|
Bildirim
|
...Ekibimle ilk defa indiğimizde bir madene denk geldiğimizi sandık.Ama bulunduğumuz yerin maden olmadığını anlamamız zaman almadı.Basit bir demir kapıyı araladık vev kendiğimizi başka bir dağın tepesinde bulduk.İlginç olan dağın tavanı vardı.Gökyüzü yoktu sadece karartı vardı ki dokunduğumuzda demir olduğunu anladık.Dağdan aşağıya doğru inmeye başladık.Ağaç yoktu yeşillik yoktu sadece toprak kirli pis toprak. 1.5 saat kadar inmeye devam ettik ve gözlerimize inanamadığımız şeyi gördük. Karşımızda uçsuz bucaksız bir şehir uzanıyordu.Devasa apartmanlar devasa araçlar.Loş bir ışık vardı şehiri aydınlatan. Beşimizde dona kalmıştık. Bazılarımız elden ayaktan kesilmiş kendilerini yere bırakmışlardı. Şehirden gürültü yükseliyordu.Müzik sesleri, tangırtılar, gümlemeler.Titreye titreye şehre doğru yürümeye başladık. Jose sürekli ''Nasıl bir ... içindeyiz nasıl bir cehennem burası'' diye söylenip dururken Franz elindeki telefonla uğraşıyordu ama nafile telefonun çekmemesini bırakın telefon kapanmış açılmıyordu bile. Kafamızda milyon tane soru işaretiyle ilerlemeye devam ediyorduk.Şehir ile aramızda boş bir arazi vardı sadece.Franz öldüğümüzü düşünüyordu.Öldük ve şuan cehennemdeyiz.İnanın saçmaladığını söyleyemedim çünkü o an her türlü ihtimal kafamın içinde tepiniyordu.Araziyi geçtik ve nihayet gördüğümüz manzaranın içindeydik artık.Bu kadar daha şaşırtıcı birşey olamazdı.Karşımızda bir cadde caddede ilerleyen arabalar tabelalar trafik ışıkları caddenin öbür tarafında binalar binaların zemin katlarında dükkanlar.Bu görüntü bize hiç yabancı gelmemişti.Kaldırımlar kaldırımda yürüyen insanlar.Bizden tek farkları pis görünmeleriydi. Lakin o kadar yoldan sonra ve 2 aylık Antartika araştırmamız sırasında bizimde pek yıkanıp temizlendiğimiz söylenemezdi.Franz ise halen ''Öldük ve cehennemdeyiz. Cehennemde yaşayan insanlar'' diye sayıklamaya devam ediyordu.Işıkları bekledik karşıya geçtik.İnsanları süzüyorduk aynı şekilde onlarda bizi.Kalabalık ilerledikçe ortalık kalabalıklaşıyor yürümek daha da zorlaşıyordu.Hiç soru sormadık sadece yürüdük. Ta ki o güne kadar hiç görmediğimiz o şeyi görene dek. Hayatlarımızı değiştirecek o inanılmaz şey...
Okuduysanız teşekkürler şöyle düşündümde hakikaten iyi senaryo çıkar bu olaydan. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|