Şimdi Ara

Hipotez-Kanun-Teori İlişkisi (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
60
Cevap
1
Favori
46.517
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Konuda evrim tartışılırsa mecburen konu kilitlenir @ar_tryk, o zaman sizin tahmininiz gerçek olur
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Pitx1 tesadüf yoktur iddianızı sonra cayıp vardır sözünüzü buraya getirebilirim isterseniz. Hatırlamamak imkansız ama. Bu yüzden evrim canlılardaki değişimin nasılına cevap veremiyor. Kuralı yok. Mendel kanunu zorlama olmuş.

    Daha önce de sordum. Siz mutasyonun varlığını red mi ediyorsunuz? Nasıl gerçekleştiği açıklanamıyorsa mutasyon yok mudur diyorsunuz?

    Ayrıca ısrarla bu konu altında evrim tartışmaya çalışmanızın amacı nedir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 4 Ekim 2012; 9:16:58 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Pitx1 tesadüf yoktur iddianızı sonra cayıp vardır sözünüzü buraya getirebilirim isterseniz. Hatırlamamak imkansız ama. Bu yüzden evrim canlılardaki değişimin nasılına cevap veremiyor. Kuralı yok. Mendel kanunu zorlama olmuş.

    Daha önce de sordum. Siz mutasyonun varlığını red mi ediyorsunuz? Nasıl gerçekleştiği açıklanamıyorsa mutasyon yok mudur diyorsunuz?

    Ayrıca ısrarla bu konu altında evrim tartışmaya çalışmanızın amacı nedir?

    Ben evrim tartışmadığımı yazdım. Hayretler içindeyim.



    Evrimin gerçek olması veya olmaması bu konuda tartışılmamalı. Mutasyona inanıp inanmamam da önemli değil. Ben evrimcilerin mutasyon tesadüfidir sözünü getirdim buraya ki bana ait olarak değil onlara ait olarak söyledim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Pitx1 tesadüf yoktur iddianızı sonra cayıp vardır sözünüzü buraya getirebilirim isterseniz. Hatırlamamak imkansız ama. Bu yüzden evrim canlılardaki değişimin nasılına cevap veremiyor. Kuralı yok. Mendel kanunu zorlama olmuş.

    Daha önce de sordum. Siz mutasyonun varlığını red mi ediyorsunuz? Nasıl gerçekleştiği açıklanamıyorsa mutasyon yok mudur diyorsunuz?

    Ayrıca ısrarla bu konu altında evrim tartışmaya çalışmanızın amacı nedir?

    Ben evrim tartışmadığımı yazdım. Hayretler içindeyim.



    Evrimin gerçek olması veya olmaması bu konuda tartışılmamalı. Mutasyona inanıp inanmamam da önemli değil. Ben evrimcilerin mutasyon tesadüfidir sözünü getirdim buraya ki bana ait olarak değil onlara ait olarak söyledim.

    Tamam da niye getirdiniz? Konu hipotez, teori ve kanunun tanımı üzerine.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Pitx1 tesadüf yoktur iddianızı sonra cayıp vardır sözünüzü buraya getirebilirim isterseniz. Hatırlamamak imkansız ama. Bu yüzden evrim canlılardaki değişimin nasılına cevap veremiyor. Kuralı yok. Mendel kanunu zorlama olmuş.

    Daha önce de sordum. Siz mutasyonun varlığını red mi ediyorsunuz? Nasıl gerçekleştiği açıklanamıyorsa mutasyon yok mudur diyorsunuz?

    Ayrıca ısrarla bu konu altında evrim tartışmaya çalışmanızın amacı nedir?

    Ben evrim tartışmadığımı yazdım. Hayretler içindeyim.



    Evrimin gerçek olması veya olmaması bu konuda tartışılmamalı. Mutasyona inanıp inanmamam da önemli değil. Ben evrimcilerin mutasyon tesadüfidir sözünü getirdim buraya ki bana ait olarak değil onlara ait olarak söyledim.

    Tamam da niye getirdiniz? Konu hipotez, teori ve kanunun tanımı üzerine.

