Şimdi Ara

Elektrikli otomobiller yaygınlaştıktan sonra içten yanmalı araçlara ne olacak? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
2.071
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Şarj istasyonları konusunda yasal düzenleme falan gelecektir. Belediyeler belirli bir ücret karşılığında büyük şehirlerde şarj istasyonu yapacaktır. O konuda pek sıkıntı olacağını sanmıyorum. Sistem sürekli akacak bir yol buluyor neticede.

    Benim merak ettiğim mevcut otomobillere ne olacağı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Selçuk ALAGÖZ -- 22 Ocak 2017; 16:19:18 >
  • Elektrikli arabalar özellikle vergi konularında çok ciddi problemlere yol açacak. Bu yüzden merakla bekliyorum.

    Hidrojen jeneratörlü elektriklilerden ziyade, %100 elektrikliler sistemde büyük kaçaklara yol açacak. Sebebini de anlatayım:

    Elektrik tahrikli araçlarda genelde şanzıman olmuyor. Sadece ileri, boş ve geri oluyor. Ne senkromeç, ne kavrama, hiçbir şey olmuyor. Bu, aracın gücünü 2'ye katlamanız durumunda tek düşünmeniz gereken şeyin aksların bunu kaldırıp kaldırmayacağı sorusu oluyor, ki çoğu üretici güçsüz modeline zayıf aks, güçlü modeline sağlam aks takmak gibi bir işe girmiyor. Yani, aldığınız aracın bir yerlerde güçlüsü varsa, sizin kullandığınız aksı kullanıyor oluyor. Geriye sadece fren ve yol tutuş kalıyor ki, ikisinde de bir zayıflık varsa basit yöntemlerle güçlendirmek mümkün.

    "Kaçak nasıl" diyecek olursanız:

    %100 elektrikli araçlarda sistem çok basit. Bir motor sürücü devresi, motor ve batarya grubu mevcut. Tüm sistem üç bileşenden oluşuyor. Çoğu motor üzerinde yazan değerin %30-35 üzerinde voltaja ömrünü çok azaltmadan dayanıyor. Bu durumda, sürücü devresi imkan veriyorsa, akü grubunun voltajı arttırılarak (akü hücre sayısı arttırılarak), sürücü devresine ve ondan da motora daha yüksek voltaj göndermek mümkün oluyor. Üreticiler kendilerine mahkum olunması için bir dizi önlem alacaklardır. Ancak bu önlemleri baypas geçmek elektronikten anlayan adam için basit işler.

    Akü hücrelerinin üzerinde "balancer" dediğimiz devreler oluyor. Bu minik ve ucuz devreler her bir akü hücresinin eşit derecede deşarj olmasını sağlıyor. Örnek: 192V bir akü grubunda tam 60 adet birbirine seri bağlı akü hücresi oluyor. Her bir hücre nominal 3.2V (aküler LiFEPO4 ise). Her akünün şarj/deşarj özelliği aynı değil. 60 adet akü, aynı yüke maruz kaldığında biri daha hızlı tükenirken, biri daha yavaş tükeniyor. İşte balancer dediğimiz devreler, her bir akünün voltajını ölçüp, daha yüksek voltaja sahip olandan, daha düşük voltaja sahip olan aküye aktarma yaparak tüm akü hücrelerinin eşit şekilde tükenmesini ve eşit şarj olmasını sağlıyor. Böylece akü grubunun ömrü çok uzuyor. Bu balancer sistemi araya yeni akü eklenmesini engelleyecek bir dizi önleme sahip olabiliyor. Ancak elektronikten anlayan biri için bu engeli aşmak çocuk oyuncağı.

    Aynı şekilde, sürücü devrelerinde yüksek voltaj koruması konuyor. Akü ile sürücü devresi arasına da birbirleri ile haberleşen bir sistem de kuruyorlar. Bütün bunları baypas geçmek veya sürücü devresini kandırmak aslında hiç de zor değil. Sonuçta sürücü devresi fiziken daha yüksek voltaja dayanabilecek bir yapıda ise, akü grubuna ek hücreler ekleyip, hem performans arttırmak, hem menzil arttırmak mümkün.

    Elektrikli arabalar yaygınlaştıkça devletlülerimizin buna da vergiyi çakacağı aşikar. Ancak şu anda olduğu gibi gücüne göre vergilendirmeye gireceklerinden adım gibi eminim (hali hazırda şu anda da öyle. Belli bir güce kadar %7 ÖTV, belli bir güçten sonra %17 ÖTV mevcut). İşten anlayan kullanıcı düşük vergi dilimindeki versiyonu alır. Modifiyeyi çakar. %35 daha çok gücü pırt diye alır. Akıllı bir uygulamada TÜV istediği denetlemeyi yapsın, anlayamaz. Çünkü bir dizi fişi çekip, bir dizi fişi takarak akü voltajını orjinale çevirip TÜV'den geçebilirsiniz.

    Aynı şekilde perte çıkan baba araçlardan mezarcılık yapıp sürücü devresi, motor falan alıp düşük vergi dilimindeki aracına takmak da çok zor olmayacak. Sadece baba arabadan çıkan motoru kendi aracına uydurmak için CNC'de plaka kestirmek gerekir. Kısaca işler çok karışacak. Ancak bu dediğim değişim akıllıca yapılmaz ise geleceğin TÜV'ü tarafından tespit edilebilir.

