinin olduğu bir sınav ne kadar mantıklı? Bunun bana mantıklı açıklamasını yap bakalım.
    Bu sınavda tam puan yapmak ya da odtü,itü,bilkent,boğaziçi gibi yerleri kazanmak bir insanı zeki yapmaz. Orayı kazananlarda zeki değiller.
    Öncelikle zeka kavramının kavramak daha sonrasında zeki kavramını değerlendirmen lazım.
    Sınavda başarısız olmuş kişiler mi böyle konuşuyor? Emin misin? Deniz Gezmiş hangi okulda okuyordu? Dünyanın en büyük 2.barosu Ümit Kocasakal, Bir zamanlar Öğretmen olan Muharrem İnce, sen ce bu insanlar da mı kaybetmiş?
    Bunu defalarca söyledim tekrar tekrar söylüyorum, sistem oturduğunuz yerden ya da sandıktan yıkılmaz. Çünkü onların hukuku var artık!
    Gün gelir şu sistem değişir inşallah. Ama insanların bunu için de fedakarlık yapmaları gerekir.
    İşimizi, canımızı bile feda etmemiz gerecek gün gelecek ama herkes şu an evinin arabasının derdinde.
    Benzin fiyatıtavan yapmış kontak kapatan yok.
    Patronlardan korkan bir halk, devletten korkan patronlar var bu ülkede.
    Fedakarlık yapmadığınız sürece daha çok kendinize küfreder durursunuz. Ev+Araba+En ufak üretkenlik yapmadığın bir işinin olması bir itibar göstergesi sayılıyor.




  • Okumam yarım saat sürdü bazı yerleri atladım hatta ama döktürmüşsünüz hocam.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: theskyfr

    Okumam yarım saat sürdü bazı yerleri atladım hatta ama döktürmüşsünüz hocam.

    Aynen çok güzel yazmış. Tamamına yakınını okudum bir solukta.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ağır Müslümcü

    ulan siz nasıl bir zihniyetsiniz lise mal yeaa hep ezber .kardesim meslek lisesine gideydin tornacı olaydin ogretirlerdi sana meslegi.tembelliginden oturup iki soru cozmemissin yaptıgın bir basarı yok egitim sistemini elestiriyosun tıp okuyan adamda bunlar ezber yea desin farmakoloji dersini sallasın ozaman eger sınavda basarılı olup bu yorumları yapıyor olsan tamamda ben etil alkol yapıyorum kimya akar ya demen sacma bende suan etil alkol yapabilirim cunku okulda bunu ogretiyorlar azıcık dinleseydin gorurdun.ulkede kim gitsin ingilizce konusacak adam bulsun kelime ezberlemeden nasıl ingilizce ogrensin bak benim aklı hafif kıt arkadasım senin beyin yapın lisede daha gelismekte oldugu icin sana meslegı lisede ogretmiyorlar kusura bakma kimse sınav olmadan universite yerleştirmesi yapamaz.lisedeki basarılı arkadaslara bir baltaya sap olamaz demissin? sen hangi baltaya sap oldun?

    Öff, daha yazdığım yazıyı idrak etmeden buraya mesaj atıyorsunuz. Özetleyeyim, oturup iki soru çözmek değil, 2.5 saat boyunca devasa bir müfredattan 160 tane soru çözmek olay, ve evet bu büyük bir sıkıntı. Bunu başarabilmek için 4 yıl boyunca (gelişiminin en önemli 4 yılları bunlar) bu saçma sapan bir düzenle oluşturulmuş full teorik müfredatı ve soru çözme yöntemlerini ezberlemen gerekiyor. Bu bilgilerin büyük çoğunluğu hiç bir işine yaramayacak, ve pratiği olmadığı için zaten yeterli seviyede kavrayamamış olacaksın. Bu tıpkı programlamayı öğrenip hiç program yazmadan bilgisayar soruları çözmek gibi.
    Bunun yerine lise çok daha kısa süren bir dönem olabilir, ya da bu 4 yılda çok daha verimli şeylerin öğretildiği bir yer olabilir.
    Ama değil, ve ben güzel bir üniversiteye gidebilmek için bu sistemden geçmek zorundaydım. Bu yüzden okul büyük bir zaman kaybıydı, bu teorik bilgileri evden ezberleyerek, dilersem de bir dershaneye giderek zamanımı daha verimli hale getirebilirdim. Ben de böyle yaptım ve 10. sınıfın sonunda açık öğretime geçtim.
    Kasım ayına doğru falan açık öğretimi 1 senede bitirebileceğimi öğrenince şansımı denemek istedim. Türevmiş integralmiş hiç bir şey bilmeden, hiç dershaneye falan gitmediğim halde 59K sıralamayla GYTE Elektronik Mühendisliğini kazandım, ve okulu araştırarak edindiğim bilgilerle beğendiğim için kaydoldum.

    İngilizce konuşacak adam memlekette mesela hocalar var, yok mu? Sen türkçeyi kelime ezberleyerek mi öğrendin? Derste full soru çözmek yerine, bi konu üzerinde konuşsak, ödevlerimiz podcast yapma, video çekme, hikaye yazma falan olsa mesela? Sence daha mı kötü olurdu?

    Kimyada ise etil alkol yaptığımda okulda öğretiliyor demişsin ama o konuları işlediğimiz halde bütün arkadaşlarım bana nasıl yaptığımı soruyorlardı ve anlatsam da anlamayanlar vardı. SBS puanı bi anlam ifade edecekse oradaki en düşük puanı alan 5000. olmuştu diyebilirim. Sen iyi anlamışsın demek ki o konuyu.

