Şimdi Ara

Fenerbahçe Spor Klübü - Fenerbahçe Tarihi, Genel Bilgiler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
1
Favori
1.243
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Forumda biraz bakındım ama Fenerbahçe tarihi ve ayrıntılı bilgileri ile ilgili bir başlık bulamadım. Dolayısıyla bu başlığı açmaya karar verdim.
    Eğer tamamını okursanız hoşunuza gidecek bölümler var. Bana zaten roman gibi geldi, bir çırpıda okudum. Ama güzel bölümleri(hoşunuza gidebilecek bölümleri) genellikle ya kalın yazdım, yada italik.
    Kopyala yapıştır yaptım, evet. Ama okurken, düzenlerken vs. zor oldu, eğer yazım hatası varsa kusuruma bakmayın.
    Konuya başlıyorum.





     Fenerbahçe Spor Klübü - Fenerbahçe Tarihi, Genel Bilgiler



    GENEL BİLGİLER




    Fenerbahçe Spor Kulübü, 1907 yılında İstanbul'da kurulan profesyonel bir spor kulübüdür. Renkleri sarı ve laciverttir. Özellikle futbol branşı ile Türk sporunun önde gelen kulüplerindendir. Futbol takımı iç saha maçlarını 2007 yılında yenilenmesi tamamlanan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda oynamaktadır. Kulüpteki diğer branşlar basketbol, voleybol, atletizm, boks, kürek, yelken, yüzme, masa tenisidir.

    Fenerbahçe Futbol Takımı, Türk futbol tarihinin ilk uluslararası başarısı olan “Balkan Şampiyonluğunu” (1968) kazanmıştır. Kupa Galipleri Kupası'nda (1964) çeyrek final oynamış, yakın geçmişte ise Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kadar yükselmiştir (2008). Futbol Takımı, birçok Avrupa ve Dünya devini yenmiş veya değişik turlarda elemiştir.

    Basketbol Erkek Takımı, FIBA Europe Kupası'nda 2005 yılında Dörtlü Final oynamıştır. Bayan Basketbol Takımı, 2004 ve 2005 yıllarında FIBA Bayanlar Euro Cup'ta Dörtlü Final'e ulaşıp, 2005 yılında final oynamış ve Avrupa 2.si olmuştur. Bayan Basketbol Takımı 2006 yılından itibaren her sene Avrupa‘da Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamıştır.

    Voleybol Erkek Takımı, 2008-09 Şampiyonlar Ligi'nde grupdan çıkan ilk Türk takımı olurken, 2009 yılında ilk kez “Balkan Şampiyonu” olmuştur. Bayan Voleybol Takımı 2009'da CEV Cup'ta Avrupa 3.sü olmuş, 2009-2010 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Dörtlü Final'e kalmış ve finalde kaybedip Avrupa 2.si olmuştur. 2010 Yılında Katar'da yapılan Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası'nda, Fenerbahçe Acıbadem “Dünya Şampiyonu” unvanı alıp, tarihi bir başarı elde etmiştir.

    Fenerbahçe'nin atletizmde dört kez Avrupa Şampiyonuluğu vardır. Fenerbahçe Yüzme Takımı aynı başarıyı tekrarlamış ve bu branşta iki kez Avrupa şampiyonu olmuştur. Fenerbahçe Boks branşı sporcuları, çeşitli kategorilerde Avrupa ve Dünya şampiyonu unvanlarını kazanmışlardır.

    2010/2011 sezonunda 5 ana branşın 5'inde de (Futbol,Basketbol Erkek,Basketbol Kadın,Voleybol Erkek, Voleybol Kadın) şampiyon olmuştur ve bu başarıyı gösteren tek kulüptür. Ayrıca bunun dışında kalan şubelerinden de şampiyonluklar almış ve tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşamıştır.


    TARİHÇE




    1899 - 1907



    Fenerbahçe'nin esas kuruluş tarihi 1899'lara dayanır. İlk zamanlar sadece futbol kulübü olan kulüp 1910 yılına kadar böyle kalmış, 1910'da Kuşdili Kulübü'nün kendisine katılımıyla spor kulübü haline gelmiştir. II. Abdülhamit döneminde Müslüman Türklerin herhangi bir derneğe üye dahi olmaları yasaklanmıştı. Buna karşın gayrimüslimler dernek kurabilmekteydi. Fuat Hüsnü, eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali'yle 1899 yılında Black Stocking FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü)‘yi kurdular.

    Aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençler yeni katılanlarla birlikte Kurbağalıdere Köprüsü’nün yakınındaki Hurşit Ağa’nın kahvehanesinde toplanıyor ve 1901 yılında da, bu kez isim de değiştirerek Kadıköy Futbol Kulübü ismindeki yeni bir takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı. Bunun sonucunda bu kulübü 1902 yılında kurmuşlardır. Fakat günlük yayınlanan Fransızca Servet gazetesi bu haberi hafiyelere sızdırmış ve durum II. Abdülhamit'in kulağına gitmiştir. Böylece bir kez daha Kadıköylü gençlerin kurduğu futbol takımı dağıtılıyordu.



    1907-1923 / Resmi Kuruluş



    Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II. Abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı. Saltanatının son zamanlarını yaşayan II. Abdülhamit'in baskı rejimi her alanda azalmıştı. Bu azalma futbola da yansımıştı. Artık Türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.

    Bu durumdan yararlanan Kadıköylü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar Sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı. Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik görevi, Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevi verildi. Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapacaklar, amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden, formalarındaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.

    Kulübün kadrosu semtteki gençlerden oluşturulmuştu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile oldu. Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu. Bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.

    Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir. 1909-1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi'ne katılmıştır. Fenerbahçe–Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet, ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır. Bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.

    Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi olan Fenerbahçe Burnu'ndaki ışık saçan beyaz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu. Ancak kulüp yöneticileri, bunu tatminkar
    bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık Hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.
     Fenerbahçe Spor Klübü - Fenerbahçe Tarihi, Genel Bilgiler





    1910 yılında Kuşdili Kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.

    Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911-1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu. Şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltti, imkanlarını arttırdı. Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı. Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüldu.
    Kulübün kuruluş günü olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.



    Klübün Kuruluş Amacı


    Kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerin şu şekilde belirtilmiştir:
    "Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır."

    "Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır."




    I. Dünya Savaşı



    I._Dünya Savaşı başlangıcıyla genç nüfus silah altına alındı. İngiliz takımları İstanbul'da yaptığı maçları bıraktı.
    1914-1915 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray'ın arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig, iki ayrı küme halinde oynandı. İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi'nde birinci olan Galatasaray takımları, gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat 1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Şükrü Saracoğlu Stadı) karşılaştılar.
    Muzaffer’in golüne karşılık, Said Selahaddin’in 2, Galip Kulaksızoğlu’nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe, hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere’den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazandı.