    Ben evrim doğru veya yanlış konusuna girmedim burada. Tanımları irdeliyorum. Tanım yapılırken evrim de işin içine katılmış. Bunu yapan ben değil yazıyı hazırlayanlar.




  • Level in evrimci bir bilim adamından yaptığı alıntı var. Kendisi tercüme etti.

    quote:

    Orijinalden alıntı: LeVeL

    "This indicates that body size is purely a microevolutionary effect of optimisation for local conditions. As such, no general rules can be formulated without knowing what conditions the organisms will encounter. And this goes also to undercut our assumptions that "evolution" is a general process of a single mechanism. It is no more so than "weather" is. We won't be able to predict more than a limited amount of change, nor develop "laws" of evolution, because the extraneous variables are so complex, contingent, and unforeseeable."

    Türkçe özetlersem:

    Organizmanin hangi şartlarla karşılaşıcağını bilmediğimiz için formülize edilebilecek genel kurallar yoktur. Bu bizi evrimin tek bir mekanizmanin ürünü olduğu varsayiminlarindan uzaklaşmamiza kadar gidiyor. Hava tahmininden öte değil . Sınırlı bir zaman harici tahminde bulunamiyoruz ne de kanunlar -formüller- geliştirebiliyoruz çünkü değişkenler çok karmaşık , şans eseri , öngörülemez.








    http://forum.donanimhaber.com/m_43480859/mpage_7/key_/tm.htm
    quote:

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Kuram
    Kuram veya teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür.

    Bu da başka evrimci arkadaşın getirdiği tanım. Tartışmadan sonra wikiden bu tanımın güncellenerek değişeceğini tahmin ettim ve sürekli tanımı inceledim

    Bir müddet sonra beklediğim oldu tanım değişti

    Bu konuda da mesajlarımın silineceğini anladım. Eleştiri sorun olabilecekti.

    Artık yazmamaya karar verdim bu konuya. Alakası olmadığı halde sanki evrimi çürtmeye çalışıyormuşum havası verilmek isteniyor.

    Umarım Level in tercümesi silinmez. Evrim konusunda birisi bak teori üst konuda denildiğinde Level in tercümesi Teori olarak Evrimin ağırlığını anlamasına yardım edecektir. Etmese de en azından kararı okuyan versin. Silmeyein Level in tercümesini.

    Artık bu konuya yazmayacağım. Konunun devamı açısından ve ortamın gerilmemesi için çekiliyorum.

    Pitx1 e dürüstlüğünden dolayı teşekkür ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 8 Ekim 2012; 15:09:39 >




  • Sayın ar_tryk Evrimin tamamen tesadüfü denklemlere bağlı olmadığını söyledim. Ayrıca Evrim içersinde tesadüfü durumlar var.

    Tesadüf derken bu tanımlama ne kadar doğru tartışılır. Çünkü çevresel etkileşimi bilmediğimiz etkileri tesadüf diye adlandırıyoruz. Mesela en basitinden hücre içinde ani H iyon değişikliği bazı moleküllerin oluşmasını engelliyor. Bunu bilmeden önce tesadüfi diye tanımlıyorduk ama gelin görünki ortam şartları o kadar etkin ki bunları saptamak oldukça uzun iş.

    Konumuza dönersek bu benim kendi tanımlamam değil. Bu kaynağınıda belirttim uluslararası bilim komitelerinin yaptığı tanım. Ora da sadece Evrim örnek gösterilmemiş. Başka teorilerde örnek verilmiş ayrıca.
  • Bilerek art niyetinizi görmezden geliyorum.

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk


    quote:

    BigBange karşı teorimizkonusunu okumadım. Aynı mantıkla BigBange teorisinin ispatlanmasına gerek kalmamıştır. Bu teori için çalışanlar dağılabilir


    Tamamen yanlış bir düşünce mesela. Teoriler geliştirilir ve zamanla "nasıl" sorularının cevapları açıklanır. Yer çekiminin varlığından hepimiz eminiz herhalde ancak yer çekimi teorisi üzerine yapılan çalışmalar yer çekimi kanunu denen



    formülünü bize kazandırmıştır. Yer çekiminin oluşumu hakkında ilerde bu bilgiler yanlışlanırsa dahi hiç birimiz uzaya savrulmayacağız.

    quote:

    Kısacası kuram, ispatlanabilen ve doğadaki olayların nasılını açıklayan bir bilimsel çözümlemedir.
    İşte getirdiğiniz tanım ile de çelişiyor evrim. Evrim canlının başka türlere değişiminin nasılını açıklayamıyor. Eski konudan örnek getirdim maalsef silindi.