    Ben ne baltaya sap oldum söyleyeyim, sınavlarda yüksek not başarıysa eğer ben SBS'de 3K'ya girmiştim, şu anda yüksek derecede programlama bilgisine sahibim, otelde çalışıp para kazandım ve dünyanın 4 bir yanından insanlarla tanıştım, ileri derecede ingilizcem var, bir çok bilimsel konuda bilgiye sahibim, bilimin ve gerçekliğin işleyişini anlamış durumdayım, tıp fakültesi demişsin falan ama ben daha boyut kavramını paralel evrenler sanan, 5. boyutta cinlerin yaşadığına falan inanan, ÖSS'den yüksek not almış insanlar gördüm, mesela ben Rob Bryanton'un 10. boyut videolarının saçma olduğunu biliyorum, kendi kendime 13 yaşında ateist oldum, çalıştığım otele resepsiyon programı yazdım, randomsoru.com adlı projem üzerinde ciddi ilerlemeler kaydettim, internetten aratarak sonsuz bilgiye erişebileceğimin farkındayım, merak ettiğim her şeyi tembel tembel başkalarına sormam, geçenlerde buraya Teknofem'den video indirmek için özel bir yöntem eklemiştim ama silinmiş :) lisedeki arkadaşlarımdan 1 sene önce üniversiteye gittim; ve şu anda bunların hiçbiri olmasa bile normal biri gibi Elektronik Mühendisliği okuyorum ve GYTE'den gayet memnunum. Bi baltaya sap olmuş muyum?

    Gerçi boşuna yazdım, bu da uzun oldu, okumazsın ki... Ama şunu söyleyeyim, yazımdaki bir çok şeye şu anda ben de katılmıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turnedar

    Sistemin saçma olduğunu düşünen bır öğrenci ne yapar biliyormusunuz oturur dersini çalışır en iyi eğitimi almak için varını yoğunu ortaya döker. Ayrıca neden dereceye giren insanların hep mongol ezberci asistan olduğu düşünülür.Benim gördüğüm kadarıyla sayisalda ilk5 bine giren hiç bır öğrenci sizin tarif ettiğiniz gibi değil. Gecen bır konu açılmıştı bır kardeşimiz TÜBİTAK mat olimpiyatlarına girmiş bır kardeşimiz sınavda 561 yapıp Bilkent matematiğe girmişti mesela bu adam bilmiyor mü sistemin saçma olduğunu tabiki biliyor ama kendini geliştirmek içinde varını yoğunu ortaya koyuyor. Yani yok açık liseye geçtim vesaire vesaire boş. Elbette istisnalar var hayvan gibi çalışıp boş kafa olanlar ama bunlar toplasan 10 20 kisi.

    Kopyala yapıştır yapıyorum:
    Bu yüzden liseyi bitirmek ve üniversite sınavına çok çalışmaktan başka bir çarem yok. Bu saçmalığını anlattığım eğitim sisteminden mutlaka geçmek zorundayım.
    Ama bu yol üzerinde giderken sistemin açıklarından faydalanarak zaman, para, akıl gibi okul tarafından boşa harcanan kaynakların boşa gitmesini önemli ölçüde azaltabilirim. Bu eğitim sisteminin benim kullanacak olduğum açığı ise, adı üstünde 'açık' öğretim. Açık öğretim denilince insanların aklına ilk gelen şey, gençken okumamış kişilerin sadece diploma almak için gittikleri, çok gereksiz ve hiçbir şey öğretilmeyen okul geliyor. İnsanlara SBS'de %0,3'lük dilime girerek kazandığım HASAL'ı bırakıp da açık öğretime geçeceğim dediğimde ilk anladıkları şey eğitim öğretim hayatımı boşverip okumaktan vazgeçtiğim, sadece lise diploması almak için de açık öğretime geçtiğim oluyor, fakat işin aslı böyle değil. Birazdan yazacaklarım sayesinde benim adıma açık öğretimin neden daha iyi olduğunu anlayacaksınız.
    Öncelikli sebep şu, zaman kaybı. Şimdi çok iyimser ihtimalleri göz önüne alarak bir hesap yapacağız. Sabah 6.30'da kalkıp sadece okul hazırlığı yaparak evden çıkıyorum, ve öğlen 3.40'da eve geri geliyorum, üst-baş çıkarmasıydı el-yüz yıkamasıydı derken saat 4.00 oluyor, toplamda 9,5 saat ediyor. Okulda 45 dakikalık 7 ders görüyoruz, toplamda 5,25 saat ediyor, yani 4,25 saat yollarda, teneffüslerde ya da okul hazırlığı yapmakla boşa geçiyor. Her hafta bir ders boş desek ve 3 ders de gereksiz etkinliklerle ve yazılılarla harcanıyor desek, günlük ders süresi 5,25'den 4,8 saate düşer. Her dersin derse hazırlık vakti olarak, ya da hocanın boş bıraktığı vakit olarak da ortalama yaklaşık 15 dakika desek, 4,8'den 3,6'ya düşer. Fakat bu 3,6 saatlik derslerin yarısı beni üniversite sınavında alakadar etmeyecek olan dersler. Ama HASAL'da kalırsam alakadar ediyorlar çünkü bunlardan geçer not almak zorunda kalıyorum, açık öğretimde böyle bir sorunum olmayacak, beni alakadar etmeyen derslere çalışmayacağım. Bu yüzden 3,6 saat düşer 1,8'e. Peki bu 1,8 saatte, ne yapılır? Zaten kitaplarda yazan şeyler tekrardan deftere yazılır, soru çözümü yapılır, nadiren öğretmen tarafından konu açıklaması yapılır. Deftere kitapta yazan bilgileri tekrardan yazmak ki benim bir türlü başaramadığım ve nedenini anlayamadığım bir iştir, bu işi boşa yapılan bir iş olarak görecek olursak, 1,8 saat en iyimser ihtimalle iner 1'e. Yani 1 saatlik öğrenim için 9 saatimizi kaybediyoruz, zaman bakımından verimlilik en yüksek %12 civarlarında. Oysa açık öğretimdeyken zaman tam verimli geçecek, mesela evde saat 8'den 12'ye kadar sadece beni üniversite sınavında ilgilendiren derslere çalışacağım, 4 saatlik öğrenimin sonunda en iyimser ihtimalle sadece 4 saat kaybetmiş olacağım, verimlilik %100 olacak, oysa okulda 4 saatlik öğrenim için 36 saatimi kaybetmek zorundayım.
    Ayrıca ben yapım gereği kendi kendine okuyarak, deneyerek ve düşünerek çok hızlı öğrenen, ama birisi anlatırken hiçbir şey anlamayan bir insanım. Kendi adıma söylüyorum, evde kendim yaptığım 4 saatlik ders çalışmayla okulda hocanın anlatım yaparak tam verimlilikte geçireceği 16 saati karşılayabilirim. Bazıları okul ya da dershaneye gitmeden kitaptan çalışarak hiçbir şey yapamayacağımı söylüyorlar ama yanılıyorlar. Üniversitede öğretilen programlamayı kendi kendime, hiç kimsenin yardımı olmadan öğrendim, şu anda yazamayacağım hiçbir uygulama yok. Programlama gibi zor bir işi kendi kendime öğrenebilmişken dandik lise konularını neden kendi kendime öğrenemeyeyim?
    İkinci en önemli sebep ise yazılılar, açık öğretimdeyken yazılılara çalışmak gibi bir derdim olmayacağından hiç stres altında olmadan rahat rahat ders çalışacağım, dersi yazılıdan yüksek not almak için bir gecede ya da yazılıdan hemen 10 dakika önce çalışmak, konuları ezberlemek yerine her gün sağlıklı ve düzenli bir şekilde çalışacağım. Ayrıca müfredatta eşşek yüküyle konu olduğundan ve okulda dersler çok verimsiz geçtiğinden, okula giden bir öğrenci hem okuldan geldikten sonra ek olarak evde ders çalışmak hem de dershaneye gitmek zorunda kalır, bu zaman zarfında çok yorulduğu için derslerden aldığı verim de azalmaya başlar. Ama dediğim gibi bende böyle olmayacak, gayet sağlıklı ve verimli ders çalışacağım.
    Diğer bir kazancım ise okuldaki hazır ol, rahat, sakalını kes, saçını kes, derse 10 saniye bile gecikme, 1 dakika saygı duruşunda dur, uygun adım marş, siyah kumaş pantolon giy, bordoyu değil de beyaz tişörtünü giy, öğretmen gelince ayağa kalk, derste su içme gibi akla mantığa sığmayan ve bir mantık insanı olan beni çok rahatsız eden bu tür saçmalıklardan kurtulacak olmam. Bunları sevmememin sebebi saygısız asi bir genç olmam değil, tüm öğretmenlerim bilir zaten benim ne kadar saygılı ve sessiz sakin iyi huylu biri olduğumu. Bunlar ciddi bir şekilde akla mantığa aykırı olduğu için sevmiyorum.
    Maddi açıdan da kazançlı çıkacağım, üniforma, okul adına toplanan paralar, dershane, ders araç-gereçleri, yol parası, okuldan aldığım gıda tüketim maddeleri ve benzeri şeylere artık para harcamayacağım için bunlara boşa harcanan para da bana kalacak. Gerçi bunların bazılarını ben kendi cebiden ödemiyorum tabi, ailem ödüyor ama ailemin parası benim param sayılır sonuçta. Ayrıca zamandan ettiğim önemli miktardaki tasarruf sayesinde eğer istersem bir işte çalışarak ailesinin yanında yaşayan bir öğrenciye göre çok yüksek miktarlarda olan paralar da kazanabileceğim. Süper kaliteli bilgisayarlar, oyun konsolları, cep telefonları (ki hiç özentiliğim yoktur, alırsam sadece üzerinde programlama denemeleri yapmak için alırım) ve benzeri şeyler için aileme bağımlı olmayacağım.