    1910 yılında Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progress International, 1914 yılında Altınordu Spor Kulübü adını almıştır. Dahiliye Nazırı'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur. Mali olarak gelişmesine paralel olarak iyi futbolcuları kadrosuna katmıştır. Bunlar içinde 7 tane Fenerbahçeli futbolcu da bulunmaktaydı. Fenerbahçe bunun üzerine genç ve hırslı futbolcuları kadrosuna katmıştır. Genç Fenerbahçe ilk lig maçına 17 Kasım 1916'da Anadolu Üsküdar'a karşı oynamıştır. Kulübün kurucusu ve başkanı olan Burhan Felek tecrübesiz, toy Fenerbahçe takımına alınan 7-0'lık hezimetten sonra istifa etmiştir.

    Bunun yanında, Fenerbahçe, Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir. (Ben bütün takım şehit oldu diye duymuştum.)



    Kulüp 3 Mayıs 1918 tarihinde çok önemli bir misafiri ağırladı: Mustafa Kemal Atatürk.
    Atatürk, kulübün Kuşdili'ndeki lokaline ziyarette bulundu. Bu tarih daha sonraları kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve kuruluş tarihi 3 Mayıs 1907 olarak kabul edilmiştir.Atatürk kulüp şeref defterine şunları not düşmüştür:


    quote:

    Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.

    (Atamızın ne demek istediğini Eski Türkçe'den dolayı anlayamadım, anlayan biri varsa çevirebilir.)




    Kurtuluş Savaşı


    İstanbul, 16 Mart 1920 günü işgal kuvvetlerince resmen işgal edilir. Kurtuluş Savaşı döneminde işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, İstanbul halkının büyük ilgisini çekiyordu. Türk kulüpleri bu takımlarla 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönülllerinde yüceltiyordu. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, milletin ve yaralı gönüllerine teselli veriyordu.

    Fenerbahçe futbol sahalarında işgal kuvvetlerine karşı ardı ardına aldığı galibiyetlerle milli mücadelenin adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Bu dönemde Türk futbolu denince ilk akla gelen Fenerbahçe oluyordu. Kurtuluş Savaşı cephelerinden gelen her yeni zafer halkın moralini yükseltirken, Fenerbahçe'nin de aldığı galibiyetler bu morali daha da arttırıyordu. 1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe, 1919-1920 yıllarında 6-7 bin kişinin doldurduğu tribünlere oynuyordu.

    Fenerbahçe takımı artık "Kuva-i Milliye" ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun ilk sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan, 41 kere galip gelmesiydi, Altınordu ve Galatasaray takımları bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise, Kurtuluş Savaşı'nın lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi.



    1927 - 1947



    Kuşdili Yangını


    Türkiye'nin birden fazla şube barındıran ilk spor kulübü olma başarısını gösteren Fenerbahçe, 1913 yılında geçerli olan nizamname ile atletizm, kürek, yüzme, atlama, yelken, patinaj, tenis, çayır hokeyi, boks, kriket gibi spor dallarıyla da meşgul oluyordu. Bunlara daha sonra masa tenisi, eskrim, jimnastik, avcılık, su kayağı, bilardo, salon futbolu, otomobil, atıcılık, sutopu, bisiklet, halter, güreş, basketbol, izcilik, patenli hokey, voleybol vb. gibi toplam 25 spor şubesi içeren 35 spor dalında birçok başarılara imza atılıyordu.

    Bu branşlarda sürekli gelişim gösteren Fenerbahçe, 25. kuruluş yılında 5/6 Haziran 1932 gecesi meydana gelen bir yangın sonucunda kupalarından üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini kaybetmişti. Bu kötü durum bütün Türkiye'de şok etkisi yarattı.
    Fenerbahçe Kulübü İdare Heyeti bunun üzerine basına aşağıdaki tebligatı veriyodu:

    quote:

    Sevgili yuvamız, 25 senelik spor hayatımızda elde ettiğimiz şeref ve galibiyet, hatıraları ile birlikte yanmıştır. Bugün, maddi spor vesaitimizden de tamamen mahrum kalmış bulunuyoruz. Yek değerlerimize karşı sarsılmaz itimat, muhabbet ve tesanüt (dayanışma) havası içinde, yıllarca süren müşterek emeklerimizin muhassalasının (elde edilmiş sonucunun) enkazı karşısında derin bir teessür (üzüntü) duymamak kabil değildir. Mahvolan manevi kıymetlerin maattessüf (ne yazık ki) tamiri imkansızdır. Şu kadar ki, 25 senedir kazandığımız muvaffakiyetlerin hatıralarını kalbimizde daha büyük bir vecd (heyecan) içinde yaşatmak, bu hatıraları Fenerbahçe gençliğine kitap halinde hediye etmek gene mümkündür. Hatta ilk vazifelerimizden biridir. Kupalarımız, bayraklarımız yanmıştır. Fakat yüreğimizdeki hatıralar canlılığını kaybetmeyecektir. Başta Ulu Gazimiz olmak üzere; kulübümüzün mesaisini takdir eden kıymetli yazıları taşıyan hatıra defterimiz kül olmuştur. Fakat bizim emeklerimizi takdir etmiş olan büyük şeflerimiz, memleketini seven memleketin idealine candan bağlı, çalışkan, tesanüt (dayanışma) ve muhabbet çerçevesi içinde Türk gençliğini gene himaye edeceklerdir. Hayatın mütemadi bir mücadele olduğunu, mücadelesiz, ızdırapsız, elemsiz, hayatta gerek ferd ve gerek millet itibariyle muvaffak olmak imkanı olmayacağını Türk gençliğine hatırlatan Büyük Gazi'nin nasihatleri bu elemli günlerimizde, bizim için en büyük teselli ve kuvvet membaı olacaktır. Fenerbahçelileri, kulübümüzün maruz kaldığı felaket nispetinde büyük olan vazifeye davet ediyoruz.



    Yangının ertesinde büyük gazetelerden Milliyet ve Cumhuriyet Fenerbahçe’ye Yardım ismi altında kampanya başlatmışlardır. Yeni bir kulüp binası ve kulüp sahası satın almak için yapılan ilk bağışı ise 19 Haziran 1932 tarihinde İş Bankası eliyle 500 lira göndermek suretiyle Atatürk yapmıştır. Bu yardımların sonucunda ilk adı Silahtar Ağa Sahası, sonraları Papazın Çayırı, Union Kulüp Sahası, İttihat Spor Sahası ve nihayet 25 Ekim 1929 tarihinde de Fenerbahçe Stadı ismini alan 36 dönümlük stat , 6 Temmuz 1932'de 9.000 lira karşılığında satın alındı. Böylelikle Fenerbahçe yurtta stat mülkiyetine sahip ilk kulüp oldu. Ayrıca yapılan bu stat Atatürk'ün büstlerinin konulmasına müsaade ettiği tek stat da olmuştur.




    Politika Ve Futbol


    Bu zamanlarda politika çoğu sporda etkili olmuştur. 1929-1930 yıllarında başlayan ve CHP tarafından düzenlenen turnuvada 10 yıl boyunca en çok şampiyon olan takım İstanbul Şildi'ni kazanacaktı. 7 yıl düzenlenen turnuvada Fenerbahçe 4 kez kazanınca İstanbul Şildi'nin sahibi oldu.