    Evrim teorisi canlıların mutasyonlar sonucu çeşitlenen genetik şifrelerinin fiziksel izolasyon veyahut iklimsel değişiklikler ile doğal seçilime maruz kalmaları sonucu farklılaşarak türleşmelerini konu alıyor. Mutasyonlar için bir olasılık formülünün hala geliştirilememiş olması mutasyonları ortadan kaldırmadığı için bu konu hakkında çalışmalar hala sürmekte. Yaşayan ve fosil durumdaki canlıların yapıları incelendiğinde ise evrim teorisinin canlıların birbirinden türediği iddiasının ilerleyen zamanda aynı yapıların küçük değişimlerle geliştiğini gösteren buluntular mevcuttur. En basitinden tüm memeliler aynı iskelet yapısına sahiptir ancak türlere göre bazı kemikler kaynaşmış veyahut kullanım dışı kalacak şekilde küçülmüştür. Fosillerde de tarihsel olarak bu değişim net olarak izlenmektedir.

    Sizin ısrarla cevap vermediğiniz mutasyonların varlığını red mi ediyorsunuz sorusuna ben cevap vereyim, reddedemiyorsunuz. O kadar da abartamayacağınızın farkındasınız en azından. Nasıl olduğu bilinmiyor diye bir olayı yok sayacak değiliz. Mutasyonlar içinse sonsuza yaklaşan faktörün, yine sonsuza yaklaşan olasılıkları hesaplanırsa daha keskin bilgilere sahip olacağız bir gün. O güne kadar bu olaylar belirli bir rastgelelikte gerçekleşecek. Hoş o olasılık hesapları yapılsa dahi rastgele gerçekleşmiş olacak da neyse.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 5 Ekim 2012; 1:42:01 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk



    Varmaya çalıştığınız tek şey "mutasyonların nasılı açıklayamıyorsunuz o halde evrim teori değildir" cümlesi. Bunun da konuyla alakası yok, mesajların silinmesi de gayet doğal.
  • Pitx1

    İhtiyaca binaen açtığın konu için teşekkürler. Gerekli bir konuydu. Yerimidir bilmiyorum ama bu konuda sorularda yanıtlanabilirmi.

    Bahsettiğiniz konulardan birine gelirsek. Newtonun kütle çekim kanununda görelilikle karşılaştırıldığında Newtonun eksikleri olduğunu görmekteyiz. Ancak bu elimizdekileri çürütmedi sadece bilimsel olarak daha nasıl ilerleriz bunu gösterdi. Bu noktada Evrimi ele alırsak ki teori demiyorum. Evrimde birçok bilimsel noktada bilime kazanımları olan bir dal. Elbette inançsal boyutta bakmalıyız, ancak bu noktada evrimi savunan ve saygı duyduğum arakdaşlardan birinin söylemi üzerinden yazayım

    "Evrimin yaratıcının varlığına ters" cevabını aldım. Meselem evrimi ve yaratıcıyı karmaşasını göstermek değil yanlış anlaşılmasın. Sadece evrim insanın inançsal hayatını etkileyebiliyorsa bu bilimsel bir yaklaşımmıdır. Elbet kabul etmeliyizki bilim inançlarımızı etkilemekte ve sizde bu doğrulardan etkilenirsiniz. Bu etkileşim içerisindeyken nasıl olurda sadece bilim diyebiliriz., Bu durum benim içinde geçerli. Zira kuantum veya görelilik ile alakalı birkaç şey okurken aklımda olan inanç boyutlarıda işin içine giriyor.

    Bilim iki tarafın inanmak veya inanmamak gibi durumlarını etkiliyorsa elbet bu yine bilimselliğin dışındadır.