    Benim amacım zaten okuldaki saçmalıklardan arınmış bir şekilde evde adam gibi ders çalışıp sınavdan yüksek not almaktı. Fakat, açık öğretim 3. dönem sebebiyle 1 sene öncesinden üniversiteye gidebilme imkanım oldu. Ben de o sene kendimi denemek için bir sürü konu eksiğiyle derhaneye falan gitmeden sınava girdim, ve 59K puanla GYTE Elektroniği kazandığım için oraya gittim, şu anda orada 1. sınıftayım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: brtgtrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    Şu paragrafa dikkat:

    Peki ne yapmalıyız? Bu noktada aklınıza büyük ihtimalle bu soru gelmiştir. Aslında neler yapmamalıyızı konuşmalıyız önce, mesela politikacılara yumurta fırlatmakla, sokaklarda meydanlarda gösteriler yapmakla, polise karşı direnmekle, olay çıkartmakla, örgüt kurmakla vs. bu işler düzelmez. Bunları yapmak sadece zaman kaybıdır hiçbir şeyi değiştirmez. Tam tersi halkın nefretini kazanırsınız, aksayan trafikten, camı çerçevesi inen esnaftan, boşu boşuna mesgul ettiğiniz polisten, kısacası rahatsız ettiğiniz herkesten küfür yersiniz. İnsanları nefretle, sloganlarla, pankartlarla, simgelerle ya da renklerle beyinsiz bir şekilde fanatikçe örgütlemek sadece kaybettirir. İnsanların içerisindeki hayvansal yapıdan dolayı düşünmeyen insanları çok kolay bir şekilde bu yöntemlerle örgütleyebilirsiniz, ama topladığınız örgüt kuru gürültüden, zarardan ziyandan başka bir olmaz. Çünkü bu örgüt, ya da topluluk diyelim, düşünerek değil hisleriyle ve sürü psikolojisiyle hareket eder, mantıklı işler yapmazlar.


    Size de son zamanalrda yaşanan bir olayı hatırlattı mı

    Yazının tamamını okumadım,neden bu paragrafa dikkat çekmek istediğinizi merak ettim açıkçası.

    Gezi olaylarına ok atacak aklınca. Oturup nihat hatipoğlu dinleyin, fem dershanelerine gidin, atv izleyin, zaman gazetesi okuyun.