    1936 Yaz Olimpiyatları'na da politika damgasını vurmuş, Berlin'de düzenlenen olimpiyatlar adeta Adolf Hitler'in gövde gösterisine dönmüştü. II. Dünya Savaşı başlamadan önce devletler, başka devletleri kendi saflarına çekmek için uğraşıyorlardı.
    Bu amaçla İngiltere'nin profesyonel futbolcuları 1941 yılında Türkiye'ye gelir. İngilizler, Ankara'da ve İstanbul'da olmak üzere Fenerbahçe ile 2 maç yaparlar. Ankara'daki ilk maç 2-2 berabere sona erer. İkinci maç İstanbul'da, eski adıyla Fenerbahçe yeni adıyla Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda oynandı. Maç esnasında Fenerbahçe aleyhine bir penaltı verildi. Topun başına o güne kadar hiç penaltı kaçırmayan Wodword geçti. Kalede ise Cihat Arman vardı. Vuruşu bir metre yükseklikten sol kale direğinin hemen yanından ağlarla buluşacakken, Cihat Arman hiç görülmemiş bir şekilde topu kornere çıkarttı. İngilizler donup kalmıştırlar. Herkes şaşkınlık içindeydi. İngilizler sıraya girerek bu olağandışı kurtarışı yapan kaleci Cihat Arman'ı teker teker tebrik etmişlerdi.

    Yine Nazi Almanyası'nın propagandasını yapmak üzere 31 Mayıs 1942'de SK Admira Wien takımı Türkiye'ye gelir. Viyana ekibi Beşiktaş'ı 3-2, Galatasaray'ı da 3-0 yener. Son maçını Fenerbahçe'ye karşı yapar ve 2-1 mağlup olur.




    Kulübe uzun süre başkanlık yapmış olan Şükrü Saracoğlu, bir siyaset adamıydı. Bunun yanında sıkı bir Fenerbahçeliydi. Fenerbahçe'ye birçok faydası dokunmuştur. Hükumetlerde görevdeyken bile Fenerbahçe başkanlığını sürdümüş, siyasetteyken, 1934-1950 yılları arasında görevde bulunmuştur. Daha sonraları stada adı verilmiştir.



    1947 - 1967



    Diğer Sporlar


    II. Dünya Savaşı her şeyi olduğu gibi Fenerbahçe'yi de finansal olarak olumsuz etkiledi. Buna karşın sportif anlamda başarılar devam etti. Fenerbahçeli atlet Ruhi Sarıalp, Londra'da düzenlenen 1948 Yaz Olimpiyatları'nda üç adım atlamada bronz madalya kazandı. Bu bir Türk'ün atletizm alanında kazandığı ilk madalyaydı.

    1944'de Fenerbahçe, ikinci resmi branşını basketbol alanında kurdu. Böylece futboldaki Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti basketbola da sıçradı. Ekip ilk büyük başarısını 27 Mart 1954'te elde etti[16].Bu tarihte Galatasaray'ı ilk kez yenerek ezeli rakibinin basketboldaki hegemonyasına büyük bir darbe vurdu. Ekip ilk şampiyonluğuna ise 1957 yılında ulaştı[17].

    Fenerbahçe ve Galatasaray ezeli rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi.
    Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947'de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray Ragbi branşını kapatmaya karar verdi.





    Lefter Ve Can


    30 Mart 1947'de Macar Ignace Molnar, futbol takımının başına getirilir. Ignace Molnar yönetiminde takım 1947/48 sezonunda İstanbul Ligi'ni kazanır. Lefter Küçükandonyadis bu sezon takıma transfer olmuş ve şampiyonlukta önemli katkıları olmuştur. Taksimspor'dan takıma dahil olmuş ve futbol oynadığı dönemde sihirbaz olarak tanınmıştı. Birçok meziyetiyle ön plana çıkmıştı. Fenerbahçe taraftarlarının kalbinde taht kuran Lefter'e Ver Leftere, yaz deftere sloganı yazılmıştır. Fenerbahçe'de bulunduğu zaman içinde birçok rekora imza atmıştır. Lefter Küçükandonyadis daha sonra 1951'de AC Fiorentina'ya transfer olmuştur.


    1950'de açılan Adalet kulübü hızla gelişmek ister. Kulüp, büyük takımın önemli oyuncularına hem önemli transfer ücretleri ödüyor hem de mensucat fabrikasında bir tezgah veriyordu. Birçok futbolcu Adalet'e geçti. Bunlar içinde Fenerbahçeliler de vardı. Fenerbahçe beş futbolcusunu Adalet'e kaptırır. Bu beş futbolcunun dışında, Lefter İtalya'ya gitmiş, Cihat Arman da futbolu bırakmıştı. Fenerbahçe zor bir döneme girdi. Bunların yerine kulüp birçok genç oyuncu aldı. Bu yeni takıma Küçük Şeytanlar adı verilmişti. Küçük Şeytanlar, Adalet'le yapılan maçı 1–0 kazanmayı başardı. Ayrıca bu genç takım 1952-1953 sezonunda şampiyonluğa ulaştı.



    1967 - 1990



    Ünlü İsimler, Ünlü Takımlar


    1968 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası'da Fenerbahçe İngiltere Şampiyonu Manchester City ile eşleşti. Bundan iki yıl önce İngiltere, Dünya Kupası'nı kazanmıştı. Türkiye ve İngiltere'deki herkes bu eşleşmenin favorisinin açık ara farkla Manchester City olduğunu düşünüyordu. İlk maç Manchester şehrinde oynandı ve özellikle kaleci Yavuz Şimşek'in güzel oyunu maçın 0-0 bitmesini sağladı[21]. İkinci maç 2 Ekim 1968'de İstanbul'da oynandı. Manchester City maça baskılı başladı. Ercan Aktuna kaleci Yavuz'a pas attı fakat pas kısa düşünce Coleman araya girdi ve 12. dakikada durumu İngiliz ekibinin lehine çevirdi. İlk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda oyuna Abdullah Çevrim girdi ve hemen 46. dakikada bir karambolde topu ağlara göndermeyi başardı: 1-1. Kalan dakikalarda skora göre turu geçen taraf olan İngilizler defansa çekildi. 76. dakikada Ogün Altıparmak'ın vuruşu gol olunca İngilizler şoka uğradı. Durum 2-1 e geldi ve maç böyle tamamlandı. Fenerbahçe, dönemin en güçlü ekiplerinden Manchester City'yi elemişti.
    Ertesi gün Türkiye'deki gazetelerde şöyle manşetler atıldı:

    quote:

    "Dünya Şampiyonlarının şampiyonunu yendik".


    (Bknz: Dingiltere)



    1972 yılında ilginç(?) bir kişi Fenerbahçe'de teknik direktörlük yaptı. 1962 Dünya Kupası'nda Brezilya'nın kupayı almasında pay sahibi olmuş Valdir Pereira takımın başına getirildi. Valdir Pereira'nın diğer ismi Didi idi. Fenerbahçe, Didi yönetiminde üç yılda sekiz kupa kazanmayı başardı[22]. Didi zamanında, Cemil Turan ve Osman Arpacıoğlu'lu takım 18 kez Galatasaray'a karşı oynadı. Fenerbahçe bu maçlarda 10 galibiyet 6 beraberlik alırken Galatasaray 2 kez sahadan galip ayrıldı. Fenerbahçe, Didi'li yıllarda oldukça başarılı oldu ve popüleritesini artırdı. Milliyet tarafından yapılan anket sonuçlarına Fenerbahçe o tarihte % 60,56 ile en çok taraftara sahip kulüptü.


