Şimdi Ara

İlk Blog Yazım (Doğayı sevenler için)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
225
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • http://gritisgr.blogspot.com/2012/09/dogay-sev-yesili-koru.html (reklam gibi bi amaçım yok sadece yorumlarınızı almak isterim)

    İlk defa yazdıgım için :)


    Doğayı Sev, Yeşili Koru(!)


    İlk okulda gerekli sınıfı içinde barındırabilecek bir binamız mevcuttu. Bunun yanında normal sayılabilecek bahçemiz ve onun yarısı kadar olan ağaçlar ve ciçeklerle donatılmış o kadar özenle hazırlanmamış olsada bi bahçemiz vardı. Girişinde "Doğayı sev , yeşili koru" yazardı. Çok iyi hatırlıyorum, normal asfalt bahçeden çok farklıydı orası, orda koşarken daha rahat olmamızın sebebi topraktı.. Çünkü asfalt büyükler içindi arabalar, karmaşa, insanlık yoktu onda sadece kullanılmak için üretilmiş bi malzeme, tohum eksen ekin vermez.. Ağaç diksen ölürdü bunun yanında ormanlık alan olan mekanda ağaçlara tırmanmak saklambaç oynamak toprağın şefkatini görmek çocuk olmaktı .. Ağaçtan düşmek bile güzeldi çünkü altımızda o lanet asfalt yoktu, oda acıtırdı ama düştükten hemen sonra ayağa kalkar hiç bişey olmamış gibi oyunumuza devam ederdik.. Toprak kanımızı bile saklardı eve gelince toprak izleri arasındaki yaraya bile annelerin tepkisi sanki daha yumuşak oluyordu nede olsa kenarlarında toprak vardı derin çizikler açmazdı.. Sanırım toprak bizi daha çok seviyordu çünkü tam olgunlaşmadan yesek bile bize meyveler armağan ediyordu.. Sınıfta kolları seçerken bile Çevre Koruma Kulübü’nün yeri ap ayrıydı çünkü aklımızda orayı korumak oranın hakimi olmak vardı herkez sıra o kola geldiğinde parmak kaldırır seçilen 2-3 kişinin havasından en az 3 hafta geçilmezdi. Sonra biraz daha büyüdük öyle çokta değil belki 2 belki 3 sene. Ve hayat yavaş yavaş kendini gösteriyordu yeşil alanımızdaki ağaçlar kesiliyor, duvarları, telleri yıkılıyordu ama en dikkatimi çeken bi tarafı aşşağıya düşmüş "Doğayı sev, yeşili koru" yazısıydı. Belki çocukluk travmasıydı belki sadece dikkatimi çekmişti ama sorduğum sorular vardı: Hani doğayı seviyorduk? Çevreyi korucaz diye çekiştiğimiz kollar? Onların toplantılarında bize anlatılanlar? Yere çöp atma, bahçedeki çöpleri bile yerde bırakmayın diyen sınıf öğretmeni? Ne değiştiki neden yıkıldıki orası? Ya çocukluğum altındamı kaldı? Çocukluğum toprakken asfaltmı oldu!? Kim yaptı ? Niye yaptı niye?!

    Sonrası mağlum: Çocukluğumdan beri sevmediğim inşaat olayları, çekiç sesleri, soğuk beton! Kamyonlar iş makineleri. Ve bir tatilden sonra geldiğimde gördüğüm şey: Sadece bi bina. Belki 10 sınıf ya çıkmıştır ya çıkmamıştır ama sadece bi bina. Ne çicek, ne böcek, ne ağaç, ne canlılık, ne insanın içini açan his ne de başka bişey sadece beton! Müdürümüzün konuşması son derece mutluydu sanki yeşili koruyun diyen müdür gitmiş içinde kalpsiz bi robot girmişti. Bense sadece sorularımla kalmıştım. Çocuklar yeni binamız şöyle şöyle hayırlı olsun, şu kadar derslik var şöyle böyle şunlar orda okucak -ee ama ağaçlar? Asfalta kaldık. Sonra büyüdük işte anladık olayları herşeyin böyle geliştiğini insanların söylediklerini nasıl yutup öğrettiklerinin tersine davrandıklarını.


    Belki kurdele kesip açılış yaptı, hatırlayamıyorum tek hatırladığım "Doğayı sev , yeşili koru" yazan tabelanın devrik duruşu.. Belki sadece dikkat çeken belki çocuk tramvası.. Şimdide korkuyorum çünkü iyi bir insan ol diyorlar, insaları koru diyorlar…




    Okuyanlar yorumda atarsa sevinirim..









  • Alışkanlık ne yaparsın .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Armelin

    />


    Alışkanlık ne yaparsın .

    Bide bişey anlasaydım yapmak istediğinden..
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.