    Evet oraya ok atıyorum tam olarak. Ben gezi olaylarından 1 yıl önce yazdım bu yazıyı, ne demişim, elimize hiç bir şey geçmez böyle eylemlerle, ciddi işler başaramayız, kuru gürültü oluruz ve kendimize zarar veririz.
    Peki gezi olaylarında ne oldu, kuru gürültüden başka bir şey başarılabildimi? 5 kişi öldü, 100'lerce 1000'lerce insan yaralandı, biber gazı ve cop yedi, etrafa zarar geldi, halk arasındaki kutuplaşma arttı, çevredeki esnaf zarara uğradı ve bunun 1. dereceden şahidiyim. Peki ya tüm bu gezi olayının bize faydası ne oldu, ne değişti ülkemizde, ne kazandık biz? KOCA BİR HİÇ. Gezi olayları gibisinden olaylara karşı olmak için illa belirli bir tarafta AKP'li sağcı, müslüman falan olmak gerekmiyor, mantıklı düşünebilmek de yetiyor bazen.




  • Foruma şöyle bir göz gezdirdim ve "Okulda geçen zamanı verimli kullanmak", "Devamsızlık hakkını sonuna kadar kullanabilmek" gibi konular gördüm. Acaba neden hiç kimse açık öğretime geçmeyi düşünmüyor? İşte tüm bu kavramların ilacı açık öğretim, sınavlarından alacağınız yüksek not ise cabası... Gidin dershanenize, geçin açık öğretime kurtulun kardeşim bu kadar basit
  • Hatan var, fakat mentaliten mantıklı, ben de o 0.3 dilimden biriyim kardeş.

    Olay şu: Okulu bırakıp, dershanede kasıcaksın. Diplomayı fulle+dershaneye git, sana maksimumunu yaptırır. Bu durumda evet, eğitim sistemi saçma, fakat şuan için SBS saçma ÖSS değil. Tekrar gir, dershaneyle kas
  • xxakkusxx X kullanıcısına yanıt
    Kolej daha mantıklı, hem CV'yi doldurur, hem ingilizceni aynı seviyede tutarsın. En mantıklılar Kolej>Açık öğretim>zor bir okul
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Smoke34

    Hatan var, fakat mentaliten mantıklı, ben de o 0.3 dilimden biriyim kardeş.

    Olay şu: Okulu bırakıp, dershanede kasıcaksın. Diplomayı fulle+dershaneye git, sana maksimumunu yaptırır. Bu durumda evet, eğitim sistemi saçma, fakat şuan için SBS saçma ÖSS değil. Tekrar gir, dershaneyle kas

    ÖSS(ya da her neyse işte lise sonrası sınav )'da, resme geniş açıdan baktığımızda çok saçma.
    Hem sınava tekrar girmem, GYTE'den memnunum ben , şu anlık pek bir eksiğini görebilmiş değil gayet güzel geldi bana. Zaten bu devirde öğrenmek istiyorsak eğer her şey elimizin altında.

    Yazımda fikrimin değiştiği bir nokta dershane oldu, evet evde oturup konuları öğrenebiliyorsun ama soru çözüm yöntemlerini öğrenmek ve sınav olayına alışmak için bir dershaneye gitmek şart. Dediğin gibi eğer kolejde devamsızlık sıkıntı olmuyorsa ve notları şişiriyorlarsa, kolej + dershane mantıklı aslında.




  • xxakkusxx X kullanıcısına yanıt
    Evet, ama her meslek için ayrı test yapmaya kimse kasamaz.

    AOBP sistemi fena değildi bence, benim için en iyisi düz sınav gibime geliyor. Sırf sınav olsun, geçme-kalma kalksın, liselerde ders işlenmesin,notlar geçecek kadar verilsin, isteyende çalışsın yüksek alsın (ne işe yarıycaksa gerçi). Liseler sadece CV için olsun. SBS'de iyi yapanda CV'sinde iyi bir lise gözüksün öyle bir ödül alsın.

    MEB'e olan öfken yüzünden kendini geri attıyorsun, bounda veya itüde de bilgisayar mühendisliği okuyabilirsin. Dershaneye git yeter işte. Dershane önemsiz olsaydı, dershaneye gitmeden çok iyi yerleri kazananlar olurdu. Konuları öğrenmek sadece yeterli değil, pratiğini öğreniceksin. Zaten birkaç tip soru var fenlerde, soruları hazırlayanların kaçacağı yer yok.

    Anadolu liselerinin hepsi tabela lisesi oldu artık. Malesef HASALda öyle. Çekilmez orası, hergün hazırlan git, oç hocalarda sözlüne 40 versin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: brtgtrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    Şu paragrafa dikkat:

    Peki ne yapmalıyız? Bu noktada aklınıza büyük ihtimalle bu soru gelmiştir. Aslında neler yapmamalıyızı konuşmalıyız önce, mesela politikacılara yumurta fırlatmakla, sokaklarda meydanlarda gösteriler yapmakla, polise karşı direnmekle, olay çıkartmakla, örgüt kurmakla vs. bu işler düzelmez. Bunları yapmak sadece zaman kaybıdır hiçbir şeyi değiştirmez. Tam tersi halkın nefretini kazanırsınız, aksayan trafikten, camı çerçevesi inen esnaftan, boşu boşuna mesgul ettiğiniz polisten, kısacası rahatsız ettiğiniz herkesten küfür yersiniz. İnsanları nefretle, sloganlarla, pankartlarla, simgelerle ya da renklerle beyinsiz bir şekilde fanatikçe örgütlemek sadece kaybettirir. İnsanların içerisindeki hayvansal yapıdan dolayı düşünmeyen insanları çok kolay bir şekilde bu yöntemlerle örgütleyebilirsiniz, ama topladığınız örgüt kuru gürültüden, zarardan ziyandan başka bir olmaz. Çünkü bu örgüt, ya da topluluk diyelim, düşünerek değil hisleriyle ve sürü psikolojisiyle hareket eder, mantıklı işler yapmazlar.


    Size de son zamanalrda yaşanan bir olayı hatırlattı mı

    Yazının tamamını okumadım,neden bu paragrafa dikkat çekmek istediğinizi merak ettim açıkçası.

    Gezi olaylarına ok atacak aklınca. Oturup nihat hatipoğlu dinleyin, fem dershanelerine gidin, atv izleyin, zaman gazetesi okuyun.