    Düşük Ve Yüksek Dereceler


    1980 yılında Fenerbahçe, takımın başına Eintracht Frankfurt'tan Alman bir çalıştırıcı getirildi. Friedel Rausch yönetimindeki Fenerbahçe en dramatik sezonunu yaşadı. Takım ligde büyük düşüşler yaşadı ve sezonu 10. sırada tamamlayabildi. 16 takımın olduğu ve 14., 15., ve 16.'nın küme düştüğü ligde Fenerbahçe 10. oldu. Ligden düşen takımlardan Çaykur Rizespor ile aynı puandaydı. Takım averajla ligde kalabilmişti.


    Sarı-Kanaryalar için 1985-1988 yılları arası da pek parlak geçmedi. Takım iki kez beşincilik, bir kez de sekizincilik aldı. Bu üç sezonda kulüp altı çalıştırıcı değiştirdi.
    Bu, değişim için iyi bir zamandı. Rıdvan Dilmen ve Aykut Kocaman transfer edildi. Kaleye Almanya Milli Takımı kalecisi Harald Schumacher alındı. Alman kaleci daha önce 1982 ve 1986 Dünya Kupalarında, Batı Almanya Milli Takımı'nda görev yapmıştı. Harald Schumacher dışında kadroda yabancı futbolcu yoktu.
    Oldukça kaliteli bir kadro kuruldu. 1988-89 sezonu takım için kırılması zor rekorlar yılı oldu. Fenerbahçe 103 kez (maç başına 2,86) rakip fileleri sarsarak bu alanda lig rekorunu kırdı. Kalesinde sadece 27 gol gördü. Fenerbahçe 36 maçtan 29'unu kazanırken 6'sında berabere kaldı, birini kaybetti. Toplayabileceği 108 puandan 93'ünü topladı ve % 86,11'lik bir başarı sağladı.
    Başarı yüzdesi ve alınan puan alanında da rekor kırılmış oldu. Gol kralı Fenerbahçe'den çıktı.
    Aykut Kocaman 29 gol atmıştı. Rıdvan Dilmen ise tam 41 asist yapmış 19 kez de fileleri sarsmıştı.


    Diğer bir parlak başarı 3 Mayıs 1989 tarihinde sağlandı. 1988-89 sezonunda Galatasaray ile Türkiye Kupası'nda karşılaşıldı. Maç Ali Sami Yen Stadı'nda oynandı. Galatasaray ilk yarıyı Tanju Çolak'ın attığı üç golle önde kapadı. Galatasaray üstün durumdaydı ve bazı spor yazarları ikinci yarıda farkın açılacağını, böylece Galatasaray'ın tarihi bir zafer elde edeceğini düşünüyorlardı.(Bknz: Fatih Altaylı tarzı.)
    Devre arasında Veselinoviç takımı çok iyi bir şeklide motive eder ve onlara: "Onlar bize bir devrede üç gol atabiliyorsa, biz onlara beş tane atarız. Sahaya çıkın ve ne kadar Fenerbahçeli olduğunuzu onlara gösterin" der. İkinci yarıda Aykut Kocaman ve Hasan Vezir'in (3) golleriyle Fenerbahçe rakibini 4-3 devirir.




    1990'dan Günümüze



    90'lar


    1990-91 sezonunda Fenerbahçe'nin başına Hollandalı çalıştırıcı Guus Hiddink getirildi. O sezon Fenerbahçe için oldukça kötü geçecekti. Harald Schumacher sarılık geçirdi ve futbola ara vermek zorunda kaldı. Rıdvan Dilmen'in peşini sakatlıklar bırakmadı. Fenerbahçe sezona 1-6'lık Aydınspor hezimeti ile başladı. Bu, kulüp tarihinde ligde alınan en büyük yenilgiydi. Sezon istenilen gibi gitmedi ve takım beşinci olarak ligi kapadı. Buna karşın Basketbol Erkek Takımı, tarihindeki ilk şampiyonluğunu bu sezon elde etti.

    90'lı yıllar takım için pek parlak geçmedi. 1990-2000 arasında sadece bir kez lig şampiyonluğuna ulaşıldı.1995-96 sezonunda takım lig şampiyonluğuna ulaştı. Aynı yıl Türkiye Kupası'nda finale çıktı. İki maç üzerinden oynanan karşılaşmalarda Fenerbahçe, uzatma devresinde yediği golle Galatasaray'a mağlup oldu. Buna karşılık bu dönemde Fenerbahçe 4 yıl lig gol kralını çıkardı. 1991-92 sezonunda ve 1994-95 sezonunda Aykut Kocaman 25 ve 27 golle, 1992-93 sezonunda Tanju Çolak 27 golle, 1993-94 sezonunda Bülent Uygun 22 golle gol krallığına ulaştı.



    Tüm bunlara karşın kulüp 10 yıl boyunca ekonomik ilerlemeler kaydetti. Ali Şen ve Aziz Yıldırım gibi başkanlar sayesindeki bu ekonomik ilerleme ile kaliteli futbolcular ve ünlü teknik adamlar takıma kazandırıldı. Joachim Löw ve Carlos Alberto Parreira bunlardan ikisiydi.
    Yine birçok ünlü yabancı futbolcu takımda oynadı: Jay-Jay Okocha, Elvir Baliç, Emil Kostadinov, Jes Høgh...



    Yeniden Yapılanma


    1998 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde Aziz Yıldırım, bir oy farkla başkanlığa seçildi.
    Yıldırım, devamlı bir sportif başarı için, kulüp ekonomisinin sağlam temellere dayanması gerektiğini düşünüyordu. Bu amaçla uzun vaadede planlar yaptı. Fenerbahçe Stadyumu olarak anılan stadyumun adını Şükrü Saracoğlu Stadı olarak değiştirdi. 28.000 kişilik bu stadyumun 1982 yılında projelendirilen kapasite arttırma çalışmalarına başlandı. 1999-2000 sezonunda Yeni Açık diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki tribün yıkılarak inşaata başlandı. Sponsor olarak Migros ile anlaşıldı. 2000-01 sezonunun ilk maçı geldiğinde kapasite 30.000'e çıkarılmıştı. Sezon içinde diğer kale arkası tribün yıkıldı ve inşaasına başlandı. Sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı ve 6 Mayıs 2001'deki Fenerbahçe-Galatasaray maçına yetiştirildi. Bu tribünler ile birlikte stadın kapasitesi 42.000'e ulaştırılmıştı. Bu maç ile İstanbul seyirci ve hasılat rekoru kırıldı.

    Daha sonra Maraton Trübün yıkıldı. İnşaat hızla bitirildi, 16 Şubat 2002'de oynanan yine bir Fenerbahçe-Galatasaray maçıyla tribün açılışı yapıldı. Maçı 45.000 civarında taraftar izledi.