    Aslında konudaki hipotez-teori-kanun yapısıda en azından bu noktalardan uzaklaşıp konuşulabilmesi için bir yol diye düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 4 Ekim 2012; 22:21:17 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska

    Konuda evrim tartışılırsa mecburen konu kilitlenir @ar_tryk, o zaman sizin tahmininiz gerçek olur

    Konuyu anladığımkadarıyla ilerde kilitleyecek gibisiniz.

    En azından Level in tercümesinin silinmemesini istiyorum. Diğer yazdıklarımı silmek istediğinizi tahmin ediyorum. Madem ki tanım yapılırken evrim örnek verilmiş burada teori tanımının evrim için uyarlanmasının teorinin ağırlığını da düşüreceğini açıklamam gayet normal. Ben evrim in teori olduğuna inanıyorsam da "Susun bakalım evrim madem teori o halde kanıtlanmış durumda. Bırakın kanun olmayı daha üstün kanunlardan" gibi söylemlere karşılık geçmişte kabul gören teori tanımlarının dahi sırf evrimi teori kalıbına sokabilmek için değiştirildiğini iddia etmem gayet normal.

    Sonuçta bırakın okuyanlar karar versinler neyin doğru olduğuna.




  • Evrimle ilgili olan bölümleri düzenledim. Üst konuların kilitli olmasından hiç bir zaman hoşnut olmadım, kilitlemek de istemiyorum açıkçası
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Pitx1

    İhtiyaca binaen açtığın konu için teşekkürler. Gerekli bir konuydu. Yerimidir bilmiyorum ama bu konuda sorularda yanıtlanabilirmi.

    Bahsettiğiniz konulardan birine gelirsek. Newtonun kütle çekim kanununda görelilikle karşılaştırıldığında Newtonun eksikleri olduğunu görmekteyiz. Ancak bu elimizdekileri çürütmedi sadece bilimsel olarak daha nasıl ilerleriz bunu gösterdi. Bu noktada Evrimi ele alırsak ki teori demiyorum. Evrimde birçok bilimsel noktada bilime kazanımları olan bir dal. Elbette inançsal boyutta bakmalıyız, ancak bu noktada evrimi savunan ve saygı duyduğum arakdaşlardan birinin söylemi üzerinden yazayım

    "Evrimin yaratıcının varlığına ters" cevabını aldım. Meselem evrimi ve yaratıcıyı karmaşasını göstermek değil yanlış anlaşılmasın. Sadece evrim insanın inançsal hayatını etkileyebiliyorsa bu bilimsel bir yaklaşımmıdır. Elbet kabul etmeliyizki bilim inançlarımızı etkilemekte ve sizde bu doğrulardan etkilenirsiniz. Bu etkileşim içerisindeyken nasıl olurda sadece bilim diyebiliriz., Bu durum benim içinde geçerli. Zira kuantum veya görelilik ile alakalı birkaç şey okurken aklımda olan inanç boyutlarıda işin içine giriyor.

    Bilim iki tarafın inanmak veya inanmamak gibi durumlarını etkiliyorsa elbet bu yine bilimselliğin dışındadır.

    Aslında konudaki hipotez-teori-kanun yapısıda en azından bu noktalardan uzaklaşıp konuşulabilmesi için bir yol diye düşünüyorum.

    Sayın abdullahors84

    Bilim adı altındaki bir forumda bu tür önemli bilgileri bilmek gereklidir. Bu konu bilimsel konulara ışık tutması yönünden atılan ilk adımlardan biridir.

    Newton'nun kütle çekim kanunu dediğiniz gibi belirli bilimsel çözümlemeyi yapmaktadır. Farklı noktalarda gerekli olan ihtiyacı karşılamamaktadır. Bu kütle çekim kanununun yanlış olduğu anlamına gelmez. Tanımlama yapmak gerekirse belli bir yere kadar gücü yetmektedir. İşte bilimin güzelliği buradan itibaren başlıyor.