    Evet oraya ok atıyorum tam olarak. Ben gezi olaylarından 1 yıl önce yazdım bu yazıyı, ne demişim, elimize hiç bir şey geçmez böyle eylemlerle, ciddi işler başaramayız, kuru gürültü oluruz ve kendimize zarar veririz.
    Peki gezi olaylarında ne oldu, kuru gürültüden başka bir şey başarılabildimi? 5 kişi öldü, 100'lerce 1000'lerce insan yaralandı, biber gazı ve cop yedi, etrafa zarar geldi, halk arasındaki kutuplaşma arttı, çevredeki esnaf zarara uğradı ve bunun 1. dereceden şahidiyim. Peki ya tüm bu gezi olayının bize faydası ne oldu, ne değişti ülkemizde, ne kazandık biz? KOCA BİR HİÇ. Gezi olayları gibisinden olaylara karşı olmak için illa belirli bir tarafta AKP'li sağcı, müslüman falan olmak gerekmiyor, mantıklı düşünebilmek de yetiyor bazen.

    tamam oğlum otur evinde 1 yıl olmuş hala aynı adamsın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Smoke34

    Evet, ama her meslek için ayrı test yapmaya kimse kasamaz.

    AOBP sistemi fena değildi bence, benim için en iyisi düz sınav gibime geliyor. Sırf sınav olsun, geçme-kalma kalksın, liselerde ders işlenmesin,notlar geçecek kadar verilsin, isteyende çalışsın yüksek alsın (ne işe yarıycaksa gerçi). Liseler sadece CV için olsun. SBS'de iyi yapanda CV'sinde iyi bir lise gözüksün öyle bir ödül alsın.

    MEB'e olan öfken yüzünden kendini geri attıyorsun, bounda veya itüde de bilgisayar mühendisliği okuyabilirsin. Dershaneye git yeter işte. Dershane önemsiz olsaydı, dershaneye gitmeden çok iyi yerleri kazananlar olurdu. Konuları öğrenmek sadece yeterli değil, pratiğini öğreniceksin. Zaten birkaç tip soru var fenlerde, soruları hazırlayanların kaçacağı yer yok.

    Anadolu liselerinin hepsi tabela lisesi oldu artık. Malesef HASALda öyle. Çekilmez orası, hergün hazırlan git, oç hocalarda sözlüne 40 versin



    Aslında hep sistemin ufak farklılıklarla değişik olabileceğini hayal ediyoruz. Halbuki daha geniş daha kapsamlı değişikliklere ihtiyaç var. Yukarıda bir yerde azcık düşünüp yazmıştım, ama daha da fazla düşünsek daha iyileri yapılabilir. De işte fazla düşünmenin manası yok çünkü sisteme etki edecek konumda insanlar değiliz

    BOUN İTÜ ya da GYTE ne fark eder ki? BOUN veya İTÜ'de insanlara verilen özel bir bilgi, özel bir şey falan yok ki. Bir tek adı var, bir de sınıf arkadaşların daha az tembel falan 1 yılımı bu sene dershaneye adayıp oraya gitmek yerine, 1 sene boyunca kendi alanıma kasmam benim için daha faydalı olacaktır.

    HASAL berbattı ya, sözlüyü geçtim, bak proje ödevine kitap yazdım, kitap yaw kitap 40 sayfa, ama 60 aldım. İnternetten sunum indirip veren adam 80 aldı. Yazılılar falan da baya zordu. Boşuna kasmışım SBS'ye, öyle aman aman hiç bir özelliği yok HASAL'ın, bir tek hazırlığın bana faydası oldu diyebilirim. Eminim BOUN'un ITU'nün farkı da biraz böyledir, aslında hiç bi fark yok ama yazılılar biraz zor sınıf arkadaşların daha bir inek o kadar. Tabi oralara gitmediğim için bilemeyeceğim bi arkadaşım olursa oralardan bir ara kapsamlı bi araştırma yapmayı planlıyorum oralarda




  • quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: brtgtrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    Şu paragrafa dikkat:

    Peki ne yapmalıyız? Bu noktada aklınıza büyük ihtimalle bu soru gelmiştir. Aslında neler yapmamalıyızı konuşmalıyız önce, mesela politikacılara yumurta fırlatmakla, sokaklarda meydanlarda gösteriler yapmakla, polise karşı direnmekle, olay çıkartmakla, örgüt kurmakla vs. bu işler düzelmez. Bunları yapmak sadece zaman kaybıdır hiçbir şeyi değiştirmez. Tam tersi halkın nefretini kazanırsınız, aksayan trafikten, camı çerçevesi inen esnaftan, boşu boşuna mesgul ettiğiniz polisten, kısacası rahatsız ettiğiniz herkesten küfür yersiniz. İnsanları nefretle, sloganlarla, pankartlarla, simgelerle ya da renklerle beyinsiz bir şekilde fanatikçe örgütlemek sadece kaybettirir. İnsanların içerisindeki hayvansal yapıdan dolayı düşünmeyen insanları çok kolay bir şekilde bu yöntemlerle örgütleyebilirsiniz, ama topladığınız örgüt kuru gürültüden, zarardan ziyandan başka bir olmaz. Çünkü bu örgüt, ya da topluluk diyelim, düşünerek değil hisleriyle ve sürü psikolojisiyle hareket eder, mantıklı işler yapmazlar.


    Size de son zamanalrda yaşanan bir olayı hatırlattı mı

    Yazının tamamını okumadım,neden bu paragrafa dikkat çekmek istediğinizi merak ettim açıkçası.

    Gezi olaylarına ok atacak aklınca. Oturup nihat hatipoğlu dinleyin, fem dershanelerine gidin, atv izleyin, zaman gazetesi okuyun.

    Evet oraya ok atıyorum tam olarak. Ben gezi olaylarından 1 yıl önce yazdım bu yazıyı, ne demişim, elimize hiç bir şey geçmez böyle eylemlerle, ciddi işler başaramayız, kuru gürültü oluruz ve kendimize zarar veririz.
    Peki gezi olaylarında ne oldu, kuru gürültüden başka bir şey başarılabildimi? 5 kişi öldü, 100'lerce 1000'lerce insan yaralandı, biber gazı ve cop yedi, etrafa zarar geldi, halk arasındaki kutuplaşma arttı, çevredeki esnaf zarara uğradı ve bunun 1. dereceden şahidiyim. Peki ya tüm bu gezi olayının bize faydası ne oldu, ne değişti ülkemizde, ne kazandık biz? KOCA BİR HİÇ. Gezi olayları gibisinden olaylara karşı olmak için illa belirli bir tarafta AKP'li sağcı, müslüman falan olmak gerekmiyor, mantıklı düşünebilmek de yetiyor bazen.

    tamam oğlum otur evinde 1 yıl olmuş hala aynı adamsın.