    Şimdi diyeceksiniz, "Hüseyin, bunları da nereden biliyorsun?" diye. Adımız boşuna zihnisinir değil. Evlenmeden önce bir CRX alıp, elektrikliye çevirme planım vardı. Motor, motor montaj grubu, motoru şanzımana akuple edecek ortasına bilya çakılmış CNC kesim plaka, akü grubu, sürücü devresi, fren vakum pompası ve deposu (içten yanmalı motor vakumu olmadığı için westinghouse çalışmıyor beybisi, fren için çözüm gerekiyor), kabin ısıtıcısı, hizmet aküsü, hizmet aküsü şarj devresi ve akü grubu yüzünden ağırlaşan ve motor freni sıfır olan bir sistemde aracı durdurabilmek için ağır bir fren modifikasyonu planlamıştım. Sonuçta 140km menzilli, 0-100'ü 7 saniye olan bir elektrikli CRX'im olacaktı. Ama olmadı. O kadar araştırmanın bilgisi ise miras kaldı.

    --------------------

    Not: DC sistemlerde ayağınızı gazdan çektiğinizde akü grubunu şarj etmek mümkün olmuyor. Daha doğrusu bunu motor sürücüsünü yakmadan yüksek verim ile yapabilen bir sistem henüz yok. O yüzden DC sistemlerde "frenden şarj" özelliği yok. O yüzden de motor freni de yok. Ancak AC sistemlerde mevcut. Bugün çoğu üretici AC sistem kullanıyor. Bu durumda ayağınızı gazdan çektiğinizde tekerlerdeki kinetik enerji sayesinde, motorunuz dinamo gibi kullanılarak aküleriniz şarj oluyor. Yani yavaşlarken veya yokuş aşağı inerken akülerinizi şarj eden bir sisteminiz ve aynı zamanda motor freniniz oluyor.

    Ancak şöyle de bir durum var, DC sistemlerde motor pahalı, sürücü devresi ucuz. AC sistemlerde motor ucuz, sürücü devresi çok pahalı. Aküler DC elektrik kaynağı. Bu da bir saçma durum. AC sistemde DC kaynağı AC'ye çevirip kullanıyorsunuz. DC sistem düz. Pratik ve basit. O yüzden DC sistem verimi daha yüksek. Ancak verim hali hazırda %90'ları bulmuş vaziyette olduğu için, %90 ile %95 verim arasında da uçuk bir fark yok. Aslında ideali DC sistemle aküleri şarj etmenin yolunu bulmak. Hem daha ucuz, hem daha pratik.

    --------------------

    Not 2: Elektrikli araçlarda 144V, 192V, 288V, 302V gibi akü grupları oluyor. Söz konusu DC kaynak olduğu için, geçtim 300V'u, 72V bile insan için ölümcüldür. Yani, çocuk oyuncağı gibi anlatıyorum ama, bir gün denk gelirseniz, "ay ne güzel kutup başları" diye bilmediğiniz iki kutubu (aracınızdaki akü grubuna göre 60 ila 120 akü hücresinden, kabaca 120 ila 240 adet kutup olacak.) çıplak elle tutmayınız. 12V araba aküsüne benzemez. Voltaj farkı çok olan iki kutubu tutarsanız, ÖLÜRSÜNÜZ. Ancak korkacak da bir şey yok. Bir zihnisinir proje yürütmüyorsanız veya bozulan aracınızın altında sanayide aracınızla bızıklamıyorsanız bu kutupları ömür billah görmezsiniz. Kapalı olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 22 Ocak 2017; 23:57:48 >




  • Hidrojen sistemleri takılacak aynı lpg sistemleri gibi.
  • bizim milletin eldeki avuçtakini satıp elektrikli araca geçmeye çalışacağını unutuyorsunuz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: websosyal

    Bu çok büyük bir ekonomi, küresel boyutları var...



    Öyle 8-10 yılda birden bire benzin mazot gibi fosil yakıtlara veda edilebileceğini düşünemiyorum...



    Aşama aşama, kademeli olarak dönüşüm sağlanacaktır. İstenirse ki şu an halihazırda yollarda örneklerine rastlıyoruz, seri üretim elektrikli araçlar çok daha erken çıkarılabilir ancak ilk satırda belirttiğim gibi bu büyük bir pazar ve ekonomik dengeler demek...



    Alıştıra alıştıra zamana yayılarak geçiş sağlanacaktır. Benim öngörüm en erken 2030 lu yıllar...





    Petrole veda edilmiyor zaten. Petrolün yalnızca %20-25 kadarı ulaşımda (benzin-mazot-kerosen) kullanılıyor ki bunun tamamı otomobillere ait kullanım da değil. içinde uçaklar, gemiler, trenler ve kamyonlarla iş makineleri de var. Yani dev gemiler hala mazot, uçaklar da kerosen kullanmaya devam edecek. Bu durumda üretilen petrolün en fazla %15-20'si otomobiller tarafından kullanılıyor demektir. Gerisi plastik sanayinde, kozmetikte, enerji üretiminde, yol yapımında, mutfaklarda vs. kullanılmaya devam edecektir. Petrol yaklaşık 80.000 kadar ürününün içinde kullanılmaktadır. Bunca plastik malzeme petrolden yapılıyor. Bu nedenle otomobiller benzin-mazot kullanmazsa petrol devleri çöker diye düşünmeyin, onlara bir şey olmaz.




  • İçten içe yanacak

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.