    İnançsal anlamına gelirsek burada farklı bir bakış açısı bizleri bekliyor. Bilimsel verilerde dini unsurlar veya dini inançlar yer almamaktadır. Çünkü bilimin yapısı oldukça farklıdır. Ve bilgiler sürekli artıp gündelik hayatımızı etkileyip kolaylaştırmaktadır. İlerleyen zamanlarda Bilim Felsefesi üzerinde duracağım. O konu üzerinden bir bilimsel tanım yapmamız en az bu başlık kadar önemli olacaktır.

    Doğal olarak yetiştiğiniz toplum ve çevreye paralel insanların okudukları bilgi edindikleri kaynaklar insani pek tabi etkiler. Bence bu iki kavramın birbiri içersine sokulması bizleri farklı yönlere sürükleyebilir. Ama ne olursa olsun bilim ve dinin kuralları ve işleyişleri birbirinden oldukça farklıdır. Örnek verecek olursam ünlü Ekoloji ve Evrim profesörü D. Futuyma Türkiye'ye geldiğinde uzun uzun sohbet etme imkanım oldu. Futuyma son derece inançlı kiliseye giden bir insan. Fakat gelin görün ki Futuyma'nın yaptığı tanım yerindedir. "İnsanlar istediklerine inanırlar veya inanmazlar bu insanın kendini bağlayan bir şeydir, hiç kimse buna karışamaz ama iş bilime gelince o laboratuvara giren insan üzerindeki tüm inançsal ögeleri çıkarıp yerine beyaz önlüğü giymesi gerekir".

    Çok yerinde ve kısa öz bir tanımlama bence. Yani eğer birisi kalkıp "ya evrim olduğuna inanıyorum o zaman tanrı yoktur" veya "evrime inanmıyorum dini argümanlara ters" diyen insanlar yanlış içindelerdir.

    Tekrar tekrar söylüyorum bilim yapılırken ne siyaset nede dini ifadeler kullanılır. Ortada ya bir bilgi vardır veya bilgi yoktur. Bilim bunlarla ilgilenir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Pitx1

    Hipotez

    Hipotez, belirli gözlemler sonucunda elde edilen verilere dayalı olarak oluşturulan ve kesinliği olmayan, bir öneri şeklindeki genellemedir. Bu öneriler çeşitli yöntemlerle sınanır.
    Buna göre ortaya koyulan hipotezin geçerliliği veya yanlışlığı saptanır. Eğer hipotezin geçerliliği zaman içersin de çeşitli sınamalarla doğrulanıp kapsadığı alan genişliyorsa ve bu hipotez teori halini almaya başlar. Çünkü bu zaman içersin de yapılan tüm sınamalar, testler, deneyler ve gözlemler ilgili hipotezin temelini sağlamlaştırır. Bu temel zaman içersin de daha başka test, gözlem ve deneylere tabii tutulup geçerliliği devam ederse temelin üzerine duvar örülür. işte bu kısımda hipotez bünyesinde yer alan bilgilerin genişlemesiyle beraber Teori olur. Fakat tam tersi durumunda hipotez geçerlilik kazanmaz.

    Teori (Kuram)

    Hipotezlerle desteklenebilen, aksi bir teori ile topyekun çürütülmediği takdirde bilimsel geçerliliği sürekli olan bilimsel çözümlemedir. Sistemli bir biçimde düzenlenmiş, bir çok olayı deneysel gözlemlerle açıklayan, bir bilime konu alan temeller bütünüdür. Kısacası kuram, ispatlanabilen ve doğadaki olayların nasılını açıklayan bir bilimsel çözümlemedir.

    Genelde Hipotezlerle karşılaştırılır ve "doğruluğu kanıtlanmamış" denir. Bu tamamiyle yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü bir bilgi Teori halini almış ise "doğruluğu kanıtlanmıştır". Dolayısıyla günlük hayatta kullanılan "bir teorim var" sözü doğru bir ifade değildir.

    Teoriler kanunlara dönüşmezler. Çünkü Teori bilgilerin sistematik şeklinde bir araya gelmesiyle "Nasıl" sorusunu cevaplar. Kuantum teorisi, Evrim teorisi, Görecelik teorisi, Hücre teorisi gibi teoriler, çok sayıda deneysel bulgudan yola çıkarak oluşturulmuş ve "Nasıl"ları anlatan teorilerdir. Yani "varsayım"ların ötesindedir, bilimseldir, ispatlanabilirdir.