    Sokaklara dökülmek eğer karşı geldiğimiz şeyin değişmesini sağlamaktan çok bize zarar veriyorsa evde oturmak daha mantıklıdır. Ya da karşı geldiğimiz şeyin değişmesi adına daha mantıklı, daha bir işe yarar planlar kurup onları uygulamalıyız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: umut_baris

    quote:

    Orijinalden alıntı: brtgtrn

    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    Şu paragrafa dikkat:

    Peki ne yapmalıyız? Bu noktada aklınıza büyük ihtimalle bu soru gelmiştir. Aslında neler yapmamalıyızı konuşmalıyız önce, mesela politikacılara yumurta fırlatmakla, sokaklarda meydanlarda gösteriler yapmakla, polise karşı direnmekle, olay çıkartmakla, örgüt kurmakla vs. bu işler düzelmez. Bunları yapmak sadece zaman kaybıdır hiçbir şeyi değiştirmez. Tam tersi halkın nefretini kazanırsınız, aksayan trafikten, camı çerçevesi inen esnaftan, boşu boşuna mesgul ettiğiniz polisten, kısacası rahatsız ettiğiniz herkesten küfür yersiniz. İnsanları nefretle, sloganlarla, pankartlarla, simgelerle ya da renklerle beyinsiz bir şekilde fanatikçe örgütlemek sadece kaybettirir. İnsanların içerisindeki hayvansal yapıdan dolayı düşünmeyen insanları çok kolay bir şekilde bu yöntemlerle örgütleyebilirsiniz, ama topladığınız örgüt kuru gürültüden, zarardan ziyandan başka bir olmaz. Çünkü bu örgüt, ya da topluluk diyelim, düşünerek değil hisleriyle ve sürü psikolojisiyle hareket eder, mantıklı işler yapmazlar.


    Size de son zamanalrda yaşanan bir olayı hatırlattı mı

    Yazının tamamını okumadım,neden bu paragrafa dikkat çekmek istediğinizi merak ettim açıkçası.

    Gezi olaylarına ok atacak aklınca. Oturup nihat hatipoğlu dinleyin, fem dershanelerine gidin, atv izleyin, zaman gazetesi okuyun.

    Evet oraya ok atıyorum tam olarak. Ben gezi olaylarından 1 yıl önce yazdım bu yazıyı, ne demişim, elimize hiç bir şey geçmez böyle eylemlerle, ciddi işler başaramayız, kuru gürültü oluruz ve kendimize zarar veririz.
    Peki gezi olaylarında ne oldu, kuru gürültüden başka bir şey başarılabildimi? 5 kişi öldü, 100'lerce 1000'lerce insan yaralandı, biber gazı ve cop yedi, etrafa zarar geldi, halk arasındaki kutuplaşma arttı, çevredeki esnaf zarara uğradı ve bunun 1. dereceden şahidiyim. Peki ya tüm bu gezi olayının bize faydası ne oldu, ne değişti ülkemizde, ne kazandık biz? KOCA BİR HİÇ. Gezi olayları gibisinden olaylara karşı olmak için illa belirli bir tarafta AKP'li sağcı, müslüman falan olmak gerekmiyor, mantıklı düşünebilmek de yetiyor bazen.

    tamam oğlum otur evinde 1 yıl olmuş hala aynı adamsın.

    Sokaklara dökülmek eğer karşı geldiğimiz şeyin değişmesini sağlamaktan çok bize zarar veriyorsa evde oturmak daha mantıklıdır. Ya da karşı geldiğimiz şeyin değişmesi adına daha mantıklı, daha bir işe yarar planlar kurup onları uygulamalıyız.

    Ölenlere değilde inen cama ağlıyorsanız sizle tartışmamın bir anlamı yok zaten.

    Adamların hukukunun (sözde hukuk) işlediği dönemde sence evde oturarak ne yapabiliriz?




  • xxakkusxx X kullanıcısına yanıt
    Tam okumadım. Sadece su kadar söyleyeyim eğer olduğun lisede kalsaydın çok daha iyi bır okula giderdin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ağır Müslümcü

    ulan siz nasıl bir zihniyetsiniz lise mal yeaa hep ezber .kardesim meslek lisesine gideydin tornacı olaydin ogretirlerdi sana meslegi.tembelliginden oturup iki soru cozmemissin yaptıgın bir basarı yok egitim sistemini elestiriyosun tıp okuyan adamda bunlar ezber yea desin farmakoloji dersini sallasın ozaman eger sınavda basarılı olup bu yorumları yapıyor olsan tamamda ben etil alkol yapıyorum kimya akar ya demen sacma bende suan etil alkol yapabilirim cunku okulda bunu ogretiyorlar azıcık dinleseydin gorurdun.ulkede kim gitsin ingilizce konusacak adam bulsun kelime ezberlemeden nasıl ingilizce ogrensin bak benim aklı hafif kıt arkadasım senin beyin yapın lisede daha gelismekte oldugu icin sana meslegı lisede ogretmiyorlar kusura bakma kimse sınav olmadan universite yerleştirmesi yapamaz.lisedeki basarılı arkadaslara bir baltaya sap olamaz demissin? sen hangi baltaya sap oldun?