    2005 yılının mart ayında numaralı tribün hızla yıkıldı. 8-9 ay gibi kısa sürede yeni tribün yapıldı. Bu tribüne Fenerium Tribünü adı verildi. 2006-2007 sezonunda stada ısıtma sistemi eklendi.

    Tüm bunların yanında kulübe önemli tesisler kazandırılmış, altyapı çalışmaları hızlandırılmıştır. Can Bartu Tesisleri 2000 yılında hizmete girmiştir. Altyapıya hizmet veren Fikirtepe Tesisleri 1999 yılında açılmıştır. Dereağzı Tesisleri 2003 yılında suni çimle kaplanmıştır. Faruk Ilgaz Tesisleri 2004'te, modernize edilmiş şekilde hizmete sokulmuştur.


    Başkanlar




    1907–1908 Ziya Songülen
    1908–1909 Ayetullah Bey
    1909–1910 Tevfik Haccar Taşçı
    1910–1911 Galip Kulaksızoğlu
    1911–1912 Osman Fuat Efendi
    1912–1914 Hamit Hüsnü Kayacan
    1914–1915 Hulusi Salih Paşa
    1915–1916 M. Sabri Toprak
    1916–1918 Dr. Nazım Bey
    1918–1919 Refik Ahmet Nuri Sekizinci
    1920–1923 Ömer Faruk Efendi
    1924–1927 Nasuhi Baydar
    1928–1932 Muvaffak Menemencioğlu
    1932–1933 Sait Selahattin Cihanoğlu
    1933–1934 Hayri Celal Atamer
    1934–1950 Şükrü Saraçoğlu
    1950–1951 Ali Muhiddin Hacı Bekir
    1951–1953 Osman Kavrakoğlu
    1953–1954 Bedii Yazıcı
    1955–1957 Zeki Rıza Sporel
    1958–1959 Agah Erozan
    1960–1960 Medeni Berk
    1960–1961 Hasan Kamil Sporel
    1961–1962 Razi Trak
    1962–1966 İsmet Uluğ
    1966–1974 Faruk Ilgaz
    1974–1976 Emin Cankurtaran
    1976–1980 Faruk Ilgaz
    1980–1981 Razi Trak
    1981–1983 Ali Şen
    1983–1984 Faruk Ilgaz
    1984–1986 Fikret Arıcan
    1986–1989 Tahsin Kaya
    1989–1993 Metin Aşık
    1993–1994 Güven Sazak
    1994–1994 Hasan Özaydın
    1994–1998 Ali Şen
    1998—.... Aziz Yıldırım




    Unutulmaz İsimler




    Fenerbahçe 1907 yılında kurulduğunda oldukça kısıtlı bir kadroya sahipti. Bunlardan Galip Kulaksızoğlu ilk kadrodan kulüpte en fazla kalan isimdi. Kulüpte 17 yıl geçiren Kulaksızoğlu 1924 yılında jübile yapana kadar 216 maça çıkmıştı. Zeki Rıza Sporel Fenerbahçe'nin altyapısından çıkmış ilk isimlerdendi. 18 yıllık kulüp kariyerinde 352 maçta 470 gol atarak maç başına 1,3 gol ortalaması ile kulüpte önemli bir yer edinmiştir. Zeki Rıza Sporel 16 kez forma giydiği Türkiye Millî Futbol Takımı forması ile 15 gole imza atmıştır. Cihat Arman kulübe en uzun süre hizmet eden kalecilerdendir. 12 sezon boyunca 308 maça çıkmıştır.

    Lefter Küçükandonyadis, Avrupa'da mücadele eden ilk önemli Türk oyunculardandır. Lefter, Fenerbahçe'ye geri dönmeden önce 2 yıl boyunca sırayla ACF Fiorentina ve OGC Nice takımlarında oynamıştır. Lefter 615 maçta 423 gol atarak kulübün 2 İstanbul Ligi, 3 Türkiye Ligi zaferi kazanmasında etkili olmuştur. Bir başka efsanevi oyuncu Can Bartu, kulübün Avrupa'ya ihraç ettiği önemli oyunculardandır. Ayrıca Can Bartu bir avrupa kupası finalinde ( Fiorentina - Atletico Madrid ) top koşturan ilk Türk oyuncu olmuştur. Bartu, Fenerbahçe'ye geri dönmeden önce S.S.C. Venezia ve S.S. Lazio takımlarında da futbol oynamıştır. Bartu, Fenerbahçe'de 330 lig maçında 162 gol atmış ve 4 Türkiye Ligi zaferi yaşamıştır.

    Yakın geçmişte, özellikle yabancı futbolcular taraftarın gönlünde taht kurmuştur. Bunlardan Uche Okechukwu 13 sezon Fenerbahçe ve İstanbulspor'da forma giymiş ve Türkiye'de en uzun süre kalmış yabancı oyuncu unvanını elde etmiştir. Uche, Fenerbahçe kariyerinde 2 Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşamış ve taraftarlar tarafından kulübün unutulmaz isimlerinden biri olarak görülmektedir.

    Pierre van Hooijdonk, Fenerbahçe'ye 2003 yılında gelmiş ve 2 yıl futbol oynamıştır. Hooijdonk, Fenerbahçe formasıyla çıktığı 53 maçta 32 gol atmıştır. Hem sıcak kanlı tavırları hem de başarılı futboluyla Fenerbahçe'nin iki yıl üst üste şampiyon olmasına bulunduğu katkılardan dolayı taraftarın gönlünde kendisine yer bulmuştur.


    Alex De Souza

    2004 yılında Fenerbahçe'ye transfer olmadan birçok Avrupa takımının transfer listesine girmiştir. Ancak 2004 yazında 2004 Copa América'yı kazanan futbolcu Fenerbahçe'yi tercih etmiştir. Geldiği ilk günden itibaren taraftarın sevgilisi haline gelen futbolcu Fenerbahçe'de harikalar yaratmıştır. İlk sezon ligde şampiyonluk yaşamıştır. Diğer sezon ligde asist kralı olan futbolcu 2006-2007 sezonunda Fenerbahçe'nin 100. yıl kadrosunda şampiyon olarak yer almış ve Turkcell Süper Lig’de Gol Kralı olarak Fenerbahçe'nin lig tarihinde Gol Kralı olan ilk yabancı futbolcusu unvanını kazanmıştır. 2007-2008 sezonuna girilirken takımın kaptanlığına getirilmiştir. Taraftarlar tarafından kendisine krALEX lakabı takılmıştır. 2007-2008 sezonunda Fenerbahçe'nin tarihinde ilk kez UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Çeyrek Final oynama başarısını gösteren takımın liderliğini üstlenmiştir. 2007-2008 UEFA Şampiyonlar Ligi Asist Kralı olmuştur. Futbolcu 2009-2010 sezonunda ise Fenerbahçe'nin Avrupa Kupaları tarihinde, en çok oynayan ve en çok gol atan futbolcusu olmuştur. 2010'da ise Fenerbahçe'nin tarihinde En Çok Forma Giyen Yabancı Futbolcu özelliğini kazanmıştır. İstatistiklerde Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en başarılı yabancı futbolcu ve taraftarlar arasında en çok sevilen yabancı futbolcu olmuştur. 2010’da Fenerbahçe’de lig tarihinde 100 gol barajını geçen ilk Yabancı Futbolcu unvanını almış ve tek takımda bu başarıyı yakalayan ilk yabancı futbolcu olarak Türkiye 100'ler kulübü’ne girmiştir. Fenerbahçe'nin lig tarihinde 3000. golünü atmıştır. 2011 yılında sözleşmesi bitecek olan oyuncuya Fenerbahçe’den ayrılacak gözüyle bakılsa da 5 Şubat 2011’de Teknik Direktör Aykut Kocaman yıldız oyuncu ile 2 yıl daha anlaştıklarını açıklamıştır. Alex, 9 Şubat 2011’de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda düzenlenen bir törenle imzayı atmıştır. 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe ile Süper Lig’de 200. Maçına çıkmıştır. 2010-2011 sezonunun 32. Haftasında Ankaragücü maçında 5 gol atmıştır. 2010-2011 sezonunda Lig tarihinde 2. kez Gol Kralı olan ilk ve tek Yabancı Futbolcu ve bu sezonla 4. kez Asist kralı olmuştur.