    Einstein'in izafiyet teorisini ve Newton'un kütle çekim kanunu düşünecek olursak, izafiyet, kütle çekim kanununun yerini almıştır çünkü çok daha etraflı bir teoridir ama "teori" diye geçmektedir. Ancak kanun diye bahsedilen kütle çekim kanunu sınırlı sayıdaki işlevi açıklar. Dolayısıyla daha az kapsamlıdır. Ama bu Newton'un kütle çekim kanunun yanlış olduğu anlamına gelmez.

    Kanun

    Bir bilimsel kanun, gözlem ve deneylerle iyi desteklenip kanıtlanmış matematiksel prensiptir. Tipik olarak bilimsel kanunlar, matematiksel formüllerle ifade edilirler. Bilimsel kanun profiliyle, bilimsel teori profili yakından ilişkilidir. Tipik olarak, kanunlar teorilere nazaran dünya hakkında daha kısıtlı öngörülerde bulunurlar.

    Fizik kanunları, matematiksel kanunları bir çok tanımlanmış açıklayıcı kanunlar vardır. Ayrıca, biyoloji biliminde Mendel genetiği ve genetikteki Hardy-Weinberg Kuralı prensibi gibi bir takım bilimsel kanunlar tanımlar. Ve genel kanının aksine, kanıtlanan teori (kuram) kanun olmaz. Kanunla teori arasında doğrudan, tamamlayıcı bir ilişki yoktur. Menden genetiği bugünkü tüm genetik bilgisini ve işleyişini açıklamaz. Ama bazı noktalarda kullanılır. Yani sınırlı bir çevresi vardır. Veya yukarıda örnek verdiğimiz Kütle çekim kanunu ve İzafiyet teorisi arasındaki ilişki.

    Kaynak: British Academy of Sciences


    Çok sorunlu bir yazı... Yazının çevirisinde mi hata var, yoksa yazı çok mu 1050'li yıllardan kalmış anlayamadım..
    Fakat burada gördüğüm şey bilimin naif bir doğrulamacı yorumu...

    Ve açıkçası okuyucuya bilim hakkında hiç bir şey söylemeyen bir yazı...

    Ben sorunlu olan kısımları belirtmek isterim. Fakat bunu bu konu altında mı yapsam yoksa başka bir konu açıp orada mı tartışsam
    ona karar vermeliyim öncelikle..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lath.Crusader

    quote:

    Orijinalden alıntı: Pitx1

    Hipotez

    Hipotez, belirli gözlemler sonucunda elde edilen verilere dayalı olarak oluşturulan ve kesinliği olmayan, bir öneri şeklindeki genellemedir. Bu öneriler çeşitli yöntemlerle sınanır.
    Buna göre ortaya koyulan hipotezin geçerliliği veya yanlışlığı saptanır. Eğer hipotezin geçerliliği zaman içersin de çeşitli sınamalarla doğrulanıp kapsadığı alan genişliyorsa ve bu hipotez teori halini almaya başlar. Çünkü bu zaman içersin de yapılan tüm sınamalar, testler, deneyler ve gözlemler ilgili hipotezin temelini sağlamlaştırır. Bu temel zaman içersin de daha başka test, gözlem ve deneylere tabii tutulup geçerliliği devam ederse temelin üzerine duvar örülür. işte bu kısımda hipotez bünyesinde yer alan bilgilerin genişlemesiyle beraber Teori olur. Fakat tam tersi durumunda hipotez geçerlilik kazanmaz.

    Teori (Kuram)

    Hipotezlerle desteklenebilen, aksi bir teori ile topyekun çürütülmediği takdirde bilimsel geçerliliği sürekli olan bilimsel çözümlemedir. Sistemli bir biçimde düzenlenmiş, bir çok olayı deneysel gözlemlerle açıklayan, bir bilime konu alan temeller bütünüdür. Kısacası kuram, ispatlanabilen ve doğadaki olayların nasılını açıklayan bir bilimsel çözümlemedir.