    Öff, daha yazdığım yazıyı idrak etmeden buraya mesaj atıyorsunuz. Özetleyeyim, oturup iki soru çözmek değil, 2.5 saat boyunca devasa bir müfredattan 160 tane soru çözmek olay, ve evet bu büyük bir sıkıntı. Bunu başarabilmek için 4 yıl boyunca (gelişiminin en önemli 4 yılları bunlar) bu saçma sapan bir düzenle oluşturulmuş full teorik müfredatı ve soru çözme yöntemlerini ezberlemen gerekiyor. Bu bilgilerin büyük çoğunluğu hiç bir işine yaramayacak, ve pratiği olmadığı için zaten yeterli seviyede kavrayamamış olacaksın. Bu tıpkı programlamayı öğrenip hiç program yazmadan bilgisayar soruları çözmek gibi.
    Bunun yerine lise çok daha kısa süren bir dönem olabilir, ya da bu 4 yılda çok daha verimli şeylerin öğretildiği bir yer olabilir.
    Ama değil, ve ben güzel bir üniversiteye gidebilmek için bu sistemden geçmek zorundaydım. Bu yüzden okul büyük bir zaman kaybıydı, bu teorik bilgileri evden ezberleyerek, dilersem de bir dershaneye giderek zamanımı daha verimli hale getirebilirdim. Ben de böyle yaptım ve 10. sınıfın sonunda açık öğretime geçtim.
    Kasım ayına doğru falan açık öğretimi 1 senede bitirebileceğimi öğrenince şansımı denemek istedim. Türevmiş integralmiş hiç bir şey bilmeden, hiç dershaneye falan gitmediğim halde 59K sıralamayla GYTE Elektronik Mühendisliğini kazandım, ve okulu araştırarak edindiğim bilgilerle beğendiğim için kaydoldum.

    İngilizce konuşacak adam memlekette mesela hocalar var, yok mu? Sen türkçeyi kelime ezberleyerek mi öğrendin? Derste full soru çözmek yerine, bi konu üzerinde konuşsak, ödevlerimiz podcast yapma, video çekme, hikaye yazma falan olsa mesela? Sence daha mı kötü olurdu?

    Kimyada ise etil alkol yaptığımda okulda öğretiliyor demişsin ama o konuları işlediğimiz halde bütün arkadaşlarım bana nasıl yaptığımı soruyorlardı ve anlatsam da anlamayanlar vardı. SBS puanı bi anlam ifade edecekse oradaki en düşük puanı alan 5000. olmuştu diyebilirim. Sen iyi anlamışsın demek ki o konuyu.

    Ben ne baltaya sap oldum söyleyeyim, sınavlarda yüksek not başarıysa eğer ben SBS'de 3K'ya girmiştim, şu anda yüksek derecede programlama bilgisine sahibim, otelde çalışıp para kazandım ve dünyanın 4 bir yanından insanlarla tanıştım, ileri derecede ingilizcem var, bir çok bilimsel konuda bilgiye sahibim, bilimin ve gerçekliğin işleyişini anlamış durumdayım, tıp fakültesi demişsin falan ama ben daha boyut kavramını paralel evrenler sanan, 5. boyutta cinlerin yaşadığına falan inanan, ÖSS'den yüksek not almış insanlar gördüm, mesela ben Rob Bryanton'un 10. boyut videolarının saçma olduğunu biliyorum, kendi kendime 13 yaşında ateist oldum, çalıştığım otele resepsiyon programı yazdım, randomsoru.com adlı projem üzerinde ciddi ilerlemeler kaydettim, internetten aratarak sonsuz bilgiye erişebileceğimin farkındayım, merak ettiğim her şeyi tembel tembel başkalarına sormam, geçenlerde buraya Teknofem'den video indirmek için özel bir yöntem eklemiştim ama silinmiş :) lisedeki arkadaşlarımdan 1 sene önce üniversiteye gittim; ve şu anda bunların hiçbiri olmasa bile normal biri gibi Elektronik Mühendisliği okuyorum ve GYTE'den gayet memnunum. Bi baltaya sap olmuş muyum?

    Gerçi boşuna yazdım, bu da uzun oldu, okumazsın ki... Ama şunu söyleyeyim, yazımdaki bir çok şeye şu anda ben de katılmıyorum.

    kardesim bak fuck the system diyoruz bazen hepimiz ama en uygunu bu turkiyede yasıyoruz anladın mi gereksiz eleştri yapiyorsum.tamam eyvallah kendini gelistirmissin ingilızce ogrenmissin elektronik okuyorsun eyvallah ama yazında gercekten sacmalamıssın hani mantıklı bir elestri olmamıs nefretle yazdıgın belli tarafsız olsaymıs iyi olurmus
    etil alkol yapamıyorlarsa o onların aptallıgı gecen merve diye bir kız 11 saat hareketsiz tus'a calısmıs diye bacaklarında pıhtı olusmus ve vefat etmis.bunları gorunce bende kufur ediyorum ama yapıcak bisey yok mecbur icindeyiz fazla irdelememek lazım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ağır Müslümcü


    quote:

    Orijinalden alıntı: xxakkusxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ağır Müslümcü

    ulan siz nasıl bir zihniyetsiniz lise mal yeaa hep ezber .kardesim meslek lisesine gideydin tornacı olaydin ogretirlerdi sana meslegi.tembelliginden oturup iki soru cozmemissin yaptıgın bir basarı yok egitim sistemini elestiriyosun tıp okuyan adamda bunlar ezber yea desin farmakoloji dersini sallasın ozaman eger sınavda basarılı olup bu yorumları yapıyor olsan tamamda ben etil alkol yapıyorum kimya akar ya demen sacma bende suan etil alkol yapabilirim cunku okulda bunu ogretiyorlar azıcık dinleseydin gorurdun.ulkede kim gitsin ingilizce konusacak adam bulsun kelime ezberlemeden nasıl ingilizce ogrensin bak benim aklı hafif kıt arkadasım senin beyin yapın lisede daha gelismekte oldugu icin sana meslegı lisede ogretmiyorlar kusura bakma kimse sınav olmadan universite yerleştirmesi yapamaz.lisedeki basarılı arkadaslara bir baltaya sap olamaz demissin? sen hangi baltaya sap oldun?