    Amblem




    Amblem, 1910 yılında resimde yeteneği olan futbolcu Topuz Hikmet tarafından tasarlamıştır ve bu amblem günümüze kadar ulaşmıştır.

    />


    Topuz Hikmet'in anlatımıyla Fenerbahçe ambleminin öyküsü:

    Kulübümüzün rengi sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerle bir amblem yaptırılması gündeme geldi. Arkadaşlarım bu amblemin çizilmesini benden rica ettiler. İlk önce bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve kuruluş tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlarım tarafından beğenildi ve yeni amblem o tarihlerde Almanya'da bulunan Tevfik Haccar'ın aracılığıyla orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle değiştirildi.




    Futbol Başarıları





    Balkan Kupası:
    Şampiyon (1): 1966-67
    Yarı Final (1): 1960-61
    UEFA Şampiyonlar Ligi:
    Çeyrek Final (1): 2007-2008
    UEFA Kupa Galipleri Kupası:
    Çeyrek Final (1): 1963-64
    Şampiyon Kulüpler Kupası
    2. tur (4): 1959-60, 1968-69, 1974-75, 1985-86
    UEFA Kupası
    3. tur (2): 2004-05, 2006-07
    Türkiye Ligi Şampiyonluğu:
    Şampiyon (18)(rekor): 1959, 1960-61, 1963-64, 1964-65, 1967-68, 1969-70, 1973-74, 1974-75, 1977-78, 1982-83 , 1984-85, 1988-89, 1995-96, 2000-01, 2003-04, 2004-05, 2006-07, 2010-11
    İkinci (17): 1960-61, 1961-62, 1966-67, 1970-71, 1972-73, 1975-76, 1976-77, 1979-80, 1983-84 , 1989-90, 1991-92, 1993-94, 1997-98, 2001-02, 2005-06, 2007-08, 2009-2010
    Türkiye Kupası:
    Şampiyon (4): 1967-68, 1973-74, 1978-79, 1982-83
    İkinci (8): 1962-63, 1964-1965, 1988-89, 1995-96, 2000-01, 2004-05, 2005-06, 2006-07 2008-2009 2009-2010
    Türkiye Süper Kupası
    Şampiyon (2): 2007, 2009
    Cumhurbaşkanlığı Kupası:
    Şampiyon (6): 1968, 1973, 1975, 1984, 1985, 1990
    İkinci (7): 1970, 1974, 1978, 1979, 1983, 1989, 1996
    Başbakanlık Kupası:
    Şampiyon (8): 1944-45, 1945-46, 1949-50, 1972-73, 1979-80, 1988-89, 1992-93, 1997-98
    İkinci (7): 1943-44, 1970-71, 1975-76, 1976-77, 1991-92, 1993-94, 1994-95
    TSYD Kupası:
    Şampiyon (12): 1969-70, 1973-74, 1975-76, 1976-77, 1978-79, 1979-80, 1980-81, 1982-83, 1985-86, 1986 -87, 1994-95, 1995-96
    İstanbul Ligleri:
    Şampiyon (16): 1911-12, 1913-14, 1914-15, 1920-21, 1922-23, 1929-30, 1932-33, 1934-35, 1935-36, 1936 -37, 1943-44, 1946-47, 1947-48, 1952-53, 1956-57, 1958-59
    İkinci (18): 1915-16, 1917-18, 1921-22, 1925-26, 1926-27, 1928-29, 1930-31, 1933-34, 1937-38 , 1938-39, 1939-40, 1940-41, 1942-43, 1944-45, 1945-46, 1949-50, 1955-56, 1957-58
    Milli Küme:
    Şampiyon (6): 1936-37, 1939-40, 1942-43, 1944-45, 1945-46, 1949-50
    İkinci (2): 1943-44, 1946-47
    Türkiye Futbol Şampiyonası:
    Şampiyon (3): 1933, 1935, 1944
    İkinci (2): 1940, 1947
    İstanbul Şildi:
    Şampiyon (4): 1930, 1934, 1938, 1939
    İstanbul Kupası:
    Şampiyon (1): 1945
    Atatürk Kupası:
    Şampiyon (2): 1963-1964, 1998
    Donanma Kupası:
    Şampiyon (4): 1982, 1983, 1984, 1985
    Spor-Toto Kupası:
    Şampiyon (1): 1967



    Basketbol Başarıları




    Türkiye Basketbol Ligi

    Şampiyon (5):1990-91, 2006-07, 2007-2008, 2009-2010, 2010-2011
    İkinci (8): 1967-68, 1969-70, 1970-71, 1982-83, 1984-85, 1992-93, 1994-95, 2008-09
    Klasman Ligi Lideri (7): 1982-83, 1984-85, 1987-88, 1989-90, 1990-91, 1991-92, 2006-07

    Türkiye Basketbol Şampiyonası

    Şampiyon (3): 1957, 1959, 1965
    İkinci (4): 1954, 1956, 1958, 1964

    Türkiye Kupası

    Şampiyon (3): 1966-67, 2009-10,2010-2011
    Final (3): 1993-94, 1996-97, 1998-99

    Cumhurbaşkanlığı Kupası

    Şampiyon (4): 1989-90, 1990-91, 1993-94, 2006-07
    Final (4): 1984-85, 1987-88, 2007-08, 2008-09

    İstanbul Ligi

    Şampiyon (7): 1954-55, 1955-56, 1956-57, 1962-63, 1963-64, 1964-65, 1965-66

    Basketbol Federasyon Kupası

    Şampiyon (5): 1954, 1958, 1959, 1960, 1961

    GSGM Kupası

    Şampiyon (2): 1987-88, 1991-92
    Final (1): 1989-90

    İstanbul İkinci Ligi

    Şampiyon (1): 1948-49


    Euroleague (Avrupa Şampiyonlar Ligi)