    Genelde Hipotezlerle karşılaştırılır ve "doğruluğu kanıtlanmamış" denir. Bu tamamiyle yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü bir bilgi Teori halini almış ise "doğruluğu kanıtlanmıştır". Dolayısıyla günlük hayatta kullanılan "bir teorim var" sözü doğru bir ifade değildir.

    Teoriler kanunlara dönüşmezler. Çünkü Teori bilgilerin sistematik şeklinde bir araya gelmesiyle "Nasıl" sorusunu cevaplar. Kuantum teorisi, Evrim teorisi, Görecelik teorisi, Hücre teorisi gibi teoriler, çok sayıda deneysel bulgudan yola çıkarak oluşturulmuş ve "Nasıl"ları anlatan teorilerdir. Yani "varsayım"ların ötesindedir, bilimseldir, ispatlanabilirdir.

    Einstein'in izafiyet teorisini ve Newton'un kütle çekim kanunu düşünecek olursak, izafiyet, kütle çekim kanununun yerini almıştır çünkü çok daha etraflı bir teoridir ama "teori" diye geçmektedir. Ancak kanun diye bahsedilen kütle çekim kanunu sınırlı sayıdaki işlevi açıklar. Dolayısıyla daha az kapsamlıdır. Ama bu Newton'un kütle çekim kanunun yanlış olduğu anlamına gelmez.

    Kanun

    Bir bilimsel kanun, gözlem ve deneylerle iyi desteklenip kanıtlanmış matematiksel prensiptir. Tipik olarak bilimsel kanunlar, matematiksel formüllerle ifade edilirler. Bilimsel kanun profiliyle, bilimsel teori profili yakından ilişkilidir. Tipik olarak, kanunlar teorilere nazaran dünya hakkında daha kısıtlı öngörülerde bulunurlar.

    Fizik kanunları, matematiksel kanunları bir çok tanımlanmış açıklayıcı kanunlar vardır. Ayrıca, biyoloji biliminde Mendel genetiği ve genetikteki Hardy-Weinberg Kuralı prensibi gibi bir takım bilimsel kanunlar tanımlar. Ve genel kanının aksine, kanıtlanan teori (kuram) kanun olmaz. Kanunla teori arasında doğrudan, tamamlayıcı bir ilişki yoktur. Menden genetiği bugünkü tüm genetik bilgisini ve işleyişini açıklamaz. Ama bazı noktalarda kullanılır. Yani sınırlı bir çevresi vardır. Veya yukarıda örnek verdiğimiz Kütle çekim kanunu ve İzafiyet teorisi arasındaki ilişki.

    Kaynak: British Academy of Sciences


    Çok sorunlu bir yazı... Yazının çevirisinde mi hata var, yoksa yazı çok mu 1050'li yıllardan kalmış anlayamadım..
    Fakat burada gördüğüm şey bilimin naif bir doğrulamacı yorumu...

    Ve açıkçası okuyucuya bilim hakkında hiç bir şey söylemeyen bir yazı...

    Ben sorunlu olan kısımları belirtmek isterim. Fakat bunu bu konu altında mı yapsam yoksa başka bir konu açıp orada mı tartışsam
    ona karar vermeliyim öncelikle..

    Kısaca özetlemeye çalıştım. Fazla ayrıntılarla boğmak istemedim. Sorunlu kısımlar varsa bu başlık altına ekleyebilirsiniz.




  • Bana hücrenin içinde geçerli olan herhangi bir kanun söyleyebilirmisiniz acaba?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    Bana hücrenin içinde geçerli olan herhangi bir kanun söyleyebilirmisiniz acaba?

    Graham difüzyon yasası.
  • Sağolun
    Başka bir soru;
    Teorinin içinde hipotez olur mu?

    -----------
    Tanımda "hipotezlerle desteklenebilen" deniyor.
    demek ki olurmuş, tanımı iyi okumamışım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eloko -- 16 Aralık 2012; 11:03:04 >
  • quote:

    KUANTUM GAZI MUTLAK SICAKLIĞIN ALTINA İNDİ!