    Öff, daha yazdığım yazıyı idrak etmeden buraya mesaj atıyorsunuz. Özetleyeyim, oturup iki soru çözmek değil, 2.5 saat boyunca devasa bir müfredattan 160 tane soru çözmek olay, ve evet bu büyük bir sıkıntı. Bunu başarabilmek için 4 yıl boyunca (gelişiminin en önemli 4 yılları bunlar) bu saçma sapan bir düzenle oluşturulmuş full teorik müfredatı ve soru çözme yöntemlerini ezberlemen gerekiyor. Bu bilgilerin büyük çoğunluğu hiç bir işine yaramayacak, ve pratiği olmadığı için zaten yeterli seviyede kavrayamamış olacaksın. Bu tıpkı programlamayı öğrenip hiç program yazmadan bilgisayar soruları çözmek gibi.
    Bunun yerine lise çok daha kısa süren bir dönem olabilir, ya da bu 4 yılda çok daha verimli şeylerin öğretildiği bir yer olabilir.
    Ama değil, ve ben güzel bir üniversiteye gidebilmek için bu sistemden geçmek zorundaydım. Bu yüzden okul büyük bir zaman kaybıydı, bu teorik bilgileri evden ezberleyerek, dilersem de bir dershaneye giderek zamanımı daha verimli hale getirebilirdim. Ben de böyle yaptım ve 10. sınıfın sonunda açık öğretime geçtim.
    Kasım ayına doğru falan açık öğretimi 1 senede bitirebileceğimi öğrenince şansımı denemek istedim. Türevmiş integralmiş hiç bir şey bilmeden, hiç dershaneye falan gitmediğim halde 59K sıralamayla GYTE Elektronik Mühendisliğini kazandım, ve okulu araştırarak edindiğim bilgilerle beğendiğim için kaydoldum.

    İngilizce konuşacak adam memlekette mesela hocalar var, yok mu? Sen türkçeyi kelime ezberleyerek mi öğrendin? Derste full soru çözmek yerine, bi konu üzerinde konuşsak, ödevlerimiz podcast yapma, video çekme, hikaye yazma falan olsa mesela? Sence daha mı kötü olurdu?

    Kimyada ise etil alkol yaptığımda okulda öğretiliyor demişsin ama o konuları işlediğimiz halde bütün arkadaşlarım bana nasıl yaptığımı soruyorlardı ve anlatsam da anlamayanlar vardı. SBS puanı bi anlam ifade edecekse oradaki en düşük puanı alan 5000. olmuştu diyebilirim. Sen iyi anlamışsın demek ki o konuyu.

    Ben ne baltaya sap oldum söyleyeyim, sınavlarda yüksek not başarıysa eğer ben SBS'de 3K'ya girmiştim, şu anda yüksek derecede programlama bilgisine sahibim, otelde çalışıp para kazandım ve dünyanın 4 bir yanından insanlarla tanıştım, ileri derecede ingilizcem var, bir çok bilimsel konuda bilgiye sahibim, bilimin ve gerçekliğin işleyişini anlamış durumdayım, tıp fakültesi demişsin falan ama ben daha boyut kavramını paralel evrenler sanan, 5. boyutta cinlerin yaşadığına falan inanan, ÖSS'den yüksek not almış insanlar gördüm, mesela ben Rob Bryanton'un 10. boyut videolarının saçma olduğunu biliyorum, kendi kendime 13 yaşında ateist oldum, çalıştığım otele resepsiyon programı yazdım, randomsoru.com adlı projem üzerinde ciddi ilerlemeler kaydettim, internetten aratarak sonsuz bilgiye erişebileceğimin farkındayım, merak ettiğim her şeyi tembel tembel başkalarına sormam, geçenlerde buraya Teknofem'den video indirmek için özel bir yöntem eklemiştim ama silinmiş :) lisedeki arkadaşlarımdan 1 sene önce üniversiteye gittim; ve şu anda bunların hiçbiri olmasa bile normal biri gibi Elektronik Mühendisliği okuyorum ve GYTE'den gayet memnunum. Bi baltaya sap olmuş muyum?

    Gerçi boşuna yazdım, bu da uzun oldu, okumazsın ki... Ama şunu söyleyeyim, yazımdaki bir çok şeye şu anda ben de katılmıyorum.

    kardesim bak fuck the system diyoruz bazen hepimiz ama en uygunu bu turkiyede yasıyoruz anladın mi gereksiz eleştri yapiyorsum.tamam eyvallah kendini gelistirmissin ingilızce ogrenmissin elektronik okuyorsun eyvallah ama yazında gercekten sacmalamıssın hani mantıklı bir elestri olmamıs nefretle yazdıgın belli tarafsız olsaymıs iyi olurmus
    etil alkol yapamıyorlarsa o onların aptallıgı gecen merve diye bir kız 11 saat hareketsiz tus'a calısmıs diye bacaklarında pıhtı olusmus ve vefat etmis.bunları gorunce bende kufur ediyorum ama yapıcak bisey yok mecbur icindeyiz fazla irdelememek lazım

    Tam tersi, dümdüz sisteme uyup hiç düşünmeden denileni yapmak da, isyan edip saçmalayıp kendini yakmak da kötü bir durum. İrdeleyip en mantıklı olanı yapmak lazım her zaman her ne kadar isyan etme tarafına biraz kaymış olsam da irdeleyip en mantıklı olanı yapan tarafında görüyorum kendimi Yazımda şu anda benim de katılmadığım yerler var elbette gün geçtikçe daha iyi şeyler öğreniyoruz, ama cidden burada gördüğüm tüm eleştiriler yazımı tam anlamadan, sonunu okumadan falan yapılan eleştiriler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turnedar

    Tam okumadım. Sadece su kadar söyleyeyim eğer olduğun lisede kalsaydın çok daha iyi bır okula giderdin.

    I'ıh lisede kalsaydım şu anda arkadaşlarla beraber 12. sınıftaydım hazırlık vardı bizim lisede, yani normalde 5 sene idi, ben açık öğretimde 3 dönem okuyarak 4 sene lise okumuş oldum, 1 sene erken gittim üniversiteye.
    Lisede kalamazdım zaten ciddi manada bunlıma girmiştim, eninde sonunda atılır ya da sınıfta falan kalırdım. Ama sınava bu sene dershaneye gidip bir dahaki seneye arkadaşlarla beraber girseydim, evet iyi olduğu sanılan bir üniversiteye girerdim.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.