    Çeyrek Final (1): 2007-2008
    Top 16 (3): 1998-1999, 2008-09, 2010-11

    FIBA Euro Cup

    1 kez Dörtlü Final (2004-05)
    Dördüncülük (1): 2004-05

    Koraç Kupası Çeyrek Final (2): 1995-96, 2000-01

    General Harrington Kupası (1923)
    4'ler Kupası (1946)
    Trakya Kupası (1946)
    Turnuva Kupası (1954)
    Gökay Kupası (1955)
    Rövanşlar kupası (1955)
    Nato Kupası (1956)
    Teşvik Kupası (1956)
    Cihanoğlu Kupası (1956)
    Zafer Kupası (1956)
    Yeşilköy Kupası (1979)
    İzmir Fuar Kupası (1987)
    Osman Erverdi Kupası (1987)
    3 farklı Dörtlü Turnuva Kupası (1990)
    Özkan Alisbah Kupası (1991)
    Ülker 50. Yıl Kupası (1994)
    Dörtlü Turnuva Kupası (2000)
    TÜBAD Turnuvası Kupası (2004)
    Pınar Cup Kupası (2005)
    İstok Rems (2.lik kupası)(2008)
    Mirza Delibasic Kupası (2009)
    Brüksel Kupası (2011)






    Aktif Branşlar




    Futbol
    Basketbol
    Voleybol
    Boks
    Atletizm
    Kürek
    Yelken
    Masa Tenisi
    Yüzme Ve Senkronize Yüzme




    Geçmişte Kalan Branşlar




    Bisiklet Ve Triatlon
    Kriket
    Tenis
    Güreş
    Çim Hokeyi
    Patinaj Ve Patenli Hokey
    Jimnastik
    İzcilik
    Eskrim
    Beyzbol
    Bilardo
    Motor Sporları
    Halter
    Avcılık
    Kule Ve Tramplen Atlama
    Sutopu (http://www.youtube.com/watch?v=klDk2ntnqyE)
    Su Kayağı
    Hentbol
    Ragbi
    Okçuluk
    Judo
    Briç
    Dağcılık




    Stadyum




    Şükrü Saracoğlu Stadyumu İstanbul,Kadıköy'de , Fenerbahçe takımının maçlarına ev sahipliği yapan stattır. Stat 1908 yılında açılmıştır ve 1999 - 2006 yılları arasında yenilenerek kapasitesi artırılmıştır. 4 Ekim 2006'da UEFA tarafından yapılan incelemeler sonucunda 2009 UEFA Kupası finalinin bu statta yapılması kararlaştırılmıştır.



    Müze




    Kulüp Müzesi'nin yeri birkaç kez değiştirilmiş ve yenilenmiştir. Son olarak Şükrü Saracoğlu Stadyumu'na taşınmış ve 19 Ekim 2005 tarihinde açılmıştır. Müzede toplam 10 bölüm vardır.




    Diğer Tesisler




    Faruk Ilgaz Sosyal Tesisleri, kulüp ana binasının yanına kurulmuştur. 15 Mayıs 1969'da kurulmasına rağmen Aziz Yıldırım tarafından restore edildi ve 21 Ocak 2004 tarihinde açıldı.

    Sancaktepe Can Bartu Antrenman Tesisleri', yapımına 1997 yılında Ali Şen’in başkanlığı döneminde başlandı. 2000 yılında tamamlandı. Ana takımın kamp merkezidir.

    Dereağzı Metin Aşık Kamp Tesisleri, Dereağzı'nda kurulmuştur ve Fenerbahçe PAF takımına hizmet vermektedir.1989'da yeniden açılmıştır. Tesis Fenerbahçe'nin boks,yelken gibi takımlarına hizmet vermektedir.

    Genç Futbol Akademisi, Metin Aşık Kamp Tesisleri'nin yanına kurulmuştur. 1999 yılında yapılarak Fenerbahçe Genç takımlarına hizmet vermektedir.

    Fikirtepe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri, Yumurtacı Abdi Bey Yolu üzerinde , Kadıköy'e kurulmuştur. 1 Temmuz 1998'da açılmıştır. Futbolcu yetiştirmek için kullanılmaktadır..

    Spor Salonu, Munir Nurettin Selcuk Yolu üzerine Kızıltoprak'a kurulmuştur. 1982'de açılmıştır ve 24 Şubat 2001'de yenilenmesi tamamlanmıştır.Fenerbahçe Erkek ve Bayan basketbol ,Erkek Voleybol ve Bayan Voleybol takımlarına hizmet vermektedir..

    Vefa Küçük Yüzme Havuzu, 16 Temmuz 1999'da açıldı ve yüzme branşına hizmet vermektedir.




    Taraftar Grupları




    GFB
    KILL FOR YOU
    1907 UNIFEB




    __________________________________________________________















  • eline sağlık
  • eline sağlık güzel konu olmuş
  • Teşekkürler.

    Hepsini okuyan olursa, arada çok güzel bilgiler var. Şunun gibi;

    quote:

    Fenerbahçe ve Galatasaray ezeli rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi.
    Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947'de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray Ragbi branşını kapatmaya karar verdi.


  • Çorbada tuzumuz olsun 1920 Yılında

    İşgal Kuvvetleri Komutan General Harrington ve FENERBAHÇE


    İşgal yıllarında General Harrington Fenerbahçe'yi kapatmak istemektedir. Bunun için 1920'de kulüp binasının altı üstüne getirilmiş ve Fenerbahçe nin cepheye silah taşıdığının belgeleri aranmış ancak hiç bir somut belge bulunamamıştır. Bunun üzerine 'işgal kuvvetleri komutanı' sıfatıyla bir bildiri yayınlayarak Fenerbahçe Spor Kulübünü kapatmıştır. Bildiri Aynen şu şekildedir.

    1.) Fenerbahçe Spor Kulübü , ittihat ve Terakki Fırkası'nın bir şubesi olup spor maskesi altında siyasi faaliyetlerde bulunmaktadır.

    2.) Fenerbahçe müttefik kuvvetlere karşı duşmanca duygular beslemekte ve bunu her fırsatta ifade edip ahaliyi kaşkırtmaktadır.

    3.) Kulüpte yuvalanan bazı kimseler, Anadolu'daki asilere silah ve mühimmat sevk etmektedir.

    4.) Görülen lüzüm üzerine Fenerbahçe Spor Kulübü süresiz olarak kapatılmış ve azaları her türlü sosyal faaliyetten me edilmiştir.


    Bunun üzerine o zamanların ' halkın takımı , cephenin sahada ki temsilcisi , moral kaynağı , İstanbul'un ve Türkiye'nin ORTA SINIF a ait tek kulübü' Fenerbahçe kapatılınca 70 sürecek inanılmaz bir ayaklanma başlamıştır.

    General Harrington un otelinin , bürosunun önü sarı - lacivertli bayraklarla dolmuş vatanı kayıtsız şartsız İngilizlere teslim etmiş Saray yöneticileri bile Fenerbahçe'nin kapatılması üzerine seslerini yükseltmeye başlamıştır.