    Bilim insanları, ilk defa mutlak sıcaklığın altında bir atomik gaz yarattılar. Teknikleri ise, negatif-Kelvin malzemeleri (akıl almaz derecede soğuk malzemeler) ile yeni kuantum cihazlarının yapımında işe yarayacak. Hatta bir kozmolojik gizemi bile çözebilir.

    Lord Kelvin'in, 1800'lerin ortalarında tanımladığı mutlak sıcaklık ölçeğine göre, hiçbir şey ''mutlak sıfır'' noktasından daha soğuk olamaz. Fizikçiler, daha sonra bir gazın mutlak sıcaklığının, onun partiküllerinin ortalama enerjisi ile ilişkili olduğunu fark ettiler. Mutlak sıfır, parçacıkların hiç enerjiye sahip olmadığı duruma karşılık gelmektedir.

    Ancak 1950'lerde fizikçiler, daha ilginç sistemler üzerinde çalışırken, bunun her zaman doğru olmadığını anladılar. Normalde, bir sistemdeki birçok parçacık ortalama enerjiye ya da ortalama enerjiye yakın olan enerjilere sahiptir. Çok azı da yüksek enerjilerde bulunur.

    Almanya'daki Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden fizikçi, Ulrich Schneider ve çalışma arkadaşları, potasyum atomlarından oluşan bir ultra-soğuk kuantum gazıyla, mutlak sıfır sıcaklığının altına inmeyi başardı. Parçacıklar, lazerler ve manyetik alanlarla kontrol altına alınabiliyorlar. Bilim insanları, lazerler ve manyetik alanlar kullanarak, bir kafes düzeni oluşturdular ve tek tek atomları, bu kafes düzenine hapsettiler. Pozitif sıcaklıklarda, atomlar kararlı hale gelebilmek için birbirlerini iterler. Ekip daha sonra, atomların birbirlerini itmek yerine çekeceği manyetik alanları ayarladı. Schneider, daha sonrası için şu ifadeleri kullandı: ''Bu, atomların tepkiden önce aniden en kararlı, yani en düşük enerjili durumlarından en yüksek enerjili durumlarına kaydırdı. Bu, bir vadi boyunca yürürken, birden kendinizi dağın tepesinde bulmanız gibi bir şey.''

    Pozitif sıcaklıklarda, bu tip ani değişimler kararsız olabilir ve atomlar içe çökebilirler. Ancak ekip, atomları geçerli konumlarında tutabilmek için, lazer alanında yakaladı ve tuttu. Araştırmalar sonucunda, gazın, mutlak sıfırın üzerinden, mutlak sıfırın altına, 1 Kelvinin milyarda biri kadar bir sıcaklıkla indiği görüldü.

    Almanya'daki Cologne (Köln) Üniversitesi'nden teorik fizikçi, Achim Rosch, böyle sistemlerin çok garip davrandığını belirtti. Örneğin Rosch ve çalışma arkadaşları, bu gibi atom bulutlarının, normal yerçekimi ile aşağı doğru (Dünya merkezine doğru) çekileceğini öngörürken, bulutun bir parçası mutlak sıcaklığın altındaysa, bazı atomların yerçekimine meydan okuyarak, yukarı doğru hareket edebildiğini keşfettiler.

    Negatif mutlak sıcaklığın bir diğer özelliği ise kütleçekimine karşı evreni genişleten, gizemli karanlık enerjinin davranışlarını belirleyebileceği. Schneider, atomlardaki bu davranış farklılığının, karanlık enerji gibi bir kozmolojik olguyu çözebileceğini ve kozmologların, konuyla daha yakından ilgilenmesi gerektiğini belirtti.

    Konu ile alaka kurulabilir mi?




  • Sene 2007 foruma ilk girisim.Sene 2008 KB'ye ilk girisim,potansiyel evrim karsiti.Bilim bilmez,tanim bilmez, dogmaciyim.Sene 2013 forumda hala evrim tartisiliyor,ama ben bu sefer karsi taraftayim =) Evrimin kabul edilebilmesi icin ilk olarak dusuncelerin de evrilebilecegini kabul etmek lazim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ßy Spécops. -- 6 Ocak 2013; 17:29:12 >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.