    En sonunda Harrington dayanamayıp Fenerbahçe'nin tekrar açılması için bir bildiriyi imzalarken ağzından şu sözcükler dökülecekti:

    '' Bu ne tuhaf bir millet! Ülkelerini işgal ettik bu kadar tepki göstermediler.Fener'i kapattık hepsi ayaklandı... Nereyedeyse silaha sarılacaklar''




  • FENERBAHÇE'nin İŞGAL YILLARINDA CEPHEYE SİLAH KAÇIRMAYA BAŞLAMASI , ÖNCESİ ve SONRASI

    3 Mayıs 1918 yılında Atatürk Fenerbahçe kulüp binasını ziyaret etmiştir. Günümüzün aşırı fanatik zihniyeti ve beyinleri bunu yalanlamaya kadar giden saçma sapan ve fütursuzca konuşabilmektedir hala .

    İşte tam o gün , günümüzde pek fazla kişinin bilmediği bir toplantı gerçekleşecektir. Başta Mustafa Kemal ve Sabri Bey , Fenerbahçe'li yöneticilerle tam 3 saat süren bir toplantı gerçekleştirmiştir. Kulüpten ayrılmadan önce maroken kaplı kulüp defterine şu unutukmaz satırları yazdı:

    ''FENERBAHÇE KULÜBÜ'nün her tarafta mahzar-ı takdir olmuş bulunan asar-ı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve ebedi hamiyeti tebrik etmeyi vazife etmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir.

    Takdirat ve tebriklerimi buraya kayd ile mübahiyim. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK''

    Kulübün merdivenlerindeyken yöneticilere son bir kez daha dönüp ''Fenerbahçe'ye ebedi muvaffakiyetler dilerim'' deyip oradan ayrılmıştır.



    İşte o gün yapılan toplantının ardından Kurbağalı derede antreman yapan Fenerbahçe li futbolcular bir yandan kulüp binası ve biraz ilerideki kayıkhaneyi silah deposuna çevirmişlerdi. Gizli gizli silahları kaçırmaya başlamıştı artık Fenerbahçe. Atatürk ve ordusunun tabir-i caiz ise mermisi eksik edilmiyordu.

    Fenerbahçe'li sporcuların yerleştirdiği silahlar yine Fenerbahçe'li kayıkçı, kürekçi ve sivillerle taşınıyordu. Ancak gün gelecek ve bir Rum balıkçı olan biteni anlayacaktı. General Harrington ' a şikayet ulaştırılmış ve Harrington adamlarıyla birlikte yola koyulmuştu.

    Bunu haber alan Fenerbahçe'nin yöneticisi konumundaki İttihatcılar hemen daha büyük gemi getirip ne var ne yok yüklemeye başlamişlardi. Neredeyse hepsi yüklenen silahların ardından İngiliz askerleri gözüktü kulüp binasından . Bu sırada hiç beklenmedik bir şey oldu. Kulüp binasının 2. katından silah sesleri yükselmiş ve 1 İngiliz asker öldürülmüştü. Bunun üzerine sayıca kalabalık olan İngilizler kulüp binasına girerek daha önce Fenerbahçe'ni ikinci takımında futbol oynamış Refik ve Mustafa Beyler in üzerine bütün mermilerini boşaltarak onları şehit etmişlerdir.

    Ancak İngilizler kıyıya geldiklerinde açıkta 2 3 tane balıkçı gemisi ve 8,10 tane yük gemisinin dışında başka bir şey göremeyeceklerdi ki zaten büyük bir alanı düşmanın devasa zırhlıları kaplıyordu.

    İşte olmuştu. Fenerbahçe Atatürk'ün verdiği görevi başarıyla yerine getirmişti. Bunun bedelini daha sonradan General Harrington un kulübü kapatmasıyla ödeyecektir Fenerbahçe.

    Bir önce ki mesajimda anlattığım gibi 70 gün süren bir ayaklanma sonucu Fenerbahçe tekrardan açılmıştır.




  • Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.


    daha çoook şey var elimin altinda . Okunacağını bilsem yazarım ama hiç sanmıyorum ki birisi okusun senin gibi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.


    daha çoook şey var elimin altinda . Okunacağını bilsem yazarım ama hiç sanmıyorum ki birisi okusun senin gibi

    Hocam eğer kopyala yapıştır yapacaksan pmden bari olsa atmanı rica ediyorum.
    Yok eğer yazacaksan da teşekkür ederim yorulma.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross


    quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.


    daha çoook şey var elimin altinda . Okunacağını bilsem yazarım ama hiç sanmıyorum ki birisi okusun senin gibi

    Hocam eğer kopyala yapıştır yapacaksan pmden bari olsa atmanı rica ediyorum.
    Yok eğer yazacaksan da teşekkür ederim yorulma.


    Okurum diyorsan hocam öneriyorum ''Sarı Lacivert Kurtuluş'' isimli kitap çok güzel. Yazarı '' Sinan Meydan '' . Yayın evi '' İnkılap'' . Ulaşırsan daha nice bilgileri olayları öğrenebilirsin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Teşekkürler.

    Hepsini okuyan olursa, arada çok güzel bilgiler var. Şunun gibi;

    quote:

    Fenerbahçe ve Galatasaray ezeli rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi.
    Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947'de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray Ragbi branşını kapatmaya karar verdi.









  • quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross


    quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.


    daha çoook şey var elimin altinda . Okunacağını bilsem yazarım ama hiç sanmıyorum ki birisi okusun senin gibi

    Hocam eğer kopyala yapıştır yapacaksan pmden bari olsa atmanı rica ediyorum.
    Yok eğer yazacaksan da teşekkür ederim yorulma.


    Okurum diyorsan hocam öneriyorum ''Sarı Lacivert Kurtuluş'' isimli kitap çok güzel. Yazarı '' Sinan Meydan '' . Yayın evi '' İnkılap'' . Ulaşırsan daha nice bilgileri olayları öğrenebilirsin


    Tamamdır hocam, teşekkür ederim. Çarşıya çıktığımda bakacağım kitapçıya.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross


    quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross


    quote:

    Orijinalden alıntı: DeadlySecret


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Vaay, güzel hikayeler. Teşekkür ederim.
    Duymamıştım hiç.


    Halkın Takımı Fenerbahçe diye boşuna denmiyor işte.


    daha çoook şey var elimin altinda . Okunacağını bilsem yazarım ama hiç sanmıyorum ki birisi okusun senin gibi

    Hocam eğer kopyala yapıştır yapacaksan pmden bari olsa atmanı rica ediyorum.
    Yok eğer yazacaksan da teşekkür ederim yorulma.


    Okurum diyorsan hocam öneriyorum ''Sarı Lacivert Kurtuluş'' isimli kitap çok güzel. Yazarı '' Sinan Meydan '' . Yayın evi '' İnkılap'' . Ulaşırsan daha nice bilgileri olayları öğrenebilirsin


    Tamamdır hocam, teşekkür ederim. Çarşıya çıktığımda bakacağım kitapçıya.


    Rica ederim hocam




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeartQuake


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lord Kinross

    Teşekkürler.

    Hepsini okuyan olursa, arada çok güzel bilgiler var. Şunun gibi;

    quote:

    Fenerbahçe ve Galatasaray ezeli rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi.
    Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947'de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray Ragbi branşını kapatmaya karar verdi.








    tebessüm ettim




  • başka ülkede olsa  General Harrington Kupası için film yapılırdı. bizde neden böyle bir milli kültür yok anlamıyorum.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.